10 Temmuz 2024 Çarşamba

'Türk Işın Tedavi Yöntemi'nin (TurkishBeam) - (DOSYA)- duvaR

Eski Diyarbakır Sağlık Müdürü’nden 'TurkishBeam' açıklaması: Farklı illerde 6 hastanede uygulandı -Ferhat Yaşar-

Prof. Dr. Cenap Ekinci, pandemi döneminde 'TurkishBeam' adı verilen tedaviyle Diyarbakır'da hastaların kobay yerine kullanıldığını ileri sürdü. Dönemin İl Sağlık Müdürü Cihan Tekin, iddiayı reddetti.

 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, korona pandemisi döneminde gündeme gelen 'Türk Işın Tedavi Yöntemi'nin (TurkishBeam) 2020 yılında Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bazı hastalar üzerinde denendiğini belirtti. Ekinci, bu tedavinin hiçbir bilimsel testten geçirilmediğini ve hastaların kobay olarak kullanıldığını öne sürdü. Bu iddia üzerine Diyarbakır Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı'nın açıklama yapmasını istedi, Diyarbakır Barosu ise suç duyurusunda bulundu. Dönemin Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Cihan Tekin ise Gazete Duvar'a yaptığı açıklamada kobay iddialarının gerçek dışı olduğunu ileri sürdü ve söz konusu tedavinin Sağlık Bakanlığı'nın izniyle toplam 6 hastanede denendiğini açıkladı. 

CENAP EKİNCİ: DİYARBAKIR NEDEN SEÇİLDİ?

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, önceki gün sosyal medya hesabı X'te yaptığı paylaşımda şu iddiaları dile getirdi: "Diyarbakır Havaalanı’na valiliğe bildirilmiş özel bir uçak iner. İçinden, özel bir hastanede görevli, tanınmış Göğüs Hast. Prof'u bir şahıs başkanlığında 5 sağlıkçı ve iki sivil iner. Havaalanında valilikçe karşılanan bu ekibin adresi D.Bakır Gazi Yaşargil Eğitim Arşt. Hastanesi’dir. Doğrudan hastaneye ulaşan ekibi Sağ. İl. Mdr. C.T ve Başhekim E.B karşılar. Ekibin amacı Covid-19 virüsünü kanda ilaçsız tedavi edebilen bir cihazı Sağlık Bakanlığı’na satmaktır."

'TESTTEN GEÇİRİLMEYEN CİHAZ DİYARBAKIR'DA DENENİYOR'

"Bakanlık bu cihazı almak istememektedir çünkü bunun bilimsel bir yanı yoktur. Ve dünyada henüz uygulanmadığı gibi cihaz ile ilgili hiçbir deney ve faz çalışması yapılmamıştır. Ekibin başındaki M.S (Bakan Yakını) ısrarla cihazı denemek ve bir an evvel raporlamak istemektedir. Hasta üzerinde denenecek bu yöntemi hiçbir hastane kabul etmez. Ne hikmetse D.Bakır Gazi Yşrgl. Eğtm. Arş. Hastanesi Başhekimi kendi hastaları üzerinde denemeyi kabul eder. 3 gün boyunca hastalara ve yakınlarına bilgi verilmeksizin bu deneyler yapılır."

DİYARBAKIR'DA KAÇ KİŞİ KOBAY YAPILDI?

"Hastane önünde canlı yayın kameraları önünde en tepeye sunum yapılmak istenir. Ancak Bakanlık buna müdahil olmaz. Sağlık İl Müdürü ve Başhekim heyet ile beraber kameraların karşısına geçer ve ülkeye duyurulur. Adını 'Türk Işını' verdikleri bu tedavinin başarısını dünyaya ilan ederler. Her sabah özel uçakla gelip akşam eve dönen bu ekibin başındaki kişiyi tanıyorum. Sözde Türk Işını ile tedavi olan hastaların bir kısmının vefat ettiğini biliyorum. Bu cihazı bakanlık satın almadı ve kullanmadı. Diyarbakır’da kaç vatandaşın tedavisi kesilerek kobay yapıldı? Bunun sorumluları kim? Özel uçak kime ait? Diyarbakır neden seçildi? Halk neden kobay yapıldı? Bakan yakını bu işin neresinde?"

DİYARBAKIR TABİP ODASI'NDAN AÇIKLAMA: YASAL İZİN ALINDI MI?

Diyarbakır Tabip Odası dün yaptığı açıklamada, Türk Işını Yöntemi'nin uygulandığı tarihlerde sağlık meslek örgütleriyle birlikte itirazlarda bulunduklarını, iddiaları ciddiye aldıklarını belirtti. Söz konusu iddialarla ilgili adli ve idari soruşturmalar başlatılması çağrısı yapan Diyarbakır Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı'na şu soruları yöneltti:

1-Bu araştırmadan Sağlık Bakanlığının haberi var mıdır?

2- Yine bu araştırmadan Covid Bilim Kurulunun haberi var mıdır?

3-Bu tedavinin uygulanması için yasal bir izin alınmış mıdır? Alınmışsa hangi kurum üzerinden alınmıştır?

4- Açıklamada adı geçen uçak kime aittir?

5- SGK lle anlaşmalı medikal malzeme satan şirketlerin burada rolü nedir?

6- Bu deney için neden Diyarbakır EAH seçilmiştir?

7- Deneye göz yuman yetkililer sonradan hangi terfileri almıştır?

8-Medikal tedavi kesilerek bu uygulama ile tedavi edilen kaç hasta olmuştur? Bu hastalarda klinik seyir nasıl sonuçlanmıştır?

DİYARBAKIR BAROSU SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Diyarbakır Barosu da iddialar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve şu açıklamayı yaptı: 

“Covid-19 pandemisi döneminde, bilimsel olarak kabul görmemiş tedavi yöntemlerinin Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Covid hastaları üzerinde uygulandığı ve bu yöntemle insanların yaşamını yitirdiği yönündeki iddia ve haber içerikleri üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na konunun soruşturulması için suç duyurusunda bulunulmuştur. Diyarbakır Barosu olarak, iddiaların ve hukuki sürecin takipçisi olacağız.”

DÖNEMİN SAĞLIK MÜDÜRÜ: İFTİRA ATILIYOR, BAKANLIK İZNİYLE YAPILDI 

Halen Erzincan İl Sağlık Müdürü olan, söz konusu tedavinin yapıldığı tarihte ise Diyarbakır'da görevli olan Cihan Tekin hastaların kobay olduğu iddiasını reddetti. Gazete Duvar'ın ulaştığı Cihan Tekin, Türk Işını yönteminin Sağlık Bakanlığı'nın izni dahilinde uygulandığını belirterek "Resmi belgeleri, evrakları her şeyi var. Hastaların oranları da var. Bir iftiradan başka bir şey değil. Diyarbakır son derece modern bir şehir. Böyle bir şeyin bakanlığın izni olmadan yapılması mümkün mü? Bu akıl karı mı? Hangi kendini bilmez böyle bir şeyin altına imza atar?" ifadesini kullandı.

'6 HASTANEDEKİ HASTALARA UYGULANDI'

"Başka illerde de benzer deneyler yapıldı mı?" sorumuza da yanıt veren Tekin, illerin sayısını hatırlamadığını belirtirken "Farklı illerdeki 6 hastanede Bakanlığın izni ile bu proje uygulandı" dedi. Yöntemin Diyarbakır'da sadece 4 kişiye uygulandığını belirten Tekin, şöyle devam etti:

"Dün Diyarbakır Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı'na bilgi notu gönderdi. Orada videolar da var. Görüntülerde tedavi uygulandıktan sonra alkışlarla hastaneden uğurlanan hastalar var. Hepsinin rızası vardı. Bakanlık onayıyla 6 hastanede yapıldı. Diyarbakır'da toplam 4 kişiye uygulandı zaten. Öyle binlerce kişiye uygulanmadı. Bütün detaylar, bilgiler ve belgeler Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü'nde var. Bu iddialar popüler olma, ön plana çıkma ya da kendini gündemde tutma çabasından başka bir şey değil. Bakanlığın bu uygulamanın yapılması için kendi resmi yazısı var. Bunda başka söylenecek bir şey yok."

                                                              /././

Prof. Dr. Ekinci'den 'Türk ışını' açıklaması: O zaman muktedir bir İçişleri Bakanı vardı, konuşanı sustururlardı -duvaR-

Diyarbakır'da bazı hastalar üzerinde ‘Türk ışını’ adlı cihazın izinsiz denenmesi sonucu ölümler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cenap Ekinci, "O zaman konuşanı sustururlardı" dedi.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, Haziran 2020’de bir tıbbi cihaz üreticisi firmanın, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki Covid-19 hastaları üzerinde izinsiz olarak ‘Türk ışını’ adlı cihazı denediğini ve bazı hastaların hayatını kaybettiğini öne sürdü. Ekinci'nin gündem olan açıklamasından sonra Diyarbakır Tabip Odası ve DEM Parti açıklamalarda bulundu ve olayla ilgili Sağlık bakanlığı yetkililerine sorular yöneltti. DEM Parti, ayrıca konuyu Meclis'e taşıdı.    

Prof. Dr. Cenap Ekinci, İlke TV'de katıldığı canlı yayında olaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Ekinci, tedavi yöntemini savunan ve iddiaları "iftira" olarak nitelendiren dönemin Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Cihan Tekin'e tepki gösterdi "Mevkisinden olmak istemiyor, yargılanmak istemiyor. Söylediği sözlerle de çelişki içerisinde olduğunu belli ediyor" dedi. 

'BÖYLE BİR UYGULAMA YERYÜZÜNDE YOK'

Prof. Dr. Cenap Ekinci sözlerine şöyle devam etti: "Hastalar ölmese dahi siz etik onayı olmayan, herhangi bir bilimsel geçerliliği olmayan, herhangi bir yerde denenmemiş, kabul görmemiş, bilimsel bir dergide yayınlanmamış, hiçbir komisyon denetiminden geçmemiş, Pandemi Kurulu'ndan onay almamış bir cihazı getiriyorsunuz, çok korunaklı olan bir hastanenin yoğun bakımına, o hastanenin uzmanlarını almadan giriyorsunuz ve sayısı belirsiz insanlara bu uygulamayı yapıyorsunuz. Ben bir fareye enjeksiyon yapmak için üniversitedeki etik kurula başvursam 6 ay bekletirler beni. Ama siz Diyarbakır'da yoğun bakımda bir sürü hastaya, hiçbir etik kurulu onayı almadan hastaların kanlarına müdahale ediyorsunuz,. akciğerlerine kateter ile giriyorsunuz. bu çürük bir uygulamadır. Böyle bir uygulama yeryüzünde yok. "

'TEK BİR HASTA İÇİN ÖZEL UÇAK NİYE ÜÇ DEFA GİDİP GELSİN'

Prof. Dr. Cenap Ekinci, uygulamanın tek bir hasta üzerinde denendiği iddialarına ilişkin ise "Peki tek bir hasta üzerinde denendiğini iddia ediyorsunuz. Bir hasta için özel Falcon tipi bir uçak üç defa sabah akşam niye gelip gitsin. Cihazı yapan firmanın sahibi niye orada, firma niye orada. Masraflarınızı kim karşılıyor? tamamıyla bu cihaz firmaları, iş adamları, sağlık sektöründen bir grup insan devletin hastanesini kullanmıştır" dedi.

'HERKES KORUMA ALTINDAYDI'

"Bu durumdan ilk günden bu yana herkesin haberi vardı zaten" diyen Prof. Dr. Cenap Ekinci, "Ben elime kamera alıp da bir yerlere girmiş değilim. Adamlar bunu ilk günden açık beyan ettiler. Basın açıklamasını tüm Türkiye'ye duyurdular. Anadolu Ajansı verdi bunu. Ama neden? O zaman muktedir bir İçişleri Bakanı vardı. O zaman muktedir devlet erkanı vardı. Herkes koruma altındaydı, konuşanı sustururlardı" ifadelerini kullandı.

                                                           /././ 

DEM Parti Meclis'e taşıdı: ‘Türk ışını’ vakasının arkasında Soylu'nun kuzeni var iddiası -duvaR-

DEM Parti, Diyarbakır'da birçok hastanın ölümüne neden olduğu öne sürülen "Türk ışını" ile ilgili eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kuzeni Mehmet Soylu.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci'nin Diyarbakır'da 2020 yılında korona virüsü döneminde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde denenen "Türk Işın Tedavi Yöntemi (TurkishBeam)" nedeniyle bazı hastaların yaşamını yitirdiği iddiası tartışılmaya devam ediyor. Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır halkının “kobay” olarak kullanıldığı iddialarına ilişkin açıklama yaptı, DEM Parti soru önergesi verdi.  

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise bugün Meclis'te, "Türk ışını”ın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kuzeni Mehmet Soylu’nun başında olduğu ekip tarafından kullanıldığına dair iddiaları gündeme getirdi.  

‘YASAL İZİN OLMADAN KULLANILDI’ 

Bu cihazın bilimsel bir yanının olmadığını ancak buna rağmen hastalar üzerinde denendiğini ifade eden Koçyiğit, “Bu cihazın denenmesi sonucunda da bazı hastaların hayatını kaybettiğini ifade ettiler. Şimdi, daha vahimi, bu skandalın arkasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kuzeni Mehmet Soylu’nun olduğu iddia ediliyor. İddia o ki Mehmet Soylu’nun başında olduğu bir ekip özel uçakla Diyarbakır'a gelmiş ve bu cihazı Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dâhilinde olmadan, herhangi bir yasal izin alınmadan hastalar üzerinde kullanmıştır" dedi.

‘SOSYOPOLİTİK DURUMU NEDENİYLE Mİ SEÇİLDİ’

MA'nın aktardığına göre Sağlık Bakanlığı’nın bu durumdan haberdar olup olmadığını da soran Koçyiğit, “Eğer haberdar değilse bu nasıl mümkün olabiliyor? Covid Bilim Kurulu bu deneyden haberdar mıdır? Bu tedavi yöntemi için gerekli yasal izinler alınmış mıdır, gerekli testler yapılmış mıdır? Bu tedavi yöntemi için özel uçakla Diyarbakır’a cihazı getirmişler; bu cihaz hangi firmanındır, kime aittir? SGK’yle anlaşmalı medikal malzeme satan şirketlerin bu süreçteki rolü nedir? Ve en önemlisi, neden özellikle Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi seçilmiştir? Acaba bölgenin sosyopolitik durumu bunda etkili olmuş mudur? Bu deneye göz yuman yetkililer kimdir, kimlerdir, bunlar daha sonradan terfi almışlar mıdır?” sorularını sordu. 

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU 

'Bu cihazın kaç kişi üzerinde denendiğini ve kaç kişinin yaşamını yitirdiğini' de soran Koçyiğit, “Bütün bu sorulara hızlı bir şekilde yanıt oluşturulması gerekiyor. Tabii, tıbbi etik ve deontolojiyi hiçe sayan bu skandal sadece bir sağlık meselesi değil aynı zamanda bir insan hakkı meselesidir, yaşam hakkının ihlalidir, sağlık hakkının ihlalidir. Bu anlamıyla buradan bunu hem bir suç duyurusu olarak ifade etmek istiyorum hem de adli ve idari bütün mekanizmalarda bu sürecin hızlı bir şekilde araştırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi talebimi de buradan kamu adına, halk adına, Diyarbakır halkı adına ifade etmek istiyorum” diye konuştu. 

https://youtu.be/zKw9W_8yaPs

                                                         /././

DEM Parti ve Diyarbakır Tabip Odası’ndan ‘kobay' soruları -duvaR-

Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır halkının “kobay” olarak kullanıldığı iddialarına ilişkin kamuoyuna açıklama yapılması çağrısında bulundu. DEM Partili vekiller de Meclis'e soru önergesi verdi.

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, Diyarbakır'da 2020 yılında korona virüsü döneminde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde denenen “Türk Işın Tedavi Yöntemi (TurkishBeam)” nedeniyle bazı hastaların yaşamını yitirdiğini iddia etti. Ekinci, Diyarbakırlıların "kobay" olarak kullanıldığını söyledi. 

Diyarbakır Tabip Odası, Ekinci’nin Diyarbakır halkının “kobay” olarak kullanıldığına dair paylaştığı iddialara ilişkin yazılı açıklamalar yaptı. 

Yetkililere seslenen Tabip Odası açıklamasında şu soruları yöneltti: 

“ * Bu araştırmadan Sağlık Bakanlığının haberi var mıdır? Yine bu araştırmadan Covid Bilim Kurulunun haberi var mıdır? 

* Bu tedavinin uygulanması için yasal bir izin alınmış mıdır? Alınmışsa hangi kurum üzerinden alınmıştır?

* Açıklamada adı geçen uçak kime aittir?

* SGK ile anlaşmalı medikal malzeme satan şirketlerin burada rolü nedir?

* Bu deney için neden Diyarbakır EAH seçilmiştir?

* Deneye göz yuman yetkililer sonradan hangi terfileri almıştır? 

* Medikal tedavi kesilerek bu uygulama ile tedavi edilen kaç hasta olmuştur? Bu hastalarda klinik seyir nasıl sonuçlanmıştır?” 

İddialara yanıt verilmesi çağrısında bulunulan açıklamada, “Kamuoyu aydınlatılmalıdır. Bu iddialar aynı zamanda bir suç duyurusu niteliğinde olduğundan derhal adli ve idari soruşturmalar başlatılmalıdır. Konu hakkında derinlikli araştırmalarımız devam edecektir. Konunun takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşırız” denildi. 

DEM PARTİLİ VEKİLLERDEN SORU ÖNERGESİ 

İddialara ilişkin DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Serhat Eren, Berdan Öztürk, Ceylan Akça Çupolo, Cengiz Çandar, Halide Türkoğlu, Mehmet Kamaç, Adalet Kaya ve Sevilay Çelenk meclis araştırması açılması için TBMM’ye araştırma önergesi sundular. Ayrıca Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdiler.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren imzasıyla verilen önergede şu ifadeler kullanıldı:

"Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, X adlı sosyal medya hesabından 8 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı paylaşımlarda küresel pandeminin yaşandığı dönemde Diyarbakır halkının kobay olarak kullanıldığını ve birçok hastanın bilimsel yanı olmayan bir tedavi nedeniyle yaşamını yitirdiğini iddia etmektedir. İddialara göre, 27 Haziran 2020 tarihinde Diyarbakır Valiliği’nin bilgisi dahilinde Diyarbakır Havalimanına özel bir uçak inmiş, bu uçakta özel bir hastanede görevli tanınmış bir göğüs hastalıkları uzmanı profesör başkanlığında 5 sağlıkçı ve 2 sivil bulunmaktaydı. Bu kişiler, havalimanında valilik personeli tarafından karşılanarak Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürülmüştür. Ekibi, burada Sağlık İl Müdürü C.T. ve başhekim E.B. karşılamıştır.

Ekinci, ekibin amacının, Covid-19 virüsünü kanda ilaçsız tedavi edebilen bir cihazı Sağlık Bakanlığına satmak olduğunu iddia etmektedir. Ancak, Bakanlığın bu cihazı satın almak istemediğini, çünkü cihazın bilimsel hiçbir yanının olmadığını ve dünyada bu cihaz ile yapılmış herhangi bir deney ya da faz çalışmasının bulunmadığını belirtmiştir. Ayrıca, gelen ekibin başında M.S adlı bir kişinin olduğunu ve bu kişinin Sağlık Bakanı’nın yakını olduğunu ifade eden Ekinci, bu kişinin ısrarla cihazın denenip raporlanmasını istediğini iddia etmektedir.

Ekinci, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminin bu cihazı kendi hastaları üzerinde denemeyi kabul ettiğini ve 3 gün boyunca hastalara ve yakınlarına bilgi verilmeksizin bu deneylerin yapıldığını öne sürmektedir. Sözde "Türk Işını" adı altında yapılan deneylerde birçok hastanın yaşamını yitirdiğini iddia etmektedir. Söz konusu tedavi yöntemine dair 2020 yılının haziran ayında Diyarbakır İl Sağlık Müdürü C.T, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. E.B ve Gazi Üniversitesi Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. H.S.G bir basın toplantısı düzenlemiş, “Türk Işın Tedavi” yönteminin Covid 19 tanısıyla yatan 46 yaşındaki erkek bir hastaya uygulandığını açıklamışlardı. Tüm bu iddialarla beraber söz konusu tedavi yöntemi için başka hastanelerle görüşüldüğü ama hastanelerin kabul etmediği ifade edilmiştir.

SORULAR

Bu bağlamda;

1-     Prof. Dr. Cenap Ekinci’nin X adlı sosyal medya hesabından paylaştığı vahim iddialar hakkında bakanlık olarak bir soruşturma başlatılmış mıdır? Ya da başlatılacak mıdır?

2-     27 Haziran 2020 tarihinde Diyarbakır Havalimanına inen özel uçak ve içerisindeki kişilerin Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü doğru mudur? Bu uçakta bulunan kişilerin kimlikleri ve amaçları nelerdir?

3-     İddia edildiği gibi, Sağlık İl Müdürü C.T ve başhekim E. B’nin bu süreçteki rolleri nedir? Bu kişiler söz konusu tedavi cihazını kaç hasta üzerinde denemişlerdir? Türk Işın Tedavi” yönteminin uygulandığı hastalar kimlerdir ve şu anda kaçı hayattadır?

4-     "Türk Işını" adı verilen cihazın bilimsel geçerliliği nedir? Bu cihazın Covid-19 virüsünü kanda ilaçsız tedavi edebileceğine dair herhangi bir bilimsel kanıt var mıdır?

5-     Bu tedavi yöntemi Diyarbakır’da ve Türkiye’de başka hangi hastanelerde kullanılmıştır ya da kullanılması için önerilmiştir? Bu tedavi yöntemini uygulamak istemeyen reddeden kaç hastane vardır?

6-     27 Haziran 2020 tarihi ve sonrasındaki 3 gün boyunca Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kaç kişi Covid 19 hastalığı nedeniyle yaşamını yitirmiştir? Bu kişilerin arasında kaç kişiye “Türk Işını” tedavisi uygulanmıştır?

7-     Bu vahim iddiaların aydınlatılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi için hangi adımlar atılacaktır?

8-     “Türk Işını” adlı tedavi için Diyarbakır’a gelen heyetin başında bulunduğu iddia edilen M.S adlı kişi kimdir? Bu kişinin Sağlık Bakanı ile bir akrabalığı ya da bağı bulunmakta mıdır?

9-     Bilimsel yanı bulunmayan, deney ve faz süreçlerini geçirmemiş, yasal olarak onaylanmamış bir cihazı hastalar üzerinde deneyen kişiler hakkında idari soruşturma başlatacak mısınız?

10- Hastaların yaşamını yitirmesine neden olan ve izinsiz tedavi uygulayan kişiler hakkında adli işlem başlatılması için bir girişiminiz olacak mıdır?

11- Haziran ayında basın açıklamasıyla duyurulan bu tedavi yöntemiyle iyileştiği ifade edilen 46 yaşındaki erkek hastanın kimliğini açıklayacak mısınız?"

(duvaR)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder