14 Şubat 2024 Çarşamba

İLİÇ - Çöpler Altın Madeni (DOSYA II)- 14 ŞUBAT 2024 -

 

Özgür Urfa: Madendeki siyanür sızıntısı takipsizlik kararıyla örtbas edilmişti, yargı da felaketin faili (duvaR)

TİP avukatı Özgür Urfa, "Madendeki siyanür sızıntısıyla ilgili suç duyuruları 2022’de takipsizlik kararıyla örtbas edildi. Patronlar ve onları kollayan yargı, bugünkü felaketin de failidir" dedi.

Türkiye İşçi Partisi Parti (TİP) Meclisi üyesi avukat Özgür Urfa, Erzincan'ın İliç ilçesinde siyanürle altın çıkarılan ve heyelan yaşanan altın madeninde daha önce yaşanan siyanür sızıntıyla ilgili şikayetin sonuçsuz kaldığını hatırlattı.

Sosyal medya hesabından savcılığın 2022'de açıkladığı kararı paylaşan Urfa, "Madendeki siyanür sızıntısıyla ilgili Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve diğer parti/kurumların suç duyuruları İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 31.10.2022’de takipsizlik kararıyla örtbas edildi. Maden patronları ve onları koruyup kollayan yargı, bugünkü felaketin de failidir" ifadelerini kullandı.

Anagold Madencilik şirketinin işlettiği madende 21 Haziran 2022 yılında siyanür sızıntısı yaşanmıştı.

Erzincan Ziraat Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye İşçi Partisi'nin savcılığa yaptığı suç duyuruları için takipsizlik kararı verilmişti. 

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 16,4 milyon lira ceza kestiği maden, 3 ay sonra yeniden faaliyete başlamıştı.

                                                   /././

TKP Ankara'dan seslendi: 'İliç'de işçilerin de doğanın da katili patron düzeni!' (soL)

İliç'te yaşanan maden faciasını Ankara'da protesto eden Türkiye Komünist Partililer "Katil Anagold ülkemizden defol" diye haykırdı.

Daha önce siyanür sızıntısıyla gündeme gelen ve davaları sürerken kapasite artışıyla çalışmaya devam eden Anagold Madencilik'e ait Çöpler Madeni'nde toprak kayması meydana geldi. Yaşanan göçükte 9 işçi toprak altında kaldı.

Türkiye Komünist Partisi, faaliyete geçtiği 2010 yılından beri denetimsizlik, vurdumduymazlık ve gözlerini para bürüyen patronlar nedeniyle tehlikeye oluşturan madende yaşanan faciaya dair Ankara'da protesto gerçekleştirdi.

'Katil Anagold ülkemizden defol!'

Kızılay'da Madenci Anıtı önünde gerçekleştirilen eylemde, facianın sorumlularının uyarılara kulak asmayan şirket ve kamu yetkilileri olduğuna işaret edildi. 

"Katil Anagold, işbirlikçi AKP!" ve "Katil Anagold ülkemizden defol!" sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını TKP Ankara İl Örgütü adına Çisel Demirkan okudu.

Yetkili isimlerden gelen açıklamaların "timsah gözyaşları" olarak nitelendiği açıklamada "Bugün tek bir işçinin dahi burnunun kanamasının sorumlusu, tek dertleri ahlaksızca kasalarını doldurmak olan patronların kâr hırsı, siyasi iktidarın desteği ve meclis muhalefetinin seyirciliğidir" denildi.

'Baş sorumlu uyarılara kulak asmayanlar'

Göçük altındaki emekçilerin kurtarılması için tüm imkanların seferber edilmesi çağrısında bulunulan eylemde şu ifadelere yer verildi:

"Bu düzenin halka, emekçilere neyi reva gördüğünü en iyi anlatan günlerden birini yaşıyoruz. 

Erzincan İliç'te Anagold Madencilik Şirketi'nin işlettiği maden sahasında yıllarca doğaya karşı işlenen suçlar, bugün itibariyle yapılan onca uyarıya kulak asılmaması sonucu işçilerin göçük altında kalmasına neden oldu.

Bugün tek bir işçinin dahi burnunun kanamasının sorumlusu, tek dertleri ahlaksızca kasalarını doldurmak olan patronların kar hırsı, siyasi iktidarın desteği ve meclis muhalefetinin seyirciliğidir.

Kimse bu saatten sonra timsah göz yaşları dökmesin, enkaz altındaki işçilere önem veriyormuş gibi görünmeye çalışmasın. Onların tek derdi kendi cepleri, tek dertleri kasaları...

Öfkeliyiz...

Bunca uyarıya, halkı, doğayı zehirliyorsunuz tepkilerine bir kez olsun kulak asmayanlar, işçilerin enkaz altında kalmasının baş sorumlusudur.

Şimdi eldeki tüm olanaklar emekçilerin kurtarılması için seferber edilmeli ama bir sözümüz var...

Mutlaka bu akılsız, ahlaksız düzenden bugün yaşananların hesabını soracağız.

O maden şirketinden de, o maden şirketi için seferber olan siyasi iktidardan da patronlara karşı gıkı çıkmayan meclis muhalefetinden de hesap soracağız!"

                                                           /././

Anagold madenindeki ‘problem’ kaç kişilik? (Barış Avşar-duvaR)

Madeni işleten şirket de ‘olayın açığa kavuşması’nı bekliyor. ‘Olay’ ve zararın boyutu ortaya çıkar elbet. Ama şimdiden biliyoruz ki Erzincan’da hayatımız zehirlendi. Hepimizin, belki de ülkemizin sınırlarını da aşacak şekilde bütün bölgenin.

"10-12 kişi problem olmuş…” Böyle anlatıyordu Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun altın madeninde yaşanan felaketi televizyon yayınında. Yoldaymış, yeni ulaşmak üzereymiş olay yerine. Ekipler gitmiş, vali gitmiş, kendisi de varacakmış az sonra. Sağlıklı bilgileri alana ulaşınca verebilecekmiş…

‘Sağlıklı’?

Sonra daha önce ulaşmış bulunan Erzincan Valisi Hamza Erdoğdu veriyor ‘sağlıklı’ bilgileri: ‘Kayma’ olmuş! Kayıpla ilgili tahmin yapmak doğru değilmiş, "fabrika ve taşeron yetkilileri" çalışıyormuş, net rakam verilemezmiş ‘şu an’…

Hayatından endişe edilen işçi sayısından söz ediyor her iki yetkili de. O atık dağları orada nasıl birikti? Nasıl böyle sel suları gibi dağları aşıp etrafa yayıldı?

                                                      ***

Erzincan İliç Eskideğirmen’de çevreye rağmen, insana rağmen, ülkemizin geleceğine rağmen yıllardır işletilen altın madeninde yaşanan felaketin ardından ildeki en yetkili iki isimden gelen ilk açıklamalardı bunlar. Duyunca beklenmedik bir durum olmuş, bir ‘doğal afet’ yaşanmış da onunla mücadele ediliyormuş sanırsınız…

Ama öyle mi?

Değil! Değil çünkü bu maden 2010 yılından bu yana faaliyette. O atık dağı bu faaliyetin ürünü: İnsan eseri. Yarattığı tahribat da yıllardır gündemde. En son Haziran 2022’de Fırat’a 80 kilo siyanürlü suyu karışmış. Hatta şimdinin İstanbul adayı o zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ‘faaliyetine artık izin verilmeyeceğini’ söylemiş…

                                                    ***

Sadece 2016’dan bu yana yayın yapan Gazete Duvar’ın arşivinde onlarca haber var bu maden hakkında. Sonuncusu felaketten 27 gün önce yayınlanmış. 

Anayasa Mahkemesi 18 maddede bu madenin nelere rağmen faaliyette olduğunu anlatmış. İhlal kararı vermiş. İktidardan sürekli ‘kapatılsın’ denilen, hatta ‘milli güvenlik sorunu’ ilan edilen Anayasa Mahkemesi!

Bu haberden bir ay önce başka bir haber: Siyanür sızıntısına yol açan ancak ruhsatı iptal edilmeyen Anagold'un vergi borcunun silindiği, Kanadalı ortağı SSR Mining şirketinin bilançosunda ortaya çıkmış: 7.2 milyon dolar yani 209 milyon lira… Kanadalı ortağın hissesi yüzde 80. Bir de yerli ortağı var: Çalık Holding…

Aynı haberde bir de hatırlatma var: Bu maden deprem fay hattında!

Bingöl-Yedisu fay hattının bir kolu, maden atık havuzunun tam altından geçiyormuş. Görüntülerde akıp giden atık havuzu var ya hani, işte tam onun altından! En son 1939 yılında 7'den büyük yıkıcı bir deprem olmuş bu fayda, tekrarlama periyodu da maksimum 100 yıl imiş.

Ama işte ‘bilmek’ bir işe yaramıyor ki. Maraş’tan geçen fayın 500 yılda bir büyük depreme neden olduğu da biliniyordu…

                                                     ***

Siyanürle altın madenciliği konuşulmaya başlanalı ne kadar oldu Türkiye’de? 1990’lı yılların başında Bergama köylülerinin mücadelesi ile tanınan siyanürlü altın madenciliğinin son dönemde sık sık gündeme gelmesine neden olan işletmeydi İliç madeni. Kanayan yara! Kanıyor ama görülmüyor. Sonra birden bire ‘olay yerine intikal etmekteyken’ bir yetkili, ‘problem olmuş’ deyiveriyor. 10-12 kişilik bir problem!

Bir de on yıllar boyunca toprağı, suyu, havayı zehirleyecek tabii. Ama olsun Anagold açıklama yapmış. “Tüm faaliyetlerinde çalışan sağlığı ve güvenliğini merkeze alan bir kuruluş olarak bu zor zamanlarda da hem çalışanları hem de paydaşları ile birlik ve beraberlik içinde hareket edecekler”miş...

“Yaşanan bu elim olayın etkilerini en aza indirmek için gerekli tüm adımları atmaya devam ederken, olayın ivedilikle açığa kavuşturulması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz” diyorlar…

Madeni işleten şirket de ‘olayın açığa kavuşması’nı bekliyor!

                                                    ***

‘Olay’ ve zararın boyutu ortaya çıkar elbet. O siyanürlü, asitli atık dağının depremi bile beklemeden, Erzincan’ın toprağını, dolayısıyla –akıp gidip gözle görülür şekilde Fırat’a ulaşmasa da- suyunu ve havasını nasıl zehirlediğinin ‘boyutu’ anlaşılır.

Ama şimdiden biliyoruz ki Erzincan’da hayatımız zehirlendi. Hepimizin, belki de ülkemizin sınırlarını da aşacak şekilde bütün bölgenin. Zehirlendi çünkü atık, ilk açıklamaya göre 100 dönümlük araziye yayıldı. Fırat’a gözle görülür şekilde ulaşamaması iyidir elbette. Ancak toprağa karıştıktan sonra yeraltı sularına ulaşmayacak mı? O sular yeryüzüne çıktığı yerde buharlaşmayacak mı? O zehir yüklenmiş bulutlar yağmur üretmeyecek mi?

Hepsi anlaşılır zamanla…

Anlaşılır anlaşılmasına da hesabı sorulacak mı? Türkiye genelinde siyanürle altın ayıklanan 19 madende bunun bir daha olmaması sağlanabilecek mi?

Daha kaç defa ‘olay yerine intikal etmekte olan yetkili’den ‘problem’ kaç kişilikmiş anlamaya çalışacağız?

                                                   /././

Erzincan'da çevre katliamı: 'Madenin atık sahası çökebilir' diye mahkemeye dilekçe verilmiş (Osman Çaklı-duvaR)

Çevre felaketine neden olan İliç’teki madenin atık sahasıyla ilgili TMMOB, farklı tarihlerde verdiği dilekçelerde bölgede kayma riski bulunduğu belirtti. Şirket yetkilileri ise riski inkar etti.

Erzincan İliç’te Kanadalı Anagold şirketinin işlettiği Çöpler Altın Madeni’nin atık sahasında çökme meydana geldi. Maden işçilerinin göçük altında kaldığı çökmeden sonra bölgede başlatılan arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor. Madene yaklaşık 350 metre mesafede bulunan Fırat Nehri ise siyanür ve sülfirik asit yüklü atıklarla kirlenme risk altında. Çöpler Altın Madeni’ne karşı 2010 yılından bu yana mücadele eden köylüler, çevreciler ve meslek örgütleri, bölgedeki madencilik faaliyetini durduramadı. Üstelik Çöpler Altın Madeni’nde bugün yaşananlar ilk de değil. Madende 2022 yılında da benzer bir çökme yaşandı. Siyanürlü toprağın Fırat Nehri’ne karıştığı iddialarıyla ilgili savcılık soruşturmasından bir sonuç çıkmadı.

MADEN YETKİLİLERİ KAYMA OLMAYACAĞINI İDDİA ETMİŞ

Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan çökme sonucunda sülfirik asit ve siyanürlü atık Fırat Nehri’ne doğru ilerliyor. Atığın durdurulması için çalışmaların devam ettiği bölgeyle ilgili uzmanlar açtıkları davalarda uyarılarda bulunmuştu. Çöpler Altın Madeni’nin faaliyetlerinin durdurulması için davacı kurumlardan biri olan TMMOB adına avukat Ekin Öztürk, 2021 yılında Erzincan İdare Mahkemesi’ne bölgedeki riskleri içeren bir dilekçe sundu. Madenin kapasite genişletmesiyle ilgili açılan dava kapsamında bölgede bilirkişi keşfi yapıldı. Mahkemeye verilen dilekçede, keşif sırasında maden yetkililerinin alanda kayma olmayacağı iddiası hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: “Yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir.”

‘ATIK SAHASI ÇÖKEBİLİR UYARISINDA BULUNULMUŞ’

Yine 27 Kasım 2023 tarihinde Erzincan İdare Mahkemesi’ne TMMOB avukatları Ekin Öztürk ve Ferhat Çelepkolu bir dilekçe daha sundu. Maden faaliyetlerinin durdurulmasını ve çevreye verilen zararın kapsamlı bir değerlendirmeye muhtaç olması gerektiğini belirten TMMOB vekilleri, dilekçede bölgeyle ilgili şu risklere dikkat çekti: “Yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti de uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi ve iddialarımızın karşılanabilmesi bakımından zorunludur. Geçtiğimiz yıl yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir.”

UYARILARA RAĞMEN MADENCİLİK FAALİYETİ DEVAM ETTİ

Avukat Ekin Öztürk, “Biz liç sahasının kayabileceğini keşiflerde de söyledik. Dilekçelerde de mahkemelere söyledik. Böyle bir facianın olacağı belliydi” dedi. Ancak bütün taleplere rağmen, Çöpler Altın Madeni çalışmalarını sürdürmeye devam etti.

2022’DEKİ SİYANÜR SIZINTISINA TAKİPSİZLİK VERİLDİ

2020 yılında toplu kuş ölümleri, ağaçların ve çeşitli bitkilerin kurumasıyla gündeme gelen Çöpler Altın Madeni’nde Haziran 2022’de de siyanürlü atık sahasında, kimyasal taşıyan borular patlamıştı. Siyanürlü boruların patlamasından sonra bölgede günlerce çalışma yapılmıştı. Aralarında çevreciler, meslek örgütleri temsilcileri ve köylülerden oluşan bir grup, İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Ancak savcılık, olayla ilgili takipsizlik kararı vermişti.

FIRAT NEHRİ’NE AKIŞI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR

Bugün yaşanan ‘facianın’ ardından siyanürlü toprağın sadece İliç’e değil çevre illere de zarar vereceği belirtiliyor. Halen göçük altında işçilerin olduğu olay yerinde çalışmalar devam ediyor.
Madene daha önce dava açan köylülerden olan Sedat Cezayirlioğlu, bölgeye ulaşmaya çalıştığını belirterek, “Milyarlarca ton siyanürlü atık patladı. Madenin 350 metre altında Fırat Nehri var. Onu engellemeye çalışıyorlar" dedi.

‘ŞİRKET İŞÇİ SAYIMI GERÇEKLEŞTİRİYOR’

Başka bir köylü Eşref Demir ise şirketin sahada sayım yaptığını, işçileri bırakmadığını kaydetti. Demir şöyle konuştu:

“Büyük bir facia oldu. Maden komple yerle bir oldu. 8 yıldır bunlarla mahkemeliğim. Yedi ÇED raporuna da dava açtım. En son Anayasa Mahkemesi bizi haklı buldu. Çöpler’in ikinci atık tesisi Danıştay’dan dönmüştü. 8 yıldan beri bunu iddia ediyorduk. Bu dağ yıkılacak, Fırat’a karışacak. Bu iddiamızın haklı çıkması kadar kötü bir şey yok. Saha çok geniş, müdahale edemiyorlar. Çok sayıda insanın göçük altında olduğu söyleniyor.”

'FACİA GELİYOR DEDİK... FACİA GELDİ...'

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nden felakete ilişkin bugün yapılan açıklamada ise “İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır ve rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır dedik. Facia geliyor dedik... Facia geldi...” denildi. Açıklama şöyle: 

“Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde yaşanan facia, göz göre geliyorum diyen bir faciadır. 6 Aralık 2023 tarihinde İliç'de açtığımız iki ayrı davanın bilirkişi keşfindeydik. 2. Kapasite artırımı için Bakanlığın verdiği ÇED olumlu kararı ve Açık ocak işletme genişletmesi için verilen ÇED gerekli değildir kararına karşı açtığımız davalardı. 'İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır' ve 'rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır' dedik. Facia geliyor dedik... Facia geldi... Öncelikle işçilerimizin sağ salim kurtarılmasını diliyoruz, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Teknik ekibimiz ile bölgeye gitmek üzere hazırlık yapıyoruz.”

                                                     /././

CHP'li Deniz Yavuzyılmaz: Maden şirketi, 2016'da halk şikayetçi olmasın diye para verdi (duvaR)

CHP milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Erzincan'da heyelan yaşanan madeni işleten şirketin, 2016'da ilçe halkından 130 lira karşılığında şikayetçi olmayacaklarına dair taahhütname istediğini söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz İliç‘te heyelan meydana gelen maden ocağı şirketinin bölgedeki vatandaşlara 130’ar bin TL vererek “Adli ve idari başvuru yapmayacağım” taahhütü istediğini anlattı.

Erzincan'ın İliç ilçesinde siyanürle altın çıkarılan ve Anagold Madencilik tarafından işletilen madende heyelan meydana geldi. İlk belirlemelere göre 9 işçi toprak altında kaldı. Siyanürün su kaynaklarına karışma ihtimali üzerine açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne yönelen menfez kapaklarının kapatıldığını duyurdu.

TELE1 Ana Haber’e konuk olan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, maden ocağı şirketinin 2016'da bölgede halkına 130'ar bin lira vererek "Adli ve idari başvuru yapmayacağım" şeklinde taahhüt istediğini söyledi.

Yavuzyılmaz, "Bölgede açık maden ocağı işletmesinde büyük bir heyelan oldu. Valilik tarafından 9 işçinin toprak altında olduğu belirtildi ancak bölgeden gelen bilgilere göre bu sayı artabilir. Erzincan Milletvekilimiz Mustafa Sarıgül şu an bölgede. Biz de Gamze Taşçıer ile yine çevre konularında üst düzey görevlerde bulunan Baran Bozoğlu ile yoldayız" dedi.

Madenle ilgili çok sayıda uyarı yapıldığını hatırlatan Yavuzyılmaz, "Maalesef facia göz göre göre geliyorum dedi. Defalarca kez uyarıların yapıldığı, vekillerimizin bölgede inceleme yapıp denetimsizliği yerinde gördüğü bir maden ocağı. Bu maden ocağı işleten Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yüzde 80’i madencilik Kanada menşeili bir şirkette, yüzde 20’si ise Lidya madenciliğe yani Çalık Grubu’na ait" ifadelerini kullandı.

Daha önce yaşanan siyanür sızıntısına değinen Deniz Yavuzyılmaz, şunları söyledi:

"Bu bölgede daha önce çevre felaketleri yaşandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı 27 Haziran 2022 tarihinde burada bizim de baskımızla altın madenciliği faaliyetlerini durdurdu. Bu maden işletmesi 2010 yılından itibaren sürekli iki buçuk kat büyütüldü. Defalarca kez ÇED süreci yaşadı, şirkette kendine şöyle bir yol seçti ve bölgedeki köylülere bir maddi yardım yaparak dava açma ve itiraz haklarını ellerinden almaya çalıştı. Şirket 2016’da yılında hazırladığı bir protokolle buradaki vatandaşlarımıza 130’ar bin TL yardım adı altında para vererek tüm madencilik faaliyetleri için adli ve idari bir başvuruda bulunmayacaklarına dair taahhütname istedi. Yani maddi bir güçle asimetrik bir baskı oluşturarak tüm usulsüzlüklerin üzerini örtmeye çalıştı."

                                                        /././

Anagold faciası göz göre göre geldi: 2022'de de siyanür borusu patladı (duvaR)

Erzincan İliç'te faaliyet gösteren Anagold Madencilik 2022'de de siyanür taşıyan borunun patlaması ve zehirli atıkların Fırat Nehri'ne karışmasıyla gündeme gelmişti.

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Erzincan'ın İliç ilçesinde siyanür atıklarını oluşturduğu dağda meydana gelen heyelanda çok sayıda işçi toprak altında kaldı. Zehirli atıkların çevre illeri etkileyeceği uyarısı yapılan bölgede yaşanan tehlike ilk değil. 

Haziran 2022'de de altın madeninde siyanür taşıyan boru patladı. Zehirli atıklar Fırat Nehri üzerindeki İliç Barajı'na karıştı. 

O dönem açıklama yapan Anagold Madencilik Türkiye Sorumlu Müdürü Burhanettin Şahin, "Çıkan haberler tamamen asparagas. Bu haberi çıkaran yayan insanlar ile ilgili tamamen kanuni haklarımızı kullanacağız. Tamamen yalan ve yanlış bilgi. Patlayan boru ve konu soruşturuluyor bilgi veremem" ifadesini kullandı. 

Şahin siyanür iddialarına ilişkin dile getirilen iddiaların da 'yüzde 99'unun' yalan olduğunu ileri sürdü. 

Olaydan sonra hazırlanan tutanakta siyanür taşıyan boruda sabaha karşı 02.45’te patlama olduğu ve sabah 05.00’e kadar boş araziye yaklaşık 20 metreküp siyanürlü solüsyonun aktığı kayıt altına alındı. Bu rakamın da düşük yazıldığı iddia edildi. 

EN ÜST SINIRDAN PARA CEZASI VERİLDİ

Yapılan soruşturmada Anagold Madencilik kusurlu bulundu ve şirkete en üst sınır olan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası uygulandı. Anagold'un yarattığı tehlikeye karşı yıllardır uyarılarda bulunan  Metalurji Mühendisi Cemalettin Küçük o dönem Evrensel'den Nazife Yaşar'a yaptığı açıklamada da şu ifadeleri kullandı: 

'SÜREKLİ OLAN ŞEYE KAZA DENMEZ'

"“Sürekli olan bir şeye kaza diyemezsin. Orada daha önce de yağmur sularından kaynaklanan bir kaçma söz konusu olmuştu. Şimdi de siyanür sızıntısı yaşandı. Şirket sızıntıyı kabul ediyor nötralizasyon yaptıklarını söylüyor. Nötralizasyon denilen şey, çeşitli kimyasallar kullanılarak siyanürün hidrojen siyanür olarak buharlaşmasını engellemeye dönük yapılan işlemdir. Siyanür solüsyonu doğrudan araziye akmıştır. Akan bu solüsyonu temizleyebilmek, onu nötralize edebilmek, hidrojen siyanür gazı olarak buharlaşıp ortaya çıkmaması için nötürleştirme işlemi yapmak için çeşitli kimyasallar kullanarak bazik yapmaya çalıştılar. Ama kimyasallığı ortadan kalkmamıştır ve herhangi bir şekilde bu araziye bulaşmıştır. Şimdi siz gidip 150 metre aşağıdan numune alırsanız siyanür bulamazsınız. Çünkü PH’sı 9,5 üzerinde olması lazım. 9,5’un üzerinde olmayan siyanür solüsyonu hidrojen siyanür olarak buharlaşır. Onun için uzak mesafelere gidene kadar sudan alınacak numunelerde esas sayıyı belirten siyanür miktarını belirlemek zordur. Siyanür bulabilmek için anında ya da kısa süre içerisinde sızıntı bölgesinden örnek alacaksınız, bazik ortamda taşıyıp laboratuvarlarda bakacaksınız. Onun için, “doğaya, suya, havaya karışmamış” iddiası bilimsel olarak geçerli değildir."

'ÖNLEM ALINMAZSA DAHA BÜYÜK FELAKET OLABİLİR' 

Önlem alınmaması halinde daha büyük felaketlerin yaşanacağı uyarısında bulunan Küçük şöyle devam etti:

“Bu durum, daha ileride yaşanacak felaketlerin binde biri değildir. O açıdan bu kadar gündem olması ve büyük felaket olarak adlandırdığımız halde esas daha büyük felaketlerin beklentisi içinde olmamız lazım. Çevre Bakanlığı, Valilik soruşturma açmış. Hayırlı uğurlu olsun. Çevre Bakanlığı 16 milyon TL ceza yazmış. Ne olacak ki, doğayı temizleyebilir misiniz? Fırat’a vermiş olduğunuz zararı ortadan kaldırabilir misiniz? Dışarıya akan hidrojen siyanürün, hidrojen siyanür olarak buharlaşıp çevrede çözmüş olduğu ağır metalleri yerine monte edebilir misiniz? Bu maden çalışırken de zaten doğayı kirletmektedir. İlla kaza olması gerekmiyor.”

'SUÇ, DENETİM GÖREVİNİ YAPMAYANDA'

Madeni denetlemekle görevli bakanlık ve valiliğin, denetim ve izleme görevini yerine getirmediğini ifade den Küçük, “Suç başta kendilerindedir. Şirkete ceza yazarak kendilerini kurtaramazlar. Bakanlık ve çevre il müdürlüğü de suçludur. O yüzden burada savcılığın gerçek anlamda olaya el koyması lazım. Kesinlikle madenin kapatılması lazım. Siyanürle altın işletmeciliği ya da siyanürle kimyasal liç yöntemi uygulanarak maden işleminin yapılmaması gerektiğini söylüyoruz. Özellikle siyanürle altın işletmeciliği kesinlikle yapılmamalı.”

                                                      /././

Şaroğlu'ndan maden açıklaması: Çevre iller de etkilenecek (Ferhat Yaşar-duvaR)

Türkiye’nin ikinci en büyük siyanür havuzunun bulunduğu altın madeninde heyelan meydana geldi. CHP'li Polat Şaroğlu, "Çevre illeri etkileyecek. Doğayı, tarımı ve hayvanları etkileyecek" dedi.

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı Aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Erzincan'ın İliç ilçesinde bugün saat 14.30 sıralarında Eski Değirmen mevkisinde toprak kayması meydana geldi. Siyanür ve sülfürik asit dağlarının kaymasıyla çok sayıda işçi göçük altında kaldı. 

'DAHA VAHİM SONUÇLAR DOĞURACAK'

Çöpler Altın Madeni’ne ait siyanür havuzuna ilişkin uyarılarda bulunan CHP eski Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu, yaşanan felaketin çevre illeri etkileyeceğini belirtti.

"Buranın sıkıntılı olduğunu daha önce defalarca söyledik" diyen Şaroğlu, "200 futbol sahası büyüklüğünde bir havuzdan söz ediyoruz. Bütün çevre iller bundan etkilenecek. Bu siyanür buharlaşarak çevre illeri etkileyecek. Doğayı, tarımı, hayvanları etkileyeceğini söyledik. Meclis gündemine taşıdık. Ancak kimse bizi dinlemedi. 2023'ün başında sızıntı olmuştu. O zaman iki ay göstermelik kapattılar. Ancak çok büyük bir rant olduğu için tekrar açtılar. Bu patlama daha vahim sonuçlar doğuracak" ifadelerini kullandı.

(derleyen:mstfkrc)

İLİÇ - Çöpler Altın Madeni (DOSYA)- 14 ŞUBAT 2024 -

İliç'te göçüğe giden yol: Siyanür sızdırdı, ruhsatı iptal edilmedi, vergi borcu silindi, kârlarını katladı (Cengiz Anıl Bölükbaş - T24)

Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holding'in ortağı olduğu altın madeni yıllardır siyanür liçi yöntemiyle altın madenciliği yapıyor

Toprak kayması meydana gelen ve işçilerin göçük altında kaldığı Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni daha önce de birçok skandal ile gündeme geldi. AKP İstanbul Belediye Başkan Adayı olan Murat Kurum'un Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde tüm uyarılara rağmen kapasitesi artırılan madene ait ÇED raporunda, proje alanında toprak kayması riski bulunmadığı belirtildi. 2022 yılının haziran ayında madendeki siyanür taşıyan boru patlayarak İliç Nehri'ne karıştı. Patlamanın ardından ruhsatı iptal edilmeyen şirket, 3 ay sonra yeniden faaliyetlerine başladı. Ayrıca, Kanadalı ortağının bilançosunda, Anagold Madencilik'in 7,2 milyon dolarlık vergi borcunun silindiği ortaya çıktı. Kanadalı SSR Mining'in madenden 2020-2023 yılına kadar yaklaşık 1,5 milyar dolar gelir ve 334,6 milyon dolar kar elde ettiği belirlendi. Çalık Holding de, 2012-2020 yılları arasında öz kaynaklarını yaklaşık dokuz kat artırdı. Holdingin sahibi Ahmet Çalık Forbes'un listelerine girdi.

Erzincan'ın İliç ilçesinde Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holding'in ortağı olduğu Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu geniş bir alanda toprak kayması meydana geldi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, göçük altında işçilerin olduğunu belirtirken; CHP İliç İlçe Başkanı Mesut Güz, ailelerin tespitleriyle 10-15 işçinin öldüğü iddiasını aktardı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayla ilgili 4 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise göçük altında 9 kişinin kalmış olma ihtimalini değerlendirdiklerini söyledi.

Fay hattındaki maden

Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holding'in ortağı olduğu altın madeni yıllardır liç yöntemiyle altın madenciliği yapıyor. Madeni işleten Anagold Madencilik'in yüzde 80'i Kanadalı SSR Mining, yüzde 20'si ise Çalık Grubu'na ait.

Yıllardır siyanür ve sülfrik asit yayan ve bölgede ekolojik yıkıma neden olduğu belirtilen madende, açık ocak madencilik faaliyetleri ile oksitli ve sülfitli cevher çıkarılıyor. Madende ayrıca, dore altın ile gümüş ve bakır keki üretimi gerçekleştiriliyor. Madencilik faaliyetinin gerçekleştiği alan, aktif bir fay hattı olan Bingöl-Yedisu Fay Hattı'nda yer alıyor. Maden ayrıca Türkiye'nin en büyük ikinci altın madeni. 

Fırat Nehri'ne 600 metre mesafede ve 200 futbol sahası büyüklüğünde, 1280 metre derinlikte bir maden sahasının kapasitesi 640 futbol sahasına çıkarılmak isteniyor. Maden daha önce de siyanür sızıntısı, kapasite artırımı ve vergi borçları silinmesi skandallarıyla gündeme gelmişti. 

Kapasite artışına itiraz edildi, Murat Kurum onayladı 

Proje 2008’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu aldı. 2014 ve 2021’deki yeni ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışı yapıldı. Bu süreçte ÇED Raporu'nun iptali istemiyle birçok dava açıldı. 

Anagold’un altın madenine ilişkin ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açılmıştı. Erzincan İdare Mahkemesinde görülen davada projenin çevresel etkilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmediği belirtildi. Yargılama sürecinde yapılan bilirkişi raporunda projenin toplam olumsuz etkilerinin tahammül edilebilir boyutta olduğu ve olumlu kararın ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen teknik kriterlere ve eşik değerlere uygun olduğu ifade edildi. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak açılan davayı reddetti. Temyiz edilen kararı görüşen Danıştay 6'ncı dairesi 20 Şubat 2020 tarihinde kararın hukuk ve usule uygun olduğunu belirtti. Danıştay, kararın bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddi ile kararın onanmasına oyçokluğuyla karar verdi.

Haziran 2023’te TMMOB’un açtığı davayı değerlendiren Danıştay 6’ncı dairesi, yeniden bilirkişi keşfi yapılmasına karar verdi. Danıştay 6’ncı dairesi, yerel mahkeme tarafından yaptırılan keşfin özetle "yetersiz" olduğuna karar verdi. Danıştay’ın ardından AYM de madenle ilgili yapılan bireysel başvuruya benzer gerekçeler nedeniyle hak ihlaline karar verdi.

İliç’te yaşayan Eşref Demir’in başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi de (AYM), projeye verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının yanı sıra, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından yapılan bilirkişi keşfinin eksikliklerini içeren 18 maddelik bir karara imza attı.

Kapasite artırımı, AKP İstanbul Belediye Başkan adayı Murat Kurum'un Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı olduğu dönemde onaylanan madene ait faaliyetlerine yönelik hazırlanan ÇED raporunda, alanda toprak kayması riski bulunmadığı belirtildi.

Siyanür sızdırdı, ruhsatı iptal edilmedi, 3 ay sonra faaliyete başladı 

İliç'teki altın madeninde 2022 yılının haziran ayında siyanür taşıyan boru patladı. Zehirli atıklar Fırat Nehri üzerindeki İliç Barajı'na karıştı. O dönem açıklama yapan Anagold Madencilik Türkiye Sorumlu Müdürü Burhanettin Şahin, siyanür sızıntısına ilişkin iddiaları "tamamen asparagas" diyerek reddetti.

Patlamadan sonra hazırlanan tutanakta siyanür taşıyan boruda sabaha karşı 02.45’te patlama olduğu ve sabah 05.00’e kadar boş araziye yaklaşık 20 metreküp siyanürlü solüsyonun aktığı kaydedildi. Tutanakta belirtilen miktarın düşük yazıldığı ileri sürüldü. 

Yapılan soruşturmada Anagold Madencilik kusurlu bulundu. Şirkete en üst sınır olan 16 milyon 441 bin TL idari para cezası uygulandı. 21 Haziran 2022'de faaliyetine son verilen ancak ruhsatı iptal edilmeyen şirket, 3 ay sonra yeniden açılarak madendeki faaliyetlerine devam etti. 

7,2 milyon dolarlık vergi borcu silindi 

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleriyle ilgili iptal davalarının devam ettiği Çöpler Kompleks Madeni'ni işleten Anagold Madencilik'in 7,2 milyon dolarlık vergi borcunun silindiği, şirketin yüzde 80 ortağı olan Kanadalı altın madeni şirketi SSR Mining'in bilançosunda ortaya çıktı.

SSR Mining'in Türkiye'de önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunduğu ifade edilen 2023 üçüncü çeyrek finansal raporuna göre, şirket, 12 Mart 2023'te yürürlüğe giren yasa uyarınca yaptığı vergi affı anlaşması uyarınca 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi, faiz ve cezayı sıfırladığını ve 8,6 milyon yerine 1,4 milyon dolar nakit ödeme yaptığını beyan etti.

Raporda ayrıca Türkiye'de kurumlar vergisinin bu yıl yüzde 20'den 25'e çıkarıldığı ancak Türk Lirası'ndaki değer kaybı nedeniyle buradan gelecek vergi artışının dengelendiği belirtildi. 

Dokuz ayda 323 milyon dolar

SSR Mining'in finansal tablolarında, şirketin Çöpler Altın Madeni'ndeki faaliyetlerine çok yüksek kâr ettiği yer aldı. Tablolara göre, madenden yılın dokuz ayında 322,8 milyon dolar gelir elde eden şirketin kârı da 46,5 milyon dolar oldu. Şirket ayrıca, bu madenden 2020'den bu yana da, yaklaşık 1,5 milyar dolar gelir ve 334,6 milyon dolar kar elde etti.

8 senede özkaynakları 9 kat arttı 

Çöpler Altın Madeni'nden yüksek kârlar kazanan Çalık Holding, aynı zamanda AKP iktidarı döneminin en hızlı yükselen gruplarından biri. Şirket, bu dönemde özelleştirmeler, TOKİ ihaleleri, yurtdışı anlaşmaları ve uygun kredi koşullarıyla enerjiden telekoma, finanstan tekstile, inşaattan medyaya kadar birçok sektörde hızla büyüdü.

Şirkete ait olan DAPRAŞ, 2010 yılında Ceyhan’da rafineri projesi için 14.8 milyarlık yatırıma teşvik belgesi aldı. Eski Hazine ve Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak 2007 yılında Çalık Holding'e genel müdür olarak atandı.

Şirket, yıllık faaliyet raporlarına göre, 2012'den 2020'ye öz kaynaklarını yaklaşık dokuz kat artırarak, 1 milyar 600 milyon liradan 13 milyar 900 milyon liraya çıkardı. Holdingin sahibi Ahmet Çalık da, bu dönemde Forbes'un 2021 listesinde 1,5 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zenginleri arasında 2035'inci sırada yer aldı. Çalık, Forbes Türkiye'nin 2020'de hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesinde de 1,5 milyar dolarlık servetiyle 15'inci sıraya yükseldi. 

Bu süreçte, Pandora Belgeleri'nde şirketin hesaplarında milyon dolarlar olan offshore firmaları ortaya çıktı. 

Şirketin iddialara yanıtı

Anagold Madencilik, 14 Aralık Aralık 2023'te, hakkındaki suçlama ve iddialarla ilgili olarak; 'vergi borcu sillinmesi' sürecini de kapsayan şu açıklamayı yapmıştı:

"Çöpler Maden İşletmemiz hakkında bazı medya organlarındaki şirketimizle ilgili gerçeği yansıtmayan asılsız iddialar üzerine açıklama gereği duyulmuştur. Öncelikle Çöpler Maden İşletmemiz, açıldığı günden bu yana Türkiye’deki ilgili kanun ve yönetmeliklere, ayrıca AB ülkeleri, ABD ve Kanada’da uygulanan dünya standartlarındaki en üst seviye yönetmelikler ve yönergelere (OSHA, MSHA, ICMM, IFC gibi) tam uyumlu bir şekilde çalışmaktadır. İşletmemiz, ilgili bakanlıklar ve devlet kurumları ile uluslararası organlar ve bağımsız denetçiler tarafından düzenli olarak denetlenmektedir. Ulusal ve uluslararası standartlara sahip en modern üretim teknikleriyle faaliyet gösteren işletmemizde kapasite artışı ve flotasyon tesisi yatırımı kararı alınarak ilgili proje kapsamında halihazırda zaten faaliyette olan Çöpler Kompleks Madeni’ne ait mevcut açık ocaklarda üretim artışı, buna bağlı olarak yığın liç tesislerinde kapasite artışı ve işletme verimliliğini artırmak için flotasyon ihtiyaçları doğrultusunda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlanmıştır. 27/12/2019 tarihinde başlatılan '847, 49729 ve 20067313 Ruhsat Nolu Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesi' Çevresel Etki Değerlendirme süreci, kurulan komisyondaki bütün kamu kuruluşlarınca uygun bulunmuş ve 07/10/2021 tarihli 6421 sayılı 'ÇED Olumlu Kararı' alınarak tamamlanmıştır. Bu karara istinaden projenin diğer ilgili izinleri de tamamlanarak yatırıma başlanmıştır.

"Tesislerimizin tasarım süreçlerinde deprem olasılığına karşı risk analizleri yapılmıştır"

ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline karşı ilgili bakanlığa açılan davada ise keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi incelemesi 06 Aralık 2023 tarihinde yapılmış olup konu hakkında dava sürecinin tamamlanması beklenmektedir. İlgili haberinizde Bingöl-Yedisu fay hattının Çöpler altın Maden’inin altından geçtiği yönündeki iddianız asılsız ve gerçeği yansıtmamaktadır. Bingöl-Yedisu fay hattı, Kuzey Anadolu Fayı'nın doğusunda Erzincan Havzasının doğusu ile Bingöl iline bağlı Yedisu ilçesi arasındadır. Bu fay hattının en yakın noktasının maden sahamıza olan uzaklığı kuş uçuşu 110 km’dir. Bu fayın maden sahasının altında bulunduğu iddiası tamamen asılsızdır. Bu kadar uzak mesafede olan bir fay hattının 110 km ötede yıkıcı etkide olacağı iddiası tamamen bilimsellik dışıdır. Çöpler Madeni’nin, düzenli analizleri yapılan ve söylendiği gibi bir zehirli atık havuzu olmadığı raporlarla ispatlanmış ADT Havuzunun ve diğer tesislerinin altından veya çok yakınından geçen AKTİF FAY hattı yoktur. Öte yandan tüm tesislerimiz tasarım süreçlerinde deprem olasılığına karşı ilgili ulusal ve uluslararası standartlara göre risk analizleri yapılmıştır. Geçmişte yaşanmış tüm deprem verileri de söz konusu risk analizlerine dahil edilmiştir. İnşaat sürecinde ise tüm bu analizler doğrultusunda ve ilgili mevzuatlara göre inşa edilmişlerdir. Deprem anında söz konusu tesislerin yıkılacağı söylemlerinin hiçbir dayanağı olmadığı gibi bu iddia bilimsellikten de çok uzaktadır. ÇED raporundan bire bir alınarak haberinize dahil edilen türlerin korunması, endemik bitkilerin serada yetiştirilmesi gibi taahhütlerimiz de zaten en hassas bir şekilde yerine getirdiğimiz faaliyetlerimiz arasındadır. 

"Firmamızın vergi borçlarının silindiği yönündeki iddia gerçeği yansıtmamakta"

Yine ilgili haberinizde geçen firmamızın vergi borçlarının silindiği yönündeki iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Vergi konusu ile ilgili olarak; şirketimizin halihazırda ödemiş olduğu bir vergiye ilişkin vergi idaresi ile stopaj oranına ilişkin devam eden bir mahkeme sürecinde, 12 Mart 2023 tarihli tüm ticari işletmeleri kapsayan bir mevzuat değişikliğine istinaden, vergi tarhiyatlarına ilişkin borçların yapılandırılması imkânı ortaya çıkmıştır. Şirketimiz Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre aynı hakka sahip diğer tüm şirketler gibi sadece bu yasal hakkını kullanmış ve yeniden yapılandırma yoluna gitmiştir. Dolayısıyla haberde belirtildiği şekilde vergi borçlarının silinmesi söz konu değildir.

"Çevresel sürdürülebilirliğe uygun şekilde faaliyetlerini sürdürdüğümüzü bildirmek isteriz"

Şirketimizin diğer ülkelerdeki maden sahalarında olduğu gibi Çöpler Altın Madeninde de Türkiye ve uluslararası mevzuatlara uyumlu olarak, insan sağlığına ve çevresel sürdürülebilirliğe uygun şekilde faaliyetlerini sürdürdüğümüzü bir kez daha bildirmek isteriz. Şirketimiz bu zamana kadar Türkiye ekonomisi ve bölge halkına en yüksek katkı sağlayarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, bundan sonra da yine aynı şekilde en yüksek katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi belirtiriz." 

                                                             /././

15 yıldır Çöpler Madeni’nde çalışan işçi: Gün içinde çatlaklar vardı, çalışmaya devam edildi (Nisa Sude DEMİREL-EVRENSEL)

Gün içerisinde sahada çatlaklar oluştuğunu söyleyen 15 yıllık maden işçisi: Sahanın boşaltılması lazımdı ancak çalışmaya devam edildi. Defalarca anlatmamıza rağmen dikkate alınmadık.

Erzincan İliç’te ilçesinde Anagold’a ait madende pasa dağında yaşanan göçüğün ardından aynı madende 15 senedir çalışan bir işçi Evrensel’e konuştu. Gün içerisinde sahada çatlak oluştuğunu, kırık olduğunu anlatan işçi, “Sahanın boşaltılması lazımdı ancak çalışmaya devam edildi. Elbette bazı şeyler öngörülemeyebilir ancak buranın uçma ihtimali biliniyordu. Sadece mühendis gözüyle de değil, herhangi bir vatandaş buradaki tehlikeleri kolaylıkla görebilirdi. Biz de defalarca anlatmamıza rağmen dikkate alınmadık, sonucunda da böyle bir olay oldu” dedi.

“FELAKET GELİYORDU”

Bilgisi dahilinde göçük altında 9 işçi olduğunu, birkaç işçinin kendi çabalarıyla göçükten çıktığını anlatan işçi, böyle bir durumun yaşanacağını haber veren pek çok belirti olduğunu söyledi. Bir önceki sene kopma yaşandığını aktaran işçi, “Membran kopmasını görmek zor bir şey değil. Dik yamaçta olduğundan ve üstünde sıvılaştırılmış toprak olduğundan kolayca sezilir kayma olduğu. Biz de bunu defalarca belirttik ama hiç kimse bizi dikkate almadı. Bu felaket bile bile geliyordu. Bizi dinlememelerine akıl sır erdiremiyorum” diye konuştu. İşçi, siyanürlü toprağın baraja doğru ilerlediğini ve Fırat nehrine karışma ihtimali olduğunu da söyledi.

“SIKINTILARI ANLATINCA İŞİMİZLE TEHDİT EDİLDİK”

Madende belli aralıklarla iş kazalarının yaşandığını, bunlara karşı ‘kısmen’ önlemler alındığını anlatan işçi, “Bir sıkıntı olduğunda insanlar işleriyle tehdit ediliyordu. Türkiye’deki işyerlerinin çoğu böyle ama burası bir maden, siyanür sahası olduğu için sonuçları da daha ciddi oluyor” diye konuştu. Yakın zamanda bir kısım işçi olarak maden içindeki yaşanan sorunlardan dolayı Maden İş’ten Bağımsız Maden İş Sendikasına geçtiklerini anlatan işçi, “Sendikanın bizim ve işverenin arasını kopartıp, sıkıntılarımızı ilettiğimizde baskı, tehdit uygulayan, performansla tehdit eden, işverenin inzibat görevlisi haline gelmişti. Daha önceden aldığımız haklardan dolayı çok kötü çalışma koşullarımız yoktu ama 2017’den itibaren yereldeki ufak tefek birkaç şirkete ve belediyenin ‘hanedan üyeleri’ne iş vermek için sendikayla bir olup iyice sesimizi kısmaya çalıştılar. İyice baskı uyguluyorlar, kapalı devre yaşanıyor her şey” dedi.

“DAHA BÜYÜK FELAKETLER YOLDA”

Madende Çakmaktepe ve Ardıçlı mevkilerinde ocak kapasitesi artırımına gidilmiş olduğunun iddia edildiğini anlatan işçi, Abdullah Paşa Mahallesi ve Kazım Karabekir Mahallesinde sarsıntılar olduğunu aktardı. Bu iki mahallede özellikle yüksek katlı binaların ‘beşik gibi’ sallandığını ifade eden işçi, “Her kuruma söylendi ama kimse dikkate almıyor, maden ‘biz bir şey yapamayız’ diyor. 3-4 aydır başımıza bela oldu. Daha büyük felaketler bizi bekliyor” dedi.

                                                           /././

TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Başkanı Türkkolu: "Göçük altında kalan madenciler, resmi rakamın 5 katı" (Ege Vural Hükümdar/T24)

"Açıldığı zamandan beri bölge sağlığını tehdit eden bir madendi" TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Başkanı İrfan Türkkolu, Erzincan İliç’te meydana gelen heyelan ile ilgili yetkilileri on yıldan beri uyardıklarını ifade ederek "Bize gelen açıklamalar resmi rakam ile uyuşmuyor, göçük altında kalan madencilerin resmi rakamın beş katı olduğu yönünde bir bilgi geldi bize” dedi.

Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen toprak kaymasının ardından bölgede arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. Daha önce siyanür sızıntısıyla da gündeme gelen madende yaşanan toprak kaymasının sebebinin siyanürlü toprak olduğu söylenirken, Türkkolu, "Heyelan olmadan önce dahi yetkilileri defalarca uyardık, açıldığı zamandan beri bölge sağlığını tehdit eden bir madendi" diye konuştu.

"Bize gelen açıklamalar, resmi rakam ile uyuşmuyor"

Yetkililer tarafından yapılan kayıp sayısı açıklamasının gerçeği yansıtmadığını belirten Türkkolu, “Açıkçası bize gelen açıklamalar resmi rakam ile uyuşmuyor, göçük altında kalan madencilerin resmi rakamın beş katı olduğu yönünde bir bilgi geldi bize” dedi. Arama ve kurtarma çalışmalarına katılacak olan ekiplerin mutlaka eğitimli kişiler olması gerektiğinin altını çizen Türkkolu, başka faciaların önüne geçilebilmesi için hızlı ve profesyonel müdahalenin olması gerektiğini vurguladı.

"Kaç kere kapatılmasını söyledik"

Madenin zararları ve kapatılması gerektiği konusunda yetkililerin defalarca kez uyarıldığını belirten Türkkolu, “Sadece şimdi değil, açıldığı zamandan bu yana bölge sağlığını tehdit eden bir madendi. Kaç kere kapatılması gerektiğini söylesek de yetkili kişiler maalesef madenin kapasitesini artırarak bize cevap verdiler” dedi.

"Yağmur yağarsa bölgede gaz zehirlenmesi meydana gelir"

Yaşanan olayın ardından en büyük temennilerinin gaz zehirlenmesi meydana gelmemesi adına yağmur yağmamasının olduğunu söyleyen Türkkolu, bir an önce bölge halkının sağlığı için gerekli adımların atılması konusunda yetkililere seslendi. Toprak kayması gerçekleşen alanda bulunan siyanürün otuz kilometrelik bir çevreyi etkileyeceği de belirtilirken gerekli ekipmanı ve eğitimi olmayan kişilerin de arama ve kurtarma çalışmalarında rol almaması gerektiği vurgulandı.

Bölgede bulunan odalar ve inisiyatiflere en kısa sürede toplantı yapmak için yolda olduğunu belirten Türkkolu, konunun öncesinde de olduğu gibi şimdi de takipçisi olacağının altını çizdi.

                                                             /././

Facianın meydana geldiği madende Murat Kurum detayı: İliç'teki madenin kapasite artışına onay vermiş (Cumhuriyet)

Erzincan İliç’te Kanadalı altın maden şirketi SSR Mining ve Çalık Grubu bünyesinde bulunan Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde bugün 14.28 sıralarında toprak kayması meydana geldi.

Facianın meydana geldiği Çöpler Altın Madeni’ni uzmanların uyarılarına karşın sık sık kapasite artışlarıyla da gündeme geldi. Konuyla ilgili tartışmalar sürerken geçen yıl madende kapasite artışına gidildiği ve bunun onayının AKP İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum’un Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde verildiği öğrenildi. 

AKP’nin İBB Başkanlığı’na aday gösterilen Murat Kurum’un görev döneminde, 31 Aralık 2019 tarihinde, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2. Kapasite Artışı onay süreci başlatılmıştı. Bakanlığın internet sitesinden konuya ilişkin şu açıklama yapılmıştı: “Erzincan il İliç, ilce Çöpler mevkiinde Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan 847, 49729 ve 20067313 Ruhsat Nolu Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Başvuru Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 8. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve uygun bulunmuş olup, projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci tamamlanana kadar süreç ile ilgili her türlü bilgiler ve projeye ilişkin görüş, soru ve öneriler Erzincan Valiliğine (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilebilir.İlgililere ve kamuoyuna duyurulur.”

                                                         /././

Altın madenine soruşturma açtığı için yargılanan İlhan Cihaner: Ne yazık ki böyle olacağı belliydi (Cumhuriyet)

Anagold'un maden sahasında meydana gelen faciaya ilişkin konuşan eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, yargının gerekli hassasiyeti göstermediğini kaydederek "Ne yazık ki böyle olacağı belliydi" dedi. Cihaner, İliç Anagold Altın Madeni'ne açtığı soruşturmadan dolayı tutuklanmıştı.

Yaşanan 'siyanür sızıntısı'na rağmen Kanadalı madencilik şirketi Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni'nde bugün saat 14.30 sıralarında Eski Değirmen mevkisinde toprak kayması meydana geldi.

Yaklaşık 667 işçiden 9'una henüz ulaşılamazken faciayla ilgili bir açıklama da yıllar önce yürüttüğü Anagold soruşturmasının ardından tutuklanan eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'den geldi.

'ÇOK BÜYÜK ŞAİBELER VAR'

bianet'ten Vecih Cuzdan ve Tuğçe Yılmaz'a konuşan İlhan Cihaner, İliç'te facianın yaşandığı Anagold Altın Madeni sahasındaki icraatların meşruiyetine dair şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bir kere bunun böyle olacağı defalarca işaretini aldığımız bir süreç. Böyle olacağı belliydi. Çünkü geçenlerde de bir siyanür borusu patlamıştı, delinmişti. Önce inkâr edilmişti, daha sonra uzunca bir süre kapatılmıştı. Fakat maden yeniden çalışmaya başlamıştı. İliç örneğinde kuruluşundan itibaren çok büyük şaibeler var. Orada ben bir soruşturma başlattığımda, maden şirketi tarafından buradaki ilgili kişilere rüşvet verilerek ruhsat alındığı, çevre değerlendirme raporunun manipüle edildiği ortaya çıkmıştı. Ancak maalesef daha sonra bu soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmediğini gördük."

'MALESEF YARGI GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERMİYOR'

Orada bir avuç yurtsever, madenci, sendikacı yıllarca bu mücadeleyi veriyor. Maalesef yargı da gerekli hassasiyeti göstermiyor. Devlet zaten tüm kurumlarıyla bu yağmacı sistemin arkasında duruyor. Bugün de maalesef böyle bir felaket yaşandı. Tek beklentimiz, temennimiz can kaybının olmaması ya da az olması. Fakat bunun artık uyandırmış olması lazım bizi.

'ÖNLEMLERLE ÖNÜNE GEÇİLEMEZ'

Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası’ndan Cemalettin Küçük yıllardır bunların mücadelesini veriyor. Küçük, keşif sırasında bile bu tarz bir şeyin olacağını dile getirmişti. Bu tarz bir kazanın önlemlerle, yapılan oradaki işletme tekniğiyle önüne geçilmesinin mümkün olmadığını yıllardır anlatıyor. Yine Sedat Cezayirlioğlu var, orada yerli halktan birisi. Yıllardır bunu dillendiriyor. Bunun mücadelesini veriyor ama maalesef yağmacı kapitalizmin geride büyük bir yıkım bırakarak terk ettiği topraklardan birisi olacak. Bu yüzden çok öfkeli ve üzüntülüyüz."

'BİR SİYASİYİ ORTAK EDEREK İŞLERİN YOLUNDA GİTMESİNİ SAĞLADI'

Erzincan’daki altın madeni kuruluşundan itibaren şaibeli. Yani sadece siyanürle altın çıkarma projesinin ortaya koyduğu riskler, tehditler açısından değil. Örneğin bir siyasiyi kendisine ortak ederek işlerinin 'yolunda gitmesini' sağladı. Bu şirketin ortakları siyaseten güçlü isimlerden seçilmiş. Bunların etkisi olmadığını söylemek herhalde saflık olur.

'SÜREKLİ ALANINI GENİŞLETİYOR'

Başlı başına zaten devasa uluslararası bir firma. Sermayeden gelen bir gücü var. E onun karşısında dava masraflarını bile kendi cebinden ödemeye çalışan bir avuç insan var. Düşünün şimdi böyle bir şeyle mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Oysa burada asıl süreci takip etmesi gerekenin devlet kurumları olması lazım. Savcılıkların olması lazım, çevre suçları yönünden. Ama maalesef yurttaşlar böyle bir mücadele veriyor. Orada da tabii ki asimetrik bir mücadele var.

Etkin bir soruşturma yapılmadı, orada büyük bir kaza yaşandığı halde tekrar çalışma izni verildi. Sürekli alanını genişletiyor ve tüm Türkiye de maalesef seyrediyor."

CİHANER VE ANAGOLD SORUŞTURMASI

İlhan Cihaner Erzincan Başsavcısı olarak atandığı dönemde yerel haberleri takip ederken kendisine bir ihbar ulaştı. Bunun üzerine İliç Savcısı Bayram Bozkurt''a soruşturma başlatması talimatını verdi.

Aradan bir yıl geçmesine rağmen Gülen cemaati mensubu savcı Bayram Bozkurt soruşturmayı sonuçlandırmadı. İlhan Cihaner, savcının rüşvet aldığını şöyle anlattı:

"Savcı Bayram Bozkurt bu soruşturmayı bahane ederek altın madeninin ABD''li müdüründen rüşvet talep etmiş ve maaşa bağlamışlar. Köy muhtarı Cahit Keklik''e göre ise Savcı Bayram Bozkurt 10-15 bin TL versinler işi kapatayım. Hatta 15 bin de az, 25 bin kadarcık'' diyerek rüşvet istemişti. İl jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu''nu ziyaret eden ABD''li müdür savcının rüşvet istediğini beyan ediyor."

İlhan Cihaner, bunun üzerine savcı Bayram Bozkurt hakkında rüşvet soruşturması başlattı.

Cihaner bir gün makamına geldiğinde masasında Adalet Bakanlığı''ndan gelen "Elinizdeki soruşturmayı derhal bize gönderin" ifadelerine yer veren bir talimat yazısı gördü.

Bu talimat üzerine soruşturmayı fezlekeye bağlayarak resmi kayda geçirdi. Dosya Cihaner'den alınarak Adalet Bakanlığı'na gönderildi.

Aynı dönem hem İsmailağa Cemaati'ne hem de Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma başlatan Cihaner hakkında "rüşvet alma" suçlaması ile soruşturma başlatıldı.

Soruşturma "EFE" kod adlı bir gizli tanığın ifadesine dayandırıldı.

Cihaner 16 Şubat 2010 tarihinde özel yetkili savcı Osman Şanal tarafından makamında gözaltına alındı ve ardından tutuklandı.

"EFE" kod adlı bu gizli tanığın Cihaner''in hakkında soruşturma başlattığı savcı Bayram Bozkurt olduğu ortaya çıktı.

                                                          /././

Ünlü yer bilimciden Erzincan'daki faciaya ilişkin uyarı: Fırat'a ulaşması, bütün yaşamın bitmesi demek (Cumhuriyet)

Erzincan İliç'teki altın madeninde meydana gelen toprak kayması faciasının ardından yer bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal'dan uyarı geldi. Toprak kaymasıyla malzemenin Fırat'a ulaşmasının acilen önlenmesi uyarısında bulunan Pampal, "Fırat’a karışması demek bütün yaşamın bitmesi demek" dedi.

'NEHRE ÇOK YAKIN'

Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, Habertürk’te yaptığı açıklamada, “Bu işlenmiş topraktır. Altının çıkarılması için işlenen zehirli siyanürlü madde ve onun için kimyasal kullanılan, altını ayırmak için işlemden geçirilen toprak bu maalesef. Üst üste yığılmış bir dağ gibi bir yığın olmuş. Bu mevki Fırat Nehrine de 700-800 metre mesafede, çok yakın. Fırat’a karışması demek bütün yaşamın bitmesi demek. Fırat’a ulaşması acilen önlenmelidir. O vadinin önü kapatılmalıdır" ifadelerini kullandı.

                                                     /././

Binali Yıldırım: Siyanürlü alanda heyelan yok, binde bir ihtimal olsa da membranla tedbir alınıyor (duvaR)

AK Partili Yıldırım, İliç'teki madende göçen bölgede siyanür olmadığını savundu: Ayrıştırma yapılan kimyasal ayrı bir yerde depolanıyor. Orada ne heyelan ne de başka bir hareket var...

Eski TBMM Başkanı AK Partili Binali Yıldırım, toprak kayması meydana gelen ve resmi açıklamaya göre 9 işçinin göçük altında kaldığı Erzincan İliç'teki maden ocağında inceleme yaptı.  

Burada bir açıklama yapan Yıldırım, toprak kaymasının olduğu alanda siyanür bulunmadığını savundu. 

"Alan, aşağı yukarı belli ama geniş bir alan. En az 300 dönümlük bir alan. Bir iki kepçeyle girilip alınacak bir şey değil. Milyon metreküp mertebesinde bir toprak hareketinden bahsediyoruz" diyen Binali Yıldırım şöyle devam etti: "Yani yığma yapılan bölge, açık maden sahası. Açık maden sahasından yığma yapılan mahalin her iki tarafına doğru bir kayma var. Olay anından itibaren yapılan çalışmalar sonucunda büyük miktarda arkadaşların sahadan uzaklaştırıldığı ancak kaymanın olduğu istikamette hayli uzakta bulunan bir tarafta 8, diğer tarafta 1 çalışanımızın bu toprak hareketinden etkilendiği ve toprak altında kaldığı değerlendiriliyor. Sayı toplam 9 kişi, tespit bu yönde." 

'KİMYASAL AYRI YERDE DEPOLANIYOR'

Ekiplerin çalışmalarına değinen Yıldırım, şöyle konuştu: "Çevre ışıklandırması yapıldı. Termal cihazlarla sinyal alma, yani göçük altında olduğu tahmin edilen ve düşünülen arkadaşlara ulaşmak için gereken çalışmalar şu anda yapılıyor.

(Siyanür) Bu konuda da özellikle ben arkadaşlara sordum. Aslında bu ayrıştırma yapılan kimyasal ayrı bir yerde depolanıyor. Orada herhangi bir şey yok, ne heyelan ne de başka bir hareket. Kayan yer açık kazının yapıldığı yerden çıkarılan ve madenin ayrıştıktan sonra yığılan toprak kayıyor. Bu toprakta olmadığı düşünülüyor ama 'ola ki zehirleyici bir madde olabilir' diye, binde bir ihtimal bile olsa arkadaşlar membranla tedbir alıyor." 

Torba yasadaki maden kanunu değişiklikleri ne anlama geliyor? | Yasa dışı nükleer atık ticaretine yasal kılıf! (Özer AKDEMİR-EVRENSEL)

Gündemdeki torba yasaya ilişkin konuştuğumuz çevre-ekoloji avukatlarından Arif Ali Cangı, “Yasa dışı nükleer atık ticareti yasal hale gelebilir” uyarısında bulundu.

Enerji alanında düzenlemeler içeren maden kanunu teklifi, Erzican İliç’teki Anagold altın madeninde yaşanan faciadan dolayı genel kurulda görüşülmedi. 14 Şubatta görüşülmesi planlanan 16 maddelik yeni torba yasa değişiklikleri teklifi AKP tarafından 29 Ocak’ta komisyona sunulmuştu. Torba yasaya ilişkin konuştuğumuz çevre-ekoloji avukatlarından Arif Ali Cangı, değişiklikleri “Denetimsizliği artıran madencilere kıyak yasa değişikliği” olarak yorumladı. Rus Rosatom firmasına ait Akkuyu Nükleer Santraline tanınan kıyağa dikkat çeken Cangı, “Yasa dışı nükleer atık ticareti yasal hale gelebilir” uyarısında bulundu.

Maden Kanunu’ndan, Enerji Kanunu’na, nükleer düzenlemelerden, yenilenebilir enerji mevzuatına kadar birçok yasada değişiklikler ve düzenlemeler öngören yasa teklifini madde madde değerlendiren Cangı madde madde değişiklikleri değerlendirdi.

‘GİZLİ KAPAKLI YAPILAN İŞLERİN ÖNÜ AÇILABİLİR’

MADDE 1- 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının altıncı cümlesinde yer alan, “diğer grup maden işletme ruhsat sahalarında beş yıl” ibaresi madde metninden çıkarılmıştı. Bu değişikliğe ilişkin konuşan Cangı, “Burada IV. grup dışındaki maden sahalarındaki UMREK raporu hazırlama zorunluluğu kaldırılmaktadır. UMREK raporunun amaçlarından birisi ‘madenlerin aranması, araştırılması ve üretilmesi ile ilgili açık, güvenilir, uygulanabilir kaynak ve rezerv bilgilerini oluşturmak’. Yasa değişikliği ile IV grup dışındaki madenlerde, denetimsizliğin, gizli kapaklı iş yapılmasının önü açılabilir. Bu madenlerde çalışanların iş güvenliğinin tamamıyla ortadan kalkmasına, çevresel etkilerin göz ardı edilmesine, o tür madenlerde kaçakçılığa yol açabilir” uyarılarında bulundu.

YILLIK SATIŞIN YÜZDE 1’İ DE MADENCİYE GİDEBİLECEK

2.maddede 3213 sayılı Kanun’un 47. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “madenler için” ibaresinden sonra gelmek üzere “UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile” ibaresi eklendi. Bu eklemeyle denetimsiz şekilde buluculuk hakkı dağıtılmak istendiğini söyleyen Cangı, “Dolayısıyla ‘Yıllık ocak başı satış tutarının yüzde 1’i’ maden işletmezcisinin cebine girecek” dedi

MADEN TESPİT EDİLEMEYEN SAHALAR NE OLACAK?

3. maddede, 3213 sayılı Kanun’un geçici 40’ncı maddesinde yer alan, “diğer grup maden işletme ruhsat sahalarında beş yıl” ibaresi madde metninden çıkarıldı. Cangı, “Bu değişiklikle de rezerv olup olmadığına bakılmaksızın, ellerindeki ruhsatın tamamında hak ileri sürebilmeleri için 28 Şubat 2024 tarihine kadar UMREK raporu hazırlamak zorunda olan IV. grup madencilerin bu zorunluluğu ortadan kalkıyor. Bu madenciler, maden tespit edilmeyen sahaları ellerinde tutarak ne yapacaklar?” diye sordu.

YASA DIŞI ATIK TİCARETİ YASAL HALE Mİ GELİYOR?

14. maddede, 5/3/2022 tarihli ve 7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu’nun 14’üncü maddesinin yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve sonraki fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(8) İşleten, taşıyıcı ile yapacağı yazılı sözleşmeye taşıyıcının talebi ve işletenin muvafakatinin bulunduğuna dair konulacak açık hükümlerle nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilir. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, bu Kanun kapsamında işleten olarak sorumludur.” Değişikliğini değerlendiren Cangı, “Bu değişikliğin amacı ne? Şeytanın avukatlığına soyunduğumuz zaman akla gelenler; Bu kanun değişikliğinin amacı, Akkuyu’nun sahibi, Rus Rosatom firmasına kıyak olmasın? Taşıcı firmalar oluşturulup, sorumluluk ona atılmaya çalışılıyor gibi. Bu ülkemizi nükleer yakıtın ve atıklarının ticaret sahası haline getirmesin... Gaziemir’deki radyoaktif atıklar gibi, yasa dışı atık ticareti yasal hale mi getirilmek isteniyor?” diye tepki gösterdi.

                                                       /././

Siyanürlü alanda çıplak elle arama kurtarma çalışması(Evrensel)

Erzincan'daki madenin çöken pasa alanında arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Gelen fotoğraflarda ekiplerin çıplak elle, koruyucu ekipmanlar olmadan siyanürlü toprakta çalışma yaptığı görülüyor.

Erzincan İliç’teki altın madeninde siyanürlü pasa dağının çökmesi sonucu göçük altında kalan işçileri arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Olay yerinden gelen arama kurtarma çalışmalarındaki fotoğraflarda ise ekiplerin çıplak elle, koruyucu ekipmanlar olmadan siyanürlü toprakta çalışma yaptığı görülüyor. Uzmanlar ise uyarıyor: “Sahaya korumasız girenler siyanür tehdidi altında!”

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde pasa dağının çökmesi sonucu işçiler göçük altında kaldı. Resmi açıklamalara göre 9 işçi toprak altında kaldı. Kayan yığının içi ise siyanürle dolu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, toprak altında 9 işçinin kaldığı ihbarı üzerine 400 kişi ile bölgede arama-kurtarma çalışması yürütüldüğünü bildirirken, bölgeye AFAD, UMKE ve sağlık ekipleri yönlendirildi. AFAD açıklamasında, “Olay bölgesine Erzincan, Erzurum, Sivas, Rize, Malatya, Giresun, Diyarbakır, Tokat ve Tunceli il AFAD müdürlüklerimizden personel sevk edilmiştir” diye bildirirken bölgede çalışma yapan ekiplerin fotoğrafları ajanslara düşerken ekiplerin çıplak el ile korumasız çalıştığı görülüyor.

                                                          /././

İliç’te işçiler iş güvenliği kaygıları nedeniyle iki gün önce sendika değiştirmiş (Hilal TOK-EVRENSEL)

Çevre Platformunun, hak savunucularının daha önce defalarca “facia” uyarısında bulunduğu büyük göçükte daha önce işçiler de iş güvenliği tehdidine karşı sendika değiştirmiş.

Erzincan İliç'te Anagold’a ait altın madeninde siyanürlü pasa dağında çökme meydana gelmesi sonrası 9 işçi göçük altında kaldı. Çevre Platformunun, hak savunucularının daha önce defalarca “facia” uyarısında bulunduğu büyük göçükte daha önce işçiler de iş güvenliği tehdidine karşı sendika değiştirme yoluna giderek, Bağımsız Maden-İş’e henüz üye olmuştu.

“BİZE ARKADAŞLARIMIZLA İLGİLİ BİLGİ VERİLMİYOR”

Göçük sonrası bir işçinin kendi imkanlarıyla kurtulduğunu Evrensel’e anlatan İliç’ten bir işçi, “3 vardiya sistemiyle çalışıyoruz. Ben diğer vardiyadaydım. Şu an arama kurtarma ekipleri çalışma yapıyorlar ama bize herhangi bir bilgi verilmiyor. Nizamiyede yakınları göçük altında olan aileler bekliyorlar. Göçüğün olduğu bölge kontrol bölgesi, o yüzden burada çok işçi olmuyor. Çok fazla insan gücü gerektiren bir yer değil” diyor.

“ENKAZDA KAÇ İŞÇİNİN OLDUĞUNU TESPİT ETMEK GÜÇ”

Bağımsız Maden İş Başkanı Başaran Aksu da, son duruma ilişkin bilgiler aktarırken sahanın siyanürlü olmasından kaynaklı kurtarma çalışmalarının uzun sürebileceği uyarısında bulunuyor: “Şu an termal kameralar, dronelar gaz ölçüm cihazlarıyla sahanın durumu inceleniyor. Yerler tespit edilecek, gazın durumuna bakılacak. Müdahale edebilecek güç var mı onun da araştırılması lazım. Bu tarz göçüklerde nitelikli araç gereç var mı bunu da görmüş olacağız. Bu kurtarma çalışmasına uygun teçhizatın olmadığını kurtarmanın uzun süreceğini de söylüyor maden mühendisi arkadaşlar. Burada çok fazla taşeron şirket var. Anagold’un 500 çalışanı var, Çiftay’ın taşeronu var, büyük şirketlerin taşeronluğunu yapan şirketler var... Beşli onlu kepçesi olan taşeronlarla birlikte 2 bini aşıyor işçi sayısı burada. Kaç işçinin toprak altında kaldığını tespit etmek de güç bu sebeple.”

“BİZİM DE ULAŞAMADIĞIMIZ ÜYELERİMİZ VAR”

İşçilerin işçilerin daha önce de işçi güvenliği ve sağlığı kaygıları olduğunu söyleyen Başaran Aksu, bu sebeple işçilerin kendi sendikaları olan Bağımsız Maden-İş’e geçiş yaptığını ekliyor, “Anagold’a işçiler iki gün önce bağımsız maden işe üye oldular. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile de kaygıları vardı. Şu anda bizim de ulaşamadığımız üyelerimiz var ama henüz teyit edemedik, göçükte mi, başka bir yerde mi bilemiyoruz.”

“HEM DOĞAYI TALAN EDEN HEM İŞÇİYİ CANINDAN EDEN HUKUK”

“Bu göz göre göre gelen bilinçli taksirli bir durum” diyen Aksu, “Bu sahanın riskli olduğunu çevre mücadelesi çerçevesinde söylediler. Bu alanda göçük riski olduğu defalarca söylendi. Büyük holdinglerin yerelde oluşturduğu güçlü oligarşik ilişkileri var. Bu güçlü şirketlerin patronajına giriyor hukuk ve baypas edilebiliyor. Bunun sonucu olarak yaşandı bu durum. Hem doğayı talan eden hem işçileri canından eden bir hukuk düzeni karşımızdaki” dedi.

(derleyen: mstfkrc)