Mart ayı bütçe görünümü (Binhan Elif Yılmaz)
Bütçe gelir ve giderlerinin her kalemi incelenmeyi hak ediyor ama gelen son verilerden biri, bir dönem bütçe giderleri arasında yer alan oldukça tartışmalı KKM kur farklarını hatırlattı. İşte o veri TCMB 2023 zararı ile ilgili.
Mart ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Genel görünüm, bütçe gelir ve giderlerinde uyumdan uzaklaşıldığına, mali disiplinin sağlanabilmesindeki zorluklara işaret ediyor.
Öncelikle mali disiplin açısından iki temel göstergeye bakalım: İlki bütçe açığı. Mart ayı bütçe açığı şubat ayına göre yüzde 36 oranında artarak 209 milyar TL’ye ulaştı. Üç aylık kümülatif bütçe açığı ise 513,5 milyar TL oldu. Oysa 2023’ün aynı ayında bütçe açığı 47,2 milyar TL idi.
Mali disiplinin diğer göstergesi de faiz dışı denge. Bütçe açığından iç ve dış borç faiz giderleri düşüldüğünde denge ya da fazla elde ediliyorsa, borçluluğun yarattığı faiz ödemeleri bütçe üzerinde baskı yaratmıyor demektir. Tersi durumda, yani faiz dışı açık varsa borç düzeyine ve faiz yüküne bakmak gerekir.
En son 2017 yılında faiz dışı fazla elde edilmişti. Faiz dışı açık geçen yıl 1,3 trilyon TL’yi aşmış ve bütçe tahmininin iki katı olarak gerçekleşmişti. 2024 yılı bütçe tahmininde de faiz dışı açık 1,4 trilyon TL.
Ama sadece bir ayda bütçedeki borç faiz giderleri yüzde 37 oranında artış gösterdi. Öte yandan brüt dış borç stoku 500 milyar dolara ulaşırken, iç borç stoku son bir yılda 1 trilyon TL daha artarak 4 trilyon TL’yi aştı.
2024 mart ayından itibaren iç ve dış borç faiz ödeme projeksiyonunu gösteren aşağıdaki grafikleri incelerseniz, bu yılki bütçe tahmininin oldukça üzerinde bir faiz dışı açıkla karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır.
Bütçe gelir ve giderlerinin her kalemi incelenmeyi hak ediyor ama gelen son verilerden biri, bir dönem bütçe giderleri arasında yer alan oldukça tartışmalı KKM kur farklarını hatırlattı.
İşte o veri TCMB 2023 zararı ile ilgili. 2021’de 57,5, 2022’de 72 milyar TL kâr açıklayan TCMB, 2023 yılını 818,2 milyar TL zararla kapattı.
2023 ağustos ayına kadar TL’den KKM’ye dönenlerin kur farkları bütçeden ödenirken, dövizden KKM’ye dönenlerinki TCMB tarafından karşılandı. TL’den dönen mevduata 2022 mart-2023 temmuz arasında kur farkları bütçeden ödendi, en son temmuz 2023 itibariyle bütçeden 34,5 milyar TL’lik ödeme yapıldı.
Sonra Ağustos 2023’te TL’den dönen KKM’nin ödemelerini TCMB üstlendi. Çünkü genel seçimler bitmiş ve TL’de değer kaybı başlamıştı. Dolar/TL genel seçimler öncesinde (13 mayıs) 15,5 TL’den, iki ay sonra (13 temmuz) 26 TL’nin üzerine çıkmıştı.
OVP’ye göre bütçe açığının GSYH’ye oranı zaten deprem harcamaları öngörülerek yüzde 6,4 olarak yüksek programlanmıştı. Ancak bütçe bu kur artışı karşısında KKM’nin yükünü daha fazla taşıyamayacaktı.
TCMB de o esnada genel seçimler sonrasında artık sıkı para politikasına geçmişti. Politika faizini kademeli olarak arttırıyor, ardından mevduat faizi de arttıkça TL’ye güven tesis edilmesini bekliyordu. Bu ortamda KKM hesapları hızla çözülecekti. Para ikamesi son bulacaktı.
Ancak 2021 aralık ayı sonunda kur riskine karşı kendisine güvence arayanlar için bir finansal araç olan KKM, ulaştığı hacimle ve çözülme sürecindeki zorluklarla gündemde kaldı. Enflasyon da düşmedi, para ikamesi devam etti. Ekonomiye güven oluşmadıkça döviz KKM’ler varlığını devam ettirdi. Şimdi izlerini en son TCMB zararında görebiliriz. Bu zararda KKM kur farkının kaç milyar TL olduğu kadar, ekonomiye olan güvensizlik ve gelir dağılımında adaletsizliğin boyutu ve izleri de önem taşıyor.
Mart ayı bütçe açığını görünce insanın aklına geliyor. Peki TL’den ya da dövizden dönen KKM kur farkları bütçeden ödenseydi ne olurdu?
MB, Kamu Borç Yönetimi Raporu, Mart, 2024
Ocak-Mart dönemi bütçe verileri açıklandı: Tahsil edilen her 100 TL'lik verginin 60 lirası KDV ve ÖTV'den oluşuyor (Murat Batı)
Merkezi yönetim bütçesi 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 513 milyar 482 milyon TL açık verdi
Hazine ve Maliye Bakanlığı kendi internet sitesinde 2024 yılı Ocak-Mart dönemi bütçe gerçekleşmelerini 15 Nisan günü yayımladı. Aşağıda detaylı şekilde göreceğiniz üzere vergi gelirlerinin yüzde 60.13'ü KDV ve ÖTV tahsilatı oluşturmaktadır.
Dolaylı vergilerin payı Ocak-Mart döneminde yüzde 76,56; dolaysız vergilerin payı ise yüzde 23,44 gerçekleşti.
Merkezi yönetim bütçesi 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 513 milyar 482 milyon TL açık verdi.
Diğer kalemlerin akıbetini ise aşağıda izah etmeye çalışayım.
2024 Mart ayı bütçe gerçekleşmeleri
2024 yılı Mart ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 692,8 milyar TL, bütçe gelirleri 483,8 milyar TL ve bütçe açığı 209 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 618,3 milyar TL ve faiz dışı açık ise 134,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Genel görünüm aşağıdaki tabloda bulunmaktadır.
Aşağıdaki tabloda Mart 2023 ile Mart 2024 bütçe gerçekleşmeleri karşılaştırılmıştır.
* 7457 sayılı Kanunla eklenen ödenek ve gelir tahminleri dahil
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Mart ayında 47 milyar 223 milyon TL açık vermiş iken 2024 yılı Mart ayında 208 milyar 965 milyon TL açık vermiştir. 2023 yılı Mart ayında 2 milyar 148 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Mart ayında 134 milyar 412 milyon TL faiz dışı açık verilmiştir.
2024 Ocak-Mart dönemi bütçe giderleri
2024 yılı Ocak-Mart döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 2 trilyon 150,7 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 637,2 milyar TL ve bütçe açığı 513,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 900,2 milyar TL ve faiz dışı açık ise 263 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Ocak-Mart döneminde 250 milyar 25 milyon TL açık vermiş iken 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 513 milyar 482 milyon TL açık vermiştir. 2023 yılı Ocak-Mart döneminde 149 milyar 367 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Ocak-Mart döneminde 263 milyar 6 milyon TL faiz dışı açık verilmiştir
2024 yılı Ocak-Mart döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 105,9 oranında artarak 2 trilyon 150 milyar 680 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 101,3 oranında artarak 1 trilyon 900 milyar 204 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
2024 Ocak-Mart dönemi bütçe gelir gerçekleşmeleri
Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak-Mart dönemi itibarıyla 1 trilyon 637 milyar 198 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Vergi gelirleri 1 trilyon 343 milyar 960 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 233 milyar 929 milyon TL olmuştur.
Aşağıdaki tabloda 2024 Ocak-Mart dönemi vergi gelirleri ve bu vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payları gösterilmiştir.
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere 2024 Ocak-Mart döneminde KDV ve ÖTV'nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 60,13; dolaylı vergilerin payı yüzde 76,56 ve dolaysız vergilerin payı ise yüzde 23,44 olarak gerçekleşti.
Ocak-Mart 2024 ile geçen yıl aynı dönem vergi tahsilatı karşılaştırılması
2023 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe gelirleri 794 milyar 728 milyon TL iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 106 oranında artarak 1 trilyon 637 milyar 198 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
2024 yılı Ocak-Mart dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 113 oranında artarak 1 trilyon 343 milyar 960 milyon TL olmuştur.
Aşağıdaki tabloda vergi kalemleri bazında Ocak-Mart 2024 tahsilat tutarları ile geçen yılın aynı dönemdeki tahsilat tutarları ve değişim oranları bulunmaktadır.
Yukarıdaki tabloya göre 2024 Ocak-Mart döneminde geçen yıl aynı döneme nazaran tahsilat oranı en fazla olan gelir kalemi konaklama vergisi, petrol ve doğalgazdan alınan ÖTV, BSMV, dahilde alınan KDV ile şans oyunları vergisidir.
Petrolden ve doğalgazdan alınan ÖTV yüzde 330,6, şans oyunları vergisi yüzde 149,9 ve konaklama vergisi ise yüzde 238,4 oranında artmıştır. Diğerlerinin artış oranları yukarıdaki tabloda görülmektedir.
ÖTV genel toplamı ise geçen yıl aynı döneme göre yüzde 109,3 oranında artmış.
Dâhilde alınan KDV yüzde 215,6; BSMV yüzde 194,6; harçlar yüzde 76,4; damga vergisi ise yüzde 85,1 oranında artmıştır.
/././
Ayhan Bora Kaplan, polis muhbiri oldu mu? (Tolga Şardan)
17 - 25 Aralık 2013'te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye başlanması sonrasındaki personel değişimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara'yı kasıp kavuran Aramaz'ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla şubeye gelen genç, Aranmaz'la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı...
Her ne kadar Susurluk süreci kadar olmasa da ona yakın bir dönemin soruşturulması sonucunda ortaya çıkarılan dosyanın yargılamasına dün Ankara'da başlandı.
Ankara'yı son yıllardaki kasıp kavuran organize suç örgütünün lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan'ın yargılanmasından söz ediyorum.
Esenboğa Havalimanı'ndan yurt dışına çıkış yapacağı sırada geçen Eylül'de gözaltına alınan Kaplan ve örgütünün, epeyce bağlantıları gün yüzüne çıktı.
Hemen her suç örgütünde olduğu gibi Kaplan ve adamlarının da devletin önemli noktalarında görev yapan savcılar, hakimler, polislerle bağlantıları eylülden buyana kamuoyuna yansıyor.
Mafya - polis - yargı üçgenini net biçinde ortaya koyan tespitler var.
Bu kadarla kalsa iyi. Daha sırada üst düzey yargı mensupları, bürokratlar ve siyasi isimler konuşuluyor.
Hatta biraz daha ilerisini aktarayım; Yargıtay'da halen devam eden başkanlık seçimlerinde siyaset ve cemaatler kadar "Kaplan'la ilişkisi olduğu öne sürülen üst düzey yargı mensupları" konusunun da etkili olduğu söylemek yanlış olmaz.
Kaldı ki; Kaplan'la ilgili tek dosya yok Ankara Adliyesi'nde. Kara para aklama iddiasından tutun, kamu personelinen rüşvet vermek iddiasına kadar farklı soruşturmalar yürütülüyor.
Geçmişte örnekleri olduğu üzere; sıradan bir korsan CD satıcısıyken, devlet içindeki kimilerinin yol göstermesi ve görmemezliği sayesinde diğer çete başlarına alternatif olarak suç örgütü liderliğine kadar yükseldi Kaplan. Belki de, "yükseltildi" demek daha doğru olacak.
Çete liderinin yakalanması için polise yapılan ihbar
Ne demek istediğimi yakın tarihte, yaklaşık 10 yıl önce yaşanan bir dizi olayı aktarmak, daha kolay anlaşılmayı sağlayacak.
O günlerde henüz sokağa daha yeni çıkmaya başlayan Kaplan pek tanınmıyor. Hırsızlık ve esrar satmaktan sabıkası var polis kayıtlarında.
O zamana kadar Ankara'daki uyuşturucu ticaretini elinde bulunduran Kadir İnan, yakalanıp cezaevine girince meydan Kaplan'a kaldı.
Hatta bir iddiaya göre; Kaplan, İnan'a ait olan uyuşturucunun sahibi oldu. 2012'ye kadar korsan CD ticareti yapan Kaplan, 2014'te İnan'ın "malının" sahibi olduktan sonra sermayesini artırıp sokaklara hakim olmaya başladı.
Aynı zamanda Ankara'nın gece eğlencesinin adreslerinden Akay Caddesi'nde bir gece kulübünün de işletmeciliğini başkasının adıyla aldı.
Bu arada, Ankara'nın sokaklarında bir isim daha vardı: Bülent Aramaz.
"Öksüz Ahmet" lakabıyla bilinen Ahmet Aramaz'ın yeğeni olarak ünlenen Bülent Aramaz, başkentte canının istediği yere kurşun yağdırıyordu.
Tabii şunu da belirtmek gerekir ki; Ankara'nın yeraltı dünyası, İstanbul'daki mafya kadar ünlü olmadı.
Ne Bülent Aramaz, ne Kadir İnan, ne de Ayhan Bora Kaplan; Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker, Sedat Şahin, Kürşat Yılmaz ve diğerleri kadar tanındı.
Ancak başkent olması sebebiyle devletle iç içe olanlar da Ankaralılar oldu hep.
Gazetelerde üçüncü sayfa haberi olmaktan öteye gidemeyen olaylar, ülke gündemine girmese de tıpkı Kaplan olayında olduğu gibi günü gelince epeyce önemli hale dönüştü.
Devam edeyim...
Tarih, Ağustos 2014, ayın 22. günü.
Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne, tanıdığı bir polis memuru aracılığıyla bir genç, Bülent Aramaz konusunda ihbarda bulunmaya geldi.
17 - 25 Aralık 2013'te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye başlanması sonrasındaki personel değişimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara'yı kasıp kavuran Aramaz'ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla şubeye gelen genç, Aramaz'la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı.
Bu genç; Aramaz'ın ertesi gün, yani 23 Ağustos'ta Ankara'nın Akyurt ilçesindeki bir kır düğününe katılacağını anlattı polise.
Aramaz, gerçekten söz konusu düğüne geldi. Ankara Emniyeti, düğüne operasyon yaptığı sırada Aramaz kaçmayı başardı.
Ancak ertesi gün 24 Ağustos'ta bu kez Dikmen'de bir evde kıstırıldı. Evden kaçmaya çalışan Aramaz, peşindeki polislerle girdiği silahlı çatışmada sokak ortasında vurularak öldürüldü.
Gelelim, Aramaz'la ilgili ihbarı yapan delikanlıya.
O delikanlı; dün, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı heyeti önüne çıkan Ayhan Bora Kaplan'dı.
Kaplan'ın muhbir olduğunun belgesi, bugün emniyet arşivlerinde. Üstelik hem Ankara Emniyeti Organize Şube Müdürlüğü, hem de Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı kayıtlarında mevcut.
Hem sokakta hakimiyet, hem de devlette tanıdıklar
Önce Kadir İnan, sonrasında da Bülent Aramaz'ın saf dışı kalması sonrasında meydan tam anlamıyla Kaplan'a kaldı.
Zaten sonrasında, 15 Temmuz gecesi TRT Genel Müdürlüğü'ne davet edilmesi ve beraberinde bir grup silahlı adamıyla "darbe girişimin önlenmesinde görev alması" yolunun açılmasını sağladı.
Adı, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ekibiyle sıkça anıldı. Ayrıca, dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'la bağlantıları konusunda kamuoyuna yansıyan iddialar mevcut. Halen Yargıtay Başkanı olarak görev yapan Mehmet Akarca'nın, Kaplan'ın yargıdaki bağlantıları çerçevesinde Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'le Yargıtay'daki makamında görüştüğünü de hatırlatayım.
Ruhsatsız silahlara ne oldu?
Bir başka iddiaya göre; Kaplan, 15 Temmuz'dan önce ve sonra ruhsatsız silahlarla yakalandı. 15 Temmuz öncesinde aracında ele geçirilen ruhsatsız silahı, şoförü üstlendi. 15 Temmuz sonrasında ise işlettiği gece kulübünde tam 7 tane ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Ancak bu tabancaları da çalışanlar üstlenince Kaplan, hem polisten, hem de adliyeden kurtulmayı başardı!
Kaplan, 2017'de de bir ruhsatsız silahla yakalandı fakat bu kez de işin içinden başka bir oyun çıktı.
İddiaya göre; Kaplan'ın üzerinde yakalanan silahın mekanizması kullanılma hale getirildi. Elbette, para karşılığında!
Kaplan kendisini ruhsatsız silahla yakalayan ve bozulan mekanizma karşılığında 400 bin lira rüşvet verdi.
Silahın "çalışamaz" hale gelmesiyle, yine öncekilerde olduğu gibi polis ve adliyeden kurtuluverdi.
* * *
Kaplan, hakkında başlatılan tüm dosyalarda ifade verdi / verecek.
Dünden itibaren ilk yargılamada hakim önüne çıktı. Bildiklerini ne kadar anlatacak, henüz belli değil. Hakkında sadece bu dosyadan istenilen ceza, biri ağırlaştırılmış ikişer kez müebbet ve 169 yıl 6 ay hapis cezası.
Sırada diğer dosyalar var.
Acaba "Ben yandım, sizleri de yakarım" der mi?
(T24)