Dünya, Venezuela haberlerini Batı medyasından takip ediyor ama Batı
medyası, “emperyalizmin bölgedeki ortağı” olmaktan başka çaresi olmayan
sağcı muhalefetin sözcüsü konumunda.
Batı’nın “prestijli” ana akım medyasında Venezuela’da neler olduğunu öğrenmek için bir gezintiye çıkarsanız; halkın açlıktan hayvanat bahçelerine saldırdığını (Reuters), “diktatör” liderin yüzde 98’in karşı olduğu Kurucu Meclis seçimiyle gücünü daha da perçinlediğini (New York Times), yerel kaynakların 4 dolar olduğunu söylediği dönemde bir hamburgerin fiyatının 170 (AFP), 3 dolar olduğu söylenen yumurtanın ise 130 dolara çıktığını (LA Times) okuyabilirsiniz.
Bu haberlerin her biri, Venezuela’nın yerel kaynakları tarafından yalanlansa da “Ana akım medya gerçekleri ya görmezden geliyor ya da haberlerin derinliklerine saklıyor”. İfade, Venezuela’yla ilgili gerçekleri yerel kaynakları kullanarak aktaran Avrupa merkezli kolektif Investig’Action’ın yazarlarından Ricardo Vaz’a ait. Vaz’ın odaklandığı konular arasında Venezuela aleyhindeki medya propagandası da bulunuyor.
Tüm dünyadaki ana akım, Venezuela haberlerini takip etmek için Batı medyasına başvuruyor. Batı medyası ise Vaz’ın ifadesiyle iktidara gelmek için “emperyalizmin bölgedeki ortağı” olmaktan başka çaresi olmayan sağcı muhalefetin sözcüsü konumunda. Bolivarcı Devrim’in merkezi konumundaki Venezuela hem sosyalistler hem de ABD için kilit öneme sahip. Bu nedenle 2013’te hayatını kaybeden sosyalist lider Hugo Chavez’in iktidara geldiği 1998’den beri, “ülkeyi çiftlikleri sandıkları” eski düzenin geri gelmesini isteyen zenginlerden oluşan muhalefet, ABD tarafından milyon dolarlarla destekleniyor. Vaz’a göre Batı medyasının Venezuela haberlerindeki hedef Bolivarcı Devrim’i şeytanlaştırıp, ülkeyi uçurumun kenarında göstermek.
Öte yandan, Batı kaynaklı haberlerde neyin konu edilmediği de önemli bir veri. “Haberlerde Venezuela’ya yönelik emperyalist tehditten hiçbir zaman bahsedilmiyor” diyor Vaz.
2011’de Sussex Üniversitesi çatısı altında BBC’nin Venezuela haberleri üzerine yapılan bir araştırmanın sonuçları ilginç.
-Haberlerde Venezuela ulusunu muhalefet temsil ediyor.
-Bolivarcı Devrim sınıf savaşı bağlamından koparılarak ele alınıyor.
-Muhalefet ve Başkan Nicolas Maduro yanlılarının taleplerin sınıf temelli farklılaştığı saklanıyor.
-Tarih seçilerek anlatılıyor: Daha önce “ahenk içinde” ve “demokratik” olan ülkede işlerin Chavez iktidarıyla bir anda rayından çıktığı resmi çiziliyor. Nisan’dan beri muhalefetin şiddetli eylemlerinin neden olduğu kayıpların tüm sorumluluğu hükümete yüklenirken, Chavez iktidarından 10 yıl kada önce, 1989’da, IMF’nin uyum programlarının ekonomik yıkıma neden olduğu ülkede yapılan protestolarda resmi rakamlara göre 300, tahminlere göre ise 3 bin kişinin öldürüldüğü gerçeği bu tarihin içinde geçmiyor. Haberlerde, Bolivarcı Devrim’in sosyal, ekonomik ve sağlık alanındaki kazanımlarından bahsedilmiyor.
Vaz, Batı medyasında kullanılan farklı haber “teknik”lerini şöyle aktarıyor:
1- Açık yalan: Bazı durumlarda, açık yalan söylüyorlar. New York Times’ın Maduro’nun Kurucu Meclis’e “seçilmiş destekçiler” atayacağı haberi gibi.
2- ABD Dışişleri’nin izinden: Çoğu zaman propaganda daha sofistike. Genellikle muhalefetin ya da ABD Dışişleri’nin tonu belirlemesi sağlanıyor ve hikâye onun etrafında kuruluyor. Daimi çarpıtmalardan biri vahşi protestocuların neden olduğu kayıplarla ilgili.
3-“Maduro söyledi…”: Resmi anlatının karşısında olan her şey “Maduro söyledi…” diye veriliyor. Kurucu Meclis seçimlerinden önce, oy verilen makineleri üreten Smartmatic şirketi, toplam oyların 1 milyon kadar şişirildiğini iddia etti. Smartmatic’in seçmen verisine erişiminin olmadığı ya da iddiaya bir kanıt gösteremediği gerçeği haberlerde yer almadı. “Smartmatic bu şekilde tahmin etti, Maduro reddetti şeklinde verdi” diye verilen haberlerde adeta, “Havalı yazılım şirketi bunu söylüyor, size diktatör olarak gösterdiğimiz diğer adam da yalanlıyor, hangisine inanacaksınız?” diye soruluyor.
4-Haber seçmek: Yaygın başka bir yöntem, çizilen resmin doğruluğunu sorgulatacak her şeyi görmezden gelmek. Örneğin, 19 Nisan’da ve 1 Mayıs’ta büyük Chavista eylemi ve aynı zamanda büyük muhalefet protestosu vardı. Fakat sadece muhalefetin eylemi haber oldu. Aksi olsaydı medya, “herkes hükümete karşı” anlatısıyla ters düşecekti.
Emperyalist talepler seslendirildi
Söz konusu anlatıyla ters düşmemek için yapılanlardan biri de geçen ay sonu gerçekleşen Kurucu Meclis seçimleriyle ilgiliydi. Hükümet, seçimlere rekor düzeyde katılım olduğunu belirtti, ancak medya açıklanan rakamların yanlış olduğu söylemine yüklendi. Şöyle anlatıyor Vaz: “Ana akım medya yaygın şekilde muhalefetin bu seçimin Anayasa’ya aykırı olduğu (madde 348’e bakıldığında yanlış olduğu görülecektir) söylemini ve ABD ile kuklalarının sürecin durdurulmasına yönelik emperyalist taleplerini seslendirdi. Sonuç olarak oylamaya büyük katılım oldu, bu ispatlanabilir bir veri, fakat medya açıklanan sayıların yanlış olduğuna yönelik her türlü iddiaya başvurdu. Boş oy verme merkezi fotoğraflarından başka kanıt sunulamadı.”
Hayvanat bahçesi iddiası
Vaz’ın verdiği bir başka örnek ise hafta içinde Türkiye medyasında da yer bulan Reuters haberi. Haberde “Venezuela halkının açlıktan hayvanat bahçesindeki hayvanları yemeye başladığı” ileri sürülüyordu. Benzer bir haber tam bir yıl önce “Aç Venezuelalılar hayvanat bahçesine saldırarak bir atı kesti” şeklinde verilmişti: “Guardian’ın haberinde, bir yetkili bu olayın alelade bir suç ya da nesli tükenmekte olan türlerin kaçakçılığı olabileceğini söylemiş. (Batı’da da) Hayvanların hayvanat bahçesinden çalındığına dair pek çok haber var. Ama bu sadece Venezuela’da siyasi modelin çöktüğünün kanıtı olarak alınıyor.”
Venezuela’da ekonomik kriz olduğu ve özellikle yoksulların acı çektiği doğru, diyor Vaz, ama ona göre tekil örneklerle desteklenerek önümüze konulan ‘kıyamet çok yakın’ senaryosu propagandadan ibaret. Yapılan, “Haiti’de kapitalizmin iyi işlediğinin kanıtı olarak başarılı bir girişimciyi göstermenin tam tersi.”
Ricardo Vaz: “Anaakım medya, dış politika konusunda, nadiren ‘resmi’ anlatıdan sapar. Hiçbir şeyin doğruluğu kontrol edilmemiştir, her şey söylenebilir: “Kuzey Kore herkese tek tip saç modeli dayatıyor” gibi…
(…) Dışişleri’nin amacı ABD’nin emperyalist çıkarlarını savunmak ve ilerletmektir. Bu da ABD egemenliğine ve çok uluslu şirketlerin para kazanma kapasitesine karşı duranlarla ters düşer. Ana akım medyanın çoğu, çıkar sahibi bir avuç holdingin elinde toplanan kâr amaçlı işletmelerdir. Yani editoryal çizgilerinin Dışişleri’nin resmi çizgisiyle yakın olması normal.
Fakat Venezuela’ya özel bir şey var ki onu Libya ya da Suriye gibi ABD ‘hedef’lerinden ayırıyor. Bolivarcı Devrim’in amacı sosyalist bir toplum yaratmak. ‘Normal” seçimlerle iktidara geldiler ve üst üste seçim kazandılar. Bu fikirlerin Batı’da da belirebileceğine dair korku, batılı medya kuruluşları ve sahiplerinde histeri yarattı. Venezuela karşıtı propagandanın bir hedefi de Batı’da kapitalizmin çaresizliğini onarmak. Bu propagandayı ‘Eğer sosyalizm isterseniz haberin başlığındaki felaket sizin başınıza da gelecek’ diyebilmek için yaratıyorlar. Venezuela, Corbyn ya da Melenchon gibi isimlerin projelerini karalamak için bir silaha dönüştü.”
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF / BİRGÜN
Batı’nın “prestijli” ana akım medyasında Venezuela’da neler olduğunu öğrenmek için bir gezintiye çıkarsanız; halkın açlıktan hayvanat bahçelerine saldırdığını (Reuters), “diktatör” liderin yüzde 98’in karşı olduğu Kurucu Meclis seçimiyle gücünü daha da perçinlediğini (New York Times), yerel kaynakların 4 dolar olduğunu söylediği dönemde bir hamburgerin fiyatının 170 (AFP), 3 dolar olduğu söylenen yumurtanın ise 130 dolara çıktığını (LA Times) okuyabilirsiniz.
Bu haberlerin her biri, Venezuela’nın yerel kaynakları tarafından yalanlansa da “Ana akım medya gerçekleri ya görmezden geliyor ya da haberlerin derinliklerine saklıyor”. İfade, Venezuela’yla ilgili gerçekleri yerel kaynakları kullanarak aktaran Avrupa merkezli kolektif Investig’Action’ın yazarlarından Ricardo Vaz’a ait. Vaz’ın odaklandığı konular arasında Venezuela aleyhindeki medya propagandası da bulunuyor.
Tüm dünyadaki ana akım, Venezuela haberlerini takip etmek için Batı medyasına başvuruyor. Batı medyası ise Vaz’ın ifadesiyle iktidara gelmek için “emperyalizmin bölgedeki ortağı” olmaktan başka çaresi olmayan sağcı muhalefetin sözcüsü konumunda. Bolivarcı Devrim’in merkezi konumundaki Venezuela hem sosyalistler hem de ABD için kilit öneme sahip. Bu nedenle 2013’te hayatını kaybeden sosyalist lider Hugo Chavez’in iktidara geldiği 1998’den beri, “ülkeyi çiftlikleri sandıkları” eski düzenin geri gelmesini isteyen zenginlerden oluşan muhalefet, ABD tarafından milyon dolarlarla destekleniyor. Vaz’a göre Batı medyasının Venezuela haberlerindeki hedef Bolivarcı Devrim’i şeytanlaştırıp, ülkeyi uçurumun kenarında göstermek.
Öte yandan, Batı kaynaklı haberlerde neyin konu edilmediği de önemli bir veri. “Haberlerde Venezuela’ya yönelik emperyalist tehditten hiçbir zaman bahsedilmiyor” diyor Vaz.
2011’de Sussex Üniversitesi çatısı altında BBC’nin Venezuela haberleri üzerine yapılan bir araştırmanın sonuçları ilginç.
-Haberlerde Venezuela ulusunu muhalefet temsil ediyor.
-Bolivarcı Devrim sınıf savaşı bağlamından koparılarak ele alınıyor.
-Muhalefet ve Başkan Nicolas Maduro yanlılarının taleplerin sınıf temelli farklılaştığı saklanıyor.
-Tarih seçilerek anlatılıyor: Daha önce “ahenk içinde” ve “demokratik” olan ülkede işlerin Chavez iktidarıyla bir anda rayından çıktığı resmi çiziliyor. Nisan’dan beri muhalefetin şiddetli eylemlerinin neden olduğu kayıpların tüm sorumluluğu hükümete yüklenirken, Chavez iktidarından 10 yıl kada önce, 1989’da, IMF’nin uyum programlarının ekonomik yıkıma neden olduğu ülkede yapılan protestolarda resmi rakamlara göre 300, tahminlere göre ise 3 bin kişinin öldürüldüğü gerçeği bu tarihin içinde geçmiyor. Haberlerde, Bolivarcı Devrim’in sosyal, ekonomik ve sağlık alanındaki kazanımlarından bahsedilmiyor.
Vaz, Batı medyasında kullanılan farklı haber “teknik”lerini şöyle aktarıyor:
1- Açık yalan: Bazı durumlarda, açık yalan söylüyorlar. New York Times’ın Maduro’nun Kurucu Meclis’e “seçilmiş destekçiler” atayacağı haberi gibi.
2- ABD Dışişleri’nin izinden: Çoğu zaman propaganda daha sofistike. Genellikle muhalefetin ya da ABD Dışişleri’nin tonu belirlemesi sağlanıyor ve hikâye onun etrafında kuruluyor. Daimi çarpıtmalardan biri vahşi protestocuların neden olduğu kayıplarla ilgili.
3-“Maduro söyledi…”: Resmi anlatının karşısında olan her şey “Maduro söyledi…” diye veriliyor. Kurucu Meclis seçimlerinden önce, oy verilen makineleri üreten Smartmatic şirketi, toplam oyların 1 milyon kadar şişirildiğini iddia etti. Smartmatic’in seçmen verisine erişiminin olmadığı ya da iddiaya bir kanıt gösteremediği gerçeği haberlerde yer almadı. “Smartmatic bu şekilde tahmin etti, Maduro reddetti şeklinde verdi” diye verilen haberlerde adeta, “Havalı yazılım şirketi bunu söylüyor, size diktatör olarak gösterdiğimiz diğer adam da yalanlıyor, hangisine inanacaksınız?” diye soruluyor.
4-Haber seçmek: Yaygın başka bir yöntem, çizilen resmin doğruluğunu sorgulatacak her şeyi görmezden gelmek. Örneğin, 19 Nisan’da ve 1 Mayıs’ta büyük Chavista eylemi ve aynı zamanda büyük muhalefet protestosu vardı. Fakat sadece muhalefetin eylemi haber oldu. Aksi olsaydı medya, “herkes hükümete karşı” anlatısıyla ters düşecekti.
Emperyalist talepler seslendirildi
Söz konusu anlatıyla ters düşmemek için yapılanlardan biri de geçen ay sonu gerçekleşen Kurucu Meclis seçimleriyle ilgiliydi. Hükümet, seçimlere rekor düzeyde katılım olduğunu belirtti, ancak medya açıklanan rakamların yanlış olduğu söylemine yüklendi. Şöyle anlatıyor Vaz: “Ana akım medya yaygın şekilde muhalefetin bu seçimin Anayasa’ya aykırı olduğu (madde 348’e bakıldığında yanlış olduğu görülecektir) söylemini ve ABD ile kuklalarının sürecin durdurulmasına yönelik emperyalist taleplerini seslendirdi. Sonuç olarak oylamaya büyük katılım oldu, bu ispatlanabilir bir veri, fakat medya açıklanan sayıların yanlış olduğuna yönelik her türlü iddiaya başvurdu. Boş oy verme merkezi fotoğraflarından başka kanıt sunulamadı.”
Hayvanat bahçesi iddiası
Vaz’ın verdiği bir başka örnek ise hafta içinde Türkiye medyasında da yer bulan Reuters haberi. Haberde “Venezuela halkının açlıktan hayvanat bahçesindeki hayvanları yemeye başladığı” ileri sürülüyordu. Benzer bir haber tam bir yıl önce “Aç Venezuelalılar hayvanat bahçesine saldırarak bir atı kesti” şeklinde verilmişti: “Guardian’ın haberinde, bir yetkili bu olayın alelade bir suç ya da nesli tükenmekte olan türlerin kaçakçılığı olabileceğini söylemiş. (Batı’da da) Hayvanların hayvanat bahçesinden çalındığına dair pek çok haber var. Ama bu sadece Venezuela’da siyasi modelin çöktüğünün kanıtı olarak alınıyor.”
Venezuela’da ekonomik kriz olduğu ve özellikle yoksulların acı çektiği doğru, diyor Vaz, ama ona göre tekil örneklerle desteklenerek önümüze konulan ‘kıyamet çok yakın’ senaryosu propagandadan ibaret. Yapılan, “Haiti’de kapitalizmin iyi işlediğinin kanıtı olarak başarılı bir girişimciyi göstermenin tam tersi.”
***
Patronlar korktuRicardo Vaz: “Anaakım medya, dış politika konusunda, nadiren ‘resmi’ anlatıdan sapar. Hiçbir şeyin doğruluğu kontrol edilmemiştir, her şey söylenebilir: “Kuzey Kore herkese tek tip saç modeli dayatıyor” gibi…
(…) Dışişleri’nin amacı ABD’nin emperyalist çıkarlarını savunmak ve ilerletmektir. Bu da ABD egemenliğine ve çok uluslu şirketlerin para kazanma kapasitesine karşı duranlarla ters düşer. Ana akım medyanın çoğu, çıkar sahibi bir avuç holdingin elinde toplanan kâr amaçlı işletmelerdir. Yani editoryal çizgilerinin Dışişleri’nin resmi çizgisiyle yakın olması normal.
Fakat Venezuela’ya özel bir şey var ki onu Libya ya da Suriye gibi ABD ‘hedef’lerinden ayırıyor. Bolivarcı Devrim’in amacı sosyalist bir toplum yaratmak. ‘Normal” seçimlerle iktidara geldiler ve üst üste seçim kazandılar. Bu fikirlerin Batı’da da belirebileceğine dair korku, batılı medya kuruluşları ve sahiplerinde histeri yarattı. Venezuela karşıtı propagandanın bir hedefi de Batı’da kapitalizmin çaresizliğini onarmak. Bu propagandayı ‘Eğer sosyalizm isterseniz haberin başlığındaki felaket sizin başınıza da gelecek’ diyebilmek için yaratıyorlar. Venezuela, Corbyn ya da Melenchon gibi isimlerin projelerini karalamak için bir silaha dönüştü.”
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder