5 Nisan 2024 Cuma

Evrensel GÜNDEM -5 NİSAN 2024 -

 

Balıkesir İvrindi'deki maden alanına giden köylüler gözlerine inanamadı: "Benim tarlam nerede?!" (Özer AKDEMİR)

                                                           Fotoğraf: Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Balıkesir İvrindi'de CVK Madencilik, hukuki süreci henüz tamamlanmamış olan altın madeni projesi için köylülere haber bile vermeden tarlalarını yok etti.

JANDARMA KÖYLÜYÜ TARLASINA SOKMADI

Sarıalan ve Gökçeyazı köylüleri ile birlikte maden sahasına gitmeye çalışan Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri jandarma tarafından engellendi. Bölgenin maden sahası ve patlatma alanı olduğunu ileri süren jandarma köylülerin "burada benim tarlam var. Taramada mı gidemeyeceğim?" sözlerine rağmen grubu alana sokmadı.  Bulundukları yerden maden alanındaki büyük tahribatı gören köylülerden birisi, "Burada benim tarlam vardı! Benim tarlam nerede? Madenin bu kadar genişlemesinden hiç haberimiz olmadı. Bize sormadan, kamulaştırma yapmadan tarlalarımızı nasıl madene verdiler?" diye konuştu.

MADEN RUHSATI TİCARİ SIRMIŞ!

Maden sahasına girişlerinin jandarma tarafından engellemesinin hukuksuz olduğunu belirten Kaz Dağı Koruma Derneği başkanı Süheyla Doğan, jandarmanın bu durumun tutunmak altına alınması yönündeki taleplerini de kabul etmediğini aktardı. Maden sahasının genişlemesinin birçok kanuna aykırı olduğunu, Gayri Sıhhi Müesseseler Kanunu gereği oluşturulması zorunlu olan Sağlık Koruma Bandı sınırlarına uyulmadığı ifade eden Doğan, "Köylerin bir kısmı bu sağlık koruma bandı içerisinde kalıyor. Bu nasıl oluyor diye Valiliğe gittik, madene izin verilen ruhsat alanlarının haritasını istedik, 'ticari sır, veremeyiz' diye reddedildi. Bunun üzerine dilekçe yazıp istedik ve dilekçede hukuksuz izinlere imza atan yetkililer hakkında da suç duyurusunda bulunacağımızı belirttik. Bizim bu ısrarlı takibimizin ardından dün madene apar topar denetlemeye gidildiğini öğrendik. Bu işin peşini bırakmayacağız! "diye konuştu.

KÖYLÜLERİN TARLASI HABERSİZCE YOK EDİLİYOR

İvrindi'deki maden ile ilgili bir açıklama yapan Kaz Dağı Koruma Derneği "Bir yandan sulama kanalları yapılarak sözüm ona tarım teşvik edilirken diğer taraftan da köylülerin tarlaları kendilerinden habersiz bir şekilde maden için yok ediliyor." dedi.

Açıklamada maden alanına giren köylülerin yıllarca koyun güttükleri meralarını, su içtikleri gözelerini,  gölgesinde uyudukları meşe ağaçlarını, melki topladıkları ormanlarını kaybetmenin acısı ile isyan ettiklerine vurgu yapıldı.

Otoriter rejimler sarsılıyor ama...(Yücel Özdemir)

                                                                                     Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB

Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler hem Avrupa basını hem Avrupa hükümetleri hem de Avrupa solu tarafından birkaç gündür adeta mercek altına alınmış durumda. Erdoğan ve partisi AKP’nin neden kaybettiği, muhalefetin iki önemli aktörü CHP ve DEM Parti’nin nasıl başarılı olduğu üzerinde analizler yapılıyor. Özellikle de Türkiye ile yakın ekonomik, diplomatik ilişkilere sahip Almanya’da...

Ülkenin en etkili gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da Raphael Geiger, AKP’nin kalelerinin nasıl düştüğünü “Erdoğan nerede kaybetti?” başlıklı haberinde ayrıntılı olarak ele aldı.

Genel hava ve değerlendirmelerde Erdoğan’ın kaybetmesinin yarattığı iyimser hava hakim. İktidarın kaybetmesinin başlıca nedeninin ekonomideki kötü gidişat olduğu Avrupa’dan da görülebiliyor. Ekonominin kısa sürede düzeleceği, Erdoğan’ın da kaybettiği gücü toparlayabileceğine dair yorum ve değerlendirmeler yok. Bu nedenle olsa gerek “sonun başlangıcı” tanımlaması bolca kullanıldı. Uzun yıllardır Almanya’daki medyanın, demokrat-ilerici partilerin hedefinde olan Erdoğan’ın kaybetmesi, muhalefetin kazanması genel olarak bir umut yaratmış durumda. Dolayısıyla “Başka bir Türkiye mümkün” diyenler yeniden umutlarını yeşertti. Bir otoriter rejimin daha sonunun yaklaştığı üzerinde değişik senaryolar ortaya atılıyor. “Otokratların da yenilebileceği” (Der Spiegel) üzerinde duruluyor.

Elbette her otoriter rejimin bir ömrü var. Kimisinin uzun, kimisinin kısa...

Uzunca bir süredir Türkiye, Macaristan ve Polonya’dan başlayarak birçok ülkede yükselen otoriter rejimler ve liderlere son yıllarda bir de aşırı sağcı, faşist, ırkçı ve göçmen düşmanı partilerin yükselişi eklendi. Hal böyle olunca, ortada hiç de olumlu bir tablo görünmüyordu. Geçen yılın ekim ayında Polonya’da yapılan genel seçimlerde ideolojik olarak AKP’ye çok benzeyen, ancak Erdoğan kadar güçlü bir lideri olmayan Hukuk ve Adalet Partisi (PiS), sandıktan birinci çıkmasına rağmen koalisyon ortağı bulamadı. 8 yıllık tek parti hükümeti yıkıldı, yerine liberal demokrat Donald Tusk’un başını çektiği bir hükümet kuruldu. Böylece aşırı muhafazakar, kadın hakları düşmanı, sağcı ve yargıyı kendi çıkarlarına göre dizayn etmeye başlayan PiS iktidardan oldu. Başta kadınlar olmak üzere, pek çok kesim PiS’in iktidardan düşmesine sevindi, kutlamalar yaptı.

Türkiye ve Polonya ile aynı otoriter halkada yer alan Macaristan, büyük olasılıkla seçimlerle dengelerin değişebileceği bir sonraki durak olacak. Kilise yurdunda çocuklara yapılan cinsel tacizden ceza alan bir kişinin affedilmesi nedeniyle şubat ayından bu yana on binlerce kişi, aralıklarla da olsa, aşırı sağcı Başbakan Viktor Orban’a karşı şubat ayından bu yana protesto gösterileri düzenliyor.

Alman basınında yer alan haberlere göre Cumhurbaşkanı Katalin Novak, şubat başında 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan yurdun müdür yardımcısını, Adalet Bakanı Judit Varga’nın önerisiyle affetmişti. Bu affa tepki amacıyla sanatçılar ve aydınlar tarafından “Artık yeter” sloganıyla çağrısı yapılan gösterilere on binlerce insan katılmıştı. Cumhurbaşkanı Novak ve Adalet Bakanı Varga tepkileri yatıştırmak için 10 Şubat’ta istifa etmek zorunda kaldı. Bu istifalar yetmeyince Protestan Kilisesinin Başkanı Zoltan Balog da istifa etmişti.

Novak, Varga ve Balog’un en büyük destekçisi ve ülkenin otoriter tek adamı Başbakan Viktor Orban ise sessizliğe bürünerek olayların kapanmasını beklemişti. Ancak, ortaya yeni belge ve bilgiler çıktıkça Orban’a karşı tepkiler geçen hafta yeniden başladı.

Protestoların başını ise Varga’nın eşi Peter Magyar çekiyor. Muhalefet hareketinin liderliğine soyunmuş durumda. Parti kurup seçime girmeyi planlıyor. Eğer Orban engellemezse bir sonraki seçimlerde Erdoğan’ın dostu Orban’ın işi de kolay olmayacak.

Uzun yıllar iktidarda kalanlara karşı tepkilerin değişik biçimlerde ve boyutlarda olduğu bu üç ülkedeki gelişmelerin nereye evrileceğine elbette muhalefetin başını çekenlerin izleyeceği politika önemli olacak. Ancak bir taraftan sağcı muhafazakar liderlerin tahtı sarsılırken diğer taraftan onların da sağında olanlar güç toplamaya başladı. Bunun başlıca nedeni ise elbette otoriter rejimlerden kopan geniş kitleleri çekecek ilerici parti ve örgütlerin zayıflığı. Özellikle Avrupa çağında sosyal demokrat, sol sosyal demokrat partilerin güç kaybetmeye devam ettiği bir süreç yaşanıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde ekonomik-sosyal sorunlar derinleşirken, sınıfsal temelde değil de kimlikler üzerinden ön yargıları körükleyerek, düşmanlıkları büyüterek güç kazanmak isteyenlerin sesi daha fazla duyuldu ve halen de duyulmaya devam ediyor.

Ancak, Polonya ve Türkiye’deki seçimler, doğru ittifaklar kurarak otoriter rejimlerin güç kaybetmesinin mümkün olduğunu gösterdi. Otoriterlerin yerine iktidara gelen ya da gelecek olanlar, eğer geniş emekçi sınıfların ağır sorunlarının hafifletilmesi yönünde adım atıp, güven kazanmaya devam etmezlerse, tıpkı ABD’de olduğu gibi, pusuda bekleyen gerici, otokrat, muhafazakar güçler kaybettikleri iktidarı yeniden almak için bu kez daha güçlü sahneye geri dönebilirler.

Bütün ezilenler, işçi sınıfı öncülüğünde kimlikler değil sınıfsal temelde bir araya gelip iktidara gelmediği sürece bu döngü bir tahterevalli misali hep bir aşağı, bir yukarı gidip gelecek.

Bahçelievler'de her okula bir cami dönemi başladı (Eylem NAZLIER)

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ÇEDES projesi kapsamında okullara gönderdiği yazıyla okul-cami, öğretmen-din görevlisi eşleştirme projesini hayata geçirdi.

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) projesi kapsamında ilçedeki tüm okullara "okul-cami eşleştirme" başlıklı bir yazı gönderdi.

Konuya ilişkin Evrensel’e konuşan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Murat Orhan, “İmam-hatip projeleri tutmadı şimdi de ellerindeki bütün okulları İmam-hatipleştirmeye çalışıyorlar. Biz buna karşı mücadele edeceğiz” dedi.

Mili Eğitim Bakanlığının Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzaladığı ÇEDES projesi kapsamında okullarda yürütülen etkinlikler giderek yaygınlaşıyor. Son olarak Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü okullara gönderdiği yazıyla ilçede bulunan okulları camilerle eşleştirdi.

"KAYMAKAMLIK ONAY VERDİ"

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen yazıda şu ifadeler kullandı:

“Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında, 'Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) Projesi' yürütülmektedir. Yapılacak olan çalışmaların daha sağlıklı yürütülebilmesi için Okul-Cami eşleştirmesi yapılarak, Okul ve Cami görevlileri listesi yazımız ekinde sunulmuştur. Belirtilen okul ve camilerin eşleştirilmesi, öğretmen, İmam-hatip, müezzin kayyum ve diğer görevlilerin belirtilen Okul ve camilerde proje kapsamında çalışmalar yürütmelerine ilişkin kaymakamlık onay yazısı ekte gönderilmiştir.”

"BU YANLIŞTAN BİR AN ÖNCE DÖNÜN"

Eğitim Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Murat Orhan ise şunu söyledi: “Daha önce farklı ilçelerde bazı okullardan öğrencilerin toplu halde camilere götürüldüğü, değerler eğitimi başlığıyla temizlik yaptırdığı bilgimiz var. Bu eşleştirmeler, benzer uygulamaların Bahçelievler ilçesindeki okullarda da hayata geçirileceği anlamını taşıyor. Onunla da kalmayıp eşleştirilen 'görevlilerin' okullara istediği gibi girip çıkmasının önünü açıyor. Formasyon sahibi olmayan kişilere çocuklarımızı emanet edemeyiz. Olası yanlış ifade ve uygulamalar büyük travmalara neden olabilir. Ders okulda ve öğretmenle işlenir, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Bahçelievler'de okulların camilerle eşleştirimesine Eğitim Sen'den tepki: Okullar dini kuşatma altında

Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün ilçelerdeki tüm okulları camilerle eşleştirerek imam, vaiz görevlendirmesine eğitimciler tepkili: “Uygulama laikliğe de pedagoji bilimine de aykırı.”

Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube, ‘Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES)’ uygulaması kapsamında İstanbul Bahçelievler ilçesindeki tüm okulların camilerle eşleştirilip, imam ve müezzin görevlendirilmesine tepki gösterdi. Bakırköy’de bulunan Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube binasında yapılan açıklamada “Dini merkezine alan ÇEDES, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine bütünüyle aykırıdır” denildi.

"LAİK EĞİTİM HEDEFTE"

Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak, siyasi iktidar eliyle eğitimin ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik uygulamaların eğitimin tüm kademelerine yayıldığını söyledi. Zorunlu seçmeli din dersi dayatması, STK görünümlü cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerle, açık ve örtülü müfredatla, diyanetin bitmek bilmeyen projeleriyle okullarda her kademede hızını giderek artıran bir dinselleştirme kuşatmasının yaşandığına vurgu yapan Uluocak “Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandı. Geçtiğimiz yıllar içinde okullarda hayata geçirilen ortak projeler üzerinden eğitimin dinselleşme süreci hızlanırken, doğrudan laik eğitimi hedef alan uygulamalar adım adım hayata geçirildi” dedi.

OKUL-CAMİ EŞLEŞTİRMESİ

Bütün bu dinselleştirme hamlelerinin son dönemde ÇEDES uygulamasıyla hayata geçirilmeye başlandığını dile getiren Uluocak “ÇEDES’le şubemizin örgütlenme alanında bulunan Bahçelievler’de bir süredir okullarda çeşitli faaliyetler yürütülmekte, diyanet personelleri okullarda çeşitli etkinliklere katılmaktadır. Son olarak Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü okullara göndermiş olduğu 3 Nisan 2024 tarihli yazı ile ÇEDES projesi kapsamında ‘okul cami eşleştirmesi’ yapıldığını ve bu doğrultuda okul ve camilerde imam-hatip, müezzin kayyum ve diğer görevlilerin çalışmalar yapacağını bildirmiştir” dedi.

"PEDAGOJİ BİLİMİNE AYKIRI"

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün yazısında Bahçelievler’deki 84 okula diyanet personeli görevlendirildiği ve okullarla mescit-cami eşleştirmeleri yapıldığını dile getiren Uluocak “Buradan Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne soruyoruz ‘okul-cami-mescit’ eşleştirmesi ve diyanet personeli görevlendirmesiyle nasıl bir eğitsel fayda sağlamayı düşünüyorsunuz? Pedagojik donanımları şüpheli bu personelin öğrencilerle etkinlikler yapmasının yaratacağı problemlerin farkında mısınız?​” diye sordu. Uluocak, Anayasa dahil eğitimle ilgili hemen tüm yasalara da aykırı olan bu protokolü ve bu görevlendirmeleri kabul etmeyeceklerini belirterek “Dini değerleri merkeze alan ÇEDES, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırıdır.” dedi.

Dilaver Enerji’de madenci 700 liralık kaçak akım rölesi olmadığı için ölmüş

Dilaver Enerji'ye ait maden ocağında Soner Korkut'un elektrik akımına kapılıp ölümüyle ilgili bilirkişi raporunda, elektrik panolarında kaçak akım rölesi ve topraklama olmadığı ortaya çıktı.

Zonguldak’ta, maden ocağında, maden işçisi Soner Korkut'un (25) elektrik akımına kapılıp ölümüyle ilgili bilirkişi raporunda, elektrik panolarında kaçak akım rölesi ve topraklama olmadığı ortaya çıktı. İncelemede, kaçak akım rölesinin ölümü önleyebileceği belirtilirken, maden ocağının işletme müdürü maden mühendisi Yusuf Çavdar (56) tutuklandı.

                                        İş sağlığı güvenliği uzmanı ve maden mühendisi Çağlar Öztürk | Fotoğraf: DHA

DHA’ya konuşan İş sağlığı güvenliği uzmanı ve maden mühendisi Çağlar Öztürk, "Panolarda kanuni zorunluluk olarak kaçak akım rölesi takılı olmak zorundadır. Röle, bir sigortadır, biz ona 'yaşam sigortası', deriz. Eğer devrede kaçak varsa, devre kendini tamamlayamadığı için anında atar. Herhangi bir yerde insanla elektrik teması söz konusuysa elektrik çarpmasını engeller. Çok pahalı bir aygıt değildir. 700 ile 1500 lira arasında fiyatları değişir" dedi.

İş cinayeti, 2 Nisan'da saat 04.30 sıralarında Dilaver Mahallesi Karamanya Sokak'taki Dilaver Enerji'ye ait maden ocağında meydana geldi. Sahur sonrası elektrikçi olarak çalıştığı maden ocağındaki faaliyetine devam eden Soner Korkut, elektrik akımına kapıldı. Mesai arkadaşları, yaralanan Korkut için 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İşçiyi, mesai arkadaşları yüzeye çıkarıp sağlıkçılara teslim etti. Atatürk Devlet Hastanesine kaldırılan Korkut, hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturmada cumhuriyet savcısı, Türkiye Taşkömürü Kurumu Sözleşmeli Sahalar Başmühendisliği ekibi ile savcılığın oluşturduğu elektrik ve maden mühendisleri ile iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi ekibi olayın yaşandığı maden ocağında incelemelerde bulundu.

ELEKTRİK PANOLARININ MADEN OCAKLARINDA KULLANILAN ‘ALEV SIZDIRMAZ’ ÖZELLİKTE OLMADIĞI TESPİT EDİLDİ

Maden ocağı içinde, çok miktarda su çukuru olduğu ve çukurlarda dalgıç pompayla su tahliyesi yapıldığı belirtildi. Korkut'un da ocak girişinden yaklaşık 500 metre uzakta, çalışmayan bir dalgıç pompa yanında, 30 santim derinliğindeki su çukuru içinde bulunduğu ifade edildi.

Ocak içinde inceleme yapan bilirkişi heyeti, elektrik panolarının maden ocaklarında kullanılan ‘alev sızdırmaz’ özellikte olmadığını tespit etti. Korkut'un öldüğü pompanın elektrik tesisatının topraklama kablosu kesilerek bağlandığı belirtilirken, elektrik panosunda kaçak akım rölesi olmadığı ve doğrudan sigortadan bağlantı yapıldığı ortaya çıktı. Röle bulunsa ölümün önlenebileceği bildirildi.

Elektrik mühendisi bilirkişinin, elektrikçinin tek başına tamirat yapmaması gerektiğini belirttiği raporda, su havuzlarına giden elektrik kablolarının galeri içinde gelişigüzel duvara takılı olduğu, seyyar kablo çekildiği, bazı yerlerde kabloların ezildiği ancak iletken kısmının açılmadığı ifade edildi.

İSG UZMANI UYARMIŞ

Öte yandan, iş sağlığı ve güvenliği uzmanının maden ocağıyla ilgili, 17 Aralık 2023'te verdiği öneride, ocaktaki tüm elektrik panoları, kabloları ve elektrikli ekipmanın 'ateş geçirmez' ve 'atex belgeli' (kaçak akım röle standartlarını düzenleyen belge) olmasını patrona öneri defterinde yazdığı ortaya çıktı. Patronun da defteri imzaladığı belirtildi.

“RÖLE OLMADAN ELEKTRİK BAĞLANMASI YASAK”

Elektrikle ilgili işlemlerde 3 unsurun önemli olduğunu söyleyen iş sağlığı güvenliği uzmanı ve maden mühendisi Çağlar Öztürk, "Biri kaçak akım rölesi, biri topraklamadır, diğeri de panoların önüne yalıtkan paspaslar koyarız. Bu 3 önlemi aynı anda alırız. Bu kazanın oluş nedenlerinden bir tanesi, elektrikçinin tamirat ve bakım yaparken elektriği kesmemiş olmasıdır. Bu bir hatadır. İkincisi, panolarda mutlaka topraklama olmak zorundadır, pano toprağa bağlanır herhangi bir kaçak akıma izin vermemek için. Bu ikisi yetmez, panolarda kanuni zorunluluk olarak kaçak akım rölesi takılı olmak zorundadır. Röle dediğimiz bir sigortadır, biz ona 'yaşam sigortası' deriz. Eğer devrede kaçak varsa, devre kendini tamamlayamadığı için anında atar. Herhangi bir yerde insanla elektrik teması söz konusuysa elektrik çarpmasını engeller. Çok pahalı bir aygıt değildir, bildiğiniz sigorta şeklindedir. 700 lira ile 1500 lira arasında fiyatları değişir. Bunun 380W ve 220W olanı vardır. Ocaktaki muhtemelen 380W’dir. Bu kazanın oluş nedeni, tamamen kaçak akım rölesinin olmaması, topraklamanın olmaması ve elektriğin tamirat öncesinde kesilmemiş olmasıdır" diye konuştu.

Ocaktaki İSG uzmanı, mühendislerin veya daimi nezaretçilerin röle olmadığını tespit ettiklerini tahmin ettiğini belirten Öztürk, "Yetkililerin orada kaçak akım rölesi ya da topraklamanın olmadığını bilmesi gerekiyor. Elektrikçinin de bunu bilmesi gerekiyor. Topraklamanın, kaçak akım rölesinin olmadığı bir panodan elektrik bağlanması yasak zaten. 'Kaçak akım rölesi her panoda olacak' diye yönetmelik de konmuş. Bu kazanın temel nedeni saydığım 3 maddedir" dedi.

MUHABİRİN ÜZERİNE YÜRÜDÜ

Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında maden ocağının sahibi H.D., işletme müdürü Yusuf Çavdar ve 2 İSG uzmanı ifadeye çağrıldı. H.D. savcılık ifadesinin ardından İSG uzmanları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, Çavdar ise tutuklandı. Polis eşliğinde kelepçesiz halde adliye binasından çıkan Yusuf Çavdar, kendisini görüntüleyen muhabirin üzerine yürüdü. Polisin araya girmesiyle ekip otosuna bindirilen Çavdar, cezaevine götürüldü. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

DEM Partinin kazandığı Cizre'de kayyum 1 saatte 30 milyon harcadı (ÖmerAkın)

Cizre kayyumu Nazlı Demir, DEM Partili eş başkanlara mazbata verilmeden 1 saat önce belediye kasasından 30 milyon 41 bin TL harcadı. 

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 31 Mart yerel seçimlerinin kazananı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) oldu. DEM Parti'den belediye eş başkanı olarak seçilen Güler Yerbasan Tunç ve Abdürrahim Durmuş, seçim sonrası mazbata için İlçe Seçim Kurulu'na başvurdu. Ancak mazbata "hazır değil" gerekçesiyle verilmedi. Eşbaşkanlar Tunç ve Durmuş'a mazbataları 3 Nisan'da verildi.

Kayyum yönetiminin mazbata verilmeden hemen önce 30 milyon 41 bin 702,93 TL harcadığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre; İller Bankası’ndan Cizîr Belediyesi hesabına 3 Nisan’da saat 13.30’da Nisan ayı bütçesi için 62 milyon 283 bin TL yatırdı. İller Bankası, hesaba yatan paradan 5 milyon 202 bin TL'sini kesti. Bu duruma "belediyenin borcu" gerekçe gösterildi.

KAYYUM 1 SAATTE 30 MİLYON HARCADI

İller Bankası'ndan gelen paranın 30 milyon 41 bin 702,93 TL'si bir saat içinde çeşitli ödemelere harcandı. Söz konusu ödemeler arasında dikkat çekici kalemler yer aldı. Hükümet Konağı jeneratörü için 5 bin 800 litre akaryakıt alınarak, 241 bin 675,56 TL ödendi. Ayrıca Cizre El Cezeri Yatılı Kuran Kursu'nun çatı katı onarımı için 605 bin 605,82 TL; Köprübaşı Cami Taziye Yapım işi için 535 bin 232,99 TL; 14 kalem "mal malzeme alım işi" için ise 1 milyon 381 bin 241,30 TL harcandı. Diğer ödemelerin ise, AKP'ye yakınlığıyla bilinen firmalara olan borçlar için harcandığı öğrenildi. Harcamalar sonrası kasada 37 milyon 33 bin TL kullanılabilir limit kaldı. Nisan ayı için planlanan giderlerin ise, 92 milyon 834 TL tutarında olduğu öğrenildi. 
 
Kayyum yönetiminin harcamalarından bir saat sonra DEM Partili eşbaşkanlara mazbataları verildi.

AKP'li belediyelerden son gün vurgunu: Milyon milyon dağıttılar (Uğur Zengin)

                                                                              Görsel: Microsoft Copilot

Türkiye’de 31 Mart’taki yerel seçimlerin önceki ve sonraki birkaç gününde AKP’li belediyeler vurgun yaptı. Çok sayıda belediye başkanı ve kayyum kaybettiği belediyeden adrese teslim ihale dağıttı.

AKP’nin çok sayıda belediyeyi kaybettiği 31 Mart yerel seçimlerinin hemen öncesinde ve seçimin ardından yaşanan birkaç günde adrese teslim ihalelerle kamu kaynakları peşkeş çekildi. Tamamı pazarlık usulü olan ihalelerin sözleşmesi 26-28 Mart ile 1-4 Nisan arasında imzalandı.

AKP’li belediyeler ‘mazbata’ arasını fırsata çevirdi. Yeni belediye yönetimleri göreve başlamadan milyonlarca liralık adrese teslim ihale dağıtıldı. Muhalefete geçen çok sayıda belediyede kaynaklar haraç mezat şirketlere dağıtıldı. Dağıtılan adrese teslim ihalelerden ‘nemalanan’ isimler arasında AKP MKYK üyesi dahi yer aldı. Kayyum atanan belediyelerde kayyum yönetimleri seçime günler kala bol kepçe ihale dağıttı. Son birkaç günde yaşananlar kamu kaynaklarının nasıl iç edildiğini ortaya koydu.

AKP MKYK ÜYESİNE 1.5 MİLYON LİRALIK ‘HUKUKİ DANIŞMANLIK’ İHALESİ

Nevşehir’de Ürgüp Belediyesi 31 Mart’ta AKP’den CHP’ye geçti. Ürgüp Belediyesi, 1 Nisan’da 1.5 milyon liralık adrese teslim “hukuki danışmanlık” sözleşmesi imzaladı. 1.5 milyonluk hukuki danışmanlık AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi (MKYK) Cemal Donat tarafından verilecek.

Hatay Kırıkhanlı Avukat Cemal Donat, depremin ardından AKP’nin 75 kişilik çekirdek kadrosu olan MKYK üyesi olmuştu.

Ürgüp Belediyesi ayrıca 2 Nisan’da 1.1 milyon liralık pazarlık usulü sözleşme imzaladı. Sözleşme AKP’den 2013 yılında Nevşehir Belediyesi başkan aday adayı olan Umut Ergül’e gitti.

KAYYUM İHALE DAĞITTI

İktidarın kayyum atadığı Muş Belediyesinde kayyum yönetimi seçimden yalnızca 5 gün önce pazarlık usulü “Pompa, motor, su ve kanalizasyon şebeke bağlantı malzemeleri” ihalesi açtı. 10 milyon liralık ihaleyi Ari Teknik İnşaat Limited Şirketi 10 milyon lira karşılığında aldı. Sözleşme 4 Nisan 2024’te imzalandı.

AKP’DEN BİR YANDAN İTİRAZ, DİĞER YANDAN İHALE

AKP’den CHP’ye geçen Gaziosmanpaşa Belediyesi, 21 Mart 2024’te “9 aylık iş yeri hekimliği, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli hizmet alımı işi” ihalesi açtı. Pazarlık usulü gerçekleşen ihale sonucu 4 Nisan 2024’te (dün) yayımlandı. İhaleyi “Özhan OSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Danışmanlık Sanayi Ticaret Limited Şirketi” 2 milyon lira karşılığında aldı. İhale sözleşmesi imzalandığında AKP’nin Gaziosmanpaşa Belediyesi seçimlerine itirazları sürüyordu.

AKP’DEN MHP’YE GEÇEN BELEDİYEDE AKP TOKAT İL YÖNETİCİSİNE 4 MİLYON LİRALIK İHALE

AKP’den MHP’ye geçen Tokat Belediyesinde seçimden 10 gün önce düzenlenen ihalede sözleşme dün imzalandı. “Tek kullanımlık mal alım işi”ni alan şirket “Tokat Erenler Gıda Tarım Temizlik Ambalaj İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi” oldu. Adrese teslim ihale ile şirkete belediye kasasından 1 milyon 950 bin lira ödeme yapılacağı taahhüt edildi. Sözleşme seçimin hemen ertesi günü imzalandı.

Tokat Belediyesinin 1 Nisan’da imzaladığı ihale sözleşmesi bununla da sınırlı kalmadı. Belediye seçimden 11 gün önce açtığı ihaleyi 1 Nisan’da sonuçlandırdı ve sözleşme imzaladı. “Temizlik malzemesi mal alım işi” yine “Tokat Erenler Gıda Tarım Temizlik Ambalaj İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi”ne gitti. İhale tutarı 2 milyon lira olurken, mal alımının 1 haftada gerçekleşecek.

Tokat Belediyesinden 2 günde 4 milyon liralık ihale alan şirketin patronu Dursun Sansar ise AKP Tokat İl Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşler Başkanı olarak görev yapıyor.

SEÇİMİ KAYBETTİ AMA İHALE DAĞITTI

Yine Tokat’ta seçimden yalnızca 13 gün önce düzenlenen pazarlık usulü ihale ile “ikramlık mal” alındı. Sözleşme yine seçimden bir gün sonra imzalandı. 2 milyon liralık ihaleyi “Çapanoğlu Market Tarım Ürünleri Hayvancılık İnşaat Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” kazandı.

Konya Sarayönü Belediyesi AKP’den Yeniden Refah Partisine geçti. Belediyenin seçimden 18 gün önce açtığı pazarlık usulü ihalede sözleşme seçimden 2 gün sonra imzalandı. 2 milyon liralık ihaleyi “Ablağan Tepe Grup İnşaat Limited Şirketi” kazandı.

KRİTİK İLÇEDE SEÇİMDEN 2 GÜN ÖNCE İHALE: 1.7 MİLYON LİRA

AKP’nin 2019 yerel seçimlerini 4 oy farkla kazandığı Artvin Yusufeli Belediyesi 2024 seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçti. Yusufeli Belediyesinin AKP’li yönetimi seçimden 16 gün önce “Mamul kereste, emperyelli lambir, alın tahtası, süpürgelik ve çivi alım işi” ihalesi açtı. 20 Mart’ta açılan ihalede sözleşme seçimden 2 gün önce (29 Mart) imzalandı. Belediye, Ali Çakal isimli kişiden 1.7 milyon lira karşılığında mal satın aldı.

SEÇİMDEN 4 GÜN ÖNCE 74.8 MİLYON LİRALIK SÖZLEŞME

31 Mart seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçen Balıkesir Karesi Belediyesi seçimden yalnızca 4 gün önce 74.8 milyon liralık adrese teslim ihale sözleşmesi imzaladı. Seçimden 11 gün önce açılan “Beton, parke, yeni yol yapımı” ihalesi için sözleşme seçimden 4 gün önce imzalandı.

DİYADİN’DE KAYYUM KAYMAKAMI, BELEDİYE KASASIYLA KAYMAKAMLIĞI YENİLEDİ

2019 yılında HDP’nin kazandığı ve 2020 yılında iktidarın kayyum atadığı Ağrı Diyadin Belediyesinde 31 Mart’ta DEM Parti seçimi kazandı.

Diyadin Kaymakamı ve Diyadin Belediye Kayyumu Mustafa Karali, seçimden yalnızca 1 gün sonra (1 Nisan 2024) ‘Diyadin Kaymakamlığı inşaat malzemesi alım işi’ için 1.4 milyon liralık adrese teslim sözleşme imzaladı. İhale ‘Yusuf Adan’a verildi.

Yusuf Adan’a 1 Nisan’da verilen ikinci adrese teslim ihale tutarı da 2 milyon lirayı buldu.

Yusuf Adan’a 29 Mart’ta verilen ihale ile ise Kaymakamlığa 500 bin liralık mobilya alımı yapıldı.

Yusuf Adan’ın 2 günde aldığı üç ihale tutarı ise toplam 4 milyon lira oldu.

Diyadin’de 1 Nisan’da verilen bir başka ihale 650 bin lira tutarında oldu. 24 kalem doğal gaz malzemeleri alım ihalesi için 650 bin liralık sözleşme imzalandı.

KAYYUM BATMAN’DA İHALE DAĞITTI

2019’da HDP’nin kazandığı ve iktidarın kayyum atadığı Batman Belediyesinde Kayyum Ekrem Canalp, seçimden 2 gün sonra “aydınlatma direği” ihalesi sözleşmesi imzaladı. Seçimden sadece 12 gün önce düzenlenen pazarlık usulü ihalenin bedeli 1 milyon 950 milyon lira oldu. İhaleyi Abdulkadir İlmin aldı.

KAYYUMUN AKLINA SON GÜN ‘DEKORATİF AĞAÇ’ ALMAK GELDİ

Batman’da kayyum yönetimi seçimden 3 gün önce “Dekoratif ağaç ve saksı malzemesi mal alım işi” ihale sözleşmesi imzaladı.

İhaleyi 1 milyon 860 bin lira karşılığında yine Abdulkadir İlmin aldı. İlmin böylece yalnızca Batman Belediyesinden 3 günde 4 milyon liraya yakın tutarda ihale almış oldu.

BATMAN'DA GİDİCİ KAYYUM MİLYONLARCA LİRA DAĞITTI

AKP’nin yine kayyum atadığı Batman Belediyesi yerel seçimlerden sadece 11 gün önce “Düzensiz göçmen ön kabul ve sevk merkezi inşat ve elektrik malzemesi alım işi” ihalesini onayladı. İhale sözleşmesi seçimlerden yalnızca 2 gün sonra imzalandı. Adrese teslim ihaleyi 1.7 milyon lira karşılığında “Nusreddin Uluç” aldı. Nusreddin Uluç, daha önce yine Batman Belediyesinden aldığı ‘adrese teslim’ ihalelerle gündeme gelmişti.

Batman’da kayyum belediyesi 1.9 milyon liralık ‘mutfak malzemesi’ alımı yaptı. Adrese teslim gerçekleşen ihalede sözleşme seçimden yalnızca 2 gün önce imzalandı.

ÇEKMEKÖY’DE BİNA ONARIMINA SEÇİMDEN 2 GÜN ÖNCE 30 MİLYON LİRA

İstanbul’da AKP’den CHP’ye geçen Çekmeköy Belediyesi, seçimden yalnızca 2 gün önce 30 milyon liralık adrese teslim ihale dağıttı. Bina bakım ve onarımı için açılan ihaleyi 30 milyon lira karşılığında Yapıden Mühendislik aldı. Sözleşme seçimden 2 gün önce imzalandı.

TUZLA’DA CHP’Lİ ADAYA MAZABATA VERİLMEDİ, MİLYONLUK İHALE DAĞITILDI

AKP’den CHP’ye geçen İstanbul Tuzla Belediyesinde 2 Nisan’da 1.2 milyon liralık adrese teslim ihale sözleşmesi imzalandı. CHP’li Ali Eren Bingöl yeni belediye başkanı olarak seçildiği belediyede Bingöl henüz mazbatasını almadan AKP’li belediye yönetimi 1.2 milyon liralık “Tuzla Kart” alımı yaptı.

ESKİŞEHİR ÇİFTELER’DE ÖRNEK(!) İHALE

MHP’nin 2019’da yüzde 0.1 farkla kazandığı ve 31 Mart’ta CHP’ye kaybettiği Eskişehir Çifteler Belediyesinde, seçimden yalnızca 3 gün önce ‘parket taşı, yol ve kaldırım’ ihalesi sözleşmesi imzalandı. Adrese teslim ihale bedeli 2.4 milyon lira oldu.

BALIKESİR’DE 2 MİLYON LİRALIK İHALE

AKP’nin 2019 yılında yüzde 1.2 farkla kazandığı Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde son gün vurduğunu 2 milyon lira oldu. Belediye yönetimi seçimden 5 gün önce “Her cins dış mekan döşeme kaplaması tamiri işlerinde kullanılmak üzere dolgu malzemesi alımı” sözleşmesi imzaladı. Adrese teslim ihalede tutar 1 milyon 968 bin lira oldu.

MHP’DEN CHP’YE GEÇTİ: MHP BELEDİYE KASASIYLA HEDİYE DAĞITTI

MHP’den CHP’ye geçen Osmaniye Kadirli’de belediye 26 Mart’ta 1 milyon 950 bin liralık ‘Ramazan paketi’ alım ihalesi sözleşmesi imzaladı. İhale yine pazarlık usulü yapıldı. Asaf Tarım Gıda Temizlik isimli şirket ihaleyi aldı.

Kadirli Belediyesinde ayrıca 2 milyon liralık gıda paketi alındı. Yine aynı şirket ile 2 milyon 30 bin liralık sözleşme imzalandı. Böylece Asaf Gıda isimli şirkete 2 ihale ile 4 milyon liralık kaynak aktarıldı.

Kadirli Belediyesi seçimden yalnızca 4 gün önce 1 milyon 927 bin liralık ‘Hediyelik malzeme’ aldı. Pazarlık usulü gerçekleşen ihaleyi RGT Medya ve Yayıncılık kazandı.

URFA’DA 2 MİLYON LİRALIK İHALE

AKP’den Yeniden Refah Partisine geçen Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinde 27 Mart’ta 2 milyon liralık ihale sözleşmesi imzalandı. “Nervürlü demir alım işi”ni 2 milyon lira karşılığında İbrahim Halil Sütpak aldı.

AKP’Lİ BELEDİYEDEN SON GÜN İHALESİ: 55 MİLYON LİRA

AKP’nin CHP’ye kaybettiği Giresun Belediyesinde seçimden 2 gün önce “Kent temizlik hizmetlerinde kullanılmak üzere araç kiralama işi” için 55 milyon 197 bin liralık adrese teslim ihale verildi.

SOKAKLAR SON GÜN AKILLARINA GELDİ: 19.3 MİLYON LİRALIK İHALE

AKP’den İyi Partiye geçen Lapseki Belediyesi 28 Mart’ta “Muhtelif cadde ve sokaklara beton parke ile yol” ihalesi açtı. Pazarlık usulü ihalede sözleşme tutarı 19 milyon 380 bin lira oldu. İhaleyi Kalesan Yapı aldı.

YENİDEN REFAH’A GEÇTİ…

Konya’da AKP’den Yeniden Refah Partisine geçen Çumra Belediyesinde, belediye yönetimi seçimden 5 gün önce 2 milyon 270 bin liralık çöp konteyneri alımı yaptı. Pazarlık usulü gerçekleşen ihaleyi Teksin Konteyner ve Galvaniz Sanayi Ticaret LTD ŞTİ aldı.
                                                                                                                    TABLO:EVRENSEL
(EVRENSEL)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder