"Görünen o ki Erzincan, ilçesi İliç ve 9 madenci kesintisiz süren bu komisyon aygıtının çöküntüsü altında kaldı. Siyasi partilere katkı yapmadan yürümesi imkânsız bir yağma bu."
Çalık Holding sözcüsünün açıklamaları Çalıkların Anagold’da bir tür komisyoncu rolü oynadığına işaret ediyor. Çöpler’den yüzde 20 komisyon alıyorlar. Yeni bulunacak madenlerde ise bu oran yüzde 50. Bu miktarın tamamının holdingin kasasına girip girmediği ise kuşkulu. İddiaya göre büyük bir kısmı ruhsatı veren ve madeni denetim dışında tutan odakların cebine gidiyor.
Erzincan’ın İliç ilçesinde maden faciasının sorumlusu Anagold Madencilik’in Türkiye’deki ortağı Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Başdanışmanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Akil, “Bu madende bizim operasyonel bir sorumluluğumuz yok. Sadece finansal yatırımcıyız. Şöyle düşünün X bankasından bir hisse alıyorsunuz. Bankada yaşanan herhangi bir şey sizi ilgilendirmez. Finansal olarak ortağız o kadar” dedi. Ancak bir ayağı Kanada’da, bir ayağı ABD’de olan uluslararası bir maden şirketinin neden Çalık Holding’in finansmanına ihtiyaç duyduğunu açıklamadı. Çalık Holding Anagold şirketinin yüzde 20 ortağı. İliç'teki Çöpler Madenini işleten Anagold'un büyük ortağı SSR Mining’in şirketteki payı yüzde 80.
SSR Mining Inc. (eski adıyla Silver Standard Resources), Arjantin'deki en büyük gümüş madenine sahip, Denver merkezli bir altın, gümüş, bakır, kurşun ve çinko üreticisi. Ayrıca Amerika kıtasında beş ülkede ve Türkiye'de arama faaliyetleri yürütüyor. Kanada Vancouver merkezli SSR Mining Inc. 2020 yılında Denver merkezli Alacer Gold Corp. Maden şirketini 2,4 milyar Kanada Dolarına satın aldı. Vancouver merkezli SSR, Kanada, ABD ve Arjantin'de değerli metal madenleri işletirken, Alacer Gold Corp’un işlettiği en büyük maden, Türkiye’nin Erzincan şehrinde yer alan Çöpler altın madeniydi. Yani bir anlamda Çöpler madenini 2,4 milyar Kanada dolarına satın almış oldu. Şirketin raporlarına göre, Çöpler madeninden 2019'da 391 bin ons, 2023'te 221 bin ons altın üretildi. 2023'ün ortalama altın fiyatlarıyla bu üretim, 428,7 milyon dolarlık değere denk geliyordu.
Ancak Çöpler madeni SSR Mining’e geçince üst üste aksilikler yaşanmaya başladı. Çünkü yeni sahibi madenin kapasitesini arttırmak için harekete geçmişti. Madende 21 Haziran 2022’de siyanürü taşıyan boru patlamış, 20 ton siyanürlü su Fırat Nehri üzerine kurulan İliç Barajı’na sızmıştı. Bunun üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı madene 25 Haziran’da madene 16 milyon para cezası kesmişti. Suç duyuruları sonrası İliç başsavcılığı, bilirkişi heyeti oluşturmuş kazanın ‘yeterli tedbir alınmadığı için’ meydana geldiği kaydedilmişti. Madendeki iki mühendise para cezası verilmesinden sonra, 2022’de dosya kapatıldı. 22 Eylül 2022’de yeniden faaliyete geçen maden sahasında büyük bir toprak kayması oldu. Halen 9 işçi toprak altında, çıkarılmayı bekliyor.
“Madende olanlar bizi ilgilendirmez” diyen Çalık Holding’in Çöpler Madenine ortak olan şirketi ise Lidya Madencilik. Çalık grubunun Alacer Gold ile 2009 yılında ortak olmasından sonra 2010 yılında faaliyetlerine başladı. Lidya madencilik Çöpler Altın Madenindeki ortaklığının yanında geniş bir arama portföyünün de yüzde 50’sine ortak. Yani ne bulurlarsa yarı yarıya kırışacaklar.
Bunlar ve Çalık Holding sözcüsünün açıklamaları Çalıkların Anagold’da bir tür komisyoncu rolü oynadığına işaret ediyor. Çöpler’den yüzde 20 komisyon alıyorlar. Yeni bulunacak madenlerde ise bu oran yüzde 50. Bu miktarın tamamının holdingin kasasına girip girmediği ise kuşkulu. İddiaya göre büyük bir kısmı ruhsatı veren ve madeni denetim dışında tutan odakların cebine gidiyor.
Resmi komisyon oranı yüzde 15
Çöpler madenindeki “ortaklık” oranı kayıtlı verilere de uygun. Financial Times’ın iki yıl önce “Türkiye yolsuzlukla suçlanıyor” başlığı ile verdiği haberde “Türkiye, yolsuzluklar nedeniyle yıpranan kamu ihale sistemi nedeniyle, uluslararası arenada sert eleştirilere maruz kalıyor” deniliyordu. Haberde, Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye’deki açık ihale sistemiyle ilgili yasaların tamamının değiştirilmesinin istendiği kaydediliyordu. Raporda, Ankara Ticaret Odası’nın yapmış olduğu bir ankete göre, kazanan firmalar, ihale tutarının yüzde 15’ine varan miktarda, siyasi partilere “katkı” yapmak durumunda kalıyorlardı. Rapor bu yolla Türkiye’deki ihale sisteminde ihale miktarının yüzde 15’i kadar bir rüşvetin standart hale geldiğini öne sürüyordu.
Bu sistem şöyle işliyor: Kamu ihalelerinde en bilinen yolsuzluk çarkı “Davetiye Usulü”, teknik adı “Pazarlık Usulü İhale” yöntemi. Bu yolsuzluk merdivenin ilk basamağı. Halbuki Türkiye’de açık ihale yapmak kanuni zorunluluk. Bu zorunluluğu aşmak için 4734 Sayılı Kanun’un 21. maddesinin B başlığına bir hüküm konulmuş. Bu maddeye göre deprem, yangın, sel, salgın hastalık veya öngörülemeyen bir durum varsa açık ihale yapıp vakit “Pazarlık Usulü” ihale yapmak mümkün. AKP döneminde bu istisna kural haline getirildi, neredeyse bütün ihaleler davetiye usulüyle dağıtıldı. Tabii yüzde 15 komisyon karşılığında…
'Benim memurum işini bilir...'
Rüşvetin veya komisyonun kural haline getirilmesinin tarihi Turgut Özal’ın ANAP’lı yıllarına dayanıyor.
Eskiden de vardı, ama rüşvet bu sözle Türkiye’de “meşru” hale geldi.
Turgut Özal 1984 yılında Başbakanlık koltuğunda otururken bir gazeteci, “Bu kadar az maaşla memur nasıl geçinecek?” diye sordu, Özal’ın cevabı “Benim memurum işini bilir” oldu. Açıkça “memur, rüşvet alabilir…” diyordu.
Rüşvet bu kadar meşrulaşınca büyük patronlar da rüşvet verme yoluyla işlerini halletmeye başladı. Selim Edes büyük müteahhitti. Özal ailesine yaklaştı, büyük ihaleler aldı. İşler ayyuka çıkınca kaçtı. Yurtdışında yaptığı bir söyleşide, Özal Ailesi'nin prenslerinden Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'a 3.5 milyon dolar rüşvet verdiğini açıkladı. Dediğine göre paranın büyük kısmı aileye gidiyordu.
Söyleşi şöyle devam ediyordu: “Bunların (Özal Ailesi'nin) Çakıcı ile irtibatlı olduklarını da bilmiyordum. Bir gün Özallar ‘Dündar Kılıç'ın (mafya babası) evinde bir toplantı olacak. Sen de gel’ dediler. Onun yazlık evinde buluştuk. Dündar Kılıç ‘Nedir bu işin aslı?’ diye sordu. Ben de anlattım, ‘Bana borcu var’ dedim. Engin de ‘Makbuzun falan var mı, muhasebeciyi çağıralım’ dedi. Ben de onun üzerine o meşhur lafı ettim: ‘Rüşvetin belgesi mi olur pezevenk’ dedim. Hiçbir tepki göstermedi. Öyle adi, öyle hırsızdır ki, sövseniz de, saysanız da tepki göstermez o.''
Dündar Kılıç'la yapılan o görüşmeden iki saat sonra Engin Civan bacağından vuruldu.
Özal çekilince yerine Tansu Çiller geldi. O da Özal’dan devraldığı mekanizmayı hiç değiştirmeden sürdürdü. Eşi Özel Uçuran Çiller’e “Bay yüzde 10” diyorlardı. İktidarla iş yapmak, ihale almak isteyenin vermek zorunda olduğu komisyondu bu.
1998’de Özer Uçuran Çiller, DYP Lideri eşi Tansu Çiller'in Malvarlığını Soruşturma Komisyonu'na 2.5 saat ifade verdi. Üyelerin 100'e yakın sorusuna kısa cevaplar veren Çiller, servetiyle ilgili soruya şu karşılığı verdi: ‘‘Kayınvalidemin çıkınından çıktı...’’
İliç'te bütün yollar Binali'ye çıkar
Peki Çalık Holding sözcüsünün açıkladığı “Bay yüzde 20” kim? Bunu bilmiyoruz. Çünkü ne devlet kaldı ortalıkta ne de bu tür sorular soracak bir basın.
Ancak izleri takip etmek yine de mümkün. Erzincan’da bir Binali Yıldırım Üniversitesi var. Hani şu “yumuşak g” yazamayan son başbakanın adını taşıyan bir “üniversite” bu…. Üniversitenin sponsoru İliç’teki madeni işleten Anagold.
Bir de şehirde yerleşik 24 Erzincanspor var. Anagold ona da sponsor olmuş, takımın adı “Anagold 24 Erzincanspor” olmuş. Takımın hamisi Binali Yıldırım. Yıldırım Anagold ile şehir arasında bir tür arabulucu.
Binali Yıldırım Angold’un ikinci ortağı Çalıklarla çok yakın. Aktif politikadayken Ahmet Çalık’ın sahibi olduğu Çalık Holding’in Challenger 605 tipi uçağı ile uçuyordu sık sık. Malum Yıldırım Saraya da çok yakın. Bunun Çalık Holding’de de karşılığı var. 2007’de Şirketin CEO’luğuna Damat Berat Albayrak getirildi. O tarihten sonra Çalık Grubu’nun adı Albayrak ile anılır oldu. Çalık Holding bir tür buluşma noktası.
Berat Albayrak , Ahmet ÇalıkDevlet destekli birçok projeyi alarak hızla büyüyen Çalık Grubu, TMSF’nin Aralık 2007’de satışa çıkardığı Sabah-atv’yi 1.1 milyar dolara kapattı. Kredi için ise devlet imkânları seferber edildi. Üç yıl ödemesiz ve on yıl vadeli kredi, Halkbank ve Vakıfbank’tan sağlandı.
Çalık Holding AKP iktidarı döneminin en hızlı yükselen gruplarından biri. Holding, özelleştirmeler, TOKİ ihaleleri, yurtdışı anlaşmaları ve uygun kredi koşullarıyla enerjiden telekoma, finanstan tekstile, inşaattan medyaya kadar birçok sektörde hızla büyüdü.
Bu büyümede Sabah-ATV’yi alışlarının büyük etkisi var. Bu şans da AKP ve Binali Yıldırım sayesinde yüzlerine güldü. Erdoğan’ın Çamlıca Kısıklı’daki villasında Cemal ve Ömer Faruk Kalyoncu’yla yaptığı görüşmede, Sabah ve atv’nin Kalyon Grubu’na devri kararı alındı.
Ancak Kalyon’un gücü, Çalık’a 1,1 milyar dolara satılan Sabah-ATV’yi almaya yetmiyordu. Gereken kaynağın sağlanması için müteahhitlerin devreye sokulmasına karar verildi. Binali Yıldırım, iş adamlarının ‘para koyma’ eylemini organize etme işiyle görevlendirildi. Görüşmeleri Erdoğan’ın Rize’den hemşerisi Mehmet Cengiz yaptı. İddiaya göre, Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan da işi takip edip bu amaçla Cengiz’le görüştü. Cengiz İnşaat, Limak İnşaat ve Kolin İnşaat, demiryolu projelerinde aldığı ihaleleriyle tanınan Makyol İnşaat, IC İçtaş İnşaat ve Özaltın İnşaat gibi şirketlerden para koyması istendi.
Kalyoncu, Çalık Grubu’ndan medya kuruluşlarını almak için, 2013’te, 380 milyon TL sermayeyle Zirve Holding’i kurdu; Cengiz de 450 milyon dolar topladı. Telefon kayıtlarına göre para verenler karşılığında tren, tünel, demiryolu, karayolu ve havalimanı gibi ihaleler için söz aldı.
Sekiz iş adamından iki ay gibi kısa bir sürede 630 milyon dolar toplandı. Dinleme kayıtlarına göre, Binali Yıldırım Ankara Ahlatlıbel’de PTT’nin sosyal tesisindeki bir toplantıda hangi iş adamının ne kadar para vereceğini tebliğ etti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden gösterdiği Binali Yıldırım fezlekesinde, Sabah ve ATV’ için toplanan paraların holdinglerden tek tek alınarak Çalık Holding’e ve grubun bankası olan Aktifbank’a getirilmesinin fotoğrafları da yer aldı.
Çalık, Sabah Grubu’nu tuhaf şekilde 17-25 Aralık operasyonlarının olduğu hafta sattı. Albayraklar (Berat-Serhat) satıştan sonra da ATV-Sabah Grubu’nda kalıp medyanın kaderini belirlemeye devam etti.
Görünen o ki Erzincan, ilçesi İliç ve 9 madenci kesintisiz süren bu komisyon aygıtının çöküntüsü altında kaldı. Siyasi partilere katkı yapmadan yürümesi imkânsız bir yağma bu. En katkıcı parti de Erzincan’ın gözde partisi!
(soL-Özel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder