11 Aralık 2021 Cumartesi

KISA KISA GÜNDEM - 11 ARALIK 2021 (2)



1)-Erdoğan’ın fotoğrafını yere atan kişi gözaltına alındı.(SOL)

Olay,  Ereğli Kaymakamlık binasının önünde meydana geldi. İddiaya göre, ekonomik sıkıntılar yaşadığını belirten A.Ç., Kaymakamlık binası girişindeki duvarda asılı olan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çerçeveli fotoğrafını alıp yere attı.

Bu sırada Erdoğan'a hakaretler de ettiği belirtilen yurttaş olay yerine gelen polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Hastanede sağlık kontrolünden geçirilen kişi, daha sonra ifadesinin alınması için Kdz. Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı. 

2)-Kılıçdaroğlu'ndan 'İktidara geldiğinizde Demirtaş serbest bırakılacak mı?' sorusuna yanıt.(SOL)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Urfa'da kendisine yöneltilen 'iktidara gelmeleri durumunda Demirtaş’ın serbest bırakılıp bırakılmayacağı' yönündeki soruya yanıt verdi. Demirtaş’ı en çok partisinin milletvekillerinin ziyaret ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Demirtaş’ın içeride kalmasının haksızlık olduğunu, hukuka aykırı bir şekilde içeride tutulduğunu söyledi. Demirtaş’ın bir siyasi tutuklu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Selahattin beye yapılan eleştirilerin hiçbir kıymeti yoktur. İnşallah göreceksiniz, halkın iktidarında Selahattin bey de, Osman Kavala da, haksız yere içerinde yatan bir sürü askeri öğrenciler var, onlar da; avukatlar da hepsi çıkacak” cevabını verdi. 

3)-Şişli Etfal Hastanesi’nin taşınmaması için ‘insan zinciri’ (BİRGÜN)

Şişli Etfal Hastanesi'nin yerinden taşınmasını protesto eden vatandaşlar, “insan zinciri” oluşturdu. Şişli Belediye Başkanı Muharrem Keskin'in de katıldığı eyleme Şişlililer alkışlarla destek verdi.

122 yıllık Şişli Etfal Hastanesi'nin yerinde kalması için 2018'den bu yana 30 bin kişi imza verdi. Bu doğrultuda onlarca basın açıklaması yapıldı, Meclis'te soru önergeleri verildi. Ancak hastane Sarıyer'e taşındı. 
OTOBANLARIN ORTASINDA BİR YER: Etfal Hastanesi'ni dağın tepesine götürmüşler. Halk perişan. Bir hasta oraya nasıl gidebilir? Vasıta yok. Otobanların ortasında bir yer. Ancak hususi arabanla gidebilirsin. Emekli biri nasıl gidecek, arabası mı var. Taksi yok. Bulunsa bile bir emekli o parayı veremez. Metroyla bile gidilse bir sürü yol yürüyeceksin. Hangi hasta yürüyebilir. Resmen gariban halka eziyet. Ölüme terk etmek. Hastaneler merkezi yerlerde olmalıdır.(https://www.birgun.net/haber/sisli-etfal-hastanesi-nin-tasinmamasi-icin-insan-zinciri-368959)

4)-Ankara’da emekliler sokağa çıktı: Geçinemiyoruz.(BİRGÜN))

Ankara’da, “Geçinemiyoruz” eylemi yapan Tüm Emekliler Sendikası, açıklamalarında "Emeklilere verilmesi düşünülen yüzde 7-8'lik zam bir haftada eriyip gidecek. Maaşlarımız kademeli olarak düşürülüyor” dedi.
Tüketim zamları yüzde 50 ile yüzde 100 arasında. Çarşı-pazar çıkılacak gibi değil. Bayram ikramiyeleri dört yıldır yerinde sayıyor. Maaşlarımız kademeli olarak düşürülüyor. İntibak yasası çıkarılamadığından maaşlar arasındaki farklar büyüyor. Sağlık alanında muayeden, ameliyat, ilaç, tahlil can yakıyor. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, siyasi iktidar, emeklilerin örgütlenmesinden rahatsız. Sendikalarımızı kapatmaya çalışıyor. Ama başaramayacaklar. 13,5 milyon emekli, 6 milyon EYT'li eninde sonunda, bu iktidardan kurtulacak gücü kendi örgütlü mücadelesinde bulacak. Buradan bu taleplerimizin karşılanması gerektiğini haykırıyoruz.2022 Bütçesi halkın taleplerinin karşılandığı bir bütçe olsun. Sermayeye, faize, silahlara değil, emekçiye, emekliye, halka bütçe istiyoruz. ("https://www.birgun.net/haber/ankara-da-emekliler-sokaga-cikti-gecinemiyoruz-368944)

5)-İhlallerin zirve yılı (BİRGÜN)

10 Aralık İnsan Hakları Günü, ülkenin hak ihlallerine dair kötü karnesini bir kez daha gözler önüne serdi. Partiler ve kitle örgütleri, yürüyüş hakkının yok sayıldığının altını çizdi, ifade özgürlüğünün kalmadığına vurgu yaptı.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin yıl dönümü olarak her sene 10 Aralık’ta ‘kutlanan’ İnsan Hakları Günü, ülkedeki hak ihlallerini bir kez daha gündeme getirdi. Demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve meslek örgütleri 10 Aralık nedeniyle açıklama yaptı, artan hak ihlallerine dikkat çekti.

Erinç Sağkan’ın başkanlığında yeni yönetimin göreve geldiği Türkiye Barolar Birliği’nden (TBB) yapılan açıklamada, “İnsan hakkı ihlallerinin sıradanlaşmasına izin vermeyeceğiz!” denildi. Baskıcı yönetim anlayışına karşı demokrasi ve insan haklarının savunulacağı vurgusunun yapıldığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’ne de değinildi: "2021 yılı, ülkemizde de insan hakları alanında çok ciddi geri adımların atıldığı bir yıl olarak akıllara kazındı. Cumhuriyet, bu yıl İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde çekildi. Türkiye, buna ek olarak siyasilerin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığını hiçe sayan açıklamalarıyla AİHM’in kararlarını tanımayacağını ve uygulamayacağını ilan etti.” 

(https://www.birgun.net/haber/ihlallerin-zirve-yili-368906)

6)-İBB'nin '750 minibüsün taksiye dönüştürülmesi' projesi durduruldu.(Evrensel)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezinin (UKOME) 750 adet "M" plakalı minibüsün ticari taksiye dönüştürülmesine ilişkin kararının iptali istemiyle açılan davada karar çıktı. Mahkeme, İBB’den bazı bilgi ve belgeler istemek üzere yürütmeyi durdurma kararı verdi.

NE OLMUŞTU? 250 dolmuş, 750 minibüs olmak üzere toplam 1000 aracın plakasının taksiye dönüşümü için eylül ayında İBB tarafından başvurular toplanmaya başlanmıştı. Yaklaşık 4 bin başvuru alınmış ve 1000 hak sahibini belirlemek üzere de kasım ayında kura çekimi yapılmıştı.

(https://www.evrensel.net/haber/449990/ibbnin-750-minibusun-taksiye-donusturulmesi-projesi-durduruldu)

7)-Erdoğan: Sosyal medya demokrasi için ana tehdit.(Evrensel)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'ne bir video mesaj gönderdi. "Dezenformasyon sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır" diyen Erdoğan sosyal medya platformlarını hedef aldı, "Etkili bir denetim mekanizmasının olmadığı bu mecralardan yayılan bu tarz haberler sebebiyle milyonlarca insanın hayatı kararmaktadır" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Sosyal medya, demokrasi için ana tehdit" dedi.

(https://www.evrensel.net/haber/449960/erdogan-sosyal-medya-demokrasi-icin-ana-tehdit)

8)-AKP’li vekil cezaevi sayısıyla övündü.(MÜSLÜM EVCİ-SÖZCÜ)

AKP İnsan Hakları Başkan Yardımcısı ve AKP Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, 19 yılda Türkiye’de 261 adet cezaevi açıldığını söyledi. Yurdunuseven, “2021 Aralık ayı itibariyle ülkemizde 385 ceza infaz kurumunda 295 bin 490 hükümlü ve tutuklu barındırılmaktadır.2002 yılından bu yana 261 adet Avrupa Birliği normlarına uygun yeni ceza infaz kurumu inşaatı tamamlanarak, kullanıma açılmıştır” dedi.
(https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/akpli-vekil-cezaevi-sayisiyla-ovundu-6821356)


KISA KISA GÜNDEM (11 ARALIK 2021)

 


1)-1. derece arkeolojik sit alanına dozer soktular, pist yaptılar.(YALÇIN CUĞ-SOL)

Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek, 11-12 Aralık tarihlerinde Afyonkarahisar'a bağlı Ayazini Köyü'nde gerçekleştirilecek olan "Ayazini Enduro ve ATV Şampiyonası" etkinliği tanıtımı için dün protokol üyeleriyle birlikte ATV'ye binip köyde bir gezi yaptı. 

Hafta sonu yapılacak olan yarış için dozerlerin sokulduğu köye yarış pisti de inşa edildi.

Ancak, dozerlerin sokulduğu, yarış pistinin inşa edildiği ve enduro motosiklet ve ATV'lerle sürüşlerin gerçekleştirildiği Ayazini Köyü Antik Frigya bölgesinde bulunan, içerisinde pek çok tarihi ve doğal yapıyı barındıran, "Frig Vadisi'nin kalbi" olarak nitelendirilen 1. derece arkeolojik sit alanı.

2)-Hindistan'da çiftçiler sonunda kazandı: Hükümet tüm talepleri kabul etti.(SOL)

Büyük tarım tekellerinin önünü açmak için getirilen 3 yasanın tamamı 1 yılı aşkın mücadelenin sonunda tarihe karışırken çiftçiler öncesine göre çok daha fazla kazanım elde etti.
Yeni kabul edilen taleplerle birlikte hükümet tüm çiftlik ürünleri için minimum fiyat güvencesi belirlemenin yollarını bulmak için çiftçiler ve hükümet yetkililerinden oluşan bir panel oluşturacak. Geçen yıl yeni yasalarıyla uygulamayı kaldırana kadar devlet, Hindistan'daki çiftçilerin ancak yüzde 6'sının yararlandığı bu tür garantili fiyatlarla sadece pirinç ve buğday satın alıyordu.

Hindistan'ın 2,7 trilyon dolarlık ekonomisinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan tarım, 1,3 milyarlık nüfusunun yarısından fazlasının geçim kaynağı.Son bir yılda bu mücadelede 700'e yakın çiftçi yaşamını yitirmişti. Geçen yıl Kasım ayında çiftçiler, sert bir kış ve koronavirüs pandemisine rağmen Yeni Delhi'nin eteklerine kurdukları kamplarda bir yıl boyunca nöbetlerini sürdürmüştü.

3)-Diyanet Başkanı Erbaş: Sanal alemin cazibesine kapılıp kendimizi kaybettik.(SOL)

"Mümin Cana Yakındır" konulu hutbede, "Ancak sanal alemin cazibesine kapılıp kendimizi kaybettik. Dijital ortamlarda güzel ahlakı muhafaza edemedik, hakkı, hukuku gözetemedik. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefonların esiri olduk. Gerçek hayatla bağımız koptukça kalabalıklar içinde yalnızlaştık. Dünyanın diğer ucundaki insanlarla çevrim içi iletişim kurarken aynı evi, aynı ortamı paylaştığımız ailemizle, çocuklarımızla, komşularımızla hasbihal etmeyi unuttuk." ifadeleri kullanıldı.


4)-
Gram altından tarihi zirve.(SOL)

ABD enflasyon verisinin açıklanmasının ardından gram altın 798 liraya kadar ulaştı.

ABD’de TÜFE Kasım ayında yüzde 0,8 arttı. Yüzde 0,7 olan beklenti sonrasında altın da yükselişe geçti.

1772 dolardan işlem gören ons altın, 1782 dolar seviyesinin üzerini gördü.

Kurdaki yükselişin etkisiyle gram altın fiyatı da 798 liraya kadar yükseldi.

5)-Pakdemirli: Yangınları biz çıkarmadık, bir Fatiha okumayı öğrenin önce.(SOL)

Meclis Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı 2022 bütçeleri ve 2020 kesin hesapları görüşüldüğü sırada konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, milletvekillerinin sorundan bahsettiğini, çözüm önerileri sunmadığını ileri sürdü.

Pakdemirli, "Çiftçilerimiz işte, şöyle bitti, şöyle şeye girdi falan filan. 2002’den bu yana borcu misli misli arttı. Doğru, borç 2002’den bu yana misli misli artmıştır ama 2002’de çiftçimiz tefecinin elindeydi arkadaşlar, tefecinin elindeydi. Biz onları tefeciden kurtardık" dedi. Pakdemirli, CHP sıralarından gelen itirazlara ise “Yangınları biz çıkarmadık söndürmek için can verdik. Önce bir Fatiha okumayı öğrenin. Hiçbiriniz o cenazelerde yoktunuz” dedi. 


6)-Merkez Bankası’nın 3. müdahalesinin büyüklüğü yaklaşık 500 milyon dolar.(Cumhuriyet)

Bloomberg HT’nin edindiği bilgiye göre ayrıca, piyasada oluşan likiditeye dönük olarak yapılan müdahalede, kurumsal ve yabancı yatırımcıların talebinin karşılandığı, bireysel yatırımcıların talebinin ise nispeten sınırlı kaldığı ifade ediliyor. Böylelikle, 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalede yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalede ise yaklaşık 400 milyon dolar seviyesinde gerçekleşen müdahaleler ile birlikte, 3 günlük toplam doğrudan satış yaklaşık 1 milyar 550 milyon dolar oldu.TCMB, 1 Aralık ve 3 Aralık tarihlerinde yaptığı açıklamalarda “Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir” demişti. 2019 ve 2020 yıllarında toplamda yaklaşık 128 milyar dolarlık rezerv satışıyla kura örtülü müdahale eden TCMB, Ocak 2014 sonrasında ilk kez geçen hafta doğrudan müdahale kartına aralık ayının başında başvurmuştu.

7)-Kurslar artıyor ama denetim yok.(Mustafa Bildircin-BİRGÜN)

Erzurum’da Diyanet’in Kuran kursunda yedi çocuğun istismar edilmesi gözleri, sayıları sürekli artan ve denetlenmeyen Kuran kurslarına çevirdi. 2002 yılında toplam sayısı 3 bin 699 olan Kuran kursları, 2021 yılı itibarıyla 20 bine dayanırken Yaz Kuran Kursları’nın yalnızca yüzde 6,1’i denetlendi.

AKP DÖNEMİNDE SAYILARI HER YIL ARTTI

 2002’deki Kuran kursu sayısı: 3,6 bin
• Güncel Kuran kursu sayısı: 19,5 bin
• Denetlenmeyen Kuran kursu oranı: %94

8)-İktidarın hedefinde şimdi de Haydarpaşa Lisesi var.(BİRGÜN)

Haydarpaşa Lisesi’nin önünde toplanan yurttaşlar, lisenin de içerisinde yer aldığı arazinin doğal sit alanı statüsünün değiştirilmesine tepki gösterdi. CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş, “Haydarpaşa Lisesi ve çevresi, bu değişiklikle birlikte turizm tesisi ve konut yapılma riskiyle karşı karşıya bırakılmıştır” dedi. 
Yurttaşlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul Üsküdar’daki Haydarpaşa Lisesi’nin doğal sit alanı statüsünün değiştirilmesine tepki gösterdi. Bakanlığının yaptığı değişiklikle Haydarpaşa Lisesi arazisinde doğal ve kültürel bakımdan uyumlu düşük yoğunlukta faaliyetlere, entegre tesis yapılmasına, turizm ve yerleşimlere izin verileceğini belirten yurttaşlar CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı’nın çağrısıyla Haydarpaşa Lisesi önünde topladı.







Kulleteyn ve Deccal - Orhan Gökdemir / SOL

 'Karanlık varsa aydınlık da var. Bu bataklıktan çıkmanın yolu basit. Laikliği ayağa kaldıracağız, yeni bir cumhuriyet kuracağız ve bataklığı kurutacağız. Karar sizindir!'


19 yıldır sürdürdüğü politikalarla eğitimi bütünüyle dinselleştiren ve neredeyse Cumhuriyet öncesi durumuna döndüren AKP 1-3 Aralık 2021 tarihlerinde “Cumhurbaşkanının himayesinde” ve tabii “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde 20. Milli Eğitim Şurası’nı topladı. Toplantının sonuçlarını Dayanışma Meclisi Eğitim Komisyonu birkaç gün önce yayımladığı bir bildiriyle değerlendirdi. Buna göre şura ile yaptıkları şu; AKP iktidarı her şuradan önce, 1995’de çıkarılmış olan “Milli Eğitim Şurası Yönetmeliği”ni değiştirdi. Her yönetmelik değişikliğinde şura üyelerinin daha çok AKP’lilerden ve yandaşlardan oluşmasını sağladı. Yani toplanan, var olduğu iddia edilen Milli Eğitim’in değil varlığı tartışmasız AKP’nin şurasıdır. Tek amacı vardı bu şuranın haliyle; eğitimi daha dinselleştirmek ve daha gericileştirmek.  

Peki ne karar aldılar bu ak-şurada? Din içerikli seçmeli derslerin arttırılması ve bir kısmının zorunlu yapılması. Din ve Ahlak Bilgisi Dersinin ilkokul birinci sınıftan itibaren verilmesi... 

Ana rahmine indirdiler eğitimin dinselleştirilmesini. Tabii bu sınırsız dinselleştirmeye acımasız bir özelleştirme ve eğitimi devlet faaliyeti olmaktan çıkarma eşlik ediyor. Bir yanda tarikatlar var, öte yanda aç gözlü özel okul patronları. Velilere kalan kolera ile veba arasında seçim yapmaktır.

***

Hep söylüyoruz, tekrarlayalım: Din çoğaldıkça ahlak azalır. Dinselleşen toplumların daha ahlaklı olduğu efsanesi AKP ile yerle bir oldu. Din ve ahlak asla karşılaşmayacak iki şeydir, artık biliyoruz. 

Din çoğalıyor, yoksul halkımız ve çocukları, iktisadi ve dinsel, ağır bir saldırı altında. Yarattıkları yoksulluğu dinle, yarattıkları ağır dinselliği yoksullukla emziriyorlar. Yoksullaştırdıkları halkımızın çocuklarını tarikatların kurdukları ağa düşürüyorlar. Hepsi karanlığı büyütmek içindir.

Şuranın üzerinden bir hafta geçmeden aldık semerelerini. Antalya’da tarikat yurdunda çalışan bir aşçı, yurtta kalan üniversite öğrencisinin başını satırla kesip Deccal’i vurdum diye gerekçelerinde katliamını. Devletin yaptığı ilk şey olayın haber yapılmasına yasak getirmek ve eylemi failin ruh sağlığının bozuk olmasına bağlamak oldu. 

Bu olayın üstünü örtmeye çalışırken Erzurum’dan geldi başka bir kara haber. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yatılı erkek Kuran kursunda yaşları 10 ile 11 arasında değişen 7 çocuk bir tarikat erbabı tarafından istismar edildi. Yine yaptıkları ilk şey olayla ilgili haberlere yasak koymaktan ibaret.

***

Sonuncu örnek bu dinselleşmenin yol açtığı tahribatın derinliği ile ilgili. Ömer San nam “cinci hoca” kendisine musallat olan cinden kurtulmak için kapısını çalan bir genci “sana eşcinsel cin musallat olmuş” diyerek cinsel ilişkiye yönlendirmişti.

Yönlendirmesi değil şaşırtıcı olan, yönlendirilenin yönlendirmeye harfiyen uymuş olması. 

Antalya’daki yurdu işleten odak “Alimder” adını taşıyor. “Erenköy Cemaati” imiş kurucusu. Açılımı imam hatip mezunları derneği gibi bir şey. Pek çok yerde örgütlü. Yurt işletiyorlar, tabii kaçak göçek çoğu. Devlet bilerek göz yumuyor bu kaçak işlere. Aşçıyı da sınav yapıp alacak halleri yok, cemaatten biri. Derin bir dinsellik içinde, halüsinasyon görüyor uyanıkken, her yanda Deccal var sanıyor. O günün piyangosu 18 yaşındaki üniversite öğrencisine çıkmış. Aşçı öğrencinin kafasını koparmış Deccal diye. Ortalık o kadar karanlık ki pişirip yemeye kalkmadı diye dua ediyoruz Yüce Gök’e! 

Üstelik bu kafa kesme vakası “Alimder”in alimlerinin ilk eylemi değil. Bu derneğin Çorum kolunda Çorum Alaca İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı ve Yunus Emre Camii imamı olan bir yobaz, iki kız öğrenciye tecavüz ettiği iddiası ile tutuklanmıştı birkaç yıl önce. Akıbetini takip etmek imkansızdır, çoktan salındığını söylesek yalan çıkma ihtimali düşüktür. 

***

Din çoğalıyor, yoksul halkımız ve çocukları, iktisadi ve dinsel, ağır bir saldırı altında. Yarattıkları yoksulluğu dinle, yarattıkları ağır dinselliği yoksullukla emziriyorlar. Yoksullaştırdıkları ve aklını çaldıkları halkımızın çocuklarını tarikatların kurdukları ağa düşürüyorlar. Hepsi karanlığı büyütmek içindir.

Bakın bu olayların ardında sadece inanç yok, çok kârlı bir ticaret faaliyeti var. Bu karanlık kurslar aracılığıyla arkalarındaki cemaatlere büyük paralar aktarılıyor. Denetim yok, vergi yok, hukuk yok. Ne var? Sınırsız devlet desteği. “Sana eşcinsel cin musallat olmuş” diyerek kapısına gelen biçareyi istismar eden “Cinci Hoca” Ömer San’ın bir kuran kursunda çocuklarla fotoğrafları var mesela. Yani büyük olasılık o kurslardan birini de bu sapık işletiyor. Çocuklara din bilgisi veriyor yani. Başka? Hacamat ve sülük tedavisi yapan bir klinik de işletiyormuş. Kuran kursundan eğitim, dinden ahlak, hacamat ve sülükten sağlık icat ettiler. Bilim tepelenince karanlık büyür. Akıl tepelenince ahlak yere düşer, o karanlıkta çocuk istismarcıları, Ortaçağ kaçkını sapıklar, sülükçüler ve hacamatçılar türer.

Yarattıkları karanlığın ne kadar kesif olduğunu şöyle anlatayım: O tarikat yurdunda başı kesilerek öldürülen gencin babası dedi ki cenazesinde, “Kendisinin kaldığı, konakladığı eller, emin ellerdi. Biz bundan eminiz...” Din kitapta durduğu gibi durmaz, aklını alır insanın. Evladının boğazını kesen caniye kefil olurken bulursun kendini. İnsan soyunun gördüğü en derin, en sınırsız, en korkunç yozlaşmadır bu.

***

Turan Dursun’un kitaplarından biri “Kulleteyn” adını taşıyor. Kitap aslında geleneksel mekteplerde-kuran kursu-yetişen yazarın çocukluğundaki tanıklığıdır. 

Diyor ki Dursun, “Kulleteyn, ‘iki kulle’ (yaklaşık 13 ton) su demek. Durağan bir suyun temiz (tahir) sayılabilmesi için Şafii mezhebine göre bu kadar olması yeterliydi. Daha az olamazdı. Bu kadar oldu mu, içinde ne bulunursa bulunsun ‘temiz’di artık. ‘Pislik’lerle dolu bile olsa... Doluydu zaten. İlk görüşte bataklık bile sayılabilirdi... Ama madem ki Şeriat temiz demişti, temizdi. Şeriat neye pis diyorsa pis olan da oydu...” Müthiş bir tariftir. Kulleteyn, Turan Dursun şeriatçı katillerce katledilmeden önce sadece bir kitap adıydı. Şimdi koca bir ülkedir, bir bataklığa dönüştüğü halde temiz sayılmaktadır. Ve hepimiz o bataklığın içindeyiz, hep birlikte boğazımıza kadar pisliğe battık, boğuluyoruz… 

Yoksul halkımızın çocukları ağır bir saldırı altında. Yarattıkları yoksulluğu dinle, yarattıkları ağır dinselliği yoksullukla emziriyorlar. Yoksullaştırdıkları ve aklını çaldıkları halkımızın çocuklarını tarikatların kurdukları ağa düşürüyorlar, ölülerini büyük pislik bir çukura dolduruyorlar. Hepsi karanlığı büyütmek içindir.

***

Yedi çocuğa tecavüz ettiler, gencecik bir çocuğun kafasını kestiler. Olay yerinde tarikatlar, kuran kursları, yoksulluk, düşkünlük ve ağır bir bataklık var. Öyle bir bataklık ki bu hocası öğrencisine, babası oğluna düşman. İnsan soyunun gördüğü en derin, en sınırsız, en korkunç yozlaşmadır bu.

Deccal, Mesih dönmeden önce insanları dini inancından saptırarak kötülüğe ve sapkınlığa yöneltecek kişi veya kişiler demek. Bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak anlamında Arapça “decl” kökünden türemiş. Yalancı, aldatıcı, hilekâr anlamlarına da geliyor. Anlayacağınız Deccal bildiğiniz tarikatçıdır. İnsanları yalanlarla aldatarak, hilelere başvurarak kötülüğe ve sapıklığı yöneltiyorlar. Kulleteyn Deccal işidir. 

Ama karanlık varsa aydınlık da var. Bu bataklıktan çıkmanın yolu basit. Laikliği ayağa kaldıracağız, yeni bir cumhuriyet kuracağız ve bataklığı kurutacağız. Karar sizindir!

Orhan Gökdemir / SOL

Çin'in İpek Yolu'na karşı AB'nin Küresel Geçit'i - Erhan Nalçacı / SOL

 'Küresel Geçit ile yol boyunca kapsanan 60 kadar ülkenin her birinde kıyasıya bir rekabet olacağı anlamına geliyor. Bizse gözümüzü emekçi sınıfların iktidarında bütünleşecek bir dünyaya çeviriyoruz.'

Geçen hafta Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Leyen Çin’in Yeni İpek Yoluna (Tek Kuşak Tek Yol İnisiyatifi) karşı olduğunu saklamadığı büyük bir projeyi açıkladı: Küresel Geçit (Global Gateway)

Çok açıkça bir emperyalist rekabet projesi. Proje boyunca 2027’ye kadar 350 milyar Avro harcayacaklarını ilan ettiler. Tıpkı Çin’in Yeni İpek Yolu boyunca yaptığı gibi limanlar, enerji, telekomünikasyon ve hızlı tren hatları gibi birçok ülkede altyapı yatırımları hedefleniyor.

Çin’in 2013’te başlattığı Yeni İpek Yolu Projesini Batı emperyalizmi karşılamakta büyük bir zorluk çekti. Çin’de üretilen malları kara ve deniz yoluyla bütünleşmiş bir ulaşım şebekesinden dünya pazarına dağıtmayı, buna karşılık aynı güzergâhlarla bu dev üretimin gereksinimi olan ham madde ve enerjiyi temin etmeyi hedefliyordu. Bu kadar büyük bir alt yapı yatırımı (3 trilyon doları aştığı anlaşılıyor) aynı zamanda yolun geçtiği 60’tan fazla ülkede bir hegemonya aracına dönüşüyordu.

Yeni İpek Yolu emperyalist dünyada yükselen ve payını arayan kapitalist devlet olarak Almanya’nın 1900’lerin başında giriştiği Bağdat Demiryolu’nu andırıyor. Almanya’dan çıkıp Basra Körfezine kadar inmesi planlanan Bağdat Demiryolu da İngiliz, Fransız ve Rus rekabeti ile karşılaşmış, Halep’e kadar ulaşan yol 1. Dünya Savaşı nedeniyle tamamlanamamıştı. Ancak yolun geçtiği Osmanlı Devleti’ni hegemonyası altında tutmaya yardımcı olmuştu.

Aşağıdaki harita üzerinden Yeni İpek Yolunu veya Tek Kuşak-Tek Yol İnisiyatifinin ulaştığı çapı hatırlayabiliriz.

   İpek Yolu ekonomik kuşağı Çin’den başlayarak Orta Asya ülkeleri, İran ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya      ulaşıyor. Deniz İpek Yolu ise Sri Lanka, Pakistan’da Gwadar, Kenya, Cibuti ve Kızıl Deniz üzerinden Yunanistan’da Pire ve İtalya’da ki limanlar aracılığı ile Çin’i Afrika ve Avrupa’ya bağlıyor. Ayrıca yol Malakka Boğazı’nda olası bir blokajı aşmak için Kaşgar ve Pakistan’ı bağlayan hat gibi birçok alternatif koridoru kapsıyor.


Batı emperyalizmi Yeni İpek Yolu’nun alışılmadık yöntemleri ile başa çıkmakta zorlandı. Çin karşılıklı yarar ilkesini ileri sürüyor ve bütünün parçalarından kopartılınca bir ülkenin kalkınmasına yatırım yapıyor gözüküyordu. 

Batı emperyalizmi Çin’in ülkeleri altyapı yatırımları için verdiği kredilerle borç batağına çektiğini iddia ediyor. Belki bazı siyasi kazanımlar için Çin borçlandırmadan yararlanmayı düşünebilir ama asıl olarak bunu amaçlamadığı ortada. Aksine dönmeyen borçlar projeyi yavaşlatıyor. Ayrıca borcunu ödeyemeyen ülkeler Batı emperyalizmine de borçlandırılmış durumdalar.

Batı emperyalizmi Yeni İpek Yolu’na karşı çıkmak ve rekabete girmek için tek elden yönetilen büyük bir finansmanı sağlayamadı. Risk hesabı yapan birçok banka tekeli ile bu işin kolay olmadığı anlaşılıyor. Onun yerine klasik emperyalist taktikleri tercih ettiler. Yol boyunca sabotajlar, tetikçilerin terör eylemleri, devletlere şantajlar, ciddi bir güvenlik sorunu yaratacak askeri yığınak, renkli devrim girişimleri vb.

ABD emperyalizmi yılda silahlanmaya 720 milyar dolar ayırıyordu ama bir alternatif proje için ülkelerin altyapısına bu kadar parayı bulmakta isteksizdi.

Batı emperyalizminin tavsiyecileri “Çin ile rekabet etmek için klasik sömürgeci yöntemlerden vazgeçin” demeye getiriyorlardı.

Sonuçta ıkına sıkıla Yeni İpek Yolu ile rekabet edecek projeleri ortaya çıkarmaya başladılar.

2019’da ABD, Japonya ve Avustralya arasında Mavi Nokta Ağı (Blue Dot Network) için anlaşmaya varıldı. Asya ve Pasifik bölgesinde ulaşım, enerji hatları, telekomünikasyon ve liman kurulumlarını içeren bir projeydi. Her ne kadar Japon sermayesinin Orta Asya’da aktif olduğu bilinse de bu proje pek etkili olmadı. Projeye Çin’in sinir uçlarına dokunan Tayvan’ı dahil ederek bir kışkırtma projesine yöneldiler daha çok.

2021’in Haziran’ında ise G-7 ülkeleri, aralarına Hindistan ve Güney Kore gibi ülkeleri de alarak “Daha İyi Bir Dünyayı İnşa Etmek” (Built Back Better World) başlığında bir rekabet projesini öne sürdüler. Dünyanın canını okudukları yetmiyormuş gibi utanmadan “Daha iyi bir Dünya’dan bahsetmeleri klasik dolandırıcı kimlikleriyle açıklanabilir ancak.

Ve şimdi bunun devamı olan AB’nin “Küresel Geçit” projesi ileri sürüldü. 

Oysa hemen Biden seçildikten sonra ABD’yi bir sürpriz bekliyordu. Çin ile aralarında dev hacimli bir ticaret bulunan AB ile Çin arasında Ortak Yatırım Anlaşması imzalanıyordu. Muhtemelen AB içi sermaye çelişkilerin ürünü olan bu adım çok hızlı geri çekildi. Uygur meselesi bahane edilerek anlaşma askıya alındı. Küresel Geçit Projesi ile AB, ABD’nin yanında tam boy bir emperyalist rekabet ve çatışmaya eklenlenmiş gözüküyor. 

Küresel Geçit ile yol boyunca kapsanan 60 kadar ülkenin her birinde her liman, her oto yol, her hızlı tren hattı, her 5G kurulumu, her serbest bölge için kıyasıya bir rekabet olacağı anlamına geliyor.

Biz ise gözümüzü bu rekabet ve halkları birbirinden koparan projeler yerine emekçi sınıfların iktidarında bütünleşecek bir dünyaya çeviriyoruz.

Erhan Nalçacı / SOL





503 milyon TL’lik bağış sıfırlandı! - SULTAN UÇAR / SÖZCÜ


 

Sayıştay, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında hayırseverlerin, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne 703 milyon lira yağış yaptığını raporladı. YÖK ise aynı üniversiteye 2019’da 200 milyon lira bağışlandığını, diğer 2 yıl için ise ‘sıfır’ bağış yapıldığını açıkladı. İki rapor arasındaki fark kafa karıştırdı.

Türkiye'deki bütün üniversiteleri Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) , “Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu 2021” ve Sayıştay'da geçen ay yayımlanan denetim raporlarıyla akademik, idari ve mali açıdan inceledi. Sayıştay da YÖK de üniversitelerin 2018, 2019, 2020 yıllarını denetledi.

“SIFIR BAĞIŞ” RAPORU

Üniversitelerle ilgili 2 kurumdan ortaya birbiriyle çelişen 2 ayrı rapor çıktı. Raporda özellikle ‘hayırsever bağışları' ile ilgili bölümler dikkat çekti. 2020'de hayırseverlerin bağış yapma rekoru kırdığı yükseköğretim kurumu olan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi' ne YÖK raporuna göre hayırseverler 2020'de ‘sıfır' bağış yapmış.

YARIM MİLYAR YOK

Sayıştay'ın denetiminde 2020'de RTE Üniversitesi'ne 258 milyon 292 bin lira bağış alındığı saptandı. Sayıştay ve YÖK raporları karşılaştırıldığında son 3 yılla ilgili RTE Üniversitesi'ne yapılan hayırsever bağışlarıyla ilgili 503 milyon 80 bin liralık açık var.

SAYIŞTAY 2021 RAPORU: BAĞIŞ 703 MİLYON TL

Sayıştay Denetim Raporu (2021): RTE Üniversitesi'ne hayırseverler 2018'de 225 milyon 572 bin, 2019'da 219 milyon 216 bin ve 2020'de 258 milyon 292 bin bin olmak üzere 3 yılda 703 milyon 80 bin lira bağış yapılmış. Sayıştay'ın 2021 Eylül'deki son raporunda bağışlar kalem kalem yazıyor.

YÖK 2021 RAPORU: BAĞIŞ 200 MİLYON LİRA

YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu 2021: Başkan Prof. Dr. Erol Özvar imzasıyla ‘Bağış ve Yardımlar' bölümüne 2018 ve 2020 yılı için ‘Sıfır Bağış” yazılırken, 2019 için de Sayıştay'dan 19 milyon 216 bin TL eksikle 200 milyon lira yazıldı.

DÖNER SERMAYE DÖNMEMİŞ

Sayıştay RTE Üniversitesi döner sermaye işletmesinin 2020 yılını 1 milyon 276 bin lira zararla kapattığını ve üniversitenin ihale yasaklı firmalardan alım yaptığını saptayıp, uyardı.

İMZALAR İHALEDEN 1 YIL ÖNCE ATILMIŞ

Sayıştay ayrıca RTE Üniversitesi ile Spor Toto Teşkilatı arasındaki futbol, basketbol, fıtnes, saha, tenis kortu, tırmanma duvarı, bisiklet yoluna 4.4 milyon TL'lik 5 yıllık reklam sözleşmesinin de ihaleden 1 yıl önce imzalandığını saptadı.

BAHİS VE ŞANS OYUNU OLMAZ!

Anayasayı hatırlatan Sayıştay, “Çocukların ve gençlerin ruh ve beden sağlığını olumsuz etkileri tartışmasız olan bahis ve şans oyunları gibi zararlı alışkanlıklar, kuşaklara reklam yoluyla tanıtılıp, yaygınlaştırılamaz. Tam tersi, ağır cezalarla caydırılır. Bu sözleşme sosyal amaç içermiyor” dedi.

Üniversitenin savunması:

GENÇLERİ DÜŞÜNDÜK!

Sosyal ve sportif tesisleri bütçeleriyle yaptıramadıkları için Spor Toto ile reklam sözleşmesi yaptıklarını anlatan RTE Üniversitesi, kendilerini gelecek gelirle gençlerin bedenen ve ruhen sağlıklı bireyler olması için sosyal, kültürel, sportif tesisler yapacağını belirterek savundu.

SULTAN UÇAR / SÖZCÜ

10 Aralık 2021 Cuma

İşsizlik rakamları açıklandı: Gerçek işsizlik oranı yüzde 22,8 oldu!+İktidar ülkeyi her alanda ateşe attı (BİRGÜN)

 

İşsizlik rakamları açıklandı: Gerçek işsizlik oranı yüzde 22,8 oldu!

TÜİK verilerine göre, Türkiye'de işsizlik oranı, ekimde bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşti. Atıl işgücü' olarak tanımlanan gerçek işsizlik ise ekim ayında bir önceki aya göre 1 puan artarak yüzde 22,8 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim 2021 dönemine ait işgücü rakamlarını açıkladı. Verilere göre Türkiye'de işsizlik oranı, ekim ayında yüzde 11,2 olarak gerçekleşti. 'Atıl işgücü' olarak tanımlanan gerçek işsizlik ise ekim ayında bir önceki aya göre 1 puan artarak yüzde 22,8 oldu.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre 75 bin kişi azalarak 3 milyon 717 bin kişi oldu. TÜİK'e göre işsizlik oranı ise 0,2 puanlık azalış ile yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre 180 bin kişi artarak 29 milyon 581 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puanlık artış ile %46,2 oldu.

issizlik-rakamlari-aciklandi-gercek-issizlik-orani-yuzde-22-8-oldu-953641-1.

MEVSİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI

İşgücü 2021 yılı ekim ayında bir önceki aya göre 104 bin kişi artarak 33 milyon 297 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puanlık artış ile %52,0 olarak gerçekleşti.

issizlik-rakamlari-aciklandi-gercek-issizlik-orani-yuzde-22-8-oldu-953642-1.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak %20,1, istihdam oranı 0,3 puanlık artışla %33,4 oldu. Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak %41,8 seviyesinde gerçekleşti.

issizlik-rakamlari-aciklandi-gercek-issizlik-orani-yuzde-22-8-oldu-953643-1.

MEVSİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ İSTİHDAMIN YÜZDE 55,4'Ü HİZMET SEKTÖRÜNDE

Ekim ayında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarım sektöründe 33 bin kişi, hizmet sektöründe 211 bin kişi artarken sanayi sektöründe 58 bin kişi, inşaat sektöründe 4 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin %17,0'ı tarım, %21,5'i sanayi, %6,1'i inşaat, %55,4'ü ise hizmet sektöründe yer aldı.

ATIL İŞGÜCÜ ORANINDA ARTIŞ

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı ekim ayında bir önceki aya göre 1 puan artarak %22,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %15,6 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı %18,7 olarak gerçekleşti.

issizlik-rakamlari-aciklandi-gercek-issizlik-orani-yuzde-22-8-oldu-953644-1.

İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 2,1 puan azalarak %10,7 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre 384 bin kişi azalarak 3 milyon 623 bin kişi olarak gerçekleşti.

İstihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 3,6 puan artarak %47,2 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 2 milyon 802 bin kişi artarak 30 milyon 217 bin kişi oldu.

issizlik-rakamlari-aciklandi-gercek-issizlik-orani-yuzde-22-8-oldu-953645-1.

İşgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 3,0 puan artarak %52,9 oldu. İşgücüne katılan sayısı 2 milyon 418 bin kişi artarak 33 milyon 840 bin kişi olarak gerçekleşti.

TARIM DIŞI SEKTÖRDE KAYIT DIŞI ÇALIŞANLARIN ORANI YÜZDE 18,1

Ekim ayında sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre 2,3 puan azalarak %29,5 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 2,6 puan azalarak %18,1 oldu.

                                                                      ***

İktidar ülkeyi her alanda ateşe attı

Ülkeyi uçuruma sürükleyen, mutfaktaki yangına benzin döken iktidar, insan hak ve özgürlüklerini de budadı. Türkiye, gelir eşitsizliğinden yolsuzluk endeksine hemen her alanda dünyanın en kötülerinde zirveye oynuyor.

20 yıllık AKP iktidarı, ülkeyi tüm alanlarda dünyanın en kötü listelerinde zirve yaptırdı. Gelir eşitsizliğinde OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alan Türkiye’de en zengin yüzde 10’luk kesim tüm servetin yüzde 54’üne sahip. Türkiye, dövizin yükselmesiyle asgari ücret bazında Avrupa sonunculuğuna yerleşirken, yüksek enflasyonda tartışmalı TÜİK verilerine göre bile dünyada 11. Sırada yer bulabildi. Öte yandan insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerin her geçen gün budandığı Türkiye, pek çok sıralamada Kongo, Ruanda, Honduras gibi ülkelerle aynı sıralamaları paylaşıyor.

Son iki yılda ulusal ve uluslararası yapılan çeşitli araştırmalardan ortaya çıkan sonuçları 10 kalemde şöyle ele aldık:

1 Asgari ücret

Asgari ücret için hükümet ve sendikalar arasında pazarlık sürerken Avrupa’da avro bazında brüt asgari ücret sıralamasına bakıldığında Türkiye 2021’in ikinci yarısı itibariyle 27 ülke içinde 245 avroya tekabül ettiği Arnavutluk’u da geçerek son sıraya yükseldi. Türkiye’de bugün için asgari ücret 205 dolara kadar geriledi. Dünyada da en geri liglerde yer alan Türkiye, Vietnam, Bangladeş gibi ülkelerle yarışıyor.

2 Enflasyon

TÜİK verileri baz alındığında bile enflasyonun en çok arttığı Avrupa ülkesi Türkiye. Dünyada ise en yüksek 11’inci enflasyona sahip ülkesi. TÜİK’in açıkladığı enflasyon sepetini baz alarak ayrı bir hesaplama yapan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) ise kasım ayındaki yıllık enflasyonun yüzde 58. 65 olduğunu vurguluyor. ENAGrup verisinde göre Türkiye dünyada Surinam’ın ardından altıncı sıraya yerleşiyor.

iktidar-ulkeyi-her-alanda-atese-atti-953539-1.

3 Gelir eşitsizliği

OECD’nin son gelir eşitsizliği raporuna göre Türkiye’de vatandaşların eşitsizlik algısı en yüksek seviyeye ulaştı. Yurttaşların yüzde 67’si, “Ülkenin toplam gelirinin büyük bölümü en zengin yüzde 10’a akıyor” derken, Türkiye bu oranla tüm OECD ülkeleri içinde ilk sırada yer alıyor. Öte yandan Dünya Eşitsizlik Raporu’na göre Türkiye’de en zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54’ünü alıyor. Rapora göre Türkiye’de gelir eşitsizliği son 15 yılda artmaya devam etti ve son üç yıldaki ekonomik yavaşlama tüm nüfus gruplarının gelirlerini azalttı.

4 Şeffaflık/yolsuzluk

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2020 Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 86’ncı sırada yer aldı. Türkiye, son 8 yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasındaki yerini değiştirmedi. Araştırmaya göre 40 puan alan Türkiye, küresel sıralamada 180 ülke arasında 86’ncı sırada bulunuyor. Türkiye 2019’da yayımlanan endekste ise 39 puan ile 91’inci sırada yer almıştı. Türkiye ile aynı puanı paylaşan ülkeler, Trinidad ve Tobago, Doğu Timor, Fas, Hindistan ve Burkina Faso oldu. Endekse göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ile de karşılaştırıldığında, 44 ile AB içinde en düşük puanı alan Romanya’nın da gerisinde kaldı.

5 Basın özgürlüğü

Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) yayınladığı yıllık raporunda, 2021’de mesleki faaliyetleri yüzünden hapiste bulunan gazeteci sayısının rekor kırarak 293’e ulaştığını açıkladı.

CPJ’nin geçen seneki raporunda ikinci sırada bulunan Türkiye’nin ise altıncı sıraya gerilediği belirtildi. Rapora göre Türkiye’de 2020’de hapiste olan gazeteci sayısı 20 azalarak 37’den 17’ye geriledi. 2020 Raporuna göre ise 1 Aralık itibarıyla dünyada 274 gazetecinin cezaevinde tutulduğu belirtilirken, Çin (47), Türkiye (37) ve Mısır (27) bu sıralamada ilk üç içinde yer aldı.

6 Demokrasi

İngiliz araştırma ve analiz şirketi Economist Intelligence Unit’in (EIU) hazırladığı 2020 Demokrasi Endeksi’nde 167 ülke arasında 110’uncu sırada yer aldı.
Beşinci yıllık raporlarını sunan V-Dem Enstitüsü, 2020 yılı boyunca özellikle Covid-19 salgını ve önlemlerinin 144 ülkedeki demokratik gelişmeyi nasıl etkilediğini inceledi. Buna göre, 2010’dan 2020’ye doğru olan değişimde Türkiye en çok gerileyen 3. ülke oldu.

179 ülkenin değerlendirildiği Liberal Demokrasi Endeks listesinde ise Türkiye; Kongo ile Ruanda’nın arasında 149. sırada yer bulabildi.

7 Ayrımcılık/şiddet

Türkiye, 41 OECD ülkesi arasında ayrımcılığın en yüksek olduğu ülke hâline geldi. 2020 Refah Endeksi’ne göre ayrımcılığa karşı yasal önlemlerin varlığı ve toplumsal hoşgörü açısından 167 ülke arasında Türkiye, son 10 yıl içinde 33 sıra gerileyerek 154. sıraya yerleşebildi. Türkiye’de nefret ve şiddet suçları da arttı. Refah Endeksi’nde şiddet içeren suçlar, iç çatışmalar, mülkiyet suçları, siyasi suçlar üzerinden açısından 167 ülke arasında en güvencesiz 147. ülke oldu.

8 Mutluluk

2021 yılında yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu da Türkiye’nin günbegün mutsuzluğa gömüldüğünü gösterdi. 2019 yılında 156 ülke arasında 79. sırada yer alan Türkiye, sadece 2 sene içinde 25 sıra gerileyerek 2021 yılında 104. Sırada yer aldı. TÜİK’in Yaşam Memnuniyet Araştırması’nda da 2020 yılında Türkiye’de yaşayan her iki yurttaştan biri kendisini mutsuz hissettiğini belirtti.

9 Cinsiyet eşitliği

Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke konumunda. 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda ise 156 ülke içinde 133. sırada yer aldı.

10 Hayvan hakları

Dünyada hayvanların refah derecesini ve ne kadar korunduklarını ölçen Sessiz Hayvan Zulmü Endeksi’nde Türkiye, gösterdiği kötü performans nedeniyle 50 ülke arasında 33. sırada yer buldu.

***

Dünya Gelir Eşitsizliği

En zengin yüzde 10: Toplam gelirin yüzde 54’üne sahip
Geri kalan yüzde 90: Toplam gelirin yüzde 46’sını paylaşıyor

iktidar-ulkeyi-her-alanda-atese-atti-953538-1.

(BİRGÜN)

KISA KISA GÜNDEM (10 Aralık 2021)


1-Diyanet’ten 1085 Dolar’a Kudüs turu! (ALİ EKBER ERTÜRK-SÖZCÜ)

Diyanet İşleri Başkanlığı 4 Ocak 2022’den itibaren Kudüs turlarına başlıyor. 

Ancak yükselen dolar kurları nedeniyle turlar, cep yakacak. Kişi başı ücret, 775-1085 dolar arasında değişiyor. Diyanet'in turlarında 2 yaşına kadar olan bebek ve çocuklar için de, 195 dolar alınacak. 

Turlara katılanlardan PCR testi de istenecek ve çift doz aşı olmayanlar katılamayacak. 895 dolar olan Kudüs turlarında, Miraç kandili dönemi ücret, 1085'e dolara çıkıyor.İki tür konaklama imkanı sunan Diyanet'in turlarında 3-5 yaş arasındaki çocuk için 445- 625 dolar, 6-11 yaş arasındaki çocuklar için de 600-890 dolar ücret alınacak.

2)-OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, CHP’li Kaboğlu’nun başvurusunu reddetti.(Cumhuriyet)

CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun (OHALİİK) kendisi hakkında ret kararı vermesine ilişkin, “Anayasa dışı bir kurum olan ve kararlarıyla Anayasa suçu işleyen OHALİİK ve arkasındaki güçlerle, hukuk ve siyaset yoluyla mücadelemi sürdüreceğim” dedi.

3)-Prof. Dr. Hakan Savlı: İleri yaş grubu 3. dozunu olmalı.(Sarp Sağkal-Cumhuriyet)

Bilim insanları, koronavirüsün Omicron varyantının yaşlı nüfusa etkisine karşı uyarıda bulundu. İleri yaş gruplarının Omicron’a karşı korunma sağlanması için üçüncü doz aşının ihtiyacına dikkat çekildi. 

Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Savlı, koronavirüsün Omicron varyantının yaşlı nüfusa etkisine karşı uyarıda bulundu. Savlı, “İleri yaş gruplarında Omicron’un hafif geçeceğine dair henüz bir veri yok. Bu yaş gruplarını korumak için mutlaka üçüncü doz aşılar olunmalı” dedi. Aşıların varyanta etkisine ilişkin konuşan Savlı, “İlk veriler aşıların Omicron üzerinde etkili olabileceğini gösteriyor. Ancak Delta varyantına göre Omicron’da aşıların etkinliği biraz daha düşmüş durumda” uyarısını yaptı. 

4. DOZ DA GEREK:Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da salgının ilk dönemlerinde vurulan Sinovac aşılarıyla ilgili açıklama yaptı. Ceyhan, üçüncü dozu Sinovac olan kişilere dördüncü doz aşı gerektiğini vurguladı.  

195 CAN KAYBI:Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise dün, 19 bin 696 kişi Covid-19’a yakalandı. 195 kişi yaşamını yitirdi.

4)-Kuşadası'nda facia: Isınmak için sığındıkları evde 2 kişi yanarak hayatını kaybetti.(Cumhuriyet)

Aydın'ın Kuşadası ilçesinde sokakta yaşadığı belirtilen ve gece sığınmak için girdikleri metruk bir evde ateş yakan iki kişi feci şekilde yanarak hayatını kaybetti. 
Yangının sokakta yaşadığı öğrenilen Fazmiye B. isimli 56 yaşındaki kadın ile Mustafa Ç. isimli 51 yaşındaki adamın sığındıkları metruk binada ısınmak için yaktıkları tahta ve kağıt parçalarının çevredeki eski koltuk ve eşyaları tutuşturması sonucu çıktığı belirlendi. 
Yangına uykuda yakalanan iki şahsın da kısa sürede tüm evi saran alevlerden kurtulamadıkları için yanarak hayatlarını kaybettikleri belirtildi.

5)-Üniversite gerici vakıf kıskacında.(BİRGÜN)

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ), gerici vakıfların ve tarikatların kıskacında. Rektör Mustafa Alişarlı’yı ziyaret eden İHH yetkilileri, üniversitedeki öğrenci yurtlarında deprem tatbikatı yapma talebinde bulundu.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Rektör Alişarlı, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Türkiye’den dünyaya uzanan hayır köprüsü vizyonuna vurgu yaparak, felakete uğramış, zulüm görmüş, aç ve açıkta kalmış tüm insanlara, dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmaksızın yardım elini uzattığını söyledi. 
Başkan Sarımsakçı, kısa bir süre önce kurulan İHH Bolu Arama Kurtarma Ekiplerinin gerekli eğitimlerini ve donanımlarını sağladığını, bu şekilde AFAD’ın akredite arama kurtarma kuruluşları arasına girdiğini ifade ederek, İHH Arama Kurtarma Birimi ve AFAD işbirliğinde Üniversitede bulunan öğrenci yurtlarında deprem tatbikatı yaparak olası afetler için öğrencileri bilinçlendirmek istediklerini ifade etti. 
Rektör Alişarlı, İHH ile yardım faaliyetleri başta olmak üzere bir çok konuda işbirliği yapabileceklerini ifade ederek ziyaretlerinden dolayı, Sarımsakçı ve Türk’e teşekkür etti”

6)-Demokrasiniz palavra.(BİRGÜN)

Biden’ın 110 ülkenin katılımıyla düzenlediği “demokrasi” zirvesi tepki çekti. Rusya zirveyi “tuhaf bir etkinlik” olarak tanımladı. Çin ülkelere uyguladığı yaptırımlarla milyonlarca kişiyi açlığa sürükleyen ABD’nin demokrasi iddiası olamayacağını vurguladı.

Ortadoğu ülkelerine "demokrasi" götüren ABD emperyalizmi insanlık suçlarıyla dolu kirli siciline rağmen halen dünyaya demokrasi vaat ediyor, onlarca ülkeye uyguladığı ağır ekonomik yaptırımlarla milyonlarca kişiyi açlık koşullarına sürüklerken demokrasinin garantörlüğü rolünü üstleniyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın 110 ülkeye davet göndererek dün başlattığı "Demokrasi zirvesi" başta Çin ve Rusya’nın tepkisini çekerken yapılan açıklamalarda toplantının demokrasi ile bağdaşmadığı vurgulandı. Videokonferans yöntemiyle yapılan zirve bugün sona erecek.

7)-Soylu’nun “İBB’de teröristler çalışıyor” açıklamasına İmamoğlu’ndan yanıt: Psikolojik durumu incelenmeli.(BİRGÜN)

Salı günü bütçe görüşmelerine Meclis’i birbirine katan ve seri iftiralar sıralayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, İBB Başkanı Ekrem imamoğlu’ndan yanıt geldi. 

İmamoğlu, “İBB’de teröristler çalışıyor” uydurmasında bulunan Soylu için, “Bağımsız sağlık kuruluşları gelsinler ve bu psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş Sayın Bakan’la ilgili bir analiz yapsınlar” dedi.

SÜLEYMAN SOYLU NE DEMİŞTİ?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan personel alımları ile ilgili iddialarda bulunmuştu. İBB'ye yaklaşık 33 bin kişi alındığını belirten Soylu, "Bu 33 bin kişiden 12 bin kişiye ancak bakıldı. 455 tanesinin PKK ve KCK kaydı var. 80'inin DHKPC, 20'sinin MLKP, 2'sinin MKP kaydı var ve diğerlerinin kayıtlarını da gönderebilirim" demişti.

8)-Erdoğan'dan halka 'açlık' müjdesi.(BİRGÜN)

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı'nda konuştu. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuran'daki Bakara Suresi'nden alıntı yaparak
"Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!" dedi.