29 Kasım 2021 Pazartesi

KISA KISA (29/Kasım/2021)



(1)-Vatandaşın yararına ne varsa reddettiler

Bütçede vatandaşın yararına olan önergelerin tümü AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Ayrıca muhalefetin ‘dış güçler’in araştırılmasına yönelik önergesi de kabul görmedi.
(Deniz Ayhan/ SÖZCÜ)                                                                                             ***










(2)-Aladağ yurt yangınından ceza alan Süleymancıların afla serbest bırakılmasına tepki
Aladağ yurt yangınında çocuklarını kaybeden aileler, yangının 5’inci yılında düzenlenen anmada çocuklarının ölümünden sorumlu olan Süleymancıların afla serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Adana Aladağ'da, 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği cemaat yurdu yangının üzerinden 5 yıl geçti.Aradan geçen 5 yılda yargı sanıklara ödül gibi cezalar verirken sanıklar MHP’nin teklif ettiği ve Meclis Genel Kurulu’nda 13 Nisan 2020 tarihinde kabul edilen, af yasası olarak da bilinen infaz yasasıyla affedildi. Aileler, çocuklarının ölümünden sorumlu olanların affedilmesine tepki gösterdi.(SOL)

                                                                     ***

(3)-TOKİ, ödemelerin yapılmadığı gerekçesiyle yurttaşlardan anahtarları istedi

Samsun Canik ilçesinde yeni yapılan evlerin taksitlerini ve gecikme faizlerini ödemedikleri gerekçesiyle yurttaşlardan 15 gün içinde evlerinin anahtarlarını TOKİ’ye teslim etmeleri istendi.

Samsun Canik ilçesindeki 200 Evler Mahallesi’nde “gecekondu dönüşüm projesi” kapsamında yeni yapılan evlerine taşınan Roman yurttaşların, taksitlerini ve gecikme faizlerini ödemedikleri gerekçesiyle 15 gün içinde evlerinin anahtarlarını TOKİ’ye teslim etmeleri istendi. (Cemil Ciğerim-Cumhuriyet)                                                    ***

(4)-Kışlalara enerjiyi yandaş verecek

Jandarma’nın düzenlediği kışlalar ve komutanlık binaları için elektrik enerjisi alımı ihalesinin 131 milyon TL’lik dilimini Cengiz aldı. 91 milyon TL’lik kısmı ise ‘Erdoğan’ın prensi’ Tivnikli’nin holdingi Eksim’e gitti. 
Jandarma Genel Komutanlığı'nın düzenlediği elektrik enerjisi ihalesiyle yandaşların kasasına milyonlarca lira girecek. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, 13 Eylül tarihinde 2022 yılı için “serbest piyasadan elektrik enerjisi alımı” ihalesi düzenledi. Ülke genelindeki kışlaların ve il, ilçe komutanlık binalarının elektrik ihtiyacı için düzenlenen ihalenin tam 131 milyon 55 bin TL’lik en büyük dilimini Cengiz Holding’e bağlı Cengiz Elektrik Şirketi aldı.(İsmail Arı-Birgün)

                                                                 ***
(5)-Borsada TL-dolar makası açılıyor

BIST 100 endeksi TL bazında rekor kırarken, dolar bazında bakıldığında ise düşüş ivmesi kaydettiği görülüyor. Yıla 200 dolar seviyesinde başlayan endeks Cuma günü 143 dolara kadar geriledi. 
2021 yılına 1.495 puan seviyesinden başlayan endeks 26 Kasım kapanışı dikkate alındığında 1.776 puan ile yüzde 20,3 getiri sağladı. Fakat endekse dolar bazında bakıldığında yıla 200 dolar civarında başlayan endeksin 26 Kasım kapanışında 143 dolarla yüzde 30 değer kaybettiği izlendi.

SADECE 27 ŞİRKETİN DEĞERİ 1 MİLYAR DOLAR ÜZERİNDE

Bu gelişme ise TL bazında rekor kıran endekslerde dolar bazında ender ayrışmaya işaret etti. Son yükseliş ile birlikte BIST 100 endeksinin toplam piyasa değeri 1,43 trilyon TL’ye yükselirken, dolar bazında piyasa değeri 115,7 milyar dolara indi.

TL’deki değer kaybı ile birlikte endekste sadece 27 şirket 1 milyar dolar üzerinde piyasa değerine sahip iken, yılbaşında bu rakam 40 seviyesindeydi.(CUMHURİYET)

                                                                          ***

(6)-Üçüncü kez zam: Yarım milyon TL'ye ikinci el araba

Kurdaki yeni dalgayla sıfır otomobillere bu ay üçüncü kez zam geldi. Fiyatlar ortalama yüzde 8 daha arttı. ÖTV baremi değişen modellerde ise zam oranı çok daha yüksek. Arz sorununa karşın yükselen fiyatlar, ikinci elde fırsatçıları coşturdu.
2020 model Clio'ya 485 bin TL, Golf'e ise 900 bin TL isteyen var. Son 24 saatte ikinci elde 41 bin ilanın fiyatı ortalama yüzde 11 arttı.(CUMHURİYET)

                                                                        ***






(7)-Kamuda liyakat enkaz altında


Liyakat bu kez de AFAD’da enkaz altında kaldı. Yazılı sınavda birinci ve ikinci de dahil olmak üzere derece yapan çok sayıda aday mülakatla elendi. 505, 506, 511 ve 521’inci adaylar başarılı sayılarak şube müdürü oldu.

Beğenmediklerini elediler

AKP iktidarında yaşanan ve “Bu kadarı da olmaz” dedirten mülakat skandallarından bazıları şöyle sıralandı:

• İddiaya göre KPSS’de 96 puan alan ve Sağlık Bakanlığı’nın açtığı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanlığı kadrosuna başvuran sağlıkçı A.D’ye mülakatta, Yozgat’taki köyünün Alevi mi Sünni mi olduğu soruldu. Alevi olduğunu söyleyen A.D. mülakatta elendi.

• KPSS’den 81 alarak Türkiye 60’ıncısı olan kişi, mülakatta başarısız olduğu gerekçesiyle elendi. Yerine ise KPSS’den 61, 65, 66 puan alan adayların atandığı ortaya çıktı.

• Demiryollarındaki görevde yükselme sınavında yüksek puan alan Birleşik Taşımacılık Sendikası üyelerinin tamamına yakını, mülakatta elendi. Hükümete yakın sendika üyeleri listeyi doldurdu.

• İçişleri Bakanlığı’nın sözleşmeli pozisyonlarına personel alımı için açtığı kadroya bir
inci olarak başvuruda bulunan M.Y., mülakatta düşük not verilerek dışarıda bırakıldı.(Mustafa BİLDİRCİN-BİRGÜN)



 

28 Kasım 2021 Pazar

KISA KISA ÖZET-(28/11/2021)



 (1)-SİHA'ların takım lideri mühendisin şüpheli ölümü. Şüpheli ölen ASELSAN mühendisleri gibi. Karanlıkta kalan sorular

BAYKAR'da görevli uçak mühendisi 26 yaşındaki Tarık Kesekçi'nin trafik kazasındaki ölümü akıllara ASELSAN mühendisleri ve Türkiye'nin ilk F16 pilotu Şener Koltuk'un şüpheli ölümlerini getirdi.(1)Takip mi ediliyorlardı?(2)Arabayı başka bir araba mı sıkıştırdı?(3)Doğrudan kamyona çarptılar. Peki, neden fren yapmadılar?(4)Ya da neden sollamadılar?(4)Bu, sadece bir trafik kazası mı?(YENİÇAĞ)

                                                                                            ***

(2)-15 dakika için şehit saymadılar

İzmir’de 2018 yılında görev yerine gitmek için karşıdan karşıya geçerken bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden polis memuru Buket Keleş’in Kırşehir’de yaşayan ailesi, 3 yıldır şehitlik beratı için hukuk mücadelesi veriyor.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NDAN AÇIKLAMA: Sosyal Güvenlik Kurumundan iddialar üzerine yapılan açıklamada ise, “28 Kasım 2018'de vefat ettiği, vefatı fiilen görevini yaptığı sırada meydana gelmediği gibi idarece sağlanan servis aracıyla işe giderken ya da işten dönerken geçirdiği trafik kazası sonucu da meydana gelmediğinden hakkında 5510 sayılı Kanunun 47'nci maddesinin birinci fıkrasına göre vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmiştir” denildi.(SÖZCÜ)

                                                                         ***
(3)-Hakkari'de toplantı, gösteri ve yürüyüşlere yasaklama

Hakkari Valiliği, il genelinde 15 günlük süreyle toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklandığını duyurdu.

Valilik tarafından yapılan açıklamada, "28 Kasım 2021 tarihi saat 00.01’den 12 Aralık 2021 tarihi saat 23.59’a kadar 15 gün süre ile meydan, cadde, sokak, yol, park gibi umuma açık alanlarda; miting, açık yer toplantıları, gösteri yürüyüşleri, oturma eylemi, protesto eylemi, insan zinciri oluşturarak yapılabilecek protesto/yürüyüş ve toplanmalar, halk kürsüleri şeklinde toplantı/toplanmalar/halk toplantıları, ses-yayın araçları (taşıt, mobil vb. araçlar) ile yapılabilecek her türlü sesli ve görsel faaliyetler, açlık grevi, çadır kurma, basın açıklamaları, her türlü stant açma, imza toplama/imza kampanyası, dilek feneri/balon uçurtmak, drone, paramotor/planör vb. her türlü hava faaliyetleri, kamu kurum/kuruluşları hariç olmak üzere anma toplantısı/anma töreni, konser, şenlik, tiyatro, skeç, sinevizyon, pandomim vb. faaliyetler, meşale yakma, el ilanı, bildiri, broşür dağıtma, afiş/poster asma, sticker yapıştırma vb. türdeki her türlü eylemlerin, etkinliklerin ve faaliyetlerin yapılmasının yasaklanması kararı alınmıştır" denildi. (SOL)                                        

                                                                        ***

(4)-Sayıştay neyi gizliyor? 28 rapor ortada yok!

Sayıştay'ın 28 Kamu İdaresi raporunu Meclis'e göndermediği ortaya çıktı. Söz konusu raporların neden açıklanmadığı merak konusu.

Komisyon Başkanı teşekkür konuşmasında 225 Kamu İdaresi Bütçesi, 226 Kamu İdaresi Kesin Hesabı ile 198 Sayıştay Raporu görüşüldüğünü belirtti.

226 kamu idaresi olduğuna göre Sayıştay 226 rapor göndermeli, Komisyonda da 226 Sayıştay Raporu görüşülmüş olmalıydı.

Oysa 198 rapor görüşüldüğü anlaşılıyor. Başkanın verdiği 198 sayısı yanlış değil. Sayıştay İnternet sitesindeki bilgilerle uyuşuyor. Kamuoyu duyurusunda, Meclise 194 kamu idaresi raporunun gönderilerek yayımlandığı; kalanlarının süreç tamamlandıkça gönderilip yayımlanacağı bildiriliyor. Komisyonda 198 rapor görüşüldüğüne göre daha sonra 4 rapor daha gönderilmiş.

28 Kamu İdaresinin denetim raporunun olmadığı ortaya çıkıyor. Şu soruların, açık; net; tutarlı ve yasalara aykırı düşmeyen açıklaması olmalıdır.

  • 28 Kamu idaresi denetlenmediği için mi rapor yazılmamıştır.
  • Denetlenmemişse neden?
  • Denetlenmişse neden açıklanmamaktadır?
  • Süreç bitirilmediği için yayımlanmamışsa neden bütçe görüşmelerine yetiştirilememiştir?
CHP’li Ali Şeker, Bakan Elvan’a sordu: ‘TÜİK 2020 istatistiklerini neden açıklamıyor?’

CHP İstanbul Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Dr. Ali Şeker, 2020 yılına ait kimi istatistiklerin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hala açıklanmamasının gerekçelerini Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’a sordu. 

Şeker, yaptığı açıklamada TÜİK’in yayımlaması gereken üç önemli istatistik olan ‘2020 ölüm istatistiği’, ‘2020 uluslararası göç istatistiği’ ve ‘hayat tablolarını’ neden hâlâ yayımlamadığını sordu. Yeni yıla çok kısa bir zaman kalmışken bu istatistikleri açıklamaktaki ısrarın anlaşılmaz olduğunu vurgulayan Şeker, TÜİK’in kamu tüzel kişiliği bulunduğunu ve kamuoyunu gerçek verilerle aydınlatmakla yükümlü bir kurum olduğunu hatırlattı.  (SOL)                                                  

                                                                 ***

5- İBB'den öğrencilere önce yurt sonra iş imkânı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, öğrencilere barınma yanında iş imkânı da sunacak. Avcılar’da 2, Örnektepe’de 1 olmak üzere toplam üç kız öğrenci yurdu açan İBB, öğrencilerin barınma sorununa kalıcı çözüm için yeni yurt inşaatlarını sürdürüyor.(CUMHURİYET)

                                                                             ***
6-CHP’li Başarır'dan sarayın bütçesine tepki: Lale devrinde yaşıyorsunuz

Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Cumhurbaşkanlığı bütçesine tepki gösteren CHP'li Ali Mahir Başarır, Sarayın harcamalarına dikkat çekerek "Çiftçi gübre alamazken sarayın zirai giderleri 700 bin TL’den 9 milyon TL’ye çıkmış. Bu kadar lüksün içerisinde tek bir şey yetiştirebilirsiniz bence, lale yetiştirebilirsiniz çünkü lale devrinde yaşıyorsunuz" dedi.

SARAYIN AMORTİSMAN GİDERİNDE YÜZDE 300 ARTIŞ VAR

Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçen sene Sayıştay tarafından tespit edilmiş 4 harcamasına örnek vermek istediğini belirten CHP’li Başarır, “Gerçekten sokakta bir sefalet var ve bunu herhalde hepimiz kabul ediyoruz. Çöpten ekmek toplayan insanlar var, bayat ekmek kuyruğunda insanlar var, bardakla yağ alan insanlar var, kuyrukta insanlar var. Yani bunu bir yere koyalım mutlaka. Bu sorun herkesin sorunu ve böyle bir sorun var. Ben bazı giderleri gerçekten sormak istiyorum. Bu sene de böyle olacak mı? Kısıntıya gidecek miyiz? Mesela amortisman giderleri, yani eşyaların, sarayın yıpranma paylarına biz 2019’da 51 milyon TL ödemişiz şimdi ise 205 milyon TL ödemişiz. Ya bu saray yeni bir saray, eşyaları yeni dizayn edildi, fazla fazla para verildi. Sayın başkanım, çok mu hor kullanıyorsunuz bilmiyorum. Niye 4 kat arttı bu giderler?” sözlerini dile getirdi.

YAZLIK SARAYA YAT ALINDI MI?

Konuşmasına sarayın araç giderleriyle devam eden CHP’li Başarır; “Bakın, sarayın taşıtlar hesabı 1 milyar 300 milyon olmuş uçak hariç. Bunun içerisinde ne var? Nasıl araçlar var? Burada bir kısıtlamaya gidilemez mi? Mesela hangi marka arabaya biniyorsunuz? Fahrettin Altun hangi marka arabaya biniyor? Bunlara ne kadar para veriliyor? Böyle bir harcama bütçesi gerçekten var mı? Yazlık saraya bir yat alındı mı?” sözlerini ifade etti.(BİRGÜN)

                                                                   ***

(7)-Öğretmenleri mevlide çağırdılar

Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 24 Kasım'da okul idarecilerini ve öğretmenleri mevlide çağırdı. Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran davete tepki göstererek, “Bu çağrı yeni rejimin en görünür hali” Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle öğretmenleri Şeyh Camiisi’nde okunacak mevlide çağırdığı ortaya çıktı. Okul idarecilerine gönderilen mesajda, "Değerli Müdürlerim, bugün saat 15.00'te Şeyh Camiisi’nde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla mevlidi şerif okunacaktır. Tüm idarecilerimize ve öğretmenlerimize duyurulması ve katılım sağlanması hususunda gereğini rica ederim" 

(Berkay Sağol-BİRGÜN)


27 Kasım 2021 Cumartesi

Dolar hamlesi: Yiğit Bulut'un işlemleri de incelecek mi? + Yiğit Bulut telefonundan kim adına işlem yapıyor? (SOL)



Dolar hamlesi: Yiğit Bulut'un işlemleri de incelecek mi?

Erdoğan'ın talimatıyla dolar kuru manipülasyonuna ilişkin inceleme başlatılacağı öne sürülürken, akıllara Yiğit Bulut iddiaları geldi.

Döviz üzerinden manipülasyon yapılmasıyla ilgili Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) harekete geçtiği iddia edildi.

Yandaş Sabah gazetesinde yer alan haberde "Erdoğan'ın talimatıyla kamuoyunda yaygın olarak konuşulan manipülasyon iddialarını aydınlatmak üzere çalışma başlatan kurum, manipülasyon olup olmadığını, varsa kimler tarafından yapıldığını belirleyecek" denildi.

Öte yandan söz konusu haber, akıllara Yiğit Bulut'a ilişkin gündeme gelen iddiaları getirdi.

CHP İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu, Erdoğan'ın ekonomi danışmanı Yiğit Bulut'la ilgili açıklamalarda bulunmuş, Erdoğdu'nun konuşmasını paylaşan gazeteci Mustafa Hoş, paylaşımına "Saray’ın adamları dolarla birileri adına işlem yapıyor. Bu sözler kalsın hafızada" notunu düşmüştü.

Söz konusu inceleme kapsamında Bulut ya da dolar üzerinden kârına kâr katan patronların incelenip incelenmeyeceği merak konusu.(SOL)

                                                                      ***

Yiğit Bulut telefonundan kim adına işlem yapıyor?

CHP İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu Yiğit Bulut'la ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

CHP İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu, Erdoğan'ın ekonomi danışmanı Yiğit Bulut'la ilgili açıklamalarda bulundu.

Erdoğdu'nun konuşmasını paylaşan gazeteci Mustafa Hoş, paylaşımına "Saray’ın adamları dolarla birileri adına işlem yapıyor. Bu sözler kalsın hafızada" notunu düştü. 

Erdoğdu, "yürekleri hoplasın diye söyleyeyim" ifadeleriyle başladığı konuşmasında şöyle dedi:

"Yiğit Bulut'un cep telefonundan yaptığı işlemleri mutlaka birgün tespit edilecek. Sermaye kime ait, alım satımlar kime ait tespit edilecek. Kendilerini rahat hissetmesinler diye anlatıyorum. Hepsi ülkeye zarar veriyor. Şüpheli işlemlerdir. Bu hesapların kimlere, hangi şirketlere ait olduğu ortaya çıkacak. Yiğit Bulut çok hakim çünkü bu konulara. 

Aynı şüpheler Cemil Erdem için de geçerlidir. Şunu söylemeye çalışıyorum. Offshore adalarda, vergi cennetlerinde kurulan cennetlerin hissedarlık ilişkilerini ortaya çıkarmak gerekiyor. Kurulmuş bir şirketin arkasındaki ismin arkasındaki ismi belirlemek gerekiyor. Bu soygunlar azalsın diye söylüyorum. Sakın kendilerinin güvenli limanlarda olduklarını düşünmesinler. TC'yi, bu ulusu kim soyduysa mesleki tecrübeyle söylüyorum bu hakkı geri alacağız."(SOL)

TKP Genel Sekreteri Okuyan'dan 'ittifak' yanıtı: Nihayetinde bir çağrı yapmayı düşünüyoruz - SOL

 TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ittifak tartışmalarına dair soruları yanıtladı.

Emek Partisi, SOL Parti ve Türkiye Komünist Partisi arasındaki görüşmelere dair soruları yanıtlayan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Aslında üç parti başka görüşmeler de yapıyor. 

Bunlar içerisinde EMEP, SOL Parti ve TKP’nin temasları belli bir olgunluğa ulaştı. En azından içerik itibariyle anti-emperyalist, sınıf karakterli, laikliğe vurgu yapan bir çerçeve konusunda yol aldık. Üç parti arasındaki farklılıklar bilinerek bu görüşmeler yürüdü, yürüyor" dedi.

Okuyan, "Bu üç parti nasıl bir siyasi zemine, çerçeveye oturması gerektiği konusunda anlaşıyor. Nihayetinde bir çağrı yapmayı düşünüyoruz" açıklamasında bulunurken, "Sağcı karakteri çok güçlü kurulacak yeni bir iktidarın aksesuarı ve halka kabul ettirilmesine yardımcı olacak rol Türkiye solunu zor durumda bırakır" ifadesini kullandı.

'Aksesuar olmak gibi şeyler TKP’nin parçası olabileceği şeyler değil'

Duvar'dan Serkan Alan'a konuşan Okuyan HDP'nin, üç partinin uzlaştığı çerçevenin bazı başlıklarında çelişen tutuma sahip olduğunu söyledi. 

“HDP’siz bir ittifak olmaz” türünden bir değerlendirmenin hiçbir şekilde parçası olmadıklarını dile getiren Okuyan, şöyle konuştu:

"Zaten geçmişte HDP’yle ittifak yapmayan bir partiyiz. Diyelim ki bizim bir çağrımız var. Biz çok net ve sulandırılması netlik nedeniyle zor olan bir çerçeve çizdiğimiz zaman bu kimi kapsıyorsa onlarla yürünür. Öte yandan da şu andaki siyaset arenasında pazarlıklar yapılıyor. İttifakların görünen yüzü var görünmeyen yüzü var. Türkiye’de seçim ve -AKP giderse- sonrasında kurulacak hükümete dair birtakım çalışmalar yapılıyor. İlkelerimizden bir tanesi, bu pazarlıkların parçası asla ve asla olmamak. Türkiye’de devrimci hareketi yeni bir restorasyon, yani bugünkü AKP’nin yarattığı tahribatı halk adına değil düzen adına onarmaya çalışan bir şeyin parçası olmayız. Düzen bürokrasisinde yer tutmak, kurulacak bir hükümette aksesuar olmak gibi şeyler TKP’nin parçası olabileceği şeyler değil. Bir çağrı yapılırken dışarıda bırakılanlar tartışılmaz, dışarıda bırakılma üzerine bir şey yapılmaz. Bu sadece nezaket nedeniyle değil. Çünkü biz topluma seslenmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla biz ilkelerimizi ortaya koyarız. Örneğin TKP bir örgütlenme hamlesi yaptığı zaman, “Beyaz tenliler gelmesin, siyah saçlılar gelmesin” gibi bir çağrı yapamaz. TKP’nin programını savunuyorum diyen, geçmişsinde halka karşı suç işlemiş olmayan herkes TKP’ye başvurabilir. Şimdi de biz ittifak ya da işbirliğinden söz ediyoruz. Bu işbirliği peşin reddiyelerle değil pozitif ilkelerle hareket etmek zorundadır. Biz henüz o ilkeleri ilan etmedik, çalışıyoruz. Şu olur mu bu olmaz mı sorusu hem bu tür bir süreç için doğru değil hem de erken. “HDP’siz bir ittifak olur mu” diye sordunuz. Olur tabii ki."

‘Üslup olarak bizi rahatsız eden şeyler var' 

Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sola yaptığı çağrıya ilişkin, “Üslup olarak bizi rahatsız eden şeyler var” diyen Okuyan, "Neden var? Öz hakiki sol gibi kavramlar geçiyor. “Beni de solcu görmüyorlar” falan diye. Türkiye’de kimin solcu olduğu kimin başka bir süreçte olduğu gibi durumlar ithamlarla, yaftalarla değil hayatın gerçekliğinde ortaya çıkar. Türkiye Komünist Partisi için geçmişte kimin ne dediğini ortaya döksek, bize nezaket ziyaretinde dahi bulunamazlar. Bunları bu şekilde gündeme getirmenin bence anlamı yok. Ama asıl içerikle ilgili olarak, örneğin “Türkiye solu birleşse, kendi grubunu kursa, kurulacak yeni hükümette bürokraside yer tutsa” gibi söylemler var. Bu söylem az önce söylediğim tehlikeli olan, yani Türkiye solunu bir günahın ortağı yapma tehlikesini barındırıyor. Bu amaçla yazılmıştır demiyorum ama objektif olarak buna hizmet eder. Sağcı karakteri çok güçlü kurulacak yeni bir iktidarın aksesuarı ve halka kabul ettirilmesine yardımcı olacak rol Türkiye solunu zor durumda bırakır" ifadesini kullandı

"Şu çok kritik" vurgusunda bulunan Kemal Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "TKP, Türkiye'de sosyalist hareketin bağımsız, başka büyük güçlere sığınmadan, onların gölgesinden kurtularak ayağa kalkması gerektiğini düşünüyor. Bunun Türkiye'deki siyasi ve ideolojik dengeleri baştan aşağıya değiştireceğini söylüyor. Bunun önünde sürekli engellemeye dönük bir faaliyet var. Bu tabii ki bizi rahatsız ediyor, biz önlemimizi alıyoruz. Türkiye'de solun içine dönük ideolojik ve siyasi müdahalelerin bir bölümü oldukça yıkıcı. Sol ne zaman bağımsız bir kimlikle hareket etmeye kalksa ya küçümseniyor ya da ‘Sizin oyunuz kaç, gücünüz ne' deniliyor. Oy hesabı yapılıyorsa Türkiye solu kendi başına bırakılsın. Yani çok net söylüyorum. Türkiye solu ne olursa olsun her zaman bir ağırlıktır. Türkiye solunun yardımı olmadan, zamanında Ergenekon operasyonlarının kazığı atılamadı. Türkiye solunun bir kısmının yardımını aldı AKP. ‘Yetmez ama evet'te de benzer bir şey oldu. Türkiye tarihinde sol, vicdandır, akıldır. O yüzden de her şey oy değildir. Başka güçlerin gölgesine girerek o vicdan ve aklımızı yitiriyoruz. Türkiye'de bu iktidarın gitmesi gerekiyor. Bu görevi yerine getirecek, bir yandan da Türkiye'de işçi sınıfını, emekçi halkın ihtiyacını karşılayacak bir tutum alınması gerekiyor. Biz burada parti olarak sorumlu davrandığımızı, sekterlikten uzak bir tutum aldığımızı düşünüyoruz. Ama ilkelerimizi bir kenara koymaya niyetimiz gerçekten de yok."

(SOL)

KISA KISA (2) - 27/11/2021


(1)-Diyanet, 4-6 yaş için anaokulu açıyor, Eğitim Bir-Sen okulöncesi din dersi istedi

Diyanet, tepki çeken “4-6 yaş grubu Kuran kurslarının okul öncesi zorunlu eğitimden sayılmasına” yönelik hedefine benzer bir adım atıyor. Gaziantep’te 4-6 yaş için Diyanet anaokulu açılacak ve dini eğitim de verilecek. Milli Eğitim Şûrası öncesi Eğitim Bir-Sen de okul öncesinde din dersi talep etti. Bu kapsamda 22 Kasım’da Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep İl Müftülüğü’nün de katılımı ile protokol imzalandı. Protokole ilişkin duyuru ise “Cami ve 4-6 Yaş Diyanet Anaokulu” ifadeleri ile yapıldı. Protokole ilişkin imza töreninde, söz konusu anaokulunda okul öncesi eğitimin yanı sıra dini eğitim de verileceği vurgulandı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan temsilci bulunmaması ise dikkat çekti.(CUMHURİYET) 

                                                                                  ***

(2)-Mahkeme, Sungurlu Barajı'nın ÇED raporunu iptal etti

İstanbul 12. İdare Mahkemesi, Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde yapılması planlanan Sungurlu Barajı Projesi ÇED Raporu’nu iptal etti.

Mahkeme, sunulan bilirkişi raporunda barajın; toprağa, tarıma, su kaynaklarına verebileceği zararlara dikkat çekildiğini ve bu ÇED raporunda da bazı eksik değerlendirmeler olduğunu aktardı ve projenin devamı için gereken ÇED raporunu yürürlükten kaldırdı.

Mahkeme dosyasına konu olan bilirkişi raporu, özetle şu çarpıcı detaylara dikkat çekmişti:(1)Baraj gölü ve çevresindeki yerleşimlerde yaşayanların nerelere yerleştirileceği, sosyal ve ekonomik kayıplarının nasıl karşılanacağı konusu belirgin değil. Bölgede tarımsal faaliyetler ile geçimini  sağlayan nüfusun ekonomik kayıplarının nasıl karşılanacağı da açık değil. (2)Sular altında kalacak bitki örtüsü, tarım arazileri  ile flora ve fauna kaybı ve kesilecek ağaçların sayısı, doğal-çevresel sürdürülebilirliği zedeleyecek.(3)HES  ile ülke bütçesine yıllık enerji faydası olarak 3.222.000 TL sağlanacak. Bu rakamı, tarım ve ekosistem üzerinde gerçekleşebilecek tahribatın ölçülemez etkileri ile karşılaştırmak mümkün değil.(4)Su akışının kesintiye  uğramasıyla ekolojik sürekliliğin bozulmasına neden olacak. En belirgin etkiyi üreme alanlarına geçişleri baraj  tarafından engellenen balık türleri yaşayacak.(5)Barajın inşaat faaliyetleri sırasında da baraj sahasındaki fauna ve flora olumsuz etkilenecek.(6)ÇED raporu; su kaynakları açısından, baraj aks yeri, gölalanı, kaya ocağı, depo sahaları ve kırma eleme tesisi ile sınırlı tutulmuş. Projenin su kaynakları bakımından Sungurlu Deresi’nin denize boşaldığı noktaya kadar etkileri olabili ve bu etkiler yeterince değerlendirilmemiş.(7)ÇED raporunda, baraj gölü ve çevresine ait tarım arazisi ile ilgili toprağa ilişkin veriler yetersiz, gerçekle uyumsuz ve eksik.(EVRENSEL)

                                                                                ***

(3)-Yandaş Eğitim Bir Sen Sendikası'nın öğretmenlere hediyesi bakanlığın çıktı

Çorum’da 24 Kasım Öğretmenler gününde Eğitim Bir Sen Sendikası'nın okullara hediye olarak dağıttığı çikolataların paketlerindeki etiketler kaldırılınca, Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Çorum Belediyesi amblemlerinin yan yana veya üst üste kullanıldığı görüldü.(YENİÇAĞ)

                                                                               ***
(4)-Valilik izin vermedi: Erdoğan'ın dolduramadığı meydanı Kılıçdaroğlu'na kapattılar

Mersin Valiliği, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen aylarda dolduramadığı Cumhuriyet Alanı'nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun miting yapmasına izin vermedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sürecini Mersin’de 4 Aralık’ta yapacağı mitingle başlatacağını duyurdu. CHP Mersin İl Başkanlığı Kılıçdaroğlu’nun mitingi için kent merkezinde bulunan Cumhuriyet Alanının tahsis edilmesini Mersin Valiliği'nden talep etti. CHP’nin bu talebine yanıt vermeyen valilik, CHP il başkanının ısrarlı soruları üzerine yanıt verdi ve alanın CHP mitingine açılmayacağını bildirdi.(ABİDİN YAĞMUR-BİRGÜN)

                                                                                         ***
(5)-AKP kayyumu AKP’nin izinde

Kayseri Develi Kaymakamı Sinan Aslan’ın, Van İpekyolu Kaymakamı ve İpekyolu Belediyesi Kayyumı olarak görev yaptığı dönemde, belediyeye 27 kişiyi usulsüz olarak işe aldığı ileri sürüldü. İsminin açıklanmasını istemeyen yurttaşlar, “İpekyolu, kayyum Aslan yönetimindeyken, yakın çevresindeki kişilerin çocukları, eşleri işe alındı. Belediyeler, torpille ve mülakatsız işe alımlarla doldu” dedi.Yurttaşlar, Aslan’ın, Beyaz TV’de eski bir program sunucu olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğretim Üyesi Oğuz Han Öztay’ı belediyede basın ve halkla ilişkiler müdür vekili olarak atadığını, TÜGVA Edremit İlçe Temsilcisi Doğan Nurses’i de başkan yardımcısı olarak görevlendirdiğini söylediler. Yurttaşlar, Nurses’in halen başkan yardımcılığı görevine devam ettiğini, bunun yanısıra belediyede iki müdürlüğü de yürüttüğünü de kaydetti. Sinan Aslan’ın yakın çevresinden liyakatsiz olarak işe aldığı iddia edilen isimler şöyle: “Oğuz Han Öztay’ın YYÜ’den arkadaşı Öğretim Görevlisi Metin Öndeş’in oğlu Muhammed Bilal Öndeş, Oğuz Han Öztay’ın arkadaşı Tayyar ÖzçiçekYazı İşleri Müdürü Ceren Arat’ın kardeşi Soner Arat, Ceren Arat’ın kuzeni Ezgi Arat, 19. dönem Van Milletvekili Mustafa Kaçmaz’ın yeğeni Uğur Kaçmaz, Sinan Aslan’ın koruma şoförü Hüseyin Karakuş’un oğlu Hamza Bilal Karakuş, Van TSO üyesi Veysel Durmaz’ın kızı Tuğbanur Durmaz, Belediye Başkan Yardımcısı Sait Çakırtaş’ın kızı Rabia Çakırtaş, Belediye Başkan Yardımcısı Birol Duman’ın oğlu Muhammed Semih Duman.”(İlayda Kaya-Cumhuriyet)

                                                                     ***
(6)-Felaketten bile rant yarattılar

Kastamonu’da ağustos ayındaki sel felaketinde zarar gören yollar ile Çatalzeytin Köprüsü, eski AKP Trabzon İl Başkan Yardımcısı İsmail Keleş’in şirketine yaptırıldı. Karayolları, AKP’li Keleş’in şirketine 110 milyon TL ödedi.

SARIOSMANOĞLU İNŞAAT

Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, Karayolları Genel Müdürlüğü, 23 Eylül’de “Devrekâni-Çatalzeytin Yolu İle Bozkurt Yolu Sel Hasarları Yapım İşi ve Çatalzeytin Köprüsü Yapım İşi” adı altında bir ihale düzenledi. Pazarlık usulüyle düzenlenen ihale tam 110 milyon 275 bin TL’ye Sarıosmanoğlu İnşaat’a verildi.Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre de Sarıosmanoğlu İnşaat Şirketi’nin en büyük ortağı İsmail Keleş. Aynı zamanda AKP’nin eski Trabzon İl Başkan Yardımcısı ve il genel meclisi üyesi de olan İsmail Keleş, 24 Haziran 2018 seçimlerinde Trabzon'da AKP’li yöneticilerle birlikte sokakları gezerek Erdoğan için oy istemişti.(İsmail Arı-BİRGÜN)                              ***

(7)-Konu Ensar olunca kurallar teferruat

Yozgat’ta el konulan cemaat yurdu bir süre KYK yurdu olarak kullanıldı, ardından “Doluluk 100 öğrencinin altına düştü” denilerek Ensar Vakfı’na devredildi. Ama Ensar’ın yurdu 80 kişilik kontenjanla hizmet veriyor.

İktidarın, kendisine yakın vakıf ve derneklere sağladığı ayrıcalıkların bir yenisi daha gün yüzüne çıktı. Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) bünyesindeyken "Talep yok" denilerek kapatılan öğrenci yurdunun Ensar Vakfı’na devredildiği öğrenildi. CHP Yozgat Milletvekili Ali Keven, “Bakanlık elindeki binayı neden Ensar’a devreder? Bu öğrencilerin devlet yurdunda okumaya hakkı yok mu?” diye sordu.Yozgat Boğazlıyan’da bulunan ve Gülen yapılanmasına ait olan yükseköğrenim öğrenci yurdu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminden kısa bir süre sonra kapatıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı'na devredilen yurt, KYK yurdu olarak yeniden hizmete açıldı. TÜGVA’ya ait olduğu iddia edilen ve kamuoyuna sızdırılan "Yurt Talep Listesi" isimli dosyada da ismi geçen yurdun kapısına, "Öğrenci sayısı 100'ün altına düştü" denilerek kilit vuruldu.Kapatılan yurt, 2018 yılının sonunda Ensar Vakfı’na devredildi. Ensar’ın, 100 kişinin altına düştüğü gerekçesiyle kapatılan yurdu, 80 öğrenci kapasitesiyle kız yurdu olarak işlettiği ortaya çıktı.(Mustafa Bildircin-BİRGÜN)

                                                                                 ***

(8)-Beyaz Yürüyüş’te hekimler hepimiz için yürüdü!

Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) çağrısıyla, “Emek bizim söz bizim” sloganıyla İstanbul’dan başlatılan Beyaz Yürüyüş bugün Ankara’da sona eriyor.

23 Kasım’da İstanbul’dan yola çıkan; 24 Kasım’da Kocaeli, 25 Kasım’da Bursa, 26 Kasım’da Eskişehir’de basın açıklamaları ve yaptıkları ziyaretlerde taleplerini dile getiren hekimler, bugün Ankara’da düzenleyecekleri Beyaz Forumla Beyaz Yürüyüş’ü tamamlayacak. Kocaeli’nde yapılan basın açıklamasında, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı amaçlarını; “Emeğimizin karşılığını vermiyorlar, vermeyecekler bizler yaşamdan yana bir mücadelede her gün yüzlerce insanı yitirmek istemiyoruz. Beş dakikaya sığmayan sağlık hizmetiyle karşı karşıya kalan ve bir aynı hastanın 252 kez hastanelere başvurmak zorunda kalmasına karşı mücadele ediyoruz. Hastalarımızın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için mücadele ediyoruz. Bizim taleplerimiz sadece sağlık emekçilerinin, hekimlerin değil tüm toplumun talepleridir” diyerek dile getirmişti.(İhsan Çaralan-Evrensel)

SOL (KISA KISA - 27/11/2021)

 


(1)-Antalya'da sokak ortasında kadına bıçaklı saldırı

32 yaşındaki kadın eşinin erkek kardeşi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Hastaneye kaldırılan kadının durumu ağır.

Ali D. aldığı bıçak darbeleriyle yere yığılan Naciye D.'yi darp ederek saçından sürükledi. Genç kadını görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Bölgeye polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

5 yerinden bıçak darbesi aldığı belirlenen ve durumunun ağır olduğu öğrenilen Naciye D., ambulansla Serik Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Gözaltına alınan Ali D. ise polis merkezine götürüldü. 

(2)-Liseliler gerici öğretmene karşı imza kampanyası başlattı: Kız-erkek oturulmasını yasakladı

Ankara Reha Alemdaroğlu Anadolu Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Ali E.’nin gerici söylem ve davranışları öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandı.

Ali E.’nin derslerinde kız ve erkek öğrencilerin yan yana oturmasına izin vermediğini,  kıyafetlerine ve koridorda beraber durmalarına karıştığını, iki arkadaşın birbirine sarıldığını gördüğünde gerici söylemlerde bulunduğunu aktaran Reha Alemdaroğlu Anadolu Lisesi öğrencileri okullarında böyle bir öğretmen istemediklerini dile getirerek bir imza kampanyası başlattılar.

(3)- Kadın işçiler isyan etti: ‘Çalışırken ölüyoruz’ 

Mersin’de paketleme işi yapan 300 kadın işçi aldıkları yevmiye ücretinin azlığına, iş güvenliği önlemi alınmadan çalıştırılmalarına ve bu sırada arkadaşlarını kaybetmelerine isyan etti. Kadın işçiler Mersin Toptancı ve Sebze Meyve Hal Kompleksi önünde eylem yaptı.

Sabahın erken saatlerinde Hal Kompleksi önüne gelen kadınlar, ağır çalışma koşullarından şikâyet ederek, ciddi bir yıpranmayla karşı karşıya kaldıklarını ve sağlıklarının da tehdit altında oluğunu söyledi. 

Edinilen bilgiye göre, kadınlar hiçbir güvencenin olmadığı şartlarda çalıştırılırken, iş güvenliği önlemi, denetim ya da sigorta girişleri de yok.

Öte yandan işçilerin ağır şartlara rağmen yevmiyelerinin 140 TL civarında olduğu öğrenildi.

(4)- Yedi gün yoğun bakımda kalan işçiyi tehdit edip sahte ifade hazırladılar

15 metre yükseklikten düşüp 7 gün yoğun bakımda kalan işçinin çalıştığı firma, işçi hakkında sahte ifade hazırlattı ve işçiyi tehdit etti.

Gaziantep’te yaklaşık 15 metre yükseklikteki bir işyerinin çatısından düşen işçi ağır yaralandı. Olay sonrasında hastaneye kaldırılan işçi, 7 yoğun bakımda kaldı. Belden aşağısını kullanamayan işçi şimdi ise çalıştığı firmanın dava açılmaması yönündeki tehdidi ile mücadele ediyor.

Düşüş nedeninin inşaattaki iş güvenliği eksikliklerinden dolayı yaşandığını aktaran Çatal, “Oraya bir merdiven daha atıp inşaatın çatısına çıkmam gerekiyordu. Merdiveni alıp çıkmak isterken dengemi kaybettim. Ayağımın altındaki kısım plastikmiş. Orası kırılınca kendimi bir anda aşağıda buldum. Oradan sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü açtığımda hastanedeydim. 6 gün yoğun bakımda yatmışım. 7’nci gün gözümü açtım. Yere çakılınca sol kolum kırıldı. Belimde çok sayıda kırık var. Sol baldırımda kırık var. Kaburgamda kırık var. Şu anda belden aşağısını kullanamıyorum” ifadesini kullandı.

'Ben ifade yazıldığı tarihte uyanık bile değildim'

Yoğun bakımda tedavi gördüğü esnada adına sahte emniyet ifadesi düzenlendiğini aktaran Çatal, ifadenin işyeri sahibinin işine geleceği şekilde düzenlendiğini vurguladı. İfadede firmanın isminin geçirilmediğini paylaşan Çatal, “İmza benim değil sahte imza atmışlar. Ben ifadede yazılan tarihte uyanık bile değildim. Polisleri de kullanıp adıma sahte ifade hazırlamışlar. Olayın ardından patronlar hastaneye dahi gelmediler. Ben canımın derdindeyken bana tehdit mesajı atıyorlar. Mesajda ‘Bize dava açma. Şikayetçi olmazsan bir sene sana bakarız. Ama dava açarsan biz de sana dava açarız. Hastaneye senin için ödediğimiz parayı fazlasıyla senden alırız’ yazıyor. Benim 2 tane çocuğum var. Kiracı bir insanım. Bir kazancım olmazsa ailemin nasıl geçimini sağlayacağım. Şuan yardıma muhtaç bir haldeyim. Yetkililerden yardım bekliyorum” diye konuştu.

Firma tehdit etti

Çatal’ın babası Ahmet Çatal ise olayın ardından firmanın kendilerine yardım etmek yerine tehdit ettiğini belirterek, “Hastane parasını bizden çıkaracaklarmış. Oğlum orada sigortalı da çalışmıyordu. Sigortasını yapmamışlardı. Orada hiçbir güvenlik önlemi yok. İnşaat da kaçakmış. Şu an tek tesellimiz oğlumuzun canının sağ olmasıdır. Oğlumun adına sahte ifade hazırlamışlar. Biz dava açıp hakkımızı arayacağız. Ben yetkililere sesleniyorum. Bunlar nasıl sahte ifade hazırlıyor” ifadesini kullandı.

(5)- Pompalı tüfekli saldırgan Çiçek Pasajı'nda ateş açtı: 'Tüm mekanı korkuya boğdu'

İstanbul Beyoğlu, İstiklal Caddesi’nde meydana gelen olayda gece geç saatlerde Çiçek Pasajı'na gelen bir kişi pompalı tüfekle havaya ateş açtı.

O esnada Çiçek Pasajı’nda bulunan müşterilerden biri, sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarda olay anını anlatarak, “Elinde pompalıyla ne yaptığı belli olmayan bir adam tüm mekanı korkuya boğdu. Tek el açılan ateşle yüreğimiz ağzımıza geldi! Ülkenin çivisi çıktı. Eli silahlı insanlar keyfince davranıyorlar” dedi.

(6)- İzmir'de 22 yaşındaki kadın sokak ortasında bıçaklandı

İzmir'in Konak ilçesi Basmane Meydanı'ndaki gar binasının önünde kimliği henüz belirlenemeyen bir erkek tarafından bıçaklanan A.Y. caddenin karşısına geçerek bir lokantanın önünde yere düştü.

Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan 22 yaşındaki A.Y'nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. 

'Türk Dünyası' neden şimdi ortaya çıktı? - Erhan Nalçacı / SOL

 'Türk Dünyası Haritası' emperyalist dünyada sonu gelmeyen tehlikeli bir macera olmasının yanında Türk patronlar semirirken Türk ve her halktan emekçinin sömürüldüğü bir coğrafya hayalini sunuyor.

14 Kasım’da Bahçeli’nin Erdoğan’a hediye ettiği, kendisinin üzerine çalışıp çizdirdiği söylenen 'Türk Dünyası Haritası' görülüyor.

On gün kadar önce Bahçeli Cumhurbaşkanlığını ziyaret ettiğinde Erdoğan’a bir “Türk Dünyası Haritası” hediye etti.

Ama ne harita, Balkanlardan Orta Asya’nın tamamına, oradan Sibirya’ya ve Çin’in Uygur bölgesine kadar en az on bağımsız devletin sınırlarını ortadan kaldırıyor!

Karşı taraf ciddiye alsa savaş çıkar.

Kürt milliyetçileri zaman zaman beş ülkenin içinden bir “Kürt Dünyası Haritası” yayınlıyorlar, bundan pek farkı yok.

Peki, neden şimdi bu harita çıktı ortaya?

Cumhur Cephesi yönetme krizine girdiği için dikkat mi dağıtmak istiyor? 

Belki de, ama bu çok basit bir açıklama olurdu. Aksine Türkiye sermayesinin Orta Asya’daki uzun vadeli ve AKP sonrası siyasi oluşumlar tarafından da devralınacak bir yönelimine dikkatimizi vermeliyiz. 

Daha önce bu konuya değinmiştik, bütünlük açısından okuyucu göz atabilir. Şu anda Orta Asya çok büyük bir emperyalist rekabete sahne oluyor. Dünyanın başlıca üretim merkezi haline gelen Çin’de üretilen metalar Yeni İpek Yolu üzerinden Orta Asya’yı kullanarak dünyaya dağılacak. Aşağıdaki haritadan güzergâhı hatırlayabiliriz.


Yeni İpek Yolu’nun Çin’den çıktıktan sonra Kazakistan, Özbekistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye güzergâhını kullanan Doğu-Batı Orta Hattı görülüyor. Azerbaycan-Ermenistan Savaşı’ndan sonra söz konusu hattın Azerbaycan, Ermenistan, Nahçıvan üzerinden (kırmızı ile işaretlenmiş) daha da kısalması söz konusu. Haritada görülen hat aynı zamanda enerji koridorlarını da kapsıyor.

Ama hiçbir yolun kapitalizmde masum olmadığını biliyoruz, her yeni yolun etrafına sermaye yığılır. Bu yol hattı boyunca ucuz emek gücünün sömürülmek üzere sunulacağı serbest bölgeler şimdiden inşa ediliyor.

Yapısal krizindeki kapitalizme bir canlılık katacağı düşünülen bu yol hattı boyunca birikecek sermayeyi askeri olarak da korumak gerekiyor.

Rekabet de burada başlıyor. Gerilim içindeki ittifaklar diğerlerine karşı hamle yaparken aynı zamanda birbirlerine karşı da pozisyon kolluyorlar. Örneğin, henüz Orta Asya devletlerinde askeri üssü olmayan Çin’in Afganistan ile gerilim yaşayan Tacikistan’da polis üssü açacak olması muhtemelen Rusya’nın hoşuna gitmedi.

ABD ise 2000’ler boyunca Orta Asya’da sürekli geriledi. Özbekistan ve Kırgızistan’daki renkli devrim girişimleri fiyaskoyla sonuçlandı. ABD’nin beşinci kolu Gülen Tarikatı Orta Asya’da çok etkiliydi, ancak 2016’da malum duvara tosladı. Şimdi ABD’nin kullanabileceği hemen hiçbir askeri üs kalmamış gözüküyor. ABD sürekli bir faaliyet içinde bir gedik açabilmek için. Dün Kırgızistan’daki kim bilir kaçıncı sivil darbe girişimi de muhtemelen bu faaliyetin sonucudur.

Bölgede ekonomik olarak Çin hegemonyası söz konusuyken askeri olarak güvenliği başlıca eski Sovyet Cumhuriyetlerinden gelen bağlarını kullanan Rusya tarafından sağlanıyor. 

İşte böyle bir pozisyonda Türkiye sermaye sınıfı Orta Asya seferine çıkmış gözüküyor. Hem kendi çıkarları hem de yeri gelince ABD ve NATO’ya elde ettiği pozisyonları pazarlık masasında sunmak için.

İki hafta kadar önce Yassıada’da Türk Konseyi’ne üye ve gözlemci ülkelerin siyasi liderleri toplandı ve birliğin adının “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştiğini bu vesile ile öğrendik. Teşkilata üye ülkeler Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Türkiye iken, Türkmenistan ve -ne alaka demeyin- Macaristan gözlemci ülke olarak katılıyor.

Zirve sonucunda 121 maddelik bir bildiri yayınlandı. Vakti olan bakabilir, bu kapsamlı bildiri sermaye hegemonyasında geniş çaplı bir siyasi birliğe işaret ediyor. İçinde askeri konular yok ancak Türkiye’nin buradaki devletlerle birçok ikili askeri anlaşma imzaladığı ve yürüttüğü biliniyor. Bu durumun özellikle Rusya tarafından giderek artan bir kaygı ile izlendiğini söylemeye gerek yok.

Türkiye sermaye sınıfı daha yola çıkarken 19. yüzyılın başındaki milliyetçilik dalgası içinde ve Balkanlardaki kayıplardan sonra gözünü doğuya, Türki nüfusların yaşadığı yerlere dikmişti.  Buna son veren, çeşitli salınımlardan sonra Bağımsızlık Savaşı içindeki Ankara’nın Bolşeviklerin İngiliz emperyalizmine karşı vereceği destek karşılığında Turancılıktan vazgeçmesi oldu. Turan peşinde koşan maceracılar ise İngiliz emperyalizminin işbirlikçisi konumuna düştüler.

Sonuçta “Türk Dünyası Haritası” emperyalist dünyada sonu gelmeyen tehlikeli bir macera olmasının yanında Türk patronlar semirirken Türk ve her halktan emekçinin sömürüldüğü bir coğrafya hayalini sunuyor.

Tabi ki bölgede ne Rus sermayesinin hegemonyasını ne de ulusları ayıran sınırları mutlaklaştırmak gibi bir niyetimiz var. Bu geniş coğrafyanın bütünleşmesi emekçi sınıfların iktidarında eşitlik ve özgürlüğün bayrağı altında yaşanacak.

Erhan Nalçacı / SOL

26 Kasım 2021 Cuma

BİRGÜN(KISA KISA GÜNDEM - 26/11/2021)

26 KASIM 2021

Başkanın ülküsü dolandırıcılık / Mustafa BİLDİRCİN

Osmanlı Ülkü Ocakları Federasyonu Genel Başkanı Turgut Başdaş hakkında, “Organize suç örgütü kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçu” işlediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğu ortaya çıktı. Suç duyurusuna konu iddiaya göre Başdaş, beraberindeki iki kişi ile birlikte 84 yaşındaki A.İ. isimli kadının imzasını taklit ederek yüksek bedelli senetler düzenledi ve yaşlı kadına yönelik icra takibi başlattı.

                                                                      ***

Diyanet'in aile içi şiddete karşı çözümü: Fabrika ve kahvehane sohbetleri-BİRGÜN

Diyanet İşleri Başkanlığı, aile içi şiddete yönelik başlattığı yeni bir projeyi açıkladı. Proje kapsamında, fabrika ve kahvehane sohbetleri gerçekleştirilecek. Açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Kur'an ve sünnet rehberliğinde "Ailenin Korunması ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesinde Toplumsal Farkındalığın Sağlanması" projesini hayata geçirdiği belirtildi.Proje kapsamında, fabrika ve kahvehane sohbetleri gerçekleştirilecek, bu sohbetlerde "Şiddet İnsan Onuruyla Bağdaşmaz" konulu sunum yapılacak.

                                                                                 ***

Ruhsat bile yokken göreve başlamışlar (Nurcan Gökdemir)

Şehir hastanelerinde yeni bir rant kanalı tespit edildi. Tahsis ve ruhsat süreçleri bile tamamlanmadan göreve başlatılan müşavir firmalara, 1850 güne varan süre uzatımları için fazladan milyonlarca lira ödeme yapıldı. Sayıştay raporu, şehir hastanelerindeki bir usulsüzlüğü daha ortaya çıkardı. Buna göre, kamu özel işbirliği modeli ile inşa edilen hastane projelerinde çok sayıda müşavir firma, daha arsa tahsisi ile ruhsat süreçleri tamamlanmadan ve yüklenicilere yer teslimi yapılmadan yıllar önce işe başlatıldı ve bu firmalara milyonlarca liralık fazla ödeme yapıldı.

                                                                              ***

Bakanlık, İBB'nin teklifini 8 aydır bekletiyor (BİRGÜN)

İBB, Devlet Arşivleri tarafından kullanılan Kağıthane’deki araziyi Maliye Hazinesi’ne devretmeyi teklif etti. 

Çevre Şehircilik Müdürlüğü teklifi 8 aydır inceliyor. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’nın 14 Ekim 2019 tarihli yazısı üzerine İBB tarafından, İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne 28 Temmuz 2020 tarihinde bir yazı yazıldı. 

Söz konusu arazinin, 573 milyon 530 bin 253 TL bedel üzerinden, İBB’nin ve bağlı kuruluşlarının vergi borçlarından mahsup edilmesi ve kalan bedelin İBB’ye ödenmesi şartıyla Maliye Hazinesi’ne devredilmesinin uygun olacağı bildirildi. Devir talebine cevap verilmemesi üzerine İBB, 11 Mart 2021 tarihinde bir yazı daha yazarak, gerekli işlemlerin başlatılmaması halinde, Devlet Arşivleri Başkanlığı tarafından kullanılan arazi için tazminat talebinde bulunulacağı bildirildi. 

Akabinde 15 Eylül 2021 tarihinde ecrimisil(kira) ihbarnanesi ile, tahsis süresinin sona erdiği 2019 yılı sonundan, 31 Ağustos 2021 tarihleri arası için 16 milyon 217 bin 989 TL kira bedeli tahakkuk ettirildi. Durum bu aşamadayken İBB Meclisi’nde çoğunluğa sahip AKP Grubu geçtiğimiz ekim ayında, söz konusu arazilerin Devlet Arşivleri Başkanlığı’na 25 yıl bedelsiz tahsis edilmesi yönünde karar çıkarttı. İmamoğlu bu kararı veto etti. Meclis bugün kararı yeniden görüştü. AKP’nin çoğunluk oyu ile Meclis kararında ısrar edildi. Kesinleşen Meclis kararı için İBB’nin sadece, konuya yargıya taşıma hakkı bulunuyor.

                                                                             ***

Tuncel Kurtiz bizi hep yüreklendirdi.(Işıl Çalışkan)

Tuncel Kurtiz’in sürgün yıllarından filmlerin ilk kez izleyiciyle buluşacağı Gezici Festival’in yolculuğu yarın başlıyor. Direktör Emre, Kurtiz’in aynı zamanda festivalin en büyük destekçilerinden biri olduğunu söylüyor. 26’ncı Gezici Festival yarın ilk durağı olan Ankara’da başlıyor. Bu yılki rotasında sırasıyla Ankara, Sinop ve Kastamonu’daki sinemaseverlerle buluşacak festivalin programında Dünya Sineması, Kısa İyidir, Türkiye Sineması gibi klasikleşen bölümler yer alacak. Festivalin yola çıkış hikâyesini sorduğumuz Başak Emre, “Gezici Festival’in yola çıkışındaki amacımız sineması olmayan, kültür sanata uzak şehirlere gitmek, oradaki izleyicilerle sinemacıları, dünya ve Türkiye sinemasının son örneklerini buluşturmaktı. 2013 yılında hayata veda eden Tuncel Kurtiz’in Gezici Festival’in 25 yılı doldurmasındaki önemine değinen Emre, “Tuncel Kurtiz yorulduğumuz, zorlandığımız, artık yapmasak mı dediğimiz anlarda bizi hep yüreklendirdi. ‘Devam edeceksiniz, çok önemli bir iş yapıyorsunuz’ derdi.