25 Ağustos 2023 Cuma

Ekvador solu tekrar iktidar eşiğinde - Korkut Boratav / soL

 'Ekvador Solu’nun iktidara dönüşü, bu sefer bir dizi siyasal cinayetle mi engellenecek? Önümüzdeki iki ayda anlayacağız.'


Son aylarda güzel haberlerin özlemi içindeyiz. İki iyi haber 20 Ağustos’ta Latin Amerika Solu’ndan geldi: Guatemala’daki başkanlık seçimini solcu aday Bernardo Arrevalo açık farkla kazandı. Ekvador’da da seçimin ilk turunda sosyalist partinin adayı ilk sırayı aldı.

Guatemala tarihinin son solcu başkanını 70 yıl önce ABD devirmişti. Ekvador’da ise on yıllık başarılı bir sol iktidar 2017’de son bulmuştu. Ekvador’a odaklanalım.

2007-2017: Sol iktidar ve bir Saray Darbesi

Ekvador, Latin Amerika’nın göreli olarak dingin ülkelerinden biridir. Yedi yıllık (1970-1979) bir askerî rejim dışında, temsilî demokrasi kurallarının sorunsuz işlediği anlaşılıyor.

Yeni bir CEPR araştırması1, solcu başkan Rafael Correa’nın 2007-2017 yönetiminde “Ekvador’da sosyal harcamaların iki misli arttığını, yoksulluğun yüzde 41 düştüğünü, kişi başına millî gelirin yıllık yüzde 1,6 oranında büyüdüğünü ve önceki 25 yılın ortalamasını ikiye katladığını” belirliyor ve bu gelişimi mümkün kılan politikaları ayrıntılarıyla inceliyor.

Bu kazanımlar, sonraki altı yılda adım adım tüketildi; Ekvador bir dizi bunalım ve çalkantı içine sürüklendi. İşin tuhafı bu yıkım, Correa’nın yardımcısı Lenin Moreno’nun 2017’deki başkanlık seçimini kazanmasından sonra başladı. Önemli bir bölümü de bizzat onun tarafından gerçekleştirildi.

Moreno, seçimi kazanmasını sağlayan sola dönük politikalara hızla sırt çevirdi. Kabinesine neoliberal iktisatçıları aldı; 2018 bütçesine kemer sıkma önlemleri getirdi. Solcu ilkeleri savunan kendi Başkan Yardımcısı Jorge Glas’ı azletti; yargılanmasını sağladı. Rafael Correa aleyhine düzmece ceza davaları açtırdı; yeniden aday olmasını önleyecek bir anayasa değişikliği geçirdi. Nedenleri, arka planı açıklanamayan bir ihanet söz konusudur. Saray Darbesi de diyebiliriz.

Moreno yönetiminin ilk yılı bir IMF programı ile başladı. Ham petrol ihracatçısı olan Ekvador’da yıllardan beri uygulanan akaryakıt sübvansiyonları bir kararname ile kaldırıldı. Bir gün içinde benzin ve mazot fiyatları yüzde 50 / 100 oranlarında sıçradı. Ekim 2018’da ülkede sert bir “IMF ayaklanması” patlak verdi.

Kalkışma kritik eşiği aştı. Kent, kır emekçileri, yerli halk örgütleri merkezî yönetimi felce uğrattı. Hükümet, başkent Quito’yu terketti; Guayaquil’e taşınmak zorunda kaldı. Moreno, isyancılarla görüştü; IMF kararnamesini iptal etti.

2021 seçimlerine bu ortam damgasını vurdu; Moreno aday olamadı. Seçimin ilk turunu Correa’nın Maliye Bakanı, sosyalist Andres Arauz, yüzde 32,2’lik oyla ilk sırada bitirdi. En yakınındaki rakibi banker Guillermo Lasso’ya on iki puan fark yaptı. İkinci turu kazanacağı hemen hemen kesinlikle öngörülüyordu.

Bu aşamada Ekvador Solu bir sürprizle karşılaştı. Özgün halk örgütleri konfederasyonu CONAIE, IMF ayaklanmasına, sol muhalefetle omuz omuza, ön saflarda katılmıştı.  Yerli halkın siyasal partisi olan Pachakutik adayı Yaku Perez de ilk turu üçüncü sırada bitirmişti. Aniden saf değişirdi; Lasso’yu desteklemeyi kararlaştırdı. Etnik politikanın sınıf mücadelesine baskın çıktığı bu “ikinci ihanet” sonuç verdi. Sağcı Lasso başkanlık seçimini ikinci turda küçük bir farkla kazandı.

Banker Lasso, başkanlık dönemini tamamlayamıyor

2021’de başkanlığı kaybetmesine rağmen Correa’nın Yurttaşlar Partisi parlamentoda en büyük grubu oluşturuyordu; muhalefet çoğunluktaydı.

Moreno ve Lasso’nun başkanlıkları siyasal iktidarın yozlaştığı bunalım yıllarıdır. Kişi başına millî gelir 2019-2023’te her yıl ortalama yüzde 1,7 oranında küçüldü.  Covid salgınında Ekvador, nüfus başına ölüm oranlarında dünya sıralamasının en üstlerinde yer aldı.

Moreno  ve Lasso iktidarları, Ekvador’u suç örgütlerinin ve şiddetin   öne çıktığı bir Latin Amerika ülkesine dönüştürdü. Bunalım, tüm sosyal göstergelere yansıdı. Bir örnek ölümle sonuçlanan cinayet istatistikleridir: Yüz bin nüfusa düşen ölüm, Correa yönetiminin son yılı olan 2017 ile 2022 arasında dört buçuk kere (5,8 → 25,8) sıçradı (CEPR, s.5).

Bu dönüşümü belirleyen bir etkene BBC (18 Ağustos 2023’te )  ışık tutuyor: “Geçmişte Güney Amerika’nın en barışçı ülkelerinden olan Ekvador’da  siyasal yozlaşma narkotik ticaretini yeşertti. Meksika ve Kolombiya kartelleri Ekvador’un yerli çetelerini denetleyerek kazançlı ticaret yolları keşfettiler.  Ekvador dünyanın en büyük muz ihracatçısıdır. Muz sandıkları, Avrupa ve ötesine kokain taşımanın makbul araçlarından biri oldu.”

Guayaquil ve Esmeralda limanlarının bu ticarette önem taşıdığı; emniyet örgütünde “narkotik generaller” olarak bilinen şeflerin öne çıktığı; yolsuzluk zincirinin bürokrasiden siyasal iktidarın zirvesine ulaştığı anlaşılıyor.

Başkan Lasso’yu yolsuzluk suçlaması ile görevden alma girişimi, Correa’nın Yurttaşlar Partisi tarafından başlatıldı; muhalefet partileri tarafından desteklendi. Parlamentonun görevden alacağı kesinleşince Lasso erken davrandı. Anayasal yetkisini kullanarak parlamentoyu 17 Mayıs 2023’te lağvetti.

Lasso, başkanlık ve parlamento seçimlerinin 20 Ağustos’ta yapılacağını, kendisinin yeniden başkanlığa aday olmayacağını, bu sürede ülkeyi kararnamelerle yöneteceğini duyurdu. Başkanlığı önceki iki seçimde kaybeden Lasso, bu defa başkanlık süresinin sadece iki buçuk yılını tamamlayabildi.  Seçim öncesinde yapılan bir ankete göre Ekvador halkının yüzde 85’i Lasso’nun başkanlığından hoşnut değildir (Peoples Dispatch, 24 Mayıs 2023).

Seçim ortamında siyasal cinayetler

Erken seçimlere bu ortam içinde gidildi.  Sosyalist solu Correa’nın Yurttaşlar Partisi temsil ediyor. 2021’de başkan adayı olan Andrés Arauz 20 Ağustos’ta başkan yardımcılığı için yarıştı. Başkanlık adayı Luisa González’tir. Gonzalez / Arauz ikilisi ilk turu %33,6 oyla ilk sırada bitirdi.

Luisa Gonzalez’in rakibi ilk turda %23,4 oy toplayan Daniel Noboa oldu. Bu siyasetçi Ekvador’un en zengin ailelerinden birinin çocuğudur. “Muz İmparatorluğu”nun varisidir; ABD pasaportu da taşımaktadır.

2021 seçimlerinin ikinci turunda Sol’un 12 puanlık farkını kapatan Lasso sürprizine yukarıda değindim. Bu kez fark 10 puan; önceki sürprizin tekrarı mümkün, ama muhtemel değil… Önceki seçimde yüzde 11 oyla Sol’a ihanet eden Yaku Perez’in seçmen desteği   bu sefer eridiği için… Özgün halk konfederasyonu CONAIE’nin desteğini alamadı; oy oranı yüzde 4’ün altına düştü.

Adaylardan Fernando Villavicencio da dikkat çekmekte; anketlerde ikinci sırada yer almaktaydı. Villavicencio, Correa’ya karşı mücadelede sivrilen, sansasyonel saldırılar ile ün yapmış bir gazeteciydi. Seçim kampanyasını ülkedeki uyuşturucu çetelerine karşı mücadele üzerine odaklandırdı. Kokain ticaretinde öne çıkan limanların ordu denetimine verilmesini savunmakta; Los Choneros çetesi tarafından açıkça tehdit edilmekteydi.

9 Ağustos’ta bu tehdit gerçekleşti. Villavicencio siyasal bir toplantıda öldürüldü.  Altı Kolombiyalı tetikçi sanık olarak tutuklandı. Solcu aday Luisa Gonzalez, Villavicencio cinayetinin Yurttaşlar Partisi’ne karşı bir komplo olarak planlandığını ileri sürdü. Nitekim suikast sonrasında sosyal medyada “Correa’cılara oy yok…” kampanyası yoğunlaştı.

İkinci tur seçimi 15 Ekim’dedir Son üç haftada Ekvador’da üç siyasal cinayet: Önce Villavicencio, beş gün sonra Yurttaşlar Partisi’nin San Mateo’daki liderlerinden Pedro Briones de bir tetikçi tarafından öldürülecektir. 26 Temmuz’da da Manta kentinin genç belediye başkanı Agustín Intriago sokakta öldürülmüş; suikastçısı kaçmıştı.

Ekvador Solu’nun iktidara dönüşü, bu sefer bir dizi siyasal cinayetle mi engellenecek? Önümüzdeki iki ayda anlayacağız.

Korkut Boratav / soL

  • 1.J.Johnston & I.V. Lalovic, Ecuador: A Decade of Progress Undone, CEPR, Ağustos 2023.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder