Erdoğan'dan çok sayıda atama ve görevden alma: Saray kadrosu revize edildi.
Yatırım ve Finans Ofisi Başkanlığı'na Ahmet Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına Göksel Aşan atandı. Atananlar arasında Ali Saydam, Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay, Selçuk Pehlivanoğlu gibi isimler de var.
Cumhurbaşkanlığı politika kurullarına yönelik yapılan atamalar Resmi Gazete’de yayımlandı. 10 ayrı kurula AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla toplam 140 isim atandı.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 21'inci maddesi kapsamında, Cumhurbaşkanlığı politika kurulu üyeliklerine atamalar gerçekleştirildi.
Bu kapsamda Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu üyeliklerinde; Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, Prof. Dr. Ercümend Arvas, Prof. Dr. Hasan Mandal, Prof. Dr. Kadriye Arzum Erdem Gürsan, Mehmet İhsan Taşer, Prof. Dr. Mehmet Yıldız, Mustafa Erhan Say, Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Prof. Dr. Orhan Aydın, Prof. Dr. Tamer Yılmaz atandı.
Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyeliklerine; Prof. Dr. Abdullah Atalar, Ahmet Akça, Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Prof. Dr. Atilla Arkan, İbrahim Taşel, Dr. Ömer Faruk Yelkenci, Sinan Selçuk Pehlivanoğlu, Prof. Dr. Şule Alan, Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Prof. Dr. Umran Savaş İnan, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof. Dr. Yusuf Alpaydın atandı.
Ekonomi Politikaları Kurulu üyeliklerine; Alpaslan Çakar, Prof. Dr. Cem Demiroğlu, Dr. Cemil Ragıp Ertem, Prof. Dr. Ercan Bayazıtlı, Hayrettin Demircan, Mehmet Ali Akben, Doç. Dr. Mehmet Fatih Ulu, Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin, Meltem Taylan Aydın, Prof. Dr. Mustafa Ege Yazgan, Nilüfer Bulut, Dr. Nurettin Canikli, Osman Çelik, Prof. Dr. Servet Bayındır, Yiğit Bulut atandı.
Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeliklerine; Akif Çağatay Kılıç, Prof. Dr. Burhanettin Duran, Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Prof. Dr. Çağrı Erhan, Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Fikri Işık, Prof. Dr. Kılıç Buğra Kanat, Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Prof. Dr. Muhittin Ataman, Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Nurşin Güney, Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Prof. Dr. Seyit Sertçelik atandı.
Hukuk Politikaları Kurulu üyeliklerine; Doç. Dr. Cem Duran Uzun, Hakan Çavuşoğlu, Prof. Dr. Mahmut Koca, Prof. Dr. Mehmet Ali Zengin, Mehmet Şükrü Erdinç, Mehmet Uçum, Prof. Dr. Melikşah Yasin, Prof. Dr. Ömer Anayurt, Salih Cora, Selma Öztürk Pınar, Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, Prof. Dr. Talat Canpolat, Uğur Kızılca, Vedat Ali Tektaş, Prof. Dr. Yücel Acer atandı.
Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyeliklerine; Prof. Dr. Ahmet Albayrak, Ali Saydam, Aram Kuran, Fecir Alptekin, Gökhan Yazgı, Prof. Dr. Gülçin Yahya Kaçar, Han Tümertekin, Dr. Havva Hümeyra Şahin Oktay, Hülya Soydan, Prof. Dr. İskender Pala, Dr. Mustafa Sinan Genim, Orhan Gencebay, Prof. Dr. Ümit Meriç, Prof. Dr. Yusuf Özkır atandı.
Sağlık Politikaları Kurulu üyeliklerine; Ahmet Selim Köroğlu, Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, Prof. Dr. Arife Polat Düzgün, Doç.dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, Prof. Dr. Hasan Türkez, Dr. İhsan Şahin, Prof. Dr. Mehmet Fatih Kılıçlı, Dr. Mustafa Uzun, Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Prof. Dr. Özcan Erel, Dr. Sema Ramazanoğlu, Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, Prof. Dr. Toker Ergüder, Zülfiye Füsun Kümet atandı.
Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu üyeliklerine; Abdulkadir Özbek, Doç. Dr. Ahmet Özdinç, Ali Arif Özzeybek, Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, Ebru Baybara Demir, Prof. Dr. Emine Özmete, Hayati İnanç, İdris Kardaş, Dr. İpek Coşkun Armağan, Prof. Dr. Kemal Sayar, Dr. Murat Yılmaz, Öznur Çalık, Prof. Dr. Recep Yıldız, Şahika Ercümen, Tarkan Zengin, Prof. Dr. Veysel Bozkurt atandı.
Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu üyeliklerine; Prof. Dr. Aykut Gül, Prof. Dr. Cenk Aydın, Prof. Dr. Eda Becer, Erdal Bahçıvan, Hüseyin Aydın, Dr. Mehmet Mehdi Eker, Muhammet Uğur Kaleli, Prof. Dr. Muhittin Özder, Ramazan Bingöl, Seyit Güngör Şarman, Zeyd Altun, Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel atandı.
Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu üyeliklerine; Ali Hamza Pehlivan, Prof. Dr. Burcu Özsoy, Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Prof. Dr. Fatma Zeynep Aygen, Fazlı Kılıç, Prof. Dr. Lütfi Akca, Dr. Mehmet Karabay, Prof. Dr. Metin Sözen, Prof. Dr. Mustafa Erdik, Prof. Dr. Mustafa Kumral, Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, Ömer Bulut, Dr. Şadan Kaptanoğlu Dikici, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Tuna Koç atandı.
Kurul üyelerinin bir bölümü tanıdık
Kurulda dikkat çeken bazı isimler var.
Bunlardan biri Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu üyeliğine atanan Öznur Çalık.
Çalık Holding’in patronu Ahmet Çalık’ın gelini ve AKP Malatya Milletvekili olan Öznur Çalık, Samsun’da üç maden arama sahası için ihaleyi Çalık Holding iştiraki Lidya Madencilik kazanınca Erdoğan’a sosyal medya hesabından teşekkür etmişti.
Ekonomi Politika Kurulu üyeliğine yeniden atananlardan biri de Yiğit Bulut. Bulut, 9 Ekim 2018 tarihinden bu yana Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyeliği yapıyor.
Ayrıca, Yatırım ve Finans Ofisi Başkanlığı'na Ahmet Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına Göksel Aşan atandı. Uzun yıllar İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde çeşitli görevlerde bulunan Göksel Aşan, Temmuz 2018’de İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı olarak görev yaptı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndaki İstanbul Bölge Müdür Metin Erol, Konya Bölge Müdürü Taner Taşkıran ve Antalya Bölge Müdürü Sabri İşbilen'se görevden alındı. Yerlerine İstanbul'a Efe Murat Erbaş, Konya'ya Oğuz Tunç ve Antalya'ya Ahmet Uzun atanırken, Çanakkale Bölge Müdürlüğüne Mustafa Tolga Karaoğlu ve Şanlıurfa Bölge Müdürlüğüne Numan Günay getirildi.
9 bakanlıkta atama ve görevden alma
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda, Antalya İl Müdürü Tevfik Altınay, Giresun İl Müdürü Sedat Kurnaz ve Yozgat İl Müdürü İbrahim Tamer görevden alındı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde açık bulunan Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğüne Mücahid Vural, Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ise Mehmet Ali Çalışkan atandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda açık bulunan Milli Eğitim Akademisi Başkanlığına da Cevdet Vural getirildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Dilek Altınışık hak aylık derecesine uygun İş Başmüfettişliğine atandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Tevfik Altınay, Giresun Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Sedat Kurnaz ve Yozgat Çevre ve Şehircilik İl Müdürü İbrahim Tamer görevden alındı. Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda açık bulunan müfettişliğe yapılan sınavda başarı gösteren Müfettiş Yardımcısı Burhan Önlüel atandı.
Dışişleri Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Burak Karartı görevden alındı. Dışişleri Bakanlığı'nda açık bulunan Kamu Diplomasisi ve Stratejik İletişim Genel Müdürlüğü'ne, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Nevzat Uyanık atandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda açık bulunan Hazine ve Maliye Müfettişliklerine Ramazan Akdoğan, Özcan İşlek, Bekir Sarıkaya, Haluk Koç, Alperen Taştekin, Merve Tüfekçi, Mihriban Akın Gezer, Emrah Girici, Mert Baltacı, İlker Avcıoğlu, Merve Öğütcü, Emre Aygün ve Haluk Aktürk atandı. Gelir İdaresi Başkanlığı'nda açık bulunan Gelir İdaresi Daire Başkanlıklarına Mustafa Akpınar, Murat Coşkun, Sadık Demirbaş, Hayati Arslan, Serkan Kurnaz ve Vergi Başmüfettişi Halil Çağdaş Baran atandı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde açık bulunan Vakıflar Meclis Üyeliğine İsmail Karaman atandı. Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne Mücahid Vural, Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğüne Mehmet Ali Çalışkan atandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nda açık bulunan, Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcılığına Erkan Alkan, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcılığına Bekir Yücel Tanrıkulu, Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığına Satuk Buğra Fındık ve Mahir Özcan, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığına Hakan Nalbantoğlu atandı.
10 ilin tarım ve orman müdürü görevden alındı
Ankara İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Korkmaz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkaslan, Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Ertan Atalar, Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, Kırşehir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa İlmeç, Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürü Emre Yeniay, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, Muş İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün, Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Öcal, Yozgat İl Tarım ve Orman Müdürü Tanju Özkaya görevden alındı.
Ankara İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Ahmet Dallı, Adıyaman İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Abdulkadir Akkan, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Hüseyin Düzgün, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Ergün Demirhan, Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Latif Candan, Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Adil Alan, Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Alper Koçaker, Hatay İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Abdurrahman Türkmen, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Ahmet Kılıç, Kırşehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Bülent Zafet Taş, Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Ertan Keleş, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Seyfettin Baydar, Muş İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Mustafa Şanverdi, Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Mehmet Aksoy, Şanlıurfa İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Mehmet salih Söğüt, Van İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Turgay Şişman, Yozgat İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Ömer Şentürk atandı.
Ankara Orman Bölge Müdürü Veysel Kodalak, Artvin Orman Bölge Müdürü Sinan Özkaya, Bolu Orman Bölge Müdürü Mahmut Şentürk, Erzurum Orman Bölge Müdürü Oktay Ayatay, Kayseri Orman Bölge Müdürü İsa Çapkın, Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu görevden alındı. Ankara Orman Bölge Müdürlüğüne Esat Şimşek, Bursa Orman Bölge Müdürlüğüne Erdal Şahan, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğüne Zafer Derince, Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne Kemal Kayıran, Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğüne Musa Şen, Artvin Orman Bölge Müdürlüğüne İbrahim Ethem Gürsoy, Bolu Orman Bölge Müdürlüğüne Celal Kanbur, Sinop Orman Bölge Müdürlüğüne Rıdvan Kalelioğlu, Erzurum Orman Bölge Müdürlüğüne Serkan Karakurt, Hatay Orman Bölge Müdürlüğüne İlkay Günay, Kayseri Orman Bölge Müdürlüğüne Mehmet Zeki Bayıcı, Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğüne İsmail Poyraz, Sakarya Orman Bölge Müdürlüğüne Metin Topçu, Denizli Orman Bölge Müdürlüğüne Ahmet Köle, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğüne Hasan Keskin, Adana Orman Bölge Müdürlüğüne Tahsin Etli, Amasya Orman Bölge Müdürlüğüne Ferdi Özer, İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne Mahmut Yılmaz, Elazığ Orman Bölge Müdürlüğüne Mustafa Arpacı, Mersin Orman Bölge Müdürlüğüne Rifat Ataş, Isparta Orman Bölge Müdürlüğüne Ali Özdemir, Konya Orman Bölge Müdürlüğüne Mustafa Yalçın, Muğla Orman Bölge Müdürlüğüne Mustafa Ülküdür, Giresun Orman Bölge Müdürlüğüne Ahmet Ulukan, Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğüne Yusuf Karartı ve Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğüne Hakan Yaslıkaya atandı.
Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Ozan Kaya görevden alınırken, Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcılıklarına Fatma Canan Nilüfer Dora ve Mehmet Hakan Akgün atandı. Ticaret Araştırmaları ve Risk Değerlendirme Genel Müdür Yardımcılığına Mehmet Ali Kelleci, Ticaret Müfettişliğine Hasan Mutaf, Altan Özbilen ve Nuray Çelik Ceylan atandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Haydar Ufuk Kale görevden alınarak yerine Yalkın Giray Yüksel atandı.
TCDD'de değişiklikler
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nde açık bulunan Yönetim Kurulu Üyeliklerine Cengiz Paşaoğlu ve Muhammed Keren Yeğnidemir atandı. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürü Şehabettin Gedikli görevden alınarak yerine Eyyüp Bülent Cengiz atandı. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyesi İsmail Çağlar, Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Metin Akbaş ve Turgay Gökdemir görevden alındı. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üyeliğine Enver mamur, Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcılığına ve Yönetim Kurulu Üyeliğine Nizametdin Çiçek ve Ercan Karacaoğlu atandı.
13 üniversiteye rektör atandı, Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı'na Cevdet Vural getirildi
Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre 13 üniversiteye de yeni rektör ataması yapıldı. Karar kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı'nda açık bulunan Milli Eğitim Akademisi Başkanlığı'na Cevdet Vural atandı. Ayrıca Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine İbrahim Şenel seçildi.
Üniversitelere yapılan rektör atamaları şöyle:
- Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğüne İlhami Gülçin
- Ardahan Üniversitesi Rektörlüğüne Öztürk Emiroğlu
- Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlüğüne İbrahim Aydın
- Batman Üniversitesi Rektörlüğüne İdris Demir
- Beykoz Üniversitesi Rektörlüğüne İsmail Burak Küntay
- Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlüğüne Necmettin Elmastaş
- Çağ Üniversitesi Rektörlüğüne Murat Koç
- Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğüne Oktay Yıldız
- Hakkari Üniversitesi Rektörlüğüne Musa Gençcelep
- Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğüne Rengin Ak
- Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörlüğüne Zekeriya Akman
- Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörlüğüne Turgay Uzun
- Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğüne Mahmud Güngör
4 büyükelçiliğe atama
Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile dört ülkeye yeni büyükelçi ataması yapıldı.
Türkiye'nin Bosna-Hersek Büyükelçiliği'ne Protokol Genel Müdür Yardımcısı Emin Akseki, Burkina Faso Büyükelçiliği'ne Çevre, İklim Değişikliği ve Sınıraşan Sular Genel Müdür Yardımcısı Feriba Duygu Hokkacı Esirgen, İrlanda Büyükelçiliğine İkili İlişkiler Genel Müdürü Esra Cankorur, Nijerya Büyükelçiliğine Mehmet Poroy getirildi.
***
Öcalan'ın avukatından Bahçeli'ye övgü, sosyalistlere 'eleştiri': 'Bahçeli'nin sergilediği yaklaşımı sergilemediler'
PKK lideri Öcalan'ın avukatı Yürekli, "Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşmadan sürecin başarıya ulaşamayacağını" söyledi. Bahçeli'nin tutumunu öven Yürekli, "Türkiye solunu" ise "Kürt sorununu anlamamak" ve "Türkiye devletinin inşa sürecini idrak edememekle" suçladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrıyla başlayan yeni İmralı süreci, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakarak örgütü feshetme çağrısıyla devam etti. Öcalan'ın çağrısının üzerinden yaklaşık 1,5 ay geçmesine karşın henüz somut bir adım atılmadı.
Süreci değerlendiren Öcalan'ın avukatı Cengiz Yürekli, "gelişmelerin kendilerini umutlandırdığını ancak İmralı'daki koşullarda herhangi bir değişiklik olmadığını" söyledi. Sürecin "başarıya" kavuşması için demokratik müzakere koşullarının oluşması gerektiğini savunan Yürekli, "Öcalan'ın tecrit koşullarında bu süreci yürütmesi ve başarıya ulaştırması mümkün değil" dedi.
Öcalan'ın özgürlük durumunun hukuksal açıdan da tartışmaya açıldığını söyleyen Yürekli, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne tabi olmasına karşın mevzuatta "umut hakkı"nın yer almamasına dair de "Yapılması gereken mevzuatta değişikliğe gidilerek, ilgili yasal hükümlerin değiştirilmesidir. 'Umut hakkı'na alan açılması yasal zorunluluktur" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Yürekli, isim vermeden sol ve sosyalist partileri eleştirdi, "Bahçeli'nin sürece dair sergilediği yaklaşımın sergilenmediğini" söyledi. Yürekli bunun nedenini ise "Kürt sorununu anlamamak" ve "Türkiye devletinin inşa sürecini idrak edememek" olduğunu iddia etti.
'Sürecin sağlıklı bir şekilde ilerletilmesi için Öcalan'ın koşullarının değişmesi gerekiyor'
Abdullah Öcalan'ın avukatı Cengiz Yürekli, karşılıklı yapılan çağrılar ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı'nın sorularını yanıtladı
Sürecin, "İmralı sisteminin lağvedilmesi ve İmralı'daki koşulların düzeltilmesine yönelik kendilerini umutlandırdığını" söyleyen Yürekli, öte yandan politik ve toplumsal tartışmalardan bağımsız olarak İmralı koşullarından hukuki açıdan herhangi bir değişim olmadığını kaydetti.
Yürekli, "Sayın Öcalan öncülüğünde başarıya götürülmek istenen bir süreç söz konusudur" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Ancak bu sürece denk düşen değişiklikler, olumlu gelişmeler söz konusu değil. Bizler hâlâ müvekkillerimizle görüşemiyoruz. Hâlâ İmralı'da tutulan müvekkillerimizle en ufak bir yazışma, en ufak bir iletişim söz konusu değildir. Hatta biz bunu gündemleştirmekte biraz eksik kaldık. Bunun da özeleştirisini verebilirim. Şubat tarihinde yeniden bir aile görüş yasağı söz konusu oldu. Bu yönüyle mevcut kısıtlamalar devam ediyor.
Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerletilmesi için Sayın Öcalan'ın koşullarının değişmesi gerekiyor. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü gündeme gelmiştir. Bunun sağlanması gerekiyor. Özgür çalışma koşullarının oluşturulması gerekiyor. İmralı sisteminin lağvedilmesi gerekiyor. Ama tüm bunlardan önce sürecin gerekliliğinden bağımsız olarak, tamamen hukuksal gereklilik anlamında avukat ve aile ziyaretlerinin gerçekleşmesi gerekiyor. Giden heyetler ve aileler aracılığıyla İmralı’daki koşullarda bir değişimin olmadığını öğrendik."
'Toplumsal taleplerde Öcalan'ın özgürlüğü en üst düzeyde'
"Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü gündeme gelmiştir” ifadesini ilk defa kullanmadıklarını belirten Yürekli, "Öcalan'ın özgürlüğünün hukuki kapısı aralanmıştır dedik. Özgürlüğü gündemdedir dedik. Yürüyen süreç Sayın Öcalan'ın muhataplığı ve öncülüğünde yürüyor. Bunun gerekliliği de demokratik müzakeredir. Demokratik müzakere, kavramsal olarak müzakere edenlerin eşit koşullar altında bulunması anlamına geliyor" dedi.
Yürekli, demokratik müzakere koşullarının oluşması gerektiğini söyledi ve "Müzakere eden bir taraf sınırsız koşullara sahipken, Sayın Öcalan'ın tecrit koşullarında bu süreci yürütmesi ve başarıya ulaştırması mümkün değil. Asla kendi koşulları için bir talebi söz konusu olmadı. Ama bir de işin doğası gereği olarak demokratik müzakere koşullarının oluşması gerekiyor" diye konuştu.
Öcalan'ın fiziki özgürlüğe kavuşmadan "çözüm" gelişmeyeceğini söyleyen Yürekli, "Çünkü bu çözümün yaratanı da, öncülük edeni de, temel muhatabı da Sayın Öcalan'dır. Onun özgür çalışabilir koşullara ulaşmadan bu süreci yürütmesi mümkün değildir. Yani bu objektif olarak hayatın olağan akışının gereğidir. Gelinen aşamada, toplumsal taleplerde Sayın Öcalan'ın özgürlüğü en üst düzeydedir" dedi.
'Umut hakkı'na alan açılması yasal zorunluluktur'
Öcalan'ın özgürlük durumunun hukuksal açıdan da tartışmaya açıldığını söyleyen Yürekli, "Her ne kadar süreçle bağlantılandırılsa da, sürecin ilerlemesi için bu hukuksal zemin belki de bir araç kılınabilir. Böyle bir rol oynayabilir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını Sayın Öcalan şahsında 'ihlal' olarak değerlendirdi ve özgürlüğünün tartışılmaya açılması gerektiğini talep etmişti" dedi.
Sözlerine "umut hakkı" kavramı üzerinden devam eden Yürekli, şöyle konuştu:
"Umut hakkı kavramı süreçten bağımsız bir şekilde ve bu süreçten çok önce gündeme gelmiş bir şeydir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin gündemindedir. Komite, 2025 Eylül ayında yeniden gündemine alacak ve muhtemelen bundan önce Türkiye hükümetiyle de belli yazışmaları olacak. Biliyorsunuz anayasal olarak bu karar Türkiye yasalarının üstündedir ve uygulanması gerekiyor. Böylesi bir hukuki zorunluluk var. Ama geldiğimiz aşama itibariyle, yürüyen süreç itibariyle, bu sürecin başarıya gitmesi açısından Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün tartışılması gerekir. Bu yönüyle 'umut hakkı' buna bir zemin sunabilir."
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un "umut hakkı"nın mevzuatta olmadığına ilişkin açıklamaları hakkında da konuşan Yürekli, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne tabi olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargılama yetkisinin kabul edildiğini ifade etti. Yürekli, "Yani mevzuata konulması konusunda bir mecburiyeti söz konusudur. 'Umut hakkı'nın mevzuatta yer almaması mevzuata aykırılık oluşturuyor. Şu an yapılması gereken mevzuatta değişikliğe gidilerek, ilgili yasal hükümlerin değiştirilmesidir. 'Umut hakkı'na alan açılması yasal zorunluluktur" değerlendirmesinde bulundu.
Sosyalistlere 'eleştiri': 'Bahçeli'nin sergilediği yaklaşımı sergilemediler'
Yürekli "Muhalefetin bu süreçte tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu "Devlet Bahçeli çok ciddi bir şey yaptı. 'Öcalan gelsin Meclis’te çağrısını yapsın, 'umut hakkı'ndan yararlansın' dedi. Bu yaklaşım, Kürt sorununun çözümsüzlüğünü iktidar ve muhalefet arasında bir baskı aracı olmaktan çıkaran bir yaklaşımdır. AKP, 2002'den beridir, 'Ben Kürt sorununu çözmek istiyorum ancak buna engel olan güçler söz konusu' diyordu. Bu güçler olarak tarif edilen de Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP'dir. Siyasi yelpazenin en sağında olan siyasettir. 2013-2015 sürecinde öyleydi. Bahçeli bu kozu gerek muhalefetin gerek iktidarın elinden aldı" diyerek yanıtlamaya başladı.
Bahçeli'nin Kürt sorununa dair samimi bir davette bulunduğunu söyleyen Yürekli, "İddia başka olabilir, niyet başka olabilir, bunları tartışmıyorum ama böylesi de bir zemin sundu. ‘Eğer ciddiyseniz buyurun benim rızam var, Kürt sorununu çözün’ dedi. Muhalefete de ‘karnından konuşmasın, buyursun’ dedi" ifadelerini kullandı.
Yürekli, sol ve sosyalist oluşumların "Bahçeli'nin sergilediği yaklaşımı sergileyemediğini ve bunun da Kürt sorununu anlamamalarından kaynaklandığını" iddia etti:
"Heyet görüşmeleri oldu. Siyasal partileri ziyaret ettiler. Kendini sol ve sosyalist olarak tanımlayan, samimiyetinden şüphe etmediğimiz partiler ve siyasal oluşumlar bile Devlet Bahçeli'nin sergilediği yaklaşımı sergilemedi. Hiçbirinden 'Buyurun, Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü talep ediyoruz' şeklinde bir yaklaşım gerçekleşmedi. Bu da maalesef Kürt sorununu anlamamaktan kaynaklanıyor. Bunun ciddiyetini kavramamakla ilgilidir. "
'Türkiye solunda Kürt sorununu anlayamama durumu söz konusu'
Yürekli, "Muhalefetin bu tavrını neye bağlıyorsunuz?" sorusunu da "Türkiye solunu" eleştirerek yanıtlamaya devam etti. Türkiye solunun konuya yaklaşımının "çok sorunlu ve problemli" olduğunu öne süren Yürekli, "Kürt sorununu anlayamama durumu söz konusu. Türkiye devletinin inşa sürecinin şekillenmesini anlamamak, idrak edememek durumu söz konusu" iddialarında bulundu.
Sözlerine "Şunu net bir şekilde söylemek lazım" diye devam eden Yürekli, şu iddiaları öne sürdü:
"İşçi kurumundan tutalım Komünist Partisi'ne, inanç kurumundan -Diyanet'i kastediyorum- diğer oluşumlara ve aydın bireylere kadar devletin ciddi tahakkümü altında şekillenmiş ve hatta devlet eliyle açığa çıkmış oluşumlardan bahsediyoruz. Yani kuruluşlarında da açığa çıkmalarında da cumhuriyetin tek tipçi paradigmasının etkisinde kaldıkları inkar edilemez. Ama aynı şekilde Kürt sorununu da anlayamama gibi bir durum söz konusu.
Mesela Sayın Öcalan, muazzam bir şekilde sosyalizme yoğunlaşmaktadır. Her görüşmede gündemi budur. Marksizm çözümlemeleri, değerlendirmeleri söz konusu. Marks, kendi döneminde, 1800'lerde İrlanda sorunu olsun -ulusal sorunları kastediyorum- Hindistan sorunu olsun, Rusya'daki durum olsun sürekli farklı fikirlerle çıkmış. Ancak bu fikirleri asla bir dogmatizmaya savrulmamış. Ne zamanki bir kıpırdanma görse, ne zamanki farklı bir şekillenme olsa her daim bunlara karşı bir devrimci potansiyel yakalamaya çalışmıştır. Aynı Marks, İrlanda'nın bağımsızlık savaşında enternasyonalle harekete geçmiş. Muazzam metinler yazmıştır. Onların tutsaklığının özgürlüğü için kampanyalar yürütmüştür. Maalesef Türkiye solunda -özellikle Sayın Öcalan şahsında- böylesi bir şeyi görmemiz söz konusu değil."
***
AKP'li Altındağ Belediye Başkanı işten attığı işçilerin direniş çadırına saldırdı
Zam ve ikramiyeleri geri isteyip sendikadan ayrılmayanın maaşını düşüren AKP'li Veysel Tiryaki, belediye önündeki işçilere saldırdı, sendika yöneticisine yumruk attı.
AKP'li Altındağ Belediyesi'nde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 27 Şubat'ta grev kararı aldı.
Grevi engellemek isteyen belediye yönetimi 46 işçiyi işten çıkardı, yaklaşık 1000 işçiyi sendikadan istifa etmeye zorladı.
Altındağ Belediyesi işçileri, sendikal haklarını savunmak ve haksız uygulamalara karşı mücadele etmek amacıyla belediye önünde çadır kurarak nöbete başladı.
Geçtiğimiz gün işçilerin direnişine ilişkin sözleri tepki çeken Tiryaki, “Belediyenin dışında çadır kurmuşlar. Memlekette çadır meraklısı çok demek ki” demişti.
AKP'li Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bugün işçilerin direniş çadırına saldırdı. Tiryaki, Hizmet-İş Ankara 2 No'lu Şube Başkanı Recep Dere'ye ve bir işçiye de yumruk attı.(https://twitter.com/i/status/1910706789269586354)
'İşçiler atılan bu yumruğu unutmayacak'
İşçilere tekme ve yumrukla saldıran AKP'li Veysel Tiryaki'ye yanıt Türkiye Komünist Partisi'nden geldi.
TKP Ankara İl Örgütü adına yapılan açıklamada "Tiryaki asla unutmasın, işçilere atılan tekmenin de yumruğun da hesabı mutlaka sorulacak, işçiler bu saldırıya boyun eğmeyecek!" denildi. Açıklamanın tamamı şöyle:
"Altındağ Belediyesi önünde direnen işçilerin hakkını vermek yerine bugün işçilere yumruk atacak, direniş çadırını tekme atıp yıkmaya çalışacak kadar gözü dönen AKP'li Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, bu düzenin gerçek özetidir. Emekçi düşmanlığı üzerine kurulu bu düzen, işçileri hedef alan yumruğun da tekmenin de altında kalacak.
TKP Ankara İl Örgütü saldırgan AKP'li Başkan Tiryaki ve onun saldırı talimatını yerine getiren güvenlik güçlerine karşı işçilerin, hakları için direnen belediye emekçilerinin yanındadır. Tiryaki asla unutmasın, işçilere atılan tekmenin de yumruğun da hesabı mutlaka sorulacak, işçiler bu saldırıya boyun eğmeyecek!"
Zam ve ikramiyeleri geri istedi, sendikadan ayrılmayanın maaşını düşürdü.
Altındağ Belediyesi ile Hizmet-İş Sendikası arasında geçen yılın Şubat ayında imzalanan ek protokol uygulanmadı. Yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde de belediye yönetimi ek protokoldeki ücret zamlarını kaldırmayı talep etti.
Belediye, isteklerini şöyle sıraladı:
- 6 bin 772 liralık ikramiyenin kaldırılması veya düşürülmesi,
- Ek protokolün iptal edilmesi,
- Belli bir kesimin ücret zamlarının düşürülmesi,
- İşçilerin işten çıkarılması ve sendikanın bu duruma sessiz kalması.
Bu talepleri kabul etmeyen sendika üzerinde baskılar arttı. Belediye yönetimi sendikadan ayrılan işçilerin maaşlarını artırırken, sendikada kalan işçilerin maaşlarını 7 bin ile 10 bin lira arasında düşürdü.
***
Kuzey Kıbrıs'ta binlerce kişi laiklik için buluştu: 'Gericiliğe ve AKP kuklalarına geçit vermeyeceğiz'-Özkan Öztaş-
Kuzey Kıbrıs'ta binler laiklik için bir araya geldi. Ortaokullardaki başörtüsü dayatmasına karşı yapılan mitingin ardından gazeteci Pınar Barut ve KTOEÖS Başkanı Selma Eylem yaşananları soL'a anlattı.
Kuzey Kıbrıs'ta binler, "laiklik ve demokrasi" eylemi yaptı.
Okullarda ortaöğretim düzeyinde başörtüsünün okullarda yasalaşmasıyla başlayan kriz sonrası, toplumun tüm kesimleri, “Kıbrıs laiktir, laik kalacak” sloganıyla Lefkoşa'da bir araya geldi. Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan öğretmenlere, gazetecilere kadar binlerce kişi mitingde buluştu. Eylemde "laiklik" vurgusu öne çıktı.
Ada halkının böyle bir talebi olmadığını ifade eden Kıbrıslılar bu tür adımların "AKP'nin Kıbrıs'taki politik emelleri doğrultusunda hayata geçirildiğini" söylüyor.

'AKP temsilcilerine, kuklalara dur demek için bir araya geldik'
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, mitingde yaptığı konuşmada "Bakanlar Kurulu başörtüsü tüzüğünü geçirmiş. Evet, buradayız. Toplumun iradesi buradadır. Bu kararı alan hükümet artık bu toplumu temsil etmiyor. Ne tüzüğünüzü ne de sizi tanıyacağız. Gidin!” dedi.
Eylem, sözlerini Türkiye'yle dayanışma mesajıyla sürdürdü:
“Demokrasi ve adalet için mücadele veren Türkiye halkına desteğimizi, dayanışmamızı ve saygılarımızı iletiyoruz. Atatürk ilke ve devrimlerini yok sayarak talimatlar verenlere, siyah araçlarla okul bahçelerine girip çocuklara baskı yapan AKP temsilcilerine, ideolojik talimatları harfiyen yerine getiren kuklalara dur demeye geldik!”
Konuşmasında, kız çocuklarının karanlığa sürüklenmesine çanak tutanlara sert tepki gösteren Eylem, “Toplumu bölen, kutuplaştıran koltuk sevdalılarına karşı buradayız” ifadelerini kullandı.

'Kız çocukları bahane edilerek siyasal İslamcılık dayatılıyor'
Eylemin ardından soL'a konuşan KTOEÖS başkanı Selma Eylem sürecin arka planını detaylarıyla anlattı:
“Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde bilimsel, laik, çağdaş bir eğitim ve yaşam biçimini benimsemiş bir toplumdur Kıbrıslı Türkler. Din, dil, ırk farklılıkları hiçbir zaman sorun olmadı. Ancak bir ortaokulda 2,5 yıl başı açık okuyan bir kız çocuğu, Şubat tatilinden sonra okula başörtüsüyle gönderilmeye başlandı. Rehberlik servisinin çabalarına rağmen aile bunu reddetti. Öğretmenlerimiz eylem yaparken, AKP KKTC temsilcisi siyah araçla okul bahçesine geldi, çocuğu araçta baskı altına aldı. Gözleri yaşlı okula gönderildi.”
Eylem, hükümetin kılık kıyafet tüzüğünü değiştirerek başörtüsüne izin verdiğini, sendikanın Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu üzerine geri adım atıldığını, ancak dayatmaların sürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Kız çocuklarımızın bedeni üzerinden sürdürülen bu siyasal İslam dayatmasına, ilahiyat koleji, müfredat değişiklikleri, Kuran kursları ve tarikat örgütlenmelerine karşıyız. Adanın kuzeyinde her bölgeden insanlar meydanları doldurdu. Emeklisi, genci on binler ‘Kıbrıs laiktir, laik kalacak’ diye haykırdı. Toplumumuzun sinir uçlarıyla oynanıyor. AKP, siyasal İslam tahakkümünü derinleştirmek istiyor. Verdiğimiz bu mücadele buna karşıdır. İradesini ortaya koyan toplumumla gurur duydum. Kıbrıs Türk toplumu bu gömleği giymeyecek, laikliğinden vazgeçmeyecek!”

'Kıbrıs Türkleri seküler yaşamından vazgeçmeyecek'
Eylemleri yakından takip eden ve soL'a konuşan Özgür Kıbrıs gazetesi gazetecisi Pınar Barut yaşananları şöyle özetledi:
“İki hafta önce resmi gazetede bir tüzük değişikliği yayımlandı. Öğretmen sendikalarıyla konuştuğumuzda, bunun 18 yaş altı çocuklar için başörtüsü serbestisi olduğu ortaya çıktı. Haber patladı, büyük infial yarattı. Yandaş medya ‘başörtüsü yasağı geldi’ gibi yanıltıcı haberler yapmaya çalıştı. Oysa 100 yıldır, ayrımcılığı ve çocuk istismarını önlemek için okullarda dini semboller yasaktı. Son dönemde İrsen Küçük Ortaokulu ve İskele Bekirpaşa Lisesi’nde bazı kız çocuklarının başörtüsüyle okula gönderilmesi sinyal veriyordu. Ardından bu tüzük geçirildi.”
'Başörtüsü burada hiçbir zaman mesele olmadı'
Barut, Kıbrıslı Türklerin seküler yaşam tarzını vurguladı.
“Başörtüsü burada hiçbir zaman mesele olmadı. Türkiye’de üniversitelerde yasak varken bile bizim üniversitelerimizde okunabiliyordu. Mevlit de yaparız, meyhanede de buluşuruz. Keskin kutuplaşma yoktur. Ancak AKP, TC elçiliğiyle ciddi bir baskı kuruyor. Demografik yapıyı değiştirme politikalarıyla Kıbrıslı Türkler kendi ülkesinde azınlığa düşüyor. Toplum buna karşı birleşti. on binlerce kişi mitinge katıldı. Farklı siyasi kutuplarda olan Mustafa Akıncı ile Serdar Denktaş gibi isimler yan yana yürüdü. Her siyasi görüşten insan, genci, yaşlısı, Müslümanı, Hristiyanı, herkes oradaydı.”

Öğretmenler tüzüğü uygulamayacak
Hükümetin, miting sürerken başörtüsü tüzüğünü geçirmesi tepkileri artırdı.
Öğretmenler, bu tüzüğü uygulamayacaklarını belirtirken, sendikalar ve muhalefet Anayasa Mahkemesi’ne gitme kararı aldı. Gazeteci Pınar Barut, “Bakanlar Kurulu’nun kendi aileleri bile buna karşı. Ankara’nın dayatmalarına koltuk kaygısıyla boyun eğiyorlar. Ali Murat Bahçeli, seçimlere müdahale eden isim olarak bu işin başında” diyor.
***