Müteahhitlerin cebini doldurduğu, baronların ise parasını akladığı kirli alışverişin hediyesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıydı. Bu suçlulara ülkelerine iade edilmemesi garantisi olan Türk vatandaşlığını veren çete ya da çetelere ise halen dokunulmuyor.
İstanbul Başsavcılığı’nın Hollandalı, Alman, Sırp, İspanyol ve Türk uyuşturucu baronlarının ortak şebekesine yönelik soruşturmasındaki örneklerle karanlık düzendeki kirli servetleri anlatmaya devam ediyoruz.
İstanbul’dan Avrupa uyuşturucu ağını yöneten şebekenin önemli aktörlerinden biri;
Christopher Mark Grogan. Hep gölgede kalmış büyük bir skandalın kahramanı. Uyuşturucu kaçakçısı ve Türkiye’de oturum izni aldıktan sonra sahte evrakla çok sayıda işlem yapmış. Tüm bunlara karşın Türk vatandaşı yapılmış ve ‘Can Yavuz’ ismini almış.
BİR HAFTADA 4 LÜKS OTOMOBİL ALDI
Yeni ismiyle Can Yavuz, banka hesapları açıp kara parasını jet hızıyla aklamıştı. Sadece 17 Kasım 2021 ile 25 Kasım 2021 tarihleri arasında, yani bir haftada 2020 model Lamborghini, 2021 model Audi RS 6 Quattro, 2022 model Porsche, 2021 model Mercedes-Benz satın aldı. Bu araç bedellerinin sadece 680 bin TL’sini bankadan gönderdi, kalan kısmını nakit ödedi. Bir hafta içinde milyonlarca dolar kara parasını böylece akladı.
Bu ultra lüks alışverişten bir ay önce ise Ege Yapı A.Ş.’nin Kağıthane’deki Kordon İstanbul isimli lüks konut projesinden bir daire ve bir işyeri satın almıştı. Üçüncü şahıslar üzerine satın aldığı mülkler ise bilinmiyor.
SEVGİLİSİNİ DE VATANDAŞ YAPTI
Ama kendisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla yetirmemişti. Sevgilisi Esther Krupenia’yı da Türk vatandaşı yaptı. Bunun için İstanbul Levent’teki Türkiye’nin en büyük gökdeleni Sapphire Rezidans’tan daire satın aldı ve sevgilisinin de Türk vatandaşlığı başvurusu kabul edildi. Soruşturmanın bir numaralı şüphelisi Abdullah Alp Üstün’ün Hollandalı eşi Nadia Alla da aynı anda aynı şirket aracılığıyla Sapphire Rezidans’tan daire almış ve o da vatandaş olmuştu. Bu örgüt bağlantısının delili olarak dosyada yer aldı.
EN YÜKSEK GÖKDELENİN VATANDAŞLARI
AKP’nin kurucularından ve eski milletvekili Vahit Kiler’in inşa ettiği Sapphire Rezidans, vatandaşlık almak isteyen baronların merkezine dönüşmüştü. Bir dönem gökdelende içki sattırmayacağını söyleyerek ne kadar dindar olduğunu kanıtlamaya çalışan Kiler Holding’in yaptığı rezidansta, soruşturmadaki önemli bir isim daha iki daire satın alıp vatandaşlık başvurusu yaptı.
Onun adı; ‘Eric Schroder’ idi. Alman vatandaşı Eric Schroder, Hamburg bölgesinde uyuşturucu ağını kontrol ediyordu. Hamburg Limanı’na büyük kokain sevkiyatları yapmış, hatta kokain dolu konteynerlerin soyulduğu olaylara karışmıştı. Almanya’da Kasım 2019 ile Haziran 2020 arasında yani 8 ayda 23 uyuşturucu kaçakçılığı olayından suçlanmıştı.
Kara parasını aklamak için nakitle üçüncü kişilerin adına çok sayıda mülk aldığına şüphe yok. Ancak Sapphire’deki dairelerinin dışında İstanbul Bomonti’deki Rotana isimli gökdelenden bir konut ve Kuşadası Atasu Konakları’ndan bir evi kendi adına satın almıştı.
O da vatandaşlık peşindeydi. İstanbul’da birlikte yaşadığı sevgilisine de Türk vatandaşlığı almak istiyordu.
Abdullah Alp Üstün, Bolle Jos, Isaac Bignan, Chistopher Mark Grogan ile birlikte uyuşturucu kaçakçılığı yapan Eric Schroder, İstanbul Fatih Yedikule’deki Cer İstanbul isimli lüks sitede 26 Aralık 2023’te yakalandı ve tutuklandı.
Eric Shroder, Cer İstanbul isimli sitede yakalanarak tutuklanmıştı.
Halen sadece tek soruşturmanın konusu olan, yani birbiriyle örgütsel bağlantısı olan uyuşturucu baronlarını anlattığımızın altını çiziyorum.
Hollandalı baron Jos Leijdekkers ile ortak uyuşturucu kaçakçılığı yapan Sırbistan vatandaşı Davor Trajkoviç de İstanbul’a yerleşmişti. Sırbistan adli makamlarınca ‘kokain ve esrar ticareti’ suçlamasıyla aranıyordu. Davor Trajkoviç ve eşi Sanja Brnoviç, Türkiye’de çok sayıda banka hesabı açmıştı. Bolle Jos’un hesaplarında işlem yetkisi olan kişilere onlar da hesaplarını kullanma vekaleti vermişti. Davor Trajkovic’in de Türkiye’de çok sayıda gayrimenkul alarak kara parasını akladığı ve mülk sahibi olduğu belirlendi. Bu mülklerden biri; 9 Haziran 2021’de 600 bin avroya Bodrum’da satın aldıkları iki katlı villaydı. Yabancı baronların neredeyse tamamının bir ayağının Bodrum’da olduğuna tanıklık ediyoruz ve akla şu soru geliyor:
“Bodrum ve çevresinde onları koruyan, operasyonları önceden haber veren bir güç mü var?”
İSPANYOL BARON DA İSTANBUL’A GELDİ
Soruşturmadaki İspanya vatandaşı uyuşturucu kaçakçısının ismi ise Nadır Ait Tarint Cobo. Hollanda tarafından ‘uyuşturucu ticareti’, Ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralama’, ‘Adam öldürme’, ‘Suç örgütüne üye olma’ suçlarından Mavi Bülten ile aranıyor. Son olarak 17 Temmuz 2022’de İspanya’dan uçakla İstanbul’a gelmiş. Abdullah Alp Üstün ve diğer yabancı baronlarla sıkı irtibatı tespit edildi. Uyuşturucu çetesinin para akladığı Altınışın Şirketi’nden 29 Nisan 2021’de Porsche Taycan Turbo S marka araç satın almıştı.
Ayrıca kendi adına 5 taşınmaz alarak hep kara parasını aklamış hem de İstanbul’da mülk sahibi olmuştu.
Türkiye’de büyük bir barınma krizi yaşanırken sadece bir dosyadaki yabancı baronların satın aldığı servet değerindeki konutları, lüks otomobilleri okudunuz. Müteahhitlerin cebini doldurduğu, baronların ise parasını akladığı bu kirli alışverişin hediyesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıydı.
Bu suçlulara Kırmızı Bülten ile aranmalarına karşın ülkelerine iade edilmemesi garantisi olan Türk vatandaşlığını veren çete ya da çetelere halen dokunulmuyor.
∗∗∗
İŞÇİNİN CEHENNEMİ BARONUN CENNETİ
Türkiye’nin dünyanın mafya üssüne dönüştürülmesi bir sistem sorunu. Bu nedenle; Soma’da yaşamını yitiren 301 madenci, açgözlü patron ve Hollandalı uyuşturucu baronunun hikâyesi İstanbul’un göbeğindeki yer alan gösterişli bir gökdelende bir araya geliyor
13 Mayıs 2014’te Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin madeninde 301 madenci göz göre göre ölüme sürüklendi. Madenin patronu Can Gürkan ve yöneticileri para kazanma hırsıyla üretim kapasitesini iki kat arttırdı. Bunun sırrı işçilerin güvenliği için önlemleri almamasıydı. İşçiler yerin 400 metre altına yeterli havalandırma, acil çıkış yolları, sensörler, gaz maskeleri olmadan inerken şirket İstanbul Maslak’ta 200 metre yüksekliğinde bir gökdelen inşa ediyordu. Maden işçilerinin hayatını kurtaracak yatırımlar yapılmazken gökdelendeki lüks hayat için hiçbir masraftan kaçınmıyorlardı.
YERİN DİBİNDEKİLER VE ZİRVEDEKİLER
İşçiler 400 metre yerin dibinde yanarak öldü, onların çalınan hayatı ve emeğiyle Maslak’taki Spine Tower isimli gökdelen yükseldi. Rezidanstaki daireler milyonlarca dolara satıldı.
Hollandalı, Alman, Sırp, İspanyol ve Türk uyuşturucu kaçakçılarının ortak şebekesine yönelik soruşturmada Türkçesi ‘Omurga’ olan Spine Tower’da da arama yapıldı. Çünkü Hollanda ve Belçika’nın ‘Uyuşturucu kaçakçılığı’, ‘Silahlı saldırı’ gibi suçlardan Kırmızı Bülten ile aradığı Isaac Bignan’ın bir adresi Spine Tower’daydı. İstanbul’da şirketler kuran, çok sayıda mülk satın alarak kara parasını aklayan, 80 milyon TL’lik özel üretim Rolls Royce ile gezen Isaac Bignan, sık sık Spine Tower’a geliyordu. 5 ton 700 kilo kokain sevkiyatı nedeniyle dünyada aranırken ‘Kara Mamba’ lakaplı uyuşturucu baronunun, vergi mükellefiyet kayıtlarındaki adresi Spine Tower’daydı. Yıllar sonra 25 Haziran 2023’te yakalandı. Üç ay sonra ev hapsi kararıyla tahliye edildi ama kaçmaya çalıştığı iddiasıyla tekrar yakalanıp cezaevine konuldu.
PATRONU KURTARMA OPERASYONU
Patron Can Gürkan mı?
Can Atalay’ın arasında olduğu avukatların mücadelesiyle patron Can Gürkan hapis cezası almıştı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin beş üyesi oy birliğiyle Can Gürkan’a olası kast suçundan binlerce yıl hapis cezası verilmesine hükmetti. Ancak gizli bir el devreye girdi ve akıl almaz şekilde Yargıtay kararı yerel mahkemeye gönderilmedi. Bu sırada Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin üç üyesi değiştirildi. Yargıtay Savcısı, ilk karara itiraz etti ve üç yeni üye patronun cezasını düşürüp tahliye edilmesinin yolunu açtı. Yani Can Gürkan artık özgür.
Can Atalay mı?
Onun cezası; 301 madenciyi öldüren açgözlü patrondan da uyuşturucu baronundan da fazla. Bu ülkede adalet mücadelesi verdiği için Gezi Davası’nda hiçbir delil, suç fiili olmadan, siyasi talimatla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Milletvekili seçilmesine karşın Anayasa Mahkemesi kararları tanınmayarak hapsediliyor.
Burası Türkiye.
Patronlar ve baronlar için cennet.
İşçiler ve adalet mücadelesi veren insanlar için cehennem.
Timur Soykan / BİRGÜN
YARIN: Baronların ‘babası’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder