Yedi Kilise Manastırı’nın bekçiliğini yapan Mehmet Çoban’ın hikayesi beyaz perdede: Definecilerle kavga da etmiş mahkemelik de olmuş. ‘Biz neden Mehmet Amca olamıyoruz’ sloganıyla bu belgeseli çektik.
Yedi Kilise (Varagavank) Manastırı’nın 40 yıldır bakımı ve bekçiliğini yapan Mehmet Çoban’ın hikayesi beyaz perdeye taşındı. Çoban’ın yaşamı anlatan “Emanetçi” belgeselinin yönetmenliğini Fatih Güden üstlendi. ‘Biz neden Mehmet Amca olamıyoruz’ sloganıyla çekilen belgesel tarih ve kültür bilincinin önemine dikkat çekiyor.
‘BU MANASTIR BİZE EMANETTİR’ VASİYETİ
Yönetmen Fatih Güden ile belgesel üzerine konuştuk. Yıllardır dini mimariler ve kültürel yapılara dair çalışmalara imza attığını belirten Güden, “10 yıldan fazladır bölgedeki Hıristiyan dini mimarisiyle ilgili envanter çalışması yapıyorum. İnsanlarımızı bu konuda bilinçlendirmek için 2019’da ‘Sessiz Çanlar” isimli ilk belgesel çekimini yaptık. Bu belgesel esnasında 10’a yakın manastırı ziyaret ettik. Varagavank Manastırı ziyaretinde babasının vasiyeti üzerine 40 yıldır gönüllü bu manastırı kendi isteğiyle koruyan Mehmet Çoban ile tanıştık. ‘Sesiz Çanlar’ belgeselimizin gösteriminde Mehmet Çoban’ın olduğu bölüme ilgi yoğundu. İnsanlar Mehmet Çoban’ı merak ettiler, biz de ikinci belgesel olarak ‘Emanetçi’ belgeselini çekmeye karar verdik, Mehmet Çoban’ın hikayesini insanlarla buluşturmak istedik.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Çoban’ın hikayesi başka bir örneği olmadığını dikkat çeken Güden “Babası 30 yıl imamlık yapmış, ölmeden önce de oğluna vasiyette bulunmuş ‘Bu manastır bize emanettir’ diye. Mehmet Çoban da çocukluğundan beri manastırı koruyor. Bu süreçte definecilerle kavga da etmiş mahkemelik de olmuş. Manastırı kendi imkanlarıyla ayakta tutmaya çalışıyor. ‘Biz neden Mehmet Amca olamıyoruz’ sloganıyla, bu belgeseli çektik” dedi.
‘KİŞİSEL İLGİYLE BAŞLADIM’
Güden; Van’da kültürel çalışmaların yeterli düzeyde oluşamadığını ifade ederek yaptığı çalışmalarla kentteki kültürel zenginliğe dikkat çekmek istediğini söyledi. Güden, “Uzun yıllar Van’da birkaç manastır ve kilisenin olduğunu zannediyordum. Aslında fotoğrafçılıkla başladım, coğrafyayı tanımak üzere gittiğim her köyde bir kilise ile karşılaşınca ‘Kimdir bu Ermeniler’ dedim. Araştırmaya başlayınca bu alanda ciddi bilgi eksikliğinin olduğunu gördüm. Çok az araştırma yapılmış akademik anlamda buradaki yapılarla ilgili. Hem sanat tarihi bölümünü okudum hem de araştırmalarıma devam ettim. Tamamen kişisel ilgiyle başladım.” dedi.
Bu yapıların günden güne yok olmasını kabul edemediğini belirten Güden, “Defalarca Ermenistan’a gittim, Van’ın tarihiyle ilgili bizim bilmediğimiz çok değerli bilgilere ulaştım. Bunları da insanlarla paylaşmak adına kitlelere ulaşmamızı sağlayabilecek olan en iyi yöntem olarak sinemayı seçtim. Bunun ilk belgeselde ne kadar etkili olduğunu gördük. Kültürel zenginliğimizi insanlarımıza kazandırmak adına bu çalışmaları yapıyorum. Bilinçsizlik ve defineciler tarihimizi yok ediyor” ifadelerini kullandı.
GÖSTERİM PROGRAMI
Filmin gösterimlerine dair bilgi veren Güden sözlerini şöyle tamamladı: “Van gösterimi yapıldı, ilgi yoğundu. Önümüzdeki süreçte Ankara, İstanbul ve Erivan gösterim yapmayı düşünüyoruz. 12-13 Ağustos’ta ise Hatay’ın Vakıflı köyünde gösterilecek. Gerekli izinleri alabilirsek manastırın olduğu köyde, gösterim yapmak istiyoruz. Çünkü o yapılara zarar veren insanlar orada yaşıyor. O insanlara ulaşmak önemli.”
Fırat TOPAL/EVRENSEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder