AKP’den kurtulmak, artık açlık meselesi! + Sınır ötesi operasyonun asıl hedefi / Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet

                                                               


  

AKP’den kurtulmak, artık açlık meselesi!

Ankara ile Moskova, “gıda krizine” karşı “tahıl koridoru” çözümünde mutabık. Lavrov-Çavuşoğlu görüşmesine göre, dörtlü (BM, Türkiye Rusya, Ukrayna) mekanizmanın inşası halinde hemen harekete geçilebilecek. 

Birinci aşamada, Türkiye’nin de desteğiyle Ukrayna limanlarındaki Ukrayna mayınları temizlenecek, ikinci aşamada da Rusya ve Ukrayna buğday gemileri, Türkiye’nin koordinasyonunda “tahıl koridoru”ndan Batı pazarlarına ulaştırılacak. 

Böylece ABD ve İngiltere’nin “gıda krizi” bahanesiyle Karadeniz’e “NATO gücü” sokma planı da boşa çıkarılmış oluyor.

GIDA KRİZİNİN SORUMLULARI

“Gıda krizi” bahanesi demişken...

Elbette dünya genelinde, gittikçe krize dönüşme işaretleri veren bir gıda sorunu var. Fakat bu sorunun kaynağını Ukrayna buğdayının ihraç edilememesine indirgemek, tipik bir Batı kurnazlığı... 

Çünkü krizin esas kaynağı, emperyalist ABD’nin dayattığı neoliberal politikalar nedeniyle Türkiye vb. ülkelerde tarımın çökertilmesidir. Bunun yanında Ukrayna’nın ihraç edilmeyi bekleyen buğdayının miktarı önemsiz kalmaktadır. 

Lavrov, Çavuşoğlu ile basın toplantısında şöyle dedi: “Batılılar bunu bir facia gibi göstermeye çalışıyor. Ukrayna tahıl ürünlerinin piyasadaki payı sadece yüzde 1. Gıda krizi oluşturacak bir durum yok.”

Lavrov’un işaret ettiği “piyasadaki pay” yerine, “üretim payını” bile dikkate alsak, bu değişmez. Çünkü geçen yıl dünyada üretilen toplam 775 milyon ton buğdayın sadece 25 milyon tonu Ukrayna’nın üretimi. Bu da yaklaşık yüzde 3 demek. Oysa Rusya’nın 85 milyon tonluk buğday üretiminin payı yüzde 11. (Bu arada iki ülkenin üretim toplamı yüzde 14-15 civarında ama iki ülkenin ihracat oranı daha yüksek.) 

Yani Batı yaptırımları nedeniyle ihraç edilemeyen Rusya buğdayının “gıda krizine” etkisi, ihraç edilemeyen Ukrayna buğdayının etkisinden daha fazla.

ENFLASYONDA 27 YIL GERİLEDİK

Gelelim kendi “gıda krizimizin” bahanesine...

Tarımın en önemli kalemi motorin fiyatıdır. Geçen yıl haziranda motorinin litresi 7 TL idi, şu anda 28 TL. Yani tam dört kat arttı. Benzer oranlar azalarak benzin, doğalgaz ve elektrikte de var. 8 Haziran 2021 günü dolar 8.62 TL’ydi, dün, yani 8 Haziran 2022’de 17 TL’yi geçti. Bu oranlar içtiğimiz sudan, yediğimiz ekmeğe kadar her şeye yansıyor. 

Peki bu tablo “dış güçler” için de geçerli mi? Tamam, enerji fiyatları arttı ama dünya bizim kadar zam gördü mü? Elbette hayır. 

TÜİK enflasyonu yıllık yüzde 73.5 olarak açıklandı. Oysa bağımsız ENAG’ın açıkladığı enflasyon yüzde 160.76. TÜİK’i bile baz alsak, durum vahim. Zira savaşın yaşandığı Ukrayna’da enflasyon yüzde 20, Rusya’da yüzde 18... 

Ve bu “düzeltilmiş” enflasyona rağmen Türkiye tüketici enflasyonunda 1998’e, üretici enflasyonunda 1995 yılına geriledi.

TÜRKİYE’NİN ÇOĞUNLUĞU DAR GELİRLİ

Bu köşede AKP’nin mali sermaye partisi olduğunu ve zengini zenginleştirdiğini, yoksulu yoksullaştırdığını kaç kere yazdım ama Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin şu sözleri kadar tabloyu iyi anlatamadım: “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar.”

Fakat yanlış anlaşılmasın, “dar gelirliler” geçen on yıllarda olduğu gibi dar bir grup değil artık. Orta gelir grubu da dar gelirli. Türkiye’nin en zengin yüzde 10’u, gelirin yüzde 55’ini alırken, en yoksul yüzde 50’si ise gelirin sadece yüzde 12’sini alabiliyor.

Hızla daha da yoksullaşıyoruz ve hızla orta gelir grubu da dar gelirli oluyor. Kısacası AKP’den kurtulmak, “dar gelirliler” için artık açlık meselesi!

                                                            ***

Sınır ötesi operasyonun asıl hedefi 

Erdoğan’ın adres vererek ilan ettiği olası sınır ötesi operasyonun hedefi ne? Yine Erdoğan’ın açıklamalarına göre birinci hedef terörle mücadele, ikinci hedef de sığınmacıların geri dönüşü için alan açmak...

Bu iki hedef üzerinden konuyu inceleyerek esas hedefi ortaya koymaya çalışalım:

KORİDORU KALDIRMAK MI, DARALTMAK MI?

Türkiye’nin geçmişteki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla, ABD’nin Fırat’ın doğusunda inşa ettiği devletçiği batıya doğru uzatarak Akdeniz’e açmasının önünün kesildiği ortada. Ancak bu harekâtların Şam yönetimiyle anlaşma olmaksızın yapılması ve AKP’nin bir “ÖSO nüfuz alanı” peşinde olması, Türkiye’nin kestiği koridoru tamamen ortadan kaldırılabilmesini önledi. 

Aynı şekilde Türkiye’nin yine Suriye’yle anlaşmadan yeni bir sınır ötesi harekât yapması, ABD/PKK koridorunu ortadan kaldırmaya değil daraltmaya ve karşılığında da AKP’nin “ÖSO nüfuz alanı”nı biraz daha genişletmesine yarar.

Somutlarsak: Türkiye’nin yeni operasyonuyla PKK-YPG sınırın 30 km altına itilirse ne değişecek? PKK-YPG bu kez orada varlığını gösterecek ve Türkiye “nüfuz bölgesiyle” komşu olmayı sürdürecek. Oysa Ankara ile Şam’ın anlaşması ve Suriye ordusunun kendi topraklarında/sınırlarında egemen olmasının önünün açılması, koridorun ortadan kalkmasını sağlayacak. Üstelik Rusya ve İran da bunu destekliyor...

AKP ise Esad yönetimiyle birlikte hareket ederek ABD-PKK koridorunu ortadan kaldırmak yerine koridoru daraltarak kendi nüfuz alanını genişletmek peşinde...

SIĞINMACILARI KULLANMAK

AKP’nin olası sınır ötesi harekâtının ikinci gerekçesi yaptığı “1 milyon sığınmacı için alan açmak” özetli politikası ise yukarıda özetlediğimiz “koridoru daraltarak nüfuz alanını genişletme” hedefinin kaldıracı anlamına geliyor. 

Erdoğan’ın “1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşü için Azez, Cerablus, El Bab, Tel Abyad ve Resulayn başta olmak üzere 13 bölgede yerel meclislerle çalışıyoruz” sözleri, pratikte “Suriye’nin siyasal birliği ve toprak bütünlüğü” politikasına değil, “Suriye’nin parçalanması” politikasına hizmet etmektedir.

Şam’daki meclis yerine daha önceki sınır ötesi harekâtlarla oluşturulan nüfuz bölgelerindeki 13 yerel meclisle çalışmak, buralara yönetici atamak, Türk üniversitesine bağlı fakülte açmak, TL’yi resmi para yapmaya çalışmak şeklindeki pek çok olgu, AKP’nin esas amacına işaret etmektedir. 

Şam’daki meclisin karşısına 2017 yılında Türk topraklarında kurdukları 425 üyeli genel meclis ile çok sayıdaki yerel meclisleri koymak, Şam’daki hükümetin karşısına 2017’de ilan edilen Ankara destekli “milli kurtuluş hükümeti” çıkarmak, Şam merkezli Suriye ordusunun karşısında TSK destekli “Özgür Suriye Ordusu / 2017’den itibaren Suriye Milli Ordusu” oluşturmak, Erdoğan’ın “kurucu” fonksiyonu kazanabilmek adına sürdürdüğü “toprak kazanma” hedefinin gereğidir!

KOMŞULUK HUKUKU 

Sınır ötesi operasyon konusunda Erdoğan’ın yukarıda özetlediğimiz hedefine, şimdi bir de bunu olası erken seçimde kullanma hedefi eklediği görülüyor. 

Üstelik Erdoğan uluslararası şartların elini güçlendirdiğini düşünüyor: Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine veto kartı kullanıyor olması ABD’yi, Ukrayna krizinde Batı yaptırımlarına dahil olmaması da Rusya’yı “sınır ötesi operasyon” konusunda “aktif karşıtlığa” itmeyecek faktörler olarak hesaplanıyor.

Ancak asıl hesap uluslararası şartlar zemininde değil komşuluk hukuku zemini üzerinde yapılmalıdır. Ankara-Şam anlaşması, tüm bölgesel sorunların çözümünün anahtarıdır.

Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet

TARİHTE BUGÜN (9 HAZİRAN)

 

OLAYLAR:

68- Roma İmparatoru Neron intihar etti.
1277- Anadolu Selçuklu Devleti’nde Cimri Ayaklanması oldu. Cimri ya da diğer bir deyişle Alaeddin Siyavuş’un isyanı Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde vuku bulmuştur. Moğol tahakkümünün yanı sıra Anadolu’daki Türkmen beyliklerinin isyanı Selçuklu devlet düzenini ve halkın dirlik-düzenini berbat hale getirmiştir. Cimri isyanının müsebbibi olan Karamanoğlu Mehmed Bey daha önce Hatiroğlu Şerafeddin Bey’in amansız destekçilerinden biri olmuş bununla birlikte uzun bir süre Moğollara direnmeye muvaffak olmuş epeyce zorluk çıkarmıştır.
1617- Sultan I. Ahmet tarafından İstanbul’da adıyla anılan meydanda 1609-1616 arasında Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii ibadete açıldı.
1815- Napolyon’u yenen koalisyon devletlerinin temsilcileri Avrupa’yı yeniden şekillendirmek için, kendi aralarında daha önce yapmış oldukları antlaşmaları birleştirerek 9 Haziran 1815 tarihinde Viyana Kongresi Kararları haline getirdiler.
1861- Lübnan Nizamnamesi yayınlandı. Bu durum Osmanlı Devleti’nin Lübnan hakimiyetine son verdi.
1868- Osmanlı Devleti’nde yabancılara mülk edinme hakkı tanındı.

1910- Sada-i Milliyet gazetesinin genç yazarı Ahmet Samim İttihatçılara yönelttiği eleştirilerin bedelini Beyoğlu’nda hayatı ile ödedi. Ahmet Samim’den bir gün önce gazeteci Hasan Fehmi iki gün sonra ise yine gazeteci Zeki Bey aynı şekilde öldürüldüler. Cinayetin İttihatçıların ünlü tetikçisi Yakup Cemil olarak düşünülürken yıllar sonra İzmir suikasti davasında asılan eski Ankara valisi Abdülkadir olduğu ortaya çıkmıştı.
1920- Ermenilerle savaş için “Şark vilayetlerinde muvakkat seferberlik” ilan edildi.

1921 - İstiklal Savaşı'nda kullanılacak cephanenin, İnebolu'dan karaya çıkartılmaya ve cepheye götürülmeye başlanması.

1923- Bulgaristan’da faşist askeri darbe.

1928 - Avustralyalı pilot Charles Kingsford Smithuçağıyla ilk kez Büyük Okyanus'u aştı.
1932- Sinema filmlerinin denetlenmesi için merkezi bir kurul oluşturuldu. Kural daha sonra, Film Sansür Kurulu halinde çalışmalarını devam ettirdi.

1942 -  Anıtkabir için açılan yarışmada, Prof. Emin Onat ve Orhan Arda'nın projeleri birinci oldu.
1947- Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’ne üye oldu.
1950- Adnan Menderes Demokrat Parti Genel Başkanlığına seçildi.
1951- Demokrat Parti Ankara İl Kongresi toplandı. Bazı delegeler, “partiye kesecilerle midecilere değil, içtenlikle bağlı insanların gerekli” olduğunu belirtti.
1955- Türk bayrağını yırtmaktan sanık 4 Amerikalı yapılan yargılamada beraat etti.
1956- Türkiyede Basına baskılar sürüp, Halk gazetesi toplatılırken, Aynı gün, Amerika Birleşik Devletleri’nde nükleer denizaltı George Washington suya indirildi.
1962- Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında doğrudan telefon hattı açıldı.

1964- İsmet İnönü, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale kararına yönelik ABD Başkanı Johnson’ın mektubuna cevabında özetle: ”Kıbrıs’la ilgili olarak Garanti Anlaşması gereğince bize tanınan ferdi hareket etme hakkımızı kullanma kararını arzunuz üzerine tehir ettik” denilmekteydi.
1965- 20 Şubat 1965’de kurulan Adalet Partisi (AP) ağırlıklı koalisyon hükümetinin Başbakanı Suat Hayri Ürgüplü’nün Niğde/ Aksaray ziyaretinde yollara “Ayasofya cami olmalıdır” afişleri asıldı.
1967- Parti Meclisi’nden güven isteme amacıyla istifa eden Bülent Ecevit oybirliğiyle yeniden Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreteri seçildi.
1969- İstanbul Üniversitesi’nde sınavların polis gözetiminde yapılmasına karşı çıkan solcu öğrencilerle polis gün boyu çatıştı. Çatışmalarda onlarca öğrenci, 17 polis 7 gazeteci yaralandı, 29 öğrenci gözaltına alındı; Üniversite kapatıldı ve sınavlar eylül ayına ertelendi. Danıştay, Üniversitenin kapatılma kararını 14 Haziran günü durdurdu. İstanbul Üniversitesi’ndeki olaylara tepki olarak Ankara SBF, Ziraat, Veteriner ve Eğitim fakülteleri işgal edildi.
1972- Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mezarlarına çiçek koymaktan sanık Altındağ Belediyesi memuru A.Güzelgün 3 ay hapse mahkum edildi.
1976- Gaziantep Düztepe semtinde THKO-Halkın Kurtuluşu üyelerinin bulunduğu bir eve yapılan operasyonda, 8 Haziranda başlayan ve ertesi gün de süren çatışmada 3’ü güvenlik görevlisi -1 polis 2 jandarma- 2’si THKO’cu ve 1’i de çatışmayı seyreden halktan olmak üzere 6 kişi öldü.
1977- MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, “CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, sömürgecilerin yetişmesi, komünistlerin beslemesi, bölücülerin yardakçısı ve demirperdenin baykuşudur” dedi.
1977 -  2 Haziran’da ülkücülerce kaçırılıp işkenceyle öldürülmüş olarak bulunan Hasan Doğan’ın cenazesi törenle memleketi Malatya’ya gönderildi.

1977-  Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Taha Carım Roma’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Saldırıyı “Ermeni Soykırımı” ve “Ermeni Jenosit Örgütü” üstlendi.
1979- Uşak’ta bildiri dağıtırken polisler tarafından açılan ateş sonucu, Devrimci Yol militanı Nevzat Tanrıöver (1960- Uşak/ Banaz) yaşamını yitirdi.

1980- Altı ay içinde sekizinci kez devalüasyon yapıldı. Türk Lirası’nın değeri yüzde 5.5-8.8 arasında düşürüldü.
1980 - Aynı gün yapılan açıklamaya göre; 203 işyerinde yaklaşık 48 bin işçi grevde, grevcilerin 42 bini DİSK üyesi.
1981- Türkiye’nin Cenevre Başkonsolosluğu’nda görevli Mehmet Yergüz bir Ermeni militan tarafından öldürüldü.
1982- Sıkıyönetim 3 kitabı toplattı: Bertolt Brecht’in “Halkın Ekmeği”, Pınar Kür’ün “Yarın..Yarın”, Ataol Behramoğlu’nun “Kuşatmada”.
1985- Yönetmenliğini Ali Özgentürk’ün yaptığı ‘At’ filmi, Tokyo Film Şenliği’nde büyük ödülü iki filmle paylaştı.
1987- ODTÜ’de yeni “Yurtlar Yönetmeliği”nin iptalini isteyen öğrenciler yürüyüş yaparak Rektör’e dilekçe verdi.
1988- 28 Nisan’da İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünü işgal eyleminden yargılanan 108 öğrenciden tutuklu 31’i duruşmaya sevk zinciriyle getirildi. Öğrenciler, olayların bir polisin bir kız öğrenciye sarkıntılık etmesinden kaynaklandığını, polislerin saldırısıyla büyüdüğünü söyledi.
1989- Savarona  yatı, Sadıkoğlu ve Japon firmaları tarafından restore edilmek, işletilmek ve daha sonra da devredilmek üzere kiralandı.
1990- Sağlık-İş Kolu’nda çalışan 8500 işçinin toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu’nda karara bağlandı. İlk altı ay brüt 730 bin, ikinci altı ay ise 900 bin lira artış sağlandı. Türk-İş tarafından tepkiyle karşılanan anlaşmaya göre işçiler ikinci yılın ilk altı ayında yüzde 25, ikinci altı ayında yüzde 20 zam alacaklar.
1990 - Haftalık Gırgır’ın son sayısı, kapakta yer alan karikatürde Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut’a hakaret edildiği gerekçesiyle toplatıldı.
1991- SHP’nin ev sahipliğinde yapılan Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı İstanbul’da başladı.
1992- Hafız Akdemir’in cenazesi polis tarafından gizlice kaçırılarak Mardinkapı Mezarlığı’na gömüldü.
1992 -  Okul müdüründen dayak yedikten sonra Bozdoğan Kemeri’nden atlayan Vefa Lisesi öğrencisi B.Keleş kurtarılamadı.
1993- Tahsin Yücel, Peygamberin Son Beş Günü adlı yapıtıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.
1994- “Yasak Tümceler”adlı romanında “Basın yoluyla Allah’a, dine, peygambere ve kutsal kitaba hakaret ettiği” iddiasıyla yazar Abdullah Rıza Ergüven hakkında dava açıldı. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Salih Tuğ’un bilirkişi raporunda Ergüven’in “Materyalizm ve pozitivizme dayalı görüşleri benimsemek suretiyle Anadolu Türk halkını inanç ve geleneklerinden koparıp, us ve doğaya dayalı inanış, düşünce ve görüşlere yaklaştırmaya çalıştığı” savunuldu.
1994 -  “Periler Ülkesi” heykeli Melih Gökçek tarafından “içine tükürülerek” kaldırılan M.Aksoy: “İnsanlar önyargılı, iki insan sarılınca bu porno oluyor. Adam kendi tükrüklü kafasından geçen porno edebiyatıyla görüyor. Onun nasipsizliği, talihsizliği. Adam doğadaki çıplaklık ile sanattaki çıplaklık arasındaki farkı göremiyor. Ona kalsa karıncaya don giydirmek gerekecek.”
1995- Sivas katliamının yıldönümünde 2 Temmuz 1994’de Tandoğan’da düzenlenen mitingde yaptığı konuşma ile “halkı itaatsizliğe teşvik etme”suçunu işlediği iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber beraat etti.
1996- Habitat II, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Zirvesi kapsamında düzenlenen Sivil Toplum Kuruluşları Forumu’na katılan yabancı delegeler, polisin memurları ve gazetecileri coplamasını ağızlarına siyah bant takarak protesto ettiler. Habitat II için Türkiye’de olan STK’ların temsilcileri polis şiddeti ve gözaltıları Taşkışla’da protesto etti.
1996 -  İki oğlu da gözaltında kaybedilen Feriha Efeoğlu: ”Yaşamaya yüzüm yok”(Cumhuriyet’te Berat Günçikan’ın yazı dizisinden) Ayhan Efeoğlu (25) 6 Ekim 1992’de okulunun önünden,
Ali Efeoğlu (29) 5 Ocak 1994’de İznik-İstanbul yolunda otobüsten indirilerek gözaltına alındı.

1997- Malta Hava Yolları’na ait Valetta-İstanbul seferini yapan uçak, İsmail Beyazpınar ve Nusret Akmercan tarafından Köln’e kaçırıldı.
1999- Yugoslavya ve NATO, Kosova’da Sırp birliklerinin geri çekilmesi anlaşmasını imzaladı. NATO, hava saldırılarını durdurdu ve 20 haziranda resmen sona erdirdi.
2001- Tasfiyesi kararlaştırılan Emlakbank’ın çalışanları karara karşı Şişli Abide-i Hürriyet’te miting yaptı.
2001 -  “Diyaloğa Çağrı Platformu bileşenleri “F Tipi cezaevlerinde tecrite karşı” Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda miting yaptı.
2003- AKP hükümetinin, 30’un altında işçi çalıştırılan işyerlerini iş güvencesi kapsamından çıkaran ve “kiralık işçilik”in önünü açan İş Yasası’nı Cumhurbaşkanı Necdet Sezer -sendikaların karşı çıkmasına rağmen- onayladı.
2003 - İstanbul’da Başbakan Erdoğan’ın katıldığı “Mikrokredi Vasıtasıyla Yoksulluğun Azaltılması” konulu uluslararası konferansta konuşmak isteyen Halkevleri üyesi öğrenciler Mehtap Yurtluk ve Ali Ergin Demirhan salondan çıkarılarak 1 saat boyunca tuvalete kapatıldı.
2004- Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi kapatılan DEP’in dört eski milletvekili Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan hakkındaki infazı durdurarak, tahliyelerine karar verdi. Eski milletvekilleri Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nden salıverildi.
2004- SES Ankara Şube üyeleri “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı protesto için Sağlık Bakanlığı önüne yazar kasa bırakarak oturma eylemi yaptı.
2007- Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde, PKK’lılar tarafından karayoluna döşenen patlayıcının patlatılması sonucunda bir yarbay, bir binbaşı ve bir er şehit oldu, dört asker yaralandı
2008- DİSK/Limter-İş üyeleri, son 1 ayda 4 tersane işçisinin hayatını kaybetmesini S.Aslan Tersanesi önünde protesto etti.
2009- AİHM Türkiye’yi eski kocasının şiddetine karşı “etkili koruyamadığı” N.Topuz’a 36.500 Euro tazminata mahkum etti.
2009 - İzmir/ Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş’den çıkarılan DİSK/Genel İş’li 300 işçinin direnişi 41.gününde.
2009 - Paris’teki Picasso Müzesi’nde Pablo Picasso’ya ait, içinde 32 adet desen barındıran bir defter çalındı.
2010- BM Güvenlik Konseyi, İran’a nükleer programı nedeniyle yeni yaptırımlar getiren karar tasarısını 12 evet, 2 hayır ve 1 çekimser oyla kabul etti. Türkiye hayır oyu kullandı.
2012- HDK Gençlik Meclisi ve Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi üyeleri öğrenci tutuklamalarını protesto etti.
2013- Taksim Dayanışma Platformu’nun Taksim Meydanı’nda düzenlediği mitinge katılım yüksekti. Kentsel dönüşüm mağdurlarından “Adalet Arayan Mahalleliler Platformu” Tünel’den Gezi Parkı’na yürüdü. Kuğulupark’ta bir araya gelen TGS ve ÇGD üyesi gazeteciler Kızılay’a yürüdü.
2015- Diyarbakır’da Hizbullah’a yakın İHYA-DER’in Başkanı Aytaç Baran silahlı saldırıda öldürüldü. Ardından HDP’li bilinen kişilere açılan ateşte 3 kişi öldü. S.Demirtaş Twitter hesabından “kirli tezgaha izin verilmesin” dedi; HÜDA-PAR, üyelerinin evlere çekilmesini istedi.
2015 - Mısır’daki Port Said Ceza Mahkemesi, 72 kişinin hayatını kaybettiği ve “ülke futbol tarihinin en büyük trajedisi” olarak kabul edilen “Port Said katliamı” davasında, 11 kişiye idam cezası verdi.
2016- Somali’de Eş-Şibab örgütünün Hiiran vilayetinde Afrika Birliği Somali Misyonunda görevli Etiyopya güçlerine ait bir karargaha düzenlediği saldırıda 43 asker öldü.

2016 - Patlayıcıya konu olan nitratlı gübre satışı donduruldu.

2017- Batman’ın Kozluk Belediye Başkanı Veysi Işık’ın aracına yönelik düzenlenen saldırıda, bir başka araçla olay yerinden geçen öğretmen Şenay Aybüke Yalçın, vurularak yaşamını yitirdi.

2019 - Kazakistan'da Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Mevcut cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev yeniden cumhurbaşkanı seçildi.


DOĞUMLAR ÖLÜMLER:


KISA KISA GÜNDEM (8 HAZİRAN 2022)

 


1- Ünlü havayolu şirketinin uçuş lisansı iptal edildi(Yeniçağ)

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) Onur Air'in uçuş işletme lisansını iptal etti. 
2020 yılında başlayan Koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan pandemi sürecinde uçuşlarını durduran Onur Air, pandeminin uzun sürmesi sebebiyle iflasın eşiğine gelmişti. Çeşitli satış süreçleri de geçiren ve bir türlü sonuca varamayan Onur Havayolları'nın uçuş işletme lisansı dün itibariyle SHGM tarafından iptal edildi. 

2- Motorine 1 lira 95 kuruş zam!(Yeniçağ)

Bu gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere motorinin litre fiyatı 1 lira 95 kuruş arttı. Zamla birlikte motorinin litre fiyatı İzmir ve Ankara’da 28.01, İstanbul'da ise 27.89 TL’ye yükseldi. 
Akaryakıta üst üste zamlar gelmeye devam ediyorHaber Global’in haberine göre, bu gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere motorinin fiyatı 1 lira 95 kuruş arttı.Zammın ardından İstanbul'da 25.94'ten satılan motorinin litresi 27.89'a yükseldi. Motorinin litresi Ankara ve İzmir'de 26.06'dan 28.01'e çıktı.27 Mayıs tarihinde benzine 1 lira 45 kuruş, motorine 1 lira 38 kuruş zam gelmişti. 28 Mayıs tarihinde benzinin litresi 70 kuruş, motorinin litresi 97 kuruş artmıştı. Son olarak 2 Haziran tarihinde benzin 1 lira 22 kuruş, motorin ise 1 lira 49 kuruş zamlanmıştı.

3-TÜRKEN Vakfına aktarılan para 1.7 milyar lirayı aştı (Başak Kaya-SÖZCÜ)

CHP’nin ABD Temsilcisi olan Özcan, tartışılan vakfa yapılan para transferinin 102 milyon dolara ulaştığını öne sürdü. “Bu kaynağın içinde son 2 yılda yapılan bağışlar yok” dedi...(
https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/turken-vakfina-aktarilan-para-1-7-milyar-lirayi-asti-7180984)


4- 'Beşli Çete' TFF'de tam gaz çalışıyor(SOL)
Muhalefetin '5’li çete' olarak adlandırdığı müteahhit firmaların futbola meraklı patronlarının TFF seçimlerinde etkin olduğu iddia edildi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleri yaklaşırken, ‘5’li çete’ olarak adlandırılan müteahhit firmaların futbola meraklı isimleri TFF seçimlerine müdahil oldu. Cumhuriyet'ten İrem Yavuz'un haberine göre LİMAK’ın patronu Nihat Özdemir’in istifa etmesi sonrası, TFF’nin başına armatör patron Servet Yardımcı vekâleten geçmiş ve federasyon için haziran ayı ortasında seçim kararı almıştı. İlk aday, eski adıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, güncel adıyla Gaziantep FK’nin eski başkanı Mehmet Büyükekşi oldu. İBB Meclis üyesi ve Başakşehir Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ ile ‘5’li çete’ olarak adlandırılan Kalyon İnşaat’ın patronu Orhan Cemal Kalyoncu’nun doğrudan desteğini alan Büyükekşi’nin şimdiye kadar 200 imza topladığı iddia ediliyor.
('Aday olma' çağrısı) Fenerbahçe Spor Kulübü ise Büyükekşi’nin başkan adaylığına, kardeşinin yargılandığı Cemaat davası nedeniyle karşı çıktı. Gaziantep ve İstanbul’da yatırımları bulunan ve iktidara yakınlığı ile bilinen Büyükşekşi’ye, Fenerbahçe cephesinden “aday olma” çağrısı açıkça dile getiriliyor.  Buna karşın, eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve ekibi ile Türkiye’nin en fazla iş yapan beş kamu müteahhidinden biri olan Kalyoncu İnşaat’ın patronu Orhan Cemal Kalyoncu, Süper Lig ve TFF 1. Lig kulüplerini arayıp Büyükekşi için imza toplamaya çalışıyor. Fenerbahçe’nin Büyükekşi’ye karşı duruşu sonrası bazı kulüplerin, imzalarını geri çektiği de sızan bilgiler arasında. (Sunumu somut bulunmadı) Sadece iki yıl boyunca Gaziantep FK’nin başkanlığını yapan Büyükekşi, bir ayakkabı firmasının sahibi. Katarlı yayıncı başta olmak üzere masada bekleyen problemlerle başa çıkamayıp istifa eden Nihat Özdemir’den kalan sorun yığını karşısında, Mehmet Büyükekşi’nin Kulüpler Birliği’ndeki sunumu katılımcılar tarafından somut olmaktan uzak bulundu.(Saray'ın adını kullanıyorlar)  Kendilerini Saray’a yakın gösterip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da adını kullanarak oy istediği iddia edilen Gümüşdağ-Demirören-Kalyoncu ekibinin Beştepe’de rahatsızlık yarattığı, Erdoğan’ın “Kulüplere karışmayın, seçim öncesi adımı kullanmayın” dediği iddia edildi. Şimdiki TFF Başkanı Servet Yardımcı, eski başkan Haluk Ulusoy, Ali Dürüst gibi isimlerin adı da başkanlık için geçiyor. Geçmişte futbola yakınlığı bilinmeyen Kalyoncuların, neden TFF seçimlerinde aktif rol aldığı belirsizliğini koruyor. Orhan Cemal Kalyoncu’nun yeğeni Haluk Kalyoncu’nun, eski sanayici yeni “Milli Piyango ve İddaa işini de yapan Yıldırım Demirören’le ittifak yapması ise kafaları karıştırdı.  

5-Saray'ın sabit konuğu Demet Akalın da akaryakıt zammına isyan etti (SOL)
Akaryakıta peş peşe gelen zamların ardından şarkıcı Demet Akalın'ın sosyal medya paylaşımı gündem oldu.

Akaryakıta peş peşe gelen zamların ardından şarkıcı Demet Akalın da tepki mesajı paylaştı. Saray'ın tüm davetlerinin konukları arasında yer alan Demet Akalın, “Benzine zam nerede duracak?” paylaşımında bulundu. Akalın'ın mesajına çok sayıda tepki gelirken, o mesajlardan bazılar şöyle: 

"benzin fiyatlarının kendi kendine yükseldiğini zannetmeyi bırakıp, benzin fiyatlarının yükselmesine sebep olanlardan hesap sormaya başladığında...", 

"Siz sarayın her çağrısına katılmayıp gerçek bir sanatçı gibi dik durduğunuzda", "reisin yanına gittiğinde ne konuşuyorsunuz siz? Her şeyi bize soruyorsun", 

"Bazıları yaranmak için şirinlikler yapmayı bıraktığında Demetcim"

6Çöpe atılan sebzelerle ilgili inceleme başlatıldı(SOL)

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sosyal medyada yer alan domates ve salatalıkların çöpe dökülmesi paylaşımı üzerine, Antalya Ticaret İl Müdürlüğü tarafından inceleme başlatıldığını açıkladı.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş konuya ilişkin açıklamayı sosyal medya hesabından yaptı. Bakan Muş yaptığı paylaşımda, "Sosyal medyada yer alan domates ve salatalıkların çöpe dökülmesi paylaşımı üzerine, Antalya Ticaret İl Müdürlüğümüz ivedi şekilde inceleme başlatmıştır. Vatandaşımızı mağdur etmeye yönelik bir fiilin tespiti durumunda Bakanlığımızca en ağır idari yaptırım uygulanacaktır" ifadelerini kullandı. Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde arazi bakmak için dolaşan bir kişi, çöp döküm tesisine dökülen sebzeleri fark etmişti. Sağlam ürünlerin çöpe atıldığının iddia edildiği görüntüler sosyal medyada gündem olmuştu. 

7- Çok sayıda gazeteciye ev baskınıyla gözaltı: En az 16 gazeteci gözaltında(SOL)

Diyarbakır’da çok sayıda gazeteci evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alındı. Diyarbakır’da DFG Eşbaşkanı Serdar Altan ile JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş’ın da aralarında olduğu en az 16 gazeteci gözaltına alındı. Diyarbakır’da polisler, sabah saatlerinde çok sayıda gazetecinin evine baskın düzenledi. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JİNNEWS editör Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç ile gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Berivan Karatorak, Esmer Tunç, Neşe Toprak, Zeynep Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu ve Remziye Temel gözaltına alındı.  Baskın sırasında gözaltına alınan gazetecilerin telefon ve kimi dijital materyallerine el konuldu. JINNEWS’in Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki bürosuna da eş zamanlı baskın yapıldı. Baskında, bilgisayar ve harddiskler ile kimi kitap ve dergilere de el konuldu. Gözaltı sayısının artabileceği belirtiliyor. 

8 - Bir bölümü yıkılmıştı: Cebeci Stadyumu için önemli karar(SOL)

Yargı, Cebeci Stadyumu alanına Millet Bahçesi yapılması planlarının yürütmesini durdurdu.

Cebeci İnönü Stadyumu alanına, Millet Bahçesi yapılması için Çevre Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ tarafından 1/25000 ölçekli ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapılmıştı. Plan değişikliğini yargıya taşıyan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı davada, Ankara 17.İdare Mahkemesi telafisi mümkün olmayan zararlar verileceği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, Cebeci Stadyumu devam eden tüm hukuksal süreçlere rağmen Millet Bahçesi yapılması için geçen yıl temmuz ayında yıkıldı. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile yerine Millet Bahçesi yapılmasının yürütmesi durduruldu. Planın iptal edilmesi ve Cebeci Stadyumu’nun yeniden yapılması için mücadeleye devam edeceğiz dedi.

9 - Altı ay sonra başa döndük(BİRGÜN)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi günü kabine toplantısı ardından yaptığı konuşmada “faiz yükseltmeyeceğiz” açıklaması dövizin ateşini artırdı. Dün itibarıyla dolar 16,72 TL oldu. Böylece Aralık ayında yaşanan kur şoku seviyelerine tekrar ulaşıldı. Tabi arada Merkez Bankası’nın milyonlarca dolarlık arka kapı müdahalesi ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi ülkenin kaynaklarını emen zihni sinir projelere rağmen yaşanması daha da dramatik. Bakan Nebati 17 Aralık 2021 tarihinde zirveye çıkan ve ondan sonra çeşitli müdahalelerle 11 liraya kadar gerileyen dolarla ilgili “bizimle bir ilgisi yok” demişti.(REZERVLER ERİDİ) Bakanın açıklamasına rağmen MB’nin sadece 20-21 Aralık tarihlerinde net rezervlerinde 7 milyar dolarlık azalma yaşandı. Yine aralık ayı içinde toplam 19,6 milyar dolarlık rezerv azalması yaşandığı görüldü. Kamu bankaları eliyle arka kapı müdahalesi tek başına yetmeyeceği için büyük bir icart olarak sunulan KKM devreye sokuldu. Tüm bu müdahaleden sonra dolar 24 Aralık 2021 tarihinde 11 Liraya kadar geriledi. Nebati bu süreci, "Döviz düşüşünü gördüğümde kıpır kıpır oldum, arkadaşlara sordum biz bir şey yaptık mı? Yok efendim. Lan nasıl? Harika" diyerek anlatmıştı. Nebati’nin uzun sürmedi. Yeni yılın ilk günleri ile birlikte dolar 13 lirayı gördü ve yukarı doğru seyir izledi.Bankaların KKM hesapları mayıs sonuna doğru yaklaşık 850 milyar TL’ye ulaştı. Bu tasarruf modelinin devlete maliyeti her geçen dakika döviz yükseldikçe artıyor. Bilindiği gibi ilk üç aylık dilimin bittiği mart ve nisan aylarında ortaya çıkan kur farkı sebebiyle KKM sahiplerine Hazine’den yaklaşık 16 milyar TL civarında bir ödeme yapılmıştı. Mayıs ayı sonunda dolar 15 lira olarak hesaplandığında kamuya 35 milyar liraya çıktı. Dolar bugün 16,72 liraya dayandı. Bu seviyenin kamuya maliyeti ise yaklaşık 90 milyar lira. Özetle sadece 1 liralık kur artışı bile KKM sayesinde kamuya ekstradan 50 milyar liralık maliyet yükledi. Uzmanlara göre Erdoğan’ın faiz konusunda inadı ve rezervlerle birlikte diğer tüm enstrümanların tükenmiş olması dövizin yukarıya doğru çıkışının engellenmesi imkansız hale geldi. Bugünlerde bir gündeme getirilip bir geri çekilen Süper Bono dün itibariyle tekrar ısıtılmaya başlandı. Kamuyu KKM ile kıyaslanmayacak ölçüde borç stokunun içine sokacak olan yeni modelle ilgili her taraftan iktidara uyarı geliyor. Arka kapı rezerv satışları ve KKM ile dövizi belli bir aralıkta tutmaya çalışan iktidarın barutu altı ayda tamamen tükendi. Erdoğan’ın önünde iki yol var. Ya faiz ya da Süper Bono. İkisi de Türkiye’ye yeni sorunlar açacakken ülke insanı da daha çok yoksullaşmaya devam edecek.

10- Rusya AİHM'den çekildi(BİRGÜN)

Rusya Parlamentosu'nun alt kanadı Duma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Rusya’daki yargı yetkisini sona erdiren yasa tasarılarını onayladı. Rusya Federal

Meclisi'nin alt kanadı Devlet Duması’nda yapılan oylama ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının artık uygulanmamasına karar verildi. 
Rusya - Ukrayna Savaşı ile birlikte Avrupa Birliği (AB) ve Rusya arasındaki ilişkiler tamamen kopma evresine geldi. Rusya, kendilerine yönelik AB’den gelen yaptırımlar ve Avrupa Konseyi'nde söz hakkının kısıtlanmasını gerekçe göstererek 15 Mart’ta, Avrupa Konseyi’nden resmen çekildi.Bu girişime bağlı olarak Rusya Federal Meclisi'nin alt kanadı Devlet Duması’nda bugün yeni bir karara imza atıldı. Devlet Duması’nda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin  kararlarının Rusya'da uygulanmamasına ilişkin yasa tasarısı milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.(15 MART'TAN SONRAKİ DAVALAR KABUL EDİLMEYECEK) Kabul edilen yasa tasarısına göre, Rusya’nın, Avrupa Konseyi’nden resmen çekilme kararı aldığı 15 Mart tarihinden sonraki davalar Rusya tarafından kabul görmeyecek. Bu tarihten önce açılan davaları kazananlar 1 Ocak 2023 tarihine kadar Rus mahkemelerine başvuru yaparak tazminatlarını alabilecek. Yasa tasarısına göre, tazminat ödenecek kişilere de Rus para birimi ruble ile ve sadece Rus bankaları üzerinden ödeme yapılacak. ('DEĞER VE GELENEKLERİMİZLE ÇELİŞİYORDU') Yasa tasarısının Devlet Duması’nda kabul edilmesinden sonra açıklama yapan Devlet Duması Başkanı Viaçeslav Volodin kabul edilen yasa tasarısını savunarak, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Batılı politikacıların elinde ülkemize karşı siyasi mücadelenin bir aracı haline geldi. Bazı kararları Rusya Anayasası, değerlerimiz ve geleneklerimizle doğrudan çelişiyordu” dedi.




Öne Çıkan Yayın

soL "Köşebaşı + Gündem" -20 Haziran 2025-

  Pehlevi Hanedanı İran’a geri dönecek mi?-Hakkı Hacınebioğlu- Emperyalizm 20’nci yüzyılın ölülerini hortlatmaya niyetliyse İran ve dünya iş...