1 Mayıs 2022 Pazar

1 Mayıs'ın kökeni: Nasıl ortaya çıktı? (3 DEĞİŞİK KAYNAKTAN)

 1 Mayıs'ın kökeni: Nasıl ortaya çıktı?(SOL)

1 Mayıs ABD'de günlük çalışma saatlerinin 8 saate indirilmesini talep eden işçilerin mücadelesi sonucu ortaya çıkarken, artık tüm dünyada işçilerin düzen değişikliği talebinin sembolü haline geldi. 

Dünyanın her bir köşesinde işçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olarak kutlanan 1 Mayıs, düzene meydan okumanın da en önemli sembollerinden biri haline gelmiş durumda.

İşçi sınıfının mücadelesinin doruk noktasına çıktığı 1 Mayıs'ın takvimlere işlenmesiyse Temmuz 1889'da Paris'te düzenlenen İkinci Enternasyonal'in kararıyşa gerçekleşti. İkinci Enternasyonel'in kuruluş toplantısı olan Marksist Uluslararası Sosyalist Kongre'nin bir toplantısında 1 Mayıs resmen Uluslararası İşçi Günü olarak kabul edildi. Odak noktası, tüm işçiler için sekiz saatlik bir iş günü kazanma mücadelesiydi.


1 Mayıs'ın mücadele günü ilan edilmesinin öncesinde ABD 8 saatlik iş günü talebiyle bir dizi kitlesel grev ve eyleme sahne olmuştu. 1 Mayıs 1886'da 8 saatlik iş günü talebiyle greve çıkan işçiler işçiler Chicago'daki Haymarket Meydanı'nda katliamla karşılaştı. Patronların ve onları savunan hükümetlerin baskıları sonunda yenilgiyle sonuçlanan mücadele, kısa sürede tüm dünyadaki işçiler için bir zafere dönüştürüldü.

1 Mayıs 1886'da yaklaşık 500 bin işçi greve çıktı. Eylemler ve grevler ABD çapında büyük şehirlerde olduğu kadar küçük şehirlerde ve kırsal alanlarda da kendini gösterdi. 40 bini greve çıkan işçiler olmak üzere yaklaşık 90 bin işçi Chicago'da yürüdü. Otuz beş bin et paketleme işçisi bu grevden sonra sekiz saatlik iş gününü hiçbir ücret kaybı olmadan kazandı.

3 Mayıs itibariyle, Chicago'da grevdeki işçi sayısı 65 bine yükseldi. Buna karşı telaşa kapılan sanayi patronları işçilere karşı önlem alınması gerektiğine karar verdi. 4 Mayıs günüyse patronlar işçileri durdurmak için Haymarket Meydanı Katliamı'nı organize etti. O gün fabrikalarından çakan grevci işçiler polis tarafından zorla fabrikaya sürüldü. Polis grevcilere ateş açarak dört kişiyi öldürdü ve çok sayıda kişiyi de yaraladı.

Saldırılara yanıt olarak, polis cinayetlerini kınamak için ertesi gün Haymarket Meydanı'nda toplu miting düzenlendi. Üç bin kişi alana çıktı. Miting sona ermek üzereyken, polis göstericilere dağılma emri verdi. Mitingi örgütleyen sendikacılar polislerle müzakereye devam ederken düzenlenen bir provakasyonla polis korteji bombalandı ve polisler silahlarını işçilere doğrulttu, 200 kişiyi yaraladı, birkaç kişiyi öldürdü.

Belediye başkanı Chicago'da sıkıyönetim ilan etti. Ve yüzlerce işçi tutuklandı. Sonunda sekiz işçi yargılandı ve hepsi mahkum edildi. Dördü 11 Kasım 1887'de idam cezası aldı. 21 yaşındaki Louis Lingg asılmadan bir gün önce intihar etti.

Yargılanan işçilerin dördünün mitingde bulunmaması, yargı süreci boyunca mahkeme tarafından dikkate alınmadı.

ABD'nin Milwaukee kentinde de barışçıl bir greve ateş açıldı ve sekiz işçi öldürüldü. Diğer grevler de şiddetle bastırıldı. Sekiz saatlik iş günü hakkını kazanan işçilerin yaklaşık üçte biri, Haymarket Katlimanı'ndan sonraki ay bu hakkı kaybetti.

Ancak Haymarket Katliamını ve onu takip eden şov mahkemelere karşı Fransa, Hollanda, Rusya, Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya'da işçiler mitingler ve toplantılar düzenlediler. Almanya'daysa dayanışma eylemleri kitleselleşince tüm halka açık toplantılar yasaklandı.

Haymarket, ABD işçi sınıfını, özellikle sekiz saatlik iş günü hareketini, dünya işçi hareketinin merkezine yerleştirdi.

İkinci Enternasyonal'in 1 Mayıs'ı Uluslararası İşçi Bayramı olarak ilan etmesinden sonraki sene olan 1890'da, tüm dünyayı bir gösteri dalgası sardı.

25 Haziran 1938'de, ABD Kongresi nihayet sekiz saatlik iş gününü yasal hale getiren federal kanunu kabul etti. Bu, faturası işçi sınıfına kesilmeye çalışılan yıkıcı Büyük Buhran'a tepki olarak gelen uzun eylemleri takiben gerçekleşti.

1 Mayıs böylelikle tarihe tüm emekçi sınıfların mücadele ve dayanışma günü olarak geçmiş oldu. Karakteri gereği de siyasal anlamından soyutlanamayan 1 Mayıs, hâlâ işçi sınıfının güncel talepleri etrafında örgütlenmeye devam ediyor.

Bugün neredeyse tüm dünyada emekçiler, özellikle Sovyetler Birliği'nin çözülüşü sonrası bir kez daha çok ağır bir sömürü saldırısıyla karşı karşıya kalırken, 8 saatlik iş günü yeniden büyük bir kavganın konusu haline gelmiş durumda.(SOL)

                                                                       ***

1 Mayıs’ın Tarihi: 1886’da Haymarket’te Alevlenen Kıvılcım(Anarşizm.ORG)

George Engel

1836 yılında Almanya’nın Cassel kentinde doğdu. Annesini ve babasını küçük yaşta kaybetti. Önce bir ayakkabıcıda çırak olarak çalıştı. 14 yaşındayken Amerika’ya giden gemileri duyduğunda “Amerikan Rüyası” onun için bir umut olmuştu ama 14 yaşındaki hayalini ancak 37 yaşına geldiğinde gerçekleştirebilecekti. 1873 yılının 8 Ocak günü Philadelphia Limanı’na ayak basmış, sonrasında bir şeker rafinerisinde işe girmişti. Hasta olduğu için 1 yıl çalışamamış ve beş parasız, kalacak bir yeri olmadan sokaklarda kalmıştı. İşte o zaman “Amerikan Rüyası” binlerce göçmen gibi Engel için de bir kabusa dönüşmüştü… Çalışmak için Chicago’ya giden ve burada bir vagon üretim fabrikasında işe giren Engel’in eline “Der Vorbote” (Haberci) gazetesi geçer. Bu gazete ile ilk kez patron-işçi kavgasında taraf olmayı seçen Engel ilk başta seçimler yolu ile işçilerin sözlerini dile getirebileceğini düşünür. Fakat kısa zamanda patronların seçimlere nasıl müdahale ettiğini ve şehrin en küçük kasabasından en büyük eyaletine kadar, seçimlerin hile içinde yapıldığını gören Engel’in fikirleri değişmeye başlar. Böylece IWPA’nın (Uluslararası İşçi Halklarının Birliği) bir toplantısına katılır ve Kara Enternasyonel’in Chicago şubesinde örgütlenme çalışması yapmaya başlar. 1876 yılında bir oyuncakçı dükkanı açarak yaşamını devam ettirir. “Günde 8 Saat Çalışma Süresi” için verilen mücadelede de aktif bir şekilde yer alan Engel, 3 Mayıs günü McCormick Fabrikası önünde gerçekleştirilen grevde, polisin Pinkertonlar ile birlikte işçilere saldırdığı sırada sırtına yediği sopayı unutmayacaktı. Haymarket duruşmalarında yoldaşlarına şöyle seslendi Engel:

“İşçi sınıfına sesleniyorum! Artık bizlere açık bırakılan hiçbir uzun yola ve oy sandıklarına inanmıyorum. Zamanı geldiğinde, halkın yükünü dayanılmaz hale getiren yollar ve araçlar üzerine düşünün. Bizim suçumuz budur. Biz insanların kapitalizme karşı mücadelede kendilerini özgürleştirme yollarını ve araçlarını ortaya koyduk. Anarşizm bu yüzden her devlet tarafından nefret ve zulüm görüyor.”

11 Kasım 1887 yılında asılarak katledilmesinden önce yazdığı son mektubunda Engel, “Onlar işçi örgütlenmelerini yasaklayacak, mitinglerimizi dağıtacaklardır. Hapishaneleri işçi mücadelesi verenlerle doldurup sonra onları asacaklardır. Bu da işçilerin eziyetçilere karşı şiddet eylemlerini açığa çıkaracaktır. Ve hiç şüphem yok ki büyük savaş yakında patlak verecektir. Bu yüzden tüm çalışanlar birleşmeli ve son savaşa hazırlanmalıdırlar” diye yazmıştı. İdam sehpasına çıkmadan son sözleri “Yaşasın Anarşizm!” oldu.

Samuel Fielden


1847 yılında İngiltere’nin Lancashire ile Yorkshire şehirleri arasındaki bir kasabada doğdu. 8 yaşındayken ailesinin de çalıştığı pamuk dokuma fabrikasında çalışmaya başladı. Yıllarca İngiltere’de çalışan Fielden, 21 yaşına geldiğinde Amerika’ya gitme kararı aldı. Fielden 1868’de New York’a ayak bastığında cebinde sadece 3 sterlini vardı. İlk olarak bir şapka fabrikasında işe girmiş ancak ücretler çok düşük olduğu için 2 gün sonra işten ayrılmıştı. Burada da dokuma atölyelerinde, demir yolu ve park yapım işlerinde çalıştıktan sonra Chicago’ya geçen Fielden işçiler arasında sürekli IWPA’yı duyuyordu. Sonrasında IWPA’nın düzenlediği konuşmalara gitmeye başladı. Bu konuşmalarda zaman zaman Fielden’da kürsüye çıkarak konuşma yapıyordu. 2 Mayıs günü Fielden’de McCormick Fabrikası önündeki eylemlerde yer almıştı ancak burada konuşmacı değildi. 4 Mayıs günü önce August Spies, ardından Albert Parsons Haymarket Meydanı’nda işçilere seslendikten sonra kürsüye Samuel Fielden çıkarak konuşmasını gerçekleştirmişti. Konuşmasının sonlarına doğru geldiğinde polislerin işçilere yöneldiğini görmüştü, polis şefi John Bonfield’in işçilere “Dağılın!” diye bağırdığını görmüş, kürsüden yavaşça aşağı inmişti. Bu sırada patlama ve silah sesleri duyulmaya başlamıştı. Samuel Fielden da bir polis tarafından bacağından vurulmuş ve yaralı bir şekilde meydandan uzaklaşmıştı. Samuel Fielden, bir gün sonra yakalanarak Haymarket Mitingi’nden dolayı mahkemeye çıkarıldı.

“Burada anarşizm için yargılananlara, tanık kürsüsünden devrimci olup olmadıkları soruldu. Genellikle entelektüel insanlar arasında devrimci olmak pek suç sayılmaz. Ama bir devrimci fakirse, bu suçtur!”

Samuel Fielden 15 sene hapis cezası aldı. 1893 yılında ise Illinois Valisi tarafından Oscar Neebe ve Michael Schwab ile birlikte haklarındaki suçlamalar düşürülerek serbest bırakıldı. 7 Şubat 1922 Orlando’da yaşamını yitirdi.

Adolph Fischer

1858 yılında Almanya’nın Bremen kentinde doğdu. 8,5 yıl Bremen’de okuduktan sonra 15 yaşında ABD’ye gitti. Yeni kıtaya gelir gelmez matbaalarda çırak olarak çalışan Fischer, sonrasında matbaa makinalarında dizgici olarak çalıştı. 1883’de Chicago’ya gelen Fischer burada Arbeiter Zeitung’un (İşçi Gazetesi) dizgicisi olarak yaşamını sürdürdü. IWPA’nın yanı sıra işçi öz savunma örgütlerinin de içerisinde yer aldı. Haymarket Mitingi sonrasında yazdığı mektupta:

“Kapitalistler 8 saatlik çalışma süresini kabul etmektense milyonlarca dolar kaybetmeyi göze alırlar. Oysaki toplumsal sorunun çözümü barışçıl olsaydı buna en çok sevinen anarşistler olurdu.” diye yazmış ve “Bu kıtada köleliğin kaldırılması için korkunç savaşlar oldu, Avrupa’da reformlar bile hiçbir zaman silah gücü olmadan gerçekleştirilmedi.”“Uzakta bulutlar görünüyorsa arkadaşıma şemsiye taşımasını tavsiye ederim bu yüzden ıslanmayacaktır. Ama yağmurun sebebi ben miyim? Hayır! Öyleyse açıkça söylemeliyim ki bu ücretli köleler kapitalist esaretten ancak silah gücü ile çıkabilirler.” diye eklemişti. Fischer, Haymarket Mitingi sırasında kürsünün hemen yanında duruyordu. Yağmur başlamıştı, Samuel Fielden’in konuşmasının sonu gelmişti. Fischer kürsünün arkasında bulunan dükkanın içerisine girdiği sırada polis saldırıya geçmiş ve o sırada bomba atılmış, silah sesleri duyulmuştu. Saldırı sonrası dükkandan çıkan Fischer detayları ertesi gün gazetede öğrenmiş ve her zamanki gibi sabah erkenden Arbeiter Zeitung ofisine gittiğinde tutuklanmıştı.

Mahkeme heyetine şöyle seslendi:

“Burada cinayetten yargılandım ama anarşizmden hüküm giydim. Anarşist olduğum için mahkum edildim. Eğer egemen sınıflar bizi asarak, birkaç anarşisti asarak anarşizmi ezebileceklerini düşünürlerse fena yanılırlar. Anarşistler, ilkelerini yaşamlarından daha çok severler. Anarşistler, düşünceleri için ölmeye her zaman hazırdır.”

Fischer 11 Kasım 1887’de, asılmadan önce yazdığı son mektupta “Kapitalist basının kiralanmış editörleri gibi gerçekleri yok etmek için para ödenen profesyonel yalancıları ikna etmenin imkansız olduğunu biliyorum. Ancak emek dergilerinin editörlerine ve tüm dürüst ve zeki emekçilere, kapitalist basının anarşizm doktrinlerine karşı gülünç tutumunu taklit etmemelerini -çünkü bugüne kadar durum böyle oldu- ve anarşizmi kapsamlı bir çalışma nesnesi haline getirmelerini diliyorum” diyecekti. İdam sehpasına çıkmadan son sözleri “Yaşasın Anarşizm!” oldu.

Louis Lingg

1867 yılında Almanya’nın Mannheim kentinde doğdu. Babası gibi ilk önce kereste atölyesinde çalıştıktan sonra Bern’e geçti. İsviçre’de iki farklı şehirde işçi derneklerine katılan Lingg, bu derneklerde sosyal demokratlarla anarşistlerin fikirsel tartışmalarını gördü ve anarşistlerin propagandalarından etkilendi. O sıralar Almanya’da 3 yıl olan zorunlu askerlikten kaçan Lingg, bir şehirde uzun süre kalamıyordu. Bu süreçte birçok farklı örgütlenmeyle temas kurma imkanı bulan Lingg, bu dönemleri ve sosyal demokratlarla yaşanan fikirsel tartışmaları şöyle anlatıyor:

“Örgütlü hayatımın bu döneminde deneyimlerim bana merkezi bir örgütte temsili bir sistemle tüm güç ve faaliyetlerin azınlığın elinde toplandığını ve bu yüzden bu otoriter örgütlenmelerin, işçiler kitlesel bir şekilde örgütlendiğinde bile yetersiz, kayıtsız, yolsuzluğa ve aptal olmaya meyilli olduğunu gösterdi.”

Devrimci faaliyetleri nedeniyle Zürih polisinin dikkatini çeken Lingg, çalıştığı bir iş yerinde patronu tarafından -asker kaçağı olması sebebiyle- polislere şikayet edilmekle de tehdit edilmişti. Lingg anarşist arkadaşlarıyla konuşup Amerika’ya gitmenin daha iyi bir fikir olduğuna karar verdi. 1885’te New York’a gitti ve oradan direk Chicago’ya geçti. Chicago’da marangoz olarak işe başlayan Lingg “Uluslararası Marangozlar ve Doğramacılar Birliği”ne katıldı. Yoğun iş saatlerinin sonunda Birliğe giderek işçilerin örgütlenmesi için konuşmalar yapıyor, fikirlerini savunuyor, diğer işçilerle tartışıyordu. İyi bir ajitasyoncu olarak işçi örgütlenmelerinde öne çıkınca Birlik adına “Merkezi İşçi Sendikası”na delege olarak seçildi. Marangozlar Birliği “günde 8 saat” şiarıyla örgütlenerek eylemlere tüm üyeleriyle kalabalık şekilde katıldı. 3 Mayıs’taki McCormik Fabrikası önündeki saldırıda Lingg, polislere karşı en ön safta çatışmış ve kafasına defalarca polis copu yemişti. Haymarket duruşmalarında mahkemeye açık açık meydan okuyordu Lingg:

“Size açıkça söylüyorum, ben şiddet yanlısıyım. Eğer bizim üstümüze top atarlarsa, biz de onlara karşı dinamit atarız. Ben bu düzenin düşmanıyım, açıkça söylüyorum; bütün gücümle, son nefesime kadar onunla savaşacağım. Daha önce yüzbaşıya da söyledim, sözlerimin arkasındayım. Bize top atarsanız biz de size dinamit atarız.

Gülüyorsunuz! Belki artık dinamit atamayacağımı düşünüyorsunuz. Ama emin olun ki ölüme mutlu gidiyorum. Çünkü biliyorum ki bugüne kadar konuştuğum binlerce insan sözlerimi hatırlayacaktır. Ve bizi astığınız an onlar sizi bombalayacak.

Bu sebeple size sesleniyorum. Sizin düzeninizi tanımıyorum, zorba yasalarınızı, iktidarınızı, otoritenizi, tahakkümünüzü aşağılıyorum. Bu yüzden asın beni!”

Lingg tutsak alındığı süreçte yazdığı son mektubunda şöyle diyordu “Şu anda demir parmaklıklar arasında hapsedildim ve sırf eğlence olsun diye bu “özgürlüğün ülkesi ve cesurların evi” üzerine düşünebilirim. Neyse ki burada hala bu toprakların özgür olduğuna inanan aptal ya da alçaklardan yok. Benim inancım her akıllı ve dürüst insanın, Amerika’nın polis despotizminin evi ve tamamen kapitalist zulüm ülkesi olduğunu kolaylıkla kabul edeceğidir.”

Lingg 10 Kasım 1887’de yoldaşları asılarak katledilmeden bir gün önce, tam olarak belirlenmese de muhtemelen görüş sırasında arkadaşi Miller tarafından içeri sokulan bombayı patlatarak hücresinde intihar etti.

Oscar Neebe

1850 yılında ABD’nin New York kentinde doğdu. Ailesi eğitim için Neebe’yi Almanya’ya gönderdi. Eğitimini tamamladıktan sonra 14 yaşında ABD’ye geri döndü. 16 yaşında çalışmak için Chicago’ya gitti. Burada ilk önce garsonluk, sonra barmenlik yaptı. Barmenlik sırasında McCormick Fabrikası işçileri ve ustabaşları sık sık çalıştığı yere gelirdi. Neebe bu iş yaşantısı döneminde işçileri gözlemleme fırsatı bulmuştu. Bazı işçilerin para karşılığı ustabaşlarına ispiyonculuk yaptığını, ustabaşların patronlara yalakalık yapmak için “huzursuzluk” çıkaran işçilerin adlarını listelediklerine şahit oldu. 1868 yılında New York’a geri döndü. Burada bir kalaycının yanında işe girdi. Daha sonra süt güğümü üreten bir atölyede çalışmaya başladı. Burada işçilere ödenen -süt güğümünün satış fiyatı artmasına rağmen- ücretler düşürülünce işçilerle birlikte grev örgütledi. Fakat patronun tehditleri işçileri korkutmuş, hepsi geri adım atmıştı. Neebe bunu kabullenemeyerek işten ayrıldı. New York’tan önce Philadelphia’ya geçti, burada iş olanakları azdı ve şehir pahalıydı. Bu yüzden buradan tekrar Chicago’ya geçti. Chicago’da iş çoktu ama ücretleri azdı. Burada farklı farklı yerlerde işe girdi, bazı patronlar maaşlarını ödemediğinde ufak direnişlerle tüm işçilerin maaşlarının ödenmesini sağladı. IWPA’nın kuruluşunda yer aldı, Arbeiter Zeitung’da yazılar yazdı. Haymarket Mitingi sonrasında tutuklananlar arasındaydı. Mahkemede şöyle dedi:

“Arbeiter Zeitung’u çıkardım ve Chicago işçilerine dağıttım. İşlediğim suç budur: ‘Bugün hala yaşayacak olan bir işçi gazetesi kurmaya çalışmak’. Bundan gurur duyuyorum.”

Hakkında elle tutulur bir delil yoktu, “bir tanığın” McCormick Fabrikası önündeki saldırıdan sonra dağıtılan “İntikam” bildirisini Neebe’nin dağıttığını söylemesiyle 15 yıl istemiyle hapse atıldı. 1893 yılında Samuel Fielden ve Michael Schwab ile birlikte serbest bırakıldı. 1905’te IWW’nin kurulmasında yer aldı. 1906 1 Mayısı’nda Chicago’da bir konuşma yaptı. 22 Nisan 1916’ta 65 yaşında yaşamını yitirdi.

Albert Parsons

1848 yılında ABD’nin Montgomery şehrinde doğdu. 9 erkek 1 kadın kardeşi olan Parsons 2 yaşında annesini, 5 yaşında dababasını kaybedince çocuk yaşta çalışmaya başladı. İlk olarak Daily News gazetesinin kağıtlarını taşımak için çırak olarak işe girdi. Burada gazetelere aşina olmaya başlamıştı. Birkaç yerel gazetede çalıştıktan sonra 1869’da Houston’da Daily Telegraph muhabiri olarak at sırtında çalışmaya başladı. 1870 yılında Birleşik Devletler İç Gelirler Dairesi’ne denetçi asistanı olarak atandı. Bir sene sonra Teksas Eyalet Senatosu’nda sekreterliğe seçildi.

İyi bir maaşla hızla yükselirken 1873 yılında ise düşüncelerini, para kazanmaya tercih ederek istifa etti. Bu sıralarda Afro-Amerikalılar için eşit hakları savunan “Spectator” dergisini çıkarmaya başladı. Teksas’ta, Meksikalı köle bir ailenin kızı olan, sonraları anarşizm mücadelesi içerisinde adına sık sık rastlayacağımız Lucy del Gather (Lucy Parsons) ile evlendi. Teksas’ta bir köle ile evlendiği için Ku Klux Klan tarafından tehdit edilen Albert Parsons, Lucy Parsons ile birlikte Chicago’ya gitti. Endüstriyelleşmeyle emek sömürüsünün burada hat safhaya ulaştığını gördü ve kendisini emek mücadelesi içerisinde konumlandırma kararı aldı.

İşçi dernekleri içerisinde aktifleşmeye başladı. Burada demokrat çizgideki sosyalistlerle radikal, anarşist düşünen sosyalistler arasındaki fikirsel ayrılmaları görerek tarafını seçmeye başladı. 1877’de 30 bin kişilik büyük demiryolu grevi gerçekleştiğinde, Parsons ilk kez bu kadar büyük bir kalabalığa seslenmişti. Ertesi gün daha yeni işe girdiği Times’in ofisine gittiğinde yaptığı konuşmadan dolayı kovulduğunu gördü. Aynı gün, yaptığı konuşma yüzünden polisler tarafından sorguya çekildi. Polis şefi, sorgudan bırakıldığı sırada Parsons’a “Chicago’dan gitmesinin onun için daha hayırlı olacağını yoksa bir ara sokakta suikaste uğrarsa bundan kimsenin sorumlu olmayacağını” söyleyerek tehditler savurmuştu. Tutuklanmamasına rağmen ertesi gün tüm gazeteler Parsons’tan “Demiryolu işçilerini kışkırtan kişi tutuklandı.” diye bahsediyordu. Üye olduğu sendikaya gittiğinde de bir daha sendikaya gelmemesi için tehdit edilmişti. ABD’de o zamanki sendikaların birçoğu iş bulma bürosu gibi işliyordu. Sendika başkanları, yöneticileri dolgun maaşlar alıyor ve bunun karşılığında işçi grevlerini engelliyorlardı. Bu yüzden işçiler birkaç sendika dışında ya işçi gazeteleri çevresinde ya da işçi birlikleri kurarak örgütleniyorlardı.

Ertesi gün demiryolu işçilerinin mitingine saldıran polis, mitingin yapılmasını engelledi. Parsons 1878’de Sosyalist İşçi Partisi’ne delege olarak seçildi, mücadelesinin bu döneminde, yerel meclislerde yasalar geçirerek işçilere mevziler kazandıracağını umuyordu. Fakat kendisinin, meclislerde işçileri şiddetten koruyan değil hakları için direnen işçileri suçlayan yasalara engel olamadığını gördü. Hatta partinin benzer konularda (şiddetsizlik) kapitalistlerle uzlaştığını da görünce bu hareketten 1880 yılında ayrıldı.

Sonrasında “günde 8 saat” şiarıyla başlayan bir mücadele girişimine dahil oldu. Bu mücadele 1883 yılında IWPA olarak Kara Enternasyonel’in ABD seksiyonunun kurulmasıyla devam etti. Parsons da “Amerikan İşçilerine” isimli manifestoyu yazanlar arasındaydı. IWPA örgütlenmesi dışında 1 Ekim 1884 yılında “The Alarm” isimli anarşist gazeteyi çıkarmaya başladı. Chicago’da kısa sürede 15.000 tiraja ulaşan ve “Ekmek için Mücadele, Yaşam İçin Mücadeledir” mottosuyla çıkarılan The Alarm şöyle sesleniyordu Amerika’daki işçilere:

“Erkekleri, kadınları ve binbir zahmetle büyütülen çocukları köleleştiren, onları ezen sisteme ve yardakçılarına ölüm!”

Parsons “Hükümetler kölelik için vardır, özgür insanlar kendilerini yönetebilir.” demiş ve “Anarşistler toplumsal devrimin koruyucularıdır.” diye ekleyerek anarşist ilkelerle ilerleyen bir toplumsal devrimin savunucusu olmuştur. Albert Parsons 1 Mayıs günü Chicago’dan ayrılmıştı, Ohio’da düzenlenen mitingin konuşmacısıydı. 1 Mayıs günü tüm ABD’de “günde 8 saat” şiarıyla mitingler ve toplantılar düzenlenmişti ama mücadelenin en kalabalık noktası Chicago’ydu. 4 Mayıs günü Chicago’ya geri döndüğünde 3 Mayıs’ta McCormick Fabrikası önünde işçilere polisin saldırdığını ve ölen işçilerin olduğunu öğrenince doğrudan Arbeiter Zeitung’un ofisine giderek Haymarket Mitingi’nin planlamalarına katıldı. Haymarket Mitingi’ne eşi ve iki çocuğu ile gelen Parsons, konuşmasını yapıp kürsüden inmişti. Sıra Fielden’daydı ve kürsüye çıkarak konuşmasına başlamıştı. Kürsü dediğimiz de esasen bir tren vagonuydu. Polis saldırıya başladığında daha bomba atılmadan eşinin ve çocuklarının yanına koşup onları Haymarket Meydanı’ndan dışarıya çıkarmak için harekete geçmişti ki tam bu sırada polislere doğru bomba atılmıştı. Parsons ertesi gün Chicago’yu terk etti. 2 ay boyunca Chicago gazeteleri edinerek yazılanları takip etti. Kendisinin de atılan bombanın faili olarak arandığını görünce diğer arkadaşlarıyla beraber davasını savunmak için trenle Chicago’ya geri döndü. Haymarket Mitingi’nden 2 ay sonra hapishanede Fielden, Spies, Engel, Fischer, Lingg, Neebe ve Schwab yoldaşlarının elini sıkarak onların yanındaki yerini almıştı. 1886 yılına kadar onlarca grevin örgütleyicisi olan Albert Parsons, mahkemede açıkça “Vermeyecekler, alacağız!” diyordu:

“Sermaye, ücretli kölelerin ekonomik kurtuluşunu sessizce ve barışçıl bir şekilde vermeyecek. Kapitalistler, dünya işçilerini silahlı devrime zorlayacaklar. Devrimciler bu gerçeğe dikkat çekiyor ve işçileri kaçınılmaz olana hazırlanma konusunda uyarıyor.”

Özür dilemesi karşılığında affedileceği söylenen Albert Parsons şöyle karşıladı bu teklifi:

“Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Cani olduğum için değil, işçi olduğum için asılacağım.”

14 Eylül 1887’de Lucy Parsons’a şöyle yazıyordu:

“Bu sabah idam kararımız, dünyanın tüm tiranları tarafından, Chicago’dan St. Petersburg’a kadar kutlanacak. Bununla birlikte ölümümüz, nefretin, kötülüğün, ikiyüzlülüğün, yasal cinayetin, baskının ve insanın insan üzerindeki hakimiyetinin çöküşünün habercisidir. Dünyanın ezilenleri yasal zincirlerinde kıvranıyorlar. Dev işçi uyanıyor. Sersemlikten kurtulan işçiler, kasırgadaki sazlıklar gibi olan zincirlerini koparıyor. Hiçbirimizin patlamayla ilgisini kanıtlayacak bir delil yoktu ama bunun ne önemi var. Ayrıcalıklı sınıf kurban istiyor. İnsanlara, bir halk kadınını, seni miras bırakıyorum. Senden bir isteğim var. Arkamdan ağlamayın, ben sizi toplumsal devrim davasını büyütmeye mecbur bırakıyorum. Hücremde bağırıyorum. Özgürlük, Adalet, Eşitlik!”

11 Kasım 1887’de asılmadan önce yazdığı mektupta şöyle diyecekti Parsons; “Siz zenginler, şimdi gidin de başınıza gelecek sefaletler için ağlayın ve feryat edin. Zenginlikleriniz (servetiniz) çöktü ve elbiselerinizi güveler yedi. Altınlarınız ve gümüşleriniz bozulmuş(paslanmış); ve onların pası size karşı tanık olacak; ve bedenlerinizi bir ateş gibi yiyecek.”

İdama giderken okuduğu şiirse şöyleydi:

“İster yüksek bir darağacında olsun

İster bir savaş kamyonetinde

İnsanın ölebileceği en asil yer

İnsanlık için öldüğü yer.”


Michael Schwab


1853 yılında Almanya’nın Bad Kissingen Kasabası’nda doğdu. 13 yaşında annesi ve hemen ardından babası ölünce borçlarına karşı evleri satıldı. Kardeşiyle beraber amcasının yanında kalmaya başladılar. 1869 yılında bir mücellitçiye çırak olarak işe girdi. Sonrasında çekirdekten yetişen bir mücellitçi olacaktı. Schwab mücellitçide çalışırken bir hukuk öğrencisi dükkana girdiğinde Schwab’a dönüp “Sen sosyalist mi olacaksın?” diye sormuştu, Schwab ise “Bilmiyorum, tam olarak sosyalist nedir ki?” cevabını vermişti. Ama bu kelime Schwab için bir fikirsel kapıyı aralamış, toplumcu fikirlerle haşır neşir olmaya başlamıştı.

İlk olarak bir işçi derneğine üye olmuştu. Burada demokratlarla, merkezi örgütlenmeyi savunan sosyalist fikirlerdeki kişilerle tanıştı. Fakat merkeziyetçi işçi dernekleri sürekli bölünüyordu ve mücadeleye zarar veren kulislere şahit oldu. Bu yüzden sürece fazla dahil olmadı. Birkaç arkadaşıyla birlikte önce İsviçre’ye, sonra tekrar Almanya’ya döneceği bir yolculuğa çıktı. Bu yolculukta kısa süreli işlere girdi. Yanında taşıdığı sosyalist bildirileri gittikleri köylerdeki insanlara bırakıyor, hatta kendileri elle yazarak çoğaltıyor ve işyerindeki işçilere dağıtıyorlardı. Almanya’da da işçi dernekleri arasında “günde 8 saat” talebi dillerdeydi ama çalışma koşullarının günde 12-14 saati bulduğu iş yerleri vardı. “Günde 8 saat”, işçiler için hayalden bile uzak olarak görünüyordu. Schwab, 1879’da New York’a gitti. İlk olarak Chicago’ya geçti. Burada bir süre işçi hareketinden uzak durup -bir an önce- İngilizce öğrenmeye odaklandı. 2 sene boyunca farklı işlerde çalıştı. Chicago’dan sonra birçok farklı şehri dolaştı ve sonrasında yine Chicago’ya döndüğünde Arbeiter Zeitung’a ilk olarak çevirmenlik yaparak dahil oldu. Sonrasında da Arbeiter Zeitung editör yardımcısı oldu. 1883 yılında IWPA’nın kuruluşunda yer aldı. Haymarket Mitingi sırasında meydanda değildi. Tam o sırada Arbeiter Zeitung ofisine gelen, başka bir atölyede greve çıkan işçilerle görüşmeye gitmişti. Çıkarıldığı mahkemede şöyle demişti:

“Anarşi kelimesini şiddetle eş anlamlı kullanmak tamamen yanlış. Şiddet bir şeydir ve anarşi başka bir şeydir. Günümüz toplumunda şiddet her yerde kullanılmaktadır. Bu nedenle şiddeti, yalnızca şiddete karşı bir savunma aracı olarak savunduk. İdeallerimizin bu yıl veya gelecek yıl gerçekleşmeyeceğini biliyorum. Ama gelecekte, çok yakın bir gelecekte mümkün olacağını, gerçekleşeceğini biliyorum.”

Schwab, Fielden ile birlikte ömür boyu hapis cezası aldı. 1893 yılında Samuel Fielden, Oscar Neebe ile birlikte serbest bırakıldılar. 1898 yılında yaşamını yitirdi.

August Spies

1855 yılında Almanya’da Landeckerberg’in bir dağ köyünde doğdu. 1872 yılında babasının ölümü üzerine eğitimini yarıda bırakıp 17 yaşındayken Amerika’ya gitti. İlk önce bir mobilya atölyesinde çalıştı, sonrasında küçük bir çiftlikte işe girdi. Çiftçilerin kazançları işçilerden daha kötü durumdaydı, bu yüzden Chicago’ya geçmek durumunda kaldı. Bu yaşına kadar ideolojik bir kitap eline geçmemişti. Fakat Aristoteles’in bir kitabını okumuş ve etkilenmişti. 1875’te Illinois’te İşçi Partisi’nin bir toplantısına katıldı. Bu yıllarında işçilerin siyasete girmesini olumlu görüyordu, hatta birkaç seçimde yerel mecliste adaylar için çalışma yapmıştı. Fakat hileler, çalınan oy pusulaları, satılan senatörleri gördükçe seçimlerin bir oyalamaca taktiği olarak kullanıldığını anladı ve İşçi Partisi çevresinden uzaklaştı. 1876 yılında Chicago’da kendisi küçük bir mobilya atölyesi açtı ve yaşamını devam ettirmeye çalıştı. 1880’de Arbeiter Zeitung’a katıldı ve burada faaliyet yürütmeye başladı. 1883 yılında IWPA’nın kurulduğu Devrim Kongresi’nin örgütlenmesinde yer aldı. 1884’te Arbeiter Zeitung’un editörü oldu. Bu gazetenin 1 Mayıs 1886’da 8 Saat Grevi’ne çağıran baş yazısının altında onun imzası vardı:

“Cesurca ileri! Çatışma başladı. Kapitalizm kaplan pençelerini düzenin surlarının arkasına saklıyor. İşçiler, parolamız şudur: Uzlaşmak yok! Korkaklar arkaya! Cesurca en öne! Bu, tarihi önemi gelecekte anlaşılacak ve takdir edilecek ilk 1 Mayıs’tır!”

3 Mayıs’ta McCormick fabrikası önündeki arsada öldürülen grevci işlere de seslenmişti Spies. Haymarket Mitingi’nde konuşmacı olduğundaysa bomba patlamadan önce “Bir arada olmalıyız, sendikalarda örgütlenmeliyiz, yoksa asla başaramayız!” diye haykırıyordu kürsüden.

Haymarket duruşmalarında mahkemeye şöyle seslendi:

“Savcı Grinnel jüriye göz kırparak 7 polis öldü dedi. Bizi de buraya 7 kişi getirdiniz. Eğer bu hesapla asılacaksak bunu bize söyleyin. Bütün dünya, tüm dindar Hristiyan alemi, Gould’lar, Vanderbit’ler, Stanford’lar, Field’ler, Armour’lar ve tüm para fareleri bilsin; bunlar benim fikirlerim. Ve adalet ve özgürlük benim vücudumun bir parçasıdır. Ben bu fikirleri vücudumdan atamam. Yapabilseydim de yapmazdım. Ve her geçen gün güçlenen bu fikirleri yok edebileceğinizi düşünüyorsanız, bizi dar ağacına göndererek ezebileceğinizi düşünüyorsanız, eğer bir kez daha insanları doğruları söyledikleri için ölümle cezalandıracaksanız, eğer gerçeği söyleyenlerin cezası ölümse, o zaman gururla meydan okuyarak bu pahalı bedeli ödeyeceğim. Çağırın celladı! Bizden önce bu yolda yürüyen Sokrates’te, Giordano Bruno’da, Huss’ta, Galileo’da çarmıha gerilen hakikat hala yaşıyor. Biz onları takip etmeye hazırız.”

11 Kasım 1887 günü yoldaşlarıyla beraber asılarak katledilmeden hemen önce son sözü “Sessizliğimizin sizin bugün boğduğunuz seslerden çok daha güçlü olduğu bir gün gelecek. Yaşasın Anarşizm!” olacaktı.

“Amerikan Rüyası”

Coğrafi keşifler, dünya ticaret yollarının değişmesi, Avrupa’da başlayan siyasi devrimler ve endüstri devrimi… Hepsi birbirinin peşi sıra dünyayı değiştiriyordu. İmparatorluklar şekil değiştirmiş, yöneticiler farklı şekillere bürünmüştü ama dünya düzeni yine sömürü üzerine kuruluydu. Hatta bu sefer endüstrinin gücünü de arkalarına aldıkları için sömürü hat safhaya ulaşacaktı. Amerika’daki anarşistlerin çoğu 19. yüzyılın ortalarında Avrupa’dan çalışmak için ABD’yi tek seçenek olarak gördüklerinden bu kıtaya ayak basmışlardı. Çünkü toprağı işleyebilmek için artık çiftçilere gerek duyulmuyordu, onlar -zaten toprak sahibi olamadıkları için- endüstrinin biçerdöverlerinin altına atılmıştı. Bir kuşak, tek çalışma olanağını ABD’de bulacakları umuduyla buraya akın etmişti.

Amerika’daki işçi hareketinde I. Enternasyonal’in etkisi çok büyüktü. Bakunin-Marks ayrışması birçok coğrafyada anarşist hareketlerin belirginleşmesiyle sonuçlanmıştı. Başlangıçta Enternasyonal’le yollarını ayıran anarşistler, St. Imier Kongresi’yle yeni bir Enternasyonal örgütlenmesi oluşturmuşlardı. Sonrasında “International Working People’s Association” (IWPA) yani Kara Enternasyonal olarak da bilinen Uluslararası İşçi Halklarının Birliği 1881’de Londra’da kurulmuştu.

Kara Enternasyonal ABD’de

IWPA’nın Chicago’daki şubesi 1883 yılında August Spies ve Albert Parsons’un dahil olduğu anarşistlerce kuruldu. Johann Most birlik kuruluşunda olsa da çıkardığı gazete “Freiheit” (Özgürlük) çevresinden Benjamin Tucker süreçten uzak durmuştu. ABD’de IWPA’ya bağlı olarak Kara Enternasyonal’in sesini duyuran sekiz gazeteden beşi Chicago’da yayınlanıyordu. Bu gazeteler Almanca günlük yayınlanan Arbeiter Zeitung (İşçi Gazetesi), Der Vorbote (Haberci), Der Fackel (Meşale) ayrıca Çekçe yayınlanan Budoucnost (Meşale) idi. Ayrıca 1884’te İngilizce olarak çıkarılan The Alarm da bu gazetelerdendi. 1886 yılında “Anarşist” isimli bir gazete Adolph Fischer ve George Engel tarafından Haymarket Mitingi’ne kadar yayınlanmıştı. Anarşistlerin Kara Enternasyonal çevresinde çıkardıkları gazetelerin günlük tirajları toplamda 30 bin civarındaydı.

IWPA, başta Chicago olmak üzere Denver, Colorado, Boston, Kansas, San Fransisco eyaletlerinde örgütlüydü. İşçi mücadelesinin en güçlü olduğu yer olan Chicago, aynı zamanda ABD anarşizminin de en güçlü olduğu yerdi. Enternasyonal’in Amerika’daki üye sayısı ortalama 6000’ken Chicago’daki anarşistlerin sayısı yaklaşık 3000’di. Çoğu Alman, Avusturyalı göçmenlerden oluşuyordu. Avrupa’da işçi hareketleri içerisinde doğan anarşizm, farklı dillerde çıkarılan onlarca periyodik yayın ve Amerika’nın dört bir yanına yayılmış onlarca örgütlenmeyle Amerika’nın sendikal mücadelesinin ve işçi hareketinin tartışmasız taşıyıcılığını yapıyordu.

Chicago’da anarşistler, örgütlendiği sendikalarda işçi meclislerini ve özyönetimi savunuyorlardı. Bu “Chicago fikri”ne sonraları anarko-sendikalizm dendi ve anarşist hareketin bir parçası oldu. Özellikle Chicago’da anarşistler, iş saatlerinin azaltılması gibi talepleri, kapitalist ekonomik yapının temelden değiştirilmesine kadar vardıran toplumsal devrim algısını yaygınlaştırmıştı.

Günde 8 Saat

ABD’de gerçekleşen en kalabalık işçi eylemlerinden biri 1877’deki Demiryolu Grevi’ydi. Bu grevin kitleselliği patronların gözünü korkutmuştu. Artık ufak tefek işçi toplantılarına bile tahammül edememelerine neden oldu. İşçi hareketi de verdikleri mücadelenin “sıkılmış güçlü bir yumruk gibi” kapitalistlerin suratına patlayabileceğini görmüş olacaktı…

Amerika’ya ayak basan Avrupalı işçiler, patronlar tarafından ilk üç sene yolunacak kaz gibi görülüyordu. Henüz dillerini de konuşamadan fabrika ve atölyelerde düşük ücretle, ağır koşullarda 14 saate kadar çalıştırılıyorlardı, çalışma saati düşük olan bazı iş kollarında ise 3 ay çalışan işçi sakatlanma durumunda kalacak kadar sağlıksız koşullarda çalışıyordu. Bir göçmen işçi için -özellikle kışın donmamak için- kalacak yer bulmak çok önemliydi ancak zordu. Kazandığı para kaldığı odaya ve yediği yemeğe ancak yetiyordu.

1885-1886 arasında “günde 8 saat” söylemi işçiler arasında el altından dillendiriliyordu. Anarşistler, içerisinde oldukları Merkezi İşçi Sendikası (CLU), İşçi Meclisleri, Emek Şövalyeleri (Knights of Labor)’in içerisindeki sendikaları harekete geçirerek 1 Mayıs’ı genel grev ilan etmişlerdi. Sadece Chicago’da 60 bine yakın, tüm ABD’de ise 250-300 bin civarı işçi genel greve katılmıştı. Kereste taşıyıcıları, metal işçileri, yük taşıyıcıları, bira üretim işçileri, paketleyiciler, marangozlar, döşemeciler, terziler, fırıncılar, hatta dükkanlarda çalışan satıcılar ve katipler bile sokaklara dolmuştu. 8 saat eylemlerinin merkez üssü olan Chicago’da IWPA 80 bin kişilik bir yürüyüş düzenlemişti. Anarşistlerin tek talebi günde 8 saat maksimum çalışma süresi değildi, saatlik ücretlerin arttırılmasını da istiyorlardı. Bu, patronlar için kabul edilmesi mümkün görünmeyen bir talepti.

Anarşistler işçi hareketini, toplumsal devrimi amaçlayan bir şekilde “günde 8 saat” şiarı üzerinden ilerletiyorlardı. Albert Parsons Ağustos 1885’te yaptığı bir konuşmada günde 8 saat talebini dillendirmenin boşa vakit kaybı olduğunu söylemişti. Ama bu söylemle başlayan bir işçi hareketi toplumsal devrim için bir ivme yaratabilirdi. Fielden ise bir konuşmasında “8 saat çalışmak da köleliktir, 2 saat çalışmak da. Emeğin özgürleşmesinin tek yolu özel mülkiyeti ortadan kaldırmak, dolayısıyla kapitalizmi ortadan kaldırmaktır.” diyordu. “Günde 8 saat” talebi 1938’de, Haymarket İsyanı’ndan elli iki yıl sonra, ABD’deki iş günleri, Adil Çalışma Standartları Yasası tarafından yasal olarak sekiz saat yapılacaktı. Çünkü toplumsal bir devrime yol açmayacak bir “günde 8 saat”, onlar için de gerekli bir dönemde makul olabilirdi. Ama 1886’da hayır! Patronlar için makul değildi!

August Spies McCormick fabrikası önünde işçilere seslenirken

McCormick’te Polisler ve Pinkertonlar “Görev” Başında

3 Mayıs günü McCormick Fabrikası’nda işçiler grevlerini sürdürürken polis, grev kırıcıları fabrikaya sokmak ister. McCormick’in mesai saatini bildiren sireni çalmaya başlayınca işçiler fabrikanın çalışmasına izin vermemek için buna engel olmaya çalışır. Polis ve grev kırıcıları getiren Pinkerton ajanları işçilere saldırır. Polisin silahlarla saldırdığı kalabalıkta 4 işçi ölür ve yüzlerce işçi yaralanır. Saldırı sonrası Arbeiter Zeitung ofisine giden anarşistler, burada Almanca ve İngilizce “İntikam” başlıklı ve “Kardeşlerin” imzalı bir bildiri basarlar. Bildiride işçilere şöyle seslendiler:

“İşçiler, Silahlanın! Yoksul işçileri öldürdüler. Çünkü onlar sizin gibi, yüce patronlarının sözlerine itaat etmeme cesaretine sahipti. Onları öldürdüler çünkü size, ‘özgür Amerikan vatandaşlarına’, patronlarınız size her ne lütfederse bundan memnun olmalısınız yoksa siz de öldürülürsünüz demeleri gerekiyordu. Eğer siz, sizleri özgürleştirmek için kanlarını döken büyük atalarınızın çocuklarıysanız kendi gücünüzde yükselir, sizi yok etmeye çalışan bu iğrenç canavarları yok edersiniz. Silah başına, sizi çağırıyoruz, silah başına!”

Bu bildiri aynı gün tüm Chicago’da dolaşmaya başladı ve ertesi sabahsa tüm duvarlarda 4 Mayıs günü Haymarket Meydanı’nda düzenlenecek mitingin çağrısı vardı. McCormick saldırısı sonrasında yayınlanan “İntikam” bildirisi çok beklenmedik bir tonda sert değildi. Çünkü The Alarm gazetesi 1 Mayıs günü yayınladığı sayısında da aynı başlıkla bir çağrı dile getirmişti;

“İşçiler Silahlanın!

Saraya Savaş, İşçi Evlerine Barış ve Lüks Aylaklığa Ölüm.

Dünyadaki ıstırabın tek sorumlusu maaş sistemidir. Zengin sınıflar tarafından destekleniyor, onlar ya çalışmaya zorlanmalıdır ya da ölüme!

Birazcık dinamit bir sürü oy pusulasından iyidir.

Ellerinizde kapitalizmin av tazılarını -polis ve asker- gerektiği gibi karşılamak için silahınızla 8 saat çalışma talebinizi haykırın.”

Haymarket Mitingi


Haymarket Meydanı, Bombanın patlama anı

McCormick Fabrikası’nda işçilere saldırılması üzerine Haymarket Meydanı’nda düzenlenen mitinge yaklaşık 3 bin işçi katılmıştı. Hava kapalı ve yağmurlu olduğundan beklenenden az bir kalabalık gelmişti. Konuşmacılardan ilk önce August Spies gelmiş, bir vagonun -kürsü olarak kullanmak üzere- üstüne çıkarak İngilizce olarak konuşmasına başlamıştı. Konuşmasına McCormik’teki saldırıyı lanetleyerek başladıktan sonra “Günde 8 Saat” şiarıyla süren grevlerin gidişatından bahsetmişti. Konuşması uzun sürmüştü, o gün Chicago’ya ancak yetişebilen Albert Parsons mitinge geldiğinde hemen sözü ona bırakarak kürsüden indi. Chicago belediye başkanı gergin havayı yumuşatmak için işçilerin mitingine katılarak onları selamlamış, ortamda sakin bir miting havası olduğunu görünce August Spies’in konuşmasının ardından mitingden ayrılmıştı.

Albert Parsons yaklaşık bir saat konuşmuştu. Ohio’dan geldiği için oradaki işçilerin grevi hakkında bilgilendirmeler yaptı. Konuşmasında “8 saatlik iş süresini güvence altına almalı, bununla yetinmemeli, üretim ve tüketim amacıyla halkın özgür birlikteliklerini kurmalıyız.” diyordu. Ardından “Sendikanın olduğu yerde birleşmek için, birleştirmek için güç vardır.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Parsons’un ardından konuşmak için Samuel Fielden kürsüye çıktı. Fielden’in konuşması kalabalığın tonunu biraz yükseltmişti: “Bizler kimseye savaş ilan etmedik ama dün gördük ki yapılan saldırı bize karşı bir savaş ilanıdır! Bu düşmanlara karşı direnmek için elimizden geleni yapacağız!” Fielden’in konuşması sürerken polis şefi Bonfield kalabalığa dağılma çağrısı yaparak polisleri harekete geçirdi. Polisler, zaten öfkeli olan kalabalığı itip kakmaya başladı ve onlara sopalarla saldırdı. Tam bu sırada eylemcilerin arasından portakal şeklinde bir bomba tam polis öbeğinin ortasına doğru atıldı. Ve büyük bir patlama yaşandı, etraftaki dükkanların camlarını indirecek kadar şiddetliydi. Fielden kürsüden o sırada inmiş ve bir polis tarafından bacağından vurulmuştu. Yoldaşları onu Haymarket’ten omuzlarına alarak çıkarmışlardı. Polisler kalabalığa ateş açarken birçok işçi de belindeki silahla karşılık veriyordu. Bombanın patlamasıyla 7 polis orada ölürken 70’e yakın polis de yaralanmıştı. Polislerin işçilere silahlarıyla saldırması sonrasında da 8 işçinin öldüğü, 50 kadar işçinin de yaralandığı tahmin ediliyor. Ama isimleri bile gazeteden gazeteye farklılık göstermekteydi. Yaşamını yitiren işçilerin yakınları tarafından gömüldüğü, bu yüzden kayıt altına alınamadığını söyleniyordu.

Haymarket Sonrası Sıkıyönetim

Haymarket Mitingi’nin ardından Chicago’da sıkıyönetim ilan edildi. Yaklaşık 4000 anarşist gözaltına alındı. Arama kararları olmadan evler basıldı. Anarşist gazete ve dergiler yasaklandı, bürolara baskınlar yapıldı. Sokakta 2 kişiden daha kalabalık yan yana gelmek yasaklandı. Haymarket Mitingi sonrası Chicago’dan çıkan Albert Parsons ise ABD’nin tüm anarşistlere karşı cadı avı başlattığını görünce Chicago’ya geri dönerek mahkemede savunma yapma kararı aldı.

Anarşistlerin mahkeme sürecinde birçok işçi tutuklu anarşistler için tanıklık yapmıştır. Polis lehine tanıklık yapan birkaç tanık ise Rudolph Schnaubelt isimli bir anarşistin bombayı attığını söylemiştir. Bu isim anarşistler arasında bilinen bir isimdir fakat hiçbir zaman bulunamamıştır.

Katledilen Yoldaşlar

İşçi hareketinin örgütleyicilerini Haymarket Meydanı’nda düzenlenen işçi mitinginde polislere doğru atılan bombadan sorumlu tutan mahkeme Oscar Neebe, Samuel Fielden, Michael Schwab için 15 yıl hapis kararı verirken Albert Parsons, August Spies, George Engel, Adolph Fischer ve Louis Lingg’i katletmek için idam kararı alır. Mahkeme yargıcı idam kararını şu cümlelerle açıklar: “Sanıklardan herhangi birinin doğrudan Haymarket’te bomba atılmasıyla bağlantılı olduğu kanıtlanmadı. Ancak sanıklar yıllardır şiddeti savundular, bu ajitasyonları failin Haymarket’teki eylemi gerçekleştirmesine neden oldu.” Yargıç kendi ağzıyla itiraf ediyordu. Tutuklanan anarşistlerin katledilmesi, bomba olayı ile alakalı değil işçi mücadelesini örgütleyen anarşistlere verilen bir karşılıktı.

Haymarket eyleminden 18 ay sonra tüm itirazlara ve delil yetersizliklerine rağmen idamlar gerçekleştirilmek üzereydi. 10 Kasım 1887 günü Louis Lingg cellatların eline ipi bırakmak yerine kendi ölümüne kendi elleriyle gitmeyi seçmiş, açık görüşte arkadaşının içeri soktuğu patlayıcıyı patlatarak hücrede yaşamına son vermişti.

Ertesi gün 4 anarşist idam düzeneğine götürüldüklerinde ilk önce August Spies şöyle haykırır: “O gün, sessizliğimizin sizin bugün boğduğunuz seslerden daha güçlü olduğu zaman gelecek. Yaşasın Anarşizm!” Ardından Fischer haykırır: “Yaşasın Anarşizm”, Engel daha yüksek sesle karşılık verir: “Yaşasın Anarşizm”. Sonrasında Parsons haykırır “Yaşasın Anarşizm” diye, ardından konuşmaya devam edecekken sözü kesilir.

Parsons’un sözü kesilmişti çünkü ölmek üzereyken bile mücadelelerinden vazgeçmeyen insanları görmek ne bu kapitalist sistemi savunanların, ne cellatların, ne de idam kararı verenlerin tahammül edebileceği bir şey değildi. Parsons son sözlerini söylemek isterken işaret verildi ve 4 anarşist katledildi. Katledilen anarşistlerin cenazeleri 200 bin ile 400 bin arasında kişinin olduğu belirtilen kalabalık bir geçit töreni ile “Forest Home Cemetery” mezarlığına götürülür. Bu mezarlığın girişine de katledilen anarşistler için 1903 yılında bir anıt heykel yapılır. Devlet ise 30 Mayıs 1889 Haymarket Meydanı’na bir tane polis heykeli dikse de polis heykeli tepkiler üzerine kaldırılır. Heykel götürüldüğü 7 noktadan da tepkiler üzerine kaldırılmıştır. 2 kez heykele bomba atılır. Birkaç kez tekrar tamir edilse de en sonunda güvenlik tedbiri ile 1972 yılında Chicago Polis Bahçesi’ne taşınır. 2004 yılında ise Haymarket Mitingi’nin gerçekleştiği noktaya vagon üstünde konuşma yapan insanları tasvir eden bir heykel yapılmıştı.

Tüm Dünyada 1 Mayıs İşçi Mücadele Günü

II. Enternasyonel’in 1889’daki ilk kongresinde Raymond Lavigne’in önerisiyle 1890’da tüm dünyada Haymarket’in yıldönümünde miting çağrısında bulunuldu. 1891 yılındaki ikinci kongre ile birlikte 1 Mayıs “İşçi Dayanışma ve Mücadele Günü” olarak belirlendi. Günümüze kadar tüm dünyada 1 Mayıs günü işçi mücadelesinin gösteriş ve sokaklara inme günü olarak belirginleşmiştir. Çoğu ülkede resmi tatil olarak kabul edilmiştir. Türkiye’de de 1 Mayıs’ın tarihi yasaklamalar ve katliamlarla dolu olduğu için bu toprakların mücadele tarihi açısından ayrıca önem arz etmektedir.

Kaynaklar:

*Spartacus-educational.com
*Historymatters.gmu.edu
*Lucy Parsons, Life of Albert R. Parsons (Chicago: 1889)
*Max Nettlau, Die Geschichte der Anarchie (1925)
*Jon Bekken: The First Anarchist Daily Newspaper: The Chicagoer Arbeiter-Zeitung. In: Anarchist Studies, Nummer 1, Band 3, 2003
*Bernard R. Kogan, The Chicago Haymarket Riot: Anarchy on Trial (1959)
*The Haymarket Affair, Chicago, 1886: The “Great Anarchist” Riot and Trial (1968)
*Paul Avrich, Anarchist Voices: An Oral History of Anarchism in America. (2005)
*Paul Avrich, The Haymarket Tragedy (1984)

Furkan Çelik & Şamil Parlak

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 53. sayısında yayınlanmıştır.


                                                                                ***

Haymarket meselesi (https://stringfixer.com)

Bu 1886 gravürü, Haymarket katliamının en çok çoğaltılmış görüntüsüydü. Metodist papaz Samuel Fielden'in konuştuğunu, bombanın patladığını ve isyanın aynı anda başladığını gösteriyor; gerçekte Fielden patlamadan önce konuşmayı bitirmişti. [1]

Haymarket Katliamı (olarak da bilinen Haymarket olayı , Haymarket isyan veya Haymarket Meydanı ayaklanmada ) Chicago'daki Haymarket Meydanı'nda, 4 Mayıs 1886 tarihinde emek gösteri gerçekleşti bir bombalama sonrasında oldu. [2] Olay , polisin birini öldürmesi ve birkaç işçiyi yaralamasının ertesi günü , sekiz saatlik bir iş günü için grev yapan işçileri destekleyen barışçıl bir yürüyüş olarak başladı . [3] Kimliği belirsiz bir kişi, toplantıyı dağıtmak için harekete geçerken polise bir dinamit bombası attı ve bomba patlaması ve ardından çıkan silah sesleri, yedi polis memuru ve en az dört sivilin ölümüyle sonuçlandı; onlarca kişi yaralandı. Haymarket Katliamı (olarak da bilinen Haymarket olayı , Haymarket isyan veya Haymarket Meydanı ayaklanmada ) Chicago'daki Haymarket Meydanı'nda, 4 Mayıs 1886 tarihinde emek gösteri gerçekleşti bir bombalama sonrasında oldu. [2] Olay , polisin birini öldürmesi ve birkaç işçiyi yaralamasının ertesi günü , sekiz saatlik bir iş günü için grev yapan işçileri destekleyen barışçıl bir yürüyüş olarak başladı . [3] Kimliği belirsiz bir kişi, toplantıyı dağıtmak için harekete geçerken polise bir dinamit bombası attı ve bomba patlaması ve ardından çıkan silah sesleri, yedi polis memuru ve en az dört sivilin ölümüyle sonuçlandı; onlarca kişi yaralandı.

Mayıs Günü geçit töreni ve grevler

Haymarket Meydanı, Chicago, Illinois

Ekim 1884'te, Örgütlü Ticaret ve İşçi Sendikaları Federasyonu tarafından düzenlenen bir kongre, oybirliğiyle 1 Mayıs 1886'yı sekiz saatlik çalışma gününün standart hale geleceği tarih olarak belirledi . [20] Seçilen tarih yaklaşırken, ABD işçi sendikaları sekiz saatlik işgünü için genel greve hazırlandı . [21]

Lucy Parsons

1 Mayıs Cumartesi günü, greve giden ve Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen mitinglere katılan binlerce işçi, marş olan Eight Hour'u seslendirdi Şarkının korosu, Büyük Ayaklanma'nın ideolojisini yansıtıyordu, "Sekiz saat çalışmak. Sekiz saat dinlenmek. Sekiz saat ne yaparsak yapalım." [22] ABD'deki grevci işçilerin sayısıyla ilgili tahminler 300.000 [23] ile yarım milyon arasında değişiyor . [24] New York'ta göstericilerin sayısının 10.000 [25] ve Detroit'te 11.000 olduğu tahmin ediliyordu . [26] In Milwaukee , Wisconsin , yaklaşık 10.000 işçi ortaya çıktı. [26] Hareketin merkezi olan Chicago'da, tahminen 30.000 ila 40.000 işçi greve gitmişti [23] ve sokaklarda çeşitli gösteri ve yürüyüşlere katılan insan sayısı belki de iki kat daha fazlaydı, [27] [28] örneğin, Chicago kereste fabrikalarında çalışan 10.000 kişinin yürüyüşü gibi. [24] Bu olaylara katılanların toplamı 80.000'e kadar çıksa da , Uluslararası Emekçiler Derneği'nin [IWPA] kurucusu anarşist Albert Parsons , eşi Lucy Parsons ve onların önderliğindeki Michigan Bulvarı'nda bu sayıda bir yürüyüşün olup olmadığı tartışmalıdır. çocuklar. [23] [29]


4 Mayıs'ta Haymarket'te miting çağrısı yapan ilk broşür (solda) ve miting için revize edilmiş broşür. (sağ)
"İşçiler Silahlan ve Tam Kuvvetle Ortaya Çıkın!" revize edilmiş broşürden çıkarılmıştır.

3 Mayıs'ta Chicago'daki grevci işçiler, McCormick Harvesting Machine Company fabrikasının yakınında bir araya geldi . Fabrikadaki sendika kalıpçıları Şubat ayının başından beri kilitliydi ve McCormick'teki ağırlıklı olarak İrlandalı Amerikalı işçiler, 1885'teki daha önceki bir grev eylemi sırasında Pinkerton muhafızlarının saldırısına uğradı . Bu olay, McCormick işçilerinin sekiz saatlik militanlığıyla birlikte, grevcilere şehirde biraz saygı ve ün kazandırmıştı. 1886 genel grevi sırasında, McCormick fabrikasına giren grev kırıcılar , 400 polis memurundan oluşan bir garnizonun koruması altındaydı. McCormick sekiz saatlik görüşmeleri bitirmek istedi ve sendikanın dükkanlarını kontrol etmeye çalıştığından şikayet etti. Yedek işçilerin yarısı 1 Mayıs'taki genel greve iltica etse de, McCormick işçileri grev kırıcıları grev gözcülüğü hatlarını geçerken taciz etmeye devam ettiler .

3 Mayıs'ta fabrikanın dışındaki bir mitingde konuşan August Spies , grevdeki işçilere "birlikte durmalarını, sendikalarının yanında durmalarını, aksi takdirde başarılı olamayacaklarını" tavsiye etti. [30] İyi planlanmış ve koordine edilmiş, bu noktaya kadarki genel grev büyük ölçüde şiddetsiz kalmıştı . Ancak işgünü sonu zili çaldığında, bir grup işçi grev kırıcılarla yüzleşmek için kapılara koştu. Spies'ın sükunet çağrılarına rağmen polis kalabalığa ateş açtı. İki McCormick işçisi öldürüldü (bazı gazeteler altı ölüm olduğunu söylese de). [31] Casuslar daha sonra, "Çok öfkeliydim. Geçmişteki deneyimlerden biliyordum ki, bu insanların katledilmesinin açık bir şekilde sekiz saatlik hareketi yenmek amacıyla yapıldığını biliyordum." [30]

Bu polis şiddeti eylemine öfkelenen yerel anarşistler, ertesi gün, o zamanlar Randolph Caddesi ile Desplaines Caddesi'nin köşesine yakın hareketli bir ticaret merkezi olan Haymarket Meydanı'nda (Haymarket olarak da adlandırılır) bir miting yapılması çağrısında bulunan broşürleri hızla bastırdı ve dağıttı. Almanca ve İngilizce olarak basılan el ilanları, polisin grevcileri ticari çıkarlar adına öldürdüğünü belirtti ve işçileri adalet aramaya çağırdı. El ilanlarının ilk partisi, İşçiler Silahlan ve Tam Kuvvetle Ortaya Çıkın sözcüklerini içerir Spies çizgiyi görünce, sözler broşürden çıkarılmadıkça mitingde konuşmayacağını söyledi. El ilanlarının birkaç yüzü dışında hepsi imha edildi ve rahatsız edici sözler olmadan yeni el ilanları basıldı. [32] Gözden geçirilmiş broşürün 20.000'den fazla kopyası dağıtıldı. [33]

Haymarket Meydanı'nda miting

                                                      İntikam Broşürü

Toplanma Mayıs 4. akşamı hafif bir yağmur altında olaysız başladı Ağustos Spies , Albert Parsons ve Samuel Fielden'i 600 ve 3000 arasında çeşitli tahmin bir kalabalığa söz [34] Des Plaines kareye açık vagon bitişik ayakta Sokak. [12] Yakınlardan çok sayıda nöbetçi polis memuru izledi. [12]

Anarşizm araştırmalarında uzmanlaşmış bir tarihçi olan Paul Avrich , Spies'tan alıntı yaparak şunları söylüyor:

Bazı çevrelerde, bu toplantının bir ayaklanma başlatmak amacıyla yapıldığı görüşü hakim gibi görünüyor, bu nedenle sözde 'kanun ve düzen' adına bu savaş hazırlıkları. Ancak bu toplantının böyle bir amaçla yapılmadığını baştan belirteyim. Bu toplantının amacı, sekiz saatlik hareketin genel durumunu açıklamak ve onunla bağlantılı çeşitli olaylara ışık tutmaktır. [35]

Spies'ın konuşmasının ardından kalabalığa, radikal İngilizce haftalık The Alarm'ın Alabama doğumlu editörü Parsons hitap etti [36] Kalabalık o kadar sakindi ki , izlemek için uğrayan Belediye Başkanı Carter Harrison Sr. erkenden eve yürüdü. Parsons, gecenin son konuşmacısı olan ve on dakikalık kısa bir konuşma yapan İngiliz sosyalist Samuel Fielden'in lehine geri çekilmeden önce neredeyse bir saat konuştu. Kalabalığın çoğu, hava kötüleştiği için çoktan ayrılmıştı. [36]

4 Mayıs tarihli ve "Chicago Sokaklarında İsyan ve Kan Dökülmesi... On İki Polis Öldü veya Öldü" başlıklı bir New York Times makalesi, Fielden'in 20 dakika boyunca konuştuğunu ve sözlerinin "daha vahşi ve daha fazla" büyüdüğünü iddia ettiğini bildirdi. o ilerledikçe şiddetli". [37] "Anarşinin Kızıl Eli" başlıklı ve 6 Mayıs tarihli bir başka New York Times makalesi şu şekilde başlıyor: "Anarşistlerin iğrenç öğretileri bu gece Chicago'da kanlı meyve verdi ve gün ışığından önce en az bir düzine cesur adam, hayatlarını ortaya koymuş olacak. Herr Johann Most'un doktrinine bir övgü olarak yaşıyor ." Grevcilerden "mafya" olarak söz etti ve "işçi" terimini tırnak içinde kullandı. [38]

Bombalama ve silah sesleri

5 Mayıs 1886'da Chicago Tribune  tarafından yayınlanan bombalama haritası

Saat 22:30 civarında, Fielden konuşmasını bitirmek üzereyken, polis toplu halde geldi, düzen içinde konuşmacıların vagonuna doğru yürüdü ve mitingin dağılmasını emretti. [39] Fielden toplantının barışçıl olduğu konusunda ısrar etti. Polis Müfettişi John Bonfield şunları söyledi:

Yasa adına [konuşmacıya hitap ederek] vazgeçmenizi ve [kalabalığa hitap ederek] dağılmanızı emrediyorum. [37] [40]

Bir ile Ev yapımı bomba kırılgan bir metal mahfaza [41] ile doldurulmuş dinamit ve bir sigorta ile ateşlenir [42] ilerleyen polisin yolu atıldı. Fünyesi kısa bir süre için fışkırdı ve ardından bomba patlayarak polis memuru Mathias J. Degan'ı uçan metal parçalarıyla öldürdü ve diğer altı subayı ölümcül şekilde yaraladı. [34] [37]

Görgü tanıkları, bomba patlamasının hemen ardından polisle göstericiler arasında karşılıklı silah sesleri olduğunu ileri sürdüler. [43] İlk kimin ateş ettiği ve kalabalığın herhangi birinin polise ateş edip etmediğine ilişkin rivayetler büyük farklılıklar göstermektedir. Tarihçi Paul Avrich, polisin kaçan göstericilere ateş açtığını, yeniden doldurduğunu ve ardından tekrar ateş ederek dört kişinin öldüğünü ve 70 kadar kişinin de yaralandığını ileri sürüyor. Tartışmasız olan şey, beş dakikadan kısa bir süre içinde, can kaybı dışında meydanın boşaldığı. 4 Mayıs New York Times'a göre , göstericiler polise ateş etmeye başladı, polis de ardından ateşe karşılık verdi. [37] Olayla ilgili raporunda, Müfettiş Bonfield "bazı adamlarımızın karanlıkta birbirlerine ateş edebileceğinden korkarak ateş etmeyi durdurma emri verdiğini" yazdı. [44] İsimsiz bir polis yetkilisi Chicago Tribune'e şunları söyledi: "Çok sayıda polis birbirinin tabancalarıyla yaralandı. ... Herkes kendi başınaydı ve bazıları iki ya da üç kare uzaklaşırken, geri kalanlar boşaldı. tabancaları, esas olarak birbirlerine." [45]

Toplamda, yedi polis ve en az dört işçi öldürüldü. Olaydan iki yıl sonra başka bir polis memuru, o gün alınan yaralanmalarla ilgili komplikasyonlar nedeniyle öldü. [54] Chicago Polis Departmanı tarihinde görev başında öldürülen memurların en ölümcül olayı olmaya devam ediyor . Olayda 60 polis yaralandı. Diğer bazı yaralılarla birlikte yakındaki bir polis karakoluna götürüldüler. Polis kaptanı Michael Schaack daha sonra yaralı işçi sayısının "polis tarafında olduğundan çok daha fazla" olduğunu yazdı. [55] Şikago Herald "vahşi katliam" bir sahneyi tarif ve tahmini en az elli ölü ya da yaralı sivil sokaklarda yatıyordu. [56] Pek çok kişinin tutuklanma korkusuyla tıbbi yardım aramaktan korktuğu için kaç sivilin yaralandığı belli değil. Mümkün olan her yerde yardım buldular. [37] [57] [58]

Sonrası ve kırmızı korku

Patlamada hayatını kaybeden polis memuru Mathias J. Degan'ın gravürü

Haymarket olayını sert bir sendika karşıtı baskı izledi ve Büyük Kargaşa yatıştı. İşverenler, çalışanlarının kontrolünü yeniden ele geçirdi ve geleneksel iş günleri, günde on veya daha fazla saate döndürüldü. [59] Polise büyük bir topluluk ve iş desteği akışı oldu ve tıbbi bakımları ve çabalarına yardımcı olmak için binlerce dolar bağışlandı. Başta Almanlar ve Bohemyalılar olmak üzere tüm işçi ve göçmen topluluğu zan altında kaldı. Şüpheli anarşistlerin evlerine ve ofislerine polis baskınları gerçekleştirildi. Birçoğu Haymarket Olayı ile uzaktan yakından ilgili olan düzinelerce şüpheli tutuklandı. Şikago polis ekipleri, arama emri gibi yasal zorunlulukları bir kenara bırakarak, Şikago'daki işçi eylemcilerini sekiz hafta boyunca tokatlamaya tabi tutarak toplantı salonlarını ve iş yerlerini aradı. Haymarket mitingindeki konuşmacılar ve Arbeiter-Zeitung gazetesi vurgulandı . Olayla aynı gün, Haymarket Meydanı'nda kullanılana benzer yuvarlak bombalar da dahil olmak üzere küçük bir anarşist grubunun bomba yapmakla meşgul olduğu keşfedildi. [60]

Gazete haberleri, alarma geçmiş bir halk tarafından benimsenen bir görüş olan "isyan"dan anarşist ajitatörlerin sorumlu olduğunu ilan etti. Zaman geçtikçe, olayla ilgili basında çıkan haberler ve çizimler daha ayrıntılı hale geldi. Kapsam ulusaldı, sonra uluslararasıydı. Mülk sahipleri, basın ve toplumun diğer unsurları arasında, anarşist ajitasyonun bastırılmasının gerekli olduğu konusunda bir fikir birliği gelişti, oysa The Knights of Labor ve zanaat sendikaları gibi sendika örgütleri kendilerini anarşist hareketten ayırmakta ve kendi paylarına düşeni yapmakta hızlı davrandılar. şiddet taktiklerini kendi kendini yenilgiye uğratmak olarak reddeder. [61] Öte yandan pek çok işçi, örgütün işçi gruplarına gizlice sızma taktiği ve bazen şiddet içeren grev kırma yöntemleri nedeniyle Pinkerton ajansının adamlarının sorumlu olduğuna inanıyordu . [62]

Yasal işlemler

Soruşturma

Degan'ın öldürülmesi nedeniyle ölüme mahkûm edilen yedi anarşistin gravürü. Burada gösterilmeyen sekizinci sanık Oscar Neebe, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Polis, bir anarşistin planlı bir komplonun parçası olarak bombayı attığını varsayıyordu; onların sorunu bunu nasıl kanıtlayacaklarıydı. 5 Mayıs sabahı, Arbeiter-Zeitung'un ofislerine baskın düzenleyerek editörü August Spies'ı ve (suçlanmayan) erkek kardeşini tutukladılar. Ayrıca yazı işleri asistanı Michael Schwab ve dizgici Adolph Fischer de tutuklandı. Binada yapılan bir arama, "İntikam Posteri" ve savcılık tarafından suçlayıcı sayılan diğer delillerin bulunmasıyla sonuçlandı. [63]

7 Mayıs'ta polis, Louis Lingg'in binasını aradı ve burada çok sayıda bomba ve bomba yapımında kullanılan malzeme buldu. [64] Lingg'in ev sahibi William Seliger de tutuklandı ancak polisle işbirliği yaptı ve Lingg'i bomba yapımcısı olarak tanımladı ve suçlanmadı. [65] Bombacı olduğundan şüphelenilen Casusların bir ortağı Balthazar Rau, Omaha'ya kadar izlendi ve Chicago'ya geri getirildi. Sorgulamanın ardından Rau, polisle işbirliği yapmayı teklif etti. Sanıkların dinamit bombaları denediğini iddia etti ve onları Haymarket Meydanı'nda silah çağrısı olarak Arbeiter-Zeitung'da "Ruhe" ("barış") kod sözcüğünü yayınlamakla suçladı . [63] [66]

Sanıklar

Polisin bomba atıcı olarak baş zanlısı olan Rudolf Schnaubelt, erkenden iki kez tutuklandı ve serbest bırakıldı. 14 Mayıs'a kadar, olayda önemli bir rol oynadığı ortaya çıktığında, ülkeden kaçmıştı. [63] [67] Devletin delillerini geri çeviren ve kovuşturma için ifade veren William Seliger, suçlanmadı. 4 Haziran 1886'da, diğer yedi şüpheli, büyük jüri tarafından suçlandı ve Degan cinayetine ortak olmakla suçlandı. [68] Bunlardan sadece ikisi bomba patladığında mevcuttu. Gazete editörü August Spies ve Samuel Fielden barışçıl mitingde konuşmuşlardı ve bomba patlamadan hemen önce polisin dağılma emrine uyarak konuşmacı vagonundan iniyorlardı. Mitingin başında iki kişi daha vardı, ancak patlama sırasında ayrıldılar ve anarşist bir buluşma olan Zepf's Hall'daydılar. Bunlar: Arbeiter-Zeitung dizgicisi Adolph Fischer ve Zepf's'e gitmeden önce Haymarket mitinginde bir saat boyunca konuşan tanınmış aktivist Albert Parsons . Aleyhlerindeki delillerin zayıf olduğuna inanan Parsons, daha sonra gönüllü olarak sanıklarla dayanışma içinde teslim oldu. [63] Üçüncü bir adam, Spies'ın editör yardımcısı Michael Schwab (Schnaubelt'in kayınbiraderiydi), bombalama sırasında başka bir mitingde konuştuğu için tutuklandı (daha sonra affedildi). Haymarket mitingine doğrudan bağlı olmayan, ancak militan radikalizmleriyle ün saldıkları için tutuklananlar, (o gün evde kağıt oynayan) George Engel ve yardımcısı Seliger tarafından kınanan öfkeli bomba yapımcısı Louis Lingg'di. O gün orada olmayan bir diğer sanık , Arbeiter-Zeitung ile bağlantılı olan ve Haymarket isyanının ardından onu canlandırmaya çalışan, Alman asıllı Amerika doğumlu bir vatandaş olan Oscar Neebe idi . [69]

Sekiz sanıktan beşi – Spies, Fischer, Engel, Lingg ve Schwab – Almanya doğumlu göçmenlerdi; altıncısı Neebe, ABD doğumlu bir Alman vatandaşıydı. Kalan ikisi, sırasıyla ABD ve İngiltere'de doğan Parsons ve Fielden, İngiliz mirasına sahipti. [67]

Deneme

Davanın bir sanatçı taslağı, Illinois vs. August Spies ve ark. (1886)

Dava, Illinois vs. August Spies ve ark. , 21 Haziran 1886'da başladı ve 11 Ağustos'a kadar devam etti. Duruşma, hem kamuoyunun hem de medyanın sanıklara karşı aşırı önyargılı bir atmosferde yürütüldü. [70] Yargıç Joseph Gary tarafından yönetildi . Yargıç Gary, sanıklara açık bir düşmanlık sergiledi, sürekli olarak kovuşturma için karar verdi ve edepleri koruyamadı. Sanıkların ayrı ayrı yargılanması talebi reddedildi. [71] Savunma avukatı Sigmund Zeisler , William Perkins Black , William Foster ve Moses Salomon'dan oluşuyordu . Jüri seçimi olağanüstü zordu, üç hafta sürdü ve yaklaşık bin kişi aradı. Tüm sendika üyeleri ve sosyalizme sempati duyan herkes görevden alındı. Sonunda, çoğu sanıklara karşı önyargılarını itiraf eden 12 kişilik bir jüri oturdu. Yargıç Gary, önyargılarına rağmen, delillerin desteklemesi halinde beraat edeceklerini beyan edenleri, önyargı nedeniyle görevden almayı reddederek, ön yargılı mesleklerine rağmen oturttu. Sonunda savunmanın kesin meydan okumaları tükendi. Görevden alınan yüzlerce jüri üyesi tarafından hüsrana uğrayan, jüri üyelerini rastgele çağırmak yerine seçen bir icra memuru atandı. Mübaşir, kendisinin ve sosyal konumlarına ve sanıklara karşı tutumlarına dayanarak mahkum etmesi muhtemel görünen jüri üyelerini önyargılı olduğunu kanıtladı. [71] Julius Grinnell liderliğindeki savcılık, sanıkların bombayı atan kişiyi aktif olarak caydırmadıkları için, komplocular olarak eşit derecede sorumlu olduklarını savundu. [72] Jüri, 54 Chicago Polis Departmanı üyesi ve sanıklar Fielden, Schwab, Spies ve Parsons da dahil olmak üzere 118 kişinin ifadesini dinledi. Albert Parsons'ın kardeşi, Pinkerton'ları bombayla ilişkilendiren kanıtlar olduğunu iddia etti . Bu, grevciler arasında yaygın bir inancı yansıtıyordu. [62]

Haymarket davasından sergi 129a: Kimyagerler, bunun da dahil olduğu Lingg'in dairesinde bulunan bombaların Haymarket bombasındaki şarapnelin kimyasal imzasına benzediğini doğruladılar.

Yüzbaşı Michael Schaack yönetimindeki polis müfettişleri, kimyasal olarak analiz edilen bir polisin yaralarından bir kurşun parçası çıkardılar. Kovanda kullanılan kurşunun, Lingg'in evinde bulunan bomba kovanlarıyla eşleştiğini bildirdiler. [42] Yaradan alınan metal bir somun ve kasanın parçaları da Lingg tarafından yapılan bombalarla kabaca eşleşti. [63] Schaack, röportajlara dayanarak, anarşistlerin Haymarket'te kullanılan etkili bombayı bulmadan önce bombalarının tasarımını geliştirerek yıllardır dinamit ve diğer patlayıcılarla deneyler yaptıkları sonucuna vardı. [63]

Son dakikada, verilen talimatta adam öldürme talimatının yer almadığı anlaşılınca, jüri geri çağrıldı ve talimat verildi. [73]

Karar ve çağdaş tepkiler

Harpers Weekly tarafından bildirildiği üzere karar


Jüri, sekiz sanığın tümü için suçlu kararı verdi. Neebe, mahkûm edilmeden önce mahkemeye, Schaack'ın memurlarının şehrin en kötü çeteleri arasında yer aldığını, evleri yağmaladığını, para ve saat çaldığını söyledi. Schaack güldü ve Neebe karşılık verdi, "Buna gülmenize gerek yok Kaptan Schaack. Siz onlardan birisiniz. Anladığınız kadarıyla siz bir anarşistsiniz. Kelimenin bu anlamıyla hepiniz anarşistsiniz, söylemeliyim." [74] Yargıç Gary, sanıklardan yedisini asarak ölüme, Neebe'yi ise 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ceza, emek ve işçi hareketlerinin ve destekçilerinin öfkesine yol açtı, dünya çapında protestolara yol açtı ve sanıkları, özellikle yurtdışında şehit statüsüne yükseltti. Basında anarşistlerin kana susamış yabancı fanatikler olarak tasvir edilmesi ve Kaptan Schaack'ın sansasyonel hesabının 1889'da yayınlanması, Anarşi ve Anarşizm, diğer yandan, kamuoyunda grevcilere ve genel göçmen karşıtı duygulara karşı yaygın bir korku ve tiksinti uyandırarak kamuoyunu kutuplaştırdı. . [75]

The New York Times , 4 Mayıs tarihli "Anarşinin Kızıl Eli" başlıklı bir makalesinde , olayı "Anarşistlerin hain öğretilerinin" "kanlı meyvesi" olarak tanımlamıştı. [76] [77] Şikago Times "isyan, yağma, incendiarism ve cinayet kemer danışmanları" olarak sanıkların açıklanan; diğer muhabirler onları "kanlı vahşiler", "kızıl kabadayılar", "dinamarşistler", "kanlı canavarlar", "korkaklar", "acımasızlar", "hırsızlar", "suikastçılar" ve "şeytanlar" olarak nitelendirdi. [78] Gazeteci George Frederic Parsons, The Atlantic Monthly için orta sınıf Amerikalıların işçi radikalizmiyle ilgili korkularını saptadığı bir yazı yazdı ve işçilerin sıkıntılarından yalnızca kendilerinin sorumlu olduğunu iddia etti. [79] Edward Aveling , "Bu adamlar eninde sonunda asılırsa, bunu yapan Chicago Tribune olacaktır " dedi. [80] Soruşturmayı yürüten Schaack, davada uydurma delil oluşturduğu iddiasıyla polis teşkilatından ihraç edildi, ancak 1892'de görevine iade edildi. [81]

İtirazlar

Dava, 1887'de Illinois Yüksek Mahkemesi'ne , [82] ardından sanıkların John Randolph Tucker , Roger Atkinson Pryor , General Benjamin F. Butler ve William P. Black tarafından temsil edildiği Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi'ne temyiz edildi . certiorari için dilekçe reddedildi. [83]

Komütasyonlar ve intihar

İtirazlar tükendikten sonra, Illinois Valisi Richard James Oglesby , 10 Kasım 1887'de Fielden ve Schwab'ın cezalarını ömür boyu hapse çevirdi. Planlanan infazının arifesinde, Lingg, bildirildiğine göre elinde tuttuğu kaçak bir patlatma başlığıyla hücresinde intihar etti. puro gibi ağzında (patlama yüzünün yarısına uçtu ve acı içinde altı saat hayatta kaldı). [84]

İnfazlar


Sanıkların infazı—Engel, Fischer, Parsons ve Spies


Ertesi gün (11 Kasım 1887) dört sanık -Engel, Fischer, Parsons ve Spies- beyaz cüppeler ve kukuletalarla darağacına götürüldü.  Marsilya'yı , ardından uluslararası devrimci hareketin marşını söylediler . Onları son kez görmeye çalışan Lucy Parsons da dahil olmak üzere aile üyeleri tutuklandı ve bomba arandı (hiçbiri bulunamadı). Görgü tanıklarına göre, adamların asılmasından önceki anlarda Spies, "Sessizliğimizin bugün boğduğunuz seslerden daha güçlü olacağı zaman gelecek" diye bağırdı. [85] Son sözlerinde Engel ve Fischer, "Yaşasın anarşizm!" diye seslendiler. Parsons daha sonra konuşmak istedi, ancak tuzak kapısını açması için sinyal verildiğinde kesildi. Görgü tanıkları, mahkumların düştüklerinde hemen ölmediklerini, ancak yavaşça boğularak öldüklerini, bu manzaranın izleyicileri gözle görülür şekilde sarstığını bildirdi. [85]

Bombacının kimliği

Komplo mahkûmiyetlerine rağmen, hiçbir gerçek bombacı yargılanmadı ve "hiçbir avukat açıklaması, ana fail olmadan bir komplo davasını tamamen meşru gösteremez." [86] James Joll ve Timothy Messer-Kruse gibi tarihçiler , kanıtların muhtemel fail olarak Schwab'ın kayınbiraderi Rudolph Schnaubelt'e işaret ettiğini söylüyor. [87]

Belgeler

Haymarket Affair ve onunla ilgili yasal işlemlere ilişkin kapsamlı bir belge koleksiyonu, The Haymarket Affair Digital Collection, Chicago Tarih Kurumu tarafından oluşturulmuştur [88].

Pardon ve tarihsel karakterizasyon



Altgeld Anıtı ( Borglum tarafından ) Illinois Yasama Meclisi tarafından Lincoln Park , Chicago'da dikilmiş (1915)

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ve yurtdışındaki ve diğer ülkelerdeki işçi hareketinin destekçileri arasında, yargılamanın haksız olduğuna ve hatta ciddi bir adalet hatası olduğuna inanılıyordu . Romancı William Dean Howells , ünlü avukat Clarence Darrow , [89] şair ve oyun yazarı Oscar Wilde , oyun yazarı George Bernard Shaw ve şair William Morris gibi önde gelen kişiler bunu şiddetle kınadılar. 26 Haziran 1893'te Illinois valisi John Peter Altgeld , Illinois'in ilerici valisi, kendisi de bir Alman göçmeni, Fielden, Neebe ve Schwab için af imzaladı, [90] onları "histeri, kalabalık jüriler ve önyargılı bir yargıç kurbanı" olarak nitelendirdi. " ve devletin "polisi öldüren bombayı kimin attığını hiçbir zaman keşfetmediğini ve delillerin sanıklar ile bombayı atan adam arasında herhangi bir bağlantı göstermediğini" kaydederek. [91] Altgeld ayrıca, grevci işçilere karşı defalarca ölümcül şiddet kullanımından Pinkerton muhafızlarını sorumlu tutmadığı için Chicago şehrini de suçladı. [92] Altgeld'in emekle ilgili eylemleri, yeniden seçilmesini engellemek için kullanıldı. [93] [94] [95]

Duruşmadan kısa bir süre sonra, anarşist Dyer Lum , kovuşturmayı eleştiren davanın bir tarihini yazdı. 1888'de George McLean ve 1889'da polis kaptanı Michael Shack, karşıt perspektiften hesaplar yazdı. [96] Hüküm verilmesini beklerken, sanıkların her biri kendi otobiyografilerini yazdı ( 1969'da Philip Foner tarafından düzenlendi ve yayınlandı ) ve daha sonra eylemci Lucy Parsons , mahkum edilen kocası Albert Parsons'ın bir biyografisini yayınladı . Olaydan elli yıl sonra Henry David , 1984'te Paul Avrich tarafından başka bir bilimsel incelemeden önce gelen bir tarih ve 1988'de Bruce C. Nelson tarafından dönemin "sosyal tarihi" yazdı . 2006'da, emek tarihçisi James Green popüler bir kitap yazdı. Tarih. [96]

Christopher Thale , Chicago Ansiklopedisi'nde bombalamayla ilgili güvenilir kanıtların bulunmadığını yazıyor: "...savcılık sanıkların yazılarına ve konuşmalarına odaklandı." [97] Ayrıca, komplo suçlamasının yasal olarak emsalsiz olduğunu, Yargıcın "partizan" olduğunu ve tüm jüri üyelerinin sanıklara karşı önyargılı olduğunu kabul ettiğini belirtiyor. Tarihçi Carl Smith şöyle yazıyor: "Duruşmayı çevreleyen içsel korku ve öfke duyguları, daha en başından adalet iddiasından başka her şeyi dışladı." [98] Smith, bilim adamlarının uzun süredir davayı "kötü şöhretli" bir "adalet hatası" olarak gördüklerini belirtiyor. [99] Sanıkları biraz daha eleştiren bir incelemede, tarihçi Jon Teaford şu sonuca varıyor: "Haymarket'in trajedisi Amerikan adalet sisteminin bu korumaya en çok ihtiyacı olan lanet olası aptalları korumadığıdır... Bunlar lanet olası aptallar. çok fazla ve çok çılgınca konuşanlar, devletten en çok korunmaya muhtaç olanlardır." [96] Tarihçi Timothy Messer-Kruse , sayısallaştırılmış duruşma tutanağını yeniden gözden geçirdi ve yargılamanın zamanına göre adil olduğunu, davanın bir gülünç olduğuna dair tarihsel uzlaşmaya bir meydan okuma olduğunu savundu. [100]

Emek hareketi üzerindeki etkiler ve 1 Mayıs

Tarihçi Nathan Fine, sendika faaliyetlerinin büyüme ve canlılık belirtileri göstermeye devam ettiğine ve daha sonra 1886'da Chicago İşçi Partisi'nin kurulmasıyla doruğa ulaştığına dikkat çekiyor. [101]

İnce gözlemler:

Gerçek şu ki, 4 Mayıs'ta bombanın atılmasının ardından polis baskısına, gazetelerin histeriye teşvikine ve mülk sahibi sınıfların örgütlenmesine rağmen, Chicago ücretlileri yalnızca güçlerini birleştirdi ve direnişlerini sertleştirdi. Muhafazakar ve radikal merkezi organlar - her biri iki sendika ve iki de Emek Şövalyeleri vardı - sosyalistler ve anarşistler, tek vergiciler ve reformcular, yerliler... ve yabancı doğumlu Almanlar, Bohemyalılar , ve İskandinavlar, Haymarket Olayı'nın ardından yaz aylarında siyasi alanda ilk kez bir araya geldiler... İşçi Şövalyeleri, 1886 sonbaharında üye sayısını ikiye katlayarak 40.000'e ulaştı. İşçi Bayramı'nda bu sayı Geçit töreninde Chicago işçileri ülkeyi yönetti. [101]

New-York Tribune , 4 Mayıs 1887 etkinliğinin birinci yıldönümünde Senatör Leland Stanford ile "sermaye ve emek arasındaki çatışmanın yoğunlaştığı" şeklindeki fikir birliğine değinen ve devletin savunduğu vizyonu ifade ettiği bir röportaj yayınladı . İşçilerin sahip olduğu kooperatiflerin endüstriyel bir sistemi için Emek Şövalyeleri, işçilerin koşullarını iyileştirmek için izlenen stratejilerden bir diğeri. [101] Röportaj, Stanford'un Senato'da kooperatifleri teşvik etmek için sunduğu tasarıyı içerecek şekilde bir broşür olarak yeniden yayınlandı . [102]

8 saatlik işgünü kurulması için halk baskısı devam etti. Ait kongresinde Amerikan İşçi Federasyonu 1888 yılında (AFL), birlik yine kısa iş günü için kampanyaya karar verdi. 1 Mayıs 1890, işçilerin sekiz saatlik bir iş günü için grev yapacakları tarih olarak kabul edildi. 

1889'da AFL başkanı Samuel Gompers , Paris'te toplanan İkinci Enternasyonal'in ilk kongresine bir yazı yazdı . AFL'nin planları hakkında dünyadaki sosyalistleri bilgilendirdi ve sekiz saatlik evrensel bir çalışma günü için uluslararası bir mücadele önerdi. [104] Gompers'ın mektubuna yanıt olarak, İkinci Enternasyonal, her yerdeki işçilerin sekiz saatlik çalışma gününü talep edebilmesi için tek bir tarihte "büyük bir uluslararası gösteri" çağrısı yapan bir kararı kabul etti. Amerikalıların planının ışığında, Enternasyonal bu gösteri için 1 Mayıs 1890 tarihini kabul etti. [105]


İkinci Enternasyonal tarafından kararın kabul edilmesinin ardındaki ikinci bir amaç, 1 Mayıs 1886'daki grevlerle bağlantılı olarak öldürülen Haymarket şehitlerinin ve diğer işçilerin anısını onurlandırmaktı. Tarihçi Philip Foner "[t] burada şöyle yazıyor: Paris Kongresi tarafından kabul edilen kararla ilişkili herkesin, 1886'da Amerika Birleşik Devletleri'nde sekiz saatlik iş günü için 1 Mayıs gösterileri ve grevleri ... ve Haymarket trajedisiyle bağlantılı olayları bildiğine hiç şüphe yok. " [105]





İlk Uluslararası İşçi Günü muhteşem bir başarıydı. New York World'ün 2 Mayıs 1890'daki ön sayfası , olayın haberine ayrılmıştı. Manşetlerinden ikisi "Uygar Dünyanın Tüm Ticaret Merkezlerinde Sevinçli İşçiler Geçidi" ve "İşçilerin Normal Bir Gün İçin Taleplere Katıldığı Her Yerde" idi. [106] Times of London, Küba, Peru ve Şili'de mitingler yapıldığını belirterek, gösterilerin yapıldığı iki düzine Avrupa kentini listeledi. [107] 1 Mayıs Anma Günü ertesi yıl yıllık bir olay haline geldi.

1 Mayıs'ın Haymarket şehitleri ile ilişkisi Meksika'da güçlü bir şekilde devam etti . Mary Harris "Anne" Jones , 1 Mayıs 1921'de Meksika'daydı ve "Şikago'da sekiz saatlik işgünü talep ettikleri için işçilerin öldürüldüğü" "fiestalar" günü hakkında yazmıştı. [109] 1929'da New York Times , Mexico City'deki 1 Mayıs geçit töreninden "1887'de Chicago'da öldürülenlerin anısını yücelten yıllık gösteri" olarak bahsetti . [110] New York Times , 1936'daki gösteriyi "Chicago'daki şehitlerin ölümünün" anılması olarak nitelendirdi. [111] 1939'da Oscar Neebe'nin torunu Mexico City'deki 1 Mayıs geçit törenine katıldı ve ev sahibinin ona söylediği gibi "dünyanın büyükbabanıza nasıl saygı duyduğunu" gösterdi.   [112] 

Haymarket Olayının etkisi 1 Mayıs kutlamalarıyla sınırlı kalmadı. Aktivist ve politik teorisyen Emma Goldman , olay ve infazları okuduktan sonra anarşizme ilgi duydu. Anarşizme daha sonra "ruhsal doğum ve büyümeme ilham veren olaylar" olarak tanımladı. Haymarket şehitlerini "varlığımdaki en belirleyici etki" olarak görüyordu. [112] 

Onun ortağı Alexander Berkman da "güçlü ve hayati ilham" olarak Haymarket anarşist tanımladı. [113] Haymarket Olayının bir sonucu olarak anarşizme veya devrimci sosyalizme olan bağlılıkları belirginleşen diğerleri arasında Voltairine de Cleyre ve Industrial Workers of the World'ün kurucu üyesi "Big Bill" Haywood da vardı . [113]  Goldman, tarihçi Max Nettlau'ya Haymarket Olayının "yüzlerce, belki de binlerce insanın" toplumsal bilincini uyandırdığını yazdı . [114]


Şüpheli bombardıman uçakları

Sanıklardan hiçbirinin bombalama olayına karışmadığını itiraf ederken, savcılık bombayı Lingg'in yaptığını iddia etti ve iki savcılık tanığı (Harry Gilmer ve Malvern Thompson) bomba atan kişiye Spies, Fischer ve Schwab. [115] [116] Sanıklar bombardıman uçağı hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıklarını iddia ettiler.

Robert Reitzel de dahil olmak üzere birçok aktivist daha sonra bombacının kim olduğunu bildiklerini ima etti. [117] Yazarlar ve diğer yorumcular birçok olası şüpheli hakkında spekülasyon yaptı:

Rudolph Schnaubelt suçlandı ancak ülkeden kaçtı. Bu fotoğraftan bir savcılık tanığı, Schnaubelt'i bombardıman uçağı olarak tanımladı.










Rudolph Schnaubelt (1863–1901) bir aktivist ve Michael Schwab'ın kayınbiraderiydi. Bomba patladığında Haymarket'taydı. Chicago Polis Departmanı Genel Müfettişi Frederick Ebersold , 14 Haziran 1886'da cinayet ve isyanı kışkırtmaktan tutuklanması için el yazısı bir bülten yayınladı. [118] [119] Schnaubelt diğer sanıklarla suçlandı, ancak şehirden ve daha sonra ülkeden kaçtı. mahkemeye çıkarılabilir. Dedektiflerin baş zanlısıydı ve eyalet tanığı Gilmer, Schnaubelt'in bombayı attığını gördüğünü ve mahkemedeki bir fotoğraftan kimliğini belirlediğini söyledi. [120] Schnaubelt daha sonra Londra'dan tüm sorumluluğu reddeden iki mektup gönderdi ve şöyle yazdı: "Bu bombayı gerçekten atmış olsaydım, kesinlikle utanacak hiçbir şeyim olmazdı, ama gerçekte bunu bir kez bile düşünmedim." [121] O en genel kabul görmüş ve yaygın olarak bomba atıcı olarak şüpheli bilinen ve düşündüm olduğu Bomba , Frank Harris trajedisinin 'ın 1908 kurgulanması. Schnaubelt'in bakış açısından yazılan hikaye, onun ölüm döşeğini itiraf etmesiyle başlar. Ancak Harris'in tanımı kurgusaldı ve Schnaubelt'i tanıyanlar kitabı şiddetle eleştirdi. [122]

George Schwab , 1924'te ölen bir Alman ayakkabıcıydı. Alman anarşist Carl Nold, Schwab'ın bombacı olduğunu diğer aktivistlerle yazışarak öğrendiğini iddia etti, ancak hiçbir kanıt ortaya çıkmadı. Tarihçi Paul Avrich de ondan şüphelendi, ancak Schwab Chicago'dayken sadece günler önce geldiğine dikkat çekti. Bu, bombardıman uçağının Chicago'da tanınmış bir şahsiyet olduğuna dair başkalarının ifadeleriyle çelişiyordu. [123] [124]

George Meng (d. 1840 civarı), Bavyera'dan göç ettikten sonra 1883'te yerleştiği Chicago'nun dışında küçük bir çiftliğe sahip olan bir Alman anarşist ve takım oyuncusuydu . Parsons ve Spies gibi o da Pittsburgh Kongresi'nde delege ve IWPA üyesiydi. Meng'in torunu Adah Maurer, Paul Avrich'e bombalama sırasında 15 yaşında olan annesinin babasının bombacı olduğunu söylediğini söylediği bir mektup yazdı. Meng, 1907'den önce bir salon yangınında öldü. Avrich, Maurer ile yazışmalarına dayanarak, az bilinen Meng'in bombardıman uçağı olabileceğine dair "güçlü bir olasılık" olduğu sonucuna vardı. [125]

Bir ajan provokatör , anarşist hareketin bazı üyeleri tarafından önerildi. Albert Parsons, bombacının işçi hareketini baltalamaya çalışan polisin veya Pinkertonların bir üyesi olduğuna inanıyordu. Ancak bu, bombacının kendilerinden biri olduğunu söyleyen birkaç aktivistin ifadeleriyle çelişiyor. Lucy Parsons ve Johann Most bu fikri reddettiler. Dyer Lum, "Haymarket bombasını Pinkerton'a atfetmenin" çocukça "olduğunu söyledi. [126]

Hoşnutsuz bir işçiden şüpheleniliyordu. Adolph Fischer'e bombayı kimin fırlattığını bilip bilmediği sorulduğunda, "Sanırım heyecanlı bir işçiydi" diye cevap verdi. Oscar Neebe bunun bir "krank" olduğunu söyledi. [127] Vali Altgeld, bomba atanın sanıklarla veya anarşist hareketle ilişkisi olmayan, ancak polise karşı kişisel bir kin besleyen hoşnutsuz bir işçi olabileceğini düşünüyordu. Özür dileyen açıklamasında Altgeld, polisin işçilere yönelik vahşeti kayıtlarının intikam almaya davet ettiğini belirterek, "Polis memurlarının ölümlerinden gerçekten sorumlu olan Kaptan Bonfield'dır." [128]

Klemana Schuetz , Schuetz'in bir zamanlar Haymarket bombasını attığını itiraf ettiğini iddia eden New York anarşisti ve sahtekar Franz Mayhoff tarafından bombardıman uçağı olarak tanımlandı. Mayhoff'un avukatı August Wagener, infazlardan bir gün önce New York'tan savunma avukatı Yüzbaşı William Black'e bombacının kimliğini bildiğini iddia eden bir telgraf gönderdi. Black bu telgrafla infazı ertelemeye çalıştı ama Vali Oglesby reddetti. Daha sonra Schuetz'in sigorta dolandırıcılığından yargılanırken Mayhoff aleyhindeki birincil tanık olduğu öğrenildi, bu nedenle Mayhoff'un beyanı tarihçiler tarafından hiçbir zaman inandırıcı olarak görülmedi. [129]

Thomas Owen , Birleşik Krallık'ta Orta Galler'de bulunan Builth Wells'ten bir marangozdu . Başarısız olan Fransız Panama Kanalı projesinden dört erkek kardeşinden ikisiyle Chicago'ya geldi . Sarı hummadan çok haydutlardan kaçmakla ilgileniyorlardı. Kardeşler çift kıvrımlı sarmal merdivenler inşa etmede uzmanlaştı. Bunları yapmak çok zordu ama modaya uygun ve Marshall Fields gibi Chicago mağazaları ve şehrin en zenginleri tarafından talep ediliyordu . İşler arasında, kardeşler bazen dördüncü kardeşin bir inşaat işi yürüttüğü Liverpool'dan İrlandalı işçilerden oluşan ekipleri ithal ederek daha sıradan inşaat işleri yaptılar. [130] Bu oldukça müreffeh geçmişe rağmen, kardeşlerin en küçüğü olan Thomas radikalleşti ve Amerikan Lejyonu adlı militan, silahlı bir anarşist gruba katıldı. [131] Ayaklanmanın hemen ardından, Thomas Owen'ın Quincy Caddesi'ndeki, Thomas Owen'ın birkaç yıldır kullandığı, ikametgahlarında başka bir kiracı tarafından, tedirgin ama sağlam bir durumda olan Thomas Owen'a tanık oldu. Chicago'da bir daha görülmemek için hemen ayrıldı. Homestead, Pennsylvania'da yeniden ortaya çıktı. Homestead, Owen'ın aksanının daha az öne çıkmış olabileceği, Galli nüfusa sahip radikal politikalarla tanınan çelik bir kasabaydı. İnfazlardan yaklaşık iki hafta önce Lucy Parsons Pittsburg'u ziyaret etti ve Thomas Owen onunla buluşmaya gitti. Belki birkaç gün sonra toplantıyla uyarılan özel bir dedektif, aile bilgisine göre Pinkerton olan Owen'ı aramaya geldi, ama o tesiste değildi. Bundan iki gün sonra tanıklar tarafından görülmeden "merdivenden düştü". [132] Bir aile versiyonu kendisine vurulduğunu söylüyor. Mermi ıskalamasına rağmen irkildi ve düştü. Ayık bir genç adam çocukluğundan beri merdivenlere çıktığı için, basit bir düşüş olası görünmüyor. Owen, "Haymarket isyanındaydım ve bir anarşistim ve o isyana bomba attığımı söylüyorum" diyerek ölüm döşeğindeki bombalamayı itiraf etti. Diğer hesaplar, kazasından çok önce Haymarket'te olduğunu ve bomba atıcısını gördüğünü söylediğini belirtiyor. Owen mahkum edilmiş adamları kurtarmaya çalışıyor olabilir. [133] Bu, sürücünün anarşizme yoğun bir şekilde dahil olduğu ve aslında bombacının kimliğini bildiği için vurulmuş olabileceği yönündeki aile görüşüdür. Başka bir marangoz olan Lingg, bariz bir adaydır. Kardeşleri, Galler yolunda denize gömülen cesedi buldular. Builth Wells kilisesindeki anıt taşında ölüm nedeni "merdivenden düşme" olarak kaydedilmiştir.

Reinold "Büyük" Krueger , polis tarafından ya bombalamadan sonra yakın dövüşte ya da ertesi gün ayrı bir kargaşada öldürüldü ve şüpheli olarak adlandırıldı, ancak destekleyici bir kanıt yok. [134] [135]

Indianapolis'teki bir salon bekçisi olan John Philip Deluse, bombalamadan önceki gün salonunda bir yabancıyla karşılaştığını iddia eden gizemli bir yabancı tarafından bildirildi . Adam elinde bir çanta taşıyordu ve New York'tan Chicago'ya gidiyordu. Deluse'ye göre, yabancı Chicago'daki çalışma durumuyla ilgilendi, defalarca çantasını işaret etti ve "Orada çok yakında bazı sorunlar duyacaksın" dedi. [136] Parsons, Deluse'nin ifadesini kullanarak bomba atıcının doğulu kapitalistler tarafından gönderildiğini öne sürdü. [137] Deluse'nin iddiası hakkında daha fazla hiçbir şey öğrenilmedi.

Mezar ve anıt


Illinois, Forest Park'taki Orman Evi Mezarlığındaki Haymarket Şehitleri Anıtı'nın 2009 görüntüsü

Lingg, Spies, Fischer, Engel ve Parsons , Chicago'nun bir banliyösü olan Forest Park, Illinois'deki Alman Waldheim Mezarlığı'na (daha sonra Orman Evi Mezarlığı ile birleştirildi) gömüldü . Schwab ve Neebe de öldüklerinde Waldheim'da toprağa verildi ve "Şehitler" i yeniden bir araya getirdi. 1893'te, heykeltıraş Albert Weinert'in Haymarket Şehitleri Anıtı Waldheim'da dikildi. Bir asırdan fazla bir süre sonra, Amerika Birleşik Devletleri İçişleri Bakanlığı tarafından Ulusal Tarihi Dönüm Noktası olarak belirlendi . 20. yüzyıl boyunca Emma Goldman gibi aktivistler Haymarket Şehitler Anıtı mezarlarının yakınına gömülmeyi seçtiler. Ekim 2016'da, Orman Evi Mezarlığı'nda Haymarket Olayıyla ilgili materyallerin bulunduğu bir zaman kapsülü çıkarıldı. [138]

Haymarket anıtları

İşçiler, Gelert'in bir Chicago polis memuru heykelini 1889'da Haymarket Meydanı'na yerleştirmeyi bitirdi . Heykel şimdi Chicago Polis Merkezi'nde duruyor.

1889'da, Union League Club of Chicago tarafından toplanan özel fonlarla Haymarket Meydanı'nın ortasına heykeltıraş Johannes Gelert tarafından bir Chicago polis memurunun hatıra niteliğindeki 2,7 metrelik bronz heykeli dikildi . [139] Heykel 30 Mayıs 1889'da Memur Mathias Degan'ın oğlu Frank Degan tarafından açıldı. [140] Haymarket Olayının 41. yıldönümü olan 4 Mayıs 1927'de, bir tramvay raylarından atladı ve anıta çarptı. [141] Motorcu, "o polis memuru kolunu kaldırmış halde görmekten bıktığını" söyledi. [141] Şehir, heykeli 1928'de restore etti ve Union Park'a taşıdı. [142] 1950'lerde, Kennedy Otoyolu inşaatı eski, harap olmuş pazar meydanının yaklaşık yarısını sildi ve 1956'da heykel, orijinal yerinin yakınında, otobana bakan özel bir platforma taşındı. [142]

Mayıs 1986'da Haymarket Olayının 100. yıldönümünde polis anıtının heykelsiz kaidesi; kaide o zamandan beri kaldırıldı.

Haymarket heykeli, 4 Mayıs 1968'de Haymarket Olayının 82. yıldönümünde, polis ve göstericiler arasında Vietnam Savaşı'na karşı bir protesto sırasında yaşanan çatışmanın ardından siyah boya ile tahrip edildi . [143] 6 Ekim 1969'da, " Öfke Günleri " protestolarından kısa bir süre önce, bacaklarının arasına bir bomba yerleştirildiğinde heykel yıkıldı. Hava durumu spikeri , mahalledeki yaklaşık 100 camı kıran ve heykelin parçalarını aşağıdaki Kennedy Otoyolu'na saçan patlamanın sorumluluğunu üstlendi. [144] Heykel, 4 Mayıs 1970'te yeniden inşa edildi ve 6 Ekim 1970'de Weatherman tarafından bir kez daha havaya uçurulmak üzere açıldı. [143] [144] Heykel yeniden inşa edildi ve Belediye Başkanı Richard J. Daley bir Heykelde 24 saat polis görevlisi. [144] Bu koruma yıllık 67.440 dolara mal oluyor. [145] 1972'de Merkez Polis Karargahının lobisine ve 1976'da Chicago polis akademisinin kapalı avlusuna taşındı. [143] Bir otuz yıl daha, heykelin boş, grafiti işaretli kaidesi , anarşist bir dönüm noktası olarak bilindiği Haymarket Meydanı'nın yıkık dökük kalıntılarında, platformunun üzerinde durdu . [143] 1 Haziran 2007'de, heykel, Memur Mathias Degan'ın torunu Geraldine Doceka tarafından ortaya çıkarılan yeni bir kaide ile Chicago Emniyet Müdürlüğünde yeniden inşa edildi. [140]

1992'de, konuşmacıların vagonunun bulunduğu yer kaldırıma yerleştirilmiş bronz bir plakla işaretlendi.

Emek ve sanayi arasındaki on yıllık bir çekişme, burada hem işçilerin hem de polislerin trajik ölümüyle sonuçlanan bir çatışmayla sonuçlandı. 4 Mayıs 1886'da bir işçi mitingindeki izleyiciler Crane's Alley'in girişinde toplanmıştı. Des Plaines Caddesi'ne yaklaşan bir polis birliği, sokağın hemen güneyinden atılan bir bomba ile karşılandı. Sekiz aktivistin sonuçta meydana gelen duruşması, dünya çapında emek hareketi için dikkat çekti ve birçok şehirde "1 Mayıs" işçi mitingleri geleneğini başlattı.

25 Mart 1992'de belirlenmiş,

Richard M. Daley , Belediye Başkanı

 

Mary Brogger anıtının altındaki işaret, tahrip edildi.

14 Eylül 2004'te Daley ve sendika liderleri - Chicago polis sendikası başkanı da dahil olmak üzere - Chicago'lu sanatçı Mary Brogger'ın, işçi liderlerinin üzerinde durduğu arabayı yankılayan 4.5 metrelik hoparlörlerin vagon heykeli olan bir anıtının açılışını yaptılar. Haymarket Meydanı sekiz saatlik günün şampiyonu olacak. [146] Önerilen bir "Çalışma Parkı" nın merkezinde olması amaçlanan bronz heykel, hem Haymarket'teki mitingi hem de ifade özgürlüğünü sembolize etmeyi amaçlıyor . Planlanan alanda uluslararası bir anma duvarı, kaldırım levhaları, kültürel bir pilon, oturma alanı ve pankartlar bulunacaktı, ancak inşaat henüz başlamadı. [147]

(https://stringfixer.com)

(

Ayrıca bakınız

  • Bay View Katliamı (Milwaukee, Wisconsin, 5 Mayıs 1886)
  • 1917-1920'nin İlk Kızıl Korkusu
  • 1 Mayıs olarak da bilinen Uluslararası İşçi Günü
  • 1894 1 Mayıs Ayaklanmaları
  • 1919 1 Mayıs Ayaklanmaları
  • 1919 Palmer Baskınları
  • Sacco ve Vanzetti
  • 1920 Wall Street bombalaması
  • Amerika Birleşik Devletleri'ndeki katliamların listesi
  • Amerika Birleşik Devletleri'nde şiddetli işçi uyuşmazlıkları
  • Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sivil huzursuzluk olaylarının listesi

Referanslar

Alıntılar

  1. ^ II. Perde: Trajediniz Burada Gerçekleştirilsin , Moment of Truth , 2000, The Dramas of Haymarket , Chicago Historical Society
  2. "Aslen Des Plaines ve Randolph'un köşesinde" . Cityofchicago.org. 6 Mayıs 2009 tarihinde orjinalinden arşivlendi . Erişim tarihi: Mart 18, 2012 .
  3. ^ "Haymarket İsyanı | Tarih, Sonuç ve Emek Şövalyeleri" . Encyclopedia Britannica . Erişim tarihi: Eylül 1, 2019 .
  4. ^ Timothy Messer-Kruse, Haymarket Komplo: Transatlantik Anarşist Ağlar (2012)
  5. ^ Smith, Carl. "Yasa III: Yasanın Zahmetleri" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Kurumu ve Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  6. ^ Genel olarak bakın, Gilmer, Harry L. (28 Temmuz 1886). "Harry L. Gilmer, Illinois ile August Spies ve arkadaşlarının ifadesi" . Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  7. ^ Genel olarak bakın, Thompson, Malvern M. (27 Temmuz 1886). "Malvern M. Thompson, Illinois ile August Spies ve arkadaşlarının tanıklığı" . Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  8. ^ Altgeld, John P. (26 Haziran 1893). "Fielden, Neebe ve Schwab'ın Bağışlanmasının Nedenleri" . digital.lib.niu.edu . Erişim tarihi: Aralık 10, 2019 .
  9. ^ Trachtenberg, Alexander (Mart 2002) [1932]. 1 Mayıs Tarihi . Marxists.org . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 .
  10. ^ Foner, "The First May Day and the Haymarket Affair", 1 Mayıs , s. 27–39.
  11. ^ "Haymarket Olayı" . illinoislaborhistory.org . Erişim tarihi: October 27, 2017 .
  12. ^ a b c "Haymarket Trajedisinin Yeri" . Chicago Şehri Planlama ve Geliştirme Departmanı, Simgesel Yapı Bölümü. 2003. 14 Temmuz 2006 tarihinde orjinalinden arşivlendi . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 .
  13. ^ "Ulusal Tarihi Yerler Listesi" . Ulusal Tarihi Yerler Programı . Milli Park Servisi . Mart 2004. 9 Temmuz 2008 tarihinde orjinalinden arşivlendi . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 .
  14. ^ Huberman, Michael (Aralık 2004). "Dünya Birleşmesinin Çalışma Saatleri? Yeni Uluslararası Çalışma Zamanı Kanıtı, 1870–1913" . Ekonomi Tarihi Dergisi . 64 (4): 971. doi : 10.1017 / s0022050704043050 . JSTOR  3874986 .
  15. ^ Barrett, James R. "Sendikalaşma" . Chicago Ansiklopedisi . Chicago Tarih Müzesi, Newberry Kütüphanesi, Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: April 2, 2012 .
  16. ^ Moberg, David. "Antiuniyonizm" . Chicago Ansiklopedisi . Chicago Tarih Müzesi, Newberry Kütüphanesi, Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: April 2, 2012 .
  17. ^ Reiff, Janice L. "1880'lerde Basın ve Emek" . Chicago Ansiklopedisi . Chicago Tarih Müzesi, Newberry Kütüphanesi, Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: April 2, 2012 .
  18. ^ Kemmerer, Donald L .; Edward D. Wickersham (Ocak 1950). "Emek Şövalyelerinin 1885-1886'da Büyümesinin Nedenleri". Endüstri ve Çalışma İlişkileri İncelemesi 3 (2): 213–220.
  19. ^ Henry David, The History of the Haymarket Affair (1936), giriş bölümleri, sayfalar 21-138
  20. ^ "1 Mayıs Nasıl İşçi Bayramı Oldu" . Yaşam, Evren ve Her Şey Rehberi . BBC. 4 Ekim 2001 . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 . (Karar verildi) ... 8 saatin 1 Mayıs 1886 ve sonrasında yasal bir çalışma günü teşkil etmesi ve bu bölgedeki işçi örgütlerine, yasalarını bu karara uyacak şekilde yönetmelerini tavsiye ediyoruz. zaman adlandırıldı.
  21. ^ "1 Mayıs Nasıl İşçi Bayramı Oldu" . Yaşam, Evren ve Her Şey Rehberi . BBC. 4 Ekim 2001 . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 .
  22. ^ Winik, Jay. Büyük Ayaklanma: Amerika ve Modern Dünyanın Doğuşu, 1788-1800. New York: HarperCollins, 2007 sayfa 153
  23. ^ a b c Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 186.
  24. ^ a b Foner, 1 Mayıs , s. 27.
  25. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 27–28.
  26. ^ a b Foner, 1 Mayıs , s. 28.
  27. ^ Henry David'e göre "en az 30.000 erkek" grev yaptı ve "belki de bu sayının iki katı (yani 80.000) sokaklarda çeşitli gösterilere katılıyor veya tanık oluyordu ..."
  28. ^ David, The History of the Haymarket Affair , s. 177, 188.
  29. ^ Avrich (1984), Foner (1986) ve diğerleri tarafından tanımlanan Michigan Bulvarı'nda 80.000 kişilik bir yürüyüşün varlığı,çağdaş kaynaklarda kendisinden özel bir atıf bulmadığını iddia edentarihçi Timothy Messer-Kruse tarafından sorgulandı.ve David'in (1936) bundan bahsetmediğini not eder.
  30. ^ a b Green, Death in the Haymarket , s. 162–173.
  31. ^ Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 190.
  32. ^ Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 193.
  33. ^ Illinois vs August Spies ve diğerleri. deneme transkripti no. 1, 1886 26 Kasım . M . s. 255 . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  34. ^ a b Nelson, Bruce C. (1988). Şehitlerin Ötesinde: Chicago Anarşistlerinin Toplumsal Tarihi, 1870–1900 . New Brunswick, NJ: Rutgers University Press. s. 189. ISBN 0-8135-1345-6.
  35. ^ Illinois Yüksek Mahkemesi, Kuzey Büyük Bölümü. Mart Dönemi, 1887. August Spies, et al. v. Illinois Eyaleti Halkı. Kayıt Özeti . Chicago: Barnard ve Gunthorpe. vol. II, s. 129. OCLC  36384114 ., alıntı Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 199–200.
  36. ^ a b Nelson, Şehitlerin Ötesinde , s. 188.
  37. ^ a b c d e "Chicago Sokaklarında İsyan ve Kan Dökülme" (PDF) . The New York Times . 5 Mayıs 1886 . Erişim tarihi: February 29, 2012 . Bu, başka bir yerde çoğaltılan 4 Mayıs tarihli makalenin aynısıdır.
  38. ^ 4 Mayıs tarihli, "Anarchy's Red Hand" başlıklı ve 6 Mayıs tarihli New York Times makalesi Missouri Üniversitesi-Kansas City Hukuk Fakültesi web sitesinde yeniden basılmıştır .
  39. ^ Avrich (1984), s. 205–206.
  40. ^ "Müfettiş John Bonfield, Emniyet Genel Müfettişi Frederick Ebersold'a rapor, 1886 30 Mayıs" . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  41. ^ "Chicago'nun Ölümcül Füzesi" . The New York Times . 14 Mayıs 1886 . Erişim tarihi: Şubat 28, 2012 .
  42. ^ a b Messer-Kruse, Timothy, James O. Eckert Jr., Pannee Burckel ve Jeffrey Dunn (2005). "Haymarket Bombası: Kanıtları Yeniden Değerlendirme". Emek: Amerika'nın İşçi Sınıfı Tarihi Üzerine Çalışmalar . Duke Üniversitesi. 2 (2): 39–52. doi : 10.1215 / 15476715-2-2-39 . ISSN  1547-6715 .CS1 Maint: yazar parametresini ( bağlantı ) kullanır
  43. ^ Schaack, Anarchy and Anarchists , s. 146–148.
  44. ^ Bonfield, John (30 Mayıs 1886). "Müfettiş John Bonfield, Emniyet Genel Müdürü Frederick Ebersold'a rapor veriyor . " Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  45. Chicago Tribune , 27 Haziran 1886, alıntı Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 209.
  46. ^ "Devriye Adam Mathias J. Degan" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  47. ^ "Devriye Görevlisi John J. Barrett" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  48. ^ "Devriye Görevlisi George Miller" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  49. ^ "Devriye Adam Timothy Flavin" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  50. ^ "Devriye görevlisi Michael Sheehan" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  51. ^ "Devriye Adam Thomas Redden" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  52. ^ "Devriye Adam Nels Hansen" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  53. ^ "Devriye polisi Timothy Sullivan" . Memur Down Memorial Page . Erişim tarihi: June 2, 2019 .
  54. ^ "Perde II: Trajediniz Burada Gerçekleştirilsin" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Derneği. 2000 . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  55. ^ Schaack, Michael J. (1889). "Ölü ve Yaralılar" (PDF) . Anarşi ve Anarşistler. Kızıl Terör ve Amerika ve Avrupa'da Toplumsal Devrim Tarihi. Öğretide ve Tapuda Komünizm, Sosyalizm ve Nihilizm. Chicago Haymarket Komplosu ve Komplocuların Tespiti ve Yargılanması . Chicago: FJ Schulte & Co. s. 155. OCLC  185637808 . Erişim tarihi: Ocak 19, 2008 . Bir anlık şaşkınlıktan sonra, subaylar düşmanın üzerine atıldı ve her turda ateş ettiler. İyi nişancılar olarak öldürmek için ateş ettiler ve birçok devrimci, yoldaşların yardımıyla ya da yardım almadan ölümcül sonuçlanan ya da ömür boyu sakat bırakan yaralarla evlerine gitmiş olmalılar. ... Gecenin kör saatlerinde Anarşist yörelerden çok sayıda gizli cenaze töreni düzenlendiği biliniyor.
  56. ^ Chicago Herald , 5 Mayıs 1886, alıntı Avrich (1984), s. 209–210.
  57. ^ Schaack, Michael J. (1889), Anarchy and Anarchists , s. 149–155.
  58. ^ Nelson, Beyond the Martyrs , s. 188–189.
  59. ^ Winik, Jay. Büyük Ayaklanma: Amerika ve Modern Dünyanın Doğuşu, 1788-1800. New York: HarperCollins, 2007 Sayfa 238
  60. ^ Avrich (1984), s. 221–32.
  61. ^ David, The History of the Haymarket Affair (1936), sayfalar 178-189
  62. ^ a b Günaydın, Frank (1982). Asla Uyumayan Göz: Pinkerton Ulusal Dedektiflik Ajansı'nın Tarihi . Bloomington, Ind .: Indiana University Press. s. 99. ISBN 0-253-32086-0.
  63. ^ a b c d e f Schaack, "Komplonun Özü " , Anarchy and Anarchists , s. 156–182.
  64. ^ Schaack, " Anarşist Vakalarla Bağlantım" , Anarşi ve Anarşistler , ss, 183–205.
  65. ^ Messer-Kruse, Timothy (2011), sayfa 21
  66. ^ a b Messer-Kruse (2011), s. 18–21.
  67. ^ Büyük Jüri, cinayetten August Spies, Michael Schwab, Samuel Fielden, Albert R. Parsons, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg, William Seliger, Rudolph Schnaubelt ve Oscar Neebe aleyhine bir iddianame iade etti.

    Mathias J. Degan'ın vücuduna yasadışı, kasıtlı, suçlu ve kötü niyetle saldırıya uğramakla suçlanarak vücudunda ölümcül yaralar, çürükler, kesikler ve ezilmelere neden oldu.

    Bkz cinayetten Büyük jüri iddianame 1886 Haziran 4. | Chicago Tarih Derneği, Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu.
  68. ^ "Haymarket Sanıklarıyla Tanışın" . Missouri Üniversitesi-Kansas Şehri Hukuk Fakültesi . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  69. ^ Avrich, The Haymarket Tragedy (1984), s. 260–262
  70. ^ a b Avrich, Haymarket Tragedy (1984), s. 262–267
  71. ^ Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 271–272.
  72. ^ Messer-Kruse (2011). s. 123–128
  73. ^ Robert Loerzel, Alchemy of Bones: Chicago'nun 1897 Luetgert Cinayet Davası (University of Illinois Press; 2003), s. 52.
  74. ^ "Yasa III: Hukukun Zahmetleri, Kamuoyu Mahkemesi" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Derneği. 2000 . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 . İsyanı takip eden tutuklamalardan idamlara kadar, bombalamadan sorumlu tutulan erkekler, istedikleri şartlarda olmasa da, o kadar hevesle aradıkları ünlüyü buldular. ... Neredeyse her durumda, sanık şöhretten ziyade ün kazandı, ancak muhabirler kendilerini bekleyen korkunç kader karşısında cesaretlerini ve ailelerine olan bağlılıklarını sık sık dile getirdiler. Bununla birlikte, bu hikayeler bile, fanatizmlerini ve yalnızca sözde sevdikleri kişilere zarar veren tehlikeli ve bencil bir davaya yanlış adanmışlıklarını vurguladı.
  75. ^ "Anarşinin Kırmızı Eli: Chicago Sokaklarında İsyan ve Kan Dökülme" . The New York Times . 6 Mayıs 1886 . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  76. ^ The New York Times , Mayıs [4] 6, 1886, alıntı Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 217.
  77. ^ Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 216.
  78. ^ Parsons, George Frederic (Temmuz 1886). "Emek Sorunu". Atlantik Aylık . 58 : 97–113.
  79. ^ "Yasa III: Yasanın Zahmetleri" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Derneği. 2000 . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  80. ^ Loertzel, Kemiklerin Simyası , s. 52.
  81. ^ 122 Hasta 1 (1887).
  82. ^ 123 US 131 (1887).
  83. ^ "Lingg'in Korkunç Ölümü". Chicago Tribune . 11 Kasım 1887. s. 1.
  84. ^ a b Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 393.
  85. ^ Messer-Kruse (2011). s. 181.
  86. ^ John J. Miller, "What Happened at Haymarket? Bir tarihçi emek-tarihi masalına meydan okuyor" , National Review , 11 Şubat 2013. Erişim tarihi: 6 Eylül 2017.
  87. ^ "Dijital Koleksiyonu Oluşturmak" . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  88. ^ John A. Farrell, Clarence Darrow: Attorney for the Damned (New York: Doubleday, 2011), s. 5 ve passim.
  89. ^ "Anarşistler Affedildi" . Port Huron Daily Times . Port Huron, Michigan. 27 Haziran 1893. s. 1. 27 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi 4 Mayıs 2018'de Newspapers.com aracılığıyla alındı .
  90. ^ Stanley Turkel, Heroes of the American Reconstruction: Profiles of Sixteen Educators (McFarland, 2009) s. 121.
  91. ^ Sabah (1982). Asla Uyumayan Göz . s. 99. ISBN 0-253-32086-0.9 Nisan 1885'te Pinkertons, Chicago'daki McCormick Harvester Company Works'te yaşlı bir adamı vurdu ve öldürdü. 19 Ekim 1886'da Chicago'nun paketleme bölgesinde bir adamı vurdular ve öldürdüler. Daha fazla bilgi .
  92. ACT V Ölüleri Raising: Absolute Pardon, Chicago Historical Society (2000)
  93. Illinois Valisi John Peter Altgeld Ulusal Valiler Derneği (2011).
  94. Debs Davası: Emek, Sermaye ve 1890'ların Federal Mahkemeleri, Biyografiler, John Peter Altgeld Federal Yargı Merkezi.
  95. ^ a b c Teaford, Jon C. (2006). "İyi Okuma, Eski Hikaye - Haymarket'te Ölüm: Chicago'nun Hikayesi, İlk İşçi Hareketi ve Yaldızlı Çağ Amerika'yı James Green tarafından Bölen Bombalama". Amerikan Tarihinde İncelemeler . 34 (3): 350–354. doi : 10.1353 / rah.2006.0051 . JSTOR  30031536 . S2CID  144084130 .
  96. ^ Thale, Christopher. "Haymarket ve 1 Mayıs" . Chicago Ansiklopedisi . Chicago Tarih Müzesi, Newberry Kütüphanesi ve Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: April 1, 2012 .
  97. ^ Smith, Carl. "Yasa III: Yasanın Zahmetleri" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Kurumu ve Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  98. ^ Smith, Carl. "Giriş" . Haymarket Dramaları . Chicago Tarih Kurumu ve Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  99. ^ Mann, Leslie (14 Eylül 2011). "Kötü şöhretli Haymarket davası yeniden çalışıyor" . Chicago Tribune . Erişim tarihi: Kasım 1, 2017 .
  100. ^ a b Nathan Fine, ABD'de Emek ve Çiftçi Partileri, 1828–1928. New York: Rand Sosyal Bilimler Okulu, 1928; sf. 53.
  101. ^ "Emek İşbirliği. Senatör Stanford ile Röportaj. Emekçi Adamın Neden Kendi İşvereni Olması Gerektiğinin Nedenleri — Zenginliğin Dağılımına Dair Aldatıcı Teoriler" . New-York Tribune . 4 Mayıs 1887 . Erişim tarihi: May 1, 2015 .
  102. ^ Stanford, Leland, 1887. İşbirliği İşbirliği. Özel Koleksiyon 33a, Kutu 7, Klasör 74, Stanford Üniversitesi Arşivleri. PDF
  103. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 40.
  104. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 41.
  105. ^ a b Foner, 1 Mayıs , s. 42.
  106. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 45.
  107. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 45–46.
  108. ^ Roediger, Dave, "Mother Jones & Haymarket", Roediger ve Rosemont, editörler, Haymarket Scrapbook , s. 213.
  109. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 104.
  110. ^ Foner, 1 Mayıs , s. 118.
  111. ^ Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 436.
  112. ^ Goldman, Emma (1970) [1931]. Hayatımı Yaşıyorum . New York: Dover Yayınları. sayfa  7-10, 508 . ISBN 0-486-22543-7.
  113. ^ a b Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 434.
  114. ^ Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 433–434.
  115. ^ Gilmer, Harry L. (28 Temmuz 1886). "Harry L. Gilmer, Illinois ile August Spies ve arkadaşlarının ifadesi" . Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  116. ^ Thompson, Malvern M. (27 Temmuz 1886). "Malvern M. Thompson, Illinois ile August Spies ve arkadaşlarının tanıklığı" . Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  117. ^ Reitzel'in idamlardan sonra başka bir anarşist olan Dr. Urban Hartung'a "Bomba atan biliniyor ama unutalım; itiraf etse bile yoldaşlarımızın hayatları kurtarılamaz." Dedi. Carl Nold'dan Agnes Inglis'e mektup, 12 Ocak 1933, alıntı Avrich, The Haymarket Trajedisi , s. 442.
  118. ^ "i006216" . Chicago Tarih Müzesi . Erişim tarihi: October 22, 2020 .
  119. ^ Baumann, Edward (27 Nisan 1986). "HAYMARKET BOMBER" . chicagotribune.com . Chicago Tibune . Erişim tarihi: October 22, 2020 .
  120. ^ Messer-Kruse, Haymarket Anarşistlerinin Davası , s. 74. Avrich ayrıca bombacının George Schwab adında bir kunduracı olabileceğini öne sürüyor (asılan sanık Michael Schwab ile ilişkisi yok). Anarşist George Meng, son zamanlarda "Bombayı Kim Attı", The Dramas of the Haymarket , Chicago Historical Society ve Northwestern University web sitesinden de bahsedildi.
  121. ^ Messer-Kruse, Haymarket Anarşistlerinin Davası , s. 182.
  122. ^ Lucy Parsons , Harris'in kitabının "baştan sona bir yalan olduğunu" belirtti. Lucy Parsons'ın Carl Nold'a gönderdiği mektup, 17 Ocak 1933, alıntı: David, The History of the Haymarket Affair , s. 435.
  123. ^ David, Haymarket Olayı Tarihi , s. 428.
  124. ^ Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 444–45.
  125. ^ Avrich, Paul, "The Bomb-Thrower: A New Candidate", Roediger ve Rosemont, editörler, Haymarket Scrapbook , s. 71–73.
  126. ^ Dyer Lum , alıntı: David, The History of the Haymarket Affair , s. 426–427.
  127. ^ David, The History of the Haymarket Affair , s. 430–431.
  128. ^ Altgeld, John P. (26 Haziran 1893). "Fielden, Neebe ve Schwab'ın Bağışlanmasının Nedenleri" . Haymarket Affair Dijital Koleksiyonu . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  129. ^ David, The History of the Haymarket Affair , s. 428–429.
  130. ^ Aile sözlü geçmişi
  131. ^ Chicago Tribune? Chicago Historical Society'de mikrofilm üzerine makale. İnfazlardan yaklaşık 5 gün önce tarih. Bunu geliştireceğim ama bugün 1 Mayıs.
  132. ^ "Owen adamdı", Chicago Tribune ?, Chicago Historical Society'deki mikrofilm, tarih sağlanacak.
  133. ^ David, Haymarket Olayı Tarihi , s. 430.
  134. ^ David, Haymarket Olayı Tarihi , s. 431.
  135. ^ Avrich, The Haymarket Tragedy , s. 444.
  136. ^ David, The History of the Haymarket Affair , s. 429–430.
  137. ^ Parsons, Albert R. (1886). "Albert R. Parsons'un Adresi" . Suçlananlar, Suçlular: Mahkemedeki Sekiz Chicago Anarşistinin Ünlü Konuşmaları . Chicago Tarih Derneği . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .
  138. ^ "Haymarket zaman kapsülü ortaya çıktı, hala açılmadı" . www.forestparkreview.com . Erişim tarihi: October 22, 2017 .
  139. ^ Adelman, Haymarket Revisited , s. 38–39.
  140. ^ a b Emniyet Müdürlüğünde "Haymarket Heykeli Yeniden Adlandırma Töreni" . Chicago Polis Departmanı web günlüğü . Chicago Polis Departmanı. 31 Mayıs 2007. 18 Aralık 2007 tarihinde orjinalinden arşivlendi . Erişim tarihi: January 23, 2008 .
  141. ^ a b Adelman, William J., "Haymarket Polis Heykelinin Arkasındaki Gerçek Hikaye", Roediger ve Rosemont, editörler, Haymarket Scrapbook , s. 167–168.
  142. ^ a b Adelman, Haymarket Revisited , s. 39.
  143. ^ a b c d Adelman, Haymarket Revisited , s. 40.
  144. ^ a b c Avrich, Haymarket Trajedisi , s. 431.
  145. ^ Lampert Nicholas. "Haymarket'te Mücadeleler: Statik Anıtların ve Kamu Müdahalelerinin Mücadele Edilmiş Tarihi", 261
  146. ^ Kinzer, Stephen (15 Eylül 2004). "Chicago'da, Haymarket Saldırısının Belirsiz Anıtı" . New York Times . Erişim tarihi: January 20, 2008 .
  147. ^ " " Haymarket Anıtı "- Mary Brogger" . www.marybrogger.com . Erişim tarihi: June 2, 2019 .

Çalışmalar alıntı

Adelman, William J. (1986) [1976]. Haymarket Revisited (2. baskı). Chicago: Illinois Çalışma Tarihi Derneği. ISBN 0-916884-03-1.

Avrich, Paul (1984). Haymarket Trajedisi . Princeton, NJ: Princeton University Press. ISBN 0-691-00600-8.

David, Henry (1963) [1936]. The History of the Haymarket Affair: A Study of the American Social-Revolutionary and Labor Movements (3. baskı). New York: Collier Kitapları. OCLC  6216264 .

Foner, Philip S. , ed. (1969). Haymarket Şehitlerinin Otobiyografileri . New York: Pathfinder Press. ISBN 0-87348-879-2.

Foner, Philip S. (1986). 1 Mayıs: Uluslararası İşçi Tatilinin Kısa Tarihi, 1886–1986 . New York: Uluslararası Yayıncılar. ISBN 0-7178-0624-3.

Yeşil, James R. (2006). Haymarket'te Ölüm: Chicago'nun Hikayesi, İlk İşçi Hareketi ve Yaldızlı Çağ Amerika'yı Bölen Bombalama . New York: Pantheon Kitapları. ISBN 0-375-42237-4.

Messer-Kruse, Timothy (2012). Haymarket Komplosu: Transatlantik Anarşist Ağlar . Urbana, Ill .: University of Illinois Press. ISBN 978-0-252-07860-6.

Messer-Kruse, Timothy (2011). Haymarket Anarşistlerinin Davası: Yaldızlı Çağda Terörizm ve Adalet . New York: Palgrave Macmillan. ISBN 978-0-230-12077-8.

Nelson, Bruce C. (1988). Şehitlerin Ötesinde: Chicago Anarşistlerinin Toplumsal Tarihi, 1870–1900 . New Brunswick, NJ: Rutgers University Press. ISBN 0-8135-1345-6.

Roediger, David ; Rosemont, Franklin, editörler. (1986). Haymarket Defteri . Chicago: Charles H. Kerr Yayınları. ISBN 0-88286-122-0.

Schaack, Michael J. (1889). Anarşi ve Anarşistler. Kızıl Terör ve Amerika ve Avrupa'da Toplumsal Devrim Tarihi. Öğretide ve Tapuda Komünizm, Sosyalizm ve Nihilizm. Chicago Haymarket Komplosu ve Komplocuların Tespiti ve Yargılanması . Chicago: FJ Schulte & Co. OCLC  185637808 .

Smith, Carl (2000). "Haymarket Dramaları" . Chicago Tarih Kurumu ve Northwestern Üniversitesi . Erişim tarihi: Aralık 30, 2017 .

daha fazla okuma

Bach, Ira J .; Mary Lackritz Grey (1983). Chicago's Public Sculpture Rehberi . Chicago: Chicago Press Üniversitesi. ISBN 0-226-03399-6.

Ocakbaşı, Bryna J. (2002). Haymarket Meydanı İsyan Davası: Bir Manşet Mahkeme Davası . Berkeley Heights, NJ: Enslow Yayıncıları. ISBN 0-7660-1761-3.

Harris, Frank (1908). Bomba . Londra: John Long. OCLC  2380272 .

Hucke, Matt; Ursula Bielski (1999). Chicago Mezarlıkları: Cook County Mezarlıklarının İnsanları, Tarihi, Sanatı ve Hikayesi . Chicago: Lake Claremont Press. ISBN 0-9642426-4-8.

Kvaran, Einar Einarsson. Haymarket - A Century Later (yayınlanmamış el yazması).

Lieberwitz, Risa, "Konuşma Özgürlüğünü Kısıtlamak için Suç Komplo Davalarının Kullanımı: Haymarket Davası", Marianne Debouzy (ed.), Özgürlük Heykelinin Gölgesinde: Amerikan Cumhuriyetinde Göçmenler, İşçiler ve Vatandaşlar, 1880–1920. Urbana, IL: Illinois Press Üniversitesi, 1992; s. 275–291.

Lum, Dyer (1887). 1886'da Chicago Anarşistlerinin Büyük Mahkemesinin Kısa Tarihi . (2005'te yeniden basılmıştır) Adamant Media Corporation. ISBN 978-1-4021-6287-9.

McLean, George N. (1890). Amerika'da Anarşinin Yükselişi ve Düşüşü . Chicago: RG Badoux & Co.

Parsons Lucy (1889). Albert R. Parsons'ın Hayatı: Amerika'daki işçi hareketinin kısa tarihi ile . Chicago: LE Parsons.

Riedy, James L. (1979). Chicago Heykel: Metin ve Fotoğraflar . Urbana, Ill .: University of Illinois Press. ISBN 0-252-01255-0.

Smith, Carl (1995). Kentsel Bozukluk ve İnancın Şekli: Büyük Chicago Yangını, Haymarket Bombası ve Pullman Model Kenti . Chicago: Chicago Press Üniversitesi. ISBN 0-226-76416-8.

Dış bağlantılar

  • Haymarket Affair Digital Collection , Chicago Tarih Derneği
    • İçindekiler Haymarket Affair Digital Collection
  • Haymarket Dramaları , Chicago Tarih Derneği
  • Haymarket Katliamı Arşivi , Anarşi Arşivleri
  • 1886: Haymarket Şehitleri ve Mayday , Libcom
  • Kate Sharpley Kütüphanesi'nde Haymarket Olay metinleri
  • Haymarket Olayının Öyküsü , Illinois Çalışma Tarihi Topluluğu
  • Haymarket Şehitleri Anıtı , Chicago Mezarlıkları
  • Haymarket Anarşistlerinin Mahkemesi , Timothy Messer-Kruse'nin blogu
  • Haymarket Davası , Ünlü Denemeler, Missouri Üniversitesi – Kansas Şehri Hukuk Fakültesi
  • Chicago Anarşistleri Yargılanıyor: Haymarket Olayından Kanıtlar 1886–1887 , American Memory , Library of Congress
  • Tarihsel Bağlamda Haymarket Bombası , Northern Illinois Üniversitesi Kütüphaneleri
  • Haymarket çerçevesi ve 1 Mayıs'ın kökeni . Dünya Sosyalist Web Sitesi
  • Haymarket Affair Koleksiyonu . Beinecke Nadir Kitap ve El Yazması Kütüphanesi, Yale Üniversitesi.

Chicago Ansiklopedisi

  • Haymarket ve 1 Mayıs
  • Haymarket İsyan Anıtı, 1889
  • Haymarket Anıtı, Waldheim Mezarlığı
  • Haymarket Anıtı, 2005

 










Eskişehir’de Trabzonsporlulara kutlama yaptırmadılar+Fenerbahçeliler şampiyonluk kutlayan Trabzonsporlu taraftarları kovaladı! Bağdat Caddesi karıştı + Trabzonspor taraftarlarına Beşiktaş'ta taşlı saldırı (Yeniçağ)

 

Eskişehir’de Trabzonsporlulara kutlama yaptırmadılar

Trabzonspor’un Süper Lig'de şampiyonluğunu ilan etmesiyle birlikte Eskişehir’de Eskişehirspor taraftarları sokağa dökülürken, yurdun dört bir yanında kutlama yapan Trabzonspor taraftarları, Eskişehir’de kutlama yapamadı.


Fenerbahçeliler şampiyonluk kutlayan Trabzonsporlu taraftarları kovaladı! Bağdat Caddesi karıştı



Trabzonspor, 2021-2022 sezonunun 35. haftasında, Antalyaspor ile 2-2 berabere kalarak şampiyon olmayı garantiledi. Bitiş düdüğü ile birlikte Trabzonsporlu taraftarlar Türkiye’nin bir çok ilinde şampiyonluk coşkusunu yaşamak için sokaklara indi. Trabzonspor taraftarlarının Kadıköy Bağdat Caddesi’ne Trabzonspor bayrağı asmak istemeleri, Fenerbahçe taraftarları tarafından engellendi.

Trabzonspor taraftarlarına Beşiktaş'ta taşlı saldırı



Trabzonsporlu taraftarların konvoyuna Beşiktaş'ta taşlı saldırıda bulunuldu. Kaldırımda yürüyen bir grup, araçları ile yoldan ilerleyen Trabzonsporlu taraftarlara taş attı. O anlar görüntülere yansıdı. 

30 Nisan 2022 Cumartesi

Dogma kırıcılık: Grover Furr - Erhan Nalçacı / SOL

 'İçinde bulunduğumuz yüzyılda tekrar sosyalizm kurulmaya başladığında gerçeklerin üzerini örten yalan perdesi tamamen kalkmış olacak.'


Sömürüye dayalı her tarihsel dönemde egemen sınıfın çıkarlarını yansıtan temel dogmaları bulunur. 

Ortaçağ feodalizminin temel doğması dünyanın bütün evrenin merkezinde yer aldığıydı. Feodal sömürüyü ve hiyerarşiyi meşrulaştırıyor, dönemin bilim insanları için içinden çıkılamaz bir girdap oluşturuyor, düşüncelerini esir alıyordu. Aydınlanma döneminde feodalizm çatırdarken dogmaya karşı duran bilim insanlarının çabaları ile aşıldı.

19. yüzyıldan itibaren ise ırkçılık temel bir dogma haline geldi. Avrupa insanlarının sözde ırksal üstünlüğü sermaye sınıfının bütün dünya emekçilerine dayattığı sömürgeciliğe meşru bir zemin sağlıyordu. Öyle baskın bir ideolojik yük oluşturmuştu ki bilim insanlarının bu görüşten çoğu kez kendilerini kurtarmaları mümkün olmadı.

Halen izleri devam eden ırkçılık 20. yüzyılda ilerici bilim insanlarının gayreti ve dünya halklarının sömürge karşıtı mücadeleleri ile büyük ölçüde geriletildi. Ancak Avrupa merkezli düşüncenin etkisinden halen sıyrılabilmiş değiliz, etrafımızı saran dev külliyat bizi esir almaya devam ediyor.

20. yüzyılın ise iki temel dogmasından bahsedebiliriz:

Biri santral dogma olarak adlandırılıyor ve DNA’dan proteinlere, davranışlara ve en nihayet toplumsal yapıya doğru giden tek yönlü işleyişi tanımlıyor. Toplumsal eşitsizliklerin, savaşların, insanların şiddete eğilimlerinin bir kader olarak kodlandığını vaaz ediyor. Bu dogmanın etkileri sürmekle birlikte sınıf mücadeleleri ve Marksist/ilerici bilim insanlarının çabası ile genler ve çevre arasında sayısız karşılıklı birbirini etkileyen yol tanımlanarak büyük ölçüde aşıldı.

20. yüzyılın ikinci büyük dogması ise Sovyetler Birliği’nde sosyalist kuruluş esnasında 1929-1953 arasının karanlık bir dönem olduğuydu. On milyonların iradesi ile dünyada ilk kez inşa edilen sosyalizm sürecinde sanki başka irade ve emek yokmuş gibi her şey Stalin’in omzuna yıkıldı ve dogmanın ismi anti-Stalinizm oldu: Stalin çok kötüydü, o kadar ki Hitler ile eş bir kötülüğe sahipti.

Özellikle 1956 sonrası ortalık iyice boş kalınca girdabından hemen hiçbir bilim insanının kaçamadığı bir ideolojik yük haline geldi. Stalin dönemini eleştirmeyen bir çalışma bilim dışı olarak kabul edildi.

Dogmanın gücü sadece emperyalizmin ideolojik aygıtlarının ve yalan üretme makinesinin gücünden kaynaklanmıyordu, Sovyetler Birliği’nde 1956 sonrası benzer bir hava esiyor, bu dönemin kötülüklerine ilişkin kanıtlar sunuluyordu.

Bu yalanlara karşı mücadele eden muhakkak birçok işçi sınıfı partisi ve aydını oldu. Ancak bir tanesinin adı özel olarak anılmayı hak ediyor.

1944 doğumlu olan ve ABD’de Ortaçağ İngiliz edebiyatı uzmanı ve New Jersey’de Üniversite profesörü olan Grover Furr.

Grover Furr Sovyetler Birliği’nde kolektivizasyon, sanayileşmeye dayalı planlı kalkınma ve Sovyet ülkesinin Nazi saldırısına karşı savunulması ve yenilgiye uğratılması ile tanımlı bu döneme ilişkin yalanları, çarpıtmaları ve kumpasları bir bilim insanı ciddiyeti ve bir savcı titizliği ile inceleyerek deşifre etti.

Çok sayıda makalesinin yanı sıra süreci takip edip tarihsel gerçekleri belgelediği Kirov CinayetiHruşçov’un Yalanları gibi kitapları bütün dünyada yayınlandı. Oldukça yeni olarak Yazılama Yayınevi Ogün Eratalay’ın titiz çevirisiyle Troçki’nin Yalanları kitabını bastı.

Tıpkı öncekilerde olduğu gibi bu dönemi karalayan, aşağılayan dogmanın da bir amacı olduğunu anlıyoruz: Sovyetlerde kapitalizmin yeniden kurulması.

Sovyet coğrafyasını parçalayarak kapitalizmi yeniden kurmayı başardıkları için tarihsel olarak süreçteki bağlantıları da izleyebiliyoruz.

Troçki ve yandaşlarının, Sağcıların (Buharin ve arkadaşları) ve Zinovyevcilerin nasıl gizlilik içinde bir blok kurduklarını, kapitalizmin restorasyonu için terör ve sabotaj yöntemini seçtiklerini ve emperyalist ülkelerle bağ kurduklarını anlayabiliyoruz. Hatta Almanya’ya Ukrayna’yı vermeyi düşündüklerini okumak günümüz emperyalist rekabetine de ışık tutuyor.

NEP’te zorunlu olarak bir süre yaşayan kapitalizme dönmeye, tüketim araçlarının üretimine önem vermeye, kolektivizasyonu durdurmaya ve merkezi planlamanın parçalanmasına dayalı ortak programlarının nasıl Hruşçov ve Garbaçov dönemlerinde tekrar ortaya çıktığı izleyebiliyoruz.

Önce Hruşçov döneminde, sonra 1980’lerin sonundan itibaren yaşanan karşı devrimde, sosyalizmin kurulmasını sabote edenlerin itibarlarının nasıl iade edildiğini ibret verici şekilde görüyoruz. 

Ayrıca bu çapta dogma yıkıcı bir aydının ABD’den çıkmasını bir yere yerleştirmeliyiz.

İçinde bulunduğumuz yüzyılda tekrar sosyalizm kurulmaya başladığında gerçeklerin üzerini örten yalan perdesi tamamen kalkmış olacak. O zaman insanlığın ilk sosyalist kuruluş deneyimindeki eksiklik ve hataları daha rahat ve kaygısız ele alabileceğiz.

Bu 1 Mayıs’a düzeni koruyan bir dogmanın daha aşılmaya başlamasının rahatlığı ve kıvancı ile gideceğiz.

Yaşasın 1 Mayıs!

Erhan Nalçacı / SOL


Hürriyet-i Ebediye’de, Abide-i Hürriyet’in önünde - Orhan Gökdemir / SOL

 'Hürriyet-i Ebediye’de, Abide-i Hürriyet’in önündeyiz. Başka türlü bir devrime ihtiyacımız var şimdi, merakla ve minnetle orada yatanlara bakıyoruz!'


1908’de ne var? Eşitlik, özgürlük, kardeşlik ideali var. Baskıcılığa, tek adam yönetimine karşı dağa çıkma var. İttihat Terakki ve Hürriyet var. Ve tabii Talat, Enver ve Cemal var. Üçünü de paşa biliyoruz, hükümleri henüz paşaların devrimci olabildiği zamanlardadır. 

Bir günde ulaşılmamıştır 1908’e. Tek adam yönetimine son verme çabaları Mithat Paşa, Ziya Paşa ve büyük aydınımız Namık Kemal’le başladı. Vuruştular, düşürdüler ve düştüler. 1908, onların başlattığı 30 yıllık mücadelenin içinden çıktı. 1906’dan itibaren genç subayların kurduğu gizli örgütler, Selanik’te ve Manastır’da, baskıcı Abdülhamit’in kıyametine hazırlık yapıyordu. Osmanlı sallanıyordu, devrimcilerin aceleleri vardı, tez zamanda memleketi kurtarmak için harekete geçmek istiyorlardı. 

Büyük olayların küçük başlangıçları vardır. Her şey Resne’de Kolağası, Yüzbaşıdır, Niyazi Bey’in monarşiye isyan edip bu amaçla dağa çıkmaya karar vermesiyle başladı. Dağa çıkanlar iki-üç subay ve 150 civarında gönüllü fedaiden ibaretti. Az ancak kararlıydılar. İsyanı bastırmak için gönderilen Şemsi Paşa’yı korumalarının arasında vurdular, yerine gönderilen paşayı kaçırıp hapsettiler. Abdülhamit’in olayların önüne geçecek gücü kalmamıştı. Yıkmak sadece kuvvet değil aynı zamanda cesaret işidir. Bizi Hürriyete taşıyan kuvvetten çok tuhaf adamların cesaretidir. 

Dağa çıktıysan ne yapacaksın? 23 Temmuz 1908’de Niyazi ve Enver İstanbul’a çektikleri telgrafla meşrutiyet ilan etti. Koca imparatorluk o telgrafı bekliyor gibiydi. Gerisi bir halklar bayramıdır. Sultan devrilince, tebaası sultan olmuştu. Hürriyetin birleştirici tutkal olduğu bir “Osmanlı Ulusu” yaratılmış gibiydi. Hürriyetin ilanının ardından yapılan ilk seçimde Meclis’e girenlerin dağılımı da bunun göstergesiydi. 142 Türk, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Musevi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 2 Ulah ve 1 Asuri oluşuyordu yeni meclis. Bu çeşitliliğin gösterdiği şey çeşitli din, dil, ırka ait topluluklar arasındaki çatışmalar son bulduğuydu. Halklar hapishanesinin parmaklıkları o gün kırılmıştı. Devrim barış getirir! 

***

Ama sonra iki önemli gelişme daha oldu. Birincisi 31 Mart gerici ayaklanmasıdır. Daha üzerinden bir yıl geçmeden Hürriyet’ten rahatsız olan bütün gerici güçler “şeriat isteriz” nidalarıyla ayaklandılar. İstanbul’u işgal ettiler, önüne çıkanı boğazladılar, asker-sivil yüze yakın insanı katlettiler. Kışkırtıcısı Nakşibendi tarikatı mensubu gerici-yobaz Derviş Vahdeti ve onun yönettiği “Volkan” gazetesidir.

İstanbul’da karşı devrim oluyordu. Hareket Ordusu koştu yetişti. Türkler, Bulgarlar, Rumlar ve Yahudilerden oluşan gönüllü taburlarının başında Mahmut Şevket Paşa vardı. Neredeyse bütün Rumeli birleşmiş, Meşrutiyeti yıkanların üzerine yürüyordu. Sert çatışmaların ardından gerici ayaklanma bastırıldı, Abdülhamit tahtan indirilip sürgüne gönderildi. O çürümüş Osmanlının son padişahı olarak tarihin kara kaplı defterine kaydedilmiştir. Yerine oturtulanı padişah sayamıyoruz. Kışkırtma devam ediyordu. 31 Mart ayaklanmasını 14 Nisan’da Adana’da Müslümanlar ile Ermeniler arasında çıkan çatışmalar izledi. Bölgede vahşi katliamlar olmuş, kardeşlik havası büyük bir yara almıştı. 

İkincisi, devrimin lideri Mahmut Şevket Paşa’nın bir suikast sonucu öldürülmesidir. İttihat ve Terakki bunu bir fırsat bildi, 11 Haziran 1913’teki suikastın ardından eylemcilerle birlikte muhalifleri de derdest etti. Kaçmayı başaranlar kaçtı, yakalananlar Divan-ı Harpte yargılandı, 12’si idam edildi. Yakalanıp da suçu sadece muhaliflik olanlar Sinop’a sürüldü. Ülke bu iç hesaplaşmalar sırasında Balkan Savaşları’nın tam ortasındaydı. Rumeli adım adım yitiriliyordu, Büyük Savaş kapıyı çalmak üzereydi. Hürriyet aydınlığı çoktan karartılmıştı. Kısa 1908 Devrimi tarihidir.

***

İttihat ve Terakki’nin ve namlı liderlerinin bundan sonraki tarihi bir çırpınıştan ibarettir. Pusulasını kaybeden Enver Napolyon olma hayali peşindeydi. Hayalini kısmen başardı da. Basamakları üçer beşer tırmandı. Genç yaşında imparatorluk ordusunun en tepesindeydi. Almanya gibi güçlü bir müttefik bulmuş, o sayede Osmanlının yıkıntıları üzerinde bir “Enverland” kurmuştu. Bu güç arzusu onu da kurtarmak için çırpındığı imparatorluğu da bir trajediye doğru sürüklüyordu. 

Talat ise gerçekte bir paşa değildi. Bulunduğu yere basit bir posta memurluğundan tırnağıyla kazıya kazıya gelmişti. Mütevazı bir kişilikti, müthiş bir örgütçü, kararlı bir devrimciydi. Üstelik bu curcunanın ortasında ahlaklı kalmayı başarmıştı. O da devleti kurtarma hayaliyle tarihin dalgasında oradan oraya sürüklenecekti. Sonunda “tehcir”in uygulayıcısı ve planlayıcısı olarak buldu kendini. Ancak yaratılmasına öncülük ettiği kan gölü çöküşe engel olmayacaktı. İşler kontrolden çıkınca bırakıp kaçtı, kaçtığı yerde buldular ve öldürdüler. Katili Soğomon Tehliryan Alman devleti tarafından hoş görülmüştü. Halbuki Tehcir daha işin başında bir Alman planı olarak kurgulanmıştı. Emperyalistler hep temiz kalmanın bir yolunu bulmuştur!

***

Osmanlının son yirmi yılı kişisel ihanetler ve kötülükler tarihi değildir elbet. Emperyalist güçlerin itiş kakışları arasında büyük bir imparatorluk çöküyor, kendisine tutunan kim varsa kendisiyle birlikte çukura doğru sürüklüyordu. 

Bu dramatik olayların sahnesi Balkanlardı ve Balkan Savaşları aslında bir Osmanlı iç savaşıydı. İmparatorluğun gayrimüslim tebaası ayaklanmıştı, Müslüman nüfus isyancıların hedefindeydi. Onlar da büyük hızla balkanları boşaltıyor, Anadolu içlerine doğru göçüyordu. Ancak tabii Anadolu’daki gayrimüslimler de ayaklanmıştı. Bu, göçüp gelenlere İngiliz ve Fransız işgalinden daha yakıcı bir sorun olarak görünüyordu. “Tehcirin” ve tabi ardından “mübadelenin” doğduğu siyasi ve sosyolojik iklim böyledir. 

Gerisini Doğan Avcıoğlu şöyle anlatıyor: “Kurtuluş Savaşımızın ilk kurşunu, 19 Aralık 1918 günü Dörtyol’da patladı. Bu ilk kurşun, öç almak için geri dönen Fransız üniformalı Ermenilere atıldı.” Fransızlar Kilikya’da Türklere karşı savaşması için bir Ermeni Lejyonu kurmuştu. “Doğu Lejyonu” adını verdikleri bu birlik, Fransa’nın Kilikya’da ileride gerçekleştirmeyi tasarladığı Küçük Ermeni Devleti ordusunun çekirdeği olacaktı. Fransız üniforması taşıyan bu askerler yerli Ermeni çeteleriyle birlikte intikam operasyonları düzenliyordu. Haliyle Anadolu’daki direniş de Fransızların işgal ettiği bölgelerde başladı. İngilizlerin işgali altındaki Adana, Antep, Maraş ve Urfa’da bir direniş yoktu. Halk İngilizlerin kalmasını ve Fransızların uzak durmasını istiyordu. Bu bölgelerde direniş ancak 1919 yılının son aylarındaki Fransız işgali üzerine ortaya çıktı. Anadolu’nun ahalisi korkudan felç olmuştu. Direnişi İtilaf Devletleri’ne değil, “Rumluk ve Ermenilik kurulmasına” karşıydı.

Dağılma 19. yüzyılın başında Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla başlamıştı. Avrupa Devletleri bütün gücüyle bu hareketin arkasında durmuştu. Şimdi irili ufaklı başka unsurların da arkasında duruyor, ayrılmalarını teşvik ediyorlardı. Arkasında Osmanlı'yı parçalayıp paylaşma planları vardı. Enver, Cemal ve Talat bu planı bozacaklarına inanıyorlardı.

Bozamadılar. Tabii çöküntünün altında Osmanlı'yı oluşturan bütün halklar kaldı. Ermenilerin payına topraklarından sökülüp atılmak düştü. Anadolu’nun Türk-Müslüman halkı kıtlık, açlık ve salgınlarla yüzleşti. Özetle yıkımdan herkes payına düşeni aldı. 

İttihat ve Terakki de yıkıntının altında kalanlardandı. İç savaşlardan kahraman çıkmaz; Talat ve Enver, içinde debelendikleri iç savaşın kurbanları olmuştur.

***

Savaş suçsuz olur mu? Hele iç savaşı bütünüyle bir suç organizasyonu saysak yeridir. Nihayetinde iç savaşta herkes kendi halkına karşı savaşır. O nedenle iç savaşlardan kahraman çıkmaz. Savaşa meşruiyetini devrimler verir, savaşıp da sığınabileceğimiz tek şey devrimdir. 

Mithat ve Ziya Paşa, Namık Kemal aydınımız ellerini kirlettiler. Hürriyet’in paşaları ise çok baskı görmüşlerdi, daha gözü karaydılar, çok kıyıcı oldular. Ama tarihleri kıyıcılıktan ibaret değildir, Hürriyet devrimdir ve bu devrim onların adına yazılıdır.  

Şimdi önümüzde bir tarih var. Bu tarihi Hürriyetsiz düşünemeyiz. İlericilik-gericilik davası uzun mücadelelerin içinden sıyrılıp gelir çünkü, son adım önceki adımlara dayanır. Kesinti iddialarına karşılık devamlılık esastır. Kuşkusuz geleceğin ilerici adımları da feyzini geçmişin ilerici adımlarından alacaktır. Mithat ve Ziya Paşa'yı, Namık Kemal’i, Enver’i, Cemal’i ve Talat’ı bu tarihten silemeyiz. Mustafa Kemal ve Cumhuriyeti onların paltosundan çıkmıştır, onların tarihinin bir devamıdır. Ve nihayetinde, devrimde ısrarlıysak, hepsi bizimdir. 

Farklarımız var; Cumhuriyet'in kurucuları tarihi kendilerinden başlatmaya eğilimliydi. Geçmişin yüklerini omuzlamak istemiyorlardı. Ayrıca geçmişle bağın koparıp atılması, Cumhuriyet'i ilahi bir gücün gerçekleştiği bir mucize gibi gösteriyordu. Öyle olsun istediler.

Biz ise bağlarını yeniden kuruyoruz, mecburuz. Mecburiyeti şu; “Hürriyetli” bir yeni Cumhuriyet istiyoruz. Hürriyetsiz ve Cumhuriyetsiz varıp varabileceğiniz yer Hamitçiliktir.

Hürriyet-i Ebediye’de, Abide-i Hürriyet’in önündeyiz. Başka türlü bir devrime ihtiyacımız var şimdi, merakla ve minnetle orada yatanlara bakıyoruz!

Orhan Gökdemir / SOL