ABD ve Hindistan'ın Çin'e karşı kaşıdığı mesele: 'Tibet'in yeni lideri nasıl seçilecek?' -Can Kuyumcuoğlu/soL-

Tibet lideri Dalai Lama, öldükten sonra seçilecek halefi gündeme getirdi ve Çin'i hedef aldı. Çin'e karşı geleneksel yöntemlerden kopmayı göze almaya hazırlanan Dalai Lama, zaten uzun zamandır ABD ve Hindistan'ın müttefiği.

Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama, geçtiğimiz çarşamba günü, 90. doğum günü için devam eden kutlamalar sırasında yaptığı açıklamada, Tibet Budistlerine "manevi liderlik rolünü sürdürecek bir halefi olacağını" doğruladı.

Dalai Lama, Tibet'in manevi geleneklerinin liderlerinin, sürgündeki Tibet parlamentosu ve hükümeti üyelerinin, ikisi de Hindistan'ın Dharamshala bölgesinde bulunan ve anakara Çin ve Tibet dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından Budistlerin kendisine kurumun devam etmesi için mektup yazdıklarını söyledi. Tibet lideri, "Tüm bu talepler doğrultusunda, Dalai Lama kurumunun devam edeceğini teyit ediyorum" dedi.

Dalai Lama'nın bu açıklaması, dünyanın dört bir yanından Budist teolog ve rahiplerin, Dalai Lama'nın yaşadığı Dharamshala'daki McLeodganj kasabasında 90. doğum günü kutlamalarına katılmak üzere bir araya gelmeleri üzerine yapıldı. Sürgündeki Tibet Budistlerinin başkenti olduğu için "Küçük Lhasa" olarak da bilinen kasaba, Dalai Lama'nın başkanlık ettiği yoğun bir üç günlük dini konferansa da ev sahipliği yaptı.

Ancak bu durum yalnızca dini değil. Bir sonraki Dalai Lama'nın nasıl ve kim tarafından seçileceği derin bir jeopolitik mesele.

Yüz yıllardır Tibet'in dini yöneticileri, yeni bir Dalai Lama'yı ancak görevdeki kişinin ölümünden sonra yoğun bir arayış ve ardından gelen eğitimden sonra seçip tahta oturtuyorlar. Mevcut Dalai Lama, önümüzdeki günlerde halefinin nasıl seçilebileceği veya kim olabileceği hakkında daha fazla ayrıntı verirse, bu durum ülkenin siyasi ve dini geleneğiyle keskin bir kopuşa işaret edecek.

Dalai Lama'nın bugün söylediği ve söylemediği şeyler Washington, Yeni Delhi ve Pekin tarafından da yakından izleniyor.

1959'da Tibet'ten Hindistan'a kaçan Dalai Lama, Pekin tarafından ayrılıkçı olarak görülüyor. Pekin, geçtiğimiz çarşamba günü ruhani liderin yorumlarına karşı çıktı ve bir sonraki Dalai Lama'nın seçimi konusunda veto hakkına sahip olduğunu kaydetti.

66 yıldır ruhani lideri ağırlayan Hindistan'ın da, ülke bağımsızlığını kazandığından beri her Hindistan başbakanını tanıyan Dalai Lama kurumunun geleceğinde derin çıkarları var.

Geçtiğimiz perşembe günü Çin'e güçlü bir mesaj veren Hindistan Azınlıklar Bakanı Kiren Rijiju, bir basın toplantısında Dalai Lama dışında kimsenin bir sonraki halefi belirleyemeyeceğini öne sürdü.

Rijiju, "Dalai Lama'nın tüm takipçileri, enkarnasyonun yerleşik sözleşmeye ve Dalai Lama'nın kendi isteğine göre kararlaştırılması gerektiğini düşünüyor. Onun ve yürürlükteki sözleşmelerin dışında hiç kimse buna karar verme hakkına sahip değil" dedi.

Uzun zamandır sürgündeki Tibet hareketini Çin'in "insan hakları aşırılıklarının kanıtı" olduğunu iddia eden ABD de, bölgede "her şeyi birbirine bağlayan tutkal" olarak gördüğü Dalai Lama kurumunun devam etmesini isteyecektir.

Bir Dalai Lama nasıl seçiliyor?

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri olarak tahta oturacak olan bir sonraki Dalai Lama'yı seçmek, yüz yıllardır süregelen geleneklere, ruhani inançlara ve ritüellere dayanan bir süreç.

Gelenekler Dalai Lama'yı Şefkat Bodhisattvası Avalokiteshvara'nın reenkarnasyonu olarak görür ve her Dalai Lama'nın bir reenkarnasyonlar silsilesi içerisinde onun halefi olduğuna inanılır.

Geleneksel olarak, Dalai Lama'nın reenkarnasyonunun aranması genellikle bir yas döneminden sonra başlar. Üst düzey lamalar (manevi liderler), ölen ruhani liderin yakılmasından çıkan dumanın yönü, öldüğünde baktığı yön ve Tibet'te kutsal kabul edilen bir göl olan Lhamo Latso'daki "kahinlerin vizyonları" gibi işaretlere dayanarak bir sonraki Dalai Lama'yı belirlemek için bir komite oluştururlar.

Potansiyel adaylar belirlendikten sonra, bu adaylar reenkarnasyon olarak kimliklerini doğrulamak için bir dizi testten geçerler. Adaylar genellikle önceki Dalai Lama'nın ölümünden hemen sonra doğan genç erkeklerdir. Bir yandan da, mevcut Dalai Lama, bir kadının bir sonraki reenkarnasyon olamayacağına dair hiçbir neden olmadığını söylemiştir.

Bir aday, seçildikten sonra, çocuk Budist felsefesi, kutsal metinler ve liderlik sorumlulukları konusunda sıkı bir eğitime başlar ve Tibet halkının hem manevi hem de tarihsel olarak siyasi lideri rolünü üstlenmeye hazırlanır.

Mevcut Dalai Lama kimdir ve nasıl seçildi?

14. ve şu anki Dalai Lama olan Tenzin Gyatso, 6 Temmuz 1935'te, şu anda Qinghai eyaletinde bulunan bir bölgede çiftçi bir ailenin çocuğu olarak Lhamo Dhondup adıyla doğdu. Henüz iki yaşındayken bir "reenkarnasyon" olarak belirlendi.

13. Dalai Lama'nın ölümünden sonra, aday belirleme ekibi, küçük selefinin, kendisinin eşyalarını "Benim, benim" ifadesiyle tanımlamasının ardından dört yıllık bir arayışı sonlandırdı. Dalai Lamaların çoğu Tibet'te doğmuş olsa da, bunlardan biri Moğolistan'da, diğeri ise bugün kuzeydoğu Hindistan'da bulunan bir bölgede bulunmuştu.

Mart 1959'da, Çin kontrolüne karşı başarısız bir Tibet ayaklanmasının ardından Dalai Lama, kılık değiştirerek Lhasa'dan kaçmış, Himalayaları at sırtında ve yaya olarak geçmiş ve sonunda o yılın 31 Mart'ında Hindistan'a ulaşmıştı. Bugün Hindistan'ın farklı bölgelerinde yaklaşık 100 bin Tibetli mülteci yaşıyor ve bu topluluk, toplumun en büyük sürgün nüfusunu oluşturuyor.

Dalai Lama'nın bu kaçışı, geleneksel Tibet yönetiminin sonunu ve Tibet'in özerklik talebine liderlik ettiği sürgün hayatının başlangıcını işaret etti.

dlm
Muhtemelen 1930'larda yapılmış, genç 14. Dalai Lama'yı (1935 doğumlu Tenzin Gyatso) tasvir eden bir tablo (Kanwal Krishna).

14. Dalai Lama halefi hakkında ne söyledi?

30 Haziran Pazartesi günü McLeodganj'da takipçileri ve rahipleriyle dolu bir kalabalığa hitap eden Dalai Lama, geleneksel kırmızı cübbesi ve sarı atkısıyla şunları söyledi: "Dalai Lama kurumu söz konusu olduğunda, bunun devam etmesi için bir yapılanma olacak."

"Dharma'ya ve duyarlı varlıklara hizmet edebildiğimi düşünüyorum ve bunu yapmaya devam etmeye kararlıyım" diye ekleyen Tibet lideri, 90 yaşında olmasına rağmen "fiziksel olarak sağlıklı ve iyi" hissettiğini söyledi.

Ruhani lider, ayrıca bir sonraki Dalai Lama'yı nerede arayacaklarına dair ipuçları da verdi. Bir reenkarnasyonun amacının "selefinin işini sürdürmek" olduğunu belirten 14. Dalai Lama, Mart 2025'te yayınlanan Voice for the Voiceless (Sessizlerin Sesi) adlı kitabında "yeni Dalai Lama özgür dünyada doğacaktır" diye yazdı.

Dalai Lama, burada kendince yeni ruhani liderin reenkarnasyonun Çin'de veya Çin kontrolündeki Tibet'te olmayacağını ima ediyor. Kendisi, daha önce de enkarnasyonunun Hindistan'da bulunabileceğini söylemişti.

Bir halefinin olmaması riski var mıydı?

14. Dalai Lama, geçmişte hiç halefi olmayabileceğini öne sürmüştü.

Tibet lideri, 2011 yılında, 90 yaşına geldiğinde diğer lamalara ve Tibet halkına danışacağını ve “Dalai Lama kurumunun devam edip etmemesi gerektiğini yeniden değerlendireceğini” ifade etmişti.

2014 yılında, Roma'da düzenlenen 14. Nobel Barış Ödülü Sahipleri Dünya Zirvesi'ne yaptığı ziyarette, o zamanlar 79 yaşında olan ruhani lider, kendisinden sonra başka bir Dalai Lama'nın tahta çıkıp çıkmayacağının ölümünden sonraki koşullara ve “Tibet halkına bağlı” olduğunu söylemişti.

Dalai Lama, BBC'ye verdiği bir röportajda, “Dalai Lama kurumu bir gün sona erecek. Bu insan yapımı kurumlar sona erecek” demiş ve şöyle devam etmişti:

Bir sonrakinin aptal bir Dalai Lama olmayacağının garantisi yok, o da kendini rezil edecek. Bu çok üzücü olurdu. Yani, yüzyıllardır süregelen bir geleneğin oldukça popüler bir Dalai Lama zamanında sona ermesi çok daha iyi.

ch
24 Ekim 1989'da Dalai Lama'nın eski ikametgahı olan Potala Sarayı yakınlarındaki bir kontrol noktasında bir Çinli asker görev yapıyor.

Çin'in bu konudaki pozisyonu ne?

Çin, Dalai Lama'nın reenkarnasyonunu onaylama yetkisinin yalnızca kendi hükümetine ait olduğunu ve bunu ulusal egemenlik ve dini düzenleme meselesi olarak ele aldığını vurguluyor. Bu pozisyon, Tibetli "yaşayan Budaların" tüm reenkarnasyonlarının devlet tarafından onaylanması ve Çin yasalarına, dini ritüellerine ve tarihi emsallere uyması gerektiğini öngören 2007 tarihli bir yasayla pekiştirildi.

Çinli yetkililer, bir sonraki Dalai Lama'nın Çin içinde doğması gerektiğini ve yabancı doğumlu veya sürgünde atanan herhangi bir halefin "gayrimeşru" olarak kabul edileceğini defalarca belirttiler.

Çin'in önerdiği sürecin temel unsurlarından biri, adayların isimlerinin 18. yüzyılda Qing Hanedanlığı'na ait bir yöntem olan altın küp sistemi. Buna göre adaylar, isimleri altın bir kaba konarak kura ile seçilir.

Geçtiğimiz Çarşamba günü, Çin Dışişleri Bakanlığı, bir sonraki Dalai Lama'nın seçimine ilişkin sert tutumunu ikiye katladı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning bir basın brifinginde, "Dalai Lama, Panchen Lama ve diğer büyük Budist figürlerinin reenkarnasyonu altın bir testiden kura çekilerek seçilmeli ve merkezi hükümet tarafından onaylanmalıdır" dedi. Panchen Lama, Tibet Budizminin ikinci en önemli figürü.

Mao, "Çin hükümeti dini inanç özgürlüğü politikası uyguluyor, ancak dini işler ve Tibetli yaşayan Budaların reenkarnasyonunu yönetme yöntemleri konusunda düzenlemeler var" dedi.

Mevcut Dalai Lama, altın küp yöntemini desteklemiyor ve bunun "manevi nitelikten" yoksun olduğunu savunuyor.

Mart 2015'te, o zamanki Tibet Valisi Padma Choling, Dalai Lama'yı "dini ve Tibet Budizmi'ni kirletmekle" suçlamış ve Dalai Lama'nın Pekin'in karar verme hakkını gasp etmeye çalıştığını eklemişti.

Dalai Lama'nın o dönemki açıklamalarına karşılık Choling, "Eğer reenkarnasyon yok diyorsa, yok mu? İmkansız. Tibet Budizmi'nde kimse buna katılmaz" demişti.

ch
Yeni Delhi'deki Tibetliler, Dalai Lama tarafından tanınan Panchen Lama reenkarnasyonu Gedun Choekyi Nyima'nın resimlerini taşıyor ve 8 Aralık'ta Çin hükümeti tarafından bugün Tibet'te tanınan bir başka Panchen Lama'nın tahta çıkmasına karşı protestolarında Çin karşıtı sloganlar atıyor.

Çin'in geçmişte seçime el koyması

Dalai Lama, 1995'te Tibet'teki küçük bir çocuğu Panchen Lama'nın reenkarnasyonu olarak tanımıştı. Aday, Tibet'in Naqchu kasabasından bir doktor ve hemşirenin oğlu olan altı yaşındaki Gedhun Choekyi Nyima'ydı.

Kısa bir süre sonra, Çin yetkilileri çocuğu gözaltına aldı ve aileyi başka bir yere yerleştirdi. O zamandan beri nerede oldukları bilinmiyor.

Pekin, onun yerine kendi adayını atadı. Bu hareket sürgündeki Tibet Budistleri ve Tibet'teki birçok kişi tarafından büyük ölçüde reddedildi. Sürgündekiler, Çin'in seçtiği Panchen Lama'yı gayri meşru olarak görüyorlar.

dlayhin
17 Eylül 1959'da çekilen bu fotoğrafta, Hindistan Başbakanı Cevahirlal Nehru (sağda) ve Dalai Lama Budist selamlaşmasında görülüyor.

ABD ve Hindistan Çin'e karşı konuyu kaşıyor

Tibet'teki Dalai Lama seçimi, özellikle Hindistan ve ABD için jeostratejik bir mesele. İki ülkenin de Çin'e karşı bu gündemi kaşıdığı görülüyor.

Sürgündeki Tibet hükümetine ev sahipliği yapan Hindistan için Dalai Lama'nın halefi ulusal güvenlik ve Çin ile olan sıkıntılı sınır ilişkisiyle kesişiyor.

ABD'nin Tibet'e olan ilgisi de, CIA'nın 1950'lerde Dalai Lama'nın sürgününden sonra da dahil olmak üzere "Çin işgaline karşı Tibet direnişi" diye niteleyerek desteklediği Soğuk Savaş dönemine kadar uzanıyor.

Washington, bir sonraki Dalai Lama'yı seçmek de dahil olmak üzere, Tibet Budistlerinin dini özerkliğine uzun zamandır iki partili destek gösteriyor.

2015 yılında Çin, bir sonraki Dalai Lama'yı seçme yetkisini iddia ettiğinde, ABD yetkilileri bunu açıkça reddetti ve Tibet Budistlerinin tek başına karar vermesi gerektiğini ileri sürdü. En güçlü tutum, 2020 yılında Başkan Donald Trump yönetiminde Tibet Politikası ve Destek Yasası'nın (TPSA) kabul edilmesiyle geldi.

ABD son tutumuyla da, Dalai Lama'nın "kendi reenkarnasyonunu belirleme hakkını" açıkça destekledi ve sürece müdahale eden Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını yetkilendirdi.

Can Kuyumcuoğlu/soL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Kıdemli gazeteci Hikmet Çetinkaya, hayatını kaybetti! -T24

Türk basınının önemli isimlerinden gazeteci-yazar Hikmet Çetinkaya, 83 yaşında yaşamını yitirdi. Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar köşe yaz...