1-İlk başörtülü vali: Bakan Yardımcısı Kübra Güran Yiğitbaşı Afyonkarahisar valisi oldu.(SOL)
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Afyonkarahisar valisi olarak atanan Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Kübra Güran Yiğitbaşı, Türkiye'nin ilk başörtülü valisi oldu.(Kübra Güran Yiğitbaşı kimdir?) 1979 Ankara doğumludur. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nde bitirdikten sonra, İstanbul Ticaret Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Bölümü'nde "Baba Yoksunluğunun Çocuk Üzerindeki Etkisi" üzerine çalışma yapmıştır. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde, "İkna Edici İletişim Sürecinde Siyasal Mesaj Tasarımı" adlı teziyle doktorasını tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde araştırma görevlisi ve Dr. öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Lisans ve yüksek lisans düzeyinde; Araştırmacı Gazetecilik, Medya ve Sivil Toplum, Çocuk Yayıncılığı, Yaratıcı Yazarlık Atölyesi, İletişim Etiği, Medya ve Çocuk gibi dersler vermiştir. Üniversite bünyesinde Dekan Yardımcılığı, Fakülte Yönetim Kurulu ve Fakülte Kurulu üyeliği, Anabilim Dalı Başkanlığı, Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü gibi idari görevlerde bulunmuştur. Çocuk Yayınları ve Dışa Açılım adlı kitabın yazarıdır. 2019 yılında Basın İlan Kurumu Genel Kurul temsilcisi olarak atanmıştır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak görevini sürdüren evli ve 3 çocuk annesi Kübra Güran Yiğitbaşı, Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameyle Afyonkarahisar Valisi olarak atandı.
2- 6 taksiciden palalı sopalı saldırı: Öldü sanıp bıraktılar(SOL)
Olcayto Okur adlı yurttaş 6 kişilik taksici grubunun palalı ve sopalı saldırısına uğradığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Olcayto Okur ve arkadaşları 6 Nisan günü saat 23.30 sıralarında Samandıra Metro Taksi Durağı’ndan bir taksiye bindi. Olcayto Okur’un iddiasına göre, arkadaşının elindeki siyah poşeti alkol sanan Taksici, “Ramazan ayında alkol mü alıyorsunuz? İnin lan arabadan” diye bağırdı. Olcayto Okur ve arkadaşları da o taksiden inerek başka bir taksiye bindi. Okur ve arkadaşları diğer taksiye bindikten sonra, kendilerini aşağı indiren taksiciden şikâyetçi olacaklarını söyledi. Ancak bindikleri taksinin şoförü, ilk taksicinin ağabeyi çıktı. Hürriyet'ten Özge Eğrikenar'ın haberine göre (https://www.hurriyet.com.tr/gundem/alti-taksiciden-musteriye-dayak-42060708), yeni bindikleri taksiciyle de tartışan arkadaşlar aşağı indi. Olcayto Okur bunun üzerine arkadaşlarından ayrılarak yol boyunca yürümeye başladı. Bu sırada da elinde sopa ve pala bulunan 6 taksicinin saldırısına uğradı. Başından ve vücudunun değişik yerlerinden aldığı darbelerin etkisiyle bilincini kaybeden Olcayto Okur’u taksici grubu, öldü zannedip olay yerinde terk etti. Kendine geldiğinde başından kanlar aktığını gören Okur, cebine baktığında cüzdanının olmadığını fark etti ve ambulansı arayarak yardım istedi. Olcayto Okur’un şikâyetinin ardından savcılık taksici kardeşler İrfan Karakaya ve Ayhan Karakaya hakkında ‘silahla yağma’ suçundan soruşturma başlattı. Diğer taksicilerin ise ifadeleri alındı. Soruşturma kapsamında ifade veren İrfan Karakaya, “Olcayto Okur ile arkadaşları araçta alkol içmek istedi. Ben izin vermeyince taksiden indiler, ben de aracımla başka bir yere gittim” dedi. Diğer şüpheli Ayhan Karakaya ise, “Şüpheliler diğer taksiciye küfrediyordu. Ben, ‘ben alkol içilmesine izin vermem’ deyince bana da hakaret ettiler. Arabadan indikten sonra üzerime yürüdükleri için kendimi savunmak amaçlı elimdeki sopayı salladım” dedi. Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği, şüpheli Ayhan Karakaya’nın ‘silahla kasten yaralama’ suçundan tutuklanmasına karar verirken, diğer şüpheli İrfan Karakaya’yı yurtdışına çıkış yasağı ve imza atmak suretiyle serbest bıraktı.
3- Tuhaf hakem ataması: Ailece maç yönettiler (SOL)
Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu (MHK), Belediye Derincespor ile Pendikspor arasında oynanan U17 Bölgesel Gelişim Ligi karşılaşmasına ilginç bir atama gerçekleştirdi. Odatv'de yer alan habere göre, Kocaeli bölgesinde ailece hakemlik yapan isimler bir maça atandı. Maçın orta hakemi ve yardımcı hakemlerinin bir aileden oluştuğu görüldü. Maçın orta hakemi Volkan Kırbaş olarak atanırken yardımcıları ise Mustafa Kırbaş, Bengünur Kırbaş, Muharrem Kırbaş oldu.4- Resmi Gazete'de yayımlandı: Erdoğan'ın imzasıyla 20 ilin valisi değişti, 9 vali görevden alındı(Cumhuriyet)
Son dakika gelişmesi... Cumhurbaşkanlığı kararı ile bazı valilerin görev yerleri değişti. Atama kararnamasi ile 10 ilin valisi görevden alınırken; 9 ile yeni vali atandı. Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararda 20 ilin valisi de değişti.(https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/son-dakika-resmi-gazetede-yayimlandi-erdoganin-imzasiyla-20-ilin-valisi-degisti-1935072)
5-Bunun adı gaz değil borç sondajı(Hüseyin Şimşek-BİRGÜN)
TPAO’nun kamu ve özel bankalardan sondaj gemileri için 3 milyar 231 milyon dolarlık kredi kullandığı, bu kredilere faiz olarak yaklaşık yüzde 30 oranında 956 milyon dolar ödemeyi taahhüt ettiği ortaya çıktı.(https://www.birgun.net/haber/bunun-adi-gaz-degil-borc-sondaji-387422)
Doları dengede tutmak için yapılan müdahale amaçlı döviz satışları resmi makamlarca açıklanmasa da ekonomist Haluk Bürümcekçi'nin hesaplamalarına göre ilk çeyrekte net uluslararası rezervlerin artışında 24.3 milyar dolarlık eksik var.
Dolar/TL’de bu hafta itibariyle 4.5 aydır aşılamayan duvar 15 lira sınırı geçildi. En son Aralık 2021’de 18.3 lirayı aşan dolar/TL ardından devreye giren kur korumalı TL mevduat başta olmak üzere önlemlerle gerilemiş bu yıl ise 15 liranın altındaki seyrini sürdürmüştü. Ancak dış etkiler, yüksek enflasyon, artan döviz ihtiyacıyla kur yönünü yeniden yukarıya çevirmiş görünüyor. Yıl boyunca talebin yüksek olduğu günlerde kamu bankaları ve Merkez Bankası’nın döviz satışı ile dengeleme çabasında olduğunu piyasa uzmanları sık sık tekrarlıyor ancak artık ne kadarlık bir satış yapıldığına dair resmi bir açıklama ise yapılmıyor.Dünya’dan Şebnem Turhan’ın haberine göre, ekonomist Haluk Bürümcekçi tıpkı 2019 Mart ayında başlayan ve 128 milyar dolara kadar ulaşan rezerv erimesini takip ettiği gibi bu yıl yapılan değişimleri de verilerle ortaya koydu. Bürümcekçi’nin yaptığı hesaplamalara göre bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 24 milyar dolar müdahale amaçlı satış yapıldı.Bürümcekçi, rakamların son aylardaki döviz akımlarının önemli bir kısmı Merkez Bankası'na yönlendirilmesine rağmen bununla uyumlu bir toplam ve net rezerv birikimi sağlayamadığını yansıttığına işaret ederek rezervlerin sahiplik durumu açısından da bir iyileşme sağlanamadığını vurguladı. IMF tanımlı net uluslararası rezerv için hesaplama yapan Bürümcekçi, reeskont kredileri, kur korumalı mevduatta döviz dönüşümü ve ihracat gelirinin belli yüzdesinin alınması başta olmak üzere rezervlere döviz girişi sağlandığını belirterek çıkışların ise KİT’lere satış, swaplar, Hazine işlemleri olduğunu belirtti. İhracat bedellerinin 18 Nisan’a kadar yüzde 25’inin Merkez Bankası’na satış zorunluluğu vardı. 18 Nisan’dan itibaren ise hem hizmet ihracatçıları sisteme dahil edildi hem de oran yüzde 40’a yükseltildi.(İHRACAT GELİRİ HARİÇ 17.1 MİLYAR DOLAR ARTMALIYDI) Bürümcekçi’nin hesabına göre reeskont kredilerinden ilk çeyrekte 4.9 milyar dolarlık bir katkı sağlandı rezervlere. KKM’de dövizden dönüşten gelen miktar ise yaklaşık 28.6 milyar dolar seviyesinde. KİT’lere 12.8 milyar dolar döviz satılırken swaplardan 2.4 milyar dolar düşüş, Hazine işlemlerinden ise 1.2 milyar dolarlık azalma var. İhracat bedellerinin yüzde 25’i hariç tutulduğunda uluslararası net rezervlerin 17.1 milyar dolar ilk çeyrekte artması gerekiyordu. Ancak resmi verilere göre artış 7.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yani 9.3 milyar dolar daha az artış oldu. Buna Bürümcekçi yaklaşık olarak her ay 5 milyar dolar seviyesinde ihracat bedeli eklendiğinde artışın yaklaşık 32.1 milyar dolar olması gerektiğini yani bunun da 24.3 milyar dolarlık fark yarattığını vurguladı. Hesap bize yaklaşık olarak 24.3 milyar dolarlık rezervin kamu bankaları eliyle veya Merkez Bankası tarafından döviz piyasalarına müdahale için kullanıldığını gösteriyor. Bürümcekçi bir çok verinin şeffaf olarak açıklanmadığı için hesaplamalarda hata payı olabileceğine de işaret etti. Bürümcekçi, talebin fazla olduğu günlerde karşılamak için satışların yapıldığını dile getirerek bu yapılmasaydı dolar/ TL’deki seviyenin çok daha yüksek olacağını vurguladı.
Kültür Bakanı Nuri Ersoy, 25 dönüm ormanlık araziyi talan etmek için kendi şirketine onay verdi.Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bakan Ersoy’un ana hissedarı ve yöneticisi olduğu şirketinin Türkbükü’nde yapacağı 5 yıldızlı tatil köyü projesine 25 bin metrekarelik orman arazisinin dahil edilmesine onay verdi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a ait Ersoy Otelcilik, Aralık 2020’de Muğla’da Bodrum Hilton Türkbükü Otel’i bünyesinde bulunduran Azerbaycan merkezli ISR Holding’in bir şirketi olan ISR Turizm’i satın aldı. Satın alınan ISR Holding’in ismini 15 Ocak 2021’de MRA Turizm ve Otel İşletmeciliği A.Ş. olarak değiştirdi. Şirketin devriyle otel satın alındıktan sonra yıkıp yerine 5 yıldızlı tatil köyü yapılması kararı alındı. Bakan Ersoy’un ana hissedarı ve yöneticisi olduğu şirket, 115 bin metrekarelik alana bitişik 25 dönüm arazinin tahsisi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na müracaat etti. Orman vasfındaki hazine arazilerini tahsisinde sakınca görmeyen bakanlık, 24 Eylül 2021 tarihinde gereken onayı verdi. Yani Bakan Ersoy’un başında olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı, yine Ersoy’un yönetimindeki şirkete 25 dönümlük hazine arazisini tahsis etmiş oldu. Tahsis edilecek 25 bin metrekarelik bu alanda ise 120 odalık bir blok inşa edilecek. Proje tanıtım dosyasındaki bilgilere göre; işlemlerin ardından 3 milyar 678 milyon lira tutarındaki 5 yıldızlı dev tatil köyü projesi için ÇED süreci başlatılırken, verilen ön onayla birlikte 307 oda ve 870 yataklı tesisin önünde engel de kalmadı. Diğer yandan, internet üzerinde 2022 yazında hizmete açılacağı duyurulan ve tanıtımları aylar önce başlayan turizm yatırımı için hazırlanan ÇED dosyasındaki görsellerde otel inşaatında ise sona gelindiği ortaya çıktı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto ve Başbakan Sanna Marin, Finlandiya'nın NATO'ya katılma başvurusunu "gecikmeden" yapması gerektiğini belirtirken, Kremlin ise Finlandiya'nın NATO üyeliğinin Rusya için "kesin bir tehdit" oluşturacağını ifade etti.(https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/son-dakika-rusyadan-finlandiyanin-natoya-katilma-istegine-yanit-1935220)
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Demokrat Parti'den ihraç süreci hakkında konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, "Sayın Soylu zaman zaman iktidarın FETÖ dediğimiz yapının da operasyonel kiralama yöntemiyle farklı farklı siyasi geleneklerden toplumsal meşruiyetlerini artırmak için o propaganda sürecinde yer aldı" ifadelerini kullandı. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 2010 yılında Demokrat Parti'den ihraç sürecini anlattı. Uysal, "Sayın Soylu zaman zaman iktidarın FETÖ dediğimiz yapının da operasyonel kiralama yöntemiyle farklı farklı siyasi geleneklerden toplumsal meşruiyetlerini propaganda güçlerini artırmak için o propaganda sürecinde yer aldı" diye konuştu. Halk TV'de Sözüm Var programına katılan Uysal'a Soylu'nun FETÖ gerekçesiyle Demokrat Parti'den ihraç edilip edilmediğini soruldu.('PROPAGANDA SÜRECİ İÇİNDE YER ALDI') Uysal şu yanını verdi: "Sayın Soylu 2010 yılıydı zannederim. Sayın Cindoruk'un genel başkan olduğu dönemde böyle bir süreç işledi. Biz o referandumun karşısındaydık. Sayın Soylu zaman zaman iktidarın FETÖ dediğimiz yapının da operasyonel kiralama yöntemiyle farklı farklı siyasi geleneklerden toplumsal meşruiyetlerini propaganda güçlerini artırmak için o propaganda sürecinde yer aldı. Kendisi öyle tercih etti. Sonrasında da Adalet ve Kalkınma Partisi'ne katıldı.("SOYLU PARTİSİNİN REFERANDUM KARARINA UYMAMIŞTI") 12 Eylül 2010’da yapılan referandumda o dönemki partisinin 'hayır' oyu kararına uymayan Soylu, durumun 'hukuksuz' olduğunu söylemişti. Kapatılan Zaman gazetesinin arşivlerdeki haberine göre Soylu, konuya ilişkin şöyle konuşmuştu: "Despotik darbeci mantığı reddettiğim için 'evet' diyorum. Yıllarca bu ülkeyi bu anlayışla idare ettiler. Benden olmayanı ötekileştirme anlayışını benimsediler. 12 Eylül 2010'da beni partiden ihraç eden zihniyet tasfiye edilecektir. Anlıyorum ki bu hayır misyonunun kurucu babası malum sokağında rahat etmiştir. Bir parti tüzüğünü yazmayı dahi beceremeyen ve defalarca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ihtar alan anlayış beni ihraç etmiştir. 12 Eylül'den sonra da 27 Mayıs'ın zihni takibini gerçekleştiren bu anlayıştan hesap sorulacaktır."
Kuzey Kıbrıs'ta hükümet kurma görevini yeniden
üstlenen Başbakan Faiz Sucuoğlu'nun Ankara'nın
hedefinde olduğu, Sucuoğlu'nun Türkiye'deki
seçimleri beklediği yönünde iddialar Türk
basınında yer aldı.
11-Yeni vali atamalarında Nesin Vakfı ayrıntısı! (Şeyda Öztürk-Cumhuriyet)