Türk vatandaşlığına başvuru için satın alınması gereken gayrimenkulün değerinin 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilmesi, hatta böyle bir değer biçilmesi çok tartışıldı.
Özetle cebinde parası olan, ipini koparan ülkeye gelip vatandaşlık alacak...
Bir yerde para olur da sahtekârlık olmaz mı?
Yabancı uyruklu kişilerin Türk sahtekârlarla el ele nasıl bir düzen kurduklarını belgeleriyle anlatalım ve yetkililere ihbar edelim.
Yer: Kırıkkale, Doğanay köyü...
11 bin 572 metrekare arazi en son 7 Temmuz 2022 tarihinde 91 bin 500 TL resmi senet bedeli satılıyor.
Arsayı alan kişi bir değerleme şirketine bir ay sonra rapor hazırlatıyor ve arsanın bedeli rapora göre 22.8 milyon TL çıkıyor.
Yani arsanın bedeli petrol veya gaz çıkmadıysa durduk yerde 4 ayda 244 kat artıyor.
Değer ölçümünden iki hafta sonra arsanın bir hissesini 7.3 milyon TL, diğer hissesini 7.4 milyon TL, üçüncü hissesini ise 7.3 milyon TL bedel ile Afganistan uyruklu Ahmad Fahım Nazarı, Mohammad Wasıf Abdulrahman ve Muhammad Alı Borohı Allah Bakhsh adlı kişilere satıyorlar.
Yabancı uyruklu Mohammad Wasıf Abdulrahman için hazırlanan tapu senedinde arsa satış fiyatı...
Neden 7 milyon biliyor musunuz?
Kanunda belirtilen 400 bin dolar değerini tutturabilmek için...
Tapu dairesi olayı fark ediyor...
Durumu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bildiriyor. Bakanlık ilgili daireye yazı yazıyor ve arazinin gerçek değerinin resmi olarak belirlenmesini istiyor.
Bakanlık, Kırıkkale Tapu Müdürlüğü’ne yazı yazıyor. “Değerlendirmeye esas olan alıcı ve satıcı arasında bedel transferini gösteren banka onaylı dekontlar e-arşiv siteminde yok” diyor.
Mesela bir örnek daha sunayım...
Adı: Asadullah Yousufı
Afgan uyruklu...
Değerleme şirketi yine rapor düzenliyor. Ofis ve daire için düzenleniyor rapor. Yani iki taşınmaz sunuluyor. Oysaki aslında sunulan tek yer... Bağımsız bölümleri daire gibi gösterip onu da fiyata dahil edip vatandaşlık için uygun hale getirmişler.
Bölge müdürlüğü yememiş tabii fark etmiş.
Son altı ay içinde düzenlenmiş olan değerleme raporları arasındaki değer farklılığının yüzde 20 oranından fazla olduğu tespit edilmiş.
Hemen resmi olarak fiyat tespiti yapın arkadaş demiş.
Değerleme şirketinin göçmenlere kolay yoldan vatandaşlık oyunu engellenmiş.
Özetle değerli okuyucular...
Birtakım kendilerini değerleme şirketi diye lanse eden şirketler vasıtası ile vatandaşlık almak isteyen yabancı uyruklu kişiler adına her türlü sahtekârlık yapılıyor.
Düşük bedelli arsalar, daireler şişirme rakamlar ile 400 bin dolar seviyesine çıkarılıyor.
Bankadan döviz bozduruldu gibi gösteriliyor. Bir kaç ay sonra hop gelsin vatandaşlık. Bu kadar kolay... Arsanın üzerinde proje yapılması, projenin sunulması gerekiyor tabii ama minareyi çalan kılıfı da hazırlıyor.
Peki, ya sahte dekont sunarlarsa? Elbet bunu önleyen sistem vardır ama bizim ki merak işte... Ya daha önce kullanılmış olan dekontlar sunulursa ya elde olan para bu tür işler için devamlı çevriliyorsa? Olmaz demeyin onun da belgesini sunayım.
Esenyurt Tapu Müdürlüğü’nde yaşanıyor olay...
Ev aldı ve buna istinaden vatandaşlık istiyor şahıs. 400 bin dolar döviz bozdurduğuna dair belgeyi sunmak zorunda. Belgeyi sunmuş. Fakat banka dekontunu inceliyorlar. Dekontların onaysız olduğu anlaşılıyor.
Dekont sahteciliği var yani.
Resmi yazışmada aynen şöyle belirtiyorlar:
“Resmi senet ve döviz alım belgesinde bedelin 7.534.663,09-TL, dekont bedellinin 7.527.211,10-TL olduğu aradaki farkın neden ileri geldiği ile, alıcı ve satıcı arasındaki para transferini gösterir Türkiye Finans Katılım Bankası AŞ tarafından düzenlenen 22.12.2022 tarihli 3.729.548-TL bedelli, 28.12.2022 tarihli 3.797.663,10-TL bedelli dekontların onaysız olduğu anlaşılmıştır.”
Neticesinde yabancı uyruklu kişilere 400 bin dolar para yatırmadan vatandaşlık verilmesi için her türlü teşkilat kurulmuş. Kurumları dolandırmaya çalışıyorlar.
Bakın değerli okuyucular vatandaşlık onurumuz ayaklar altına alınıyor. 400 bin doları bir arada göremeyecek halde olduğumuz gibi bir de vatandaşlığımızı satıyorlar.
Daha da onursuz olanı ise kişiler kirli bir düzen kurarak rant devşirmeye çalışıyorlar.
Bu yazdıklarım sadece belgeleyebildiklerim.
Çalışma Bakanlığı’ndaki müfettişler tapu dairelerinde görevli olarak değil vatandaş olarak gezdiklerinde durumun vahametini çok iyi görecekler.
Murat Ağırel / Cumhuriyet