2 Şubat 2023 Perşembe

Tarikatın denetlenmesi sorusuna yanıt veremedi, komisyonu terk etti + İşte son yıllarda ortaya çıkan tarikat bağlantılı istismar olayları: Münferit değil sistematik! (SOL)

 Tarikatın denetlenmesi sorusuna yanıt veremedi, komisyonu terk etti (SOL)

TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu'nda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, Hiranur Vakfı'nın denetlenip denetlenmediği sorusuna yanıt vermedi, komisyonu terk etti.

İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.’nin, altı yaşında “imam nikahı” ile evlendirildiğinin ortaya çıkmasının ardından kurulan TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu, bugün üçüncü kez toplandı.

Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri, milletvekillerine bilgi verdi.

TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu’nun dinlediği Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu; Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi altı yaşındayken, 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli’yle “dini nikahla” evlendirmesine ilişkin; “Münferit olayların basın üzerinden yansıması sonucu bu olaylar oluşuyor. Sanki bakanlık, olay olduğunda harekete geçiyor gibi. Öyle değil. Bizim yıllık planlanmış eylemlerimiz var” dedi.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren ise komisyon üyelerinin Hiranur Vakfı’nın denetlenip denetlenmediğine ilişkin sorusuna yanıt vermedi. Milletvekillerinin tepkisi üzerine de komisyon salonunu terk etti.

'Elimizde veri yok'

Komisyon Başkanı AKP Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Cemal Özdemir’e; “Bakanlığınızda hangi okullarda hangi tür istismar oluyor, bakanlığınızda böyle bir veri var mı? Bir konuda eğilim tespit edebilir misiniz?” sorusunu yöneltti.

Aydoğdu, “E-Rehberlik modülümüz var. O sistemin içerinde bunlar, okulumuz rehberlik servisi, okul müdürlerimiz tarafından sisteme giriliyor. Sayıları oradan alınabiliyor” yanıtını verdi.

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, “Veri var mı?” diye soruyu yineledi. Genel Müdür Özdemir, “Şu anda elimizde bir veri yok. Verileri almamız gerekiyor” dedi. Komisyon Başkanı Aydoğdu ise “Verileri almamanız eğitim politikası mı?” diye sordu. Özdemir, “Mahremiyetle, özel şeye girdiği için. Olaylar olduğunda Bakanlığımızın bilgisi dahilinde çalışmalar yapılıyor” karşılığını verdi.

Aydoğdu, olaylara ilişkin verileri istediklerini kaydederek, gidişatın olumlu yönde mi, olumsuz yönde mi gittiğini anlamak için verilere ihtiyaç olduğunu söyledi.

'Veriniz yok, istatistik tutulmuyor'

CHP’li Suzan Şahin, “Olayın nerede olduğunu, ne nedenle olduğunu bilmezseniz, bu veriye sahip değilseniz, bilgileriniz yoksa politika da üretemezsiniz strateji de. Birinci aksaklık burada. Kurumlar arası iletişim yok, veriniz yok, istatistik tutulmuyor” tepkisini gösterdi.

'Veri üreten bir sistem'

Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır ise şunları söyledi:

Olaya muhatap olan çocukların şikâyetin ya da olayın ortaya çıkmasından itibaren sürecin sonuna kadar takip sistemidir. Bu konuda elektronik izleme sistemimiz mevcuttur. Bu tür vakaların tamamı izlenmekte, değerlendirilmekte ve bütüncül politika önerilerine yönelik de çalışmalar yapılmaktadır. Sayın vekillerimizden birisi sordu, bu olaylar nerede yoğunlaşıyor, hangi yaş türünde, hangi branşta yoğunlaşıyor konusunun cevabı evet. Bu konuda bizim sistemimiz çok ayrıntılı parametrelerle veri üreten bir sistem. Bu üretilen verilere yönelik de gerekli tedbirler alınmaktadır.

Şu anda, ortaöğretim bağlamında MEB’e bağlı tüm yurtlar teması altında, denetlenmektedir. 2 bin 682 yurt faaliyet göstermekte ve bu yurtların kısa bir süreçte yarıdan fazlası denetlendi. 2023 sonuna kalmadan bütün yurtlar denetleniyor… Biz, usulünce olur almış yurtların hepsini denetliyoruz. Bu yıl özellikle biz eylül ayından itibaren başladık, bütün yurtları denetleme politikası uyguluyoruz. İhbar eden öğretmen sayısı çok az diye bir bilgi geldi. Öğretmenlerimiz sadece MEB’e bildirmekle yetinmiyor, anında kolluk güçlerine bildiriyorlar.”

'İnceleme süreci devam ediyor'

CHP’li Şahin, “Savcılığa konu olmuş cinsel istismar davalarının kaçının ihbarcısı öğretmenler ya da MEB?” diye sordu. Çakır, “6 yaşındaki çocuğumuz konusunda da teftiş olarak sorumlulara ilişkin inceleme süreci devam ediyor” dedi.

'40 bin çocuk devamsız'

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Tuncay Morkoç, bakanlığın sistemi hakkında şu bilgileri verdi:

Bizim sistemimize girmiş bir çocuğun ondan sonra sistemden çıkması mümkün değildir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden aldığımız yaşa göre. 2003 ya da 2004’te kaydolması gereken bir çocuğumuz o. Bizim sistemimize kayıtlı olan bütün çocukları hemen hemen, takip ediyoruz. İlköğretim kurumlarında 40 bin civarında devamsız gözüken çocuk vardır. Okula gelmemiş. Hemen hemen yüzde 99’a yakını da yurt dışı temalıdır. Gidişlerde belki bir veli meselesi olabilir. Pasaport ile yurt dışına çıkan çocuğu biz de sisteme yansıtamadığınız için onu bulma şansımız da olmuyor. Gidiyoruz adreste yok. Bizim kayda düşen çocuğu okul müdürü takip eder, nerede diye. Hepsinin kayıtları vardır.”

'Münferit olaylar' savunması

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu ise “Münferit olayların basın üzerinden yansıması sonucu bu olaylar oluşuyor. Sanki bakanlık olay olduğunda harekete geçiyor gibi, öyle değil. Bizim yıllık planlanmış eylemlerimiz var… Sonuç itibariyle her şeyin MEB’den beklenmesi de adil bir bakış açısı oluşturmuyor. Her kurum kendi üzerine düşün süreci yürütmesi gerekiyor. En temelde iletişim var. Ailede, çevrede ve okul içinde iletişim süreçlerini sağlıklı yürüttüğümüzde bu olayların oranının çok çok düştüğünü görüyoruz” diye konuştu.

Denetleme sorusuna cevap vermedi komisyonu terk etti

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, milletvekillerinin Hiranur Vakfı’nın denetlenip denetlenmediğine ilişkin sorusuna “Yazılı olarak cevap vereceğim” dedi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “Bu soruya cevap vermeyecekse komisyona niye geldi?” diye tepki gösterdi. Gülveren ve bürokratlar muhalefetin itirazlarına rağmen komisyonu terk etti ve komisyon toplantısı sona erdi. (SOL)

                                                                  /././

 İşte son yıllarda ortaya çıkan tarikat bağlantılı istismar olayları: Münferit değil sistematik! (SOL)

Laikliğin yıkılmasından bu yana ülkenin her yanında AKP eliyle tarikatlara teslim edilen çocukların çığlıkları duyuluyor.  İşte AKP’li yıllardaki taciz ve tecavüz vakalarından bazıları…

Sonuncu vaka İsmailağa şeyhlerinden birinin altı yaşındaki kızına sistemli tecavüz. AKP “münferit” diyor ama çocukları birbirlerine hasta oldukları için değil, inanç kisvesi altında peşkeş çekiyorlar. Tarikat yöneticilerine sınır yok, tecavüzlerin münferit olmadığı, tarikatların iç işleyişi nedeniyle sistematik bir nitelik kazandığı görülüyor.

2011: Tarikatta kaset kavgası

Karagümrük çetesi olarak bilinen suç örgütüne ilişkin güvenlik güçlerinin 5 aylık takibinin ardından, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ünlü’nün gizli çekimle kaydedilmiş seks görüntülerinin bulunduğu ve bu görüntüleri yaymakla tehdit ederek kendisinden para isteyen eski koruması Hamit Duysak için, bağlantılı olduğu mafya üyelerinden yardım istediği ortaya çıktı.

Cemaati, Cübbeli Ahmet’e ait olduğu iddia edilen seks kasetindeki kişinin Cübbeli Ahmet Hoca değil, ona benzetilmeye çalışılan bir "dublör" olduğunu ileri sürdü. 

2011: Cennet vaadiyle badeleme

Bursa’da dergâhına gelenlerle “cennet vaat ederek” cinsel ilişkiye giren ve kendisini tarikat şeyhi Uğur Korunmaz davası Türkiye’nin karşılaştığı belki de en mide bulandıran davalardan biriydi. Tarikat içinde bu eyleme “badeleme” deniyordu. Korkmaz, Nakşibendiliğin Halidiye Koluna bağlı Kırklar Cematinin şeyhiydi. Onlarca müridi Uğur Korkmaz’a hem kendilerini hem de eşlerini sunmuşlardı. 2011 yılında bir ihbar sonucu yakalanan Badeci Şeyh ve 2013’te cinsel istismar suçundan 188 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

2012: Uganda’da tecavüz

Uganda, Fethullah Gülen okulunda öğretmenlik yapan Emin Baro aracılığıyla taciz ve tecavüz olay ile tanıştı. Uganda’da küçük yaşta kızları taciz edip, görüntülerini satan Emin Baro tutuklandı. Mahkemede suçunu kabul eden Baro’ya 2 yıl hapis cezası verildi, ardından bu ceza 4 bin lira para cezasına çevrildi. Baro, böylece serbest kaldı.

Ancak mahkemenin kararı ülkede büyük tepkiye neden oldu. Hukukçular ve sivil toplum kuruluşları ayaklandı. Bu gelişmeler üzerinde Uganda Başbakanı Amama Mbabazi devreye girdi. Emin Baro yeniden yakalandı ve tutuklandı. İdam cezası verilebileceği belirtilen Emin Baro’nun Uganda’da Fethullah Gülen’in Işık Koleji’nde öğretmenlik yapıyordu.

2012: Güdül’de Süleymancılar var

Ankara'ya 80 kilometre mesafede bulunan 3 bin nüfuslu Güdül İlçesi, Süleymancıların kontrolündeki özel bir yurtta kalan 13 öğrenciye taciz ve cinsel istismarda bulunulduğu ortaya çıktı. Güdül Belediyesi'nde çalışan evli 2 çocuk babası M.K.S.'nin Güdül'de 60 öğrencinin kaldığı yurttan, evci iznine çıkan 13 liseliye taciz ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanarak cezaevine kondu.

2013: İşi Kuran Kursuna gelen kadınları taciz

Aksaray Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi, Sakallı Hoca lakaplı şeyhin, izinsiz olarak açtığı Kuran kurslarına gelen kadınları, dini duygularını istismar ederek etkilediği ve onları ilişkiye zorladığı, yine dini duygularla çevresinden para topladığı yönünde ihbar aldı. Bunun üzerine harekete geçen polis, Mustafa Ç.'nin Aksaray'da iki ayrı noktada izinsiz olarak dini eğitim verdiğini saptadı. "Sakallı Hoca" Kuran kursuna gelen 13 kadına cinsel istismarda bulunmuştu.

2014: Tecavüzcü tarikatçıya iyi hal indirimi

F.M. adlı bir erkek çocuğunun şikâyeti üzerine Nur Cemaati’nin Suffa Eğitim Vakfı’na ait erkek öğrenci yurdunda 2011-2014 yılları arasında idareci olarak görev yapan Mehmet Sıddık Çiçek’e soruşturma açıldı. F.M., ifadesine, 2014 yılında biri mescitte olmak üzere, Çiçek tarafından iki kez istismara uğradığını ileri sürdü. F.M.’nin anlatımları doğrultusunda R.Ö. adlı mağdura da ulaşıldı. Artık 20 yaşında olan R.Ö., Çiçek’in istismarlarını anlattı. Adli tıp muayenesinde R.Ö.’nün ruh sağlığının bozulduğu anlaşılırken, duygusal bir tavır sergilediği, gözlerinin dolduğu ve sorulara cevap vermediği ifade edildi. Hakkındaki iddiaları reddeden Çiçek’e Oltu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava 19 Ocak 2017’de bitti. Mahkeme Çiçek’e, R.Ö.’ye yönelik eylemi nedeniyle 13 yıl 10 ay 25 gün, F.M.’ye yönelik eylemleri nedeniyle de 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Fakat Yargıtay eylemlerine devam etme imkânı varken sonlandırdığı gerekçesiyle Çiçek’e daha düşük bir ceza verilmesini istedi.

2016: Böyle olur Ensar’da din eğitimi

Karaman Ensar Vakfı ve Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği (KAİMDER) ile bağlantılı olduğu söylenen yurtlarda kalan en az 10 öğrenci, onlardan sorumlu olan bir öğretmen tarafından tacize uğradı. Olay bir çocuğun yaşadıklarını bir psikoloğa anlatması ve psikoloğun konuyu yetkililere bildirmesiyle ortaya çıktı.

Karaman’da sekiz 10 yaşlarında 45 erkek öğrenciye dini vakıf yurdunda cinsel istismarda bulunduğu öne sürülen sınıf öğretmeni Muharrem Büyüktür’ün tutuklanmasının yerel bir site tarafından haberleştirildiği, ancak adliyeden gelen bir telefon üzerine haberin kaldırıldığı ortaya çıktı. Yani olay 10 gün boyunca saklandı.

Olay basına yansıyınca öğretmen Muharrem Büyüktürk tutuklandı. Büyüktürk Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’ne yakın kişilerin kiraladığı evlerde çocuklara din dersi veriyordu.

2016: Süleymancılardan kurtuluş yok

Maraş'ta Süleymancıların kontrolündeki Hamidiye Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan 4 çocuğun yurtta çalışan bir öğretmen tarafından cinsel istismara uğradığı iddia edildi. Çocuklardan birinin ailesinin şikâyeti üzerine gözaltına alınan M.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

2017: Süleymancı yurdunda çocuklara porno

Adıyaman'ın Besni İlçesi'nde Süleymancılara ait olduğu bilinen Hayrünnisa Gölbaşı Çocuk Yurdu'nda kalan iki çocuğa taciz edildiğini ortaya çıktı. İki çocuğa porno film izlettiğini ve birbirlerinin cinsel organlarıyla oynattığı anlaşılan yurt müdürü F.T tutuklandı. Müdür F.T.’ye ikinci duruşmada ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan otuz yıl hapis cezası verildi.

2018: Tarikat değil cinsel istismar örgütü

“Adnan Hoca” adıyla bilinen Adnan Oktar ve beraberindeki 176 kişi, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "çocukların cinsel istismarı", "cinsel saldırı" ve "siyasi ve askeri casusluk" dâhil birçok suç iddiasıyla 11 Temmuz 2018'de gözaltına alındı ve 18 Temmuz 2018'de çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Oktar'ın tarikat perdesi arkasında kurduğu cinsel istismar sisteminin boyutu hala araştırılıyor.

2018: Tecavüzü reddederse çarpılacağından korktu

Konya'da dini bir grupta kendisini Faruki Tarikatı şeyhi olarak tanıtan S.I. aralarında çocukların da bulunduğu 7 erkeğe cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı. Soruşturmayı tamamlayan savcılık S.I. hakkında 49 yıldan 70 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Bir arkadaşının tavsiyesi ile S.I.'nın dini sohbetlerine katılmaya başladığını anlatan mağdurlardan 27 yaşındaki M.T. de, "Kısa sürede sohbetlerinden etkilenerek devam kararı aldım. Bana cinsel tacizde bulundu. Önce direndim ama gruptakilerden ona itaat etmeyenlerin başına birçok kötü olay geldiğini duydum, sonra şeyhe direnmedim" ifadelerini kullandı.

2019: Yurtların dokunulmazlığı var

Denizli'nin Çivril ilçesinde, 12 yaşındaki ortaokul öğrencisi M.S.'nin sınıfının penceresinden attığı nottan, kaldığı Süleymancılar tarikatına ait yurttaki eğitmenin nitelikli cinsel istismarına uğradığı ortaya çıktı. Eğitmen Emre T. gözaltına alınırken, olayı gizlediği ileri sürülen yurt müdürü Murat Ç. hakkında da soruşturma başlatıldı. Olayın ardından kapatılan yurt, 2022 yılında tekrar açıldı.

2019: Tarikat yurdunda temizlik görevlisinden çocuklara istismar

İzmir'in Dikili İlçesinde İsmetpaşa Mahallesi'ndeki Süleymancılara ait özel yurtta kalan, yaşları 9 ile 12 arasında değişen 7 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunan temizlik görevlisi Ömer Faruk E., 21 Aralık 2017 tarihinde gözaltına alındı. Poliste ve sevk edildiği adliyede suçunu itiraf eden şüpheli tutuklandı ve hakkında, 7 çocuğa cinsel istismar suçundan dava açıldı.

2019: Nurcular da devrede

Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden izinsiz faaliyet gösteren Nurculara ait İlim yayma Vakfının kontrolündeki yatılı eğitim yurdunda kalan B.E.K.'ye (9) cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen kurs hocası E.K. (24) çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

2019: Sıbyan mektebinde de cinsel istismar

Bağcılar’daki İsmailağa Tarikatına bağlı Fatih Medreselerinin kontrolündeki Sübyan Mektebi’nde ‘hoca’ olarak görevli 16 yaşındaki R.U., kaçak Kuran kursunun sorumlusu L.Ö. tarafından istismara uğradığını belirterek şikâyetçi oldu. Serbest kalan L.Ö., çalıştırdıkları kaçak kursta 4-6 yaş arasında 39 çocuğun ‘dini eğitim’ aldığını söyledi.

2019: Fıkıh-Der’in fıkhı

Ümraniye’deki Nakşibendi Tarikatının kontrolündeki Fıkıh-Der’e ait yatılı kursta eğitim gören 6 çocuk kursta eğitim veren 3 kişiden tecavüz iddiasıyla şikâyetçi oldu. Başlatılan soruşturmada 3 sanık tutuklandı. 6 öğrenci şikâyetçi olurken 20’yi aşkın mağdur çocuğun bulunduğu belirtildi. Görülen davada mahkeme heyeti, 'iyi hâl' indirimi uygulayarak, Ömer Işıktekin’e 76 yıl 11 ay, Tarık Bektaş’a 25 yıl, Hacı Serkan Bektaş’ ise 37 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

2020: Uşşaki tarikatı liderinden çocuğa cinsel istismar

Fatih Nurullah takma adıyla Uşşaki tarikatı lideri olarak bilinen Eyüp Fatih Şağban, Sakarya'nın Akyazı ilçesinde müritlerini ağırladığı yazlıkta 12 yaşındaki çocuğu defalarca taciz etti. Tacize uğrayan çocuğun babasının şikâyeti üzerine gözaltına alınan Şağban, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. İhbarı değerlendiren jandarma, 27 Ağustos’ta dergâha baskın yaptı. Baskına cinsel istismara uğradığı iddia edilen küçük çocuğun ailesi de gelince dergâh üyeleri ile kızın yakınları arasında arbede yaşandı. Yaşanan arbedede tarikat liderinin yanı sıra bazı tarikat üyeleri de gözaltına alındı. Tarikattan yapılan açıklamada ise "Şahısla bir ilgimiz yok" denildi.

Şağban tecavüz olayından önce, “Devletin kontrol mekanizmalarında olalım. Ne idüğü belirsizler karar mekanizmalarına geçince Müslümanlar sıkıntı çekiyor… 15 Temmuz sonrası ‘1. Türkiye Cumhuriyeti son buldu. 2. Osmanlı kuruluyor, Tayyip Bey birinci padişahımız olarak gözüküyor’ sözleriyle gündeme gelmişti.

2020: Lut hoca büyük hoca!

Bağcılar’da sübyan mektebi olarak adlandırılan anaokulu niteliğindeki Medrese-i Gül isimli İsmailağacılara ait kaçak Kuran kursunda hoca olarak görev yapan 16 yaşındaki R.U. isimli kız çocuğunun, kurs sorumlusu Lut Ö. tarafından cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılı tarafından tamamlandı. Soruşturma kapsamında Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) ifadesi alınan mağdur R.U. sanık Lut Ö.’nün kendisine yönelik davranışlarından rahatsız olduğunu ve bunu kurstaki diğer hocalara anlattığını belirterek, “Bana Lut hoca büyük bir hocadır” dediler. Bende önemsemedim” dedi. Dosyaya giren Siber inceleme raporunda ise Lut Ö.’nün telefonunda cinsel içerikli video ve fotoğraflar tespit edildi.

2020: Müftü yardımcısı ve şoföründen çocuğa cinsel saldırı

Çorum'un Kargı ilçesinde görev yapan Müftü Yardımcısı F.K. ile müftünün şoförü H.B.A. ilçede bir çocuğa cinsel saldırıda bulundu. K.T. isimli çocuğun şikayeti üzerine soruşturma başlatılırken, F.K. ve H.B.A. açığa alındı.

2021: Süleymancılar Ordu’da

Ordu'nun Fatsa ilçesindeki bir cemaat yurdunda 12 yaşındaki öğrenciye yönelik cinsel istismarla suçlanan görevli hakkında mahkeme kararını verdi. Fatsa Ağır Ceza Mahkemesi, Yusuf K.’ye iki ayrı suçtan 48 yıl hapis cezası verdi. Süleymancılara ait yurtta geçen 2020 yılında yaşandığı ortaya çıkan olay sonrası Yusuf K. tutuklanmıştı.

2021: Ensar Vakfı’nda tecavüz var

Bitlis Ensar Vakfı’nda Din Kültürü öğretmeni olarak atanan O.S ve M.Ö.’nün Vakfa ait evlerde kalan kadınlara şantaj ile tecavüz ettiği ortaya çıktı. İddialara göre Bitlis’te Ensar Vakfı’nın önemli isimlerinden olan, her ikisi de imamlıktan istifa ederek Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Din Kültürü öğretmeni olarak atanan O.S. ve M.Ö., Ensar Vakfı’na ait çeşitli evlerde kalan 9 kadınla baskı ve şantaj ile zorla birlikte oldu. Ensar Vakfı Bitlis Şube Başkanı Uluç, bazı basın ve yayın organlarında yer alan cinsel istismar iddialarına ilişkin, 'Ensar Vakfı üzerinde oynanan oyunun bir parçasıdır.' dedi.

Bitlis Ensar Vakfı'nda din kültürü öğretmenlerinin, vakıf gönüllüsü 9 kadına şantajla tecavüz edildiği haberlerine erişim yasağı getirildi. Olayda AKP İl Yöneticileri ve İl Milli Eğitim Müdürü’nün de adı geçiyor.

2022: Uşşakinin başka vakaları ortaya çıktı

Sakarya'nın Akyazı ilçesi Kuzuluk kesimindeki tarikat dergahında, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle Uşşaki tarikatı şeyhi Eyyüp Fatih Şağban tutuklanmıştı. Fatih Nurullah adıyla bilinen Eyüp Fatih Şağban'a bir çocuğa istismar davası daha açıldı. Şağban'ın iki yıl önce dergâha gelen ve o tarihte 11 yaşında olan H.'ye cinsel istismarda bulunmakla suçlanıyordu.

2022: Kaset bir değil ki saklayasın!

İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadeddin Ustaosmanoğlu, kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’ye ilişkin ağır iddialarda bulundu. Cübbeli Ahmet Hoca, kendisini ciddiye almadığını söyledi. Saadeddin Ustaosmanoğlu, Ahmet Mahmut Ünlü’nün kasetleri bulunduğunu bunları açıklayacaklarını söyledi. İddialara göre Cübbeli’nin 400 kaseti vardı.(SOL)

Krom uğruna günde 100 ton su tüketecek projeye bakanlıktan onay - Yusuf Yavuz / SOL

 Burdur’un Yeşilova ilçesinde Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin sınırında bulunan Niyazlar köyündeki krom madeninin kapasite artışı talebine 'ÇED Gerekli Değildir' kararı verildi.

Her yıl 2 Şubat’ta kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü giderek suya yakılan ağıt gününe dönüşüyor.

Türkiye son yılların en kurak kışını yaşıyor. Ancak her damla suyun kıymetli olduğu bir dönemde Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Eşeler Dağı’ndaki krom madeninde kapasite artırımı izni verildi. Niyazlar köyündeki devlet ormanında işletilen krom madeninin 16 milyon 400 bin metrekarelik ruhsat sahası bulunuyor. Yaşlı karaçam ve ardıç ağaçlarıyla kaplı bölgede 22 hektarlık alanda faaliyet gösteren maden işletmesinin yaptığı kapasite artışı başvurusuna 29 Aralık 2022 tarihinde "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildi. Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırında bulunan maden sahasının su kaynaklarını ve yayla niteliğindeki bölgede yapılan hayvancılığı tehdit ettiğini savunan yöre halkı projeyi yargıya taşıdı. Krom madeni için hazırlanan Proje Tanıtım Dosyasında çalışmalar kapsamında günde 100 ton su kullanılacağının belirtilmesi dikkati çekiyor.

                                     Niyazlar köyü maden sahası ve Salda Gölü

Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Niyazlar köyünde 2014 yılından bu yana faaliyette bulunan krom madeni için kapasite artışı yapılmak isteniyor. Zontaş Zonguldak Taşkömürü Mad. San. Ve Tic. A.Ş adına 16 milyon 400 bin metrekarelik alanda verilen krom madeni ruhsatının tamamı devlet ormanı vasfındaki arazide bulunuyor.

Krom madeni işletmesi kapasitesini 10 kat artırmak istiyor

İstanbul merkezli Manolya Madencilik A.Ş adlı şirket ile Ekim 2021’de rödovans (kiralama) anlaşması yapan ruhsat sahibi firma, işletmeyi de bu firmaya devretti.

                                 Niyazlar köyündeki krom madeni işletmesinin uydu görünümü

Mevcutta yılda 65 bin ton malzeme işlendiği belirtilen krom madeninde yıllık 30 bin ton krom cevheri, 35 bin ton da pasa (atık malzeme) çıktığı kaydedildi. Ruhsat sahasının 22 hektarlık kısmında kapalı ve açık krom madeni işletmeciliği yapan firma, daha fazla üretim yapmak için kapasite artışı talebinde bulundu.

Projeye göre mevcut üretim kapasitesi yaklaşık 10 kat artırılmak isteniyor.

Proje için 29 Aralık'ta 'ÇED Gerekli Değildir' kararı verildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) sınırlarında yer alan Niyazlar köyündeki krom madeninin kapasite artışıyla ilgili hazırladığı projeye 29 Aralık 2022 tarihinde "ÇED Gerekli Değildir" kararı verdi.

Ormanlar, su kaynakları ve yaylacılık tehdit altında

Yöre halkının tepkisini çeken krom madeni projesinin su kaynaklarına, yaşlı karaçam ve ardıç ağaçlarının yoğun olduğu orman dokusuna ve küçükbaş hayvancılığa büyük zarar vereceğini savunuyor.

                               Eşeler Yaylası krom madenciliğine kurban ediliyor

ÇED kararının iptali için dava açan yöre halkının proje karşı çıkmasının en önemli gerekçelerinden biri de maden sahasının bulunduğu Eşeler Dağı’nın bölgenin su rezervlerini barındırması. Burdur’un Karamanlı, Yeşilova ve Tefenni ilçeleri ile Denizli’nin Acıpayam ilçesinin içme ve tarımsal sulama suyunun bu bölgeden sağlandığını belirten köylüler, krom madeninin yoğun su kullanımına dikkati çekerek yeraltı sularının yok olacağından endişe ediyor.

Yeşilova'da krom madenine hücum dönemi yaşanıyor

İkisi Niyazlar köyünde olmak üzere Yeşilova’da toplam 6 adet krom madeni için ÇED süreci başladığı görülüyor. Yeşilova’daki krom madeni ruhsatları ve ÇED başvurularında toplam 6 firmanın adı geçiyor. Zontaş, İhlas Gayrimenkul, AİC Madencilik, Bahar Krom, Yavuz Türkel ve Marmara Metal bu şirketler arasında.

                                       Zontaş ruhsat ve işletme sahası uydu fotoğrafı

Mermer ocaklarının kıskacındaki Karamanlı da tehdit altında

Tepkiye neden olan krom madeni Karamanlı ilçesini de olumsuz etkileyecek. Mermer ocakları yüzünden zor günler geçiren Karamanlı ilçe yerleşimi bu kez de krom madeni tehdidiyle baş başa kalacak. Önemli bir tarım ve hayvancılık merkezi olan Karamanlı'daki kimi mermer ocakları yerleşim yerine bitişik alanda faaliyetini sürdürüyor.

Göller Bölgesi çöl olmasın

Yöre halkı, bazı göllerin kuruduğu Göller Bölgesi’nin ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olduğu dönemde yoğun su tüketimine neden olan madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını istiyor. Yaz aylarında küçükbaş hayvan yetiştiricileri içinde önemli bir üretim alanı olan Eşeler Yaylası aynı zamanda yılkı atlarına da ev sahipliği yapıyor. Krom madeninin kapasite artışı kapsamında 3198 adet ağacın kesilmesi gündemde. Köylülerin verdiği bilgiye göre bölgede anıtsal nitelikte yaşlı karaçam ağaçları ile endemik bitki türleri de yer alıyor.

                                                      Zontaş'ın krom maden ocağı

Deliklere patlayıcı doldurularak patlatma yapılacak

Açık ocak işletmeciliği yapılacağı kaydedilen Proje Tanıtım Dosyasında, işletme olarak “galeri ağızları oluşturularak açılacak galerilerde kapalı işletme yöntemiyle yapılacaktır. Galerilerde yapılacak üretim faaliyetlerinde delici tabanca ile açılacak deliklere patlayıcı malzeme doldurulacak ve gevşetme patlatması yapılacaktır. Çıkan malzeme, vagonlara yüklenerek galeri ağzına taşınacaktır. Çalışmalarda bölge halkından alınacak hizmet ve mal bedelleri ile bölge ekonomisine katkıda bulunulacaktır” ifadelerine yer veriliyor.

Krom madeni işletmesinde günde 100 ton su kullanılacak

Tesise giren malzemenin kırılıp elendikten sonra su ile yıkanarak tozundan arındırılacağı bilgisine yer verilen proje dosyasında, “Günde kullanılacak su miktarı =100 ton/gün su kullanımı olacaktır. Her gün eksilen su miktarı yaklaşık 100 m3 olacağı için günlük sisteme 100 m3 miktarında su ilave edilecektir. Yıkama işlemlerinden sonra oluşan sular iletim borularıyla proses suyu havuzlarına aktarılacaktır. Yıkama işlemi için betonarme yapıda sızdırmasız 3 adet 200 m3 kapasitede temiz su deposu kullanılacaktır” deniliyor.

Maden sahası Salda Gölü ÖÇK Bölgesi'nin sınırında

Yeşilova’nın en önemli simgelerinden biri olan doğal sit alanı ve sulak alan niteliğindeki Salda Gölü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2019’da ÖÇK ilan edildi. Ardından ise göl kıyısında Millet Bahçesi’nin inşasına başlandı. Daha iyi koruma amacıyla ÖÇK alanı ilan edilen Salda Gölü’nün korunan alan sınırları da Niyazlar köyünü de içine alacak şekilde genişletilmişti. Ancak ÖÇK statüsü Salda Gölü havzasının daha iyi korunmasını sağlamaya yetmedi. Göl kıyısındaki Beyaz Adalar bölgesinde yoğunlaşan koruma çalışmaları, ÖÇK Bölgesi kapsamına giren diğer alanlarda aynı şekilde yürütülemiyor. Niyazlar köyündeki iki ayrı krom madeni işletmesi bunun çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.


                                                       

                                                   Salda Gölü ÖÇK sınırı

Bir yanda maden izni, bir yanda UNESCO başvurusu

Bakanlık, Salda Gölü’nün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edilebilmesi için bir çalışma başlatmıştı. UNESCO Milli Komitesi’ne yapılan başvurunun ardından ÖÇK Bölgesi sınırlarındaki Niyazlar köyündeki krom madeni için ÇED Gerekli Değildir kararı verilmesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çelişkisi olarak yorumlanıyor.

Yusuf Yavuz / SOL

BELLEK - 2 ŞUBAT -

 


OLAYLAR:

  • 1461 - Güller Savaşları: Mortimer Haçı Savaşı İngiltere, Herefordshire'da yapıldı.
  • Güller Savaşı ya da Çift Gül Savaşı (İngilizce: Wars of the Roses), İngiliz tarihinde 1455-1485 yılları arasında gerçekleşen iç savaştır. Savaşa bu adın verilmesinin nedeni, savaşa neden olan York Hanedanı'nın armasının beyaz gül, Lancaster Hanedanı'nın armasının ise kırmızı gül olmasıdır.
  • 1536 - İspanyol Pedro de Mendoza, günümüzde Arjantin'in başkenti olan Buenos Aires'i kurdu.
  • 1653 - Yeni Amsterdam (daha sonra New York olarak değiştirildi) kuruldu.
  • 1709 - Alexander Selkirk, 4 sene 4 ay Şili sahiline 400 mil uzaklıktaki bir adada tek başına yaşadıktan sonra kurtarıldı. Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe adlı kitabına model olmuştur.
  • 1848 - Kaliforniya'da altına hücum başladı. Servet arayan Çinli göçmenlerle dolu ilk gemi San Francisco'ya vardı.
  • 1909 - Paris Film Kongresi açılıyor. Avrupalı üreticilerin Birleşik Devletler'deki MPCC karteline bir eşdeğer oluşturma girişimi.
  • 1914 - İstanbul'da Elektrikli Tramvay İşletmesi açıldı.
  • 1918- ABD, Birinci Dünya Savaşı’na girdi.
  • 1919- İttihad ve Terakki Fırkası kapatılarak mallarına el konuldu.
  • 1922 - James Joyce'un en önemli eseri olan Ulysses yayımlandı. Kitabın yayımlandığı bu gün, aynı zamanda İrlandalı yazarın doğum günüdür.
  • 1924 - Sovyetler Birliği'nde Vladimir İlyiç Lenin'in ölümüyle boşalan Komiserler Konseyi Başkanlığı'na, Aleksey İvanoviç Rikov getirildi.
  • 1927- 1925’ten beri yürürlükte olan Takrir-i Sükûn Kanunu’nun yürürlük süresi iki yıl daha uzatıldı.


  • 1928 - Ankara Çimento Fabrikası açıldı.


  • 1935 - Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu kuruldu.
  • 1935 - İlk yalan makinesi, Leonarde Keeler tarafından denendi.


  • 1938 - Bursa Merinos FabrikasıAtatürk tarafından törenle açıldı.
  • 1943 - Stalingrad Muharebesi'nin ardından son Alman 6. Ordu birlikleri de Sovyet birliklerine teslim oldu.
  • 1958 - Ünlü soprano Maria Callas, Roma'da Vincenzo Bellini'nin Norma operasının galasında hastalığını ileri sürerek konser bitmeden sahneyi terk etti.
  • 1959 - Hindistan'da Kongre Partisi liderliğine İndira Gandhi seçildi. İndira Gandhi Hindistan'da parlamenter sistemin kurucusu Cavaharlal Nehru'nun kızı.
  • 1967 - American Basketball Association (ABA) kuruldu. ABA, 1976 yılında NBA ligine dahil olarak faaliyetine son vermiştir.
  • 1967 - Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına, Başbakanlık Özel Teknik Müşaviri Turgut Özal getirildi.
  • 1969- Torbalı/ Atalan köyünden sonra Göllüce’de de köylüler Adnan Menderes’in halasının Hazine’ye ait 15 bin dönümlük toprağına el koydu.
  • 1971- Anayasa Mahkemesi siyasi partilere bütçeden mali yardım yapılmasını Anayasaya aykırı buldu ve bu konuda geçen yıl son defa çıkarılan 1219 sayılı kanunun tüm maddelerini iptal etti.
  • 1971 - İdi Amin, Uganda'da bir darbe ile iktidarı ele geçirdi.
  • 1971- Manisa’nın Gördes ilçesi Çiçekli köyünde Süleymancılık tarikatının inşa ettirdiği 3 yıldır faaliyette olan Kur’an Kursu’nun hocasının evine baskın yapan kaymakam ve jandarma komutanına taşlarla saldırdıkları için gözaltına alınan köylülerden 19’u tutuklandı.
  • 1973- Kontenjan Senatörü Bahriye Üçok Cumhuriyet Senatosu’nda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, bazı camilerde verilen laiklik ilkesine aykırı kışkırtıcı vaazlardan örnekler verdi.
  • 1974 - F-16 Savaşan Şahinler ABD'de ilk uçuşunu yaptı.
  • 1977- “Atatürk döneminin ekonomik ve toplumsal tarihiyle ilgili sorunlar” konulu sempozyumda tebliğ sunan SBF’den Doç.Dr. Korkut Boratav: ”1933-1939 döneminde uygulanan iktisat politikası, dışa bağımlılığın azaltılarak ekonomik gelişmenin mümkün olabileceğini göstermiştir.”
  • 1977- 12 gün önce Yazı İşleri Müdürü olduğu ”Teknik Güç” dergisinin Şişli bürosundan çıktıktan sonra haber alınamayan İTÜ İnşaat Fakültesi öğrencisi, İnşaat Mühendisleri Odası ve “Kurtuluş” hareketi üyesi Zeki Erginbay işkence edilip kurşunlanarak öldürülmüş halde bulundu.
  • 1980- Doğu Perinçek’in başkanı olduğu Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) liselerde okutulan Milli Güvenlik derslerine ilişkin yeni yönetmeliği “sevinçle karşıladığını” açıkladı.
  • 1980 - Raporlar, FBI'ın Abscam operasyonunda yozlaşmış olduğu iddia edilen Kongre Üyelerini hedef aldığını ortaya çıkarır.
  • 1980- Alibeyköy Güzeltepe İlkokulu’nun TÖB-DER üyesi öğretmeni Ahmet Kılıç (44) Eyüp’teki evine girerken ülkücülerin silahlı saldırısında hayatını kaybetti.
  • 1981 - Millî Güvenlik Konseyi, eski sosyal güvenlik bakanlarından Hilmi İşgüzar'ı, hakkındaki iddiaların incelenmesi için Yüce Divan'a sevk etmeyi kararlaştırdı.
  • 1982 - Suriye'nin büyük şehirlerinden Hama'da, Müslüman Kardeşler örgütüne yönelik büyük bir operasyon yapıldı. Operasyonda binlerce kişi yaşamını yitirdi. Bu olay tarihe Hama Katliamı olarak geçti.
  • 1984 - Vergi iadesine ilişkin yasa yürürlüğe girdi. Böylece 1 Ocak 1984 tarihinden itibaren ücretlilerin, memurların, emeklilerin, bunların eş ve çocuklarının ve bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının kira giderleri hariç, ev eşyaları, yiyecek ve giyecek için yaptıkları harcamalar ile eğitim ve sağlık harcamaları vergi iadesine tabi olacak.
  • 1987- İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin hakkında, Selçuk’un “Hülle Partisi” başlıklı köşe yazısında 12 Eylül’ü ve Milli Güvenlik Konseyi üyelerini kötülediği iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
  • 1988- Gaziantep’te 3 gündür gösterimde olan Ali Özgentürk’ün “Su da Yanar”adlı filmi, “Türk polisini küçük düşürücü ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik sahneler bulunduğu” gerekçesiyle valilikçe yasaklandı.
  • 1989 - Son SSCB askeri birliği de Kabil'i terk etti. Böylece Afganistan'daki dokuz yıllık Rus işgali sona ermiş oldu.
  • 1990 - Güney Afrika Devlet Başkanı De KlerkAfrika Ulusal Kongresi'ne konulan 30 yıllık yasağı kaldırdı. Aralarında Nelson Mandela'nın da bulunduğu siyasi mahkûmların en kısa sürede serbest bırakılacağını söyledi.
  • 1991 - Silopi ve Cizre'ye gazetecilerin girmesi yasaklandı.
  • 1995 - İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, Düşünce Özgürlüğü ve Türkiye adlı kitabı toplatma kararı aldı.
  • 1995 - Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Et ve Balık Kurumu'nu 2 yıl hiç ödemesiz 1,5 trilyona Hak-İş'e bağlı Öz Tütün, Müskirat, Gıda Sanayii ve Yardımcı İşçileri Sendikası'na sattı. EBK’nun 1.5 trilyona devredildiği ve kurumun 9.5 trilyon olan borcunun da devlet tarafından üstlenileceği bildirildi. Satışla, alıcılara 60 milyar liralık et stoku verilirken, kombinaların yüzde 20’sini sendikanın satmasına izin verildi.
  • 1996- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı R.Tayyip Erdoğan Darülaceze’nin 100.kuruluş yıldönümü etkinliklerini, Darülaceze’yi kuran 2.Abdülhamit’in türbesini ziyaret ederek başladı. Erdoğan: ”Abdülhamit’in istibdatçı olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Ulu hakan olduğuna inanıyorum.”
  • 1997 - Ankara Sincan'da Refah Partili belediyenin düzenlediği "Kudüs Gecesi" tepkiye yol açtı. Türkiye, Sincan'daki konuşması nedeniyle İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'yi resmen protesto etti.
  • 2002 – Arjantin’de Anayasa Mahkemesi bankalardan para çekme işlemine getirilen 800 dolarlık sınırı iptal edince hükümet bankaları tatil etti. Halk karara isyan etti. Hükümet karşıtı gösterilerin simgesi haline gelen tencere ve tava çalma eylemi eşliğinde sokaklara döküldü; “Kendi paramızı istiyoruz”,”bütün politikacılara ölüm” sloganları atıldı.
  • 2004 - Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı, yapım hatası nedeniyle çöktü: 92 kişi öldü.
  • 2008- Cumhuriyet mitinglerinin örgütleyicisi kadın dernekleri, bu kez de türban düzenlemesini protesto etmek için Anıtkabir’de. “2. ayın 2’sinde saat 2’de Anıtkabir’de” sloganıyla duyurulan eylem, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği öncülüğünde düzenlendi. Eyleme 50’nin üzerinde sivil toplum örgütü de destek verdi.
  • 2010- Direnişin 50.gününde Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ile 200 kadar TEKEL işçisi açlık grevine başladı. DİSK, KESK, Türk-İş, Kamu-Sen, TMMOB ve Oda temsilcileri TEKEL direnişçilerine destek için Taksim’den Galatasaray’a yürüdü.
  • 2010-  AİHM, nüfus cüzdanında “din” ibaresinin yer almasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, kimliklerdeki “Din” hanesinin 2006’dan beri isteğe bağlı olarak boş bırakıldığı yönündeki savunmayı haklı bulmadı.
  • 2011- ABD’nin gizli belgelerini yayınlayarak dünyada büyük gürültü koparan Wikileaks internet sitesi Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.
  • 2011- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hrant Dink Cinayeti soruşturması kapsamında tartışılan isim Ramazan Akyürek’i, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına atadı.
  • 2012 - MV Rabaul Queen feribotu, Papua Yeni Gine kıyılarında, Finschhafen bölgesi yakınlarında battı ve tahmini olarak 146-165 kişi öldü.


