Maaşa bloke, hayata ipotek: Borçla yaşam, ölümle çalışmak + Ücret ve maaşlara el koyma dönemi başlıyor - EVRENSEL-

Maaşa bloke, hayata ipotek: Borçla yaşam, ölümle çalışmak -Murat Uysal-

Yargıtay kararı, milyonlarca dar gelirli yurttaş için adeta bir “yaşam blokesine” dönüşebilir.

Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez ve Erdoğan. Fotoğraf: Cumhurbaşkanlığı
Ücret ve maaşların tamamının borç nedeniyle bloke edilebilmesinin önünü açan Yargıtay kararı, milyonlarca dar gelirli yurttaş için adeta bir “yaşam blokesine” dönüşebilir. Daha önce yalnızca SGK primi ve nafaka gibi zorunlu ödemeler için haczedilebilen emekli aylıkları, artık banka borçları da dahil olmak üzere tamamen bloke edilebilecek. Kararın yasalaşmasıyla birlikte yalnızca emeklilerin değil, çalışanların tümünün hayatlarına ipotek gelecek.

Maltepe Belediyesinde çalışan bir temizlik işçisi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Şu an aldığım paranın 13 bin lirası bankaya gidiyor. Kira zaten 25 bin lira, geriye 9-10 bin lira kalıyor. Faturası, mutfağı, çocuk masrafı derken bir kez bile kafede oturmamışım aylardır. Bu halde insanlıktan çıkıyoruz. Artık üçüncü bir iş mi bulayım? Belediyenin yarısı bu batakta. Bazı günler 14-15 saat çalışıyorum, sonra da işe geri geliyorum. Yoksa harçlık yok, sigara yok.”

Aynı sorunu yaşayan petrokimya iş kolundan bir işçi ise şunları söylüyor: “Bu kararı uygularlarsa, artık ‘Yaşamayın, kendinize başka hayat bulun’ demektir bu. İnsanlar borca giriyor çünkü ücretler geçinmeye yetmiyor. Borcu ödeyemeyince faizi işliyor, avukat ücreti ekleniyor. Bir kere icralık oldun mu iliğine kadar sömürüyorlar.”

Halihazırda 3 milyon emekli çalışmaya devam ediyor

DİSK-AR’ın verilerine göre her üç emekliden ikisi ya çalışıyor ya da iş arıyor. 2024 itibarıyla çalışan emekli sayısı 3 milyonun üzerinde. Bu da emekliliğin artık bir dinlenme dönemi değil, ikinci bir iş yaşamına dönüşmesi anlamına geliyor. Karar emeklileri de doğrudan etkiliyor. Zaten açlık sınırının bile altında bir aylıkla yaşam mücadelesi veren milyonlarca emekli için borç yükü daha da ağırlaştı. En düşük emekli aylığı 16 bin 881 lira. Türk-İş’in açlık yoksulluk sınırı verilerine göre haziran ayında açlık sınırı 26 bin 115 bin liraya dayandı. Açlık sınırının altında maaş alan emekli, şimdi o maaşın da tamamını kaybedebilir.

Fazla mesai cinayete dönüşüyor

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin haziran ayı raporu da borç ve geçim baskısının işçileri ölüme sürüklediğini ortaya koydu. Yüksekten düşme, servis kazası gibi klasik iş cinayetlerine ek olarak “Aşırı, yoğun ve fazla çalışmaya bağlı” ölümler dikkat çekici şekilde artıyor. Rapora göre haziran ayında en az 161 işçi hayatını kaybetti. Aşırı çalışmaya bağlı ölümler yalnızca fiziksel çöküşe değil, psikolojik tükenmeye ve ani krizlere de neden oluyor.

Fazla mesaiyi “zorunlu hale” getiren geçim baskısı artık işçileri sadece yoksullaştırmıyor; canlarına da mal oluyor. Ek iş yaparak geçinmeye çalışan milyonlarca işçi bu süreçte dinlenemiyor, uyuyamıyor, bedenini ve zihnini toparlayamadan yeniden işbaşı yapmak zorunda kalıyor.

Yoksullukta eşitlik politikası

Tüm bu tablo karşısında hükümetin ve yargının tavrı ise yoksullukta eşitliği sağlayacak “tedbirler” almak. Asgari ücretin yılda bir kez zamlanacağı açıklanırken, emekli maaşları sefalet sınırının da altına itildi. Ücretler artırılmak yerine borç mekanizmasıyla denetim altında tutuluyor; bu da emekçilerin yaşam alanını değil, ancak çalışma süresini “genişletiyor.” Artık mesele sadece “geçinemiyoruz” değil; yaşayamıyoruz, dinlenemiyoruz ve dahası... Yargıtay kararı, bankanın blokesinden çok daha fazlası: Hayatın tamamına konulmuş bir ipotek gibi

                                                          /././

Ücret ve maaşlara el koyma dönemi başlıyor 

Yargıtay, borç nedeniyle maaşlara anında blokaj konulmasına izin verdi. Karar ücret ve maaşlıları kapsıyor. Blokaj, hacizden daha ağır olup itiraz hakkı tanımıyor.

Yargıtay ücret ve maaşlıların borcu nedeniyle, ücret ve maaşların tamamına ışık hızında el konmasının önünü açan bir karara imza attı. Daha önce haciz ve bloke işlemlerinden muaf tutulan ücret ve maaşlara her türlü borç nedeniyle artık bloke konulabilecek.

Karar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yargıtay üyelerinin oy çokluğu ile aldığı karara bazı Yargıtay üyeleri itiraz etti. Karara itiraz eden Yargıtay üyelerinin hazırladığı muhalefet şerhinde ücret ve maaşlıların büyük tehlike altında olduğu kaydedildi.

Bir Yargıtay üyesi, düzenlemede çalışan ve emekli maaşları üzerine yasal bir tabir olan haciz yasağından bahsedilmiş olsa da yasağın “bankalar tarafından blokaj” sözcüğü ile aşılmak istendiğini kaydetti. Fiiliyatta maaş üzerine blokaj (el koyma) konulmasının haciz konulmasından çok ama çok daha ağır bir hüküm ve sonuç doğurduğunu kaydeden Yargıtay üyesi, haciz ile blokaj arasındaki farkları özetledi.

Yargıtay üyesi tarafından hazırlanan tablo Evrensel tarafından görselleştirilmiştir.

Yargıtay üyesi, “Görüldüğü gibi haciz borçlu için bir darbe ise, blokaj bir yok etmedir. Tabir caizse haciz vurmak, blokaj öldürmektir. Dolayısıyla çoğun içinde azı vardır uyarınca, HACİZ YASAKSA BLOKAJ (EL KOYMA) HAYDİ HAYDİ YASAKTIR” ifadelerini kullandı. (Haberde yer alan büyük harflerle vurguların tümü Yargıtay üyesine aittir)

El koyma sadece emeklileri ilgilendirmiyor

Karara şerh koyan Yargıtay üyesi, düzenlemenin kamuoyuna yansıyanın aksine sadece emeklileri değil, tüm ücret ve maaşlıları etkileyeceğine dikkat çekti. Muhalefet şerhinde şu ifadeler kullanıldı: “Her ne kadar İBK emeklilerin çektikleri tüketici kredilerini konu alıyor ise de, blokaj/el koyma imkan hak ve yetkisi veren anlayış 5510 s. SSK’den doğmadığından, sayın çoğunluk tarafından AHDE VEFA (PactaSundServanda) ve Sözleşme Özgürlüğü ilkelerinden yola çıkılarak verildiğine göre, HENÜZ EMEKLİ OLMAMIŞ OLAN MEMURLARIN ALDIKLARI AYLIKLA, ASGARİ ÜCRETLİLERİN ALDIKLARI AYLIKLAR ÜZERİNE DE BLOKAJ/EL KOYMA HAKKI VERECEKTİR. İBK ile diğer çalışanlara göre daha negatif konumda olan ve maaşlarının tamamı yönünden koruma getirilen emekliler yönünden bile blokaj mümkün olabildiğine göre, maaşları emekli maaşından yüksek olan diğer ücretliler için de BLOKAJ YOLU AÇILMIŞ, İBK ile sadece 5510 S.K. 93/1 maddesi değil, İİK’nın 82, 83 ve 83/A maddesi de ilga edilerek, bu anlamda kanaatimizce, sadece emeklilerin değil, tüm ücretlilerin sosyal güvenlik hakkı zedelenmiştir.”

Yargıtay üyesi bu anlamda söz konusu kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu kaydetti.

Karara muhalefet eden Yargıtay üyesinin hazırladığı şerhten alınmıştır.

Tefeci, ücret ve maaşa yasal olarak el koyabilir

Söz konusu düzenleme vasıtasıyla ‘tefeci’nin dahi normal koşullarda haczedemeyeceği maaşa bloke koyabileceğini kaydeden Yargıtay üyesi şu ifadelere yer verdi: “Alacaklı bir tefeci bile olabilir. Söz gelimi, yapılan bir ikrazat sözleşmesinde emekli bankadaki maaşı üzerine BLOKE konulmasını kabul etmiş ise, tefeci de sözleşmenin imzası sırasında aldığı blokaj iznini bankaya sunarak, asla haczedemeyeceği emekli maaşı üzerine bloke/el koyma ve kendi hesabına nakletme hakkı verilmiş olacaktır. Aynı şekilde, bir kira sözleşmesi sırasında verilen blokaj izni (Tahliye taahhüdü geçersiz olduğu halde), İBK sayesinde kira bedeli yönünden kiralayana kiracının emekli maaşına blokaj/el koyma imkan hak ve yetkisi verecektir.”

Yargıtay üyesi, “İBK kararı, aldıkları maaş AÇLIK SINIRININ BİLE ALTINDA olan EMEKLİLER, darda ve zorda kaldıkları için kredi taksitini ödeyememeleri halinde, en büyük finans kaynağı ve kâr açıklaması yapan BANKALAR KARŞISINDA EZDİRİLMESİNE YOL AÇACAKTIR” ifadelerini kullandı.

Tablo: Evrensel



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

“Baltacı ve Katerina efsanesi” yazıları üzerine bir özür ve etik tartışma -Faruk Bildirici /T24-

Mehmet Ali Çiçekdağ, Metin Gülbay ve Vikipedi’den alıntılar yapmış ama hiç kaynak göstermemiş. Gülbay ise Vikipedi’den alıntı yaptığı bölüml...