16 Haziran 2018 Cumartesi

İşte 3 kişinin öldüğü Suruç!. - Mehmet FARAÇ

Eski zamanların Suruç'unu anımsıyorum da herkesin aklında kalan görüntü hep aynıydı; kerpiç evler, yoksulluk ve en çok da çamur!..

Küçücük meydanı, daracık yolları, eski püskü evleri ve asfalt yüzü görmemiş köhne ve çarpık zeminiyle, kırsaldan ilçenin küçük merkezine tekerlekleriyle sürekli "çamur" taşıyan at arabalarının yarattığı bitmeyen balçık...


Yazın tozdan, kışın alabildiğince çamurdan geçilmeyen, üzerine ölü toprağı elenmişçesine bir köşede mazlum ve de sanki çaresiz duran bir eski yerleşim birimiydi Suruç...

Antep-Urfa kara yolunun sağ tarafında, "Aligör" olarak bilinen 11 Nisan beldesinin ilerisinde, Suriye sınırında, uzun süre belki de Urfa'nın kaderine terkedilmiş en yoksul ilçelerinden biriydi orası...
Urfa'nın bu garip ilçesi fiziki olarak köhnelikten uzun süre kurtulamasa da, siyasi olarak hep hareketli bir ilçe oldu...

12 Eylül öncesinde, sol fraksiyonlardan "Apocular"a kadar her türlü örgütlenme ilk olarak orada filiz verdi ve orada eyleme geçti... "Halkın Kurtuluşu"ndan sonra Suruç'ta "Özgürlük Yolu" ve "Apocular" (PKK) daha da hareketlendi...

Urfa'nın "sol" duruş açısından en duyarlı ilçesiyken bir anda PKK/HDP'nın yaygın bir tabanı haline gelen Suruç, din bezirganlığının irticayı hortlatması nedeniyle ve bilinçli bir stratejiyle radikal dinciliğin de devinimine sahne oldu...
                                                                      ***
PKK-Hizbullah orada çatıştı!..
Suruç 1995 öncesinde Hizbullah terör örgütünün yapılanmalarıyla da gündeme geldi... Dinci örgütün hücreleri PKK'yı iyice rahatsız edince, iki örgüt arasındaki gerilim bir süre sonra çatışmaya dönüştü...

PKK'lılar Hizbullah yanlısı bir cami imamını katledince, dinci örgüt misilleme yaparak Suruç kökenli üç Halkın Emek Partisi (HEP) yanlısını Urfa'da öldürdü... HEP il Başkanı Muhsin Melik de işte bu kaos döneminde karanlık bir suikasta kurban gitti...

Melik öldürüldüğünde, Urfa'da devletin arsalarını yok pahasına Fethullahçılara veren ve sonradan da AKP'den milletvekili seçilen Ziyaettin Akbulut vali olarak görev yapıyordu!..

Suruç ne yazık ki 12 Eylül'den sonra bir yandan pamuk ekiminin en yaygın olduğu ilçe olurken, diğer yandan da "kumar" ve "tefecilik"le de gündeme geldi...

GAP'ın sularına kavuşmasından sonra ise tarımsal rantın büyüdüğü ilçede, ekonomik güç sanayiden çok feodal yapılandırmayı büyüttü...

Rant kavgalarına CHPli eski Suruç belediye başkanı Salih Tekinalp de kurban giderken, bölge sürekli aşiret çatışmalarıyla ve kan davalarıyla gündeme geldi...

AKP'nin kuruluşunun ardından stratejik konumu nedeniyle iyice öne çıkan Suruç'ta, PKK tabanı oldukça yaygın...

1994'ten sonra yerel seçimleri HDP çizgisinin alması ve genel seçimlerde HDP/PKK yapılanmasının etkili olması Suruç'u rantla birlikte siyasal çatışmalara da sahne etti...

Suriye'de kaos yaratan olayların yaşandığı Kobani'nin tam karşısındaki Suruç büyük terör saldırılarıyla da gündemi sarstı...

20 Temmuz 2015'te Türkiye'yi sarsan bir terör saldırısı Suruç'ta yaşanınca tüm dikkatler ilçeye toplandı... 31 kişinin öldüğü, 104 kişinin de yaralandığı "intihar saldırısı"yla ilgili hem PKK hem de IŞİD gündeme geldi ama karanlık perde tam anlamıyla aralanamadı...

Urfa'nın bu her açıdan hareketli ilçesinde "siyasal tartışma" demek aynı zamanda "aşiret mücadelesi" olduğu için olaylar da hiçbir zaman durmadı...

2000 yılından sonra radikal dinciliğin ivme kaybettiği ilçede PKK karşıtı aşiretlerin çok büyük bölümü AKP saflarına geçti... Bu durum ilçedeki gerginliği sürekli artırırken, Suruç her seçimde diken üzerinde durdu...

Nitekim 2017 referandumunda, sosyal medyada paylaşılan en çarpıcı video yine Suruç'tan yansıdı... AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın "20 kadar silahlı adamıyla sandık görevlilerini baskı altına aldığı" iddiası medyaya yansıyınca, büyük tartışmalar yaşandı, ancak olayın üzeri kısa süre sonra kapatıldı...

Urfa'da gerilim düşürülmeli...
Gelelim Suruç'ta önceki gün yaşanan katliama...
Hiç kuşkusuz bu çatışmanın, Erdoğan'ın mahalle temsilcileriyle yaptığı toplantı görüntülerinin medyaya yansımasından bir gün sonra yaşanması herkesi çok şaşırttı... Videonun yarattığı "gerilim" açısından bu rastlantı gerçekten de dikkat çekici!..

HDP'nin "baraj altında" kalması gerektiğini anlatan Erdoğan'ın görüntüleri özellikle PKK/HDP tabanında büyük tepki çekerken, Güneydoğu'da yaşanan gerilim Suruç'ta 3 kişinin ölümüne yol açtı...

İşte, bir tuhafiye dükkanında, "size oy yok" diye azarlandığı öne sürülen AKP'li Yıldız'la HDP yanlısı grup arasında başlayan sözlü tartışmaya akrabaların, yani "aşiret" gruplarının da karışmasının vahim sonucu; biri Yıldız'ın abisi, 2'si HDP'li olmak üzere 3 ölü, 10'dan fazla yaralı...

Bu vahim olayın Erdoğan'ın videosunun yayınlanmasının ardından yaşanması bir tarafa, çatışmanın gelişini haber veren gelişmeler de daha önceden sosyal medyaya yansımıştı...

Örneğin; Öcalan'ın doğduğu ilçe olan Halfeti'den PKK'nın sosyal medya hesaplarına yansıyan bir paylaşımda, AKP bildirileri dağıtan bazı gençlerin fotoğrafları kullanılarak "hedef" gösterildiği öne sürüldü...

Buna karşılık olarak, İ.Halil Yıldız'ın seçim minibüsünün çevresinde, belinde silah olan gençlerin fotoğraflarının da sosyal medyada yer alması bölgedeki gerginliği çarpıcı biçimde dışa vurdu...
Suruç'ta propaganda yapan AKP adaylarının ilçe sakinleriyle girdikleri "oy" tartışmasının videosunun sosyal medya yayılması da cabası...

Velhasıl, 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın öncesinde yaşanan gerginlikleri anlatan görüntüler sosyal medyada duruyor halen...

Peki ya bundan sonrası?..

İşte asıl mesele de bu... 12 Eylül öncesi ve sonrasında, fraksiyon çatışmalarının büyük "terör" dalgasına yol açmasında öne çıkan bir ilçedeki bu vahim olayın sonrası çok dikkatle izlenmelidir...
Urfa gibi siyasal devinimin yüksek olduğu bir kentte, "seçim" kavgasının yeni bir kan davasına dönüşmemesi için devlet teyakkuzda olmalıdır...

Dilerim Urfa bir an önce sükunete kavuşur...


Mehmet Faraç / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder