Aidatlara zam yolda(Birgün)
Faturalardaki artış onları bile bezdirdi: Saray raporunda pahalılık şikâyeti (Mustafa Bildircin-Birgün)
Kızılay makam aracı dağıtmış!(İsmail Arı-Birgün)
İngiltere Parlamentosu'nun önüne Assange, Manning ve Snowden heykeli dikildi (Birgün)
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın numune yazısı tartışma yarattı: Hilenin önü açıldı (Şevval Aydoğan-Cumhuriyet)
Pide, lahmacun, mantı benzeri ürünlerin harçları üzerindeki denetimin kaldırılması gıda güvenliğini gündeme getirdi. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Toprak, “hilenin önünün açıldığını” söylerken Tarım Orman-İş Başkanı Durmuş, “zehirlenmelerin olabileceğine” dikkat çekti.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/tarim-ve-orman-bakanliginin-numune-yazisi-tartisma-yaratti-hilenin-onu-acildi-2093679)
Otomobilin çarptığı '15 yaşındaki kurye' hayatını kaybetti (Cumhuriyet)
Kayseri'de, siparişten dönerken otomobilin çarptığı 15 yaşındaki elektrikli bisiklet sürücüsü çiğ köfteci kuryesi Mehmet Akif Zengin, yaşamını yitirdi.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/otomobilin-carptigi-15-yasindaki-kurye-hayatini-kaybetti-2093685)
Eski Varlık Fonu başkanı Mehmet Bostan ve Mineks adlı yatırım danışmanlığı şirketinin patronu Bülent Göktuna, 25 milyon dolarlık bir usulsüz komisyona aracılık ederek devleti zarara uğrattıkları gerekçesi ile tutuklandı. Olayı duyuran gazeteci Toygun Atilla, 2017'de Mehmet Bostan'ın ani bir şekilde Varlık Fonu başkanlığı görevinden alındığını hatırlatarak, 2018'de dönemin Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın Varlık Fonu'nda 25 milyon dolarlık bir açık olduğunu tespit ettiğini söyledi. Atilla köşe yazısında soruşturmayı şu ifadelerle anlattı:
"Yapılan incelemeler sonunda bu paranın Mineks Uluslararası Sermaye ve yatırım danışmanlığı firmasının yönetim kurulu başkanı Bülent Göktuna'ya transfer edildiği anlaşıldı. Bundan sonrasında ise olaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan el koydu. Olayı Devlet Denetleme Kurulu'nun incelemesini istedi. Bu aşamada Binali Yıldırım ise olayın Devlet Denetleme Kurulu'na gitmesine gerek olmadığı yönünde görüş belirtti. Ancak Recep Tayyip Erdoğan bu konuda kararlıydı. Devlet Denetleme Kuruluna talimat vererek bu olayın akıbetinin araştırılmasını istedi."
Madımak Katliamı'nda yaşamını yitirenler 30. yıldönümünde Tuzluçayır'da anıldı (soL)
Sivas Katliamı'nın yıldönümünde Tuzluçayır'da düzenlenen anmada 'nefret söylemleri en ağır biçimde cezalandırılmalıdır' denildi.
Madımak Katliamı’nın 30’uncu yıl dönümünde Ankara Tuzluçayır Meydanı'nda anma etkinliği yapıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin öncülüğünde düzenlenen etkinliğe çok sayıda siyasi parti ve kurum katıldı. Katılımcılar adına konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şube Başkanı Fadime Yıldız, katliamın arkasındaki gerçeğin sorumluların açığa çıkarılamadığını belirterek ''Herkes bilmelidir ki, Sivas Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamaz'' dedi. Siyasal İslam referansı ile ülkeyi yönetmek isteyenlerin laikliğe savaş açtığını kaydeden Yıldız, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
- ÇEDES Projesi adı altında eğitimi tarikatlara, çocuklarımızı imamlara teslim ediyor. Yüksek sesle bir kez daha haykırıyoruz. İmamların yeri Camilerdir, Okulları Öğretmenlerimize bırakın…
- Aleviliği baskı altında tutmak, asimile etmek adına ziyaret adı altında, Dergahlarımıza, inanç merkezlerimize gelen Cumhurbaşkanının Kutsal Sembollerimizi duvarlardan indirtmesi, adeta bize parmak sallamaktır. Yaratılan bu atmosferden cesaret alanlar Cemevlerimize saldırıyorken, Aleviliğin içini boşaltma hedefiyle Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı ‘Alevi Bektaşi Kültür Dairesi’ kurarak, Alevilerin kimliğini ve inancını yok sayan, Sünnileştiremediği Aleviliği ise yok etmeye programlı asimilasyon politikası izlemeye devam ediyor.
- Bugün Türkiye tarihinin en gerici, ırkçı, dinci ve faşist meclisi oluşmuştur. İktidar seçim süresi boyunca bir Alevinin cumhurbaşkanı adayı olmaması ve seçimi kazanmaması için her türlü hakaret, iftira ve yalan kurgularla kimlik siyaseti ve Alevi düşmanlığı yaparak toplumu kutuplaştırmıştır.
- Aleviler olarak bir kez daha diyoruz ki; Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir ve Anayasal güvence altına alınmalıdır. Kapatılan ve el konulan Dergâhlarımız gerçek sahibi olan biz Alevilere geri verilmelidir. Her türlü ayrımcılık son bulmalı ve kime karşı olursa olsun nefret söylemleri en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
Kadına şiddeti engellemeye çalışırken öldürüldü (Evrensel)
İstanbul Esenyurt'ta kadın arkadaşına şiddet uygulayan Vahit Y., bu sırada olaya müdahale eden Özer Ç. ile kavga etti. Kavgada Özer Ç. silahla vurularak hayatını kaybetti, Vahit Y. ise kendi silahı ile yaralandı. DHA’nın haberine göre, olay, saat 19.00 sıralarında Yunus Emre Mahallesi 381 Sokak'ta meydana geldi. Vahit Y., kadın arkadaşı ile sokakta bilinmeyen nedenle tartışmaya başladı. Daha sonra kadına şiddet uygulayan Vahit Y.'yi gören Özer Ç. ise olaya müdahale etti.
KADINA ŞİDDETE MÜDAHALE EDEN KİŞİYE KURŞUN YAĞDIRDI
Özer Ç.'nin kadına şiddet uygulamasına engel olması üzerine Vahit Y. eve giderek silahla geri döndü. Sokağa silahla gelen Vahit Y., Özer Ç.'ye ateş etti. Bu sırada kurşunlardan kurtulmaya çalışan Özer Ç., Vahit Y.'nin elindeki silahı almaya çalıştı ancak silah peş peşe ateş aldı. Sokaktaki diğer kişiler de Vahit Y. üzerine atlayarak silahı aldı. Olay sırasında Özer Ç. ve Vahit Y. yaralandı. Arbede çevredekilerin araya girmesiyle son buldu. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi sağlık ekipleri tarafından yapılan yaralılar ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Polis ekipleri emniyet şeridi çekerek olay yerinde inceleme yaptı. Kendi silahı ile vurulan Vahit Y.'nin hayati tehlikesinin olmadığı öğrenilirken, Özer Ç., kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Öte yandan Vahit Y.'nin sokakta silahla ateş ettiği anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Vahit Y. silahla Özer Ç.'ye ateş ederken, Özer Ç. ve yanındaki kişiler Vahit Y.'nin üzerine atlayarak silahı aldı. Bu sırada yaralandığı görülen Özer Ç. aldığı silahla ayağa kalkmaya çalışan Vahit Y.'ye ateş etti. Vahit Y. koşarak uzaklaşırken, biraz yürüyen Özer Ç. kanlar içinde yere yığıldı.
Vatandaşa yasaklanan orman, işletmelere de yasaklansın (Nisa Sude DEMİREL-Evrensel)
Yaz aylarında yangınları önlemek amacıyla ormanlık alanlara girişler yasaklanmaya başlandı. Valilikler tarafından alanın kararla, aralarında İstanbul’un da yer aldığı birçok şehirde, belirlenen alanlar dışında piknik yapmak, mangal yakmak ve konaklamak yasaklandı. Sonbahara kadar uygulanacak yasağı değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan Atmış bu kararın yeterli olmadığına ve orman içerisindeki işletmelerin faaliyetlerinin devam etmesinin risk yarattığına dikkat çekti.
"GİRİŞ YASAK AMA TESİSLER ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR"
Bu kararın gerekli bir karar olduğunu, yazın yangın riskinin yüksek olduğu dönemde insanların ormana girişlerini azaltmak gerektiğini ifade eden Atmış, “Zaten yangınların son yıllarda artıyor olmasının sebebi ormanların insan etkileşiminin artması. O sebeple bunu biraz sınırlamak gerekiyor” dedi. Fakat bu durumun ne kadar denetlendiğinin muallakta olduğunu ifade eden Atmış, bu iş için yeterli personel olmadığını ekledi. Bunun yeterli bir tedbir olmadığını çünkü 2021 yılında Türkiye’nin en büyün yangınlarının yaşandığını ve 20 katına çıkarak 140 bin hektar ormanın yandığını hatırlatan Atmış, “Yanan 140 bin hektar ormanın yüzde 25’i ormanlardaki enerji tesis ve trafolarından dolayı yandı. Yani bizim ormanlarımızdaki yangınları son yıllara ormancılık dışı alanlarda yapılan tahsisler arttırdı. Turizm, enerji, madencilik, yol, mezarlık için tahsis edilen alanlarla ormanlar parçalandı. Bu tesisler, 2021’de enerji ve trafolardan kaynaklanan nedenler gibi ormanlarda yangın riskini de arttırıyor. Orada çalışan işçiler de riske giriyor” ifadelerini kullandı.
"PİYASA ÖYLE İSTEDİĞİ İÇİN ÖNLEM ALINMIYOR"
Orman yangınlarının bir başka sebebinin ormanlarda odun üretimi yapılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Kullanılan makine ve araçların yangın riski oluşturması sebebiyle önceden üretim yapılmazdı, ama Türkiye’de 2018’den sonra odun üretimi yüzde 69 arttırıldı. Çünkü sanayinin oduna ihtiyacı vardı ve ormanlarda aşırı bir odun üretimi yapılıyor. Hatta yetişemiyor, yetişemeyince de yangın mevsiminde de üretime devam ediyorlar. Geçmişte önlem alınırdı fakat şimdi alınmıyor, çünkü piyasa böyle istiyor” dedi. Atmış, yapılması gerekenin, gerek İstanbul’da gerek diğer illerde kararları bir bütünsellik içerisinde almak, yangın riskinin nelerden kaynaklandığı tespit ederek müdahale etmek ve orman içinde faaliyet gösteren işletmelere yaz mevsiminde sınırlama getirmek olduğunu söyledi.
(derleyen: mstfkrc)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder