23 Mayıs 2022 Pazartesi

TARİHTE BUGÜN (23 MAYIS)

     


      OLAYLAR:

  • 1992 - İstanbul'a 117 yıl hizmet eden Galata Köprüsü yerinden sökülerek, Haliç'e çekildi.
  • 1996 - Çağlar Söyüncü, doğdu.Türk futbolcu
  • 2002 - Ankara'nın en eski ve en büyük sinemalarından biri olan Akün Sineması1975 yılında Ertem Eğilmez'in unutulmaz filmi Hababam Sınıfı ile açtığı perdelerini, yine aynı filmle bir daha açılmamak üzere kapattı.
  • 2006 - Boeing 717 üretimi sona erdi.
  • 2006 - Türk-Yunan F-16 uçakları çarpıştı.
  • 2018 - Kurlardaki yükseliş devam ediyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu olağanüstü toplandı. Borç verme faizi yüzde 13,5'tan 16.5'e yükseltildi. Dolar kuru ise 4,60'a geriledi.Gün içinde dolar 4.90u geçmişti.
  • 2020 - Koronavirüs salgını kapsamında, Ramazan Bayramı boyunca sokağa çıkma yasağı uygulaması başladı. 23-24-25-26 Mayıs tarihlerinde tüm Türkiye'de sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
  • 2021 - Sedat Peker 7. Videosunu Yayınladı: Faili Meçhul Cinayetler ve Uyuşturucu Yolları
    Sedat Peker, devlet, çeteler, işadamları ve medya içerisinde gerçekleşen itiraf ve iddiaları hakkında 7. videosunu paylaştı. Uğur Mumcu, Kutlu Adalı ve 90 yıllardaki bir çok faili meçhul cinayetlerin arkasında Mehmet Ağar (o dönemler emniyet müdürü, içişleri bakanı, adalet bakanı) ve Korkut Eken olduğunu iddia etti. Ayrıca şimdiki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Eski başbakanlardan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım hakkında da çarpıcı iddialarda bulundu. Sedat Peker: "Hep böyle yapıyorlar. Vatanseverlik diyorlar, milleti coşturuyorlar herkesi birbirine sokuyorlar"
        

      
ÖLÜMLER:
  • 1524 - I. İsmailSafevî Tarikatı'nın lideri, Safevi Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarı (d. 1487)
  • 1701 - William Kidd, İskoç denizci ve korsan (d. 1645Hint Okyanusuna yaptığı bir deniz seferinin ardından korsanlık suçlamasıyla yargılanmış ve idam edilmiştir. Bazı modern tarihçiler Kidd’in yalnızca Hükûmet adına çalışan bir korsan olmasını sebep göstererek korsanlıkta sahip olduğu ününün haksız olduğunu düşünmektedirler. Kidd’in asıl ünü İngiliz Parlamentosu’nun kendisini sorgulamasından ve sonrasında çıkarıldığı duruşmadan önce meydana gelen sansasyonel olayların ardından yayılmıştır. Kidd’in engin denizlerdeki yağmaları korsanlık adına olsun ya da olmasın kendi zamanındaki Hükûmet adına çalışan veya diğer korsanlara nazaran hem daha az zararlı hem de daha az yararlı olmuştur
  • 1857 - Augustin Louis Cauchy, Fransız matematikçi (d. 1789)
  • 1874 - Sylvain Van de Weyer, Belçika Başbakanı (d. 1802)
  • 1886 - Leopold von Ranke, Alman tarihçi (d. 1795)
  • 1906 - Henrik İbsen, Norveçli oyun yazarı (d. 1828)
  • 1911 - John Douglas, İngiliz mimar (d. 1830)
  • 1934 - Bonnie Parker, Amerikalı banka soyguncusu ve kanun kaçaği (d. 1910)
  • 1934 - Clyde Barrow, Amerikalı banka soyguncusu ve kanun kaçaği (d.1909)
  • 1937 - John D. Rockefeller, Amerikalı sanayici (d. 1839)
  • 1942 - Georges Politzer, Fransız marksist yazar ve felsefeci (d. 1903)
  • 1943 - Kenan Hulusi Koray (d. 1906, İstanbul - ö. 23 Mayıs 1943, Adapazarı) Cumhuriyet döneminde kurulan Yedi Meşaleciler adlı topluluk üyesi ve hikâyeci yazarTürk hikâye yazarı ve Yedi Meşaleciler adlı topluluk üyesi (d. 1906) 1906'da İstanbul'da doğdu.[1] İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdi.[1] İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okumaya başladı.Servet-i Fünûn dergisinde yayımladığı öykülerle edebiyat dünyasına adım attı.[2] 1928'de Yedi Meşaleciler arasında tek hikâye yazarıydı. 1934 yılında Vakit'te gazeteciliğe başladı ve kısa zamanda gazetenin yazı işleri müdürü oldu. 1943 yılında Adapazarı'nda yedek subay olarak askerliğini yaparken tifüsten öldü. Yazar, hikâyede Ömer Seyfettin'den başlayarak gelişen çizgisinde önceleri üslubu ve muhtevası ile Sait Faik Abasıyanık ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ı hazırlayan fantastik bir yol tuttu. Sonraları daha gerçekçi konulara yöneldi. Kenan Hulusi'nin edebiyat dünyasına adım atması öğrencilik yıllarına denk düşer. "Serveti Fünun" dergisinde yayınlanan ilk hikâyelerinin ardından, aynı dergiye yazan diğer altı arkadaşı ile birlikte, edebiyatımızda "Yedi Meşaleciler" diye anılan topluluğu oluşturdular. İçlerindeki tek hikâye yazarıydı Kenan Hulusi. 1928'de, önce bir antoloji, ardından da bir dergi hazırlayarak manifest bir çıkış yapan ve Sabri Esat SiyavuşgilZiya Osman SabaYaşar Nabi NayırMuammer LütfiVasfi Mahir KocatürkCevdet Kudret ve Kenan Hulusi'den oluşan topluluk, milli edebiyatçıların sığlıklarına, gerçekçilikten kopmuş ve içi boşalmış "milli"liklerine bir tepkiyi dillendiriyordu. Ancak uzun soluklu olmayan çıkışları, "Meşale" dergisine iltica etmeleriyle son buldu. Kenan Hulusi'nin "Vakit" gazetesine geçişi ve Sadri Ertem'in etkisiyle gerçekçiliğe yönelişi bundan sonradır. Yaşadığı sürede beş hikâye kitabı yayınlamış, "Osmanoflar" romanı ve kısa hikâyelerinin birçoğu gazete sayfalarında kaybolup gitmiştir. Gazeteciliğinin de etkisiyle küçük hikâye tarzını benimseyen Kenan Hulusi, Cumhuriyet döneminde korku türünde örnekler veren ilk hikâyecidir.
  • 1944 - Şevket Dağ, Türk ressam (d. 1876)
  • 1953 - Ali Rıza Çevik, Türk bürokrat (d. 1888)Selanik Askerî Rüştiyesi ile Merkez Îdâdîsi’nde orta ve lise öğrenimini tamamladı. Temmuz 1909’da Mülkiye’den mezun oldu. 3 Eylül 1909’da tayin edildiği Kosova Vilayeti Maiyyet Memurluğu’nda stajını tamamladı. Köprülü ve Palanga Kazaları kaymakam vekilliklerine bir süre görevlendirildikten sonra kaymakamlığa terfi etti. 11 Mayıs 1914’te Sivrihisar, 13 Aralık 1916’da Bergama kaymakamlıkları yaptı. 15 Aralık 1919’da Keşan Kaymakamlığı’na nakledildi ise de Keşan’a gitmediğinden istifa etmiş sayıldı. Sözü geçen tarihten itibaren dokuz yıla yakın İstanbul ve Eskişehir’de ticaretle meşgul oldu. 1927’de tekrar mülkiye mesleğine döndü. 27 Temmuz 1927’de 2. defa Sivrihisar kazası Kaymakamlığına atandı. 4 Şubat 1930’da Beyoğlu Kaymakamlığı, 30 Eylül 1930’da İstanbul Polis Müdürlüğü, 1932 Nisan’da İstanbul Vali Muavinliği ile 1935’te Gaziantep Valiliği yaptı. 17 Temmuz 1939 - 11 Temmuz 1941 tarihleri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü, 31 Mayıs 1941’de Dahiliye Vekâleti Müsteşarlığı, 25 Mayıs 1942’de Manisa valiliği yaptı. Manisa valiliği yaptığı sıralarda bir okul yaptırdı. 1949 yılında emekli oldu.
  • 1955 - Aziziye Tabyası kahramanı Nene Hatun vefat etti.
  • 1960 - Soğomon Tehliryan,(d. 1896) Osmanlı İmparatorluğu'nun eski sadrazamı Talat Paşa'ya, 15 Mart 1921'de Berlin'de suikast düzenleyerek öldüren Osmanlı Ermenisi devrimci ve komitacıydı. Bu suikast, Nemesis Operasyonu'nun bir parçasıydı, ve Birinci Dünya Harbi sırasında Osmanlı İmparatorluk Hükûmeti tarafından düzenlenen Ermeni Kırımı'nın bir nevi intikam planıydı. Tehliryan, Ermeniler tarafından ulusal bir kahraman olarak kabul edilir.
  • 1991 - Kemal Satır, CHP'nin eski genel sekreterlerinden Kemal Satır öldü.(d.1911) 
  • 1994 - Seramik sanatçısı Atilla Galatalı 58 yaşında öldü.
    1995 - ''Kömür kralı'' olarak tanınan Yeni Günaydın ve Tan gazetelerinin sahibi Bekir Kutmangil silahlı saldırıda öldü.
    1996 - Tanju Okan, Türk şarkıcı, müzisyen ve sinema oyuncusu (d.1938)
  • 2003 - Jean Yanne, Fransız oyuncu, yazar, film yönetmeni ve besteci (d. 1933)
  • 2007 - Japon film yönetmeni (d. 1930Kei Kumai Japon film yönetmeniydi. En çok tanındığı filmi on altıncı yüzyıl Japonya'sının ünlü çay ustası Rikyū'nun yaşamını konu edinen Rikyu'nun Ölümü Sen no Rikyū) (1989) ile Venedik Film Festivali'nde Gümüş Aslan ödülünü kazandı. Kei Kumai tarafından yönetilen ve Japon cerrahların Amerikalı savaş tutsakları üzerinde yaptıkları deneyleri konu edinen filmi Deniz ve Zehir (Umi to Dokuyaku) (1986) de, Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı Ödülü almıştı.
  • 2009 - Roh Moo-hyun, Güney Kore 16. (eski) cumhurbaşkanı (d. 1946)
  • 2011 - Xavier Tondo, İspanyol bisikletçi (d. 1978)
  • 2013 - Cemal Güvenç, Türk ressam ve sanat eğitimcisi (d. 1925)
  • 2013 - Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge Eski Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Sarıyer Reşitpaşa'daki evinde ölü bulundu.(d. 1938)
  • 2013 - Georges Moustaki, Yunan asıllı Fransız şarkıcı (d. 1934)
  • 2015 - Moyra Caldecott, İngiliz yazar (d. 1927)
  • 2015 - John Carter, Amerikalı oyuncu (d. 1927)
  • 2015 - Anne Meara, Amerikalı oyuncu ve komedyen (d. 1929)
  • 2015 - John Forbes Nash, Amerikalı matematikçi ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi (d. 1928)
  • 2016 - İbrahim Bodur, Türk iş adamı (d. 1928)
  • 2017 - Aleksandr Burdonski, Sovyet-Rus tiyatro yönetmeni (d. 1941)Sovyet-Rus tiyatro yönetmeni, Josef Stalin'in torunu. Moskova Tiyatrosu'nda 20'den fazla oyun yönetti ve Playing On the Keys of The Soul ve This Madman Platanov gibi sinema filmlerini yönetti. 1996'da Burdonski, Rusya Halk Sanatçısı ödülü'nü aldı. Babası Stalin'in oğlu Vasili Yosifoviç Stalin'dir.
  • 2017 - Roger Moore, İngiliz sinema oyuncusu (d. 1927)
  • 2020 - Alberto Alesina, İtalyan siyaset ekonomisti, yazar ve akademisyen (d. 1957)
  • 2021 - Eric Carle, Amerikan çocuk kitapları yazarı ve illüstratörü (d. 1929)
  • 2021 - Lorrae Desmond, Avustralyalı aktris, şarkıcı, albüm yapımcısı, televizyon sunucusu, radyocu ve oyun yazarı (d. 1929)
  • 2021 - Paulo Mendes da Rocha, Brezilyalı mimar (d. 1928)


  • 2021 - Nina Şatskaya, Sovyet-Rus aktris (d. 1940)
 

Adaletsizliğin tarihi dilekçesi - Timur Soykan / BİRGÜN

 

Yaşlı bir çift, hasta, bitmeyen bir acının içinde iki büklüm, küçülmüş. Çorlu Adalet Sarayı’nın beton bahçesinde, sert rüzgara karşı küçük adımlarını güçlükle atarak yürüyorlar. Kocaman ‘Adalet’ yazıyor binanın üzerinde. Adaletsizlikten onların yüreği yanıyor. Çorlu Tren Katliamı’nda iki kızlarını, iki torunlarını kaybettiler. Sorumlulara dava bile açılmazken onların adalete kavuşması için mücadele eden avukatları tutuklandı. 


‘Adalet Sarayı’na girerken çantalarında avukatları Can Atalay’ın 25 Mayıs’ta görülecek davanın duruşmasına getirilmesi için yazılmış bir dilekçe var.

4 yıl önce, 7 Temmuz 2018 Cumartesi günü…

Çorlu’nun Vakıflar Köyü’nde, 70’lerine merdiven dayamış Mürüvvet-Remzi Güvenç çiftinin evinde bayram havası vardı. Çok mutlu, kocaman bir aileydiler. Şehirde yaşayan kızları ZehraEmineEmelDerya, damatları, torunları her hafta sonu köydeki evde toplanır, sohbetlerinde kahkahalar eksik olmazdı. Torunları meyve ağaçlarıyla dolu bahçede oyunlar oynuyor, kızları, damatlarıyla birlikte ağaç gölgesinde sofra hazırlıyorlardı. Dede Remzi Güvenç’in köyde geniş bir merası vardı ve hep “Torunlarımın bir köyü olsun, buradan kopmasınlar” derdi.

Derya Kurtuluş (30) 6 ay önce ikinci çocuğu Beren’i dünya getirmiş, mutlulukları katlanmıştı. Dede Remzi GüvençBeren’in ağabeyi 4 yaşındaki Mustafa Kemal ile oynuyordu.                                  

(Derya Kurtuluş’un kızı Beren henüz 6 aylıktı. Eşi MelihKurtuluş, Tekirdağ Belediyesi’nde çalışıyordu. O dönem 4   yaşında olan oğullarının adı ise Mustafa Kemal’di.)

Emel Güvenç Duman’ın (36) oğlu Efe, 10 yaşına gelmişti.

                                          Emel Güvenç Duman.

Zehra Güvenç Bilgin’in kızı Bihter 14 yaşındaydı, okulda da evde de lakabı ‘Bitter Çikolata’ydı. Çok akıllı, çok sıcakkanlı, neşeliydi, dedesi ve ninesinin prensesiydi. O gün kuzenlerine annesiyle birlikte diktikleri dut ağacını gösteriyordu. Ortaokuldan yeni mezun olmuş, sınavı çok iyi geçmişti.

Zehra Güvenç Bilgin ve kızı Bihter, gezi ve turlarla Türkiye’yi gezmişti. Onlara ‘Ayrılmaz ikili’ diyorlardı. Bihter, LGS’den

 Fen Lisesi için yeterli puan almıştı ama ‘Annem senden uzağa gidemem’ diyerek Çorlu’daki Anadolu Lisesi’ni tercih

 etmişti.

7 Temmuz 2018 günü kalabalık sofrada Derya ve Emel, çocuklarını yanlarına alıp trenle Lüleburgaz’a gitmeye karar verdiler. Sadece trene binmek istemişlerdi. Biraz gezip döneceklerdi. Bihter de onlarla gitmek istedi, ilk kez trene binecekti, heyecanlıydı.

8 Temmuz 2018 Pazar günü…

Sabah erken saatte trene bindiler. Onlar Lüleburgaz’da vakit geçirirken köy evinde akşam yemeğinin hazırlıkları vardı. Dönüş için trene bindiklerinde yağmur başlamıştı. Tıka basa dolu tren çok hızlı gidiyor, Sarılar Köyü yakınında rayların altı tamamen boşalmış menfeze yaklaşıyordu. Lokomotif buraya girdiği an makinistler koltuklarından fırladı, trenin beş vagonu büyük bir gürültü ve çığlıklarla savruldu.

Saat 17.00 sıralarıydı. Vakıflar Köyü’ndeki evin telefonu çaldı, feryatlar yükseldi.

4 yaşındaki Mustafa Kemal hafif, 10 yaşındaki Efe ağır yaralanmıştı, hastanedeydiler. Derya, henüz 6 aylık kızı BerenEmel ve Bihter hiçbir yerde yoktu. Saat gece yarısına yaklaşırken morgda yere dizilmiş cenazeler arasında buldular onları. 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetmişti.

Bir gün sonra Vakıflar Köyü’ndeki camide tabutlar vardı, birisi küçücüktü. Babası Melih KurtuluşBeren’in tabutunu köy camisindeki musalla taşının üzerine koydu.

Geçmişi neşe dolu Vakıflar Köyü’ndeki ev, o günden sonra mezar kadar sessiz kaldı. Mürüvvet-Remzi Güvenç, cenazeden eve döndüklerinde beyaz bir kedi yavrusu vardı bahçede. Onu Beren’in yerine koydular, hiç yanlarından ayırmadılar. Mürüvvet Güvenç, çocuklarının, torunlarının anılarıyla dolu evde “Dalsız bir ağaca döndük” diyordu. Bahçede Bihter’in annesiyle diktiği dut ağacı vardı.

Biliyorlardı; göz göre göre ölüme sürüklenmişti kızları, torunları. Tren yolundaki dolgu toprakla yapılmamıştı. Menfezler ve borular yetersizdi. Yeterli sayıda yol ve geçiş kontrol memuru olmadığı için rayların altının boşaldığı fark edilmemişti ve daha pek çok ihmal vardı.

Ama onların büyük acılarına adaletsizliği eklediler. Sadece dört alt düzey memura dava açıldı. Ulaştırma Bakanı, TCDD üst yönetimi korundu. Adliye koridorlarında kapılar yüzlerine kapandı. Duruşmalarda talepleri reddedildi. Oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden anne Mısra Öz’e dava açıldı. Tutuklu tek sanık yoktu.


Avukat Can Atalay ve arkadaşları hep onların yanındaydı. Hayatını kaybeden 25 kişinin fotoğraflarının olduğu siyah pankartlarla birlikte yürüdüler. Adalet sloganlarını birlikte attılar. Can Atalay duruşmalarda, adliye önünde onların sesi oldu, gerçek suçluları anlatıyordu. Mücadeleleri sonucunda yeni bilirkişi raporu üst düzey yöneticilerin sorumluluklarını ortaya koydu.

Çorlu Tren Katliamı’nın dördüncü yılında halen bir iddianame bile hazırlanmadı. Onların gönüllü avukatı Can Atalay, Gezi Davası’nda hukuksuz, delilsiz 18 yıl hapis cezasına çarptırılıp tutuklandı.

70 yaşındaki Remzi Güvenç ve Mürüvvet Güvenç, geçen hafta gri kasvetin içinde, beton adliye bahçesinde ellerinde dilekçeyle yürüyordu. Bu dönem adaletsizliğinin tarihi kanıtı dilekçelerinde şöyle yazıyordu: “Davamızı başından sonuna kadar takip ederek en detaylı bilgi sahibi olan Avukat Can Atalay’dır. Avukatımızın 25 Mayıs’ta görülecek 

duruşmaya getirilmesini istiyoruz.”

Adaletsizliğe mahkûm Remzi Amca ve Mürüvvet Teyze’ye bunu da çok görecek misiniz?

Timur Soykan / BİRGÜN



Çevre Bakanlığı kiralık araç sözleşmesinde başlangıcı üç ay geriye taşıdı - Erdem Sevgi / Cumhuriyet

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı “sıfır emisyon” hedefinin tersi yönünde “doğa düşmanı” araçlar kiralayan, “çevre dostu” taşıtlar için “yarış arabası özellikleri” isteyen bakanlık, şimdi de “geriye dönük” ihale açtı. Bakanlık, 13 Mayıs’ta duyurduğu ihalenin şartnamesine araçların kullanım tarihi olarak üç ay öncesini yazdı.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndaki “ihale skandalları”na bir yenisi eklendi. “Doğa düşmanı” araçlar kiralayan, “çevre dostu” taşıtlar için “yarış arabası özellikleri” isteyen bakanlık, şimdi de “geriye dönük” ihale açtı. 

ARAÇ SAYISI ARTIYOR

Bakanlık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “sıfır emisyon” hedefinin tersi yönündeki araç kiralama ihaleleriyle dikkat çekti. Erdoğan’ın, Haziran 2021’de imzaladığı “tasarruf” genelgesini de dikkate almayan bakanlık, kullandığı kiralık araç sayısını artırmak için açtığı son ihalenin şartnamesinde yeni bir skandala imza attı. İklim Değişikliği Başkanlığı’nın 13 Mayıs’ta duyurusunu yaptığı, “şoförlü taşıt kiralama işi” başlıklı ihalenin şartları, Kamu İhale Yasası’na aykırı işlemi ortaya koydu. Duyuruya göre, başkanlık, 30 Mayıs’ta yapacağı ihalede sürücüleriyle birlikte yedi taşıt kiralayacak. Şartnamede araçların kullanıma gireceği tarihin ihalenin üç ay öncesi, yani 1 Mart olduğu görülüyor. 

MEVZUATA AYKIRI

Kamu işleyişinde mümkün olmayan “geriye dönük” ihale ilanındaki ayrıntılar, tarihlerin “sehven” yazılmış olması olasılığını da ortadan kaldırıyor. Şartnamede, “Hizmet alımı, 1 Mart 2022- 31 Aralık 2022 (10 Ay) tarihleri arasını kapsayacaktır” ifadelerine yer veriliyor. Hizmetin başlangıç tarihine yönelik, “1 Mayıs 2022” tarihine de işaret ediliyor. Kiralanacak araçların renklerine kadar ayrıntılı tanımlamaların yapıldığı “geriye dönük” tarihli şartname, 1 Mart itibarıyla kullanılmaya başlanan araçlar için “sonucu belli olan” ihalenin “usulen yapıldığı” olasılığını kuvvetlendiriyor. Mevzuata göre, ihale sonuçlanıp itiraz süresinin dolmasının ardından yükleniciyle sözleşme imzalanıyor. Yüklenici de hizmeti bu tarihin ardından idareye sunmaya başlayabiliyor.

KAPSAM DIŞI KALDI 

Kuruluş amacı “iklim değişikliğiyle mücadele” olan İklim Değişikliği Başkanlığı, söz konusu şartnamede sıralanan teknik özelliklere göre çevre dostu olmadığı bilinen dizel yakıtlı araçları tercih ediyor. Dokumanda yakıt tipi bilgisine yer verilmezken, bir otomobil markasının ürettiği “dizel motor modeli” işaret ediliyor. Çevreye daha az zararlı olduğu bilinen LPG ve CNG yakıt kullanan araçlar kapsam dışı bırakılıyor.

ÇEVRE DOSTU DİYE F1 ARACI İSTEDİ

Cumhuriyet, Aralık 2021’de “Doğa düşmanı” Çevre Bakanlığı” manşetiyle bakanlığa bağlı il müdürlüklerinin yüzlerce araç kiralamak için açtığı ihalelerde “çevre dostu” araçları kapsam dışı bıraktığını gündeme getirdi. Bakanlığın Şubat 2021’de hibrit araç kiralamak için çıktığı ihalede “sadece Formula1 araçlarında bulunan özelliklerin” şart koşulduğunu ve bu nedenle kimsenin ihaleye katılamadığını Cumhuriyet, “Bakanlıktan yarış arabası ihalesi” manşetiyle duyurdu.

Erdem Sevgi / Cumhuriyet