Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Yanlış su politikaları nedeniyle kuruyan Marmara Gölü'ne su taşıma projesini eleştiren Doç. Dr. Erol Kesici gölün çevresi ile korunması gerektiğine dikkat çekerek “Taşıma suyla göl dolmaz” dedi.
Ege Bölgesi’nin en önemli sulak alanlarından ve göllerinden birisi olan Marmara Gölü yanlış su politikaları nedeniyle birkaç yıl içinde kuruma noktasına geldi. Binlerce insanın geçim kaynağı, yüz binlerce su kuşunun barınma, beslenme ve yumurtlama yeri olan gölün kuruması suda yaşayan balıkların yanı sıra kuşları ve çevresindeki köylerde bulunan insanları bir felaketle karşı karşıya bıraktı.
BOZDAĞ’DAN MARMARA GÖLÜ’NE SU GETİRME İHALESİ
Marmara Gölü’nün eski haline getirilmesi için DSİ birbiri ardına projeler açıklarken, göl çevresindeki köylülerin gölün kuruyan kısımlarını tarla yapmak için adeta yarış içine girdikleri görülüyor. Gediz Nehri’nden göle su taşınması düşüncesi, Gediz’deki kirlilik nedeniyle rafa kaldırılırken, Bozdağ’dan gelen akarsuların göle akıtılması projesi için geçtiğimiz günlerde DSİ tarafından ihale gerçekleştirildi.
"HER ŞEYLERİ ALAVERE DALAVERE!"
Marmara Gölü’nün su taşınarak eski haline getirilmesi ile ilgili görüşlerini aldığımız Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Su Ürünleri Fakültesinden Emekli Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Erol Kesici gölün çevresi ile korunması gerektiğine dikkat çekerek “Taşıma suyla göl dolmaz” dedi. Göle gelen derelerin önünün yıllardır kesik olduğunu aktaran Kesici, şu an yapılan şeyleri şov olarak nitelendirdi. Doğanın işleyişini insan vücuduna benzeten Kesici, “Benim bir damarımı tıkarsanız ya da başka yere akıtırsanız ne olursa Marmara Gölü’ne de o olacaktır. Doğanın, gölün düzeniyle oynamayın” dedi. Göle kanallarla su taşınmasını “Yine birilerine para aktaracaklar” diye yorumlayan Kesici, “Her şeyleri alavere dalavere. Orada su kaynağı yok. Olsa da bir yerden alıp başka yere götürmek yanlış bir şey” dedi.
"KURTULUR, AMA BU ŞEKİLDE DEĞİL"
Kesici, şu saatten sonra Marmara Gölü’nü kurtarmanın mümkün olup olmadığı sorumuza şu yanıtı verdi; “Marmara Gölü elbette kurtulur. Ona gelmeden önce oradaki balıkçıların çok büyük hatası var. Onu bilsinler bir kere. Biz balık isteriz deyip, o gölde istilacı balıkların yayılmasına neden oldular. Gölün ekolojik dengesini, her şeyini bozdular. Orada ekolojik denge korunmadıktan sonra, dip çamuru temizlenmedikten sonra, kaynaklar-gözeler açılmadıktan sonra ve orası dinlendirilmedikten sonra göl kurtulamaz. Çok şiddetli bir hasta, nekahette derler ya, o duruma gelmiş bir göl Marmara Gölü. Gölü dinlendirmek lazım. Hâlâ su almaya devam ediyorlar, tarım etkisiyle kirlilik devam ediyor”.GÖLLER YÖNETİLEMİYOR
Havaların ısınmasıyla gözelerin, kaynakların kapandığını aktaran Doç. Dr. Erol Kesici, “Hâlâ sen orada vahşi tarım yapıyorsun, salma su tarım yapıyorsun. Ne olacak, bizim partiye oy gelsin. Bu politika yanlış bir şey. Göller yönetilemiyor” dedi.
Marmara Gölü ya da başka göllere suların doğanın içinden, imbikten süzülür gibi gelmesi gerektiğini dile getiren Kesici, “Dağdan su süzülerek gelecek. Hem temizlenmiş olarak gelecek hem de dingin bir şekilde gelecek. Gölleri çevresiyle birlikte korumadığımız sürece 365 gün 24 saat su da versek, yağmur da yağsa gölleri koruyamayız. Köylülerin göllerine, yaşam alanlarına sahip çıkmaları gerekir. Koruyarak sahip çıksınlar ki ileriye taşıyabilsinler” diye konuştu.
NEREYE KADAR SU TAŞIYACAKSINIZ?
Gölün restorasyonunun zor olmadığını ancak bunun bu açıklanan yöntemlerle olamayacağını ifade eden Doç. Dr. Erol Kesici şunları söyledi; “Taşıma suyla değirmen dönmez, göl dolmaz. Nereye kadar su taşıyacaksınız? Nereden su getirirseniz getirin oradaki iş olmaz. Ekosistemi bütünüyle düşünmek lazım. Yoksa içme suyu olarak bile suyu bulamaz hale gelme durumumuz var”. Göllerin politikacıların elinden alınıp bilim insanlarının eline bırakılması gerektiğini söyleyen Kesici, DSİ’nin de artık politik bir kurum haline geldiğini belirtti. Kesici, “Orada çok bilgili uzmanlar var ama ‘Biz emir kuluyuz’ diyorlar. Olmaz böyle! İtalya’da kuraklık nedeniyle olağanüstü hal ilan edilmiş. Orada tarımda kullanılan su miktarı yüzde 40 civarında. Bizde yüzde 80! Buna rağmen İtalyanlar klimaları kullanmama ya da daha verimli kullanma hesapları yapıyorlar. Çünkü daha az elektrik, daha az yakıt kullanırsak daha çok suyumuz olur.”
Özer AKDEMİR / EVRENSEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder