18 Ocak 2023 Çarşamba

KISA KISA GÜNDEM - 18 OCAK 2023 -

 


Sokaklar baronların savaş alanına döndü(Mustafa Kömüş-BİRGÜN)

                                           Gürcü çete lideri taç alma törenlerini uzun süredir Türkiye’de yapıyordu.

Ülke uzun süredir adeta baronların mücadele alanına dönüştü. Uluslararası çete liderleri hesaplaşmalarını başta İstanbul olmak üzere Antalya ve Trabzon’da gördü.(https://www.birgun.net/haber/sokaklar-baronlarin-savas-alanina-dondu-417972)

Bakanlığın derdi camiyi doldurmak(İsmail Arı-Birgün)

Ulaştırma Bakanlığı, saatte en az 30 bin yolcunun kullanmayacağı metro projelerine onay vermiyor. İBB’nin projesi de bu gerekçeyle engellendi. Ancak bakanlığın yaptığı Çamlıca metrosunu saatte 8 bin kişi kullanacak.(https://www.birgun.net/haber/bakanligin-derdi-camiyi-doldurmak-417962)

Müteahhit çağ atladı(Mustafa Bildircin-Birgün)

Erdoğan’ın, “Cebimizden beş kuruş çıkmayacak” dediği 13 şehir hastanesi için son beş yılda kamunun kasasından 40 milyar TL’ye yakın para ödendi.(https://www.birgun.net/haber/muteahhit-cag-atladi-417969)

Uçak yerine para uçuyor(Mustafa Bildircin-Birgün)

                                             Yozgat Havalimanı'nın yapımına 2018'de başlanmıştı. (Fotoğraf: AA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2022 yılında açılacak” dediği Yozgat Havalimanı, 2023 itibarıyla halen tamamlanamazken maliyeti de ikiye katlandı. İktidara yakın şirketlerin 652 milyon TL maliyet öngörüsüyle yapımına başlanan havalimanı için 1,2 milyar TL harcandı.(https://www.birgun.net/haber/ucak-yerine-para-ucuyor-417975)

Sinan Ateş soruşturmasına atanan savcının MHP'liler ile ilişkileri ortaya çıktı(Birgün)

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmaya atanan yeni savcı Durdu Özer'in MHP'liler ile yakın ilişkileri ortaya çıktı. Özer'in MHP Genel Başkan Başdanışmanı Eyüp Yıldızlar ile makamında çekilmiş fotoğrafı ortaya çıkarken Kahramankazan Belediye Meclis Üyesi İdris Yavuz Cengiz'in oğlunun da nikah şahitliğini yaptığı öğrenildi. Özer'in ayrıca MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ ve MHP Ankara İl Sekreteri Sinan Gökhan Yavuz ile de fotoğrafı ortaya çıktı (https://www.birgun.net/haber/sinan-ates-sorusturmasina-atanan-savcinin-mhp-liler-ile-iliskileri-ortaya-cikti-417943)

Parti devletinden manzaralar: Erdoğan, AKP Genel Merkezi'nde İran Dışişleri Bakanı ile görüştü(Birgün)

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi'nde İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ı kabul etti. Görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yer aldı.(https://www.birgun.net/haber/parti-devletinden-manzaralar-erdogan-akp-genel-merkezi-nde-iran-disisleri-bakani-ile-gorustu-417910)

Ekrem İmamoğlu: Saray iki yatırımı da engelledi(Birgün)

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP metrosunun yapımı ve 300 metrobüsün alımı için hazırdık. Ancak 2023 Cumhurbaşkanlığı yatırım programında, 2 yatırıma da yer verilmedi" dedi.(https://www.birgun.net/haber/ekrem-imamoglu-saray-iki-yatirimi-da-engelledi-417942)

Staj ve çıraklık başlangıcının emeklilik için geçerli olması için verilen teklif AKP ve MHP oylarıyla reddedildi(Evrensel)

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un Meclis'e sunduğu çıraklık ve staj başlangıcının emeklilik için kabul edilmesini öngören yasa teklifi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.(https://www.evrensel.net/haber/479746/staj-ve-ciraklik-baslangicinin-emeklilik-icin-gecerli-olmasi-icin-verilen-teklif-akp-ve-mhp-oylariyla-reddedildi)


Brezilya'dan Tekirdağ'a gidecek gemide 290 kilo kokain yakalandı(Evrensel)


Brezilya polisi, Tekirdağ’daki Martaş Limanı’na gitmek için Santos Limanı’nda bekleyen selüloz yüklü gemide 290 kilo kokain ele geçirdi.(https://www.evrensel.net/haber/479684/brezilyadan-tekirdaga-gidecek-gemide-290-kilo-kokain-yakalandi)


Hacer Haniç'ten 'başörtüsü' tepkisi: Başında can çekişiyor, niye takıyorsun?(Cumhuriyet)

AKP'ye yakınlığıyla bilinen yazar Hacer Haniç, başörtülü kadınlardan bazılarının abartılı makyaj ve estetik yaptığını belirterek "Niye takıyorsun? Başörtü başında can çekişiyor..." dedi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hacer-hanicten-basortusu-tepkisi-basinda-can-cekisiyor-niye-takiyorsun-2022603)

Motorine dev zam! Güncel benzin ve motorin fiyatları (18 Ocak 2023)(Cumhuriyet)

Motorin fiyatlarına gece yarısı itibariyle 1 lira 5 kuruşluk zam yapılırken, değişiklik pompa fiyatlarına yansıdı. İşte güncel fiyatlar...Brent petrol fiyatları ve dövizdeki değişikliklerle birlikte vatandaşlar benzin ve motorin fiyatlarını takibe devam ediyor. NTV'nin haberine göre; motorin fiyatlarına gece yarısı itibariyle 1 lira 5 kuruşluk zam yapılırken, değişiklik pompa fiyatlarına yansıdı. Benzin fiyatında ise herhangi bir değişiklik beklenmiyor. Güncel akaryakıt pompa fiyatlarına göre; İstanbul'da motorinlitre fiyatı 23.17 liradan satılıyor. Benzinin litresi ise ortalama 20,36 liradan satılıyor.

(derleyen: mstfkrc)







Kuryelerin isyanı + Bursa’da Trendyol GO kuryeleri kontak kapattı +Trendyol motokuryeleri kontak kapattı: 'Hakkımızı istiyoruz!'

 


Kuryelerin isyanı - Dilan Esen / BİRGÜN

Trendyol Go’da çalışan esnaf-kuryelerin isyanı ülkenin sokaklarını turuncuya boyadı. Maslak’taki genel merkez önünde dün yine bir araya gelen motokuryeler, “Hakkımızı istiyoruz” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul’da kontak kapatan Trendyol GO kuryelerinin eylemi ülkeyi sardı. Şirket yetkilileri tarafından açıklanan sefalet zammına tepki gösteren motokuryeler, dün yine Maslak’taki genel müdürlüğün önüne giderken Kocaeli, İzmir ve Ankara’da da eylemler yapıldı.

Düşük ücretlerden çalışma saatine, güvencesizlikten her an ölüm riskine motokuryeler, esnaf kurye modelinin maruz bıraktığı sorunlarla boğuşuyor. Geçen yıl yükselen motokurye eylemlerinin ardından bu yıl da kötü çalışma koşulları esnaf-kuryeleri isyan ettirdi. İki gündür eylem yapan motokuryeler, “Safımızı biliyoruz” dedi.

CEFAYI BİZ ÇEKİYORUZ

Eylemlere katılan esnaf-kurye Anıl Alkan, BirGün’e sorunlarını ve yaşadıklarını anlattı. Esas sorunun esnaf-kurye sisteminden kaynaklandığına değinen Alkan, “Esnaf kuryelik diye bir sistemle çalışıyoruz. Beşiktaş’ta bir lokantanın sahibiyiz sanılıyor. Böyle bir surum söz konusu değil. Her zaman 25 bin TL para kazanıldığı söyleniyor ama böyle bir durum yok aslında temel sorunumuz bu ama konu buraya gelemiyor. Esnaf-kurye sistemiyle Trendyol’un iş ortağıyız sanılıyor. Ama bu ortaklıkta cefayı çeken oluyoruz, sefa kısmı Trendyol’a kalıyor” dedi. Trendyol’un yüzde 400 oranında kâr elde ettiğini aktaran Alkan, şöyle devam etti: “Buradan bize düşen pay, yok denecek kadar az. Şu andaki tek konumuz rakamlar da değil. Risk altında çalışan bir işkoluyuz. 14-15 saat çalıştığımı biliyorum. Böyle olduğunda da kelle koltukta çalışmış oluyoruz. Ortaklık olarak anlatıyorlar ama bu büyük rakamların gerçeğinde şu var, vergisi, benzini, motosikletin bakımları, kazalarında Trendyol bize 5 kuruş vermiyor. Sorumluluktan kaçıyorlar. Modern kölelik dediğimiz aslında bu. Herkes safını bilecek gibi bir vaziyet yaratmış olduk.”

Haftalık 45 saatin yanında ‘kazandıran’ ya da ‘alevli’ saatlerde mola haklarının bile olmadığını ve çalışmak zorunda olduklarını belirten Alkan, şunları dile getirdi: “İstediğin kadar çalışmak ortadan kalkıyor. 23 saat zorunlu kısmı 18’e düşürmek istiyoruz. Önümüz kış, kar tatillerinde valilik motokuryelerin çıkmasını yasaklıyor. Bu dönemde bir ücret verilmesini istiyoruz. Bonusu almaya çalışmak risk ve kazaya sebebiyet verebilecek durumlar oluşturuyor. Sürekli ve örgütlü bir mücadeleye ihtiyacımız var. Esnaf-kuryeyiz sendikalaşmak pek mümkün olmuyor ama bunu da fiilen yapıyoruz.”

***

KURYELERİN 18 TALEBİ

Motokuryelerin talepleri şöyle:

•10 saatlik emeğin karşılığı 30 paket atarak 1300 TL olacak.

•Alevli saatler zorunluluğunun kaldırılması. Mola hakkı. Alevli saatlerin 18 saate çekilmesi.•Mağaza ile müşteri mesafesinin toplam 4 km olması.

•Açılış bonusunun 20 siparişten 14 siparişe düşmesi.

•Bonus barem kademesinin düşürülmesi.

•Asansör olmayan binalarda kat çıkma zorunluluğunun en fazla 5 kat olması.

•Trendyol kuryesi olunduğuna dair özel kimlik belgesi verilmesi.

•AVM’lerden alınan ve teslim edilen siparişlere ekstra ücret ödenmesi.

•Mağaza ve müşteriye olan yürüme mesafesinin maksimum 300 metre olması.

•Mağaza ve restoranlardan bekleme süresinin maksimum 10 dakika olması.

•Mağaza ve restoranlardan alınan siparişlerin zarar görmesi ve bozulması durumunda slotların kapatılmaması.

•Genel merkezdeki müşteri temsilcilerinin eğitilerek yetkilendirilmesi.

•Sipariş motokurye üzerine atandığı zaman müşteri ve mağaza kaynaklı sipariş iptallerinde, iptal olan siparişin bonusa yansıtılması.

•Sipariş atandığı zaman mağazaya olan mesafenin en fazla 2 kilometre olması.

•Gidilecek yerlerin adresinin eskisi gibi uygulamada görünmesi.

•İş Kanunu hükümleri ve ilgili mevzuat uyarınca işbu talepler sebebiyle hiçbir Trendyol kuryesinin işten çıkarılmaması.

•İşe alımların 6 ay süreyle yapılabilmesi ve Trendyol kuryelerine işe alım yapılacağının bildirilmesi.

•Özel sağlık sigortasını Trendyol kuryelerinin karşılamaması, Trendyol’un özel sağlık sigortasını ödemesi.                                /././

Bursa’da Trendyol GO kuryeleri kontak kapattı (EVRENSEL)

Trendyol GO kuryeleri, şirket yetkilileri tarafından açıklanan sefalet zammına tepki göstererek Bursa’da kontak kapattı.

Trendyol GO kuryeleri düşük zamma karşı bugün Bursa’da kontak kapattı. Yaklaşık 300 motokurye, şirketin Odunluk’taki merkezi önünde taleplerini bildirdi.

Bağlarbaşı Mahallesi’nde toplanan ve farklı bölgelerden katılımlarla yaklaşık 300 kişilik konvoy oluşturan motokuryeler, Odunluk’ta bulunan Trendyol GO ofisinin önüne geldi.

Şirketin motokurye ücretlerine yaptığı düşük zam oranını protesto eden kuryeler, koşullarının iyileştirilmesini ve paket başı ücretlerinin artırılmasını talep etti. Kuryelere, Trenyol GO yetkilisi 10 kişiden oluşan temsilcilerini seçmelerini ve taleplerini iletmelerini istedi.

“EYLEM YAPACAKLARIN LİSTESİ BENDE GELENİN ÇANTASINI SÖKÜP GÖNDERMEZSEM NAMERDİM DEMEDİNİZ Mİ?”

Kuryelerle görüşen Trenyol GO yetkilisi, “Burada yarattığınız şeyle uzun yıllardır burada çalışıp ekmek kazandığınız yere zarar veriyorsunuz. Ben sahaya çıktım, bir çoğunuzla konuştum. Bugün bunu yaparak dün konuştuğumuz ve size verdiğim bazı sözlere, bana tanımadığınız süreye ihanet ediyorsunuz. Bunu yakıştırıyor musunuz? Ben alt tarafı kuryesiniz demişim, yapın eyleminizi göreyim demişim, bunu ispatlayın göreyim” dedi.

Sabah şirket yetkilisinin kendisini aradığını söyleyen bir Trendyol GO kuryesi, “Eylem yapacaksınız dediniz, ben eylem değil memnuniyetsizlik dedim. Siz bana eylem yapacakların listesi bende, gelenin çantasını söküp göndermezsem namerdim demediniz mi?” diye sordu.

Şirket yetkilisinin böyle bir şey söylemediğini iddia etmesi üzerine kuryeler ise konuşmanın ses kaydı olduğunu söyledi.

Trendyol motokuryeleri kontak kapattı: 'Hakkımızı istiyoruz!' (PATRONLARIN ENSESİNDEYİZ-SOL)

Direnişe geçen Trendyol motokuryeleri bugün kontak kapatarak şirketin merkez binası önünde toplandı. Kuryelerin eylemleri ve mücadelesi diğer kentlere yayılıyor.

İstanbul'da birçok şubeden bir araya gelen Trendyol Go motokuryeleri dün akşam şirketin Maslak'taki genel merkezinde hakları için toplanmıştı.

Patronların Ensesindeyiz Ağı avukatlarıyla birlikte hazırladıkları talep listesini şirket avukatına ileten motokuryeler bugün çalışmayacaklarını duyurarak şirket yöneticileriyle görüşmek üzere Maslak'taki Trendyol Go önünde bir araya geldi.

Çok sayıda ilçeden toplanan motokuryeler "Şartların iyileştirilmesini, insani şartlarda çalışmayı istiyoruz" dedi. Taleplerini madde madde sıralayan kuryeler belirledikleri 10 işçi temsilcisini yöneticilerle görüşmek üzere şirket merkez binasına gönderdi.

'Mücadelenin başlaması Ankara ve İzmir'deki işçileri de hareketlendirdi'

Dün gece ve bugün Maslak'ta devam eden direnişte motokuryelerin yanında bulunan Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi ve PE Genel Koordinatörü Selahattin Kural, işçilerin direnişinin ilk anından itibaren yanında olduklarını belirterek şu açıklamada bulundu:

"Motokuryeler şirketin önerdiği zam talebini kabul etmediler. Dün akşamdan bu yana PE ağı olarak kurye arkadaşlarla bir araya geldik, avukatlarımızla talepler oluşturduk. Bu talepler dün ilk kez patrona iletildi, patron avukatı karşımıza çıktı. Bugün işçiler çok daha kararlılar, taleplerini on kişilik bir temsilci heyetiyle patrona ilettiler. Mücadele devam ediyor, İstanbul'da bu mücadelenin başlaması Ankara ve İzmir'deki işçileri de hareketlendirdi. İnanıyoruz ki Trendyol işçileri kazanacaklar. Demet Mutlu işçilerin haklarını vermeden sıcak yuvasında oturuyor olabilir. Ama kuryeler bu kış günü çocukları ve aileleri için bu mücadeleyi sürdürüyor. Elbette kazanacaklar."

'14-16 saat çalışan arkadaşlarımız var'

Direnişteki bir motokurye "14-16 saat çalışan arkadaşlarımız var. Sakatlanıp ölenler oluyor. Asgari ücret zammının da gerisinde kaldık. Kazancımız mevcut fiyatlarından altına geliyor aslında ama yetkililer öyle olmadığını söylüyor. Burada bekliyoruz, hakkımızı istiyoruz" diye konuştu. Başka bir işçiyse, "3 ay önce aldığımız parayı bize zam diye vermeye çalıştılar. Bizi işten çıkarmakla tehdit ediyorlar. Ama burada boşu boşuna toplanmadık. Hakkımızı alana kadar buradan ayrılmayacağız" dedi. PE Motokurye Dayanışma Ağı da hakları için direnen motokuryelere çorba dağıttı.

                                                           /././

İzmir’de Trendyol Go işçileri kontak kapattı: Taleplerimiz kabul edilsin (Dilek OMAKLILAR-Evrensel)

Trendyol GO kuryeleri, şirket yetkilileri tarafından açıklanan sefalet zammına tepki göstererek İzmir’de kontak kapattı. Koşullarının iyileştirilmesini ve paket başı aldıkları ücretlerin artırılmasını isteyen Trendyol Go kuryeleri İzmir’deki tüm bölgelerden kortej olarak yola çıkarak Bornova’daki merkez ofise geldi.

Yaklaşık 350 kurye eylem yaparken, burada yetkiliyle görüşerek taleplerini iletti. Yetkiliye taleplerinin karşılanması için pazartesi gününe kadar süre veren kuryeler, talepleri karşılanmazsa pazartesi günü daha güçlü bir şekilde alana çıkacaklarını söyledi.

“CANIMIZI ORTAYA KOYUYORUZ”

Buca bölgesinde çalışan bir kurye, “Biz kazançlarımızın daha çok olması ve canımız tehlikede olduğu için eylem yaptık. Çünkü bonus meselesi var ve birçok arkadaşımız bu yüzden kaza geçirdi, çalışamıyor. Bir güvencemiz yok. İstanbul ile hemen hemen aynı haklara sahip olmak istiyoruz. Kazandıran saatleri 24 saate çıkarıldı, eskisi gibi 18 saate düşürülsün istiyoruz. 30 pakete en az 1300 lira kazanılmasını istiyoruz. Para kazanmak istiyoruz çünkü canımızı ortaya koyuyoruz. Bunların bir an önce düzeltilmeli. Taleplerimiz iletildi çözülmesini bekliyoruz” dedi.

Buca’dan bir başka kurye, “İstanbul başlattı biz de devamını getirmek istiyoruz. Her gün canımızı ortaya koyuyoruz ve çok az kazanıyoruz. Biz de emek veriyoruz, şirket yüzde 400 büyüyor ama biz küçülüyoruz. Hayatıma giren her şeyin fiyatı artıyor ama iş gücümün fiyatı artmıyor. Bunu istemiyoruz. Şu an görüşmeler sürüyor” diye konuştu.

“SÜREKLİ HIZLANMAK ZORUNDAYIZ, SONRA İŞ KAZALARI…”

Bir başka kurye de “Kademe kademe bonusların kalkmasını istiyoruz. Çünkü bonusları kovalamak için o paraları kazanmak için sürekli çalışmak zorundayız. 15 saat çalışıyoruz. Bir tane paket kalıyor 200-300 lira para oynuyor. Onu kazanmaya çalışıyoruz. Sürekli hızlı kullanmaya çalışıyoruz. Organlarını kaybeden var, ayağından sorunlar yaşayan var. Bir sürü iş kazası yaşayan var. Biz tek tipe dönmek istiyoruz. Bu bonusların kalkmasını istiyoruz. Derdimiz o. Saatlerden yana sorun yaşıyoruz” diye ekledi.

“KOŞULLARIMIZ DAHA DA KÖTÜLEŞTİ”

Bir yıldır aktif olarak çalıştığını anlatan bir başka kurye ise koşullarının geçen yaza göre daha kötü olduğunu söyledi. Kurye, “Önce zammı geri aldılar sonra bize 2023'ün ilk ayında bize ısıtıp sundular. Bizim kazandığımız zamdan bile yüzde 25 aşağıda. Şu an biz sadece yakıt, Bağ-Kur, motorun sigortası parası, kendi yemeğimiz ve ihtiyaçlara verdikten sonra bize çok az para kalıyor. Bizler 8 saat çalışıp evlerine giden insanlar değiliz maalesef, 10-13 saat çalışıyoruz. Bazen 16 saat çalıştığımız oldu. Haklarımızın daha iyi olacağını düşünüyoruz” dedi.

“EŞİTLİK İSTİYORUZ”

“Akşam 40 paket attıysa onun parasını alıp gitmek istiyoruz. 40 atınca 45’te bonus var deyip onu almaya çalışıyoruz. Bonus paket sayılarını yükseltiyorlar. Biz bunu istemiyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz, eşitlik istiyoruz kısacası” diyen başka bir kurye ise bonus meselesinin çözülmesini istedi.

“BİRBİRİMİZLE DE YARIŞIYORUZ…”

Bir başka kurye, “Ölüm riskimiz var. Bonusa yetişmemiz de kazalara neden oluyor. Evimize ekmek parası götürmek için. Biz yavaş gidersek sistem bizi beslemiyor. İşverenler bazı müşteri temsilcilerin bazıları da oturduğu yerden ahkam kesmesi bizi üzüyor. Bazen muhatap bulamıyoruz. Artık isteklerimizi çözemiyoruz. Evli olanlar, çoluğu çocuğu olan, kız arkadaşı olan var, vakit ayıramıyoruz. Ben gün içinde annemi arayamıyorum. Bir sigara içemiyorum. Paket geldi hazırsa götürmek zorundayız. Tamam teslim edelim ama o süre kısıtlaması ve ayrıca birbirimizle yarışıyoruz. Sosyal hayatımız bitmiş durumda” dedi.

“ÇOK KAZANIYORLAR ALGISI YANLIŞ”

“Çok kazanıyorlar diyorlar; bizim ülke genelinde 45 saat ya çalışma süresi; biz 65 saat çalışıyoruz” diyerek bu algının yanlış olduğunu söyleyen diğer bir kurye ise, “Nasıl hakkımızı istemeyelim? Uzun saatler kazancın içinde benzini var, Bağ-Kur var, ki Bağ-Kur 3300 oldu, hepimiz ayrı evlerde kalıyoruz, ev kiralarımız arttı. Birçok masrafımız var. Bu çok yanlış bilgi. Kimseyle iletişim kuramıyoruz. Ailemi göremiyorum” diye konuştu.

“18-24 PAKET ATAN BİR KURYE ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KAZANIYOR”

“Esnaf kurye olduğumuz için Bağ-Kur, muhasebeci ücreti, motor vergisi gibi sabit ödemeler yapıyoruz. Bir kuruş kazanmasak bile 3 bin 500 liraya yakın Bağ-Kur ödüyoruz ve diğerlerini de ödememiz gerekiyor. Motor vergisi, gelir vergisi bunlar yüzde 300 oranında arttı bize sunulan zam yüzde 30 oranında. Tredyol bizi uzun saatler çalıştırıp ondan sonra kayda değer ücret kazanabilmemizi sağlıyor. 8-10 saat çalışıp evimize gittiğimizde asgari ücretin bile altında kazanmış oluyoruz çünkü kampanya sistemi hem kuryeyi daha hızlı ve fazla çalışmaya zorluyor hem de düşük paket attığımızda kampanyaları kaçırdığımız için gelirimiz düşüyor. 18-24 paket atan bir kurye asgari ücretin altında kazanıyor. 60-70 paket atarsak ancak para kazanabiliyoruz, bu da her gün mümkün olmuyor” diyerek yaşadıklarını anlatan kurye, çalışma koşullarının düzeltilmesini talep etti.


Adım adım cinayet sinyalleri - Timur Soykan / BİRGÜN

 

Sırp Skaljari Çetesi’nin lideri Vukotiç’in İstanbul Mecidiyeköy’de öldürülmesiyle ilgili iddianame tamamlandı. 91 sayfadan oluşan iddianamede 16 sanık hakkında kasten öldürmekten hapis cezası verilmesi isteniyor. Cinayetin profesyonelliği hayrete düşürüyor. Kavac Çetesi’nin lideri, Türk mafya gruplarıyla anlaşarak Vukotiç’in aracına GPS cihazları koydurmuştu. Onu sinyallerle adım adım izliyordu. Bunun görüntüleri cep telefonunda bulundu. Ayrıca biri İstanbul’da işlenmiş cinayet ve işkencelerin arşivi ele geçirildi.

                                                         Jovan Vukotiç. (Fotoğraflar: BirGün)

Türkiye dünyanın mafya üssüne dönüştü. Artık en kanlı ve yeraltı dünyasında dengelerin değiştiği cinayetler İstanbul’da işleniyor. Bunun en önemli örneği Sırp Skaljari Suç Örgütü’nün lideri Jovan Vukotiç’in İstanbul’da öldürülmesi oldu. Bu olayla ilgili iddianame tamamlandı.

Karadağ merkezli suç örgütünün lideri Vukotiç, Avrupa’daki kokain ticaretinin en önemli aktörlerinden biriydi. Düşmanı ise yıllarca birlikte kokain ticareti yaptıktan sonra büyük bir savaşa tutuştuğu Kavac Çetesi’ydi. 8 yıldır süren savaşta Avrupa’nın 7 ülkesinde 50’ye yakın cinayet işlendi. Araçlara bombalar konuldu, keskin nişancılar hedeflerini öldürdü. Paralı askerler, çetelerin tetikçileri olarak cinayetler işledi. İşkenceyle öldürülen çete üyelerinin cesetleri asitle yok edildi.

Vukotiç, 2018’de Antalya’da sahte kimlikle yakalanarak Sırbistan’a sınır dışı edildi. Oradan Karadağ’a iade edilmiş ve 15 ay sonra cezaevinden firar etmişti.

O tarihten sonra kayıplara karışmıştı.

CİNAYET GÜNÜ

Ta ki 8 Eylül 2022 günü saat 19.55’e kadar.

İstanbul’un en işlek noktası Mecidiyeköy’deki viyadükte trafikte bekleyen beyaz Opel marka otomobilin yanında üzerinde iki kişi olan motosiklet durdu. Arkadaki siyah kasklının açtığı ateşte Vukotiç öldürüldü. Yanındaki şoförü Emre Karaağaç yaralandı. Aracın arka koltuğunda ise 7 aylık hamile sevgilisi ve küçük çocuğu vardı. Tetikçilerin motosikleti araçların arasından hızla geçerek uzaklaşmıştı. Bu sırada şoför Emre Karaağaç, iki cep telefonunu kırarak uzak bir köşeye attı ve otomobilin plakalarını söktü. Kendi telefonundaki WhatsApp ve Signal programlarındaki yazışmalarının tamamını silmişti.

Avrupa’nın en kanlı mafya savaşlarından birinde Skaljari Çetesi’nin lideri Jovan Vukotiç öldürülmüştü.

15 GÜN SÜREKLİ TAKİP ETMİŞLER

İddianameye göre; kamera kayıtlarını inceleyen polis Vukotiç’in aracının, Ataköy’deki lüks rezidanstan çıktığı andan itibaren ‘35’ yani İzmir plakalı bir araç tarafından takip edildiğini belirledi. Bir dakikadan az bir süreyle peşindeydi. Bu araçta İzmir merkezli Binali Camgöz Çetesi’nin mensubu Furkan Yeşil ve sevgilisi Elanur Tuna vardı. Geçmişe dönük kamera ve otel kayıtları incelendiğinde Vukotiç’in 4 aydır takip edildiği belirlendi. Plaka Tanıma Sistemi kayıtları ‘35’ plakalı aracın 15 günden uzun süredir Vukotiç’in otomobilini adım adım izlediğini ortaya koydu. Vukotiç bir gişe ya da PTS olan yerden geçtikten dakikalar sonra takipteki araç görünüyordu. Bunun üzerine beyaz Opel’de detaylı arama yapıldı ve aracın altında iki, bagajında bir GPS takip cihazı bulundu.

Polis, otel kayıtlarını inceledi, Furkan Yeşil ve Elanur Tuna’nın 16 Ağustos’tan beri İstanbul’daki çeşitli otellerde kaldığını tespit etti. 23 Ağustos 2022 günü sabaha karşı 04.00’te Küçükçekmece’deki otelden çıkıp Vukotiç’in şoförünün oturduğu Küçükçekmece’deki sokağa gittikleri kamera kayıtlarından belirlendi. Bu sırada beyaz Opel’e GPS takip cihazlarını yerleştirmişlerdi. Ancak otomobilin bagajına GPS cihazını koymaları imkansızdı.

ŞOFÖR ŞÜPHELİ

Polis şoför Emre Karaağaç’tan şüpheleniyor. Telefon iletişim kayıtları incelendiğinde Elanur Tuna ile Emre Karaağaç’ın bir kez görüştüğünü belirledi. Telefonları aynı bazdan yüzlerce kez sinyal vermişti. Ayrıca Emre Karaağaç’ın suikasttan hemen sonra cep telefonlarını kırıp atması, araç plakalarını gizlemesi ve telefonundaki mesaj uygulamalarını silmesi şüpheleri büyütüyor.

Polis tetikçilerin ise İstanbul Beyoğlu merkezli Barış Boyun Çetesi’nin iki adamı olduğunu tespit etti: Emircan Sümer ve Yakup Soğan. Kamera kayıtlarından adım adım cinayet mahalline gelişleri belirlendi. Emircan Sümer yakalanırken Yakup Soğan izini kaybettirmişti. Barış Boyun ise çok sayıda cinayetten Kırmızı Bülten’le aranırken İtalya’da yakalandı. Ancak Türkiye’de siyasi baskı gördüğünü söyleyen Barış Boyun, ev hapsi kararıyla tahliye edildi.

KAVAC ÇETESİ İSTANBUL’DA

Soruşturmanın 10’uncu gününde, 18 Eylül 2022’de Organize Şube Müdürlüğü’nün mail adresine çok önemli bir ihbar geldi:

“Bu işi Kavac suç örgütü yaptı. Kırmızı Bülten’le aranan Zivkoviç, İstanbul’da saklanıyor. Bunu saklayanlardan bir tanesi Murat Polat bir tanesi Ayşe Sipahi diğeri de Asiye Yüksel. Zivkoviç’e barınma, araç ve telefon hattı temin ediyorlar. Bunlar İzmir’de mafya grubu olan Binali Camgöz ile bu işi organize ettiler.”

Yani, Vukotiç’i öldürten Kavac Çetesi’nin liderleri İstanbul’daydı ve cinayet öncesinde Türkiye’yi terk etmeyerek büyük risk almışlardı. Yakalanmayacaklarından çok emindiler.

                                          

                                               Sarı lakaplı Radoje Zivkoviç


HOLDİNG YÖNETİCİSİ YARDIM EDİYORDU

İhbarda onları sakladığı söylenen Murat Polat, demir ve sac ticareti ile müteahhitlik yapan bir şirketin sahibiydi. Asiye Yüksel ise holdingin yönetim kurulundaydı. Ayşe Sipahi ise bu holdingin çalışanıydı. Gözaltına alındılar, aynı gün Polonezköy’deki otele yapılan operasyonda ‘Sarı’ lakaplı Radoje Zivkoviç, yardımcısı Milan Vujotiç ve Pitbull lakaplı korumaları Zdravko Perunoviç yakalandı.

Radoji Zivkoviç, Kavac Çetesi’nin iki numaralı ismiydi. Ele geçirilen cep telefonu cinayetin delilleriyle doluydu.

GPS CİHAZLARI VE SİNYALLERİ TELEFONDA

22 Ağustos 2022’de GPS takip cihazlarını satın aldığı internet sitelerinin ekran görüntülerini almıştı. Bir gün sonra ise Binali Camgöz Çetesi’nin elemanları Furkan Yeşil ve Elanur Tuna, bu cihazları Vukotiç’in park halindeki otomobiline sabaha karşı yerleştirmişti.

‘Sarı’, ertesi gün yanı 23 Ağustos 2022’de yine ekran görüntüsü almıştı. Bu kez Vukotiç’in otomobilinin GPS uydu cihazından takibini görüntülemişti. Beyaz Opel marka araç Kadıköy Fikirtepe’deydi.

                                                                     Binali Camgöz

30 Ağustos 2022’de alınmış ekran görüntüsünde ise GPS otomobilin Küçükçekmece’de olduğunu gösteriyordu. 2 Eylül’de ise otomobil Bahçelievler’deyken ekran görüntüsü almıştı.

Ve cinayet günü… 8 Eylül 2022’de Vukotiç’in öldürülmesine dakikalar kala düşmanı, Kavac Çetesi lideri Radoje Zivkoviç onun aracının ilerleyişini cep telefonundaki GPS takip cihazından izliyordu. Aracın hangi hızla gittiği bile yazıyordu. Ekranın görüntüsünü çektiğinde cinayet mahalline sadece birkaç kilometre kalmıştı. Telefonunda bu görüntü de ele geçirildi.

İddianamede bir tanık, cinayetten sonra bir kişinin cep telefonuyla can çekişen Vukotiç’i çok yakından kaydettiğini anlattı. Bu kişinin görüntüleri katillere gönderdiğinden şüpheleniliyor. Ancak kimliği tespit edilemedi.

HEDEF OTOMOBİLİN TAKİP FOTOĞRAFLARI

Kavac Çetesi’nin iki numaralı ismi ‘Sarı’nın telefonunda Vukotiç’in öldürüldüğü aracın önceden çekilmiş fotoğrafları da bulundu. Bir AVM otoparkında ve sokakta park halinde otomobilin fotoğrafları çekilmişti. Cinayetin işlenmesinden saatler önce 8 Eylül 2022 günü saat 01.26’da Furkan isimli kişi, Radoje Zivkoviç’e bu otomobilin park halindeyken çekilmiş fotoğrafını yollamıştı. Bu da telefonda bulundu. Ayrıca ona Türkiye’deki işlerinde yardım eden Aysel Yüksel’in cep telefonunda Vukotiç’in kullandığı otomobilin fotoğrafları bulundu. Bu fotoğraflar 27 Haziran 2022 tarihinde kayıt edilmişti.

KARADAĞ’DAKİ CEZAEVİNDE MAFYA ORTAKLIĞI

Bu sırada Türk polisi, Karadağ güvenlik güçleriyle bilgi paylaşıyordu. Kavac Çetesi ile işbirliği yapan Binali Camgöz, İzmir’deki FETÖ Borsası iftiracısı Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesi nedeniyle Kırmızı Bülten’le aranırken Karadağ’da yakalanmıştı. Vukotiç Suikastı’ndan 3 ay önce 6 Temmuz 2022’de cezaevine konulmuştu. Karadağ güvenlik güçleri, Binali Camgöz’ün cezaevinde Kavac Çetesi mensuplarıyla kaldığını bildirdi. Koğuşa yapılan baskında iki cep telefonu ele geçirildi. Yani Binali Camgöz, cezaevinden cinayet planına katılmış ve talimatlar vermişti. Bu cinayet için Kavac Çetesi’nden 1.5 milyon Euro aldığı öne sürülüyor.

Vukotiç Cinayeti ile ilgili 91 sayfalık iddianamede 16 sanığa kasten öldürmekten hapis cezası verilmesi isteniyor. Ayrıca örgüt yöneticiliği ve üyeliği ile örgüte yardım suçlamalarından ceza talep ediliyor.

***

SARI’NIN İŞKENCE VE CİNAYET ARŞİVİ

‘Sarı’ lakaplı Radoje Zivkoviç’in yakalandığı otel odasında sadece cinayetin adım adım sinyalleri ve Vukotiç’in öldürüldüğü aracın fotoğrafları çıkmadı. İddianameye göre; el konulan ‘Sarı’ya ait flash bellekte işkence ve cinayet görüntüleri vardı. Kurbanları, Skaljari Çetesi’nin üyeleriydi.

Üstelik İstanbul’da işlenmiş başka bir cinayetin izlerine de ulaşıldı. Skaljari lideri Vukotiç’in sağ kolu Risto Mijanoviç, 2020 yılından beri kayıptı. İstanbul Emniyeti’ne defalarca kayıp başvurusu yapılmıştı. ‘Sarı’nın otel odasında ele geçirilen bir telefondaki şifreli haberleşme sisteminde Risto’nun pasaport fotoğrafları bulundu. 12 Kasım 2020 tarihli bu fotoğraflar Radoje Zivkoviç’e gönderilmişti. Yani düşmanlarının elindeydi. Karadağ İstihbaratı’ndan alınan bilgiye göre; Risto Mijanoviç, 9 Kasım 2020 tarihinde İstanbul’da işkence yapılarak öldürüldü.

Radoje Zivkoviç, cinayete dakikalar kala GPS takibinin ekran görüntüsünü almış. Bu da cep telefonunda bulundu.

Bu deliller kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. İstanbul Sarıyer’deki lüks sitede Kırmızı Bülten’le aranan Avrupa’nın büyük uyuşturucu baronlarından Zeljko Bojaniç yakalandı. Villasının bahçesinde Risto’nun cesedi kazı yapılarak arandı ancak bulunamadı. Bu soruşturmada Hakan Kaptan isimli bir Türk de şüpheliler arasında. Henüz iddianame hazırlanmadı. Bu cinayeti Radoje Zivkoviç ve yardımcısı Milan Vujotiç’in organize ettiği belirlendi.

Timur Soykan / BİRGÜN

Doğal sit alanı olan Karaalioğlu Parkı'nda izinsiz inşaat - Yusuf Yavuz / SOL

 


Antalya’nın simgelerinden Karaalioğlu Parkı’nda tepki çeken çirkin inşaatların izinsiz olduğu ortaya çıktı. İzinsiz inşaatlar kaldırılacak.

Antalya’nın simge mekânlarından biri olan Karaalioğlu Parkı’nda Büyükşehir Belediyesi bünyesinde sürdürülen çalışmalar kapsamında izinsiz inşaat yapıldığı ortaya çıktı. 1. Derece doğal sit alanı olan Karaalioğlu Parkı’ndaki çay bahçelerinin bulunduğu alanda yapılan izinsiz inşaatlar kent halkının tepkisini çekmişti. Antalya Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 6 Ocak tarihinde aldığı kararda izinsiz uygulamaların kaldırılması ve yapılan işlemlerle ilgili Komisyona bilgi verilmesi istendi. Ancak komisyon kararının üzerinden 10 gün geçmesine rağmen izinsiz uygulamaların kaldırılmadığı görüldü. Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise alanda yürütülen çalışmaların Komisyon izni kapsamında olduğunu ancak belediye şirketlerinden ANSET’in park içerisinde kiraladığı bir alanda işletmeci tarafından izinsiz inşaat yapıldığını belirtti. Belediye yetkilileri, bugün itibari ile izinsiz inşaatların yıkılacağını da sözlerine ekledi.


Erken Cumhuriyet döneminde inşa edilen ve zamanla kentin simge alanlarından biri olan Antalya’daki Karaalioğlu Parkı’nda bir süre önce inşaat çalışmaları dikkat çekmeye başladı. Çay bahçelerinin bulunduğu bölgede briket ve betonla duvarlar örülürken, tarihi değerinin yanında 1. Derece doğal sit alanı olarak da koruma altına alınan parkın dokusunun bozulması vatandaşların tepkisini çekmeye başladı.

6 Ocak yıkım kararı alındı

Konuyla ilgili yapılan başvuru üzerine durumu değerlendiren Antalya Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu, 06 Ocak 2023 tarihinde aldığı 802 sayılı kararda, 1. Derece doğal sit alanı olan Karaalioğlu Parkı’ndaki izinsiz uygulamaların kaldırılması istenerek şöyle denildi:

“Gençlik Mahallesi 1/65 nolu parselin kuzeyindeki alanda yapılan izinsiz uygulamalarla ilgili olarak 2863 sayılı kanunun 9 maddesi ve 16. maddesi ile diğer ilgili hükümleri doğrultusunda ilgili belediyesince izinsiz uygulamaların kaldırılmasına ve yapılan işlemler ile ilgili Komisyonumuza bilgi verilmesine karar verilmiştir.”


Büyükşehir Belediyesi yetkilileri inşaatın yıkılacağını söyledi

Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Antalya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise alanda yürütülen çalışmaların Komisyon izni kapsamında olduğunu ancak belediye şirketlerinden ANSET’in park içerisinde kiraladığı bir alanda işletmeci tarafından izinsiz inşaat yapıldığını belirtti. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, bugün (17 Ocak 2023) itibari ile izinsiz inşaatların Zabıta ekiplerince yıkılacağını da sözlerine ekledi. Edinilen bilgiye göre yıkım işlemlerinin 2-3 gün sürebileceği belirtilirken izinsiz inşa edilen alandan yüz kamyondan fazla hafriyat çıkabileceği tahmin ediliyor.

Dünya savaşırken cumhuriyet parklar inşa etti

Antalya kent belleğinin de önemli bir parçası olan Karaalioğlu Parkı, 2. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940’lı yıllarda inşa edilmişti. Antalya falezlerinin üzerindeki seyir teraslarını da barındıran parkın bulunduğu 68 bin 991 metrekarelik alan, barındırdığı doğal miras nedeniyle 30 Nisan 1991 tarihinde 1. derece doğal sit alanı ilan edildi. Parkın kapsadığı alan içerisinde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski hizmet binası ile belediyeye ait çeşitli yapılar da yer alıyor.

Millet bahçesine dikilen ağaçlar birer birer devrildi

Yapılan uygulamaya ilişkin görüşlerini dile getiren bir kent sakini, Karalioğlu Parkı’nın son yıllarda yaşadığı süreci şöyle özetliyor:

“Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yeşil alana dönüştürülmek üzere yıkılan eski stadyum alanı, 2018 yılında Kent Müzesi ve Karaalioğlu Parkı ile birlikte ‘Millet Bahçesi’ haline getirileceği ilan edilmişti. Üzerinden beş yıl geçti. Eski stadyum alanına dikilen hiçbir ağaç tutmadı, doğal bir park oluşturulamadı. Bu yetmezmiş ki gibi Cumhuriyetin Kuruluş Yıllarından beri Antalyalıların gözbebeği olan Karaalioğlu Parkı’nda ağaçlar betonlar arasına sıkıştırılarak, doğal bitki örtüsü yerini nargilecilerin, kafelerin beton ve halıfleks kaplı zeminlerine dönüştü. Doğal bir kent ormanı olan Karaalioğlu Parkı’ndaki ağaçların değerini anlamak için bugün yenisi oluşturulmak istenirken eski stadyum alanında devrilen ağaçlara bakmak yeterli. Tutmayınca tutmuyor. Bundan ders çıkararak mevcut olanı korumak için neden güçlü toplumsal reflekslere ihtiyacımızın olduğunu anlamalıyız. Kent içi sellerin sıklıkla yaşandığı Antalya’da ağaçların toprak oluşumuna katkıda bulunduğunu, toprak verimliliğini ve geçirgenliğini arttırdığını, rüzgarları sakinleştirip toprakları stabilize ederek, erozyonu önlediğini iyi anlamak gerekir.


Parkın içinde belediyenin çevre eğitimi verdiği merkez de var

Karaalioğlu Parkı, Antalyalıların bir araya gelmesi, yerel manevi ve kültürel değerlerin korunması ve toplum kültürünün oluşması açısından son derece önemli tarihi mekânları barındırmakta, Kaleiçi’ne bağlantısıyla da Antalya’nın en önemli doğal ve tarihi açık hava müzesi niteliğindedir. Karaalioğlu Parkı ayrıca çevre eğitimi programları için ideal bir ortamdır. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yıl açılan “Çevre Eğitimi ve İnovasyon Merkezi’de parkın ortasında yer almaktadır. Merkezin düzenlediği eğitim programlarına bakıldığında, ne yazık ki henüz bulunduğu parkın değerini anlamak ve anlatmaktan çok uzak ve hatta parkın mevcut durumunu bile korumaktan aciz oldukları anlaşılabilir.”

    Karaalioğlu parkı tarihi kent dokusunun uzantısı olarak Cumhuriyet dönemini yansıtan bir peyzaj uygulaması

Yusuf Yavuz / SOL




Kendini tekzip eden devlet - Çiğdem Toker / T24

 

İki-iki buçuk yıl içinde dörde katlanan yatırım maliyetleri, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları konusunda bize bir şeyler söylüyor sanki. Memur, emekli, asgari ücretli yani ülkede emeğiyle geçinen ücretliler söz konusu olduğunda, maalesef inandırıcılığı kalmamış bir kurumun yayımladığı ve insan onuruyla bağdaşmayan verileri esas alan iktidar; konu, ihaleyle yaptırdığı kamu yatırımlarına geldiğinde demirin, çimentonun, enerjinin yani bir inşaatın temel maliyet kalemlerindeki gerçek enflasyonu esas alıyor

"Yatırım programı" ifadesi, eğer meraklısı değilseniz teknik ve az biraz da sıkıcı çağrışım yapabilir. Ama devletin vatandaşlara karşı görev ve yükümlülüklerini taahhüt ettiği en önemli araçlardan biri olduğunu bilmekte sakınca yok.

Mini mini harflerle yazılmış binlerce satırdan oluşmuş yüzlerce sayfalık program, her senenin başında Resmi Gazete'de yayımlanır ve devleti devlet yapan bütün hizmet alanlarında, hangi hizmetin ne kadar para harcayarak yapılacağı gösterilir. (O paranın da bizlerin olduğunu tekrara düşme pahasına vurgulayalım.) Üç yıl öncesine kadar Bakanlar Kurulu tarafından yayımlanan yatırım programları -artık hayatın sayısız alanında olduğu gibi- sadece Cumhurbaşkanı imzasıyla yayımlanıyor.

391 sayfada 10 bin 915 proje

Kız Kulesi restorasyonundan, Silivri cezaevinde tutulanlar için hastaneye, imam hatip eğitiminin iyileştirilmesinden metro projelerinden barajlara karakollara kadar…

Devletin bizler için planladığı bütün yatırımları listeleyen 391 sayfalık program, 15 Ocak tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.

10 bin 915 projeye 454,2 milyar TL ödenek tahsis edildi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (CSSB) sitesinde meraklısı için temel ayrıntılar yer alıyor. Mesela en yüksek payı yüzde 26,8 ile ulaştırma/haberleştirme sektörünün aldığını, bunu yüzde 17,4 ile madenciliğin izlediğini, eğitimin yüzde 13,5 ile ancak üçüncü sırayı aldığı bu sayfada görebiliyoruz. Tarım ile sağlığı merak ediyorsanız, beşinci ve altıncı sıralarda olduğunu not düşelim. Dörtte enerji var.

Peki Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile yapılmış ve dördü yapılmakta olan toplamdaki 18 şehir hastanesinin milyarlarca dolarlık sözleşme ve yatırım büyüklüklerine rağmen sağlık nasıl olup da altıncı sırada derseniz, cevabı basit: KÖİ modelli şehir hastaneleri için yapılan harcamalar, yatırım programına alınmıyor ve de gösterilmiyor. Bir bilgi karartma metodu olarak siyasal bir tercih bu. Öte andan Sağlık Bakanlığı'na sadece 32,7 milyar TL ödenek ayrılmasının nedeni de aynı.

Bu noktada ciddi kafa karışıklığı doğuran bir durumu kayda geçirmenin zamanı. Vaktiniz var ve 391 sayfayı tarayarak Sağlık Bakanlığı başlığındaki yatırımlara bakacak olursanız, orada çok sayıda şehir hastanesi yatırımı göreceksiniz. Ama onlar, bildiğiniz şehir hastaneleri değil. KÖİ modeli terk edildikten sonra, Kamu İhale Kanunu'na göre ihale edilerek (21/b maddesi) yaptırılan şehir hastaneleri.

Dörde katlanan maliyet

Peki buraya bakınca ne göreceksiniz?

Eğer büyük bölümü 2020-2021 yıllarında ihale edilmiş yeni nesil şehir hastanelerinin ihale bedellerini biliyorsanız, Sağlık Bakanlığı'nın müteahhit şirketlerle hangi ihale bedelleri üzerine sözleşmeler imzaladığına dair haberleri takip etmişseniz de yatırım maliyetinin dörde katlandığını…

Şimdi aktaracağım veriler, tümünün de inşaatlarının sürdüğü "21/b" usulüyle yapılmış şehir hastanelerinin ilk yatırım maliyetleriyle iki buçuk yıl sonra devletin resmi belgesine geçen yatırım maliyetlerine ilişkin olacak.

Şehir Has.              2020-21  İhale Bedeli (TL)         2023 Yatırım Programı (TL)

  

Sakarya            1.248.061.000                             3.842.148.000  

Samsun            1.069.000.000                             4.592.385.000

Trabzon             1.099.000.000                            5.498.975.000  

Şanlıurfa           1.868.000.000                             8.026. 794.000   

Diyarbakır         1.093.312.000                             5.501.777.000

Denizli              1.189.000.000                             3.663.100.000

Ordu                 1.188.000.000                            5.103.829.000

Aydın                   976.000.000                           3.928.250.000

Antalya                980.000.000                            4.018.654.000    


İki-iki buçuk yıl içinde dörde katlanan yatırım maliyetleri, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları konusunda bize bir şeyler söylüyor sanki. Memur, emekli, asgari ücretli yani ülkede emeğiyle geçinen ücretliler söz konusu olduğunda, maalesef inandırıcılığı kalmamış bir kurumun yayımladığı ve insan onuruyla bağdaşmayan verileri esas alan iktidar; konu, ihaleyle yaptırdığı kamu yatırımlarına geldiğinde demirin, çimentonun, enerjinin yani bir inşaatın temel maliyet kalemlerindeki gerçek enflasyonu esas alıyor. Bu ise devletin kendi kendini resmi belgelerde tekzibi anlamına geliyor ama hesap verilebilirlik olmayınca bir kıymeti de bulunmuyor.

Madenci güvenliği için AB hibesi

Madencilikte iş sağlığı ve iş güvenliğinin geliştirilmesi için 35 ilde 141,7 milyon TL'lik bir AB hibesi de yatırım programında yerini alıyor. 2022 yılında bu tutardan sadece 29 milyon TL'nin harcanmış olduğunu Amasra faciasında yaşamını kaybeden 41 işçiyi anarak kayıt düşerek bitirelim. 

Çiğdem Toker / T24