Ülkenin adalet sistemi, milletin iradesi gasp edildi. Daha büyük hırsızlık, daha büyük yolsuzluk olabilir mi? AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Metin Külünk, bu mafya düzeni sayesinde Türkiye’den büyük oldu.
Bu ülke nasıl bu kadar zavallı hale geldi?
Metin Külünk nasıl Türkiye’den büyük oldu?
Suç örgütü lideri Sedat Peker iddia etmedi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu devlet televizyonunda söyledi:
“Suç örgütü liderinden ayda 10 bin dolar alan siyasi var.”
Suçları aydınlatmak, suçluları adalete teslim etmek birinci görevi olan İçişleri Bakanı suçlunun adını gizledi.
Siyasal İslam iktidarında organları parçalanmış devlet, haftalarca “Kim” diye soramadı.
Saray’da altın varaklı tahtında oturan, halka hesap vermekten kendini muaf kılmış Tek Adam, devlete talimat vermişti:
“Kimse konuşmasın, ciddiye almayın.”
Bataklığın içinde, sefalette boğulan halk ekranda devasa skandalı izliyor, sadece izleyebiliyor.
Halk, binlerce yargı mensubunun maaşını ödüyor ama yargısı yok.
Halk, milletvekillerinin, bakanların maaşlarını, lüks makam araçlarının parasını, her türlü masraflarını ödüyor ama Meclis’i yok. Skandalı araştıracak bir komisyonu bile yok.
Vatandaşın bir devleti yok.
Sedat Peker’in anlattığı skandallardan çok daha acı gerçek budur işte.
Ülkenin adalet sistemi, milletin iradesi gasp edildi. Daha büyük bir hırsızlık, daha büyük yolsuzluk olabilir mi?
Eski AKP milletvekili, AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk işte bu mafya düzeni sayesinde Türkiye’den büyük oldu.
Yeni sistemde vatandaşlıktan çıkarılıp tebaaya çevrilmiş 84 milyon, AKP MKYK üyesinden bile yanıt alamayacak kadar aciz duruma düştü.
ELÇİNİN MESAJI SUÇUN TUTKALI
Sedat Peker dün 9. videoyu yayınlamasından saatler önce Metin Külünk, Twitter’da bu devlete övgüler düzerek sanki alay ediyordu. Seçilenlerin devletin elçisi olduğunu anlattığı tweet serisindeki “Elçi sözcüdür. Elçinin hukukunun korunması çok değerlidir” sözleri elbette bir yerlere mesajdı.
Acaba Hürriyet Baskını’nı ya da karakolda milletvekilinin dövülmesini Sedat Peker’den isterken birilerinin elçisi olduğunu mu kastediyordu? Mafya liderinden parayı birilerinin talimatıyla aldığını mı ima etmişti? Konuşurum mesajı mı veriyordu?
Yani…
TRT ekranında açıkladığı suçun suçlusunu gizleyen İçişleri Bakanı’yla aynı taktiği mi uyguluyordu?
Sedat Peker’in Serdar Ekşioğlu ile görüşmesini yayınladıktan sonra Twitter’da yazdığı cümle özetliyor galiba hepsini:
“Biz hepimiz bir aileyiz her suçta beraberiz.”
İşte bu; suç ortaklığı en güçlü tutkaldır.
Organize işlerde herkes birbirine bağlıdır.
Örneğin…
Metin Külünk, Hürriyet gazetesine Sedat Peker’i saldırtırken çok yukarıdan birileri kamu bankasından Demirören’e medya grubunu satın alması için kredi verdirir.
Zincir bir yerinden koparsa hepsi ortaya dökülür… Mafya düzeninde ‘Omerta’ (sessizlik kuralı) böyle sürdürülür.
Ve zavallı ülke, beslediği kurumlardan, bakanlardan, devletten değil, suç örgütü liderinden almak zorunda kalır yanıtları.
Peker, 9. videoda ‘10 bin dolar’ gibi düşük meblağın kendisine hakaret olduğunu söyledi. Siyasilere çok daha fazlasını verdiğini öne sürdü. Metin Külünk’ün akrabasının 300 bin TL’lik borcu için alacaklıyı tehdit etmesini istediğini anlattı. Mafya suçlamalarından çekinip borcu kendisinin ödediğini iddia etti. Hangisi mafyaydı hangisi siyasetçiydi? Yetmedi, seçim döneminde Külünk’ün arabasına para bıraktıklarını anlattı.
Bu da yetmedi… Suç örgütü lideri, kendi fabrikasından bedava verdiği kahveleri iktidarın seçim kampanyasında dağıttığını söyledi.
Düşünün…
Bu bile detay olarak kalıyor yaşanan büyük rezilliğin içinde.
Bir gram demokrasi olan ülkede bu skandalın 40 yıllık yıkımı olur.
YARGIYI SİLAH YAPANLAR
Sedat Peker’in 9. videosundaki en önemli iddia şu:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ı bakanlığa çağırıp 45 milyon dolar alacağından vazgeçmesini istedi. Hakkındaki soruşturmayı söyledi ve yurtdışına kaçmasını sağladı.
Peker, Sezgin Baran Korkmaz’ın bakanlığa geldiği tarihi, saatine kadar söyledi. Böylece iddiasının gerçek değilse kolayca yalanlanabileceğini ortaya koyuyordu. Daha önce defalarca aynı yöntemi izledi. Ama ülkede yargı olsa 15 dakikada doğru mu yalan mı ortaya çıkarılacak suçlamalar hep derin sessizliğe gömüldü.
Bu tarihi skandal günleri, Susurluk Skandalı’na benzetiliyor. “En büyük fark 1990’larda yargının harekete geçmesi” deniliyor. Bence değil.
Daha büyük fark; artık yargının skandal olaylarda silah olarak kullanılması.
Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlıklarına önce tedbir konup 3 hafta sonra kaldırılması, yurtdışına çıkış yasağı kararı verilip kısa süre sonra iptal edilmesi, örgüt suçlamalarının düşürülmesi gibi adımlarla firarın yolları açılmıştı. Kaçıp İsviçre’de göl manzarasında görüntüler paylaştıktan sonra dosyalar eski haline dönüyordu.
Sedat Peker skandal zincirinde suçluların, suç faaliyetlerinde silah olarak yargıyı kullandığına dair çok sayıda iddia var. Mübariz Mansimov’un Bodrum Yalıkavak’taki hisselerine çökülmesi, Altınbaşlar’a operasyon, Bataklık Operasyonu’nda Nevzat Kaya’nın davaya dahil edilmesi gibi çok sayıda olayda soruşturmalar ve dava dosyalarıyla şantaj yapıldığı öne sürülüyor.
Belki de yeni Türkiye’nin eski Türkiye’den en büyük farkı bu…
Onlar aile, halk kimsesiz…
Timur Soykan / BİRGÜN
***
Sedat Peker'in 'çanta çanta' para gönderdiği iddiasında bulunduğu Metin Külünk kimdir? (BİRGÜN)
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarıyla gündem olan Metin Külünk, şimdiye kadar hiçbir açıklama yapmadı. Peki Külük kimdir? Hakkındaki iddialar neler?
Sedat Peker'in ilk kez isim vererek "çanta çanta para verdiğini" açıkladığı AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Metin Külünk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakın isimler arasında yer alıyor.
Erdoğan gibi Rize Güneysu doğumlu olan Külünk, Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu. Siyasete girmeden önce özel sektörde çalıştı. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) komitelerinde görev yaptı.
1995-2000 yıllarında İstanbul Sanayi Odası (İSO) Hazır Giyim Meslek Komitesi üyeliği ve meclis görevlerinde bulundu. Milli Türk Talebe Birliği Orta Öğrenim Yönetim Kurulu Üyeliği, Akıncılar Teşkilatı, Milli Selamet Partisi İl Gençlik Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu.
AKP'nin kuruluşunun ardından da siyasete bu partide devam etti. Önce AKP İl Yönetim Kurulu üyeliği, daha sonra da İl Teşkilat Başkanlığı görevini üstlendi. 2011 seçimlerinde parlamentoya giren Külünk, üç dönem; 24, 25 ve 26. dönemlerde İstanbul milletvekilliği yaptı.
İL BAŞKANLIĞI YERİNE MKYK ÜYELİĞİ
Külünk, 2018 seçimlerinde milletvekili adayı gösterilmedi.
2019 yerel seçimlerinden sonra o dönem İstanbul İl Başkanlığı için adı geçti. Bu iddialar üzerine kendisi de "Sayın cumhurbaşkanımızın lider olarak bize resmi anlamda bir ihtiyacı varsa çağırır der ki Metin geç. Ama ben hiçbir şekilde öyle kongre adaylığı falan yapmam" diyerek açık kapı bıraktı.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın il başkanlığı için tercihi Osman Nuri Kabaktepe oldu. Erdoğan bunun yerine Külünk'ü parti yönetimine aldı ve AKP'nin 24 Mart'ta yapılan 7. Olağan Kongresi'nde, MKYK üyesi oldu.
GÜLEN'LE FOTOĞRAF ÇEKTİRENLERİN ÖZÜR DİLEMESİNİ İSTEDİ
Külünk, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen yapılanmasına karşı sert çıkışlarıyla dikkat çeken isimdi.
Darbe girişimi sonrasında Gülen yapılanmasına yönelik soruşturmalarla ilgili "yargı ve emniyete baskı yapan iller listesini" açıkladı ve bunların başında Ordu'nun geldiğini iddia etti. Ordu'da adım başı mobese olduğunu belirten Külünk, "Mobese kayıtları üzerinden FETÖ'ye alt yazılımla bilgi transferi yapıldığı" iddiasıyla dikkat çekti.
2019 yılında katıldığı bir toplantıda, kamuoyunda da çokça tartışılan Fethullah Gülen'le fotoğraf çektiren AKP'li siyasetçilere "O dönem fotoğraf çektiren arkadaşlarımız 2007'de vs ne zaman gitmişlerse çıkın bu topluma özeleştirinizi yapın. Özür dileyin" çağrısı yaptı.
SOYLU'YA YAKIN VAKFA BASKIN İDDİASI
Parti içinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yıldızının barışmadığı belirtilen Külünk'ün adı geçen yıl 22 Ağustos'ta bir vakıf baskınıyla gündeme geldi.
Soylu'ya yakın olduğu iddia edilen Milli Beka Hareketi Derneği Başkanı Murat Şahin, sosyal medya hesabından bir video paylaşarak, "@maske3g hesabının İçişleri Bakanımıza hakaretlerine karşılık verdiğimiz için Metin Külünk önce arayarak bizi tehdit etti, sonra da Milli Beka Hareketi Derneğimize 5-6 kişiyle gelerek bize saldırdı" iddiasında bulundu.
Şahin'in hesabın sahibi olarak açıkladığı Erdal Yılmaz'ın yanı sıra Şahin'in de gözaltına alındığı haberleri kamuoyuna yansıdı.
HÜRRİYET GAZETESİ BASKINI
Külünk'ün adı son dönemde Sedat Peker'in videoları nedeniyle kriminal olaylar ve Soylu'nun gündeme getirdiği "Peker'den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi" tartışmasıyla bir kez daha gündeme geldi.
Peker eski AKP Milletvekili olan Feyzi İşbaşaran'ı, bir AKP milletvekilinin isteğiyle karakolda dövdürdüğü iddiasını dile getirdi. Peker, Feyzi İşbaşaran'ın dövülmesini isteyen milletvekilinin ismini vermedi ancak, "İyi bir dostumuz, hemşerimiz. Onu da pasifize etmişlerdi, şimdi tekrardan MKYK'ya aldılar" diye tarif etti.
İŞBAŞARAN'A SALDIRI ANI
Feyzi İşbaşaran ise gazeteci Erk Acarer'e yaptığı açıklamada, kendisini dövdüren kişinin Metin Külünk olduğunu söyledi. Külünk'ün Peker'in "en önemli ayağı" olduğu iddiasında bulunan İşbaşaran, "Erdoğan ile Peker arasındaki tek arabulucudur. İlişkileri o düzenliyordu. Beyoğlu Emniyet Amirliği'nde bana saldırı yaptıran da Metin Külünk'tür, zaten Sedat Peker doğruladı" açıklaması yaptı.
İşbaşaran ayrıca 8 Eylül 2015'de Hürriyet gazetesine baskın olayının da Külünk'ün isteğiyle yapıldığını söyledi.
Peker'in açıklamalarının ardından, o dönem Hürriyet gazetesi baskınını organize ettiği iddialarıyla adı gündeme gelen AKP'li Abdurrahim Boynukalın, sosyal medya hesabından, "Açıkçası çok rahatladım. Yıllardır üzerimize yapışan cam, kamera, turnike kırma gibi kriminal meselelerin bizimle alakası olmadığı açıkça ifade edilmiş" açıklaması yaptı. Ancak Boynukalın daha sonra bu mesajını sildi.
PEKER'DEN 10 BİN DOLAR MAAŞ İDDİASI
Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk ve TRT'de katıldığı programlarda, "Peker'den her ay 10 bin dolar maaş alan siyasetçi" olduğunu açıkladı ancak isim vermedi. Soylu'nun bu iddialarının ardından CHP, Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçinin açıklanması için kampanya başlatırken, TBMM Başkanı Şentop'a da yazılı başvurarak bu ismin açıklanmasını istedi.
Şentop, bu konunun muhatabının kendisi olmadığını ve muhatabının açıklaması gerektiğini söyledi. Ancak Şentop'un bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı'na yazı göndererek, "hukuki sürecin başlatılması için "tüm bilgi ve belgelerin hem adli makamlara hem de TBMM Başkanlığı'na gönderilmesini istediği" ortaya çıktı. Peker, 9. Videoda ise söz konusu siyasetçinin Metin Külünk olduğunu açıkladı ve 10 bin dolar değil, "çanta çanta" para verdiği iddiasında bulundu.
Külünk iddialara şimdiye kadar yanıt vermedi.
BİRGÜN