DOĞUMLAR:



ÖLÜMLER:


      (derleyen: mstfkrc)
      (kaynaklar: Vikipedi-Onur Vakfı)

1 Şubat 2023 Çarşamba

Demans hastası Azra Esin Kırımlı'yı Darülaceze'de herkesten gizlediler, taşınmazına el koydular - Murat Ağırel / Cumhuriyet

 

Darülaceze kaybolan yaşlı kadının kendilerinde olduğunu yetkililere bildirmedi. Durumu öğrenen kızı annesini almak istedi ancak verilmedi. Vasi atanan yaşlı kadının emekli maaşını ve evini Darülaceze aldı.

Azra Esin Kırımlı 2008 yılında İstanbul’un Şişli ilçesinde kayboldu. Yurtdışında yaşayan bir arkadaşı ilçe Emniyet müdürlüğüne kayıp bildirimde bulunmasının ardından Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı. Savcılık sadece SSK Bölge Müdürlüğü’ne yazı yazarak en son ne zaman maaş çektiğini sordu. Savcılık başka da bir işlem yapmadı. Kayıp ihbarında bulunan arkadaşı 2011’de savcılığa dilekçe vererek Kırımlı’nın Darülaceze’de olduğunu bildirdi. Savcılık da bu yazıdan 2 gün sonra kavuşturmaya yer olmadığına karar vererek dosyayı kapattı.

SAKLAMIŞLAR

Savcılığın arayıp bulamadığı dönemde Darülaceze’de olduğu anlaşılan Kırımlı için kurum, 2009 yılında mahkemeye başvurarak, yaşlı kadının akrabaları hakkında bir bilgi vermeden vesayet davası açtı. Dava dilekçesinde Kırımlı’nın demans hastası olduğu, bakıma ihtiyacı bulunduğu, üzerine kayıtlı Şişli Teşvikiye mahallesinde olan bir gayrimenkulün ve emekli maaşının bulunduğu belirtildi. 

İKİ YIL SONRA ÖĞRENDİ

Demans hastası kadının çocuğu veya akrabası olup olmadığı araştırılmadan bir avukat vasi olarak atandı. 2010 yılında Darülaceze yetkilileri, kurumlarında kalan Kırımlı’nın evine keşif yapmaya gidince, yıllarca Emniyet’ten bilgi alamayan yurtdışında yaşayan kızı Elif Kırımlı annesinin durumunu ve yerini öğrendi. Darülaceze yöneticilerine başvurarak annesini alacağını, kurumun yaptığı harcamaları da karşılayacağını belirtti. Ancak Darülaceze kızının isteğini reddederek Kırımlı’nın emekli maaşının kuruma aktarılması için vasi tayin etmek üzere olduklarını söylediği iddia edildi. 

KIZINA RAĞMEN

Aynı yıl kızı mahkemeye müdahil olup annesinin kurumdan çıkarılmasını istedi ve tüm bakımlarının kendileri tarafından yapılacağını beyan etti. Ancak mahkeme bu talebi reddetti. Başka mahkemede de devam eden davada kızının sundukları işleme alınmadığı, tanıklar dinlenmediği ve gerekli yazışmalar yapılmadığı iddia edeldi. Mahkeme Darülacazeye ölünceye kadar bakma akdi yapılması için kesin yetki verdi.

                                                                   Kızının ihtiyati tedbir talebi

ÖLÜMÜ DE SAKLANDI

Kırımlı 2012 yılında yaşamını yitirdi. Ancak ölümünden sonra da onunla ilgili işlemlere devam edildi. Atanan vasi 2013 yılında mahkemeye verdiği dilekçede kadının öldüğünden bihaber şekilde rutin işlere devam etti ve vasilik süresinin uzatılması için dilekçe verdi. Vasi olan avukat, kızın gönderdiği ihtarnameyle Kırımlı’nın öldüğünden haber olduğunu belirterek mahkemeye bildirdi.

                                        Yaşlı kadın öldü ama vasiliğin devamı için verilen dilekçe.

AİLE MEZARLIĞINA GÖMÜLMESİNE İZİN YOK

Kırımlı, öldüğünde aile mezarlığına gömülmesine izin verilmedi. Üzerine kayıtlı taşınmaz Darülaceze’ye devredildi. 

DEMANS HASTASI KURUMA NASIL ALINDI?

Darülaceze Nizamname Maddesi 14’te “Darülacezeye bulaşıcı hastalığı olan kimseler, akıl hastaları, zekâ özürlüler, veremliler, cüzamlılar ve kanserliler ile alkol ve uyuşturucu alışkanlığı olanlar kabul edilemezler” deniyor. Bu maddeye rağmen  hastalığı bilinen yaşlı kadının nasıl kuruma alındığı soru işareti oluşturdu.

Murat Ağırel / Cumhuriyet