Hava durumu ölçümlerinin başladığı 1881 yılından bu yana dünya hiç bu kadar sıcak olmamıştı. Ürkütücü olan ise 2024’de hava sıcaklığının bir önceki yıla göre 0,3 derece atmış olması. Rekor derecede sıcaklık yaşarken 2024’ün en fazla yağmur ve kar yağışına tanık olması da bir başka endişe verici tespit. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün araştırmasına göre, 2024 yılında 219 şiddetli fırtına, kuraklık sel gibi olağanüstü hava koşulları ile karşılaştık. Daha ayrıntılı araştırılan 29 olaydan 26’sından iklim değişimi sorumlu. Bu olaylardan kaynaklanan ölü sayısı 3 bin 700. Milyonlarca insan da yerinden oldu. Uluslararası İklim Değişim Dairesi Copernicus’un hesaplamaları bu yıl ortalama küresel sıcaklığın, sanayi öncesi ortalamanın en az 1,55 derece üzerinde olabileceğini gösteriyor. 2023 yılında bu rakam 1,48 dereceydi. O zaman bile BM Genel Sekreteri António Guterres bir “iklim çöküşünden” söz ediyordu. Göz göre göre dünyamız ısınıyor ve biz neredeyse hiç bir şey yapmıyoruz. İklim değişiminin müsebbibi, doğal gaz, petrol ve kömür 2024 yılındaki kadar kullanılmamıştı. 2024’te, fosil yakıtlar yüzünden karbondioksit ve sera gazı salınımının önceki yıla göre yüzde 0,8 arttığı hesap ediliyor.
İklim değişimi nedir?
İklim değişimi genellikle “küresel ısınma” kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılır ve uzun bir zaman diliminde dünyanın ikliminin hem soğumasını hem de ısınmasını ifade eder. Yeni bir olgu değildir. Terim, sıcaklık, yağış miktarı ve okyanus akıntıları gibi faktörlerdeki uzun vadeli değişiklikleri de içerir. İklim değişimi, son yıllarda dünya çapında yapılan sayısız araştırma ve gözlemle kanıtlanmıştır. Burada önemli olan uzun vadeli eğilimlerdir. Yani, uzun süreli bir ısınma trendi olsa bile, zaman zaman yukarı veya aşağı yönlü sapmalar olabilir.
Sera etkisi nedir?
Atmosferimiz, dünyayı bir kalkan gibi saran sera gazları içerir. Bu sera gazları, dünyadan gelen ısının uzaya sızmasını engeller. Buna sera etkisi denir. Doğal bir sera etkisi, insan müdahalesi olmadan da mevcuttur. Sera etkisi atmosferin kısa dalga boylu güneş ışınlarını büyük ölçüde geçirebilmesine rağmen, dünya yüzeyinden ve havadan yansıyan uzun dalga boylu ısı ışınlarının daha az geçirgen olmasıyla meydana gelir. Bu durum, karbondioksit veya metan gibi sera gazlarından kaynaklanır. Doğal sera etkisi sayesinde dünya, yaşamı mümkün kılan bir sıcaklık seviyesine ulaşır.
İklim değişiminin nedenleri neler?
Sera etkisi, aynı zamanda küresel ısınmanın temel nedenidir. İnsan faaliyetleri, atmosfere daha fazla sera gazı, özellikle karbondioksit (CO₂), salınmasına yol açarak doğal sera etkisini artırır. Bu da dünya yüzeyinin ek olarak ısınmasına neden olur. Buna antropojenik, yani insan kaynaklı sera etkisi denir. İnsanların neden olduğu sera gazı emisyonlarının yüzde 50’den fazlası, elektrik ve ısı üretimi, ulaşım ve endüstriyel süreçler gibi faaliyetler için kömür, petrol ve doğal gazın yakılmasından kaynaklanır.
Sera gazlarının diğer önemli kaynakları ise tarım ve arazi kullanımı değişiklikleridir. Örneğin, ormanların kesilmesi, bataklık ve sulak alanların kurutulması gibi faaliyetler de önemli rol oynar.
İklim değişimi ile ilgili verdiğim bu basit tanımlamalar dünyanın atmosfere salınan sera gazı yüzünden ne büyük bir tehlike içinde olduğunu önümüzdeki dönemde anlatmak için bir girizgahtı. Savaşlar ve ekonomik krizler gözlerimizi biraz kör ediyor. Çevremize bakıp, dünyamızı korumak bölgesel değil evrensel bir eylem. Bir dahaki yazıda görüşmek üzere…
/././
İki yıllık maden için doğa ve tarih talanı -Özer Akdemir/ Evrensel-
Kaz Dağı’nda iki yıl ömür biçilen CVK Madencilik’e ait bakır-kurşun-çinko maden işletmesi için tarih ve doğal yaşam yok olacak.
Kaz Dağı’nın kuzey yamaçlarında bulunan Çanakkale Yenice’nin Kalkım beldesi yakınında faaliyet gösteren CVK kurşun, bakır, çinko madeni kapasite artışı için ÇED sürecini başlattı. 2019 yılında reddedilen kapasite artışı için firma ÇED alanını küçültüp fay hattını 300 metre uzakta bırakarak yeniden başvuru yaptı. İki yıl işletme ömrü biçilen maden sahasının ruhsat alanının tamamı orman ve Aygria Antik Kenti’ni de içine alıyor. Üstelik işletme Gönen-Yenice Barajı koruma havzasında kalıyor.
12 OCAK’TA TOPLANTI YAPILACAK
Kalkım Beldesi Karaaydın köyü yakınındaki maden işletmesinin flotasyon tesisi kapasite artışı ve ilave atık depolama tesisi için hazırlanan ÇED raporu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına (ÇŞİB) sunuldu. Proje için 12 Ocak’ta, ÇŞİB’de İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak.
İKİ YIL ÖMRÜ OLAN İŞLETME İÇİN TARİH VE DOĞA YOK EDİLİYOR
Şirkete 68 bin 210.4 metrekarelik alanda 300 ton/gün kapasiteli kurşun, çinko, bakır tesisi için 16.03.2010 tarihinde ÇED olumlu kararı verildi. 2019 yılında kapasite artışı ÇED başvurusu İDK sürecinden geçemeyen proje için yeni yapılan kapasite artışı projesine göre; flotasyon tesisinin kapasitesi günlük 300 ton’dan günlük 1000 tona çıkarılacak. Ayrıca atık depolama tesisinin (ADT) atık depolama hacmi de 250 bin metreküp olarak planlanıyor. Projede tam kapasiteli her gün çalışması durumunda işletme ömrünün 2 yıl olacağı öngörülürken, başka bir kurşun, bakır işletmesinden getirilecek olan cevher Kalkım’da işletilecek.
TAMAMI ORMAN ALANI ÜZERİNDE
Kurulması planlanan atık depolama tesis alanı kuş uçuşu, en yakın haneye 590 m doğu uzaklıkta bulunurken tesisin inşaatı sürecinde ANFO türü patlayıcı madde kullanılacağı da ÇED raporunda belirtilmiş.
Yıllık yaklaşık 37 bin 602 ton konsantre bakır, kurşun, çinko üretiminin hedeflendiği projede şirket yıllık 427 milyon 657 bin 517 TL net gelir hedefliyor. Tamamı orman arazisi üzerinde yer alan tesis için ÇED olumlu kararının ardından Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünden gerekli izinlerin alınacağı dile getiriliyor.
DOĞRU DÜZGÜN ARKEOLOJİK BİR ÇALIŞMA YAPILMAMIŞ
Kaz Dağlarının Agonya Ovası’na bakan yamaçlarında kurulan Agyria Antik Kenti’nin eteklerinde bulunan maden işletmesinin antik kentin nekropolü ve diğer yapıları üzerinde olma olasılığı bulunurken, ÇED alanında yüzey taraması dışında bilimsel-arkeolojik bir çalışma yapılmamış. Şirketin ruhsat alanını gösteren haritaya bakıldığında Karaaydın köyünün bir bölümü ve Aygria Antik Kenti/Dedetepe antik yerleşiminin ruhsat sahası içinde kaldığı görülüyor. Antik kentin eteklerinde yan yana faaliyet gösteren CVK ve Oreks kurşun, bakır tesislerinin antik kentin nekropolü üzerinde olma olasılığı yüksek görünüyor ancak buna dair ciddi bilimsel bir araştırma yapılmış değil. Çanakkale Ondokuz Mayız Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reyhan Körpe Çanakkale kültür envanterinde 2005-2007 yıllarında bölgede yapılan yüzey araştırmalarında İda Dağı’nın Agonya Ovası’na bakan kuzey yamaçlarında yer alan Argyria Antik Kenti’nin, Karaydın köyünün 1.8 km. güneydoğusunda Dedetepe üzerinde tespit edildiğini yazıyor.
KÜLTÜR VARLIKLARI KURULU ARKEOLOJİK SİT YOK DEMİŞTİ
Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü proje ile ilgili gönderdiği yazıda ÇED alanı ile ilgili “dosya/arşiv incelemesi sonucunda; kültür varlığı açısından Kurullarca onaylı herhangi bir sit alanı kaydına veya tescil kaydına rastlanılmadığı, yapılan yüzey araştırmasında da herhangi bir taşınır-taşınmaz kültür varlığına rastlanılmadığı”nı ifade ediliyor. Oysa CVK’nin ÇED dosyasında tablo II.3 olarak verilen “Alan civarı korunan alanlar ve mesafeler” çizelgesine göre; projenin güneyinde 1.1 km uzaklıkta 1. derece arkeolojik sit, kuzeybatısına 2.4 km uzaklıkta 1. derece doğal sit ve yine batı yönünde 4.,9 km uzaklıkta 1. derece arkeolojik sit olduğu bilgisi yer alıyor. Duyarlı alanlar listesinde projenin 2.8 km kuzeybatısında Olukpınardere Göleti ve güneydoğusunda da Çukuroba (4.7 km) ve Kırıklar (7.1 km) Göleti’nin olması dikkat çekiyor. Ayrıca projeye sadece 130 metre uzaklıkta Hıdırlar Turizm Merkezi de bulunmakta. ÇED dosyasının 161. sayfasında bulunan haritada Dedetepe-Aygria antik yerleşiminin ruhsat alanı içerisinde kaldığı açık biçimde görülüyor.
PROJE BARAJA UZAK MESAFE KORUMA HAVZASINDA
Öte yandan proje alanı Yenice-Gönen barajına 13 km uzaklıkta yer alırken barajın uzun mesafeli koruma alanı içinde kalıyor. ÇED dosyasında Gönen Baraj Gölü ve Kumköy Regülatörü özel hükümlerine uyulacağı taahhüt edilmiş.
PROJE SAHASINDA CANLI TÜRÜ TESPİT EDİLEMEMİŞ!
ÇED raporunun 522. sayfasındaki Ulusal biyoçeşitlilik envanter ve izleme projesi raporuna göre proje sahasında herhangi bir canlı grubu ya da tür tespit edilememiş! Sanki ayda inceleme yapılmış gibi bir rapor verilmiş!
FAY HATTINI 300 METRE UZAKTA BIRAKMIŞLAR
Proje alanındaki fayları gösteren haritaya göre ÇED sahası çevresinde çok sayıda fay hattı olduğu görülürken Pazarköy fayı alana sadece 300 metre kadar uzakta yer alıyor. Firmanın 2019 yılında yaptığı ve İDK’de reddedilen ÇED’inde yapılan revizyonda proje alanının bu fay hattının 300 metre kadar dışarıda kalacak şekilde çekilmesi söz konusu.
***
Göstermelik ÇED raporları kopyala yapıştır hazırlanıyor -Mehmet Torun(Maden Mühendisi)/Evrensel-
Ülkemizde yapılan faaliyetlerin yüzde 95’ ine “ÇED gerekli değildir” kararı verilmekte. ÇED raporu istenildiğinde ise birbirine benzeyen raporlar devreye giriyor.
“Meşrutiyeti ilan ettik olmadı. Cumhuriyeti getirdik, gene olmadı. Bir de ciddiyeti denesek”. Bu önerinin sahibi Celâl Yalnız; namıdiğer Sakallı Celâl. 1886-1962 yılları arasında yaşamış, bahriye nazırı (denizcilik bakanı) bir Osmanlı paşasının oğlu, Galatasaray Lisesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Üsküp’ten, Kastamonu’ya pek çok vilayette çalışmış, yeri geldiğinde Aydın incir fabrikasında işçilik, ustabaşılık ve tren makinistliği yapmaktan geri durmamış bir öğretmen.Bahsedilen konuda bugüne kadar pek yol alınamadı ülkemizde. Bunlardan birisi de ÇED. çevresel etki değerlendirmesi (ÇED), “Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar bütünü” olarak tanımlanmakta. Anlaşıldığı üzere ÇED raporu, çevreye verilecek zararların önlenebilmesi açısından oldukça önemli. Ciddiyetle yapılması ve takibi
Ülkemizde yapılan faaliyetlerin yüzde 95’ ine “ÇED gerekli değildir” kararı verilmekte. Yani, yapılacak faaliyetlerde çevreye zarar verilmeyeceğini düşünüyor idare. ÇED raporu istenildiğinde ise birbirine benzeyen raporlar devreye giriyor. Kopyala-yapıştır yöntemiyle hazırlanan binlerce sayfalık dosyalar. İçindeki klasik ‘bilimsel’ bilgiler hemen hemen aynı. Bölgesel bilgiler bazen birbirine karışabiliyor. Başka bir bölgede bulunan devlet kara yolu bile, hazırlanan raporda görülebiliyor. Başka bir rapordaki bilgiler özensizce eklenebiliyor.
İçinden örnek bir sayfa kullanılan bu rapor; 2024 ekim ayında hazırlanmış, iki ay önce yani. Büyük ölçekli bir altın üretim projesinin ÇED dosyası. İşletmede çalıştırılması düşünülen maden ve jeoloji mühendislerinin aylık maaşları 10 bin TL olarak gösterilmiş. Diğer çalışan ücretleri de benzer rakamlar. Muhtemelen 6-7 yıl önce hazırlanan başka bir rapordan kopyalanmış. Bilinçli yapıldıysa bildikleri bu kadar ucuz iş gücü kaynakları var demek ki. İşin daha da ilginci böyle raporlar, konuyla ilgili bakanlıktan onay alıp yürürlüğe sokulabiliyor. Sonra İliç gibi facialar yaşanıyor ne yazık ki.İliç faciasından sonra atanan ilk bilirkişiler, ÇED raporuna onay veren ve denetlemeyen bakanı ve bakanlık yetkililerini asli kusurlu bulmuştu. Daha sonra atanan heyet ise aynı bakanlığı kusursuz buldu ve bu rapor üzerine mahkeme takipsizlik kararı verdi. Bakan ve şürekası aklandı sonuçta. Oysa, sadece ÇED raporunun tanımından bile yola çıkılsa ilgili bakanlığın sorumluluğu aşikar.
Söz konusu işletme bir madencilik faaliyetiyse uygulanacak işletme projesinin ÇED projesiyle uyumlu ve birbirini tamamlayıcı olması gerekli. Uygulamalarda bu konu da göz ardı edilmekte ve iki ayrı bakanlık, iki ayrı konu gibi değerlendirilmekte.
Kısaca, yapılan uygulamalarda işin özüne dokunmak yerine bürokratik formaliteler halledilerek süreç tamamlanmakta ve bu kadar hayati işler oluruna bırakılmakta. Sonucunda kaybeden insanımız, doğal çevremiz ve ülkemiz olmakta. Sakallı Celâl’i bir kez olsun dinlesek mi acaba?
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder