'Bu toplum Erdoğan’a karşı bir öfke biriktirdi, bunda hepimizin payı var, mücadelesi var. Bunun bir yere bağlanması gerekiyordu. Erdoğan durdukça daha çok Akşener, Özdağ, Babacan çıkacak heybeden.'
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek açıklamasını ve bu açıklama sonrası çeşitli kaynaklarda dile getirilen iddiaları soL'a değerlendirdi.
"Unutmayalım Özdağ Millet İttifakı’nın içinden geliyor. Düne kadar İYİP’in önemli isimlerinden biriydi. Akşener’in de İçişleri Bakanlığı’nı partisine istediğini biliyoruz. Yabancıya gitmedi yani!" diyen Okuyan, "Şu anda toplumun bir kesimi 'Erdoğan gitsin'den başka bir şey düşünmüyor. Mücadele, gri alanda, bu ilkesiz siyasal ortamda sağa sola bakınan kararsızları etkilemek için sürüyor. HDP disiplinli ve sadık bir seçmene sahip ama bu sadakat ikinci tura ne kadar yansır bunu bilemiyoruz. Burada başka olasılıklar üzerinde düşünmek gerekiyor" ifadesini kullandı.
Okuyan'ın soL'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Ümit Özdağ’a iddiaya göre İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ciddi bazı sözler verildi, protokol imzalandı ve Zafer Partisi ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı. Bu 28 Mayıs seçimini ne kadar etkiler?
Millet İttifakı içinde her şeyi barındıran bir yapıydı. Yurttaşlarımızın Erdoğan öfke ve kaygısını istismar ederek bir seçenek haline geldi. Seçimlere on gün kala Kılıçdaroğlu bir Noel Baba gibi çuvalı karıştırdı ve oradan milliyetçi bir söylem çıkardı. Ardından milliyetçilik alana bir de Ümit Özdağ hediye etti. Bunlar havadan gelmedi. Çuvalda zaten her şey vardı. Kuşkusuz atılan adımlar bir açıdan seçim öncesindeki son hamleler, biraz da çaresizlik içinde yapılıyor. Ama bundan ibaret değil. Kesinlikle sadece seçim taktiği olarak görülemez yaşananlar. Kılıçdaroğlu için öyle olabilir ama daha karmaşık sonuçları olacak.
Çaresizlik derken sonuca etki yapmaz mı?
Hiçbir ilke ve programın kalmadığı bir siyaset ortamında dengeleri her şey etkiler. Ancak şu anda Kılıçdaroğlu 28’ini kazansa, 29’unda büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Özdağ’ın sığınmacılara dönük söylemine alan açarak seçim kazanıyorsanız, bunun başka sonuçları da olur. Öte yandan HDP tabanının ikinci turda oy kullanma isteğinin azaldığını görüyorduk, Özdağlı bir kabinenin arkasında bütün gövdeleri ile duracaklarını düşünmek için saf olmak gerek. Üstelik bu yalnızca HDP tabanı için geçerli değil.
Peki Kılıçdaroğlu, Özdağ’ın götürdüğünden daha fazlasını getireceğini mi düşünüyor?
Unutmayalım Özdağ Millet İttifakı’nın içinden geliyor. Düne kadar İYİP’in önemli isimlerinden biriydi. Akşener’in de İçişleri Bakanlığı’nı partisine istediğini biliyoruz. Yabancıya gitmedi yani! Şu anda toplumun bir kesimi “Erdoğan gitsin”den başka bir şey düşünmüyor. Mücadele, gri alanda, bu ilkesiz siyasal ortamda sağa sola bakınan kararsızları etkilemek için sürüyor. HDP disiplinli ve sadık bir seçmene sahip ama bu sadakat ikinci tura ne kadar yansır bunu bilemiyoruz. Burada başka olasılıklar üzerinde düşünmek gerekiyor.
Ne gibi?
Kılıçdaroğlu, AKP’li bir Meclis oluşturdu. AKP Türkiyesi ile sorunu olmayan, hatta onu savunan ama daha kurallı çalışan bir iktidar arzulayan bir grup oluştu Meclis’te. Bu grup son tahlilde AKP’lidir. Millet İttifakı zaten dağılma eşiğinde. İYİP, Gelecek, DEVA, Saadet Meclis’te birçok konuda AKP ile birlikte davranacak. Bazı CHP milletvekilleri için de bu geçerli. Şimdi HDP de bu muhalefet blokundan uzaklaştırılıyor. Yıllarca “Kim müzakere masasını kurarsa biz onunla görüşürüz” diyen bir partiden söz ediyoruz. Tarih tekerrür etmez ama seçimi kazanması durumunda Erdoğan’a geniş bir uzlaşı için olanak sağlıyor bu gelişmeler.
Özdağ’ın Kılıçdaroğlu desteğinin böyle bir sonucu mu olur? Böyle bir sonuç için Özdağ çaba mı harcıyor?
Kimin hangi niyetle hareket ettiğini bilemeyiz. Ancak sonucu biliriz. Türkiye’de muhalefet seçime çok az kala heybeden çıkarılan başka kartlarla yeniden tasarlanmış oluyor ve böylece seçimi kazanması muhtemel iktidar blokunun eli güçleniyor. Bu tamamen rastlantı ya da kaderin cilvesi midir? Biz buna pek inanmayız.
TKP Özdağ’ın olası İçişleri Bakanlığı konusunda nasıl bakıyor?
Millet İttifakı’nın içiyle ilgili değiliz. Karşıyız dedik, kefil değiliz dedik. Biz Erdoğan’ın gitmesi gerektiğinden hareket ettik. Buna devam ediyoruz. Özdağ konusunda dehşete düşenler neden şimdiye kadar Davutoğlu, Akşener ya da Babacan’dan dehşete düşmediler, bunu anlamak mümkün değil. Alışırlar, Özdağ’a da alışırlar. Biz başka bir yerden bakıyoruz. Bu toplum Erdoğan’a karşı bir öfke biriktirdi, bunda hepimizin payı var, mücadelesi var. Bunun bir yere bağlanması gerekiyordu. Erdoğan durdukça daha çok Akşener, Özdağ, Babacan çıkacak heybeden.
Peki ya Erdoğan kazanırsa?
Erdoğan kazanırsa, “gerçek seçenek”i ve kolaycı çözümlerin ne kadar boş olduğunu anlatma görevimiz olacak. Anlatma örgütleme ve mücadele etme…TKP 14 Mayıs akşamı, Türkiye’de iktidar-muhalefet ayrımı yapmaksızın tek bir Meclis tablosu olduğunu ilan etti. Laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm o Meclis’in bütününü karşıya almak zorunda. Orada hangi pazarlık ve hesaplar sürerse sürsün. Bir şey değişmez. Bugün siyaset alanı baştan aşağıya AKP tasarımıdır. Bu tasarımla kavgaya hazırlanıyoruz.
ALİ UFUK ARİKAN / soL-Söyleşi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder