Ama sevincimizi kursağımızda bırakmaya çalışanlar anında ortaya çıktı!
Kadın düşmanı açıklamaları ile tanınan ilahiyatçı yazar İhsan Şenocak, “Filenin Sultanları” diye anılan kadınların voleybol oynayıp başarılı olmasından ve şortlu formalarından öyle rahatsız olmuş ki sosyal medyadan fetva vermeye kalktı.
Twitter’da yazdığı aynen şu:
“İSLAMIN KIZI!
Sen OYUN ALANLARININ değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayânın, edebin SULTANISIN; SEN ‘burnunu göstermekten utanan’ ANALARIN EVLADISIN. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına ‘sultan’ demesine aldanmayasın! Umudumuz da duamız da SENSİN!”
Kendini ne sanıyor bu adam? Ne hakla kadın sporculara “ahlaksız” imasında bulunabiliyor? Birileri anayasayı kevgire çevirmiş olsa da Türkiye, bir İslam Cumhuriyeti değil, laik Cumhuriyet!
Cumhurbaşkanı, “Taliban’ın Türkiye’nin inancıyla ters bir yanı yok” dedi, ardından birtakım yobazlar coştu. Hafta sonunda da yazdım: “Türkiye’nin inancı” diye bir ifade kabul edilemez. Bu ancak İslam cumhuriyetlerinde söz konusu olur!
HERKESİN DİNİ İNANCI KENDİNE
Şenocak’a tepki gösterdiğimizde, “Burası Müslüman bir ülke”, “Ne hakla lideri Müslüman olan bir ülkede had bildirmeye çalışıyorsun, uyaran bir İslam âlimi”, “Surede yazanları okumadınız galiba!”, “Bir gün Allah’a hesap verdiğinizde sizi görmek isterim” diyen bir kitle çıktı karşımıza...
Kadın sporcular arasında inanan da olabilir, inanmayan da. İnanç bireyseldir ve kimse dini inancı olup olmadığı konusunda bir başkasına hesap vermek durumunda değildir. Adı üstünde inanç; kimseyi zorla inanç sahibi yapamazsınız.
“Burnunu göstermekten utanan analar” diyerek burka, peçe kastediliyorsa, o esaret, laik bir ülkede uygulanamaz. Ne burnumuzu göstermekten utanırız ne de saçımızı!
Türkiye’de kadınların istedikleri şekilde giyinmesine alışacaksınız.
Bedenlerinin tek sahibinin kendileri olduğunu kabul edeceksiniz.
İstedikleri mesleği yapma ve diledikleri alanda sporcu olma hakları olduğunu bileceksiniz.
Hangi saatte, nereye isterlerse gitme özgürlükleri olduğunu unutmayacaksınız.
Sizin inancınıza göre yaşamayanlara “iffetsiz” diyerek haddinizi aşmayacaksınız.
Türkiye’de devletin laik olduğunu ve bunun anayasal bir ilke olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayacaksınız!
İhsan Şenocak, bunlar hatırlatılarak gösterilen tepki çığ gibi büyüyünce, kendini daha da batıran bir savunmada bulundu:
“Öyle bir ortam inşa ettiler ki artık harama haram demek linç vesilesi. Bir baba tesettüre giren kızına ‘açıl, dansa kalk’ dese bu çağdaşlık; Müslüman evladına ‘şunlar gibi olma’ dese ya da tesettür çağrısı yapsa bu gericilik (!) oluyor. Harama ‘haram’ demeyen, neslini haramdan koruyamaz.”
Öncelikle siz bu halkın babası değilsiniz! Voleybolculara ne yapmaları gerektiğini söyleme yetkiniz yok.
Sizin yaklaşımınızı benimsemeyenleri “hayâsız” diye damgalamaya ya da tesettür çağrısı yapmaya hakkınız hiç yok.
Bir baba, evladına ancak 18 yaşına kadar sadece tavsiyede bulunabilir. Onun ötesinde her kadın, her yetişkin erkek gibi kendi hayatını istediği şekilde yönlendirme hakkına sahiptir.
Neslinizi haramdan korumak istiyorsanız, ilk önce kadın, çocuk ve hayvan tecavüzcülerini lanetleyin! Yolsuzluk yapanlara, devletin kasasını soyup halkın parasını iç edenlere karşı durun. Kamu olanaklarını şahsı ve yakın çevresi için sömürenlere ses çıkarın. Bunlara sessiz kalıyorsanız, asıl onursuz siz olabilirsiniz.
Yazımı sosyal medyadaki bir takipçimin yazdığı güzel bir sözle bitireceğim: Türk kadınını, yatak odası - mutfak arası bir koridora hapsetmek isteyen kokuşmuş zihniyete rağmen zafere koşan filenin sultanlarını kutluyorum!
Zülal Kalkandelen / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder