1 Nisan 2023 Cumartesi

Foça Bağarası’da zeytincilik bitmek üzere - Ramis SAĞLAM/ Evrensel-İzmir

 

                                                                                                                                        Fotoğraf: DHA

Foça Bağarası’da zeytin üreticiliği yapan köylüler birçok sıkıntıyla karşı karşıya. Artan maliyetler karşısında destek alamadıklarını ifade eden köylüler, kuraklıktan da şikayetçi.

Hükümetin yeterli desteği vermediği köylü, her geçen gün tarımdan uzaklaşıyor. Özellikle mazot fiyatlarındaki artış, gübre maliyeti başta olmak üzere işçilikteki yüzde 200’lere varan artış zeytin üreticisini bitirme noktasına getirdi.  

İzmir Foça Bağarası’da zeytin üreticiliği yapan köylüler de birçok sıkıntıyla karşı karşıya.  Artan maliyetler karşısında destek alamadıklarını ifade eden köylüler, kuraklıktan da şikayetçi. Zeytin üreticisi köylüler ve 400 çiftçiye tarım danışmanlığı yapan Yüksek Ziraat Mühendisi Hatip Altekin ile tarımdaki sorunları konuştuk.

                              Zeytin üreticisi Alper Karaca | Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

"ARITMA SUYU TARIMA KAZANDIRILMALI"

Bağarası’da iki kuşaktır zeytin üreticiliği yapan Alper Karaca, bölgede yedi aydır yağmayan yağmurun rekolteyi düşürdüğünü söyledi. Sulamanın çok büyük bir sorun olduğunu ifade eden Karaca, “Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor. Foça’da, Yeni Foça’da ve İzmir Çiğli’de arıtma tesisleri var. Buralarda arıtılan suların tarıma kazandırılmasını istiyoruz. Bağarası’da var olan bir gölete yenilerinin eklenmesi gerekiyor. Kocamehmetler köyü çevresine bir gölet daha yapılmasını talep ediyoruz. Bu gölet hem orman yangınlarında hem de tarım sulamasında kullanıma açılmalıdır” dedi.

Maliyetler yüksek olduğu için devletten destek beklediklerini dile getiren Karaca, “Vahşi sulama yapmak istemiyoruz. Yer altı sulama sistemi yüksek maliyetli. Bu maliyetler için devletten destek bekliyoruz” diye ekledi.

"MALİYET ARTIŞINA GÜCÜMÜZ YETMİYOR"

Aile tarımı yaptıklarını belirten İbrahim Yüksektepe, girdi maliyetlerinin artmasından dolayı zeytin ağacının bakımı başta olmak üzere üreticiliğin gittikçe zorlaştığını söyledi. Yüksektepe, zeytin yağında perakende fiyat 100 lira olmasına rağmen, fabrikada 90 liradan aşağı çekilerek şu anda 65-70 liraya gerilediği bilgisini verdi.

“Bu fiyatların biz zeytin üreticilerini tatmin etmesi mümkün değil. Çünkü girdi maliyetlerimiz enflasyondan dolayı çok fazla artış gösterdi. Elle toplandığı için100 lira olan işçi yevmiyesi 200-250 lira oldu. Budama işçisinin geçen yılki yevmiyesi 250 lira iken bu yıl 500 lira oldu. Kullandığımız gübre yüzde 100 ila 150 zam görürken, tarımsal ilaca yüzde 200 zam geldi. Geçen yıl 20 litre aldığımız amino asit 2 bin liraydı, bu yıl 4 bin lira oldu. 20 kiloluk fosfor gübresi geçen yıl bin 500 liradan 2 bin liraya çıktı” diyen Yüksektepe, artan maliyetlere dikkat çekti.

Tarım ilaçlarının büyük bir bölümünün yurt dışından geldiğini söyleyen Yüksektepe, “Bir depo ilaç atmaya kalktığımızda 3 bin 500 ile 4 bin lira arasında ilaç masrafımız oluyor. Zararlılarla mücadelede bir sezonda 4-5 kez uygulamak zorundayız. Mazot deseniz öyle. Girdi maliyetlerinin artmasından dolayı çok fazla bir kazancımız kalmıyor. Zeytin bir yıl yapıp, diğer yıl yapmadığı için biz bir yıllık kazancımızı iki yıla bölüyoruz. 2023 yılı da yok yılı olduğu için bu yıl mahsul alamayacağız. Bu da bizi mutlu etmiyor” diye konuştu.

                                  Yüksek Ziraat Mühendisi Hatip Altekin | Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

"ZEYTİNYAĞI SATIŞI MALİYETİNİ KARŞILAMIYOR"

Bölgedeki 400 çiftçiye tarım danışmanlığı yapan Yüksek Ziraat Mühendisi Hatip Altekin, bahçesine gittiği her çiftçinin isyan ettiğini söyledi. Emeğinin karşılığını alamayan çiftçinin göç etmeye başladığını da belirten Altekin, “Ürettiği ürünün karşılığını alamayan çiftçi ilk önce tarlasından, sonra evinden en son da köyünden çıkıp şehre göç ediyor. Bölgede tarımla uğraşan genç sayısı yok denecek kadar azaldı. Tarımsal üretim her yıl daha çok düşüyor. Daha önce dünyaya tarımsal ürünleri ihraç ederken bugün diğer ülkelerden tarımsal ürün ithal ediyoruz. Çiftçiyle verimi yükseltmek için çaba sarf ediyorum. Fakat maliyetler yükseldiği için çiftçi, ‘Benim gelirim ne ki gübre atayım, sulama yapayım’ diyor. Çiftçinin kazancı maliyetini karşılamıyor. Çiftçi başa baş durumuna bile şükredecek durumda. Zeytin üreticisi 80 liraya zeytinyağını satarken, maliyetini bile karşılamıyor” dedi.

80 KURUŞLUK DESTEK ÇOK YETERSİZ

Tarımın içindeki sorunun giderilebilmesi için oluşan fiyat farkının devletin karşılaması gerektiğini vurgulayan Altekin, “Bugün devletin zeytinyağına desteği 80 kuruş, Avrupa’da ise bu destek 1.30 cent yani 30-40 lira. Çiftçi, 1 ton zeytinyağı sattığında ancak 800 lira destek alacağından, ürünün müstahsil makbuzunu kesip, ilçe tarıma götürüp bu parayı almaya bile gitmiyor. Çünkü gidiş geliş masrafını bile karşılamıyor. Bunun için yapılması gereken desteklemenin yükseltilmesi gerekiyor. Çiftçi tarımı bırakıyor, bunu anlamamız gerekiyor. Çiftçiye sadece budama ve düzgün gübre eğitimi vererek iş bitmiyor. İşin aslı tüm sorun merkezi hükümetin çözüm bulmamasında bitiyor. Üretim yapan çiftçi emeğinin karşılığını alamadığı için tarımı bırakıyor” dedi. 

ZEYTİN ÇALIŞTAYI HAZIRLIĞI

Foça’da zeytin üreticiliği yapan çiftçiler, sorunlarını ortaklaştırıp çözüm yolları bulmak için “zeytin çalıştayı” yapmaya hazırlanıyor. Tarımda yaşadıkları sorunların hem yerel yönetimden hem de merkezi hükümetten kaynaklandığını belirten üreticiler, acil taleplerini şöyle sıraladı:

  • - Tarımsal sulamada kolaylıklar sağlanarak vadilerde gölet oluşturulmalı
  • - Arıtılan atık sular tarıma tekrar kazandırılmalı 
  • - Yerel yönetim ve merkezi hükümet acil önlem almalı  
  • - Acil destek rakamları yükseltilmeli
  • - Köyden şehre göç nedenleri ortadan kaldırılmalı
  • Ramis SAĞLAM/ Evrensel-İzmir

 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder