Gerici Yeni Akit, Atatürk için dua okutulmasından rahatsız oldu: Diyanet'i hedef aldı -Cumhuriyet-

Kocaeli Müftülüğü, Atatürk’ün hayatını kaybetmesinin 87. yılı dolayısıyla 10 Kasım 2025 Pazartesi günü kent genelindeki tüm camilerde Mevlid-i Şerif okutulacağını duyurdu. Gerici Yeni Akit gazetesi, karardan rahatsızlığını dile getirerek Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hedef aldı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 87 yıl önce 10 Kasım 1938'de hayata gözlerini yumdu. Kocaeli Müftülüğü, yaklaşan 10 Kasım tarihi için anlamlı bir karara imza attı.

                                                              Kocaeli İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu

Kocaeli'de Müftü Mehmet Sönmezoğlu’nun imzasını taşıyan ve resmi yazıyla ilçe müftülüklerine gönderilen talimatta, “10 Kasım 2025 Pazartesi günü saat 12.30’da tüm camilerimizde Mevlid-i Şerif okutulması hususunda, bilgi ve gereğini rica ederim” ifadelerine yer verildi.

Mevlid programlarında, Atatürk başta olmak üzere vatan uğruna yaşamını yitiren şehitler ve ebediyete intikal eden gaziler için Kur’an-ı Kerim ve dualar okunacak.

Image

YENİ AKİT RAHATSIZ OLDU

Gerici Yeni Akit gazetesi, Kocaeli Müftülüğü'nün imzasını taşıyan talimattan rahatsız oldu.

Gazete, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün adına dua okunmasını, "Valilik talimatıyla Atatürk için mevlit" başlığı ile hedef aldı.

Çirkin ifadelerin yer aldığı haberde, "Cumhuriyetin 102. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk" ifadelerini kullandığı gerekçesiyle laikçi azınlığın takdirini toplayan yeni Diyanet yönetimi, bu defa valilik talimatıyla mevlit düzenleyecek" denildi.

Image

Cumhuriyet

Üç başkan ve 12 belediye bürokratına kıyı işgali soruşturması! - Yusuf Yavuz/ soL -

Antalya’da Kundu ve Kemerağzı turizm bölgelerindeki lüks otellerin kıyı işgalleriyle ilgili belediye başkanları ve bürokratlar hakkında soruşturma izni verildiği ortaya çıktı. Bu kez geriye dönük yapılan incelemede soruşturma izni verilen isimler arasında AKP’li eski başkan ve yardımcısı da var…

Antalya’da lüks otellerin bulunduğu Kundu ve Kemerağzı sahilindeki kıyı işgalleriyle ilgili denetim ve yaptırım yetkilerini kullanmadığı iddiasıyla belediye başkanları hakkında yeni bir soruşturma izni verildiği ortaya çıktı. 

                               Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım bir süre önce CHP'den istifa etmişti.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın yürütülen inceleme sonucunda hazırladığı rapora dayanılarak alınan kararda, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve ilgili bürokratlarla, AKP’ye geçeceği öne sürülen Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım ile önceki Aksu Belediye Başkanı AKP’li Halil Şahin ve belediye bürokratları hakkında soruşturma izni verilmesi isteniyor. 

Yapılan incelemede, Aksu ilçesi sınırlarındaki Kemerağzı ve Kundu mahallelerinde toplam 560 bin metrekareden fazla kıyı alanının işgal edildiği tespit edildi. İşgalci oteller arasında iktidara yakınlığı ile bilinen Limak ve IC Holding bünyesindeki işletmeler ile Halkbank'a devredilen Titanic Mardan gibi oteller de yer alıyor.

Kundu ve Kemerağzı sahilleri, kent merkezine ve havaalanına yakınlığı ile Antalya’nın en gözde tatil merkezleri arasında yer alıyor. Lüks oteller ve tatil köylerinin sıralandığı bu bölgedeki işletmeler, uzunca bir süredir kıyı işgalleriyle gündeme geliyor. Ancak yeterli denetim ve yaptırımların olmaması, yeni işgalleri teşvik ederken, işgallere göz yuman sorumlular hakkında yapılan suç duyuruları ve idari yaptırım başvuruları da sonuçsuz kalıyor.

İçişleri Bakanlığı üç vali hakkındaki iddialarla ilgili ön inceleme izni vermedi.

Aynı yerdeki işgallerle suç duyurusuna işlem yapılmamıştı

Kundu ve Kemerağzı’ndaki kıyı işgallerine yönelik Antalya’da yaşayan bir vatandaşın yaptığı denetim talepleri sonuçsuz kalmış, sorumlular hakkında Mayıs 2024’de yapılan suç duyurusunda ise ilin valileri hakkında soruşturma açılması istenmişti. Suç duyurusunun ardından İçişleri Bakanlığı Müfettişleri tarafından hazırlanan ön inceleme raporunda, işgal edilen kıyı alanlarının kamuya açık olduğu kanaatine yer verilmiş, sorumlular hakkında yapılacak işlem olmadığı belirtilmişti.

İçişleri Bakanlığı valiler hakkında soruşturma izni vermedi

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından hazırlanan 23 Eylül 2024 tarihli ön inceleme raporuna dayanılarak alınan 8 Kasım 2024 tarihli kararda, Aksu ilçesine bağlı Kundu ve Kemerağzı sahillerindeki Hazineye ait arazilerdeki işgallerin sonlandırılması ve kaçak yapıların yıkılması için yapılan başvurularda yapılması gereken işlemlerin sürüncemede bırakıldığı öne sürülmüştü. Turizm sezonunda yapılan seyyar işgaller ile ilgili yasal düzenlemeler yapılması gerektiği belirtilen kararda, kıyıdaki işgallerin kaldırılması için belediyeler tarafından bir talebin olmadığı da vurgulanarak, “Kıyıdaki kumsal alanın kamuya açık olduğu anlaşıldığından eski Antalya Valileri Münir Karaloğlu, Ersin Yazıcı ve halen Antalya Valisi Hulusi Şahin hakkında yapılacak herhangi bir işlemin olmadığı” belirtilmişti.

Danıştay'ın başvurucunun itirazının reddine yönelik kararı.

Danıştay da vatandaşın itirazını reddetti

İçişleri Bakanlığı’nın valiler hakkında soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararına Danıştay’da itiraz eden vatandaş, 11 Kasım 2024 tarihli itiraz başvurusunda, Antalya Valiliği’nin denetim ve kontrol görevini yerine getirmediğini öne sürerek İçişleri Bakanlığı’nın kararının iptalini talep etmişti. Danıştay, 24 Aralık 2024 tarihli kararında, söz konusu şikâyetin 4483 Sayılı Kanunun 4. Maddesi kapsamında ön incelemeyi gerektirecek nitelikte bulunmadığını belirterek başvurucunun itirazını reddetmişti.

Yargıtay'a yapılan başcuruda şikayet mekanizmasının işletilmemesinin yol açtığı sonuçlar detaylıca özetleniyor.

Bu kez de konuyu Yargıtay’a taşıdı, bakanları şikâyet etti

Kamu arazilerinin işgali ve imara aykırı yapılaşmalar konusundaki şikâyet başvurularını sonuçsuz bırakan yetkililer hakkında işlem başlatmadığı iddiasıyla İçişleri ve Adalet Bakanı ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı dâhil olmak üzere ilgili kamu görevlileri hakkında işlem yapılması için bu kez da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na kapsamlı bir dosya ile başvuruda bulunan vatandaşın şikâyet konuları arasında Kundu ve Kemerağzı da yer alıyor. Başvuru konuları arasında ayrıca Antalya’nın çeşitli bölgelerindeki imar ihlalleri ve kent suçları yer alıyor.

Görevden uzaklaştırılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile bir süre önce CHP’den istifa eden Aksu Belediye Başkanı İsa Akdemir, sağda.

Belediye başkanları hakkında soruşturma izni verildi

Bu gelişmelerin ardından İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili yeni bir inceleme başlattığı ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca Kemerağzı ve Kundu’da işgal edilen kıyı alanlarında yapılan incelemenin ardından hazırlanan 28 Temmuz 2025 tarihli ön inceleme raporunun ardından alınan kararda ise aynı konuda Valiler hakkında soruşturma izni vermeyen Bakanlığın, belediye başkanları hakkında soruşturma izni verdiği ortaya çıktı. Kararda, iddialara konu işgallerle ilgili olayın 7 Mart 2025 tarihinde öğrenildiğinin belirtilmesi dikkati çekiyor.

Eski Aksu Belediye Başkanı AKP'li Halil Şahin hakkında da soruşturma izni verdi.

AKP’li başkan hakkında da soruşturma izni verildi

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da imzasıyla onaylanan 30 Temmuz 2025 tarihli kararda, Aksu ilçesine bağlı Kemerağzı ve Kundu mahalleleri sınırlarındaki parsellerde toplam 560 bin metrekarenin üzerinde işgal tespit edildiği belirtiliyor. Hazineye ait kıyı arazilerindeki işgalleri 30 ayrı başlık altında inceleyen İçişleri Bakanlığı müfettişleri, işgal ve imara aykırı yapılaşmalar konusunda denetim ve yaptırım yetkilerini kullanmadıkları gerekçesiyle Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım ile eski Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin hakkında soruşturma izni verilmesine karar verdi.

Aksu Kemerağzı'ndaki kıyı işgalleri yıllardır çözülemeyen bir sorun haline dönüştü.
İşgal altındaki kıyı şeridinin tapu kayıtlarında halen 'kumluk ve bataklık' olarak kayıtlı olduğu görülüyor.

Aksu Belediyesi bürokratlarına da soruşturma izni

Kararda, Aksu Belediye Başkan Yardımcıları Mevlüt Uludağ, Ahmet Erdoğar ve Hüseyin  Çelik ile eski Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit, Yapı Kontrol Müdürü Solmaz Gökçe Bozlar ile Yapı Kontrol Müdür Vekili Nevzat Avcı hakkında da soruşturma izni verilmesi isteniyor.

Kundu bölgesindeki işgal edilen alanlar.

Belediyede 19 ve 3 gün görev yapan isimler kapsam dışı tutuldu

Öte yandan Aksu Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü’nden sorumlu olarak 19 gün görev yapan Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Şişli ile 3 gün görev yapan eski Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Nevzat Bozarslan hakkında ise soruşturma izni verilmemesine karar verildi.

Eski Genel Sekreter Yardımcısı Serkan Temuçin.

Muhittin Böcek ve büyükşehir bürokratlarına soruşturma izni

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin imar denetim yetkisine de atıfta bulunulan İçişleri Bakanlığı’nın kararında, mevzuat gereği büyükşehir belediyelerinin ilçe ve il kademe belediyelerinin imar uygulamalarını denetleme yetkisi olduğu belirtilerek şöyle denildi: 

“Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediye üç ayı geçmemek üzere süre verileceği, bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde Büyükşehir Belediyeleri tarafından 3194 sayılı imar kanunun 32. ve 42. maddelerinde belirtilen yetkileri kullanma hakkına sahip olduğu hususların düzenlendiği, bu kapsamda kamu alanlarının işgaline ve Anayasal ve yasal bir hak olan ‘halkın sahillere erişiminin engellenmesine’ karşı denetim yetkisini kullanmayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Büyükşehir Belediyesi (E.) Genel Sekreter Yardımcısı Serkan Temuçin, eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Tuncay Sarıhan, Denetimden Sorumlu Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi Başkanı Barış Soykam, eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Şube Müdürü Deniz Bayraktar, eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Şube Müdür Vekili Tuncay Kaya, eski Antalya Büyükşehir Belediyesi Yapı Kontrol Şube Müdür Vekili Gökhan Demirci hakkında soruşturma izni verilmesi…”

30 başlıkta denetim yetkisini kullanmamakla suçlanıyorlar

İçişleri Bakanlığı’nın kararında, belediye başkanları ve ilgili bürokratların işgallere düşük ve sembolik ecrimisil bedeli uyguladıkları, işgalleri önlemede yetersiz kaldıkları, ayrıca halkın kıyılara erişiminin engellenmesine karşı denetim yetkisini kullanmadıkları gibi iddialara yer veriliyor. Belediye başkanları ve ilgili bürokratların, bilirkişi incelemesiyle de tespit edilen ve 30 ayrı başlık altında toplanan işgallere karşı mevzuattan kaynaklı görevlerini yerine getirmediği öne sürülüyor.

Limak Lara Deluxe Hotel Resort

Limak, IC Holding ve Halkbank da işgalciler arasında

Aralarında iktidara yakın iş insanlarına ait şirketlerin de bulunduğu işgalci otellerin toplamda 560 bin metrekareden büyük bir kamu arazisini işgal ettikleri belirtiliyor. İçişleri Bakanlığı’nın kararında adı geçen işgalci oteller şöyle sıralanıyor:  Kemerağzı: Gönülşen Deri Otelcilik ve Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi, Wind Of Lara, Ramada Otel, Delphin Diva Premiere Hotel, Delfin İmperial Hotel, AZ Otel İşletmeleri, Delphin Palace Hotel, Fame Residence Lara, Concorde De Luxe Resort, Limak Lara De Luxe Hotel, Sherwood Exclusive Lara (Ceylan İşletmecilik), Royal Wings Hotel, Chrystal Centro Hotel, Baia Lara Hotel, Liberty Lara Hotel, Royal Holiday Palace, Melas Lara Hotel, Royal Seginus Hotel, Wet’n Wild Park, Saturn Palace Resort Hotel, Adalya Elit Lara, Turan Atagün, Sherwood Hotel-Ceylan İşletme, Lavia Otelcilik, Kundu: IC Hotels Green Palace, Ducala Lara Hotel, Kremlin Palace Hotel, Topkapı Palace Hotel ve mülkiyeti Halkbank’a ait olan Titanic Mardan Hotel.

IC Green Palace Hotels

Sayıştay da kıyı işgalleri konusunda bakanlığı uyarmıştı

Sayıştay’ın Eylül 2025 tarihli denetim raporunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılan denetimlerde ülke genelindeki hazine arazilerinde işgaliye bedellerinin fiyat tespit araştırması yapılmadan alt sınırdan tahsil edildiği bulgusuna yer verilmişti. İşgal edilen Hazine taşınmazlarında tahliye ve kontrol mekanizmasının da işletilmediği tespitine yer verilen Sayıştay raporunda, sözleşme süresi dolduğu halde işgallerin devam ettiği belirtilmişti. Sayıştay ayrıca Bakanlığın Muğla ilindeki günübirlik alanları kiraya verdiği şirketin bu alanları yönetmeliğe aykırı şekilde üçüncü kişilere kiraladığını tespit ederek idareyi uyarmıştı.

Titanic Mardan Palace

Bakanlık mart ayında yeniden düğmeye bastı

İçişleri Bakanlığı’nın belediye başkanları ve bürokratlara yönelik hazırladığı teftiş raporunda, Aksu sahilindeki işgallerle ilgili olayın öğrenilme tarihi olarak 7 Mart 2025 tarihi kaydedilmiş. Bu konuda yıllardır hukuk mücadelesi veren, ancak adının açıklanmasını istemeyen Antalyalı vatandaş, 2019’dan bu yana üstü kapatılan başvurulara dikkat çekerek bu durumun bir çelişki olduğunu belirtiyor.

Topkapı Plalace Hotel

Başvurucu vatandaşın talebi, sorumluların korunmaması

İçişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıl hazırladığı aynı konu hakkındaki raporda, işgal edilen alanların kamunun erişimine açık olduğunun öne sürüldüğü, ancak bu yıl hazırlanan son raporda kıyıya halkın erişiminin engellendiği tespitinin yer aldığını belirten başvurucu vatandaş, “Bu iki ön inceleme raporu arasındaki fark, çelişkiyi ortaya koymaya yetiyor. Bu yıl hazırlana raporda işgallerin metrekaresine kadar tüm detayların yer aldığı görülüyor. Olması gereken de bu. Ancak yıllardır yapılan onca suç duyurusuna rağmen, kıyı işgallerinin sorumlularına yönelik Bakanlığın 30 Temmuz 2025 tarihinde, belediyelere yönelik soruşturmalar başladıktan sonra soruşturma izni vermesini de kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Öte yandan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvurunun da kıyı işgalleri konusundaki bu soruşturmanın önünün açılmasında bir etkisinin olduğu düşünüyorum. Günümüzde kamu arazilerine yönelik işgallerin arttığı bir dönemde 4483 sayılı kanunun revize edilerek, sorumlulara yönelik soruşturmaların önünde bir engel olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki gerekçelere sığınılarak sorumluların korunması ve kamu zararına yol açılmasının önüne geçilmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi. 

Yusuf Yavuz/ soL

SÖZCÜ "Gündem" -6 Kasım 2025-

O ilin müftülüğünden dikkat çeken "10 Kasım" kararı

Kocaeli Müftülüğü, Cumhuriyet’in kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 87. yılı dolayısıyla anlamlı bir karara imza attı. Müftülük, 10 Kasım 2025 Pazartesi günü saat 12.30’da Kocaeli genelindeki tüm camilerde Atatürk, şehitler ve ebediyete intikal eden gaziler için Mevlid-i Şerif okutulacağını duyurdu.

                                                         Kocaeli İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu

Kocaeli İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu’nun imzasını taşıyan resmi yazıda, ilçe müftülüklerine “10 Kasım 2025 Pazartesi günü saat 12.30’da tüm camilerimizde Mevlid-i Şerif okutulması hususunda, bilgi ve gereğini rica ederim.” ifadeleriyle talimat gönderildi. Bu kapsamda, kentteki bütün camilerde gerçekleştirilecek Mevlid programlarında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan uğruna can veren şehitler ve ebediyete uğurlanan gaziler için Kur’an-ı Kerim tilaveti yapılacak ve dualar okunacak.(Anlamlı günde manevi buluşma) 10 Kasım’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna duyulan minnetin manevi atmosferde dile getirileceği bu özel program, Kocaeli’deki camilerde aynı anda başlayacak. Kent genelinde yapılacak Mevlid-i Şeriflerle birlikte, Atatürk ve silah arkadaşları dualarla anılacak. Kocaeli Müftülüğü’nün aldığı bu karar, Cumhuriyet’in kurucusuna duyulan saygının dini bir çerçevede vurgulanması açısından dikkat çekici bulundu.

Kuşkulu düşen uçak kaderimizi değiştirdi... Türkiye başaramamıştı, o ülke başardı

Toryum yakıtının uranyuma dönüştürülmesiyle ilgili dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Türkiye'de ilk olarak parçacık fiziği uzmanı olan Prof. Dr. Engin Arık (1948) ile gündeme gelen çalışmalar Arık'ın şaibeli ölümüyle rafa kalkmıştı. Çin Bilimler Akademisi ise Gobi Çölü’nde bulunan deneysel bir reaktörde toryum yakıtını ilk kez uranyuma dönüştürdü. 

Çin, nükleer enerji alanında önemli bir adım attığını duyurdu. Devlet medyası China Daily’nin haberine göre Çinli bilim insanları, toryum yakıtının uranyuma dönüştürülmesini deneysel düzeyde başardı. Bu gelişme, alternatif nükleer yakıt döngüsü arayışında dünyanın ilk somut sonuçlarından biri olarak görülüyor.(ÇİN BAŞARDI) Habere göre, Çin Bilimler Akademisi’ne bağlı Shanghai Uygulamalı Fizik Enstitüsü tarafından geliştirilen erimiş tuz reaktörü (molten-salt reactor), Gansu eyaletinin Wuwei şehrinde düşük güçlü bir test aşamasında çalıştırıldı. Reaktörde yapılan ölçümler, toryum-232 izotopunun nötron yakalayıp protaktinyum-233 üzerinden uranyum-233 izotopuna dönüştüğünü gösterdi.Bu süreç, “toryum yakıt döngüsü” olarak bilinen alternatif nükleer enerji üretim yönteminin temelini oluşturuyor. Toryum doğrudan enerji üretemiyor, ancak uranyuma dönüştürülerek fisil (bölünebilir) yakıt hâline getirilebiliyor. Bilim insanları bu sayede toryumun gelecekte daha güvenli, daha az atık üreten bir nükleer yakıt olabileceğini savunuyor.Deneysel reaktörün yalnızca 2 megavat ısı gücünde olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Çin’in buluşu henüz ticari ölçekli enerji üretimi anlamına gelmiyor. Yine de proje, toryum yakıtının pratikte dönüştürülebileceğini kanıtlaması açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, toryumun doğada uranyuma göre üç kat daha bol bulunduğuna dikkat çekiyor. Ancak bu teknolojinin yaygınlaşması için yüksek sıcaklıkta çalışan malzemeler, kimyasal ayrıştırma sistemleri ve güvenlik testleri gibi birçok teknik engelin aşılması gerekiyor. Çinli yetkililer, erimiş tuz reaktörlerinin önümüzdeki yıllarda daha yüksek güçlü versiyonlarını geliştirmeyi planladıklarını duyurdu.(TÜRKİYE'DEKİ ÇALIŞMALAR) Yerel bir firma olan FİGES A.Ş., 2016’dan beri “erimiş tuzlu reaktör (molten salt reactor, MSR) + toryum yakıt döngüsü” konusunda çalışmalar yürütüyor. Firma, Türkiye’de MSR-toryum döngüsünün önemini çeşitli seminerlerle tanıtırken; TÜBİTAK ile de iletişim halinde. Ayrıca şirket, “ulusal ETR projesi” gibi başlıkta MSR türü bir reaktör çalışması geliştirme hedeflerinden söz ediyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın nadir toprak elementleri ile ilgili açıklamalarının ardından SÖZCÜ'nün gündeme getirdiği Eskişehir'in Beylikova ilçesinde de nadir toprak elementleri üzerine “ayırma/purifikasyon” araştırmaları yapılıyor. (ENGİN ARIK VE TORYUM)   Engin Arık, 14 Ekim 1948’de İstanbul’da doğdu.İstanbul Üniversitesi’nde fizik ve matematik bölümünü bitirdikten sonra (1969), ABD’de Pittsburgh Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora yaptı. 1979’da Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde akademisyenliğe başladı. 1997-2000 yılları arasında, Comprehensive Test Ban Treaty Organization (Birleşmiş Milletler bünyesinde) için Avusturya’daki Viyana’dan Türkiye’yi temsil etti. 30 Kasım 2007’de MD‑83 tipi uçak kazasında hayatını kaybetti. Arık, klasik parçacık fiziği çalışmaları yanında Türkiye’nin enerji bağımsızlığı açısından toryumun potansiyeline dikkat çekmiş bir bilim insanıydı. “Toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. … Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak, bu trilyonlarca varil petrole eş değerde bir enerji kaynağı olacak.” ifadelerini kullanan Arık Türkiye’de toryum rezervlerinin “dünyada önemli yer” tutabileceğini vurguluyordu. Arık, “Türkiye’nin elindeki madenin ebediyen bitmeyeceğini söylüyor… Dünya rezervlerinin yaklaşık yarısı Türkiye’de…” ifadelerini kullanırken ölümü birçok şaibe iddialarını da beraberinde getirdi.  Kaza, Atlas jet havayolu şirketine ait uçakla gerçekleşti. Resmî kayıtlarda kaza sebebi “pilotaj hatası” ve teknik arıza olarak değerlendirildi. Arık’ın ölümüyle ilgili “kaza mı yoksa suikast mı?” sorusu kamuoyunda gündeme geldi.  Ancak iddialar “önceden planlanmış sabotaj” gibi ciddi suçlamalara kadar uzanıyor; bunlar resmi olarak tam olarak kanıtlanmış değil. Ölümünün ardından, toryum, hızlandırıcı teknolojileri ve Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli daha çok tartışılır hale geldi. Arık’ın vizyonu ölümüyle birlikte daha da sembolik bir hâl aldı.

Türkiye'nin dev şirketi zor günler geçiriyor: 1 milyar liralık borcu ödeyemedi

Türkiye Petrolleri'ne yönelik düzenlenen kaçakçılık operasyonunda üst yönetimi tutuklanan Zülfikarlar Holding zor günler geçiriyor. Holdingin yurt dışında bulunan Yönetim Kurulu Başkanı İsfendiyar Zülfikari hakkında gözaltı kararı verilirken, Akça Kimya'da yüzde 56 faizli 1 milyar TL’lik tahvillerin ödemesini yapmadığı ortaya çıktı.

22-24 Ekim tarihlerinde Antalya ve Hatay'daki akaryakıt rafinerilerinden yaklaşık 1 milyar TL'lik akaryakıt çalınmasının ardından Türkiye Petrolleri Dağıtım A.Ş'ye yönelik operasyon düzenlenmiş ve şirketin üst yönetiminde yer alan 3 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Zülfikarlar Holding çatısı altında faaliyet yürüten şirketin Yönetim Kurulu Başkanı İsfendiyar Zülfikari hakkında da gözaltı kararı verilirken, yurt dışında olduğu tespit edilen ismin iki haftadır firari olduğu ortaya çıktı. (KAOS BÜYÜYOR: ÖDEMELER YAPILMADI) Zülfikarlar Grubu çatısı altında bulunan şirketlerdeki sorunların ise Türkiye Petrolleri ile sınırlı olmadığı öğrenildi. Akaryakıt, kimya, finans ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren holdingin en büyük şirketleri arasında yer alan Akça Kimya'da tahvil krizi yaşandığı öne sürüldü.  Şirketin 4 Kasım tarihli yaklaşık 1 milyar TL'lik tahvil ödemesini gerçekleştirememesinin ardından yatırımcılar panik yaşarken, bugün yapılan resmi açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

"Akça Kimyevi Maddeler Nakliyat Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından ihraç edilen TRFAKCKK2510 ISIN kodlu özel sektör borçlanma aracına ilişkin 04.11.2025 tarihli itfa ödeme işlemi, ihraççı kuruluşun ödeme tutarını aktarmaması nedeniyle Kuruluşumuz aracılığı ile gerçekleştirilememiştir"

Ayakkabıcı da Mısır’a gidiyor: 5 yılda maliyetler 10 kat, fiyatlar 5 kat arttı -Sayime Başcı-

Artan maliyetlerin ve üretimdeki kayıpların sektörün dünyadaki yerini de kaybetmesine yol açtığı belirtiliyor.

Üretim maliyetleri artarken kapanmaların arttığı ve dünya ile rekabet gücünün zayıfladığı ayakkabı sektöründe üretim maliyetlerinin 2020-2025 arası 10 kat arttığını kaydeden Togo Ayakkabı CEO’su Ahmet Akkuş, perakende fiyatlarının ise 6 kat arttığını aktardı. (GERİYE GİDİYORUZ)  Dünyada üretimde lider olan Çin ve İspanya’dan sonra Türkiye’nin 3'üncü sırada yer aldığını aktaran Akkuş “Ancak Portekiz bizi geçmek üzere. Üretim maliyetleri ile Mısır’a kayış sürüyor. Tekstilciler gidiyordu ayakkabı da Mısır’a kaydı, Mısır’dan ihraç edenler var.Üretim düşüyor” dedi. Son dönemde deri hammaddesinde de sıkıntılar yaşandığını ve ayakkabı ürünlerinde kullanılan deride kalitenin düştüğünü belirten Akkuş ,"Sektörde üretilen ayakkabıların çoğunda kimyasal kullanılıyor deriyi düzeltmek için. Dünyada ayakkabıda üçüncü sıradayız ancak gittikçe geriye gidiyoruz. Çin birinci, İspanya ikinci sırada, Portekiz ise ayakkabıda bizi geçmek üzere” dedi. Akkuş, sektörün eski markalarından biri olan Togo ile 2027’de 40’a yakın mağazaya ulaşmayı hedeflediklerini de aktardı.

VIP pistini Sani Bey uzatacak -Deniz Ayhan-

Halka ‘porsiyon küçültün’, ‘sabredin’, ‘şükredin’ diyen iktidarın keyfi harcamaları sürüyor. Şimdi de ABD Başkanı Donald Trump’ın uçağı için 2.1 milyar TL’ye pist, 3.9 milyar TL’ye de yol yapılacak.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’a kıyakları bitmiyor. Geçen ay ABD’de yapılan görüşme öncesi ABD’den gelen ürünlere uygulanan ithalat vergisini kaldıran Erdoğan, şimdi de Trump’ın uçağının direkt Ankara’ya inebilmesi için 2.1 milyar TL harcayacak. ‘Şehrin içinde kaldığı’ gerekçesiyle İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’nı kapatan AKP iktidarı, gelecek yıl düzenlenecek NATO Zirvesi’nde ABD Başkanı Trump’ın uçağı rahat inebilsin diye Ankara’nın göbeğindeki Etimesgut Havalimanı’nı yeniliyor. (YOLLAR DA YENİLENECEK)  Havalimanının pisti 2.800 metre, Trump’ın uçağı Air Force One’ın inebilmesi için daha uzun bir pist gerekiyor. Bu sebeple Etimesgut Havalimanı VIP yapım onarım ve Devlet Konukevi ihalesi düzenlendi. İhaleyi, 2 milyar 96 milyon lira ile Sani Şener’e ait Sera Yapı firması ile Antaş Altyapı ortaklığı kazandı. 2020’den bu yana 7 milyar 352 milyon liralık ihale alan Şener’in şirketi TAV Havalimanları’nın kurucu ortağı ve daha önce de Adıyaman, Erzincan, Trabzon, Tokat, Antalya Havaalanları ile Dubai Sky Tower binasını yapmıştı. Şirket son yıllarda Malatya’daki deprem konutlarının ihalesini 2 milyar 343 milyon TL ve Gaziantep’teki deprem konutlarının ihalesini de 2 milyar 528 milyon TL bedelle kazandı. Etimesgut Havalimanı’na gidecek yolların yapımı için düzenlenen ihaleyi ise 3 milyar 971 milyon liraya SNH İnşaat kazandı. Bu şirket daha önce bazı ihalelerde Rönesans Holding ile ortaklık yaptı. Halil Şevki Kara’ya ait şirket, son 5 yılda 4 milyar 400 milyon TL’lik kamu ihalesi aldı.(21 milyarlık ihale almıştı) Sera Yapı ile bu ihalede ortaklık kuran Antaş Altyapı AŞ ise İskenderun Topboğazı Otoyolu ve Antakya Bağlantı yolu ihalesini 21 milyar 413 milyon TL bedelle kazanmıştı. Bayrampaşa tramvay hattını 3 milyar 278 milyon liraya aldı. Hatay Havaalanı muhtelif binalar ve apron genişlemesi yapımı ihalesinde de Antaş ile 1.5 milyar TL’lik sözleşme imzalandı.

Doğalgazda kilit icat edildi -Deniz Ayhan-

Bütçedeki açığı kapatmak için elini vatandaşın cüzdanından çekmeyen iktidar, işi ilerletti. Kış ayları başlarken doğalgaza ardı ardına yapılan zamlar, sayaç değişim ücretleri, servis bedelleri derken, şimdi de doğalgaz sayaçlarına 'emniyet kilidi' ortaya çıktı.

Yurt dışından ithal edilecek ve vatandaşa 2.500 TL'ye mal olacak bu kilitler, yeni gaz açılışlarında ve kombi değişimlerinde takılacak. Bu konuda Denizli, Aydın ve Konya pilot bölge seçildi ve uygulama da  bu illerden başladı.(SEBEP NEDİR?) Bu uygulamanın hangi yasa ve yönetmelik ile hayata geçirildiğini soran İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, "Vatandaşa zorla ürün satmak, ekonomisi çökmüş milleti daha da çaresiz bırakmaktır. Vatandaş tenceresini kaynatamaz hale geldi, iktidar hâlâ yeni kazanç peşinde" dedi. AKP iktidarının vatandaşın değil, yakın çevresinin ekonomik çıkarlarını koruduğunu söyleyen Öztürk, "Vatandaşı soyan kararların altına imza atıyorlar diye konuştu. Öztürk, TBMM’ye verdiği önerge ile Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’a "Neden Denizli, Aydın ve Konya pilot bölge seçildi? Ekstra maliyetin tamamının vatandaşa yansıtılmasının gerekçesi nedir? Bu uygulama vatandaş güvenliği için mi yoksa ticari bir kaygı mı var" sorularını yöneltti.

***

SÖZCÜ

T-24 "Köşebaşı + Gündem" -6 Kasım 2025-

Özgür Özel: Akın Gürlek, başsavcıyken Eti Maden'in Lüksemburg'daki şirketine yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor, 9 ay boyunca maaş alıyor

"HSYK’ya, Erdoğan’a sesleniyorum, bir başsavcı başka görev alamaz derken ETİ Maden’in Lüksemburg şirketinden maaş bağlandığını biliyor musunuz?"

https://www.dailymotion.com/video/x9t9ft2

Özgür Özel Akın Gürlek

CHP lideri Özgür Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in başsavcılık görevine geldikten sonra Eti Maden şirketinin Lüksemburg'daki iştiraki Etimine şirketine yönetim kurulu üyesi olarak atandığını öne sürdü, Özel, daha önce açıklayacağını duyurduğu iddiasıyla ilgili, "2 Ekim 2024'te bu göreve  (başsavcılık) atanıyor, ardından 29 Kasım 2024'te Eti Maden'in Lüksemburg'daki şirketine Akın Gürlek yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor. Şimdi bütün basına yolluyorum. Ekrem başkanı tutukladığı günün de içinde olduğu 9 ay boyunca buralardan maaşlarını alıyor" dedi.

Özel, "Ne zaman ki Özgür Özel 2 Ağustos günü çıkıp, 'Dedim ya, Hollanda, Lüksemburg taraflarında neler olduğunu biliyorum' deyince, apar topar 6 Ağustos 2025’te yönetim kurulu üyeliğinden ayrılıyor" ifadelerini kullandı.

Gürlek'e seslenen Özel, "Ben görmeden Lüksemburg’tan, yüklü Euro bazında, bilmediğin dilde kararlar alan bir şirket üzerinden gelir elde ettin. Yarın sabah istifanı verecek misin, vermeyecek misin?" dedi.

Özel, "Ey Erdoğan, sen de 'Bu çocuk bu kadar ağır işi, bu kadar haksızlığı bu maaşa yapmaz' mı diyorsun; 'Eti Maden’den Euro bazında maaş bağlayalım mı?' mı diyorsun? Böyleyse bu haysiyet cellatlığının karşılığı, bu devletin şirketinden dışarıda gizli ikinci maaşsa, ikinize de yazıklar olsun! İkinize de yazıklar olsun!" ifadelerini kullandı.

Özel'e jet hızıyla soruşturma: Elinizden geleni ardınıza koymayın!

Daha sonra Özgür Özel hakkında, bu konuşmasını yaptığı Ümraniye mitiginde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendiği, "Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine, köpeğine sahip çık" sözleri nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret "ve Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlarından re'sen soruşturma başlatıldı. 

Özel ise, "Bu skandala karşı hukuk devletinde yapılması gereken, derhal soruşturma açmak bu suçu işleyen kişiyi görevden almaktır. Ama hala; ailelerle, babalarla, evlatlarla uğraşan Çağlayan’daki çete hesap vermek yerine bize soruşturma açıyor. Elinizden geleni ardınıza koymayın!" diye tepki gösterdi.

Gürlek'in görev tarihleri - Hakimler ve Savcılar Kanunu ne diyor?

Daha önce İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığı görevlerini yürüten Gürlek, 2 Haziran 2022 tarihinde Adalet Bakan Yardımcılığı görevine getirilmişti.

Gürlek, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından 2 Ekim 2024'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmıştı.

Özel ise, "Akın Gürlek, kanuna aykırı olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atandıktan sonra 29 Kasım 2024’ten, 6 Ağustos 2025’e kadar yurt dışındaki kamu şirketinde yönetim kurulu üyeliği yapıp, 9 ay boyunca maaş almıştır" demişti.

Portre: Akın Gürlek kimdir?

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda "Başka iş ve görevleri" düzeleyen Maade 48 şöyle: 

"Hakim ve savcılar, kanunlarda belirlenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev
alamazlar, kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar. Eşlerinin, reşit olmayan veya
kısıtlanmış çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini Adalet Bakanlığına onbeş gün içinde bildirmekle yükümlüdürler."

Özel'in sorusu: "Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi?"

CHP lideri Özgür Özel, dün TBMM'de düzenlenen grup toplantısında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e sorduğu "Başsavcılık görevinin ve maaşının yanında başka bir gelir elde ettiniz mi başka yoldan?" sorusuna yanıt aradığını söylemişti.

Özel'in, CHP'nin Ümraniye mitinginde konuya ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı:

"Başsavcılık Oldukça iyi maaş alınan bir yer. Bugün bu meydanda 16 bin 800 lira maaş alanlar var, dünya kadar. Bir göreyim, elleri 16 bin 800 yüz. 168 bin lira on emekli maaşına denk maaş alınıyor. Ama bir bakıyorsunuz: 2 Ekim 2024’te bu göreve atanılıyor. Ardından 29 Kasım 2024’te Eti Maden Şirketi’nin Lüksemburg’daki Eti Maden Anonim Şirketi’ne, Akın Gürlek yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor. Kendi beyanına göre dil bilmez; yabancı dil bildiğine dair belgesi yok. Şirketin kararları Fransızca yazılıyor. Ne Fransızca biliyor, ne yeterli İngilizce biliyor. Kendisi dışındaki tüm yönetim kurulu üyeleri işe uygun liyakatla atanmış isimler.

Şimdi bütün basına yolluyorum: 29 Temmuz 2025’te buradaki diğer yönetim kurulu üyelerinin isimleri belli oldu. Ardından 29 Kasım 2024’te atanıyor; dokuz ay boyunca Ekrem başkanı tutukladığı günün de içinde olduğu dokuz ay boyunca buralardan maaş alıyor. Ne zaman ki Özgür Özel 2 Ağustos günü çıkıp 'Dedim ya, Hollanda, Lüksemburg taraflarında neler olduğunu biliyorum' deyince, apar topar 6 Ağustos 2025’te yönetim kurulu üyeliğinden ayrılıyor.

Soruyorum: HSK'ya, Adalet Bakanı’na, Sayın Cumhurbaşkanı’na: 'Bir başsavcı başka görev alamaz' derken; Etimaden’in Lüksemburg’daki şirketinden buna maaş bağlandığını biliyor musunuz? Bilmiyor musunuz? Biliyorsanız nasıl görevde tutuyorsunuz? Bilmiyorsanız şimdi bundan sonra ne yapacaksınız?

Buradan Akın Gürlek’e sesleniyorum: Lüksemburg’tan ben görmeden Türkiye’den olsa yakalayacağım. Ben görmeden Lüksemburg’tan, yüklü Euro bazında, bilmediğin dilde kararlar alan bir şirket üzerinden gelir elde ettin. Yarın sabah istifanı verecek misin, vermeyecek misin?

İşim de şuradan okuyun: 168 bin lira maaşla, boğazda yalıyla, lüks makam araçlarıyla, dünya kadar harcamayla… bunlarla bu iş yapılmaz. Bana verilen görev: Ekrem İmamoğlu’nu tasfiye etmek, diplomasını iptal etmek, CHP’ye ve belediye başkanlarına haysiyet suikasti yapmak bu maaşa yapılmaz, diyorsun?

Ey Erdoğan, sen de 'Bu çocuk bu kadar ağır işi, bu kadar haksızlığı bu maaşa yapmaz' mı diyorsun; 'Eti Maden’den Euro bazında maaş bağlayalım mı?' mı diyorsun? Böyleyse bu haysiyet cellatlığının karşılığı, bu devletin şirketinden dışarıda gizli ikinci maaşsa, ikinize de yazıklar olsun! İkinize de yazıklar olsun!"

Özel'den ikinci açıklama

Özel, miting sonrası X hesabından yaptığı açıklamada da şu ifadelere yer verdi:

"Akın Gürlek, kanuna aykırı olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atandıktan sonra Kasım 2024’ten, Ağustos 2025’e kadar yurt dışındaki kamu şirketinde yönetim kurulu üyeliği yapıp, 9 ay boyunca maaş almıştır.

Bu skandala karşı hukuk devletinde yapılması gereken, derhal soruşturma açmak bu suçu işleyen kişiyi görevden almaktır.

Ama hala; ailelerle, babalarla, evlatlarla uğraşan Çağlayan’daki çete hesap vermek yerine bize soruşturma açıyor. Elinizden geleni ardınıza koymayın!

Sayın Erdoğan size sesleniyorum: Millet sizden, devlete ve millete düşmanlık eden Çağlayan’daki bu çeteye karşı gerekeni yapmanızı bekliyor.

Bu çete size dosya sağlam dedi ama yapamadılar, beceremediler.

Milletin yüzde 70’i Ekrem Başkana atılan iftiralara inanmıyor. Bu ülke kavgadan kutuplaşmadan bıktı. Millet barış istiyor, huzur istiyor. Çok daha geç olmadan bu yoldan dönün. Bu ülkeye uzun yıllar hizmet etmiş bir siyasetçi olarak geçmek varken, bu şekilde tarihe geçmeyin. 

Hayvanlara hakaret olmasın diye bir daha söylemiyorum: Çerinize çöpünüze sahip çıkın. Bunlardan size de ülkeye de fayda gelmez!"

***

Özgür Özel'in "İtine, köpeğine sahip çık" konuşmasına 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' ve 'kamu görevlisine hakaret'ten jet hızıyla soruşturma

Soruşturma, miting bitiminden kısa bir süre sonra açıldı.

https://t24.com.tr/haber/ozgur-ozel-hakkinda-cumhurbaskani-na-hakaret-ve-kamu-gorevlisine-hakaret-ten-jet-hiziyla-sorusturma,1273875 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, Ümraniye mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendiği, "Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine, köpeğine sahip çık" sözleri nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret "ve Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlarından re'sen soruşturma başlatıldı.

***

Gazeteciler Şaban Sevinç, Batuhan Çolak, Soner Yalçın, Ruşen Çakır, Aslı Aydıntaşbaş Yavuz Oğhan polis eşliğinde ifadeye götürüldü!

şaban sevinç, Batuhan Çolak, Soner Yalçın, Yavuz Oğhan

Gazeteci Şaban Sevinç, gazeteci ve CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan,  Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak ve gazeteciler Soner YalçınRuşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş polis tarafından ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Gazeteci İbrahim Haskoloğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ifade nedeninin İBB Medya AŞ olduğu belirtildiğini yazarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gazetecilerin ifadeye götürülme sebebinin "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü" soruşturması kapsamında savunmalarının alınması olduğunu bildirdi.

Polis ekiplerinin saat 06.00 sıralarında gazetecileri ifadeye götürmek üzere evlerine gittiği öğrenildi. Gazetecilerin cep telefonlarına el konulduğu ifade ediliyor.

"İfade nedeninin İBB Medya AŞ olduğu belirtiliyor"

Gazeteci İbrahim Haskoloğlu, sosyal medya hesabından yaptığı patlaşımda, ifade nedeninin İBB Medya AŞ olduğu belirtildiğini yazdı.

Başsavcılık: "Yalan bilgiyi alenen yayma" ve "suç örgütüne yardım etme" suçlarından savunmaları alınıyor

Başsavcılığın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Cumhuriyet Başsavcılığımızca İmamoğlu Çıkar Amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülmekte olan soruşturma kapsamında Şüpheliler Soner YALÇIN, Şaban SEVİNÇ, Aslı AYDINTAŞBAŞ, Ruşen ÇAKIR, Yavuz OĞHAN ve Batuhan ÇOLAK'ın üzerlerine atılı Yalan Bilgiyi Alenen Yayma, Suç Örgütüne Yardım Etme suçlarından savunmalarının alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir. İfade alma işlemleri Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleşecektir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur."

Akşam gazetesi tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın danışmanı, Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun’un bazı gazetecileri finanse ettiği iddia etmişti. Akşam gazetesinin söz konusu haberinde, Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun’un bazı gazetecileri finanse ettiği, Emrah Bağdatlı’nın da bu gazetecilere para teslimini yaptığı ileri sürülmüştü. Söz konusu haberde bugün polis eşliğinde ifadeye götürüldüğü öğrenilen Batuhan Çolak, Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan’ın isimleri geçiyordu.

T24 Sorumlu Yazıişleri Müdürü Candan Yıldız, Akşam gazetesinin söz konusu haberinin basılı gazete ve internet sayfasında yayımlanan halinde fark olduğunu yazmıştı. Yıldız, gazetede, Oda TV'nin kurucusu gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın adı yer alırken, internet haberinde yer almamasına dikkati çekmişti. Soner Yalçın da bugün ifadesi alınmak üzere polis tarafından kapısı çalınan isimler arasında.

TIKLAYIN - Akşam'ın gazeteci 'avı'nda bir isim hem var hem yok!

Yavuz Oğhan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada söz konusu iddiayı reddetmişti: "Akşam Gazetesi İmamoğlu Medya AŞ başlığıyla haberimsi bir şey yapmış.  Sözümona ben Murt Ongun ile 20, Emrah Bağdatlı ile 6 defa buluşmuşum! Allah kuru iftiradan saklasın derler ya, tam da öyle. Hayatımda Emrah Bağdatlı’yı hiç görmedim, tanımam. Bir de Nevşin Mengü ile görüşmeye götürmüş Murat Ongun beni. Bu da kuyruklu yalan. Üçümüz hiç bir arada olmadık. Amacın ne olduğu anlaşılabiliyor ama buradan kimseye ekmek çıkmaz. Suç duyusunda bulunacağım."

***

Öne Çıkan Yayın

Şimşek’in dediği gibi vergi yükü gerçekten de düşük mü? -Murat Batı / T24-

Ülkemizde devlet eliyle birçok servet unsurundan vergi alınmamaktadır; kripto varlıklardan, borsadan... Bazı alanlar ise yeterli denetim olm...