İbrahim Kalın: Karanlıktan gelip karanlığa giden adam (Orhan Gökdemir-soL / Özel)
Karmakarışık, tuhaf, islamcı bir militanın portresi bu. Sahneyi ve gösterişi de seviyor üstelik. İbrahim Kalın karanlıktan gelmişti, karanlığa döndü.
Eski Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olması ile birlikte boşalan MİT Başkanlığı koltuğuna oturdu. Erdoğan, daha önce "büyükelçi" sıfatı verdiği, sonra "başdanışman" ve "cumhurbaşkanlığı sözcüsü" yaptığı İbrahim Kalın’ı en stratejik kurumun başına geçirdi. Bu bir tür saray usulü “kara kutu” değişimi. Kalın’ın atanacağı haberleri üzerine Gazeteci Fehmi Çalmuk, Kalın'ın üniversite döneminde katıldığı eylemlerden kareler yayınladı. Böylece MİT’in başına islamcı hareket içinden gelen eski bir militan oturmuş oldu.
Kalın hakkında başka iddialarda var. WikiLeaks belgelerinde İbrahim Kalın'ın CIA gölge kuruluşu Stratfor'a TR-306 kod adıyla çalıştığı deşifre edilmişti. Stratfor Direktörü G. Friedman o tarihte Başbakan danışmanı olan İbrahim Kalın’la ilgili mesajında şöyle diyordu: “Bu adam büyük bir kaynak, ilişki gizli kalmalı, İbrahim'in müdahale yeteneği bizim statümüzü ortaya koyuyor. Bu adam büyük bir kaynak.”
Strafor şirketi Pentagon ile CIA gibi yapılara danışmanlık hizmeti veriyor ve “Gölge CIA” olarak adlandırılıyor. Stratfor, Amerikan Savunma Bakanlığı birimleriyle birlikte özel kuruluşlara da kritik istihbarat satan, bir kuruluş. Özellikle Türkiye ve Ortadoğu'daki ülkelerde önemli birimlerde görev alan kişilerle kurduğu e-mail ağı vasıtasıyla ülkeler hakkında önemli bilgiler ediniyor. Örgütün Türkiye'de de birçok üyesi olduğu WikiLeaks belgeleri ile anlaşılmıştı.
MALEZYA İSLAM ÜNİVERSİTESİ KARDEŞLİĞİ
Aslen Erzurumlu veya iddialara göre Siirtli olan İbrahim Kalın 1971'de İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü ve 1994 yılında Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nde (IIUM) yüksek lisansını bitirdi. İbrahim Kalın'ın Malezya'da bulunduğu yıllarda eski Başbakan Ahmet Davutoğlu doçent olarak aynı üniversitede çalışmaktaydı. ABD'deki George Washington Üniversitesi'nde doktora yaptı. 2002-2005 yılları arasında, Kutsal Haç Koleji’nin (College of Holly Cross) Dini Çalışmalar kısmında görev aldı. Felsefe, İslam düşüncesi ve uluslararası ilişkiler gibi alanlarda uzmanlaştı. SETA adlı araştırma şirketinin kurucu başkanı. 2007 yılında İslam ve Batı başlıklı kitabı yayımlandı. Bu çalışmasıyla Fethullahçı Türkiye Yazarlar Birliği'nin Fikir Ödülü'nü kazandı.
Kalın ve Davutoğlu’nun yollarının kesiştiği Malezya İslam Üniversitesinin de ilginç bir hikayesi var. Malezya eski bir İngiliz sömürgesi. 1957'de Malezya'nın İngiliz Milletler Topluluğu içinde kalması şartı ile bağımsızlığı kabul edildi. Malezya İslam Üniversitesi, 1983 yılında Bangladeş, Suudi Arabistan, Türkiye, Pakistan, Mısır, Libya, Maldivler ve Malezya’nın maddi katkılarıyla kuruldu. İslamcıların ortak duraklarından biri oldu. Davutoğlu da Boğaziçi Üniversitesi'nde yetersiz bulunduğu için öğretim üyesi yapılmayınca bu üniversitenin yolunu tutmuştu. Türkiye’den gelen onu aşkın öğretim üyesinden biri olan Davutoğlu, Doçent kadrosu ile çalıştığı üniversitede siyaset bilimi bölümünü kurmuştu. İbrahim Kalın da Davutoğlu'nun en önemli öğrencisi oldu. Kalın, 1994 yılında yüksek lisansını bitirip “Molla Sadra’da Hareket-i Cevheriyye Nazariyesi” başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Hocası Davutoğlu da aynı tarihlerde ülkeye döndü. Çünkü Refah Partisi, mahalli idareler seçiminde başarı göstermiş, yerel yönetimleri ele geçirmişti. Yurtdışındaki İslamcılara ihtiyaç vardı.
Ahmet Davutoğlu'nun kurdurduğu, “AKP think thanki” denilen SETA Vakfı’nın 2006-2009 yılları arasında Genel Koordinatörlüğü’nde bulundu. Mevcut ve eski SETA üyelerinden bazıları Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi içerisinde üst düzey yetkili olarak görev yapıyor. İbrahim Kalın onların başında geliyor. SETA'nın eski İstanbul Genel Koordinatörü ve SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı. SETA genel koordinatörü Burhanettin Duran da Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi.
2009 yılında Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olmasıyla boşalan dış politikadan sorumlu Başbakan Başdanışmanlığına, Malezya’dan hocası Davutoğlu'nun tavsiyesi ile getirildi.
İbrahim Kalın'ın Ahmet Davutoğlu ile dostluğu kesintisiz sürdü. 2017 yılında kızı Rumeysa Kalın, Furkan Karabulut ile evlendi. Çiftin nikah şahitliğini Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu yaptı.
FETHULAH İLE YOLU KESİŞMEYEN İSLAMCI VAR MI?
Kalın, 15 Temmuz darbe girişiminden önce, Fethullahçıların Today's Zaman gazetesinde yazarlık yapıyordu. Kalın’ın yolunun düştüğü Georgetown Üniversitesi’nde de Fethullahçıların kontrolü var. ABD'de iken de Gülen'i Georgetown Üniversitesi’nin 2009 yılında hazırladığı “en etkili 500 Müslüman” listesini hazırlayanlar arasındaydı. ABD’deki bu ünlü üniversiteye Fethullahçıların büyük paralar akıttığı biliniyor. Kalın, Erdoğan-Cemaat kavgası çıkınca Today’s Zaman’da yazmaktan vaz geçti.
Bir tarafında bağlama aşkı var. Birkaç yıl önce kendi yazıp bestelediği “Hiç oldum” isimli türküsünü Youtube üzerinden paylaştı. Dokuz dakikalık türküyle ilgili açıklamaların olduğu kısımda gitarlar, e-bow ve kopuzda Erkan Oğur'un ismi yer alıyordu. Haliyle büyük tartışma çıktı. Projenin bir buçuk, iki sene önce yapıldığını belirten Oğur, “Ben sadece müzikle ilgili bir yaklaşımla ve İbrahim Kalın'ı bağlama seven, halk müziğiyle ilgili birisi diye hissettiğim için birkaç müzisyen arkadaşın ricası üzerine kopuzumla eşlik ettim. Öylesine bir stüdyo işiydi, benim için ondan öte bir şey değildi. [İbrahim Kalın] da aradı, ricacı oldu” dedi. Kalın forsunu kullanıp TRT’nin müzik kanallarında bile boy gösterdi. Bir gün işsiz kalırsa mesleği hazır.
Karmakarışık, tuhaf, islamcı bir militanın portresi bu. Sahneyi ve gösterişi de seviyor üstelik. Saray’da odasını toplarken, MİT Başkanı olarak atanmasından saatler önce yarısı karanlıkta kalan bir fotoğrafını profil fotoğrafı olarak seçti. İbrahim Kalın karanlıktan gelmişti, karanlığa döndü.
Orhan Gökdemir / soL- Özel
/././
AKP'nin yeni İstanbul valisini yakından tanıyalım: Vali Davut Gül kimdir? (soL-Özel)
Sivas anmasındaki Erdoğan şartı, gericilik karşıtı şiir okuyan öğretmeni açığa aldırması, Bilal'in arkasında kıldığı namaz, Gezi davası sonrası attığı mesaj... Yeni İstanbul valisi ataması şaşırtmadı.
İletişim Başkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Valisi olarak Sayın Davut Gül’ü atamıştır" denildi.
Bu atama, İçişleri Bakanlığı sona eren Süleyman Soylu'nun son talebinin de havada kaldığını gösterdi. İddiaya göre Soylu, Erdoğan’dan İstanbul Valisi olarak kendisine yakın olan Çetin Oktay Kaldırım'ı ataması için ricada bulunmuştu.
Ancak bu rica belli ki havada kaldı, koltuk ise Davut Gül'e gitti.
Peki kimdir Davut Gül?
Yaptığı gerici açıklamalar ve icraatları, Gezi Davası sonrası attığı "Devlet, yarına bırakır ama yanına bırakmaz" mesajı, 14 Mayıs seçimleri öncesi Erdoğan için oy istemesi, bir işçinin ölümünün ardındanki ihmalleri gizlemek için dile getirdiği "eleştiriler ideolojik" sözleri İstanbul'un yeni Valisi Davut Gül'ün kimliği konusunda oldukça kapsamlı bir bilgi veriyor.
Sivas Katliamı anmasında 'Erdoğan' şartı ve saldırı tehdidi
Davut Gül'ün yurttaşların hak arama ve sokağa çıkmasına karşı nasıl bir tavrı olacağına ilişkin ilk veri, Sivas Valiliği yaptığı döneme ait. 2018 yılında, Sivas Katliamı anması için kendisiyle görüşen heyete, "Cumhurbaşkanı ve hükümet aleyhinde hakaret içeren slogan atılırsa, mitinge müdahale ederiz" diyen Gül'ün bu sözleri tepki çekmişti.
Gericilik karşıtı şiir nedeniyle öğretmeni açığa aldırdı
2021 yılında, 10 Kasım kapsamında Gaziantep Şehitkamil Vicdan-Ahmet Güner Ortaokulu'nda yapılan törende Şair Süleyman Apaydın'ın "Yıkım Heykellerimi" adlı şiirini okuyan öğretmen gerici basın ve Vali Davut Gül'ün hedef göstermesi sonrası önce soruşturma konusu oldu, sonrasında da açığa alındı.
Bir mühendis cami inşaatında öldü, eleştirilere 'ideolojik' dedi
"Türkiye'nin ikinci en büyük camisi" denilerek gündem edilen Gaziantep'teki caminin inşaatında, 2019 yılında yaşanan çöküntü sonrası bir mühendis yaşamını yitirmiş, TMMOB, caminin statik projesi ve ruhsatının bulunmadığını tespit etmişti.
Kalıpta kullanılması gereken malzemelerin kullanılmadığını, kalıp sistemlerinin denetlenmediğini ve onay alınmadan ilkel bir şekilde yapıldığını belirten TMMOB, "cami inşaatının bir mühendislik ürünü olmadığını" açıklamıştı.
Davut Gül'ün başında olduğu Valilik ise gelen bu eleştirilere karşı “Bazı kesimlerin bu üzücü olayı ideolojik ve siyasi tatmin aracı olarak kullanması en çok merhum Korkut Küçükcan ve ailesini üzecektir" açıklamasında bulunmuştu.
4-6 yaş Kuran kursları 'anasınıfı ihtiyacını karşılıyor'muş...
Kentte açılacak 4-6 yaş Kuran kursları için "anasınıfı ihtiyacını karşılıyor" iddiasında bulunan Gül, şöyle konuşmuştu:
4-6 yaş Kuran Kursu’nun hem Kuran Kursu olarak bir işlevi var hem de anasınıfı ihtiyacını karşılıyor. O açıdan ciddi anlamda eğitimin altyapısı da güçlenmiş oluyor. Bunu sahiplenen Şahinbey Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. 20 tane 4-6 yaş Kuran Kursu yapma hedefi çok ciddi, çok önemli ve büyük ölçüde sıkıntımızı ortadan kaldıracak bir hedef. Emeği geçenlere, hayırseverimize ve ailesine teşekkür ediyorum.
Bilal'in arkasında namaz
2019 yılında, Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Güneydoğu Anadolu bölgesindeki gezisi sırasında sürekli protokolle karşılanması tepki çekmiş, Antep durağında ise Bilal Erdoğan'ın cami ziyareti sırasında, Gaziantep Valisi Davut Gül’ün hemen Bilal Erdoğan’ın arkasında namaz kıldığı görülmüştü.
Türkiye'de kesilen koronavirüs cezalarının yarısı Gül'ün valiliğinde kesildi
Davut Gül'ün ülkede gündem olmasının sağlayan bir diğer olay, salgın sırasında halka kesilen cezalar olmuştu.
Sadece Mayıs 2021'e kadar geçen süreçte 998 iş yeri 92 bin 714 kişiye ceza yazılan kentteki tabloya ilişkin açıklamada bulunan Gül, "Türkiye’de toplam yazılan cezanın yarısını Gaziantep'te yazdık! Sizlere büyük iş düşüyor; bu paraları öderken çok büyük sıkıntı çekeceksiniz, lütfen çevremizdeki insanları uyaralım" demişti.
Bir ihale klasiği
AKP iktidarında kendilerine yakın isimlere, AKP'lilere ihale vermek bir kural haline gelmiş durumda. Vali Gül de bu kuralı hayata geçirenlerden biri.
Salgın sırasında Gaziantep Valiliği, yurttaşlara dağıtmak amacıyla 318 bin TL değerinde tek kullanımlık maske ihalesi düzenlerken, ihaleyi AKP’den milletvekili aday adayı olan Hayri Aytaç’ın şirketi almış, ihale tepki konusu olmuştu.
Yolsuzluk ve rüşvet iddiasına erişim engeli
Geçtiğimiz yıl Vali Gül hakkında, Cumhuriyet gazetesinde bir haber yayımlanmış, "Gaziantep Valiliği hakkında suç duyurusu: Yolsuzluk ve rüşvet ağı ortaya çıktı" başlıklı haber, Vali'nin talebiyle erişime engellenmişti.
Söz konusu habere göre, Gaziantep Valiliği Yaptırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından düzenlenen 16 milyon 884 bin TL bedelli “Gaziantep İli Nizip ilçesi Fatih Sultan Mehmet Kültür Merkezi Yapım İşi” ihalesi Sağıroğulları İnşaat ve Haskem İnşaat LTD. ŞTİ. iş ortaklığı ticari işletmesine verilmişti.
Sözleşmeye göre iş bitim tarihi 21 Şubat 2020 iken sürekli istenilen revizelerden dolayı 3 defa süre uzatımı verilen yapım işinde, yapılan imalatların eksik gösterildiği ve fazladan yapılan imalatların ise ihale sahibine verilmediği ifade edilmişti.
Sağıroğulları İnşaat’ın sahibi Sedat Sağır, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘rüşvet’ ve ‘kamu malına zarar verme’ iddiasıyla Gaziantep Valisi Davut Gül, eski Vali Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, YIKOB Müdürü Bekir Bayraktar ve YIKOB biriminde çalışan mühendisler Nahsen Taş, Sercan Alagöz, M. Sinan Güzelbey hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Dilekçede, şu anda İçişleri Bakanlığı’nın atamasıyla istanbul Valiliği Hukuk Müşavirliği görevine gelen dönemin Gaziantep Vali Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın süreç boyunca çeşitli usulsüzlüklerle projeyi uzattığı ve şirketi iflasa sürüklediği kaydedilmişti.
Bakan'a derdini anlatmak isteyen yurttaşı itmişti
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bir dizi açılış ve incelemelerde bulunmak üzere geçtiğimiz yıl ağustos ayında Gazintep'e giderken, burada tepki çeken bir olay yaşanmıştı.
Bakan'a derdini anlatmak isteyen bir yurttaş, Vali Gül tarafından itilmiş, yaşanan bu olayı CHP'li Meclis Üyesi Uğur Kalkan şu sözlerle aktarmıştı:
"Bakan Murat Kurum bugün Gaziantep'teydi. Gaziantep Plastik Ayakkabıcılar Yapı Kooperatifi Başkanı Murat Gün, Bakan'a derdini anlatmaya çalıştı. Bu esnada Gaziantep Valisi, Murat Gün'ü eliyle ittirerek müdahalede bulundu. Makamınız ne olursa olsun; vatandaşa bu şekilde davranamazsınız."
Katledilen sağlık emekçisinin ardından: Sağlıkta şiddet gibi açıklayamayız
Gaziantep Valisi Davut Gül, Konya Devlet Hastanesi'nde katledilen Doktor Ekrem Karakaya'nın ölümünün ardından "Bugün bir hekimimiz menfur bir saldırıyla hayatını kaybetti. Nereden baksanız acı bir olay ama daha acı olanı, herkesin mevzi kazanma derdinde olması! Sağlıkta şiddetin ortadan kalkması için alınabilecek tedbirler olmakla birlikte bu olayı sağlıkta şiddet gibi açıklayamayız..." demiş, bu sözler sağlık emekçilerinin tepkisini çekmişti.
Gezi mesajı çok şey anlatıyor
İstanbul'un yeni Valisi Gül'ün göreve neden getirildiğinin işaretlerinden biri de hukuksuz Gezi Parkı davası kararları sonrası attığı mesaj oldu. Vali Davut Gül, Twitter’dan Gezi Davası kararları sonrası “Devlet, yarına bırakır ama yanına bırakmaz. İyi geceler…” diye yazmıştı.
AKP'ye oy istenen toplantıda devletin valisi de vardı...
AKP milletvekili adayı Abdülhamit Gül, Gaziantep'te toplantılar düzenleyerek Erdoğan'a ve AKP'ye oy isterken, söz konusu toplantılarda Vali Davut Gül de yer almıştı. Devletin valisinin AKP adayının seçim toplantılarına katılması büyük tepki çekmişti.
Gül'ün İstanbul'a atanmasından önce gündem olduğu son icraat bu olmuştu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder