18 Haziran 2024 Salı

T24 KÖŞEBAŞI (18 Haziran 2024)

İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı: Seçim döneminde Altınok'a çalışan AKP seçim araçlarının benzini belediyeden alınmış (Tolga Şardan)

Televizyon ve radyoya 3.5 yıl içinde 4.5 milyon liralık alt yapı harcaması yapıldı. Ayrıca, Altınok'un büyükşehir belediyesine aday olmasıyla birlikte matbaa işleri ve ilçedeki büyük ilan panolarına yönelik bütçeden yüklü harcama yapıldığı iddia ediliyor.
T

Yerel seçimlerden sonra gündeme gelen önemli konu başlıklarından birisi, el değiştiren belediyelerin durumu hiç kuşkusuz.

Özellikle Cumhur İttifakı'nda olup da muhalefete geçen belediye yönetimlerinin hâli ortada.

Mali tablolarının yanında şimdiye kadar gerçekleştirilen pek çok usulsüz iş ve işlemlerin tespiti sonrasında Ankara'ya yani İçişleri Bakanlığı'na bildirimlerde bulunulmaya başlandı.

Böylesi belediyelerin arasında öne çıkanlardan birisi Ankara'nın Keçiören Belediyesi.

Keçiören Belediyesi, son dönemde sadece Ankara için değil, ülkenin genel siyaseti için de önemli.

Şöyle ki; 1983'ten bu yana sadece bir dönem sola oy verdi ilçe seçmeni.

SHP'li Hamza Kırmızı 1989 - 1994 yılları arasında görev yapan soldan tek belediye başkanı.

İlçenin, 1983'te ilçe belediyesi olmasıyla başlayan siyasi dönemde gerek ilk belediye başkanı Melih Gökçek, gerekse tam dört dönem önce MHP'den sonra da AKP'den belediye başkanlığı yapan Turgut Altınok, ülkenin genel siyasetinde tanınan isimlerden oldu.

31 Mart seçimiyle birlikte ilçe yıllar sonra bir kez daha tercihini soldan yana kullandı.

CHP'den aday olan Mesut Özarslan, belki de sürpriz sayılacak bir sonuçla ilçenin yeni belediye başkanı seçildi.

Kamera kayıtları müfettişin bilgisayarında

Yeni Başkan Özarslan, her ne kadar siyasi geçmişi sağdan olsa da Altınok dönemini mercek altına aldı.

Özarslan'ın yaptığı ilk tespitlerin ardından İçişleri Bakanlığı, eski dönemle ilgili sessiz sedasız soruşturma başlattı, geçtiğimiz günlerde.

Belediyenin, bakanlığa yaptığı başvuru sonrasında görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi çok önemli tespitlerde bulundu.

Belediyedeki bakanlık soruşturması devam ederken; müfettiş siyasi skandala neden olacak bir sürecin ipucuna ulaştı.

Aslında ipucundan daha çok belgesi demek daha doğru olacak.

Aldığım bilgiye göre; Keçiören Belediye Başkanı iken, AKP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak hedef büyüten Turgut Altınok'un yerel seçimler döneminde siyasi çalışmalarında kullandığı AKP'ye ait parti araçlarının akaryakıtının belediyeden karşılandığı belirlendi.

Belediyenin Ovacık'taki Ulaştırma Hizmetleri Müdürlüğü yerleşkesindeki tesiste belediyeye ait iş makineleri ve araçlarına sevkiyatı yapılan akaryakıtın, Altınok'un propaganda faaliyetlerinde görev alan seçim araçlarına da kullandığının kamera kayıtlarına ulaşıldı.

İmza yetkisine sahip müdür açığa alındı

Üstüne üstlük; seçim araçlarının akaryakıtlarının, belediyeye ait araçların plakası üzerinden depolarının doldurulduğu tespit edildi.

Sürecin ortaya çıkmasıyla birlikte belediyede soruşturmaya başlayan İçişleri Bakanlığı müfettişi, belediyenin Temizlik ve Ulaştırma Müdürü S.K.'yı açığa aldı. Belediyedeki iş bölümü çerçevesinde söz konusu uygulamayla ilgili imza yetkisinin S.K.'da olması nedeniyle açığa alma işleminin gerçekleşti.

Bu arada, Altınok için siyasi faaliyet gösteren AKP'nin seçim araçlarına verilen akaryakıtın mali değerinin yaklaşık 6 milyon lira olduğu belediye kaynaklarınca ifade ediliyor.

Soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı müfettişi, Altınok'un yakın ekibinde yer alan başkan yardımcısı Kazım Kabadayı ile bazı yöneticilerin ifadesini aldı.

Mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın karşısına iktidarın adayı olarak çıkan Altınok, seçim döneminde katıldığı bir televizyon programındaki, "Beytü'l - mal'a el süren, rüşvete karışan, sağ kolum olsa da sol kolum olsa da keser atarım" sözleri halen zihinlerde!

Bilmeyenler için ekleyim; Beytü'l – mal, İslam devletlerinde, devlet hazinesi demek.

Altınok'un, belediyeye ait akaryakıtın partisinin seçim araçlarına doldurulmasını hangi ölçekde değerlendiriyor, merak konusu.

Televizyon ve radyo kanalına yapılan dikkat çekici harcama

Keçiören Belediyesi'nde yaşananlar sadece bu konuyla sınırlı değil.

Altıok döneminde tanıtım ve medya faaliyetleri de yine müfettiş incelemesinde.

Müfettiş, bu konudan sorumlu başkan yardımcısı Sabiha Akdemir'in ifadesine başvurdu.

Akdemir'in ifadesinin alınmasının gerekçesi, sorumluluk alanındaki harcamaların yüksek oluşu.

Belediye kaynaklarından edindiğim şu bilgileri paylaşayım:

Akdemir daha önce TRT Genel Müdürlüğü personeliyken, Altınok'un yönetimindeki Keçiören Belediyesi'ne geçiş yaptı.

Burada yine Altınok tarafından başkan yardımcısı yapıldı. Belediyenin basın yayın tanıtım faaliyetlerinin başında yer buldu.

Akdemir'den önce belediyedeki 7 kişilik basın yayın ekibi 170 kişiyi aştı. İlçe belediyesi olmasına rağmen Altınok'un talimatıyla Angara Tv ve Angara Radyo'yu kurulmasından görev aldı.

Genişleyen personelin maaşları belediye şirketi üzerinden ödenmeye başlandı.

Televizyon ve radyoya 3.5 yıl içinde 4.5 milyon liralık alt yapı harcaması yapıldı.

Ayrıca, Altınok'un büyükşehir belediyesine aday olmasıyla birlikte matbaa işleri ve ilçedeki büyük ilan panolarına yönelik bütçeden yüklü harcama yapıldığı iddia ediliyor.

Altınok'un ekibi Bala'ya geçti!

Seçim sonuçlarıyla, hem Altınok'un hem de AKP'nin büyükşehir ve Keçiören Belediyesi'ni kaybetmesiyle birlikte, eski ekip sıkıntıya girdi.

Yeni Başkan Özarslan'ın, Altınok'un döneminde görev yapan ve emeklilik yaşı henüz dolmamış birim müdürlerini kızağa çekmesiyle, eski Başkan Yardımcısı Kazım Kabadayı ve Sabiha Akdemir de görevden alındı.

Bu durum üzerine aynı zamanda Balalı olan Altınok, AKP'den Bala Belediye Başkanı seçilen Ahmet Buran'ı devreye soktu.

Buran'ın Keçiören Belediyesi'nden Bala'ya almak istediği Kabadayı ve Akdemir'e, Özarslan önce onay vermedi. Daha sonra verilen onayla beraber Kabadayı ve Akdemir, Bala Belediyesi'ne geçti.

İddiaya göre, aralarında Kabadayı ve Akdemir'in de bulunduğu bazı personelin Bala Belediyesi'ne getirilmesi, belediye meclisinin tepkisine neden oldu. Gelen yeni personelin SGK bedeliyle birlikte yaklaşık 500 bin liralık yük getirmesi, Buran'ı zor durumda bıraktı.

Altınok evini taşıdı mı?

Bu arada, seçimden çifte yenilgiyle çıkan Altınok'un Keçiören'deki evinden Dikmen'e taşındığı ifade ediliyor.

Altınok'un yakın çevresinde yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir görev alacağı şeklinde bilgilendirme yaptığı siyasi kulislerde konuşulanlardan.

                                                           /././

Erdoğan'ın ikinci yenilgisi: Kelebeğin ömrü (Yalçın Doğan)

Gerilim ve sertlik siyasetinin mimarı Bahçeli'nin yumuşamaya darbesi Erdoğan'ı yolundan çeviriyor...

Geçen akşam rüyamda tam kelebek görüyordum ki...

Aniden kelebek lafıyla uyanıyorum.

Rüyada kelebek görmek...

"Huzurun, refahın, barışın, esenliğin temsilcisi..."

Meğer TV'yi açık bırakmışım, haberlerde Tayyip Erdoğan partisinin Kızılcahamam toplantısında konuşuyor: "Milletimizin umutlarını arttıran siyasetteki yumuşamanın bu sefer kelebek ömürlü olmamasını temenni ediyoruz".

Kelebeğin ömrü?..

Doğada binlerce kelebek türü var. Türüne göre, yaşamları iki ile altı hafta arasında değişiyor. Yani, kısa ömürlü.

Erdoğan "kelebek ömürlü olmamasını" temenni ederken, yumuşama siyasetini sonuna kadar destekliyor.

Yumuşamanın anlamı

AKP'lilerin alkışlarıyla kesildiği konuşmasında Erdoğan: "31 Mart seçimleri sonrasında Cumhur İttifakı'nın gösterdiği olgun tavır partiler arasında yeni bir diyaloğa yol açtı. Yumuşama adı altında bu tavra katılan muhalefetin yeni üslubunu takdirle karşılıyoruz. Yumuşama ile hukuka, insan haklarına, demokrasiye saygı göstermeyi anlıyoruz. Türkiye'nin sorunlarının siyaset üstü ele alınması gerilimi zaten kendiliğinden düşürecektir. Halkın beklentisi bu yöndedir".

Aynı konuşmanın son cümlesi: "Yumuşama ile birlikte halkımızın bahtı değişecektir".

Yok hayır, rüya görmüyorum. Karşımda kanlı canlı Erdoğan kürsüde, CHP lideri Özgür Özel'in başlattığı yumuşama siyasetinden övgüyle söz ediyor.

O sözlerden etkilenmiş olacağım ki, onun üslubuyla kendi kendime söyleniyorum:

"Hayırlara vesile olsun!.."

Bahçeli'den hem öyle hem böyle

Kronolojik olarak devam edersek...

Bu konuşmanın ardından Erdoğan CHP Genel Merkezi'ne gidiyor, Özgür Özel'in kendisine yaptığı ziyareti, nezaket göstererek, iade ediyor.

Yumuşama ve normalleşme sözleri havada uçuşurken...

Devreye aniden Devlet Bahçeli giriyor. Bir yandan "yumuşama sizin olsun, ben giderim ha" diye Erdoğan'a dirsek atarken, diğer yandan "ölsek de beraberiz" mesajını eksik etmiyor.

Bahçeli bu kavşağa boşuna girmiyor. Erdoğan'ın Özgür Özel'i ziyaret etmesinin hemen ardından cinayete kurban giden, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi ve iki kızını Saray'da kabul etmesi üzerine böyle bir tepki veriyor.

Kurban Bayramı mesajı

Bahçeli'nin çıkışına rağmen, Erdoğan Kurban Bayramı mesajında yumuşamadan yana tavrını sürdürüyor: "Siyasette oluşan yumuşama ikliminin milletimizin tekrar kucaklaşmasına katkı sağladığını memnuniyetle müşahade ediyoruz".

Halk olumlu bakıyor

Erdoğan'ın gözlemi anketle doğrulanıyor.

14 Haziran tarihli Sözcü gazetesindeki yazısında İsmail Saymaz MetroPoll In Depth'in son anketine gönderme yapıyor:

"Halkın yüzde 70.9'u Erdoğan'ın Özgür Özel ile görüşmesini olumlu buluyor.

AKP'lilerin yüzde 78.6'sı, hatta MHP'lilerin yüzde 77.5'i yumuşama siyasetine olumlu bakıyor. CHP'lilerin ise, yüzde 63.9'u olumlu görüşte".

Erdoğan ve Özel doğru iş yaparken...

Bahçeli kendi tabanına bile ters düşüyor.

İki saat sonra Bahçeli

Erdoğan'ın yumuşamayı öven Kurban Bayramı mesajının üstünden iki saat geçiyor geçmiyor, Bahçeli de bayram mesajında artık kimseyi şaşırtmıyor: "Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir. Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran hırçın zihniyetlilerin iki yüzlülüğü utanç vericidir".

Aynı gün Erdoğan

Gerilim ve sertlik siyasetinin mimarı Bahçeli'nin yumuşamaya bu darbesi Erdoğan'ı yolundan çeviriyor.

İlk andan itibaren yumuşama siyasetini destekleyen...

Bahçeli'den birkaç saat önce bile, bayram mesajında yumuşama siyasetini öven...

Sanki Erdoğan değilmiş gibi...

Yurt dışından dönerken, uçakta Özgür Özel'e durup dururken yükleniyor:

"Siyasette yumuşama getirelim dedik, anlamadılar. Bu yumuşama, yeni başlangıç getirmez.

Sayın Bahçeli'nin konuyu böyle kapatması iyi oldu".

Bahçeli ne derse, o

31 Mart seçimlerinde Erdoğan iktidarının ilk yenilgisini alıyor.

Kendisi de söylüyor, anketler de doğruluyor, halkın destek verdiği yumuşama siyasetinden...

Bahçeli'nin darbesiyle geri dönüyor.

Bu onun ikinci yenilgisi.

Gerçek ortaya çıkıyor.

Bahçeli ne derse, onu yapıyor.

Kızılcahamam'da ne dediğini unutuyor:

"Yumuşamayı hukuka, insan haklarına, demokrasiye saygı olarak anlıyoruz".

Son yıllarda bu değerler zaten yerle bir!..

Herhalde bundan sonra da böyle.

Yirmi iki yılın tekrarı

Saate bakıyorum, daha çok erken.

Yeniden uykuya daldığımda...

Rüyamda kelebeği ölmüş görüyorum.

Doğru ya...

Ben zaten rüya görmüştüm.

Buz üstüne yazılan sözler.

Yirmi iki yılın tekrarı.

Yeni yenilgilerin habercisi.

(T24)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder