Size bugün büyük bir Cumhuriyetçi düşünürden (entelektüel) söz edeceğim: Prof. Dr. İlhan Arsel. Özyaşamöyküsünü bu yazıda okuyacaksınız. Ardından, yazarın Toplumsal Geriliklerimizin Sorumluları Din Adamları (Kaynak Yayınları, 3. Basım, 1996) adlı kitabının “giriş” bölümünü üçe bölüp 22, 25 ve 27 Ağustos günlerinde yayımlayacağım.
Cenevre (İsviçre) Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden “La Responsabilité Politique Ministérielle et la Chambre des Lords” (Bakanların Siyasi Sorumlulukları ve Lordlar Kamarası) adlı çalışmasıyla “hukuk doktoru” unvanını alan Prof. Dr. İlhan Arsel (5 Nisan 1920, İstanbul - 7 Şubat 2010, Florida), otuz yıl Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde anayasa hukuku dersleri verdi. 1955 yılında, Ankara Üniversitesi ile New York Üniversitesi arasında yapılan “Öğretim Üyesi Mübadelesi Sözleşmesi” gereğince 1955-1956 öğretim yılında “School of Public Administration and Social Services”te çalıştı. 27 Mayıs 1960 İhtilali’nden az önce, o zamanlar iktidarda bulunan Demokrat Parti’nin Türkiye’yi şeriat felaketine sürükleyen tutumu nedeniyle öğrencilerine, “Bu ülkede artık anayasa hukuku öğretimi yapılamaz!” diyerek derslerini kesti. İhtilalden sonra yeni bir “Anayasa Ön Tasarısı” hazırlamakla görevlendirilen Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar’ın başkanlığındaki on kişilik “İstanbul Komisyonu”na atandı. Az sonra “Kurucu Meclis Ön Tasarısı”nı hazırlamak üzere kurulan beş kişilik bilim komisyonuna üye seçildi. 1966 yılında, ders vermekte bulunduğu Ankara Polis Enstitüsü’nden istifa etti; istifa nedeni, enstitü yöneticilerinin iki öğrenciyi, fikir özgürlüğünden yoksun eder nitelikteki kararlarını protesto etmekti. 1966 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Cumhuriyet Senatosu’na “Kontenjan Senatörü” olarak atandı.
1969 yılında, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevinden istifa etti. Bu kez istifa nedeni, üniversite öğretim üyelerinden pek çoğunun, toplum sorunları karşısındaki susmuşluklarını ve ülkenin şeriat karanlığına sürüklenmesine karşı nemelazımcılıklarını protesto etmekti.
Üniversiteden ayrıldıktan sonra, merkezi New York (ABD) olan “Inter-University Assoc” adlı kuruluşta danışman (senior consultant) olarak görevlendirildi ve bu kuruluşun yayımladığı “Constitutions of the Countries of the World” (Dünya Ülkeleri Anayasaları) adlı çalışmalara katıldı. 20 ciltlik bu yayınların “Türkiye” ve “Belçika” bölümlerini hazırladı. (1971 itibarıyla)
Prof. Dr. İlhan Arsel, İslam şeriatını akılcı eleştiriden geçiren ve serbest düşüncenin öncülüğünü yapan yayınlarıyla tanınıyor. Ancak din(ler) konusundaki bilimsel ve eleştirel yaklaşımlarını dile getirdiği kitapları tutucu kesimlerin şiddetli tepkisine neden oldu. Can güvenliği yüzünden ABD’ye yerleşti. 7 Şubat 2010 Pazar günü, Florida’da (ABD) yaşamını yitirdi.
***
Yazarın Kaynak Yayınları’ndan çıkan kitapları şunlardır: Arap Milliyetçiliği ve Türkler; Şeriat ve Kadın; Toplumsal Geriliklerimizin Sorumluları: Din Adamları; Biz Profesörler; Aydın ve “Aydın”; Şeriat Devleti’nden Laik Cumhuriyet’e; Diyanet’e Cevap; Turan Dursun’a Mektuplar; Müslümanlık Sınavı; Şeriat ve Kölelik; Şeriat’tan Kıssa’lar 1; Şeriat’tan Kıssa’lar 2; İslama Göre Diğer Dinler; Kur’an’daki Kitaplılar; Tevrat ve İncil’in Eleştirisi; Kur’an’ın Eleştirisi 1; Kur’an’ın Eleştirisi 2; Kur’an’ın Eleştirisi 3; Muhammed’e Göre Muhammed; Şeriat, İnsan ve Akıl; Cahiliyye; Şeriat ve Eşitsizlik; Kuran’daki Tanrı; Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı.
***
İlhan Arsel’in yaşamöyküsünü okudunuz. Bu okumadan ödünsüz bir Cumhuriyetçi, ödünsüz bir laik, ödünsüz bir demokrat kimliği kalın hatlarıyla ortaya çıkıyor. Yayımladığı kitapların adını okudunuz. Bu kitapları yazıp yayımlamak her babayiğidin harcı değildir. İlhan Arsel Türkiye’nin Luther’idir. Ama o kadar değil, kitaplarıyla Cumhuriyet Türkiye’sinin Rönesans, Reform ve Aydınlanma çağının en önemli mimar ve yapı ustalarından biridir. İlhan Arsel’i okumak dinsel gericiliğin gemi azıya aldığı şu günlerde Cumhuriyet’in devrimci ruhunu ayaklandırmak için büyük bir fırsat.
Bu yazı dolayısıyla bir anımsatma: Diyanet, Kuran’ı yabancı dillere çevirtip dağıtmakta. Amaç: Dinsizler okusunlar da Müslüman olsunlar! Aliyülâlâ! Ama Kuran’ı kendi dillerinde okuyup Müslüman olanlar, Müslüman olduktan sonra anadil özgürlüklerini yitirecekler ve artık Kuran’ı Arapça okuyup Arapça ibadet edecekler. Eşi benzeri olmayan bir çelişki!
Özdemir İnce / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder