Erdoğan'ın uykularını kaçıran dava: Halkbank + AKP'ye geçen Özlem Çerçioğlu'na 522 Milyonluk rant iddiası -SÖZCÜ-

Erdoğan'ın uykularını kaçıran dava: Halkbank -Serdar Cebe-Erdoğan’ın, Trump’la görüşmesinde en kritik başlıklardan birisi Halkbank oldu. Ankara bankanın ABD’de yargılanmamasını istiyor ancak Trump’ın davayı düşürme yetkisi bulunmuyor.

İran’a yönelik ABD yaptırımlarını deldiği, ‘kara para’ akladığı ve bankacılık dolandırıcılığı yaptığı iddia edilen Halkbank, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında Beyaz Saray’da görüşmenin en önemli başlıklarından birisi oldu. Bir kamu bankasının ABD’de cezai yaptırımla karşılaşmasının hem finansal hem de siyasi maliyetlerinden endişeli olan Ankara, Halkbank’ın ABD’de yargılanmaması gerektiğini düşünüyor. Ancak Trump’ın, ‘Erdoğan’ın uykularını kaçıran dava’yı düşürme veya sonuçlandırma yetkisi yok.(ABD REDDETTİ) Yapılan enerji anlaşmaları, Boeing’ten uçak alınması ve F-16 ile F-35 savaş uçaklarının gölgesinde Erdoğan ile Trump’ın perşembe günkü görüşmesinde Halkbank da konuşuldu. Erdoğan, Washington’a hareketinden önce yaptığı açıklamalarda Halkbank davasının, Türkiye’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini defalarca dile getirmişti. Ankara, bankanın çoğunluk hissesinin Türkiye Varlık Fonu’na ait olması nedeniyle ABD’de yargılanamayacağı görüşünü savunuyor. Ancak ABD’de farklı mahkemelerden çıkan kararlar bu dokunulmazlık iddiasını reddetti.(KREDİ NOTUNU ETKİLER) ABD’de alınabilecek yüksek meblağlı para cezası ya da yaptırımlar hem Halkbank’ın bilançosuna hem de Türkiye’nin kredi notuna zarar verebilir. Ayrıca bu dava, stratejik işbirliği alanlarında da tıkanma yaratıyor. Bu nedenle Erdoğan, Trump’la görüşmesinde, süreci ‘çözme’ ve en azından cezai riskleri azaltma arayışında bulundu.(‘DOSTANE’ ÇIKIŞI) Trump, görüşme öncesi basına yaptığı açıklamada, “Türkiye bizim önemli müttefikimiz. Bu tür konuları dostane biçimde ele alabiliriz” demekle yetindi. Ancak ABD’de devam eden federal bir dava söz konusu olduğunda, başkanın doğrudan müdahale imkanı oldukça sınırlı. Trump, en fazla, Adalet Bakanlığı’na ve savcılık makamına ‘politika’ düzeyinde telkinlerde bulunabilir ancak ABD Başkanı’nın yargı bağımsızlığı nedeniyle davayı düşürme ya da sonuçlandırma yetkisi bulunmuyor.(Soruşturma Reza Zarrab’a dayanıyor) ABD New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ne 2019’da sunulan iddianameye göre Halkbank, İran’a yönelik Amerikan yaptırımlarını delmek, bankacılık dolandırıcılığı ve kara para aklama ile suçlanıyor. Savcılara göre banka, İran’ın milyarlarca dolarlık petrol ve doğalgaz gelirini gizli yollarla altına ve nakde dönüştürerek uluslararası finans sistemine soktu ve bu sırada ABD bankalarını yanıltarak Amerikan finansal düzenlemelerini ihlal etti.(İTİRAFÇI OLDU) Bu soruşturmanın kökleri 2017’deki Reza Zarrab ve Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla davalarına dayanıyor. Zarrab, ABD’de itirafçı olup tanık statüsüne geçmiş, Atilla ise 2018’de ceza almıştı. Halkbank’a yöneltilen suçlamalar, aynı dönemdeki bu geniş çaplı ‘İran yaptırımlarını delme’ şemasının kurumsal ayağını oluşturuyor.(Para cezası ve yaptırımla karşı karşıya) Halkbank dosyası, ABD Yüksek Mahkemesi’nin önünde bulunuyor. Banka, yeniden ‘common law’ (yargı kararlarından doğan hukuk) çerçevesinde dokunulmazlık iddiası öne sürüyor. Eğer Yüksek Mahkeme, Halkbank’ın itirazını kabul etmezse, New York Güney Bölgesi’nde cezai yargılama sürecek ve banka yüksek para cezaları veya diğer mali yaptırımlarla karşı karşıya kalacak. Ayrıca, İranlı mağdurların açtığı sivil tazminat davalarından biri reddedilmiş olsa da Temmuz 2023’te açılan ‘Hughes davası’ devam ediyor. Bu da ek mali risk anlamına geliyor.(Dava ikili ilişkilerde gerilim unsuru) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 25 Eylül Perşembe günü Trump’la görüşmesinde Halkbank davasını gündeme taşıması, bankanın ve dolayısıyla Türkiye’nin büyük mali ve siyasi risklerle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. Trump ise sürece doğrudan müdahale edemeyeceğini bilse de dostane bir çözüm arayışında destek mesajları verdi. Ancak davanın gidişatını belirleyecek merci, tamamen bağımsız olan ABD Yüksek Mahkemesi olacak. Önümüzdeki aylarda verilecek karar, yalnızca Halkbank’ın değil, Ankara-Washington hattındaki stratejik dengelerin de geleceğini şekillendirecek.(Yıl yıl Halkbank davasında yaşananlar)  2019 - İddianame açıklandı ve Halkbank hakkında dolandırıcılık, kara para aklama, yaptırım ihlali gibi suçlamalar yöneltildi. 2020-2021 - Halkbank ‘kamu bankası’ olduğu gerekçesiyle ABD’de yargılanamayacağını ileri sürdü. Ancak ABD’deki mahkemeler bu talebi reddetti. 2023 - ABD Yüksek Mahkemesi, ‘Yabancı Devlet Dokunulmazlık Yasası’nın (FSIA) ceza davalarında bağışıklık sağlamadığına hükmetti. 2024 - 2. Daire Temyiz Mahkemesi, davayı yeniden ele aldı ve dokunulmazlık olmadığına karar vererek ceza davasının devamına izin verdi. 2025 - Halkbank bu kararı ABD Yüksek Mahkemesi’ne taşıdı. 29 Eylül 2025’te yapılacak konferansta görüşecek. Kararın bu yıl açıklanması bekleniyor.(‘Rus petrolünü bırak savaş uçağını al’) Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşme, dünya basınında da yer buldu. İngiltere merkezli The Times, görüşmeyi ‘Trump, Erdoğan’ın Rus petrolünü satın almayı bırakması halinde ona savaş uçağı teklif etti’ başlığıyla haberleştirdi. İngiltere merkezi haber ajansı Reuters ise Trump’ın, Türkiye’ye Rus petrolünü bırakması için baskı yaptığını belirtti. 

                                                           ***

AKP'ye geçen Özlem Çerçioğlu'na 522 Milyonluk rant iddiası

Kuşadası Belediye Başkanı ve CHP Grup Başkanvekili Ömer Günel, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında çarpıcı bir iddia ortaya attı. Günel, Çerçioğlu’nun AKP’ye katılmasından iki gün önce Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçirilen imar planı revizyonlarıyla ailesine ait arazilerde toplamda 522 milyon liralık rant yaratıldığını söyledi. 

Basın toplantısında konuşan Kuşadası Belediye Başkanı ve CHP Grup Başkanvekili Ömer Günel, “Yaptığımız teknik incelemelerde çevredeki imar haklarının usulsüz şekilde Çerçioğlu ailesine ait Jannak firmasının parsellerine aktarıldığını, bazı zeytinlik alanların ise villa inşaatına açıldığını tespit ettik. Ayrıca ödenmesi gereken imar harçlarının da usulsüz olarak Sultanhisar Belediyesi tarafından karşılandığı ortaya çıktı,” ifadelerini kullandı.("KAMU ZARARI DOĞURDU") Günel’in açıklamalarının ardından CHP'li belediye meclis üyeleri ve vatandaşlardan da itirazlar geldi. İmar düzenlemeleriyle ilgili planların eşitlik ilkesine aykırı şekilde yapıldığı ve kamu yararı taşımadığı belirtilerek, Çerçioğlu ailesi, Sultanhisar Belediye Başkanı ve ilgili bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı ifade edildi. 

Kuşadası Belediyesi’nin yaptığı itirazların dayandığı temel gerekçeler şöyle sıralandı: 

Usulsüz İmar Uygulamaları: Yapı yasaklı alanlar, bazı parseller için yeşil alan statüsünden çıkarılarak imara açıldı. Uygulama İmar Planı’nda, Nazım İmar Planı’na aykırı şekilde yoğunluk artırımı yapıldı. Kamuya ait olması gereken bazı parseller özel mülkiyete kazandırıldı, emsal hakları başka adalara aktarıldı. 

Planlama Hataları ve Eksiklikler: Jeomorfoloji, eğim, bakı analizleri yapılmadan plan hazırlandı. Eğitim alanları ve sosyal donatılar kurumlardan görüş alınmadan değiştirildi. Nüfus artışı dikkate alınmaksızın altyapı planlaması yapılmadı. Planlama hiyerarşisi gözetilmeden Nazım ve Uygulama İmar Planı arasında uyumsuzluklar yaratıldı. Günel’in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur ise özellikle imar planlarının Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye katılmasından yalnızca iki gün önce Belediye Meclisi’nden geçirilmiş olması. Bu durumun, planların siyasi kararlarla şekillendirildiği ve şahsi çıkarlar doğrultusunda kullanıldığı yönünde yeni tartışmaları tetiklemesi bekleniyor. 

(ÇERÇİOĞLU CEPHESİNDEN AÇIKLAMA YOK) Ömer Günel’in iddialarına karşılık, Özlem Çerçioğlu veya AKP cephesinden henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak konuya ilişkin hukuki süreçlerin başlatılması bekleniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

“Baltacı ve Katerina efsanesi” yazıları üzerine bir özür ve etik tartışma -Faruk Bildirici /T24-

Mehmet Ali Çiçekdağ, Metin Gülbay ve Vikipedi’den alıntılar yapmış ama hiç kaynak göstermemiş. Gülbay ise Vikipedi’den alıntı yaptığı bölüml...