Öğrenciler, ‘İmamoğlu’ protestolarının 1. ayında Beyazıt Meydanı’nda toplandı; basın açıklaması polis ablukasında okundu, 1 Mayıs için Taksim’e çağrı yapıldı -Can Öztürk-
İmamoğlu’nun tutukluluğuna tepki gösteren öğrenciler, protestoların 1. ayında İstanbul Üniversitesi’nin önündeki Beyazıt Meydanı’ndan Saraçhane’ye yürüyecek. Yürüyüş öncesinde meydanda toplanan yüzlerce öğrenci “Hak hukuk adalet”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları attı. Öğrenciler meydanda toplanmadan önce meydan polisler tarafından abluka altına alındı. Öğrenciler, “Umudunu yitirme kurtuluş örgütlü mücadelede”, “Halklar el ele direnişe” yazılı dövizleriyle meydanda yer aldı. CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, öğrencilere destek olmak için Beyazıt Meydanı’na geldi. Polis uyarılarının ardından barikatın açılmasıyla öğrenciler kademe kademe dağıldı. İstanbul Üniversitesi'nin önünde bir grup öğrenciyi abluka altına aldı, yüzünü açan öğrencilerin geçişine izin verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla İstanbul Üniversitesi’nin başlattığı protestolar, tutuklanmasıyla ivme kazanarak devam etti. Ekonomik boykotton yürüşlere farklı şekillerde protestolarını sürdüren öğrenciler, bugün 19 Mart’ta başlattıkları protestoların 1. ayında Beyazıt Meydanı’nda toplandı.
Meydan polis ablukasında
Yürüyüş için hem öğrencilerin çağrı yapması üzerine Beyazıt Meydanı çevik kuvvet polis tarafından abluka altına alındı, çevresine TOMA konuşlandırıldı. Polis protesto için meydana 5 tane gözaltı aracı yerleştirdi. Polis ablukasına rağmen yüzlerce öğrenci meydanda toplandı. Öğrenciler, ablukaya “Kadınlar ölürken polis neredeydi?” sloganıyla tepki gösterdi.
Polis öğrencilerin yürüyüşüne izin verilmeyeceğini söyledi
Saraçhane’ye yürümek isteyen öğrencilere polis izin vermedi. Kalkanlarıyla alanı daraltan çevik kuvvet polis, öğrencilerin dağılmaması durumunda müdahaleye başlayacağını anons geçti. Gözaltı araçları barikatın yanına getirildi.
Öğrencilerden Taksim'e çağrı
Sendikalara seslenen öğrencilerin açıklamaları şöyle:
"1 Mayıs'ta Taksim'i, Gezi'den sonra ilk kez biz alacağız! 19 Mart'ta İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yıktığı barikatın verdiği güç, ardından Türkiye tarihinde bir ilk olarak 12 Nisan'da liselilerin sokaklara çıkmasıyla aştığımız eşik, 1 Mayıs'ta bizi Taksim'e götürecek.
Tutuklu arkadaşlarımızı geri alana kadar durmayacağız! Onlar bizim direnişimizin ve umutlarımızın simgeleridir, ve özgürlüklerine kavuşana kadar mücadelemiz sürecek. Tutuklu arkadaşlarımızı aldığımızda, sadece özlem gidermeyecek, aynı zamanda özgür ve demokratik bir Türkiye'yi hep beraber kurmanın sevinciyle kutlamalar yapacağız.
Birleşen ellerimiz, ortak taleplerimiz, ve direnişimiz, bu ülkenin geleceğini değiştirecek güce sahip. Bugün, sadece bir protesto değil, özgürlüğü, eşitliği ve adaleti isteyen bir halkın ortak mücadelesinin sembolü olarak burada duruyoruz.
Geri adım atmayacağız. Birlikte daha güçlü, birlikte daha umutlu bir ülke için direnişimize devam edeceğiz. Bu mücadele, hepimizin mücadelesidir. Hep birlikte özgür bir Türkiye'ye, adaletli bir geleceğe doğru yürüyeceğiz!"
Polis barikatı açtı; öğrencilerin dağılmasına izin verildi
Yürüyüşe izin vermeyen polis, barikatı açan polis öğrencilerin kademe kademe geçişine izin verdi. Barikat dışında gruplaşacak öğrencilerin gözaltına alınacağını söyleyen polis, ablukanın dışına çıkan öğrencilerin yüzlerini açtırarak kayıt altına aldı.
Polis, İstanbul Üniversitesi önünde öğrencileri ablukaya aldı
Dağılan öğrencileri İstanbul Üniversitesi önünde "gruplaştıkları" gerekçesiyle ablukaya aldı. "Yüzlerini gizledikleri" gerekçesiyle ablukasını sürdüren polis, öğrencilerin 5'li gruplarla ablukadan çıkmasına izin verdi.
***
CHP'nin Tünel Meydanı'ndaki Filistin yürüyüşüne polis sert müdahale etti; parti, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı, "Gazze’de soykırıma, katliama ve tehcire hayır demek için" Taksim'e yürümek için Tünel Meydanı'nda toplandı. Yüzlerce polisin olduğu meydanda, eylemcilerin Taksim'e yürümesine izin verilmedi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP'li milletvekilleri polisle uzun süren müzakerelerde bulundu. Polis, yapılan eylemin kanunsuz olduğunu iddia etti. CHP'li Çelik, eylemin kanuna aykırı olmadığını vurguladı. Polisin alanı açmaması sonucunda vatandaşla polis arasında arbede yaşandı. Polislerin sert müdahalesi sonrası yaralanan vatandaşlar oldu. Polis ablukasına karşı oturma eylemi başlatan eylemcilere Çelik, ablukaya alınan eylemcileri CHP'li vekillerle birlikte polisle müzakere ederek dışarı çıkardı. Başından yaralanan bir genç diğer eylemciler tarafından hastaneye götürüldü. Özgür Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Yürüyüşümüz keyfi şekilde engellenmeye çalışıldı. Bunu yapanlar anayasayı çiğnedi. Bu engelleme emrini verenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız" ifadelerini kullandı.
İstanbul Valiliği'nin güzergahını uygun bulmadığı eylem başladı. Eylemciler, Tünel'den Taksim'e yürüyor.
Polisin caddeyi kapattığı öğrenildi. Polis ekipleri, toplanan gruba 'kanunsuz eylem' iddiası ile uyarılarda bulunuyor.
Taksim'e yürümek için toplanan eylemciler, polis ekiplerine şu sözlerle seslendi:
"Dikkat dikkat, kolluk kuvvetlerine kolluk kuvvetlerine sesleniyoruz, kanunsuz emirlere uymayın! Yaptığınız iş anayasaya aykırıdır! Anasayasal suç işlemeyin!"
Eylemciler, Taksim'e yürümelerine engel olan barikatlara karşı, "Yüklen yüklen barikata yüklen" sloganları attı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, polislerle kurdurğu diyalogta şu ifadeleri kullandı:
"Biz hepinizin vicdanına sesleniyoruz. Bu insanları "hicret" diyerek evlerinden etmeye çalışacaklar. Bebekler, çocuklar katlediliyor, açın şurayı"
(https://www.dailymotion.com/video/x9i6evi)
Barikatların açılmasını bekleyen eylemciler, şu sloganları attı:
"Nehirden, denize özgür Filistin, her yer Gazze her yer direniş, özgür Gazze, tam bağımsız Türkiye, Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş"
Beyazıt'taki öğrenciler, yürüyüşe destek vermek için Tünel'e geldi. Öğrenciler, "Yaşasın öğrenci dayanışması" sloganları atıyor. Polis eylemcilere karşı, "Yaptığınız eylem kanunsuzdur" diye seslendi.
Eylemciler, "Kadınlar öldürülürken polis neredeydi" sloganları attı. Öğrenciler, polis barikatlarına yükleniyor. Polisle, vatandaşlar arasında arbede yaşanıyor. Polis, "Yaptığınız eylem kanunsuzdur" uyarısında bulunarak, eylemin sonlandırılmasını istedi. Polis, bariyerlere yüklenmeyin, isyan oluşturmayın diye tekrar uyarıda bulundu. Vatandaşlar bariyere yüklenmeye devam etti.
Eylemciler Tünel Meydanı'nda polis müdahelesiyle karşılaştı. Polis, maske takan eylemcilerin yüzünü açmasını istedi. Vatandaşlardan biri, "fişlenme" korkusu yaşadığını söylerek yüzünü açmadı.
Fotoğraf: Can Öztürk
Polisin, eylemcilere müdahalesi esnasında yaralanan vatandaşlar oldu. Eylemciler,Tünel Meydanı'nda polis ablukası altına alındı. Ablukaya karşı oturma eylemi yapan eylemcilere, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı. Ablukaya alınan eylemciler, Çelik ve içerideki CHP'li vekillerin müzakareleri sonucu çıkarıldı. Başından yaralanan bir genç diğer eylemciler tarafından hastaneye götürüldü.
Özgür Çelik: Suç duyurunda bulunacağız
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yürüyüş yeni dağılamaya başladığı esnada, X hesabından yeni bir açıklama yaptı.
Çelik'in sosyal medya paylamının tamamı şu şekilde:
"Taksim Tünel’de mazlum Filistinlileri tehcir etmek isteyen emperyalist plana karşı halkımızla, gençlerimizle haykırdık.
Yalnızca sesim kısıldı, onun da sebebi hakikati haykırmaktır.
Hakikat: Filistinlileri tehcir planının bölgemiz için felaket olduğudur.
Hakikat: İsrail zulmüne karşı insanlığın vicdanına sahip çıktığımızdır.
Hakikat: İktidarın, siyasi şov yapamadığı zaman Gazze’yi zerre umursamadığıdır.
Hakikat: Rümeysa kardeşimizin Amerikan hapishanelerinde esir tutulduğudur.
Yürüyüşümüz keyfi şekilde engellenmeye çalışıldı. Bunu yapanlar anayasayı çiğnedi. Bu engelleme emrini verenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
Tüm engellemelere, barikatlara, ulaşım araçlarını iptal etmelerine, korkutma çabalarına rağmen, vatandaşlarımız akın akın buraya gelmekten vazgeçmedi.
Bugün bizimle birlikte olan genç kardeşlerimizin her birinin sağlıklı ve özgür olduğundan emin olana kadar Tünel’de bekliyoruz.
Vicdan, dayanışma ve adalet nöbetindeyiz.
Yaşasın Özgür Filistin!
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!"
***
Özel'den Erdoğan'a Filistin çıkışı: Destek yürüyüşünü engellemek için metroları kapatanların, yüzlerce polisle yürüyüşün önünü kesenlerin samimiyetsizliği ortada!
"Trump’ın bir telefonuyla Rahip Brunson’u serbest bırakanlar bugün Rümeysa’nın özgürlüğünü talep edemiyor" (https://t24.com.tr/haber/ozel-den-erdogan-a-filistin-e-destek-yuruyusu-cikisi-engellemek-icin-metrolari-kapatanlarin-yuzlerce-polisle-yuruyusun-onunu-kesenlerin-samimiyetsizligi-ortada-,1233764)
İmamoğlu: İsrail’de bile Netanyahu karşıtı gösterilere izin verilirken; barışçıl bir yürüyüşe geçit vermeyenleri milletimizin vicdanına havale ediyorum.CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonda tutuklanan ve görevinden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, partisinin bugün yaptığı Filistin yürüyüşüne yönelik polis müdahelesi ve valilik engeline ilişkin olarak sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İmamoğlu, "İsrail’de bile Netanyahu karşıtı gösterilere izin verilirken; İstanbul’un ortasında barışçıl bir yürüyüşe geçit vermeyenleri milletimizin vicdanına havale ediyorum" dedi.(https://t24.com.tr/haber/imamoglu-israil-de-bile-netanyahu-karsiti-gosterilere-izin-verilirken-bariscil-bir-yuruyuse-gecit-vermeyenleri-milletimizin-vicdanina-havale-ediyorum,1233776)
Turpunan şalgamınan ‘organik halk muhalefeti’ büyürken Yozgat çok önemli mesaj verdi -Murat Sabuncu-
İşin adını halk verirse o unutulmaz; çünkü ezberden, kitaptan değil yürekten gelir o cümleler.
19 Nisan 2025…
CHP’nin koyduğu isimle ’19 Mart darbesinin’ yani partinin cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yakın çalışma arkadaşlarının özgürlüklerini kaybetmelerinin birinci ayı…
Toplumsal muhalefetin de her geçen gün büyüyen enerjisiyle gündem belirleme gücünü tamamen ele geçiren ana muhalefet. Saraçhane’den Maltepe’ye, Şişli’den Beylikdüzü’ne Samsun’a dün de Yozgat’a…Her gittiği yerde, miting-toplantı yaptığı alanda gündüz, öğlen, akşam, zaman-mekan, yağmur-soğuk fark etmeksizin büyük, heyecanlı kalabalıklarla konuşan muhalefet. Sadece konuşmayan, dinleyen, yol haritasını ona göre oluşturan. Özgür Özel ve siyaset arkadaşları demokrasi için önemli bir mücadele veriyor. İmamoğlu hapisten bu ekibin doğal üyesi…
Bu arada iktidarın yargı eliyle yapmaya çalıştığı ‘siyaset dizaynı’ hasar vermeye başladı. Hasar iki yönlü. Birincisi memleketin tamamını etkiliyor. O günden bugüne Merkez Bankası rezervlerinde 50 milyar dolar eksildi, faizler arttı yüzde 46’ya gelerek dünyanın en yüksek ikinci faizi oldu, faturanın çoğunu emekçinin-emeklinin sırtına yıkarak krizdeki memleketi düze çıkarma hayalli ‘çıkış programı’ da artık neredeyse uygulanamaz halde. ‘Dışarısı karışık istediğimizi yaparız’ düşüncesi hem içeride büyük tepki aldı hem de ‘dışarısı da artık’ iktidara mesafe alıyor.
Hasarın ikinci boyutu iktidar içinde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçen hafta iki önemli çıkış yaptı. Birinde ‘İmamoğlu ile ilgili iddialarla ilgili daha net-sarih belge ihtiyacından, hızlı yargılamadan’ bahsetti diğerinde ‘CHP’ye kayyum atanamaz’ dedi. Bahçeli 19 Mart’ın kendisinin ekim 2024’te başlattığı ve çok önemsediği ‘Kürt sorunu çözümü’ çabasına da büyük zarar verdiğinin farkında. AKP içinde de rahatsızlık var, isim yazmamak kaydıyla anlatıyorlar, ama tabii onlar Bahçeli gibi kamuoyuna açık konuşamaz. Bu konuda yazdığım her yazıda iliştirdiğim notu yine ekleyeyim: Gerek Bahçeli gerek parti içi durumdan rahatsız ve itiraz ediyorsa toplumsal muhalefetin ülkenin dört bir yanındaki barışçıl protestolarının büyük etkisi var.
Dönelim tekrar Yozgat’a. Sağ partilerin en önemli merkezlerinden biri burası. Yakın geçmişe bakalım. Tayyip Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2018’de yüzde 75 (Muharrem İnce yüzde 14.7), 2023’te yüzde 73 oy (Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 21.34 ) verildi.
2018 milletvekili seçimlerinde AKP yüzde 53.4, MHP yüzde 24.7 toplamda Cumhur İttifakı yüzde 78 oy aldı. CHP’nin oyu yüzde 11.6 idi.
2023’te de Cumhur İttifakı yüzde 73, İYİ Parti öncülüğünde Millet İttifakı yüzde 22 aldı. 2017 referandumunda yüzde 75 evet oyu verdi.
2024 yerel seçimlerinde Yozgat merkezdeki belediye başkanlığı seçimlerinde CHP adayı toplam 1007 (yazıyla bin yedi) oy almıştı. Seçimlerde Yozgat il ve ilçelerinde tamamen sağ partiler kazanmıştı. Ancak iktidarın uzun süredir belirsizlikler ve korku siyaseti üzerinden kurduğu politikanın da giderek sorgulandığı bir yer olmaya başladı pek çok yer gibi Yozgat da…
Akademisyen Dr. Feyza Akınerdem 2024 yerel seçimlerinin ardından yaptıkları ‘Türkiye’de yer değiştiren seçmen’ araştırmasının Yozgat bölümünden bir bölüm paylaştı dün X’te. Ana başlıklar şöyleydi:
- Gelecek kaygısı, şehirde siyasi aidiyetten bağımsız olarak herkes için baskın bir duygudur. Özellikle kadınların çocukları için yaşadığı kaygının önemli bir kaynağı, uyuşturucu sorunudur. Gençler başta olmak üzere şehirde her yaş grubunda uyuşturucu kullanımının yaygın olduğu belirtilmiştir.
- Yozgat’ta dönem dönem uyuşturucu kullanımının yaygın olduğu söylenen bir başka grup ise, zor çalışma koşulları altında ezilen işçilerdir.
- Şehirdeki üniversite, güvenli bir gelecek vadetmekten uzak, geleceksizlik hissini artıran boş bir mekâna dönüşmüştür. Sosyal alanların belirgin biçimde az olması, gençlerin şehirle olan bağını zayıflatmaktadır.
- Yozgat’taki sosyal alan yetersizliği, il için başka sorunlara da yol açmaktadır. Şehirdeki hastaneye gelen doktorlar uzun süre şehirde kalamayıp başka şehirlere tayin istemektedir. Bu nedenle sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşlar hem doktor ve uzman doktor eksikliğiyle karşılaşmakta, hem de sağlık takibi yapılamamaktadır.
Akınerdem’in saha görüşmelerinden paylaştığı notlardan bazıları da şöyle:
- ‘Çocuğum da benim yaşadığım şeyleri yaşayacak mı? O da ekonomik krizle baş edecek mi diye düşünüyorum bazen. Onun böyle şeyler yaşamasını istemiyorum.
- ‘Çocuklar bile ekmek parası konuşuyor. Çocuklara kadar indiyse burada çok ciddi problemler var.’
- Çarpıcı tespitler. Yozgat’ta İmamoğlu protestosuna katıldığı için para cezası kesilen çiftçiler dünün en önemli isimleriydi. Geçen sefer traktör sayıları sekizdi dün 400 olmuştu. Üstelik CHP Lideri Özel’in kullandığı traktörle konvoy yapıp alana girdiler. Özel’den önce otobüsün üstünden konuşan çiftçi Abdullah Ceylan belki de son dönemin en önemli siyasi sloganını ortaya çıkarmış oldu: "Turpunan şalgamınan devlet idare edilmez."
Şu notu düşmek istiyorum: İşin adını halk verirse o unutulmaz. Çünkü ezberden, kitaptan değil yürekten gelir o cümleler.
Yürekten bir başka cümle ‘talebelerle’ ilgili.
ANKA Haber Ajansı’nın miting öncesi yaptığı söyleşilerde bir başka çiftçi iktidara kendi durumunu anlattıktan sonra şunu söyledi: "Talebeyle uğraşır mı insan Türkiye’nin geleceği onlar."
Bitirirken…
Pek çok yazıya, makaleye, kitaba konu oldu işler kötüye giderken Erdoğan’ın-AKP’nin oylarını, kitle desteğini nasıl koruduğu. Büyükşehirlerden çok Anadolu’da karşılığı olduğu söylendi, Erdoğan’ın ‘bizden biri’ algısından bahsedildi. Erdoğan için; ‘kötünün iyisi’, ‘kurtarırsa o kurtarır’, ‘başka lider mi var’ soruları da, en yalın anlatımıyla ‘soğan mı beka mı’ diye formüle edilen ‘güvenlik ana fikirli söylem de’ hepsinin bir şekilde karşılığı oldu. ‘Vatan-bayrak-din’ eksenli söylem, CHP’nin son yıllarda muhafazakar kesimlerle kurduğu ilişki ile sadece bir partinin-ittifakın değil ortak bir zeminin parametreleri olarak görülmeye başladı. Dün Özel’in otobüsün üzerinden ‘namus ve şeref üstüne ant içtiği konu’ önemliydi:
‘Muhafazakar seçmenlerin ailelerine ve buradan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olarak açıkça ifade ediyorum ki sizi kaygılara sevk ederek yaşam biçiminize müdahale ederler diye yalan ve iftira atarak aslında açlıktan, yoksulluktan, düşük emekli maaşından, düşük asgari ücretten, çocuğunun aldığı eğitimden şikayetçi milyonları zorla yanlarında tutmaya çalışıyorlar.
Namusumuz ve şerefimiz üzerine ant içeriz ki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı demokrasiyi getirecek özgürlükleri getirecek kimsenin ne yaşam biçimine müdahale edecek ne de kimsenin geleceğinde endişeleneceği hiçbir kısıtlama olmayacak. ‘
Bir yanda uzun araç konvoylarıyla, Saray’da giderek küçük bir danışman grubuna sıkışan Erdoğan…
Öte yanda kasketi, kendi kullandığı traktörle miting alanına giden, sadece halka konuşmayan, halkı da konuşturan-dinleyen Özel…
2024 yerel seçimlerinde hem birinci parti olan hem de İstanbul, Ankara’nın da aralarında bulunduğu beş büyükşehrin yanında Adıyaman’dan Denizli’ye Afyon’dan Kilis’e çok uzun süre sonra kazandığı yeni yerlerle cam tavanı kıran CHP için dün yeni bir sayfa açıldı. ‘Turpunan şalgamınan ‘organik halk muhalefeti’ büyürken ‘bizden biri’ söylemi de muhalefete doğru geçiyor. CHP dün Yozgat’ta miting yaparken İstanbul İl Örgütü de önce Sazlıdere’de konut yapımını protesto için alandaydı. Akşam saatlerinde de Gazze’deki soykırımı protesto için Tünel’den Taksim’e yürümek istendi, polis izin vermedi. İktidara açılan tüm yollar muhalefete kapatılıyor. Ancak demokrasi mücadelesi haklı olduğunda er ya da geç kazanılıyor.
/././
Sisli Vadi dosyasında yeni gelişme: Danıştay; 2'si vali, 12 kamu görevlisinin yargılanmasının yolunu açtı -Tolga Şardan-
Danıştay, Kırklareli’nin Demirköy ilçesindeki Sisli Vadi adlı tesiste yaşanan sel felaketinde, ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle aralarında Eski Kırklareli Valileri Osman Bilgin ve Birol Ekici’nin yer aldığı 12 kamu görevlisi hakkında adli yargılama yapılmasına hükmetti.
Danıştay kararı, soruşturma ve kovuşturma yapılması amacıyla Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Danıştay ayrıca, İçişleri Bakanlığı’nca yapılan soruşturmada yaklaşık 100 milyon liralık mal varlığı ortaya çıkarılan “Jet Osman” lakabıyla bilinen Merkez Valisi Osman Bilgin’in tesisin sahibi Bülent Bayrak’tan rüşvet aldığı iddiasının araştırılması için İçişleri Bakanlığı’ndan ek karar talebinde bulundu.
İğneada’daki longoz ormanlarında “Foggy Valley” (Sisli Vadi) adıyla faaliyette bulunan tesiste, 5 Eylül 2009 günü yaşanan sel felaketinde 6 kişi sel sularında boğularak yaşamını yitirdi. Tesiste konaklayan üç kişi ise, yaralı olarak ekiplerce kurtarıldı.
Olayın ardından Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı adli soruşturma başlatırken, İçişleri Bakanlığı da Mülkiye Teftiş Kurulu üzerinden inceleme başlattı. Bakanlık incelemesinde, müfettişler, sel faciasının merkezindeki Sisli Vadi adlı tesiste yaşananlarda kamu görevlilerinin ihmalinin bulunup bulunmadığı soruşturdu.
Müfettiş soruşturması sonucunda, 5 Ekim 2020’de “kaçak” olarak faaliyete başlayan tesisle ilgili görevlerini ihmal ettikleri belirlenen Eski Kırklareli Valileri Osman Bilgin ve Birol Ekici başta olmak üzere İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Bilal Kuşoğlu, İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdür Vekilleri Rahim Zorlu ve Yüksel Akış, İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürleri Mahmut Uslu ve Ufuk Gürsel, İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Hüseyin Ören’le birlikte Eski Demirköy İlçe Jandarma Komutanları Süleyman Erdi Koçak ve Ahmet Kartal ile tesisin sorumluluk bölgesindeki Jandarma Merkez Karakol Komutanları Mehmet Horoz ve Halil Göğebakan hakkında adli soruşturma başlatılması için İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın imzasıyla soruşturma izni verildi.
Soruşturma izni, olayın geçtiği bölge olması nedeniyle Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Ancak, kararda adı geçen 12 kamu görevlisi, bakanlık kararına itiraz etmek amacıyla Danıştay’a başvurdu.
Başvuruyu değerlendiren Danıştay Birinci Dairesi, adı geçen tüm kamu görevlilerinin itirazlarını reddetti. Geçen martta kararını veren Danıştay Birinci Dairesi, aralarında halen Şırnak Valisi olan Birol Ekici, Merkez Valisi Osman Bilgin’in yer aldığı sivil ve askeri personelin adli yargıda kovuşturulmasına hükmetti. Dosya, adli soruşturma için Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Sisli Vadi
Suçlamalar neler?
Önce İçişleri Bakanlığı’nca, ardından da Danıştay’ca adli yargılama kararı verilen iki vali ve diğer kamu görevlilerinin haklarındaki suç iddiaları şöyle:
* Tesisteki usulsüz yapılaşmaya göz yummak: Birol Ekici, Osman Bilgin, Bilal Kuşoğlu, Rahim Zobu, Yüksel Akış ve Ufuk Gürsel.
* Tesisin kaçak faaliyet göstermesine göz yummak: Birol Ekici, Osman Bilgin, Bilal Kuşoğlu, Rahim Zobu, Yüksel Akış ve Ufuk Gürsel.
* Yapı tadil zaptı düzenlenene kadar tespit ve işlem yapmamak: Osman Bilgin, Bilal Kuşoğlu ve Yüksel Akış.
* Mühür kırılarak tesisin faaliyetine göz yummak: Birol Ekici, Osman Ekici, Bilal Kuşoğlu, Rahim Zorlu, ve Yüksel Akış.
* Ruhsatsız tesisin yıkımını gerçekleştirmemek: Birol Ekici, Bilal Kuşoğlu, Rahim Zobu, Yüksel Akış ve Ufuk Gürsel.
* Tesisteki ruhsatsız yapılaşmayı ve ticari faaliyeti tespit edip İl Özel İdaresi’ne bildirmemek: Süleyman Erdi Koçak, Ahmet Kartal, Mehmet Horoz ve Halil Göğebakan.
* Kimlik Bildirme Kanunu’nu uygulamamak: Süleyman Erdi Koçak, Ahmet Kartal, Mehmet Horoz ve Halil Göğebakan.
“Jet Osman”a 100 milyonu nereden buldun kovuşturması
Sisli Vadi adlı tesiste yürütülen İçişleri Bakanlığı soruşturmasında, Şırnak’ta görev yaparken merkeze çekilen Vali Osman Bilgin’in yaklaşık 100 milyon liralık haksız mal edindiği tespit edildi.
Bakanlık, bu tespitle birlikte Bilgin hakkında soruşturma izni verdi. Ancak Bilgin, bu karara itiraz etti. Danıştay Birinci Dairesi, Bilgin’in itirazını reddetti.
Dairenin ret kararıyla birlikte bakanlık çevresinde “Jet Osman” lakabıyla tanınan Vali Osman Bilgin hakkında 98 milyon 613 bin 219 lira ve 16 kuruş haksız mal edinme, 12 Şubat 2024 tarihli mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak, usulsüz olarak 28 Ağustos 2024 tarihinde mal bildiriminde bulunmak, net aylık ödemelerinin beş katından fazla tutardaki mal varlığındaki değişiklikleri bildirmemek suçlarından yargılanacak.
Bu arada Danıştay Birinci Dairesi, aynı kararla İçişleri Bakanlığı’ndan önemli bir belge talebinde bulundu. Danıştay, Bilgin’in tesisin sahibi Bülent Bayrak’tan rüşvet aldığı yönünde inceleme yapılmasını ve soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin bildirilmesini bakanlıktan talep etti. Bakanlık bu konuda hazırlayacağı ek kararı Danıştay’a gönderecek.
Sisli Vadi’deki sel baskınında kızı ve damadını kaybeden Safiye Yaşa
Acılı anne Yaşa: Kartalkaya’da tutuklama oldu, Kırklareli’ndeki genel sekreter görev başında!
Bu arada, Sisli Vadi’deki sel baskınında kızı Mihriban Bağışlar ile damadı Selman Bağışlar’ı yitiren acılı anne Safiye Yaşa, hakkında adli soruşturma izni verilen Kırklareli Valiliği İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Bilal Kuşoğlu’nun halen görev başlında olmasına tepki gösterdi.
T24’e konuşan Yaşa, “Bolu Kartalkaya’daki otelde yaşananlardan sonra Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli önce gözaltına alındı. Sonra da tutuklandı. Kırklareli İl özel İdaresi Genel Sekreteri ise sel faciasında yaşananlara rağmen halen görevinin başında. Bu durum, tüm kayıp yakınlarını üzüyor” dedi.
/././
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder