4 Ağustos 2024 Pazar

Cumhuriyet "KÖŞEBAŞI"+"GÜNDEM" -4 Ağustos 2024-

 

Bizde vergisini ödeyene enayi denir! -Işıl Özgentürk-

Sevgili okurlarım, son haftaların en etkili muhalif eylem biçimi hiç kuşkunuz olmasın, yap-işlet modeliyle çalışan firmaların, milyarlık kazançları olan dijital alım satım şirketlerinin, en zengin holdinglerin sıfır vergi ödediklerinin teker teker açığa çıkarılması. Cumhurbaşkanının emriyle vergisi silinen o kadar çok şirket, firma ve şahıs var ki neden emeklilere üç kuruş sadaka verildiği tabak gibi ortaya çıkıyor.

Dünyanın her yerinde devlet, yurttaşlarından kazancına oranla vergi alır ve yapması gereken işleri yürütür. Öncelikle yıllarca çalışmış emekli yurttaşlarının hakkını sonuna dek korur. Onları dilenci ya da bir an önce ölmesi gereken yurttaşlar olarak görmez. Sadece emeklilerin mi, hayır gençlerin daha iyi bir gelecekte yaşamaları için gereken sosyal ve yapısal işleri yoluna koyar. Ülkede kolay ve ucuz ulaşımı nasıl sağlayacağını düşünür ve uygular. Sağlık sistemini yoksulların lehine işlemesi için gerekli tedbirleri alır. Ulaşım için ülkenin tüm imkânlarını seferber eder. Çocukları ve kadınları korumak için tüm olanaklarını seferber eder. Ülkenin mafyaların eline düşmemesi için gözünü dört açar. Tarihi değerleri ülkenin en önemli hazinesi olarak kabul eder ve onları azami bir biçimde korur. Ordusunu oyuncak bir ordu gibi görmez, sürekli gelişmesi için gerekeni yapar...

Ve vergi kaçıranları en ağır biçimde yargılar. Ne yazık ki bizim böyle bir devletimiz yok. Tam tersi biz de vergi kaçırmak, Allah’ın emridir! Bizzat devlet vergilerini silerek bu kaçırma işinde öncülük eder. Üzüm üzüme bakarak kararır sözünde olduğu gibi yurttaşlar da vergi kaçırma işinde uzmanlaşır. Şimdi dijital dünya sayesinde sosyal medyada vergileri silinen ya da hiç vergi ödemeyen şahıslar, şirketler ayan beyan teşhir ediliyor. Ne utanmaları var ne de kapılarını çalan vergi memurları. Gün onların günü. Yazımı yazarken birden aklıma ünlü Amerikalı mafya lideri Al Capone’ın üç kuruşluk vergi nedeniyle nasıl tutuklandığı geldi. 

Yıl 1929. Al Capone Amerika halkını yoksulun yoksulu yapan büyük buhranda uygulanan içki yasağını, özellikle bu işi önlemesi gerekenlere büyük rüşvetler vererek sürekli delen ve o nedenle de devleşen bir mafya lideri. Rüşveti alanlar en küçük emniyet mensuplarıyla başlıyor ve senatörlere, milletvekillerine uzanıyor. Rüşveti reddeden kamu görevlileri de ansızın öldürülüyor. Bizzat kendisinin de adam öldürdüğü biliniyor ama kimseler şahit olmuyor, şerrinden korkuluyor. Peki bu Al Capone nasıl yakalanıp içeri alınıyor? Çok basit bir muhasebeci onun vergi kaçırdığını tespit ediyor, kaçırılan vergi çok küçük bir miktar ve Al Capone 11 yıl hapis cezasına çarptırılıyor ve içeri alınıyor.

Şimdi gelelim AKP iktidarının özellikle 433 CHP belediyesini zor durumda bırakmak ve o bölge halkını cezalandırmak için belediyelerin ödenmemiş SGK borçlarını derhal ödenmesi kararına. Bu karar AKP belediyeleri için de uygulanacak mı, bilmiyoruz? Takip etmek görevimiz olmalı. Çünkü şu iyice dijitalleşen dünyamızda hiçbir şey gizli kalmıyor. Bu günlerde de dijital ortam sayesinde yüzlerce vergisi silinen şirket ve kişiler gözlerimizin önüne serildi. Öyle ki bu vergilerin pek azı ödendiğinde çocuklarımız çikolata yiyebilecek! İnsanlar gülerek işlerine gidecek! Pek çok kişi tatil yapabilecek! Ve eflasyon canavarı birkaç yerinden tokat yiyecek! 

Bu arada devletten milyonlarca lira hibe alan tarikatların ne iş yaptıklarını doğrusu kimseler bilmiyor. Tarikatlara ödenen paralar da dijital ortamda sergilenmeli. Gerçi Amerika’da 11 lüks villa alımını biliyoruz, kim bilir daha neler var? Çünkü ülke bütçesinin büyük bir miktarı Diyanet’te gidiyor.

Muhalif partilerin bu vergi işini iş edinmesi istemek bir yurttaş olarak benim görevim. Çıkın kardeşim, vergileri silinen şirketleri, kişilerin, yap-işlet modeliyle hibe alanları her yerde toplantılar yaparak yurdun her karışında sergileyin. Çünkü AKP iktidarı seçimi kazandığınız belediyeleri iş göremez hale getirmeye çalışıyor. Farkında değil misiniz?

Yazımın başında da dedim, muhalefet için bu vergi silinmesi, hibeler en etkili muhalefet eylemine dönüştürülmeli. Çünkü insanlar ellerine geçen paranın nasıl uçuverdiğine bir türlü akıl erdiremiyorlar. Bazılarının nasıl zengin olduğuna da. Diyeceksiniz, karapara aklanan bir ülkede vergi kontrolü olmaz. Yok canım öyle bir olur ki şaşıp kalırsınız.

Sevgili okurlarım, bu arada sevdiğimiz insanlar bizi terk ediyor. Doğanın yasası bu. Genco Erkal da gitti. Bir Delinin Hatıra Defteri oyununu dört kez seyretmiş ve ondan Nâzım Hikmet şiirlerini ağlayarak izlemiş bir yurttaş olarak onu özleyeceğimi adım gibi biliyorum. Pek çok kişinin de özleyeceği gibi... Ne mutlu ki onun varlığıyla devleşen tiyatro salonlarında bulunmuşuz. Birlikte alkışlamışız. Bir garibin tesellisi de bu. Başınız sağ olsun dostlarım.

                                                      /././

Borcunu kendin öde! -Özdemir İnce-

Çok önemli bir haber: Cumhurbaşkanı da olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye borçlarının tahsil edilmesi talimati üzerine başlayan tartışmada gözler AKP’den devralınan belediyelerin borçlarına çevrildi. ANKA’nın haberine göre yerel seçimler sonrası CHP’li belediye başkanlarının AKP ve MHP’den devraldığı borçlar şöyle: 

Balıkesir: Toplam borç, 15 milyar 428 milyon lira. Bunun 90 milyon TL’si SGK borcu.

Bursa: 30 milyar TL olan borcun 3 milyar 500 milyon TL’sini SGK borçları oluşturuyor.

Manisa: Borç 1.2 milyar TL.

Afyonkarahisar: Devralınan borç 1 milyar 574 milyon 884 bin TL 

Amasya: Toplam borç 529 milyon 264 bin lira. SGK borcu ise 233 milyon TL.

Bartın: 251 milyon 301 bin TL borcun 10 milyon 338 bin TL’si SGK borcu.

Giresun: Toplam borç 1 milyar 714 milyon 887 bin TL. SGK borcu ise 62 milyon TL.

Kastamonu: Devralınan borç 505 milyon TL. Borcun 68 milyon 844 bin TL’si vergi ve SGK.

Kırıkkale: 691 milyon 203 bin TL borcun 73 milyon 386 bin TL’si SGK borcu.

Kilis: Toplam borç 482 mil­yon 11 bin TL. Bunun 39 mil­yon 805 bin TL’si SGK borcu.

Kütahya: Borç 1 milyar 765 milyon 741 bin TL.

Uşak: 1 milyar 276 milyon 816 bin TL borç devralındı.

Zonguldak: 1 milyar 153 milyon 308 bin TL borcun 193 milyon 819 bin TL’si SGK’ye.

Benim hesaba aklım ermez. Hesap makinesinde topladım kalan borç milyarlarca. Artan milyonları da ekledim. Hesap yanlış ise küsuratları da toplayıp doğrusunu ilan etsinler. Beni ilgilendirmez. İsterseniz siz de toplayın.

CHP belediyeleri borçlansa borçlansa dört ayda en fazla 1 milyar borçlanmışlardır. 114 milyar borç Erdoğan’ın AKP’sinin ödemediği borçlardır. Bu borçların toplamının (114 milyar) 4 milyar 239 milyonu (küsuratı da var) SGK borcu. Siz de hesaplarsanız toplam borç fazla çıkar, eksik çıkmaz. Eksik, fazla benim için sorun değil...

Lokantada yiyip içtikden sonra hela penceresinden sıvışıp hesabı masada olmayan CHP’nin 4.5 aylık belediyelerine göndermek... Bunu başkaları yapsa utanmazlık, yüzsüzlük, arlanmazlık derler...

Bu türden patalojik davranışı alışkanlık yapanlara, her zaman haklı çıkanlara bir zamanlar “liboş” da denen, AKP destekçisi “yetmez ama evetçiler”“Ana rahmine haklı düşenler” derdim. AKP tayfası da bu horantadan...

“Bu memlekete buzdolabı ile çamaşır makinesini biz getirdik” derler. Döşemedikleri demiryolu için “Biz döşedik” derler. Adnan Menderes’in adı verilen ve 17 Kasım 1987’de Başbakan Turgut Özal’ın katılımıyla açılan havalimanını da kendilerinin yaptırdığını iddia etmişlerdi.

Erdoğan’ın ardından 1998 yılında İBB’yi devralan Ali Müfit Gürtuna, TELE1’de konuşurken İBB’yi 1.5 milyar dolar borçla devraldığını söylemiş. Bu, 1.5 milyar TL borcu R.T. Erdoğan’ın bıraktığı anlamına gelir. Yaptığı borcun hesabını vermiş mi?

Hesabı ödemeden CHP’ye ciro eden Erdoğan’ın üste çıkarak “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz SGK’ye olan birikmiş borçlarını ödesin” diye çıkışması da akıl almaz bir şey doğrusu...

Balıkesir’de halka seslenen CHP’nin taze genel başkanı Özgür Özel, en borçlu beş belediyenin 31 Mart yerel seçimlerinin ardından AKP’den CHP’ye geçen belediyeler olduğunu söylüyor. “Şimdi kendi ödemedikleri parayı bizden kesmeye kalkıyorlar. Bu sayede çöpler toplanamasın istiyorlar. İstiyor ki toplu taşıma aksasın.”

Basından aktarıyorum: “Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaretinden sonra halka seslendi. Özel, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik sarf ettiği ‘Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz SGK’ye olan birikmiş borçlarını ödesin. Şu anda belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız tahsiline kaynağında başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok’ sözlerine yanıt verdi.”

İddianın doğruyla, gerçekle ilgisi yok ama R.T. Erdoğan’ın üslubu yalan ve yanlış üzerine kurulmuştur. Özgür Özel ilkin bu üslupla çarpışmak zorunda.

“Öyle belediyeleri zora sokarak, halkın hizmetini aksatarak CHP’yi yıpratacağını düşünüyorsan aldanıyorsun” diye Erdoğan’a seslenen Özel, “Millet arkamızda. Bunu millet görüyor, sana bunun hesabını ilk sandıkta soracak” diyor. Türkiye’de belediyelerin SGK’ye toplam borcunun 14 milyar 699 lira olduğunu açıklayan Özel, en borçlu belediyelerin 31 Mart yerel seçimlerinde AKP’den CHP’ye geçen belediyeler olduğunu söylüyor.

                                                             /././

Bilimin dine, dinin bilime ihtiyacı yok (V) -Özdemir İnce-

Bilim kanıt ister ama dini inancın kanıta gereksinimi yoktur. İlk insandan itibaren insan türlü çeşitli nesneye (putlara) taptı. Dini inanç evrim geçirerek Hz. Musa ile tek Tanrı’yı buldu, keşfetti, icat etti. Belki de daha önce Hz. İbrahim yaptı bu işi. Aklı olan hiç kimse dinsel inançları tartışmaz. İnancı olan hiç kimse benim bu yazımı okuduktan sonra inancından vazgeçmez. Balıklar, dağlardan sonra yaratılmış ama dağlarda kılçıkları varmış, bunu asla dert etmez. Tektanrılı din insanın ihtiyacıdır. Ama bütün insanların değil. Japonların, Çinlilerin, Hindistanlıların ne tektanrıları var ne de peygamberleri. Öteki insanlardan ne farkları var? İnandıkları bir etik sistemleri ve ahlakları yok mu?

Ama çoğu kötü olan din adamları tartışılır. Tarih boyunca her türlü kötülüğün kaynağında “yorumcu din adamları” vardır. Dogmalara dayanan dini bilgileri bilimsel yöntemlerle açıklamak ve dogmaları bilime dönüştürmek olacak iş değil. Dine göre gerçek bilginin sahibi Allah’tır ve onun verdiği bilgiler değişmezdir, yani dogmadır. Oysa bilimsel bilginin en önemli özelliği değişir olmasıdır. Oysa dinsel görüşe göre: Bilgi, Allah tarafından, seçilmiş kişilere bir ihsan olarak verilir. Dolayısıyla çalışmanın, okumanın, deney yapmanın gereği yoktur.

YER MERKEZLİ EVREN AYETLERİ

[Diyanet İşleri Başkanlığı’nın: “Günümüz bilgi ve bilimine uymadığı” gerekçesiyle gözden geçirilmesini istediği “yer merkezli evren” (bazı bilim adamlarına göre Tanrı merkezli evren) ile ilgili ibareler olgusunu ve 2. müftüler toplantısındaki, “Bana göre toplumumuzda gördüğümüz olumsuzlukların nedenlerinden birisi de imamlarımızın zayıflığıdır. İmam yokluğundan söz etmiyorum, imamlarımızın zayıflığını vurguluyorum”1 değerlendirmesini, bir ayraç açarak ele almazdan önce, yer merkezli evren ile ilgili ayetleri görelim:

“Biz arzı (dünyayı) yayılmış bir döşek ve dağları birer destek yapmadık mı?”   (Nebe-6,7)

“O Allah ki sizin için yeryüzünü bir beşik yaptı.” (Zuhruf-10)

“Allah gökleri, gördüğünüz şekilde, direksiz yarattı. Arzı da bizimle meyil ve hareket etmemesi için, yüksek ve sabit dağlar koydu.” (Lokman-10)

“Güneş ve Ay’ı teshir eyledi (büyüledi). Her biri muayyen bir vakte kadar devir ve cereyan eder.” (Rad-2)

“Ne Güneş Ay’a yetişebilir ne Ay Güneş’i geçebilir. Her biri feleğinde seyreder.”    (Yasin-40)

Yukarıdaki ayetler Ayıntabi Mehmet Efendi’nin Arapça Kuranıkerim mealini ve Tibyan Tefsiri’ni Türkçeye çeviren Süleyman Fahir’den alınmıştır. Eserin yaşı, yüz yıldan fazladır.

Kuran’dan sadece altı tanesine yer verdiğimiz “Tanrı Merkezli Evren”le ilgili ayetler, Hz. Muhammed’in yaşadığı VII. yüzyıl “bilgi ve bilimini” yansıtan gerçeklerdir. Bilimde gerçek nedir, gerçek var mıdır bilimde? Dünyanın en saygın bilimadamlarından Einstein “Bilimde gerçek değil gerçek sanılan vardır” diyor. Ayetlerde görülen de gerçek sanılan o çağın bilimidir. Ve bu gerçek sanılan bilim, XVI. yüzyıla yani İtalyan uzay bilgini Galileo’nun “İnsan Merkezli Evren” kuramına değin, hem yaşamda hem kutsal kitaplarda gerçek sanılan bilim olarak ayakta kalabilmiştir.]2

Bu yazıda iki örneğini verdiğimiz din bilgiçlerine kalsa, az önce birkaç örneği verilen yer (dünya) merkezli evren ayetlerinin tamamını günümüzün bilimsel bilgisiyle kanıtlarlar, kanıtlamışlardır.

Emre Dorman ve Bülent Pakman gibi din bilgiçleri, “Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah’ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar” (Nahl Suresi, 71) türünden ayetleri neden yorumlamazlar acaba? Soru: Allah, bu ayete göre adil mi, değil mi?

Bununla birlikte, dünya sorunlarını çözmek için, Kuran’ın yeni (modern) okuma ve yorumlara ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Kuran’ın yeri inanç ve inananların dünyası. Kuran, ne bilimler için ne siyaset ne de dünya ve devlet işleri için referans olabilir. Görelim: Kuran yorumcuları elâlemin keşiflerini Kuran’la kanıtlamayı bıraksınlar ve Kuran’da bulunan keşfedilmemiş keşifleri yapsınlar. Ve belki bir gün Kuran’ı bilimselleştirmenin bir gericilik, bir irtica eylemi olduğunu (sanmıyorum ama) anlarlar. Bilimin dine, dinin bilime ihtiyacı yok!

1 Mehmet Nuri Yılmaz, Eski D. İş. başkanı, Hürriyet, 30 Temmuz 2000. (Faik Acar, Din, İnanç ve Bilinç (Berfin Yayınları) içinde. s.173

2 Faik Acar, Din, İnanç ve Bilinç (Berfin Yayınları)  s.174

                                                          Cumhuriyet - GÜNDEM

Bakırköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi (Atatürk Havalimanı) yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tavan çöktü

Bakırköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tavan çöktü. Ünitede tedavi gören 8 bebek, itfaiye ekiplerince tahliye edildi.

(2020'DE AÇILMIŞTI) Mart 2020'de Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının açıklanmasının ardından İstanbul'a iki büyük hastane yapılması gündeme gelmişti. İktidarın sivil uçuşlara kapattığı Atatürk Havalimanı yerleşkesine bu kapsamda 45 günde yapılan Acil Durum Hastanesi de 31 Mayıs 2020'de hizmete açılmıştı. Hastaneye, koronavirüse yakalanmasının ardından hayatını kaybeden Prof. Dr. Murat Dilmener'in adı verilmişti.      ***

Erdoğan için okul müdürlerinden destek istediler! -Emirhan Çoban-

Katz'ın, Erdoğan’ı hedef alan paylaşımının ardından, Ankara Gölbaşı milli eğitim müdürünün Gölbaşı’ndaki okulların yöneticilerinin yer aldığı bir WhatsApp grubunda sosyal medya üzerinden Erdoğan için destek istediği öğrenildi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/egitim/erdogan-icin-okul-mudurlerinden-destek-istediler-2234428)                      ***

Göbeklitepe ve Karahantepe Kazı Başkanı Necmi Karul tartışmalara son noktayı koydu -Öznur Oğraş Çolak-

CHP Çorum Milletvekili Tahtasız: İl Özel İdaresi’ne 57 kişinin işe alımında torpil ve usulsüzlükler tespit ettik

CHP Çorum Milletvekili Tahtasız bin 837 kişinin başvurduğu Çorum Valiliği İl Özel İdaresinde çalışmak üzere 57 kontenjanla ilgili torpil ve usulsüzlük tespit ettiklerini açıkladı. Tahtasız, sınavı AKP İl Başkanlığı'nda şoför, çaycı, temizlikçi gibi işlerde çalışan kişilerin kazandığını bildirdi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/chp-corum-milletvekili-tahtasiz-il-ozel-idaresine-57-kisinin-ise-2234492)      ***


                                                              

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder