Pepe, ölüm haberini verirken bile hayatı gibi sade ve cesurdu: “Samimiyetle söylemem gerekirse, ölüyorum.” Sadece sözleriyle değil, ölümü karşılayışındaki tevazuyla da neoliberal çağın gösteri toplumuna meydan okudu.
"Elbette sadece kazanmak için savaşmıyorsun çocuğum. Ama kazanacağına inanmalısın."
José Mujica
Uruguay’ın eski devlet başkanı, Latin Amerika devrimci tarihini simge ismi ‘Pepe’ lakaplı José Mujica, 89 yaşında hayata gözlerini yumdu. Eski bir devlet başkanı ama her daim Tuparmaro gerillası olarak hatırlanacak olan Mujica, dünya için istediği ne varsa önce kendi hayatında yaşadı. Neoliberal çağın sözde zenginliklerini reddeden Mujica, yaşam felsefesi ve sosyalist mücadelesiyle geride eşsiz bir miras bırakarak dinlenmeye çekildi.
Pepe, ölüm haberini verirken bile hayatı gibi sade ve cesurdu. Mujica, ocak ayında Búsqueda dergisine verdiği son röportajda kanser tedavisi görmeyi artık reddettiğini belirtmiş “Samimiyetle söylemem gerekirse, ölüyorum” ifadelerini kullanmıştı. Mujica yine son sözlerinde, çiftlikteki sekoya ağacının altına, köpeği Manuela’nın yanına gömülmek istediğini vasiyet etmişti.
Sadece sözleriyle değil, ölümü karşılayışındaki tevazuyla da neoliberal çağın gösteri toplumuna meydan okudu. Hayat boyu kravat takmayı reddetmesi, başkan maaşını bağışlaması, küçük köy evindeki mütevazi yaşamıyla ‘alışılmışın dışında’ biri gibi gösterilmeye çalışılsa da dünya halkları onu kolektif bir mücadelenin devrimci bir önderi olarak tanıdı. Ve şimdi, “Bir savaşçının dinlenmeye hakkı vardır” diyerek aramızdan ayrıldı. Ama biliyoruz ki Pepe’nin mirasını dünyadaki milyonlarca yoldaşı sahiplenecek ve hep bir ağızdan haykıracak: “Hadi Pepe, bir daha yapalım!”
∗∗∗
MUJICA KİMDİR?
• José Mujica, tam adıyla José Alberto Mujica Cordano, 20 Mayıs 1935’te Uruguay’ın Montevideo kentinde doğdu. 1968’de Küba Devrimi’nden ilham alan Marksist Tupamaros Ulusal Kurtuluş Hareketi (MLN-T) gerilla grubunun lideri olarak atıldı.
• Montevideo'ya yakın bir kasaba olan Pando'nun 1969'da kısa süreli olarak ele geçirilmesine katıldı. Mart 1970’de Mujica, Montevido’daki bir barda tutuklamaya direnirken iki polisi yaralamasının ardından 6 kez vuruldu. Hastanedeki gizli bir Tupamaros üyesi cerrah hayatını kurtardı.
• 1973’te Uruguay’da askeri diktatörlük ilan edilince tekrar tutuklandı ve Tupamaros’un doğal önerliğini oluşturan 9 kişiden biri olarak 12 yıl boyunca tecritte ağır koşullarda hapsedildi, bu süre zarfında ağır işkenceler gördü. 1985 yılında diktatörlüğün sona ermesinin ardından serbest bırakıldı.
• Sol görüşlü bir koalisyon olan Geniş Cephe (Frente Amplio) hareketine katıldı ve 1994’te Parlamento’ya girdi, ardından Tarım Bakanı olarak görev yaptı. 2010-2015 yılları arasında ise Uruguay Devlet Başkanı olarak görev yaptı.

∗∗∗
TUPAMAROLAR’IN YILDIZI
20. yüzyıl Latin Amerika’sında bir özgürlük hareketi olarak öne çıkan Tupamarolar, köklerini 18. yüzyılda İspanyol sömürgeciliğine karşı başkaldıran Tupac Amaru’ya dayandırır. Bu tarihi figür, cesareti ve direnciyle yalnızca kendi döneminin değil, yıllar boyunca birçok devrimcinin ilham kaynağı oldu. İşte bu ilhamla, Uruguay’da 1960’lı yılların başında, köylülerin toprak hakkı mücadelesinden işçilerin grevlerine kadar pek çok toplumsal hareketin birleşimiyle Tupamarolar sahneye çıktı.
Önderliğini Raul Sendic’in yaptığı bu hareket, kent merkezli bir gerilla stratejisi benimsedi. Ülkenin coğrafi yapısına uygun olarak dağlarda değil, şehirde savaşmayı seçtiler. Mücadelelerinin ilk döneminde, şekerkamışı tarlalarında çalışan köylülerle başlayan örgütlenmeleri zamanla Montevideo’daki işçi hareketleriyle birleşti. Teorik ve pratik hazırlıkların ardından 1966-1972 arasında 150’den fazla eylem gerçekleştirdiler.

Bu eylemler, bazen bir zengini bağış yapmaya zorlamak, bazen büyük market zincirlerinin mallarını halka dağıtmak, bazen bir kumarhaneyi soymak, bazense bir radyo yayınını ele geçirerek halka seslenmek şeklinde vücut buldu. Halkın gözünde giderek “Robin Hood gerillaları”na dönüştüler.

Örgüt Uruguay’daki Amerikan destekli hükümetlere karşı protestolar düzenliyordu. Bir süre sonra Robin Hood’lar olarak anılacak ekip, bankaları ve zenginlerin işyerlerini soyuyor; bu paraları yoksullar arasında paylaştırıyorlardı. Mujica da artık Marksist bir gerillaydı ve çok geçmeden örgütün liderlerinden biri olmuştu.
Ancak bu yükseliş karşısında devlet, CIA destekli “ölüm mangaları” ve özel kuvvetler aracılığıyla yoğun bir bastırma süreci başlattı. 1971’deki büyük firarlarla iyice köşeye sıkışan hükümet, 1972’de iç savaş ilan etti. Kısa sürede binlerce kişi tutuklandı. 1973’te ise askeri darbe gerçekleşti. Tupamaroların önder kadrosu, aralarında José Mujica'nın da bulunduğu dokuz kişi, 13 yıl boyunca hücrelerde tutuldu. Onların yokluğunda hareket büyük ölçüde pasifize edildi.
1985'te diktatörlük son bulduğunda, cezaevinden çıkan Tupamaro liderleri büyük bir halk desteğiyle karşılandı. Bu noktadan itibaren silahlı mücadeleyi geride bırakıp demokratik siyasete yönelmeye karar verdiler. Halk Katılım Hareketi’ni kurarak, 1989’da ilk seçimlerine girdiler ve başkent Montevideo’da yerel yönetimi kazandılar. Bu başarıyı ülke genelinde %23’lük bir oy oranıyla taçlandırdılar.

José Mujica, bu dönüşümün en sembolik figürü haline geldi. Gerilla günlerinden meclise, oradan da başkanlığa uzanan yolculuğu boyunca kolektif ve devrimci değerlerden sapmadı. Sosyalizmi, halkın kendi yolunu kendisinin çizmesi gerektiği bir mücadele olarak yorumladı. Onlara göre sosyalizm, diğer ülkelerin örneklerinin bir taklidi değil, halkın kendi deneyimleriyle yoğrulan, özgürlük ve eşitlik temelinde inşa edilen bir yaşam biçimiydi.
Bugün Tupamarolar, yalnızca Uruguay’ın değil, tüm Latin Amerika’nın belleğinde adalet, direniş ve değişimin adı olarak yaşıyor. Onların mirası, eylemin gücüne, halkın iradesine ve umudu diri tutmaya dair güçlü bir hatırlatmadır.
∗∗∗
‘SARAYSIZ BAŞKAN’ MUJICA: "HAYAT GEÇİP GİDER, ONU SATIN ALAMAZSINIZ"
"Gereksiz ihtiyaçlardan oluşan koca bir dağ yarattık. Bir şeyler satın alıp sonra çöpe atıyoruz. Aslında boşa harcadığımız şey hayatlarımız. Bir şey satın aldığımda ve ya siz aldığınızda ödemeyi parayla yapmıyoruz. Ödemeyi yaşamımızdan, para kazanmak için harcadığımız zamanla yapıyoruz. Aradaki fark ise şu; hayatı satın alamazsınız. Hayat geçip gider... Ve hayatınızı boşa harcayıp özgürlüğünüzü kaybetmek korkunç bir şeydir."

∗∗∗
PEPE İÇİN MESAJLAR
Latin Amerika’nın yanı sıra birçok dünya lideri, yaşamını yitiren Uruguay’ın efsaneleşmiş solcu lideri için taziye mesajları paylaştı.
Mujica’nın Halk Katılım Hareketi (MPP) üyeleri, partinin merkezinin önünde toplanarak “Hasta siempre, viejo querido” (Sonsuza dek, eski dost) yazılı pankart açtı.
Uruguay Devlet Başkanı Yamandu Orsi, “Yoldaşımız Pepe Mujica'nın vefatını derin bir üzüntüyle duyuruyoruz. Başkan, militan, lider ve önder... Seni çok özleyeceğiz sevgili ihtiyar adam. Bize verdiğin her şey ve halkına duyduğun derin sevgi için teşekkür ederiz” dedi.
Mujica ile aynı dönem görev yapan Arjantin’in eski solcu Devlet Başkanı Cristina Kirchner, “Latin Amerika, hayatını aktivizme ve vatanına adayan büyük bir adama veda ediyor. Pepe, seni çok özleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bolivya’nın eski Devlet Başkanı Evo Morales de X’teki paylaşımında “Kardeşim Pepe Mujica’nın ölümü nedeniyle büyük üzüntü içindeyiz. Her zaman deneyim ve bilgelikle dolu tavsiyelerini hatırlayacağım” ifadelerini kullandı.
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Mujica’yı “Latin Amerika ve tüm dünya için bir örnek” olarak tanımladı.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio “Lula” da Silva da “Onun insani büyüklüğü, Uruguay’ın sınırlarını ve başkanlık görevini aştı. Sözlerinin bilgeliği, Latin Amerika için gerçek bir birlik ve kardeşlik şarkısı haline geldi” dedi.
Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce de “Sevgili Pepe, bu zor zamanlarda sana en derin destek ve sevgimi gönderiyorum. Mücadele ve sosyal adalete olan bağlılığın (Uruguay’da) bir ışık olmaya devam ediyor” dedi.
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, X’te Mujica ile birlikte çekildiği bir fotoğrafını paylaşarak “Pepe Mujica, büyük devrimci, Uruguay'ın başkanı, hayatını kaybetti. Hoşça kal, dostum. Umarım bir gün Latin Amerika'nın bir marşı olur; umarım bir gün Güney Amerika Amazonya olarak adlandırılır” dedi.
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, X’te “Fiziksel olarak gitmiş olabilirsin, ama her zaman buradasın. Sana sözüm, şubat ayında çiftliğine diktiğimiz zeytin ağacı yeşerecek” paylaşımını yaptı.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, “Daha iyi bir dünya. Bu Pepe Mujica’nın inandığı, uğruna savaştığı ve yaşadığı şeydi. Siyaset böyle kalpten yaşandığında anlam kazanır” ifadelerini kullandı.
Plaza de Mayo annelerinden Estela de Carlotto, “O hiçbir zaman ölmeyecek birisi, çünkü o bir örnek” dedi.
Cumartesi Anneleri, "“Acılarını yakinen bildiğimiz insanlarla dayanışma göstermek istedik” diyerek 553. hafta oturmamıza katılması, onun dayanışma ruhunu bir kez daha gözler önüne sermişti." ifadelerini kullandı.
SOL Parti: Pepe’nin bir yerlerde yeniden başlayacağını biliyoruz… Onun döngüsü başka yıldızlarda parlayacak ve yeryüzündeki tüm arkadaşları, mütevazı ışığının altında o Tupamaro gerillasına bakıp ona şöyle seslenecek, “Hadi Pepe, bir daha yapalım!”
*Hoşça kal Pepe
BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder