(I)
Önceki hafta “Jean Mahfi Ayral Tözüm: Yeşilçam yıldızlarına ses veren o ses sustu” başlıklı yazımızda “Yeşilçam yıldızını seslendiren önemli dublaj sanatçılarımız genellikle Adalet Cimcoz, Nevin Akkaya, Jean Mahfi Ayral’dı. Bu yıldızların şarkılı sahnelerini de daha çok Belkıs Özener ve Sevim Şengül seslendirmişti” demiştim. Bugün yıllarca sesiyle var olan, görünmeden ses olarak bilinen, yıllar sonra ortaya çıkıp bedenen, yüzüyle, sohbetiyle de tanınan Belkıs Özener’den söz edeceğiz.
2021 yılında 40. İstanbul Film Festivali’nde “Sinema Onur Ödülü” verilen Belkıs Özener bu yıl da 18-24 Eylül tarihlerinde düzenlenen 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Orhan Kemal Emek Ödülleri” “Türk sinemasına sesiyle büyük emeği geçen Belkıs Özener’le sinemamızın isimsiz kahramanlarından Senarist, Yazar ve Yönetmen Ahmet Soner’e verildi.Adana Belediyesi web sitesinde festival haberleri sayfasında Belkıs Özener şöyle tanıtılır:
“YEŞİLÇAM ŞARKILARINI ONUNLA SEVDİK"
Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik gibi sinemamızın efsane isimlerinin filmlerdeki gazino sahnelerine sesiyle emek veren Belkıs Özener İzmir’de doğdu. 1952’de Gönül Yazar’ın radyo sınavlarını kazanmasıyla birlikte ablasıyla beraber önce Ankara’ya gitti. Ardından İstanbul’a taşındı. Alâeddin Yavaşça, Zeki Duygulu ve Radife Erten’den dersler aldı. Daha sonra katıldığı ses yarışmasında birinci oldu. 14 yaşındayken Sabite Tur Gülerman’ın alt kadrosunda ilk defa sahneye çıktı. Tepebaşı Gazinosunda Perihan Altındağ’ın alt kadrosunda ise ilk yevmiyeli sahnesini yaptı. Belkıs Yazar adıyla bir süre plak ve sahne çalışması yaptı. Evlendikten sonra, Türk Sanat Müziği Sanatçısı ablası Gönül Yazar’ın aksine, çok fazla sahne çalışması yapmadı. 1967 yılında Metin Bükey’in teklifiyle ilk defa Sinekli Bakkal filminde Türkan Şoray’ın oynadığı roldeki şarkıyı seslendirdi. 100’ü Şoray’ın olmak üzere 300’den fazla şarkıyı Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik gibi Türk sinemasının efsane oyuncularının filmlerinde onların yerine seslendirdi.”
BU SES BENİM DEMEDİM
Belkıs Özener Altın Koza Film Festivali’nde sahneye çıktığında çok heyecanlı ve mutludur. Yaptığı konuşmada şunları söyler: “Çok bekledim, 40 sene sustum, ‘Bu ses benim’ demedim, adım yazılmadı ve benim sesimi biliyordunuz, beni tanımıyordunuz. Şimdi karşınızdayım. Size karşı kendimi borçlu hissediyorum çünkü beni merak edip yeniden parlatan sizlersiniz. Onun bilincinde kendi değerimi anladım arka arkaya 130’un üstünde ödüller aldım, onur ödülleri, uluslararası ödül aldım. Bilgi Olgaç Ödülü aldım. O zaman da değerimi anladım ama şimdi sizi görünce ölsem de gam yemem.”
Yaşam öyküsü 28 Mart 1940 tarihinde Belkıs Özyeğiner olarak İzmir’de başlayan sanatçı müzikle çok küçük yaşta tanışır. Erzincanlı Yol Müteahhidi Mehmet Bey ile Yugoslav göçmeni Fatma Aras’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Belkıs Hanım’ın büyük ablası Belma, diğeri de aralarında 4 yaş olan diğer ablası da yine çocuk yaşta müzik çalışmalarına başlayıp Belkıs Hanım’ın da önünü, yolunu açan kısa sürede çok ünlü olup gazino sahnelerinin vazgeçilmez assolistlerinden olmayı, önemli bir hayran kitlesi edinmeyi başaran, filmlerde oynayan Gönül Yazar’dı. Gönül Yazar 17 yaşında Ankara Radyosu’na girdiğinde aile önce Ankara’ya sonra da İstanbul’a yerleşir.
Ablası Gönül Yazar sayesinde radyoda Alâeddin Yavaşça, Zeki Duygulu, Radife Erten ve konservatuvar hocalarından dersler alır.
Anne babası o henüz 2 yaşındayken boşanmıştır. Ablası Belma annesine, Gönül ablası da babasına verilince, Belkıs Hanım da iki teyzesinin yanında büyür. 1952 yılında Gönül Yazar ilk evliliğini yapınca onunla birlikte tekrar Ankara’ya giderler, 1954 yılında ablası boşanınca onunla beraber İstanbul’a yerleşirler. Beyoğlu Balo Sokak’taki Madam Anna’nın evinde geçirdikleri günleri hiç unutmadığını belirtir Belkıs Özener. Gönül Yazar şarkıcılığa başlar.
Belkıs Özener 1955 yılında İstanbul’da yapılan bir ses yarışmasında birinci olur. O yılların ünlü gazinolarından biri olan Beyaz Park’ın sahnesinde alır ödülünü.
Türk sanat müziği dersleri alarak şarkıcılığa başlar. 14 yaşındayken Sabite Tur Gülerman’ın alt kadrosunda turnede ilk defa sahneye çıkan Belkıs Hanım, 16 yaşında Tepebaşı Gazinosunda Perihan Altındağ’ın alt kadrosunda ilk yevmiyeli profesyonel olarak sahne alır.
Gönül Yazar gazinolarda sahneye çıkmış ve ünlü olmuştur. Kardeşi Belkıs Hanım’a “Bir eve bir şöhret yeter, sen sahneye çıkma” der. Oysa Belkıs Hanım da sesiyle dikkatleri çekmeye başlamıştır, hakkında “Belkıs Özener şöhret yolunda” gibi haberler yapılır, kendisiyle yapılan röportajlar dergilerde yayımlanır.
’50’li yılların ortalarında çeşitli gazinolarda çalışıyor, Cumhuriyet Gazinosunda dönemin önemli solisti Hamiyet Yüceses’in kadrosunda yer alıyordur fakat ablasının Gönül Yazar’ın “gazinolarda çalışma, sahneye çıkma” demesi ve 1956 yılında 16 yaşındayken evlendiği İş Adamı Rauf Köksalan’ın da sahne yaşamına sıcak bakmaması nedeniyle gazinolara, sahne hayatına veda eder, kendini evine, ailesine, çocuklarına adar. Benek ve Bengü adında kızları ve Barkın adını verdikleri üç çocuğu olmuştur.
’60’lı yılların başında komşusu Müzisyen, Bestekar ve Yeşilçam filmlerine müzik yapan Metin Bükey, Belkıs Özener’i Yeşilçam’la tanıştırır.
(II)
Gazino sahnelerine veda eden ve yıllarca gözlerden uzak yaşamayı seçip kendisini ailesine, çocuklarına adayan Belkıs Özener TRT’nin TRT olduğu siyah-beyaz yıllarda tarihler 1978 yılını gösterirken ablası Gönül Yazar’la birlikte ilk kez Halit Kıvanç’ın programına konuk olurlar; o muhteşem sesiyle şarkılar söyleyip ekranlarda gösterir kendini.
Programda konuşmasına “Ben Belkıs Özener şimdiye kadar Türk beyazperdesinin bütün yıldızlarının şarkılarını okumaktayım; başta Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik gibi.” Cümleleriyle başlar. Söz Gönül Yazar’a geldiğinde “Belkıs Özener i gördünüz, tanıdınız. Sinemanın değerli starlarının, değerli sanatçıların şarkı seslerini veren kişi. Belkıs Özener aslında benim özbeöz kız kardeşimdir, kendisi benden üç yaş küçük. Bugüne kadar kendisine hiç yardımım olmadı. Tamamıyla kendi yeteneğiyle, kendi gayretiyle bu yere gelmiş bir kişidir ve ben ona abla olarak, Gönül Yazar olarak destek değil bilakis köstek oldum” cümleleriyle tanıtır Belkıs Özener’i. Belkıs Özener de ablasına yanıt olarak “Evet abla başlangıçta bana köstek değil kötek bile atmıştın fakat sonra ben de bir tesadüf eseri şarkıcı oldum. Muhitimizde komşumuz Metin Bükey ‘Türk beyazperdesine bir ses aranıyor Belkıs, kabul eder misin?’ dediği zaman hay hay dedim ve o günden beri Türk sinemasının starlarının şarkılarını okuyorum” der.
YEŞİLÇAM’IN UNUTULMAZ SESLERİNDEN OLUR
Evine kapandığı yıllarda komşuları olan, yine Yeşilçam’da yüzü, fiziği ya da sesiyle değil müziğiyle, filmler için yaptığı ve seçtiği müziklerle var olan Bestekar Müzisyen Metin Bükey bir gün Belkıs Hanımların kapısını çalar ve “Belkıs gidiyoruz, seni bir yere götüreceğim” der. Yeşilçam yeni bir ses arıyordur. Mecidiyeköy’de Acar Film stüdyosuna giderler. Seslendirme Yönetmeni Tuncer Aydınoğlu karşılar onları.
1967 yılıdır ve Osman F. Seden’in Halide Edib Adıvar’ın romanından uyarlayıp senaryolaştırdığı “Sinekli Bakkal”ı Yönetmen Mehmet Dinler filme çekmiş, Acar Film’de seslendirilecektir. Tuncer Aydınoğlu Belkıs Özener’i stüdyoya alıp önüne Türkan Şoray’ın seccade üstünde dua okurken çekilmiş fotoğrafının olduğu “Sinekli Bakkal” filminin fragmanını koyarlar. “Sinekli Bakkal” filminde şarkı yoktur, tasavvuf müziği, tekbir ve dua sesleri vardır. Senkronu yakalayıp seslendirmesi gereken sahneleri seslendirdiğinde sesinin bu sahnelere çok yakıştığını söylerler. “O zaman daha yeni başladığım için yetenekli olduğumun farkında bile değildim, herkes Türkan Şoray okuyor sandı” diye anlatır söyleşilerinde Belkıs Özener o günleri. 25 yaşında Türkan Şoray’a sesini vermiştir “Sinekli Bakkal” filminde ve sonrası gelmiştir…
O günden bu yana en çok Türkan Şoray olmak üzere Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik, Sema Özcan, Selda Alkor, Hale Soygazi, Perihan Savaş, Müjde Ar, Mine Mutlu ve daha birçok kadın sinema oyucusunun şarkılı sahnelerinde onlara ‘sesini verir’ Belkıs Özener. Yeşilçam’ın yıldızları, sevilen kadın oyuncuları Belkıs Hanım’ın muhteşem sesiyle daha da devleşir beyazperdede. Zerafetinden, kibarlığından yıllarca ‘Bu ses benim’ demez. Her oyuncunun karakterine uyacak şekilde belirler ses tonunu öyle seslendirir şarkıları.
Belkıs Özener, Yeşilçam’ın, yıldızlarına ses vermekten mutludur; “iyi de yaptım, en güzel, en başarılı kadınlara sesimi vererek kalıcı bir iş yaptım” der. Birçok filmde adı jeneriklere yazılmadığı için kırgındır, haklı sitemi vardır. Sinema dünyasında ve seyirci tarafından değeri yeteri kadar bilinmemiş, anlaşılmamıştır belki fakat hayatın sürprizleri onun da kapısını çalacak, ilerleyen yaşında yeniden keşfedilecek; hak ettiği değer, gecikmiş şöhret, vefa onu bulacaktır.
YILLAR SONRA YENİDEN KEŞFEDİLİR, GECİKMİŞ ŞÖHRETİ BULUR
Sinemamızın isimsiz kahramanlarından, Lale Film’in unutulmaz emekçilerinden Ses/Seslendirme Teknisyeni ve Arşivci Necip Sarıcıoğlu Belkıs Özener’in seslendirdiği şarkıların film parçalarını, bant kayıtları saklamıştır ve bir gün “Kızım artık yaşlandım gel al şarkılarını” der. 50’ye yakın şarkısını saklamıştır.
Belkıs Özener’in eşinin vefatından sonra çocuklarına daha iyi bir hayat sağlamak için iki evini sattığı, telif haklarından 3 ayda bir gelen, ancak faturalarını ödemeye yeten sınırlı parayla yaşamını sürdürdüğü günlerdir…
Filmleri izlerken, ses verdiği şarkılı sahneleri gördükçe içi sızlıyordur çünkü “nostalji şarkıları” furyası başlamış, pop müzikten sanat müziğine kadar arka arkaya “nostalji albümleri” yayımlanıyordur. Oysa Belkıs Özener hayattadır ve 300 civarında şarkı seslendirmiştir Yeşilçam’da. “O hak benim” diye düşünür içindeki sızıyı hissettiğinde. Necip Sarıcıoğlu’nun sakladığı şarkılar hakkının kendisine teslim edilmesinin yolunu açar.
2006 yılında Belkıs Özener’in, bugüne kadar arşivlerde kalmış şarkılarından oluşturulan “Yeşilçam Şarkıları” albümü Kalan Müzik tarafından yayımlanır. Yirmi beş şarkılık bu seçkiye kaynaklık eden kayıtların çoğu, filmlerde kullanılan, Necip Sarıcıoğlu’nun sakladığı ana bantlardan oluşturulur.
Sonrasında Belkıs Özener rüzgarı eser her yerde, ödül üstüne ödül verilir…
SAHNEDE PİNK MARTİNİ GRUBUYLA UNUTULMAZ FİNAL
Türkçe söylediği şarkılarla da bilinen dünyaca ünlü müzik grubu Pink Martini, 17 yıllık kariyerlerinin en güzel şarkılarını bir araya getirdikleri “A Retrospective” albümünün Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’da konser verir. 2012 temmuzunda Kuruçeşme Arena’da sahneye çıkan grubun sürprizi sahneye Belkıs Özener’i davet etmesidir. Grubun Kurucusu Thomas Lauderdale’in övgülerle takdim ettiği Özener, Solist Storm Large’la beraber “Aşkın Bahardı” şarkısını seslendirir.(https://www.youtube.com/watch?v=zhrfTeg_xEI)
Hayatı fedakarlıklarla geçen, sevdikleri için gazino sahnelerine çıkmayıp bir anlamda kazanabileceği şöhretten, paradan, maldan-mülkten vazgeçen Belkıs Özener gecikmeli de olsa hakkı olan şöhrete de ödüllere de kavuşmanın mutluluğunu yaşar.
Mesut Kara / Evrensel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder