İstanbul'un Bakırköy'de yabancı sermayeli bir banka şubesi:
Müşteri temsilcisinin masasında bir kadın bir erkek ve iki çocuk. Kadının gözleri yaşlı. Erkek daha sakin konuşmaya çalışıyor ama her an patlayacak kadar gergin. Bir süre sonra masaya bir kadın daha geliyor.
Şube müdürü!
Şube müdürü yapılacak bir şeyin olmadığını dosyanın hukuk işlerine gittiğini söylüyor.
Yani muhatabınız biz değiliz artık avukatlar ve dolayısıyla icra diyor.
Adam sinirle elindeki kâğıtları buruşturup masada oturan bankacının yüzüne fırlatıp, "lanet olsun" diyor.
Ardından eşi iki çocuğunun gelinden tutarak şubeden çıkıyor.
Bir süre şubenin önünde elini yumruk şeklinde yapıp sıkan adam ve sürekli gözyaşı döken kadını alıp usulca çekip gidiyor.
Bu bizzat benim şahit olduğum bir olay.
Bu ödenemeyen bir konut kredisinin yarattığı bir trajedi.
Ünlü bir markaya fason üretimi yapan tekstil şirketi, bu firmanın Türkiye'yi terk etmesinden sonra batıyor ve çalışanlarına aylarca maaş ödemeyip kapının önüne koyuyor. 4 yıldır konut kredisini boğazından bile kesip ödeyen genç adam maalesef bankaya kredi taksitlerini ödeyemiyor ve icralık oluyor.
Banka eve el koyuyor. Adamın ödedikleri boşa gidecek. Çünkü banka ilk olarak anaparayı değil faizleri tahsil ediyor. Dolaysıyla ödedikleri paralar faize gidecek. Sonra banka evi icra ile satacak.
Bu olay Türkiye'nin her ilinde yaşanıyor.
Sadece konut kredisinde değil aynı zamanda ticari müesseslerde de yaşanıyor.
Batan küçük ölçekli işletmelerin sayısı o kadar çok ki. Bunların tezgâhları ve ürünleri banka tarafından icra yolu ile satılıyor.
İcra: Adeta sihirli kelime.
Bu kelime ticarette ahlaksızlığın yeni adı.
Çok değil daha 20-25 yıl önce icradan satılan malları almanın ayıp olduğu alanın ise vicdanının sorgulandığı bu ülkede şimdi insanlar icradan satılan malları almak için adeta yarış ediyor.
Bankalar son 10 yılda Türkiye'yi adeta borç bataklığına çevirdi. O kadar çok kredi verdiler ki, artık ipin ucunu kaçırdılar.
Nasıl olsa kanunlar hep bankaları koruduğu için rahat rahat kredi verdiler.
Dünyadaki bankacılar aptal bir bizim banka yöneticileri akıllı. Personele şubede oturma dışarı çık diye baskı yapan yöneticiler bir de kredi için hedef koydu. Sokaktan geçen adamı bile çevirip kredi verdiler.
Sonunda Türkiye bu kredilerle boğulmuş durumda.
Türkiye'nin en büyük bankası 770 milyon liralık takipteki alacağını 35 milyon liraya sattı. Bir başkası 660, yine bir başkası 400 milyon liralık milyonluk alacağını varlık şirketlerine sattı...
"Ben uğraşamam sen bunlardan alırsın" diye yüzde 90 iskontolu satıyor.
Alan ise vatandaşın altındaki yorganına bile el koyup parayı tahsil ediyor.
Her taraf icralık mal ve mülk satış ilanları ile dolu.
Adamlar icralık mal satışı ile ilgili site bile yapmışlar. Her gün yüzbinlerce ziyaretçisi var.
İkinci el konut ve malların satıldığı meşhur internet sitesinin bile en iyi satıcıları bankalar.
Sadece bu sitede 10 binin üzerinde satılık gayrimenkul ilanı var.
Arama kayıtlarında "bankadan satılık" kelimesi ilk sırada yer alıyor.
Burada satılan her evde aslında bir dram bir acı yaşanmış. Yarı fiyatına alınmaya çalışan her buzdolabında her halıda aslında bir "ah" var.
Eskilerin bir sözü vardı "ağlayanın malı gülene hayretmez".
Acı ama gerçek bugün Türkiye'de yüzbinlerce gülen insan, yüzbinlerce ağlayan insanın malında fayda arıyor!
Remzi Özdemir / YENİÇAĞ
Müşteri temsilcisinin masasında bir kadın bir erkek ve iki çocuk. Kadının gözleri yaşlı. Erkek daha sakin konuşmaya çalışıyor ama her an patlayacak kadar gergin. Bir süre sonra masaya bir kadın daha geliyor.
Şube müdürü!
Şube müdürü yapılacak bir şeyin olmadığını dosyanın hukuk işlerine gittiğini söylüyor.
Yani muhatabınız biz değiliz artık avukatlar ve dolayısıyla icra diyor.
Adam sinirle elindeki kâğıtları buruşturup masada oturan bankacının yüzüne fırlatıp, "lanet olsun" diyor.
Ardından eşi iki çocuğunun gelinden tutarak şubeden çıkıyor.
Bir süre şubenin önünde elini yumruk şeklinde yapıp sıkan adam ve sürekli gözyaşı döken kadını alıp usulca çekip gidiyor.
Bu bizzat benim şahit olduğum bir olay.
Bu ödenemeyen bir konut kredisinin yarattığı bir trajedi.
Ünlü bir markaya fason üretimi yapan tekstil şirketi, bu firmanın Türkiye'yi terk etmesinden sonra batıyor ve çalışanlarına aylarca maaş ödemeyip kapının önüne koyuyor. 4 yıldır konut kredisini boğazından bile kesip ödeyen genç adam maalesef bankaya kredi taksitlerini ödeyemiyor ve icralık oluyor.
Banka eve el koyuyor. Adamın ödedikleri boşa gidecek. Çünkü banka ilk olarak anaparayı değil faizleri tahsil ediyor. Dolaysıyla ödedikleri paralar faize gidecek. Sonra banka evi icra ile satacak.
Bu olay Türkiye'nin her ilinde yaşanıyor.
Sadece konut kredisinde değil aynı zamanda ticari müesseslerde de yaşanıyor.
Batan küçük ölçekli işletmelerin sayısı o kadar çok ki. Bunların tezgâhları ve ürünleri banka tarafından icra yolu ile satılıyor.
İcra: Adeta sihirli kelime.
Bu kelime ticarette ahlaksızlığın yeni adı.
Çok değil daha 20-25 yıl önce icradan satılan malları almanın ayıp olduğu alanın ise vicdanının sorgulandığı bu ülkede şimdi insanlar icradan satılan malları almak için adeta yarış ediyor.
Bankalar son 10 yılda Türkiye'yi adeta borç bataklığına çevirdi. O kadar çok kredi verdiler ki, artık ipin ucunu kaçırdılar.
Nasıl olsa kanunlar hep bankaları koruduğu için rahat rahat kredi verdiler.
Dünyadaki bankacılar aptal bir bizim banka yöneticileri akıllı. Personele şubede oturma dışarı çık diye baskı yapan yöneticiler bir de kredi için hedef koydu. Sokaktan geçen adamı bile çevirip kredi verdiler.
Sonunda Türkiye bu kredilerle boğulmuş durumda.
Türkiye'nin en büyük bankası 770 milyon liralık takipteki alacağını 35 milyon liraya sattı. Bir başkası 660, yine bir başkası 400 milyon liralık milyonluk alacağını varlık şirketlerine sattı...
"Ben uğraşamam sen bunlardan alırsın" diye yüzde 90 iskontolu satıyor.
Alan ise vatandaşın altındaki yorganına bile el koyup parayı tahsil ediyor.
Her taraf icralık mal ve mülk satış ilanları ile dolu.
Adamlar icralık mal satışı ile ilgili site bile yapmışlar. Her gün yüzbinlerce ziyaretçisi var.
İkinci el konut ve malların satıldığı meşhur internet sitesinin bile en iyi satıcıları bankalar.
Sadece bu sitede 10 binin üzerinde satılık gayrimenkul ilanı var.
Arama kayıtlarında "bankadan satılık" kelimesi ilk sırada yer alıyor.
Burada satılan her evde aslında bir dram bir acı yaşanmış. Yarı fiyatına alınmaya çalışan her buzdolabında her halıda aslında bir "ah" var.
Eskilerin bir sözü vardı "ağlayanın malı gülene hayretmez".
Acı ama gerçek bugün Türkiye'de yüzbinlerce gülen insan, yüzbinlerce ağlayan insanın malında fayda arıyor!
Remzi Özdemir / YENİÇAĞ