Milli eğitim bakanlığındaki kadrolaşma, AKP iktidarının ilk aylarında başlamıştı. Hukukçu olan bakan Erkan Mumcu döneminde, bakanlık merkez örgütünde 276 üst düzey yönetici değiştirilmiş 160 yeni atama yapılmıştı. Atananların 13’ü Gazi Üniversiteli olan akademisyen, 28’i bakanlık dışından ve 17’si de eğitimci olmayan kişilerdi. Göreve getirilenlerin önemli bir bölümü işlerinin ehli olmayan ve de irticai faaliyetlerde bulunma ve görevi kötüye kullanma gibi nedenlerle ceza almış kişilerdi (bkz. R. Okçabol, AKP iktidarında eğitim, Ütopya Yayınevi, 2013).
Mumcu’dan sonra Edebiyat Fakültesi mezunu ve cemaat üyesi olduğu bilinen Hüseyin Çelik, 2003-2009 arasında bakanlık yaptı. Kendisine yakın muhafazakar kişileri göreve getirdi. “Bir peygamberin ümmetinden” olduğunu söyleyen Prof. Dr. Necati Birinci’yi, 2007 seçimlerinden sonra da, ski valilerden Muammer Yaşar Özgül’ü bakanlık müsteşarlığına getirdi. 3-4 kez Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) başkanını değiştirdi. 2009’da bakan olan hukukçu Nimet Çubukçu, Esengül Civelek’i müsteşar yaptı. 2005’te intihal yaptığı gerekçesiyle profesörlüğü elinden alınan işletme mezunu Ömer Dinçer, 2011 de bakan olunca hukukçu M. Emin Zararsız’ı bakanlık müsteşarlığına getirdi. 2013’te bakan olan İletişim profesörü Nabi Avcı, siyaset bilimci Yusuf Tekin’i müsteşar yapmıştır.
Makine mühendisi olup hukuk da okuyan eski ülkücülerden İsmet Yılmaz, Mayıs 2016’da bakan olmuştur. Yılmaz, henüz müsteşarı değiştirmese de, bakanlıktaki gerici kadrolaşmayı hızlandırmıştır. Örneğin bir ilahiyatçı olan Alpaslan Durmuş’u Ağustos 2016’da TTK başkanlığına getirmiştir. Durmuş, resmî ve özel öğretim kurumlarında görev yapmış ve bir eğitim danışmanlığı firması kurmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, sınavlara hazırlık kitapları olan EDAM Yayınları, Türkiye Diyanet Vakfı gibi kuruluşlarda yazı işleri müdürlüğü ve editörlük gibi görevlerde bulunmuştur. Durmuş, ilahiyatçı olduğu kadar da piyasacıdır. Durmuş’un TTK başkanı olarak ilk işlerinden biri 24-25 Eylül 2016 günlerinde ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından Kahramanmaraş’ta düzenlenen 13. İmam Hatipliler Kurultayı’nda, bir konuşma yapmak olmuştur. Durmuş, “Hz. Muhammed’in Hayatı” ders programında evin reisinin erkek olduğu, kadının reise itaat etmesi gerektiği gibi ifadeleri savunarak da ününe ün katmıştır.
TTK’da Durmuş ile birlikte 11 üye vardır. TTK’nin iki başkan yardımcısından biri, ilahiyatçı Dr. Mehmet Sürmeli’dir. Sürmeli’nin yayımlanmış kitapları şunlardır: Tevhid Risalesi, Kur’an’da Velayet Kavramı, Gaye İnsan Hz. Muhammed(s.a.v.), Muhammed Suresi, Ayet Tefsiri, Sahabenin Kur’an Anlayışı, Beş Terim, Hz. Peygamber’in Kur’an Anlayışı, Nasıl İman Edelim (Kur’an ve Sünnette İmanın Hakikati), Dini Terimler Sözlüğü (ortak çalışma), Çocuk Terbiyesi, İsra Suresi, Ayet Tefsiri.
Bilindiği kadarıyla, TTK’nin diğer dokuz üyesinden biri ile TTK başkanlığına bağlı daire başkanlarından biri de imam hatip mezunudur. Din Öğretimi Genel Müdürü de, Ensar Vakfı ile işbirliği içinde olan ilahiyatçıdır.
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne atadığı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün kardeşi olan Mehmet Nezir Gül de, ilahiyatçıdır. Tüm Zamanların Efendisi / 100 Soruda Hz. Muhammed, Cemil Dede Namaz Surelerini Anlatıyor (Resimli, İlköğretim Öğrencileri İçin), Esmâü’n Nebi / Peygamberimizin İsim ve Sıfatları ile İslam’ı Aşkla Yaşayanlar gibi çalışmaları vardır.
Yılmaz’ın eğitim bakanlığını çiftliği gibi kullandığı görülmektedir. Bir emniyetçiyi basın müşavirliğine, yeğenini Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Kaynaştırma Daire Başkanlığına, kardeşinin kayınbiraderi ve kendisinin de koruma müdürü olan Uğur Tecir’i, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanlığına getirmiştir. Yılmaz, kendisinin meclis işlerini takip eden İsmail Güler’i, Milli Savunma Bakanı iken daire başkanı yapmıştı, şimdi de, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'ne Daire Başkanı yapmıştır. Yılmaz, Metalürji Teknolojisi öğretmeni olan yeğeni Fikret Yılmaz’ı da, Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğüne bağlı Özel Eğitim Kaynaştırma Daire Başkanlığına vekaleten atamıştır.
Yılmaz, gerici kuruluşlarla iş birliği yaparken de, bakanlığı çiftliği gibi kullanmaktadır.
Bakanlık merkez örgütünde çalışan imam hatip ya da ilahiyat mezunu olmayan eğitimciler sessiz kalıp aldıkları eğitime ihanet içinde oldukça, bu bakanlıktan gerici uygulama çıkmayıp da ne çıkar?
Rıfat Okçabol / SOL