Her şeyin tek adama endekslendiği AKP Kongresi’ne
denecek tek laf, artık tüm parti, hükümet ve devlet faaliyetinin,
bugünden itibaren 2019’da yapılacak 3 seçime yönelik olacağıdır: Mart
ayında yerel, kasımda da milletvekili ve başkanlık seçimleri.
Yasallığı ne kadar tartışılıyor olsa da referandum ve sonuçları, her üç seçim için yeni referans noktası oldu.
AKP-MHP’nin yüzde 50’yi bulduğu/bulamadığı sonuç, iktidar açısından baş aşağı gidişin veya tek liderin onaylanmadığının tesciliydi.
Referandumun hemen arkasından burada yapılan değerlendirme, önümüzdeki süreçte aynen geçerlidir.
Tüm muhalefet Hayır’da birleştiği gibi, bu seçimlerde akıllı davranır, tümü özverili davranırsa, 2019 AKP için tam bir hüsrana dönüşebilir.
Az oyla çok vekilli seçim sistemi denenecek
Bugünden bakarsak, ekonomik durumun iktidarın pek de seveceği bir süreç içinde ilerlemeyeceği görülüyor. Buna dış politikayı da katabiliriz. Demokrasi ve özgürlükler konusunda Reis’in anladığı “başörtülü kardeşleri” noktasıdır. Dünya ile çatışmalı durumunu sürdüreceğini de varsayabiliriz. Buradan, referandum sürecinden daha fazla “milliyetçi oy” çıkarması ve daha çok “göbeğini kaşıyan adam” bulması mümkün değildir.
Önümüzdeki dönem en çok gündeme gelecek ve tartışılacak konu yeni seçim yasası olacak.
AKP, daha az oyla daha çok milletvekili ve Meclis çoğunluğunu kazanacağı bir seçim sistemi arayışında olacaktır.
Kimsenin şüphesi olmasın.
Milletin iradesinin seçim sistemleriyle iğdiş edileceği ve çoğunluğun en çok oyu ve vekilliği alacağı bir sistem arayışında olacağı kesin.
MHP’yi AKP’ye eklemleme
Burada pürüz MHP olacak.
AKP’ye yarayacak sistem, MHP’nin aleyhine olacak.
Fakat AKP’nin artık politik tercihi Rabia kararıyla programına girdiğine göre, üzerinde duracağı ana konu, MHP’yi AKP’ye eklemleme olur.
Bu, yeni seçim sistemine buna uygun yeni maddeler ekleyerek de olur.
Seçimlere, koalisyon biçiminde, ortak girebilirler.
O zaman, AKP’ye yarayacak ve çoğunluğun azınlığı ezip geçtiği, daha az oyla daha çok vekillik sistemi, bu Meclis’ten kolay geçer.
Tabii, MHP’nin yüzde 70’inin Hayır dediği bir durum da söz konusu.
MHP içindeki gelişmeleri izleyeceğiz.
Muhalefet uzun, ince yolda
MHP içindeki - dışındaki muhalefetin en büyük zorluğu, kendisini MHP logosuyla ve geçmişiyle özdeşleşmiş önemli bir seçmen duygusallığını nasıl aşacağı, aşıp aşamayacağıdır.
MHP’yi muhalefete teslim etmezler... iktidar ve yargısı geçmişteki gibi atmaca gibi konu üzerinde olacak.
Muhalefetin yeni partileşme sürecindeki mahareti ve becerisi tayin edici olacak.
Buna da fazla gecikmeden soyunması gerekir. Önlerinde gerçekten “uzun, ince bir yol” gözüküyor.
Aslında aynı yol CHP için de söz konusu.
Tüm partiler kendileri ve Türkiye için uzun ve ince bir yola girmiş durumda.
Ya devlet başa ya da kuzgun leşe
AKP asla demokratik bir parti olamayacak. Bu, eldeki kesinleşmiş bilgidir.
Asla da iktidarı kolay bırakmayacaktır. Bu da diğer bir kesin bilgidir.
Tetikçilerinin referandum gecesi AKP’lileri silahlı savaşa çağırmasını anımsayın.
AKP önümüzdeki süreçte seçmen eğilimini kontrol ederek davranacak.
Baş aşağı gidiş görülünce, iki yol karşılarına çıkacak gibi.
Bu kez sandık sistemini tam çökertecek bir yolsuzluğu gündeme sokmaları.
Ki, YSK’nin son seçimlerdeki yasadışı kararı, bunun için elverişli ortam yaratıyor.
Bu bakımdan, CHP’nin referandumu uluslararası hukuka götürmesi ve buradan sonuç alması, YSK’yi mahkûm ettirmesi, birinci derecede önemli. YSK’nin yasadışı kararını CHP ne yapacak? Bu kararla seçimlere falan gidilemez.
Sandık sistemini tam çökertecek iktidar uygulamaları, önümüzdeki seçimlerde uygulamaya konursa, Türkiye yasadışı bir yönetimle birlikte, yeni bir sürece girmiş olur.
Veya AKP, sonucu kabul edecek ve iktidarı teslim edecek.
Bu ikilemin test edileceği süreç başlamıştır.
Son sözü yine AKP kongresi ve tek adam seçimi üzerine yapalım.
Tek adamlık otoritesi ve tasfiyeler, AKP içinde ve dışında sessiz muhalefeti büyütmektedir. Başarısızlıklar, bu muhalefeti daha net ortaya çıkarabilir.
RTE’nin kongre konuşmasında, kendisine ayak uyduramayanlara olan saldırıları ve siyasi ağır sözleri etkili olacaktır.
Orhan Bursalı / CUMHURİYET
Yasallığı ne kadar tartışılıyor olsa da referandum ve sonuçları, her üç seçim için yeni referans noktası oldu.
AKP-MHP’nin yüzde 50’yi bulduğu/bulamadığı sonuç, iktidar açısından baş aşağı gidişin veya tek liderin onaylanmadığının tesciliydi.
Referandumun hemen arkasından burada yapılan değerlendirme, önümüzdeki süreçte aynen geçerlidir.
Tüm muhalefet Hayır’da birleştiği gibi, bu seçimlerde akıllı davranır, tümü özverili davranırsa, 2019 AKP için tam bir hüsrana dönüşebilir.
Az oyla çok vekilli seçim sistemi denenecek
Bugünden bakarsak, ekonomik durumun iktidarın pek de seveceği bir süreç içinde ilerlemeyeceği görülüyor. Buna dış politikayı da katabiliriz. Demokrasi ve özgürlükler konusunda Reis’in anladığı “başörtülü kardeşleri” noktasıdır. Dünya ile çatışmalı durumunu sürdüreceğini de varsayabiliriz. Buradan, referandum sürecinden daha fazla “milliyetçi oy” çıkarması ve daha çok “göbeğini kaşıyan adam” bulması mümkün değildir.
Önümüzdeki dönem en çok gündeme gelecek ve tartışılacak konu yeni seçim yasası olacak.
AKP, daha az oyla daha çok milletvekili ve Meclis çoğunluğunu kazanacağı bir seçim sistemi arayışında olacaktır.
Kimsenin şüphesi olmasın.
Milletin iradesinin seçim sistemleriyle iğdiş edileceği ve çoğunluğun en çok oyu ve vekilliği alacağı bir sistem arayışında olacağı kesin.
MHP’yi AKP’ye eklemleme
Burada pürüz MHP olacak.
AKP’ye yarayacak sistem, MHP’nin aleyhine olacak.
Fakat AKP’nin artık politik tercihi Rabia kararıyla programına girdiğine göre, üzerinde duracağı ana konu, MHP’yi AKP’ye eklemleme olur.
Bu, yeni seçim sistemine buna uygun yeni maddeler ekleyerek de olur.
Seçimlere, koalisyon biçiminde, ortak girebilirler.
O zaman, AKP’ye yarayacak ve çoğunluğun azınlığı ezip geçtiği, daha az oyla daha çok vekillik sistemi, bu Meclis’ten kolay geçer.
Tabii, MHP’nin yüzde 70’inin Hayır dediği bir durum da söz konusu.
MHP içindeki gelişmeleri izleyeceğiz.
Muhalefet uzun, ince yolda
MHP içindeki - dışındaki muhalefetin en büyük zorluğu, kendisini MHP logosuyla ve geçmişiyle özdeşleşmiş önemli bir seçmen duygusallığını nasıl aşacağı, aşıp aşamayacağıdır.
MHP’yi muhalefete teslim etmezler... iktidar ve yargısı geçmişteki gibi atmaca gibi konu üzerinde olacak.
Muhalefetin yeni partileşme sürecindeki mahareti ve becerisi tayin edici olacak.
Buna da fazla gecikmeden soyunması gerekir. Önlerinde gerçekten “uzun, ince bir yol” gözüküyor.
Aslında aynı yol CHP için de söz konusu.
Tüm partiler kendileri ve Türkiye için uzun ve ince bir yola girmiş durumda.
Ya devlet başa ya da kuzgun leşe
AKP asla demokratik bir parti olamayacak. Bu, eldeki kesinleşmiş bilgidir.
Asla da iktidarı kolay bırakmayacaktır. Bu da diğer bir kesin bilgidir.
Tetikçilerinin referandum gecesi AKP’lileri silahlı savaşa çağırmasını anımsayın.
AKP önümüzdeki süreçte seçmen eğilimini kontrol ederek davranacak.
Baş aşağı gidiş görülünce, iki yol karşılarına çıkacak gibi.
Bu kez sandık sistemini tam çökertecek bir yolsuzluğu gündeme sokmaları.
Ki, YSK’nin son seçimlerdeki yasadışı kararı, bunun için elverişli ortam yaratıyor.
Bu bakımdan, CHP’nin referandumu uluslararası hukuka götürmesi ve buradan sonuç alması, YSK’yi mahkûm ettirmesi, birinci derecede önemli. YSK’nin yasadışı kararını CHP ne yapacak? Bu kararla seçimlere falan gidilemez.
Sandık sistemini tam çökertecek iktidar uygulamaları, önümüzdeki seçimlerde uygulamaya konursa, Türkiye yasadışı bir yönetimle birlikte, yeni bir sürece girmiş olur.
Veya AKP, sonucu kabul edecek ve iktidarı teslim edecek.
Bu ikilemin test edileceği süreç başlamıştır.
***
Tek adamlık otoritesi ve tasfiyeler, AKP içinde ve dışında sessiz muhalefeti büyütmektedir. Başarısızlıklar, bu muhalefeti daha net ortaya çıkarabilir.
RTE’nin kongre konuşmasında, kendisine ayak uyduramayanlara olan saldırıları ve siyasi ağır sözleri etkili olacaktır.
Orhan Bursalı / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder