24 Mayıs 2023 Çarşamba

IŞİD Kadısı’nın ballı hayatı - Timur Soykan / BİRGÜN

 Hizbullahçılar, işledikleri cinayetlere karşın salıverilip HÜDAPAR, TBMM’ye girerken IŞİD’ciler de kendilerine yeni hayat kuruyor. İstanbul’da yakalanan IŞİD’in ‘Rakka Kadısı’nın yıllardır Türkiye’de yaşadığı ortaya çıktı

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 2014-2018 yılları arasında IŞİD’in Telabyad, Münbiç ve Rakka Kadısı olarak görev yapan Tunuslu terörist Mohamed Mrad Bedhiafi’nin Türkiye’de olduğunu tespit etti. MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ortak operasyon başlattı.

Ekipler 23 Şubat 2023 günü sabahı ‘Rakka Kadısı’nın her gün geçtiği İstanbul Başakşehir’deki Olimpiyat Stat Metrosu yakınında bekliyordu ve ellerinde ‘Abu Huzeyfe Tunusi’ kod adını kullanan Mohamed Mrad Bedhiafi’nin fotoğrafı vardı. Fotoğraftaki adam kısa süre sonra onlara doğru yürüyordu. Onu durdurdular ve Arapça bilen tercüman vasıtasıyla fotoğraftaki kişinin kendisi olup olmadığını sordular. 1987 Tunus, Kassarin doğumlu Bedhiafi, kaçamayacağını anladı ve fotoğraftaki kişi olduğunu kabul etti. Üzerinde kimlik yoktu.

Bedhiafi etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirterek çok detaylı anlatımlarda bulundu. Onun anlatımlarına göre Tunus’taki üniversitede bilgisayar yazılımı bölümünü bitirmiş, evinin yakınındaki bir camideki eğitimler sonucunda radikalleşerek selefi görüşü benimsemişti.

YANLIŞ OTOBÜS İLE ADANA

2013 yazında IŞİD’e katılacak üç kişiyle birlikte İstanbul Atatürk Havalimanı’na geldi. Buradan taksi ile Esenler Otogarı’na gittiler. İnsan kaçakçısı ile Antakya’da buluşmak için sözleşmişlerdi. Ancak yanlışlıkla Adana otobüsüne binmişlerdi. Adana’dan Antakya’ya başka otobüsle geçtiler. Suriye’de şiddetli çatışmalar yaşandığı için 3 ay Antakya’da insan kaçakçısının gösterdiği evde kaldılar.

Mohamed Mrad Bedhiafi, ifadesinin devamında IŞİD’in kontrolündeki bölgelerde kadı olmak için eğitim aldığını ve Telabyad, Münbiç ve Rakka’da IŞİD’in kadısı olduğunu anlattı.

Rakka’da evlenmiş ve üç çocuğu olmuştu. Örgütün üst düzey yöneticileriyle kurduğu temasları ve örgüt üyelerini isim isim anlattı. IŞİD içindeki ayrışmalar ve örgüt içi infazlardan bahsetti.

MALATYA’DA TİCARETE ATILDI

IŞİD, Suriye’de hâkimiyetini kaybettikçe Türkiye sınırına yaklaşan Bedhiafi, İdlib’de 1,5 yıl yaşadı. 2019’un Aralık ayında eşi ve çocuklarını insan kaçakçıları Türkiye’ye soktu ve Malatya’ya yerleştiler. Bedhiafi, Türkiye’ye kaçak girişini şöyle anlattı:

“Türkiye’ye geçmek için 600 dolar karşılığında bir kaçakçı ile anlaştım. Kaçakçı beni HTŞ ofisine götürdü. Burada fotoğrafım çekildi. Bir belge verdiler. Bu belge sınırda yakalanıp Suriye’ye gönderilmem halinde HTŞ mensuplarınca tanınmam için düzenlendi.”

Yani İdlib’de hâkim olan HTŞ bile kendi sınır güvenliği için titiz davranıyordu.

Rakka Kadısı, Ocak 2020’de Hatay’a geçti ve ailesinin yerleştiği Malatya’ya ulaştı.

Türkiye’deki hayatını şöyle anlattı:

“Birkaç farklı firmada tekstil işlerinde çalıştım. Ancak hiç Türkçe bilmediğim ve tekstil işinde becerikli olmadığım için işten çıkartıldım. Daha sonra sebze halinde çalıştım. Bir miktar para kazanınca başka eve taşındık. Covid-19 salgını nedeniyle tekrar işten çıkartıldım.

Rakka’dan tanıdığım Suriye uyruklu ‘Ebu Mazin’den 18 bin TL’ye market devraldım. Kısa süre sonra Covid-19’a yakalandım. Hastanede 10 gün kaldıktan sonra 1 ay da evden çıkamadım. Bu nedenle marketi devrettim ve yeniden işsiz kaldım. Facebook’tan Arapça öğrenmek isteyen Avrupalılara Arapça dersleri vermeye başladım. Türkiye’de doğan Suriyeli çocuklara da Arapça dersleri verdim. Maddi durumum düzelince Suriye’den bal getirip satarak ilave gelir elde etmeye başladım. Birkaç farklı şehre kargo yoluyla bal, elbise, kitap göndererek kazanç elde ettim.”

Eski IŞİD Kadısı’nın Malatya’da 2021 yılında dördüncü çocuğu doğdu.

Peki; 10 gün hastanede tedavi gören, market açan, bal ticareti yapan, hatta çocuk sahibi olan Rakka Kadısı nasıl yakalanmamıştı? Bu sorunun yanıtı yok.


Üstelik bu sırada şifreli telefon programları üzerinde IŞİD mensuplarıyla görüşmeye devam ediyordu.

IŞİD üyesi, bir süre sonra Malatya’da yakalanma korkusu yaşadı ve Şanlıurfa’daki eşinin akrabasının yanına gittiler. Burada tarlada çalıştılar.

YAKALANDI AMA BIRAKILDI

Aralık 2022’de Şanlıurfa Yakubiye’de bir eve taşındılar. Nihayet sivil giyimli iki kişi kapılarını çaldı. Kapıyı açan kayınvalidesine Bedhiafi’nin fotoğrafını gösterip evde olup olmadığını sordular.

Eski Rakka Kadısı, İstanbul Başakşehir’e kaçmaya karar verdi. İfadesinde bunun nedenini şöyle anlattı:

“Çok fazla yabancı olduğu için Başakşehir’e gitmek istedim.”

İstanbul Başakşehir’de IŞİD’in hücre evleri daha önce tespit edilmişti.

Bedhiafi, Aralık 2022 son günlerinde Şanlıurfa’dan otobüs ile İstanbul’a doğru hareket etmişti. Otobüs Adana’da mola verdi ve buradaki polisler ondan şüphelendi. Kimliği ve ikametgâhı olmadığı için karakola götürüldü. Ancak gerçek kimliği belirlenmemişti ve Adana’daki Göç İdaresi’nin Suriyeliler kampına götürüldü. Burada Suriye uyruklu ve adının Ali Elahmed olduğunu söylemesi yetti. Parmak izleri alınarak yabancı kimlik numarasıyla kimlik çıkarıldı. Daha sonra salıverildi.

İstanbul Başakşehir’e gelen Rakka Kadısı, burada yeni hayat kurmak için çalışmaya başlamıştı. Ancak MİT ve emniyetin ortak operasyonuyla yakalandı.

İfadesinde IŞİD’ciler ile temas kurduğu telefonundaki şifreli programları 2022’de sildiğini savundu. Örgütten ayrıldığını söyledi. Ancak bir soru üzerine şöyle konuştu:

“İlerleyen süreçte IŞİD’in politikalarının değişmesi halinde tekrar IŞİD’e katılabilirim ancak bu durumun gerçekleşeceğini düşünmüyorum… Ülkeme veya başka bir ülkeye gönderilirsem benim ve ailem için sıkıntılar olacağından Türkiye’de kalmak istiyorum.”

Kendisine ait dijital materyallerde IŞİD’in propaganda görüntüleri çıkan Mohamed Mrad Bedhiafi hakkındaki istihbarat raporunda Rakka Kadısı olduğu, kararlar ve fetvalar verdiği belirtilmişti.

‘DEPREMZEDE, TAHLİYE EDİLSİN’

Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutuklandı, dava açıldı. İlk duruşmada ifadesinin işkence altında alındığını ve çeviri hataları olduğunu savundu. Savcılık ve sulh ceza hâkimliğindeki ifadelerini de kabul etmedi. Sadece kadı stajyeri olarak çalıştığını öne sürdü.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Mayıs’ta yapılan duruşmada avukatı şöyle dedi:
“Ülkemizde gerçekleşen depremde ailesinin evi yıkılmıştır, ailesi çadırda yaşamaktadır. Ailesine bakacak kimse yoktur. Etkin pişmanlıktan faydalandırılması ve tahliye edilmesini talep ediyoruz.”
Mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Pek çok IŞİD mensubu gibi Rakka Kadısı da hapis cezasını yattıktan sonra hayatına Türkiye’de devam etmeyi planlıyor. Kim bilir belki tahliye de edilir…

Timur Soykan / BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder