Rektör Bey’in banyosu olacak -İsmail Arı-
TOKİ, Dicle Üniversitesi’ne 123 milyon TL’ye yeni rektörlük binası yapacak. Eski AKP Milletvekili Oya Eronat'ın kardeşi olan Rektör Kamuran Eronat’ın odasında banyo da olacak. Ayrıca bir de protokol yemekhanesi yapılacak.
AKP döneminde makam odalarına banyo yapılması neredeyse bir gelenek haline geldi. Bunun son örneğine de Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi için imza atıldı.
Maraş merkezli depremlerde ağır hasar gören Dicle Üniversitesi Rektörlük binası alınan yıkım kararıyla yıkıldı. Ardından yeni rektörlük binası yapmak için harekete geçildi. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) 15 Eylül 2025’te, “Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi Rektörlük Hizmet Binası İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” adı altında bir ihale düzenledi. İhaleyi Serba Taahhüt Yapı İnşaat Şirketi’nin 123 milyon 456 TL bedelle aldığı açıklandı ve 30 Ekim’de TOKİ ile şirket arasında sözleşme imzalandı.
Rektörlük binasının tamamlanması için 400 gün süre verildi. İhale dosyasında yer alan bilgilere göre, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat’ın makam odasının arkasında dinlenme odası ile banyo da yapılacak. Ayrıca rektörlük binasında yemekhanenin dışında bir de ayrıca protokol yemekhanesi yer alacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024’ün Ağustos ayında, eski AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın kardeşi Prof. Dr. Kamuran Eronat’ı, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’ne atamıştı. Rektörlük koltuğuna oturan Prof. Eronat’ın eşinin kız kardeşi Gelevuj Akkoç’u üniversite bünyesindeki Yapı Dairesi Başkanlığı’na atadığı ortaya çıkmıştı.
BALDIZINI ATAMIŞTI
Kamuran Eronat, atama kararını şu sözlerle savunmuştu: “Baldızım uzun yıllardan beri Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü bünyesinde mimarlık yapıyordu. Ancak üniversitedeki hizmetler büyük oranda aksadığı için baldızımı atamak zorunda kaldım. Ona ayrıcalık tanımadım. Maalesef üniversitedeki işler çok aksıyordu. Buradaki işlerin hızlı çözümü için böyle bir atama yaptık. Ben hocalık yaparken de yapı dairesinden şikâyetçiydim; çünkü tuvaletler bozulduğunda uzun süre yapılmazdı. Yani hizmet yoktu. İşler ağır aksak ilerliyordu; bu düşünceyle atamayı yaptık.”
***
2. Başkan hakkında şok iddia: Antalyaspor küme düşürülebilir
Türkiye futbolu bahis konusuyla çalkalanmaya devam ediyor. Antalyaspor 2. Başkanı Emrah Çelik’in kendi takımının maçlarına yüksek meblağlarla bahis oynadığı iddiasıyla yeni bir boyut kazandı. İddialar ispatlanırsa Antalyaspor'a küme düşme cezası verilebilir.
Bahis iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Başlangıçta hakemler ve futbolcular üzerinden yürüyen incelemeler, federasyonun elindeki belgelerin çoğalmasıyla hızla genişledi. Şimdi ise iddiaların odağında bir kulüp yöneticisi var: Antalyaspor’un 2. Başkanı Emrah Çelik.
Soruşturma kapsamında elde edildiği iddia edilen belgelere göre Çelik, görev yaptığı dönemde yalnızca futbol camiasıyla yakın temasta olmakla kalmadı; kendi kulübünün maçlarında yüksek meblağlarla tam skor bahisleri oynadı. 3 Mart 2023 tarihinde Kayserispor – Antalyaspor maçının 4-0 biteceğine oynadığı bahis kuponu üzerinden 475 bin TL kazanç sağladığı ifade ediliyor.
SKANDALI İCRA DOSYASI PATLATTI
Bahis trafiği, süregelen federasyon incelemesinden bağımsız bir şekilde, bambaşka bir uyuşmazlık üzerinden ortaya çıktı. 2024 Eylül tarihli bir habere göre, Emrah Çelik’in sahibi olduğu Emrah Çelik Turizm Taşımacılık A.Ş., Antalya’da bir İddaa bayisi işleten S.B. hakkında 2 milyon TL’lik icra takibi başlattı.
Ne var ki borcu reddeden S.B., mahkemeye sunduğu belgelerle yalnızca borç iddiasını çürütmekle kalmadı; Türk futbolunun son yıllardaki en ağır skandallarından birinin kapısını araladı. Mahkeme dosyasına giren belgeler arasında: WhatsApp konuşma kayıtları, 2 milyon 424 bin TL’lik banka dekontları, Şirket hesabından yapılan planlı ve açıklamalı para transferleri yer alıyor.
Bu belgelerdeki notlar ile para akışı, “borç ilişkisi” değil; sistematik ve yüksek hacimli bir bahis trafiği olduğuna işaret ediyor. Dosyaya giren WhatsApp yazışmaları, bu bahis düzeninin yalnızca alışıldık bir kupon oynama meselesi olmadığını gösteriyor. Mesaj içerikleri, tam skor bahisleri için kullanılan şifreli bir dil taşıyor:
“2-1’ler 50, 2-2’ler 10”
“2-1’ler 50 bin, 2-0’lar 10 bin”
“2-1’ler 50, diğerleri 10”
Bu ifadeler, kulüp yöneticisinin düzenli şekilde tam skor bahisleri verdiğini ve yüksek tutarların farklı kodlarla iletildiğini ortaya koyuyor.
İddialara göre Çelik, bahis oynamak istediğinde maçları WhatsApp üzerinden iletiyor, gönderdiği paraları şirket hesabından “borç verme” notuyla aktarıyor, kazançların ise şahsi hesabına yatırılmasını talep ediyordu. Yalnızca bir ay içinde yaklaşık 2,8 milyon TL’lik bahis oynadığı belirtiliyor. Tek bir maç için yatırdığı tutarın 600 bin TL’ye kadar çıktığı iddialar arasında. İddialar ispatlanırsa Antalyaspor'a küme düşme cezası verilebilir.
***
Bakanlık 2 çocuk giyim markasını ifşa etti: Ürünler için toplatma kararı
Ticaret Bakanlığı’nın denetimleri sonucunda Snow Kids ve Badr markalarına ait iki çocuk giyim ürününün sağlık açısından risk taşıdığı tespit edilerek Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi’ne kaydedildi; ürünler için yasaklama ve toplatma süreci başlatıldı. https://www.birgun.net/haber/bakanlik-2-cocuk-giyim-markasini-ifsa-etti-urunler-icin-toplatma-karari-669188
***
Yargının siyasallaşmasında bugün -Mustafa Bildircin-
AKP iktidarı döneminde adalet sistemi geri dönülemez yaralar aldı. Hukuk sisteminde iktidar eliyle yaratılan tahribat nedeniyle Türkiye’de hukuka güven de yerle bir oldu. Uluslararası raporlara göre Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında 117’nci sıraya kadar geriledi. Türkiye, ülkelerin hukukun üstünlüğü endeksi sıralamasında Angola, Nijer, Guatemala gibi ülkeler ile aynı lige düştü.Siyasi kaygılarla alındığı öne sürülen yargı kararları da yurttaşın adalete güveninde geri dönülemez yaralar açtı. AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı’na yapılan atama ise “Yargının siyasallaştığı” yönündeki eleştirilerin haklılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
ERGÜNEŞ SEÇİMLERDE
TBMM Genel Kurulu’nda 5 Kasım’da Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun beş üyesi için seçim yapıldı. HSK için TBMM’deki seçimlerde oylanan isimlerden biri de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bürokratı İsmail Ergüneş oldu. Çeşitli dönemlerde AKP’de aktif siyaset de yapan Ergüneş, HSK’ye seçilemedi. Seçim sonucunda Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han, Cengiz Aydemir ve Alişan Tiryaki HSK üyesi olarak seçildi.
ROTA AKP’YE
HSK üye seçiminde elenen Ergüneş, rotayı yeniden AKP’ye kırdı. Ergüneş’in, “Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı’nda yapılan istişareler neticesinde” Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı’na atandığı öğrenildi. Konu ile ilgili konuan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir AKP’li siyasetçilerin hemen her gün, “Türkiye hukuk devletidir” ifadesini kullandığının altını çizerek, “Yaşananlar, bu söylemin içinin ne kadar boş olduğunun da kanıtıdır” diye konuştu.
Türkiye’de yargının taraflı olduğunu belirten Emir, “Bu konudaki hangi örnek daha çarpıcı karar veremiyoruz” görüşünü kayda geçirdi. Emir, “HSK için bağımsızlık ve tarafsızlık olmazsa olmazdır. Burada açıkça görülüyor ki AKP’nin HSK’ye önerdiği kişi aslında ilçe başkanı olabilecek kadar AKP’ye yakın bir isim. Diğer seçilenlerin de en az bu kişi kadar AKP’ye yakın olduğu su götürmez bir gerçektir” ifadelerini kullandı.
KİMSE YADIRGAMIYOR MU?
DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ise “Böyle bir atama için TBMM’deki seçimlerin üzerinden belirli bir süre geçmesine dahi ihtiyaç duymuyorlar” yorumunu yaptı. Yargının siyasallaşmasının Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğunu kaydeden Ekmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçmişte de ideolojik ve siyasal yargı örnekleri vardı. Ancak son 10 yılda, hakimlik ve savcılığa geçişin kolaylaşması ile birçok AK Partili yöneticinin hakim ve savcılığa geçtiğini görüyoruz. Bu geçişlerin bu kadar kolay ve hızlı olması, AK Parti’de kimse tarafından yadırganmıyor mu?”
ÖZOK HATIRLATMASI
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok’un, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından AYM üyeliğine atandıktan sonra, “Ben aktif CHP üyesiyim, bu göreve başlamam doğru değil” diyerek görevi reddettiğini anımsatan Ekmen, “Günümüzde ne yazık ki böyle iyi örnekler göremiyoruz” dedi.
***
Anagold cinayet yerine dönüyor -Bilge Su YILDIRIM-
AKP İl Başkan Yardımcısı Gürbüz, 9 işçinin yaşamını yitirdiği Anagold Madencilik’e ait İliç Madeni’nin yakın zamanda açılacağını ilan etti. Hiçbir iyileştirmenin yapılmadığı madenin açılması, yeni facialara kapı aralayacak.
AKP Erzincan İl Başkan Yardımcısı ve İliç eski Belediye Başkanı Mustafa Gürbüz, 13 Şubat 2024’te 9 işçinin hayatını kaybetmesinin ardından kapatılan Anagold’un Çöpler altın madeninin kısa süre içinde yeniden faaliyete geçeceğini duyurdu.
Gürbüz, madenin yeniden açılmasının tüm bölge için büyük önem taşıdığını belirtti. İliç’in 1998 yılından bu yana madencilikle anıldığını ifade eden Gürbüz, şunları söyledi: “O felakette 9 canımızı yitirdik, biri de benim yeğenimdi. İlçe büyük bir kaos yaşadı. 2008’de üretime başlayan maden, bölgeyi bir altın şehri haline getirmişti. Kadınından gencine herkes orada çalışıyordu. Ancak madenin kapanmasıyla ilçede umutlar azaldı, aile içi huzursuzluklar başladı. Burada 5 bin kişi çalışıyordu. Ama dolaylı olarak 50 bin kişinin geçimi bu işletmeye bağlıydı…”
Gürbüz, madenin faaliyete geçmesi için siyasi iradenin kararlı olduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Çevre Bakanımız konuyla ilgileniyor. En kısa sürede madenin yeniden açılacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Anagold Madencilik’in faaliyete geçtiği dönemde ilçeye yıllık yaklaşık 600 milyon lira gelir sağladığını belirten Gürbüz, bu rakamın Erzincan genelinde çok daha büyük olduğunu ifade etti. “İnsanların gelir seviyesi yüzde 80 oranında arttı. Herkes iş, güç, gelir sahibi oldu” diyen Gürbüz, madenin çevreye zarar verdiği iddialarını ise “provokasyon” olarak değerlendirdi.
YENİ FACİALARA KAPI ARALANIYOR
Gürbüz’ün açıklamalarına karşılık Anagold, 9 işçiyi yaşamdan koparmasının yanı sıra çevreyi zehirlemesiyle tanınıyor. Maden sahasında incelemeler yapan uzmanlar, madende hiçbir iyileştirme yapılmadığını vurguladı. Bu haliyle madenin yeniden açılmasının yeni faciaların önünü açacağının altı çizildi.
Firmanın çevre sicili de emek sicili kadar kirli. Faciadan 2 yıl önce, 24 Haziran 2022’de şirketin altın madeninde kullandığı siyanürü taşıyan boru patlamış, siyanür ve sülfürik asit Fırat Nehri üzerinde kurulan İliç Barajı’na akmıştı. Böylece 20 metreküp siyanürlü solüsyonun çevreye yayılmıştı. Ancak buna rağmen Anagold’un ruhsatı iptal edilmedi. Anagold Madencilik sızıntıyı kabul ederken şirketten yapılan açıklamada sızan solüsyon döküntüsünün içindeki siyanür miktarının yaklaşık 8 kilogram olduğu ve bunun hızla temizlendiği savunuldu. Şirket, açıklamasında Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya da vurgu yaptı. Çevre kirliliğine neden olan altın madenine 16,4 milyon lira idari para cezası verildi. Ancak firmaya men cezası uygulanmadı.
3 YILDA 334 MİLYON DOLAR KÂR ETTİLER
2023’te ise şirketin vergi borcunun silindiği ortaya çıktı. Şirketin yüzde 80’inin ait olduğu Kanadalı altın madeni şirketi SSR Mining’in 2023 bilançosunda şirketin Türkiye’de silinen vergi borcunun 7,2 milyon dolar olduğu ortaya çıkmıştı. O dönemin kuruyla silinen vergi borcu 209 milyon liraya denk geliyordu.
Kanadalı SSR Mining, madenden 2020’den 2023 yılına kadar yaklaşık 1,5 milyar dolar gelir ve 334,6 milyon dolar kâr elde etti. Bu süre zarfında Çöpler Kompleks Madeni kapsamında açık ocak madencilik faaliyetleri ile oksitli ve sülfitli cevher çıkarıldı. Şirket, 2014 ve 2021’de aldığı ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışı yaptı. Açık ocakları genişletip derinleştiren şirket 687 hektar olan maden sahasını yaklaşık bin 746 hektara çıkardı.
DÖRT GÜN ÖNCE KUSURLU BULUNMUŞLARDI
Faciayla ilgili 11 Kasım’da görülen 4’üncü duruşmada bilirkişi raporu incelendi. 5’i tutuklu 43 sanığın yargılandığı davada sanıklardan Ömer Ardıç ve Shaun Keady Swartz’ın adli kontrolle tahliyesine, Selçuk Çiftlik, Ian Ronald Guille ve Ali Rıza Kalender’in tutukluluklarının devamına karar verildi.
Raporda, kazadan sonra incelenen tasarım dokümanlarında, stabilite hesaplarının tek bir senaryoya (statik/kurak koşullar) dayandırıldığı, “aşırı yağış, yoğun sulama veya kısmi tıkanma gibi olumsuz senaryolar altında güvenlik katsayısının sınanmadığı” belirtildi. Raporda, firmanın Operasyon Başkan Yardımcısı Ronald Guille, Anagold şirketinde kıdemli Geoteknik Müdendisi olan Ali Rıza Kalender ‘in “ağır derecede özene aykırı hareket ettikleri”, Operasyon direktörü Kenan Özdemir’in de “özen yükümlülüğünü ağır derecede ihlal ettiği” tespiti yapıldı.
Rapor, facianın bir “doğa olayı” değil, tasarım ve denetim eksiklikleri zinciri olduğunu vurguladı. Heyet, “Yığın liç sahasının zemin özellikleri, drenaj kapasitesi ve eğim sürekliliği doğru planlanmadı; bu eksiklikler kademeli deformasyonlara yol açtı” dedi. Bilirkişiler, özellikle jeoteknik analizlerin eksikliği ve izleme sistemlerinin kurulmamış olmasının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirtti.
***
HEPİMİZİ KOVDULAR, ŞİMDİ MADENİ YENİDEN AÇIYORLAR
Anagold Madencilik’te çalışırken 2024’te işine son verilen Sıddık Gün, BirGün’e konuştu. Madenden çıkarıldıktan sonra geçimini sağlamak için hayvancılığa başlayan Gün, şunları söyledi: “Bir yıl önce beni ve yüzlerce işçiyi kapının önüne koydular, gerekçe olarak da dediler ki ‘Kâr edemiyoruz, o yüzden size de ücret veremeyeceğiz.’ Şimdi aynı madeni yeniden açıyorlar. Biz o zaman da biliyorduk bu zaman da biliyoruz ki bu şirket dünyaları kazanıyor. Zaten ülkenin tüm zenginlikleri, kaynakları bu zenginlere peşkeş çekiliyor. Her yer onların. Şimdi geçinmek için hayvan otlatmaya çalışıyorum, koyunları nereye çıkarsam her yer madenin. Zaten devlet de onların devleti, vekil de onların vekili. Konuşursan seni tehdit ediyorlar kardeşini, kızını, eşini dostunu işe almayız diye. İşçiysen, garibansan işte böyle, koyun otlatacak yerin bile yok. Doyur karnını doyurabiliyorsan.”
***
KOLTUKLARINA DÖNDÜLER
9 işçinin liç yığını altında kalarak hayatını yitirmesinin ardından tek bir kişi bile istifa etmedi, aksine sorumlular yeniden koltuklarına döndü. Katliamdan bu yana yaşananlardan bazıları:
•Madene Kapasite Artırım İzni veren dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, katliamdan yaklaşık 5 ay sonra 2 Temmuz 2024’te yeniden Bakan oldu.
•Anagold Madencilik, katliamdan yaklaşık 6 ay sonra 6 Ağustos 2024’te yeniden işçi alımı yapacağını duyurdu.
•Anagold Madencilik, bünyesinde çalışan 3 bin madenciyi ‘maliyetleri karşılayamadığı’ gerekçesiyle işten çıkaracağını duyurdu.
•Anagold, 19 Ağustos 2024’te 187 madenciyi toplu olarak işten çıkararak işçi kıyımına başladı.
•Anagold Madencilik’in taşeronluğunu yapan Çiftay firması, 27 Ağustos 2024’te taşeron olarak çalışan 440 işçiyi daha işten çıkarmak için Çalışma Bakanlığına başvuruda bulundu.
•28 Eylül 2024’te Anagold yetkilileri, katliamın yaşandığı Çöpler Altın Madeni’nde basın mensuplarına sunum yaptı, ‘yeniden hazırız’ dedi.
•11 Mart 2025’te, katliama ilişkin davanın ilk duruşmasına günler kala Anagold, Çöpler Madeni için çevre mühendisi ilanı açtı.
•Dün, madenin AKP’nin katkılarıyla Anagold tarafından yeniden açılacağı ilan edildi
***
Diyanet’te TOGG çıkmazı -Mustafa Bildircin-
Diyanet’e alınan TOGG’lardan birini teslim alan başkan yardımcısının, “Elektriği biter, yolda kalırız” diyerek kullanmak istemediği öne sürüldü.
Ali Erbaş döneminde kullanılan lüks makam aracını iade eden Diyanet’in yeni başkanı Safi Arpaguş, TOGG kullanmaya başladı. Arpaguş’un şehirler arasında ise Skoda Superb kullanacağı bildirildi. Başkanlığa, beş adet siyah TOGG alındığı kaydedildi.
İddiaya göre, Arpaguş’un bir yardımcısı, “Elektriği biter, yolda kalırız diyerek” bir süre kullandığı TOGG’u garaja çekti. Diyanet kaynakları ise başkanlığın bulunduğu yerleşkeye çok sayıda istasyon kurulduğunu aktararak “Herhangi bir şarj sorunu yok. Başkan yardımcısı aracı beğenmemiş olsa gerek” yorumunu yaptı.
Diyanet kaynakları, “TOGG siyah plaka olduğu için tercih edilmiyor. Öte yandan vakıf ve şirketler üzerinden alınan tüm araçlar iade edilmeli. Eski yönetimin zaafı buydu. Yöneticiler devletin tahsis ettiği siyah plakalı araçlara binmeli” görüşünün dile getirdi.
FİLODA 40’A YAKIN ARAÇ
Diyanet İşleri Başkanlığı envanterinde, 40’a yakın binek araç bulunuyor. Diyanet Vakfı’ndan alınan altı adet Passat, TEYAŞ üzerinden alınan 10 adet Skoda Superb, beş adet TOGG ve 10 adet siyah plakalı Toyota, başkanlığın filosundaki bazı araçlar arasında yer alıyor. Araçların 22’si başkan, başkan yardımcıları ve birim amirlerinin kullanımına sunuluyor.
***
AKP ve MHP’den gençliğe ‘hayır’ oyu -Mustafa Bildircin-
Gençliğin sorunlarına ilişkin önergelerin oylamasında rejimin aktörleri ellerini “Hayır” oyu için kaldırdı. AKP ve MHP’liler, “Yurtların güvenli hale getirilmesi” ve “Bursların artırılması” için teklif edilen ek bütçeye, “Hayır” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısı, “Gençlik bütçesinde gençlere yer yok” eleştirilerinin haklılığını ortaya koydu. Bütçe görüşmelerinde muhalefetin 13 önergesinin tamamı AKP ve MHP tarafından reddedildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 13 Kasım’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe teklifi onaylandı. Muhalefet, toplam 300 milyar 302 milyon 192 bin TL olarak onaylanan bütçeye eklemeler yapılması amacıyla önergeler hazırladı. Komisyon başkanlığına sunulan ve komisyon toplantısında oylanan önergelerin tamamı bir siyasi gelenek halini alan, “AKP ve MHP oylarıyla reddedildi” cümlesi ile rafa kaldırıldı.
CUMHUR KLASİĞİ
CHP milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Mustafa Erdem ve Cavit Arı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, “Bağımlılıkla Mücadele” programı için ayırdığı bütçenin artırılmasını talep etti. Bu kapsamda programın 9,9 milyon TL olan bütçesinin, 50 milyon TL’lik artışla 59,9 milyon TL’ye çıkarılması önerildi. Komisyonun AKP ve MHP’li üyeleri teklife, “Hayır” dedi. CHP milletvekilleri, lisans öğrencileri için ödenen burs miktarlarının artırılması için de önerge sundu. 2002 yılında asgari ücretin yüzde 20’si kadarı olan bursların, Kasım 2025 itibarıyla asgari ücretin yüzde 13,5’üne düştüğünü belirten CHP’li Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, bursların yer aldığı ödeneğe 36 milyar 246 milyon TL yükseltilmesini istedi. Teklif, AKP ve MHP milletvekillerinin ret oyu ile komisyonun gündemine alınamadı.
Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun bakım ve onarımıyla ilgili bütçenin artırılması da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı’na verilen önergeler arasında yer aldı. CHP’liler, yurtların bakım ve onarımının yapılması, “Çocukların güvenli yurtlarda” kalması amacıyla gerekli tadilatların gerçekleştirilmesi amacıyla 20 milyar TL’lik ek ödenek teklifinde bulundu. Önerge için yapılan oylamada AKP ve MHP milletvekillerinin, “Hayır” oyu için ellerini kaldırdığı görüldü.
İYİ Partili Erhan Usta da benzer bir önergeye imza attı. Bakanlığın Bağımlılıkla Mücadele Programı ödeneğinin 5 milyar TL artırılmasına teklif eden Usta, “Madde kullanımını nedeniyle 2024 yılında hayatını kaybedenlerin sayısı, 2023 yılına göre yüzde 42 artmıştır” diye konuştu. İYİ Parti’nin önergesi de komisyonun AKP ve MHP’li üyelerine takıldı.
***
BİRGÜN






.jpeg)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder