Servet azınlıkta kümeleniyor - BİRGÜN- 22 Temmuz 2025-

Ülkede gelir dağılımı eşitsizliği uçuruma döndü. Gelir adaletsizliğinde Avrupa lideri Türkiye, dünyada ilk 10 ülkenin içine girdi. BDDK’ye göre toplam mevduatın neredeyse yüzde 80’i en zengin yüzde 1’lik kesimin hesabında. Banka hesaplarının yüzde 83’ünde 10 bin lira bile yok.

Servet ülkede küçük bir azınlığın elinde yoğunlaşırken, milyonlarca yurttaş  yoksulluk ve sosyal dışlanma riskiyle yaşamaya zorlanıyor. Avrupa ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke olan Türkiye, aynı zamanda dolar milyoneri sayısını en hızlı artıran ülke konumunda. Bu tablo, iktidarın ekonomi politikalarının sermayeden yana işlediğini ortaya koyuyor.

Alım gücünün giderek eridiği, bir avuç azınlık servetine servet katarken geniş halk kesimlerinin yoksulluğa mahkûm edildiği Türkiye’de gelir dağılımında denge bozuluyor. Gelir dağılımında terazi zenginlerden yana ağırlaşırken adalet her geçen gün daha da tahrip oluyor. Türkiye, bu alanda da ‘dünya liderliğine’ aday oldu. Dolaylı vergilerin ağırlığı altında ezilen yurttaşlar, temel tüketim ürünlerinde bile yüksek vergi öderken yüksek gelir grubundakiler zenginliklerini koruyor.

Derin eşitsizlik ülkede bir anda ortaya çıkmadı. Uygulanan ekonomi politikalarının, IMF’ye bakarak girişilen kemer sıkma planlarının, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in faturayı çok değil, az kazanana kestiği programının sonucu ülkeyi daha da yoksulluğa itti. Tablo, her geçen gün kötüleşti. Türkiye’de her 3 kişiden biri yoksulluk ve sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıyayken çoğunluğun banka hesaplarında 100 lira bile bulunmuyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) güncel Risk Merkezi raporu da adaletsizliğin geldiği ciddi seviyeyi gözler önüne serdi. Buna göre ülkede mevcut mevduat hesaplarının toplam bakiyesinin yüzde 79’u, yüzde 1’lik kesimin elinde bulunuyor. Ülkede var olan banka hesaplarının yüzde 83’ü, 10 bin liraya kadar bakiyeye sahip hesaplardan oluşuyor. 166 milyon hesapta, toplam 132,7 milyar liralık bakiye bulunuyor. Yüzde 83’ü meydana getiren 10 bin liralık hesapların toplam mevduattaki payı ise yüzde 1 bile değil. Bu oran, hesaplar için yüzde 0,6 seviyesinde bulunuyor.

‘‘Yüklü’’ hesaplarda ise bakiye oranı ise devasa boyutlara ulaşıyor. 1 milyon liranın üstünde bakiyesi bulunan 2,2 milyon hesabın toplam bakiyesi 16,2 trilyon liradan oluşuyor.

Ekonomi’den Alaattin Aktaş’ın hesaplamasına göre 1 milyon lira ve üzeri bakiye bulunan hesapların, hesap sayısındaki payı yalnızca yüzde 1,1 iken bu hesapların toplam mevduattaki payı yüzde 78,8’e çıkıyor. Hesabındaki para on bin liranın altında olan 166 milyon hesap sahibinin ortalama mevduatı 799 lira gibi düşük bir tutarda kalıyor. Bunun yanında hesabındaki para 1 milyon liranın üstünde olan 2,2 milyon kişinin ortalama mevduatı tam 7,2 milyon lira olarak hesaplandı.

BÜYÜK DİLİM ZENGİNE

Her türden veri de gelir adaletsizliğini adeta tescilledi.

Türkiye’deki en zengin yüzde 1’lik kesimin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan (GSYH) aldığı pay yüzde 14,6’ya ulaşırken bu oran Avrupa’da Türkiye’yi takip eden Bulgaristan’da 7,4’te kaldı. Bir başka deyişle, Türkiye’de üretilen toplam gelirin yedide biri yalnızca binde birlik bir azınlığa gidiyor.

Söz konusu adaletsizlik sadece GSYH verilerine de yansımıyor. TÜİK verilerine göre, en zengin yüzde 10’luk kesim ülkedeki her 100 liranın 39,2 lirasını cebine koyarken en yoksul yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay yalnızca 6,3 lirada kalıyor. Üstelik en zengin yüzde 20’lik kesim toplam gelirin neredeyse yarısına denk gelen yüzde 48,1’i alıyor.

∗∗∗

TEMELDEN YOKSUN BIRAKILIYORLAR

Aylıklarına sefalet düzeyinde zam yapılan emekliler ve düşük ücretlere işgücü sömürülen yaşlı yurttaşlar yoksullukta dibe gidiyor.

Derin Yoksulluk Ağı’nın yaşlı yoksulluğu araştırmasının sonuçlarına göre, ülke nüfusunda 9 milyon 112 bin kişi, 65 ve üzeri yaşta, yaşlı niteliği taşıyor. Ülkede yaşlılar, devamlı yoksullaşırken ağır işlerde çalışıyor, iş cinayetlerinde yaşamdan koparılıyor. Araştırma, yaşlı yoksullarının boyutlarını ortaya koyarken TÜİK, OECD ve Eurostat verilerine de dikkati çekti.

2024’te yaşlıların yüzde 23,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaydı. Yaşlı yoksulların sayısı, 3 yılda devamlı arttı. Eurostat verilerine göre bu oran yüzde 28,8 olarak hesaplanırken on yıl önce bu oran yüzde 18,7’ydi. Pandeminin ilk yılı olan 2020’de dahi yaşlı yoksulluğu, yüzde 23,5 ile bugünden daha düşük seviyedeydi. Türkiye’de her 100 yaşlıdan 22’si, yaşamının dinlenme günlerini yoksullukla mücadele ederek geçiriyor. 2019 yılında bu oran 100 kişiden 19 kişi olarak hesaplanmıştı.

Yoksullukla mücadele etmeye mecbur bırakılan yaşlılar, günlerini çalışarak ya da iş kuyruklarında bekleyerek geçiriyor. Sadece yılın ilk 6 ayında 60 ve üzeri yaşta 9 bin 442 kişinin İŞKUR aracılığıyla işe girdiği tespit edildi. İŞKUR’a kayıtlı 28 bin yaşlı, çalışmak için iş bulmayı bekliyor.

Yaşlıları yoksullukla boğuşan Türkiye, OECD ülkeleri içinde 65 yaş üstü nüfusta gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 5’nci ülke konumunda. Yaşlı yurttaşlar için sosyal destekler ve bakım hizmetleri de etkin işletilmiyor. Derin Yoksulluk Ağı raporuna göre, her 4 haneden birinde en az 1 yaşlı yaşarken 1,75 milyon yaşlı ise tek başına yaşıyor.

"Maaşlara ve yardımlara yapılan zamlar yüksek enflasyon ve özellikle büyükşehirlerdeki konut kiraları dikkate alındığında temel yaşam giderlerini karşılamada yetersiz kalıyor" denilen raporda, 65 yaş ve üzeri her 5 yaşlıdan yaklaşık 4’ü kronik hastalığa sahip olduğunun da altı çizildi. Yaklaşık 1,5 milyon bakım ihtiyacı olan ve 1 milyona yakın kiracı yaşlının varlığına karşın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre 2024 Aralık itibariyle Türkiye’de yaşlı bakım kuruluşlarının sayısı yalnızca 505. Bu tesislerde bakım gören toplam yaşlı sayısı 30 bin 668’de kaldı. Yoksulluğa itilen yaşlı yurttaşlar, barınma hakkından dahi geri bırakıldı.

∗∗∗

MİLYON DOLARLAR ARTTI

Dar gelirliler borç batağında dibe çekilmeye devam ederken bir avuç zengin servetine servet kattı. Union Bank of Switzerland’ın (UBS) geçen ay yayınlanan 2025 Küresel Servet Raporu, ülkede servet dağılımının dengesizliğini ortaya koymuştu. Buna göre Türkiye, yerel para cinsinden serveti en çok azalan ülke olmasına rağmen zenginler servetlerini katladı. Ülke, dolar milyoneri sıralamasında dünya lideri oldu. Rapora göre Türkiye, dolar milyoneri sayısı en çok artan ülke oldu. Bir önceki yıl 61 bin olan dolar milyoneri sayısı raporun incelediği yılda 68 bine dayandı. Ülkede yetişkin başına düşen servet bir yılda yüzde 14 gerilerken zengin azınlık gayrimenkul, altın, döviz ve faizle kazancına kazanç kattı.


BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

BİRGÜN "Köşebaşı + Gündem" -22 Temmuz 2025-

Kalıcı çözüm yerine sadaka: Milyar liralık örtü -Mustafa Bildircin- Giderek ağırlaşan ekonomik buhrana kalıcı çözüm üretemeyen ve yoksulluğu...