Peki, “Sait Faik'in Abasıyanık kitabı” demiş “Youtuber” kızımızı entelektüel şiddete uğratmayalım, şefkat yumağı olup sarıp sarmalayalım; ona Sait Faik Abasıyanık'ın edebi emeğini ve değerini öğretememiş bir sistemi sorumlu tutalım, hatta çuvaldızı kendimize batıralım...
Batıralım da...
Nereye kadar?!
Örnekler o kadar çok, baş edilmez ve “edebi” olan karşısında, düşünce karşısında, eğitim karşısında öylesine tahripkâr ve cüretkâr ki...
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp iyimserliğinin öyle ötesinde ki...
"Ne yapsın şu ümmi ve de masum kızımız, onun kabahati değil, hem daha çok genç, öğrenir” demenin hayli ötesinde bir “entelektüel imkânsızlık” halinde ki insanlığımız...
Artık “bilmeme”nin değil, neredeyse “bilme”nin ayıp olduğu bir iklimin havaya hâkim olduğunu söylemek mümkün.
Yani, bilmemek ayıp değil ama öğrenmemek de ayıp değil...
Artık öğrenmek ayıp! O derece yani!..
***
“Gutenberg Galaksisi”nden koptuk ama “Bill-Gates Galaksisi”ni de çoktan geride bıraktık.
Bu, bir “Survivor Galaksisi” ve “cehaletin iktidarı” altında bilginin, bilmenin, bilebilmenin itibarsızlaştırıldığı, hem de neşeli mi neşeli bir yaşam koşulu içinde buluyoruz kendimizi!..
Tamam, bilmeyin ve isterseniz Sait Faik'e abayı yakın!
Ama bilgiye de hiç olmazsa “ahlâki” bir duruş mesafesinde olun!..
***
Bakın geçen haftaki Survivor seyrinde karşımıza çıkan “Bil Bakalım”da neler oldu!..
Şovun içinde sulu sepken bir “bilgiye yakınlaşma” yarışması bu.
Alp Kırşan sunuyor ve iki yarışmacıdan doğruya daha yakın cevabı veren kazanıyor.
Bir soru şu mesela: “Kamboçya'da kaplanların nesli ne zaman tükenmiştir?”
İnsanın doğaya yabancılaşmasına ve bir “doğa zararlısı” haline gelmesine veri oluşturan bu iç kıyıcı soruyu soran Alp'in ilave yorumları şöyle: “Yıl olarak istiyorum, ne zaman?.. Bakmışlaaar, şu tarihte tükenmiş demişler... Bana göre imkânsız soru... Daha iyi kılıfına uyduran, finale çıkacak.”
Ve “kılıfına uydurulmuş bir insanlık hali” , pür neşe, vaveylalar eşliğinde cevaplıyor soruyu. Biri, dünyadan alabildiğine bîhaber, 1974'e kadar geri götürüyor bu “türkırım” tarihine ilişkin tahminini... Diğeri, “kazanan” yani, 1985 diyor.
Hâlbuki sadece iki yıl önce, 2016'da son kaplan, “yaratılmışların en ('şereflisi' değil) şedidi” olan insan karşısında son nefesini vermiş Kamboçya'da.
Ve kazanan taraf, sevinçten uçarken kaybedenler dâhil herkes, “eğlenceli bir mavra”nın anaforuna kaptırıyor kendini...
***
Durumun vahametini anlatabildim mi, emin değilim! Netleştirmek için söz konusu soru ile bana göre aynı duygusal enlem ve boylamda olması gereken bir farazi soru ortaya atayım!..
Mesela böyle bir yarışmada “Çanakkale Savaşı'nda bu ülke kaç şehit verdi” sorusu sorulmuş olsun ve gelen cevaplar arasında doğruya daha yakın olup da kazananın sevinç gösterisi, kaybedenin de “mavra” yaptığını düşünelim... Düşünebilir miyiz?!
Düşünemezseniz eğer, Kamboçya'da soyu tükenmiş kaplanlara ilişkin sorudan sonra da vicdan ve ahlâk sahibiyseniz, doğaya ve diğer canlılara yabancılaşmanız insanlık utancınızı örtecek raddeye de gelmediyse, “Heyooo”larla sevinç gösterisi yapmazsınız!..
***
Tabii böyle trajik olduğu kadar hayli komik kesitleri de var “Bil Bakalım”ın...
“Ay yüzeyinde ilk golf oyunu kaç yılında oynanmıştır” sorusunda olduğu gibi.
Alp Kırşan, soruyu “anlamayan” iki yarışmacıya tane tane, heceleyerek tekrarlıyor. İnsanın Ay'a ayak basması sonrasında hangi yıl Ay'da golf oynadı astronotlar; yaklaşık yıl tahmininde bulunulacak, hepsi bu...
Yarışanlardan biri, “Ben daha 20 yaşındayım, ehehehe” diye "neşeli" bir mazeretle bilgisizliğini bastırma derdinde, lâkin, hayret ki hayret, kazanan da o!..
Verdiği “yaklaşık” cevap ne peki: 1925!..
Yani insanın Ay'a ayak bastığı tarihi 1920'lere götürüyor 20 yaşındaki yarışmacımız ve kazanıyor.
Çünkü rakibi, cevaben diyor ki Ay yüzeyinde ilk golf, M.Ö. 3000 yılında oynandı!
Evet, yanlış duymadınız, milattan önce 3000'de Ay'da golf oynandı diye “tahmin”de bulunuyor 27 yaşındaki diğer yarışmacı ve şaka değil bu... Çünkü ona şaşkınlıkla tepki verenlere hitaben,“Ya, ama soruyu anlamadım kieee!” diyor.
***
Sonuçta farkına varıyoruz, “Survivor Galaksisi”nde dün yoktur. Zaman da yoktur.
Ancak böyle, öncesiz ve sonrasız bir “şimdi”de, ânı yaşamaktan ibaret bir hayatın içinde Ay'a ayak basmanın tarihini 1920'lere götürür, Ay'da golf oynamaya ilişkin soruyu da hece hece söylense de anlayamazsınız!..
Yine de ilk duyduğumda böyle anlayışla yaklaşmak yerine “arkaik” bir tepki vererek bu cevapları Twitter'da paylaşıyorum ve arkeolog dostum Veysel Dağ'dan şu geribildirimi alıyorum:
“'Salak ile Avanak' (Dumb and Dumber) filminde Jim Carey otelin barında muhafaza edilerek asılmış olan “İnsanoğlu Ay'a çıktı' başlıklı gazete sayfasını görür ve 'Yaşasın, insanlık Ay'a çıktı' diye çığlıkla karışık sevinçle oradan uzaklaşır. Ay'a yolculuk 1969, filmin yapıldığı yıl, 1994!..”
Anlaşıldı mı şimdi?!
“Salak ile Avanak”a rahmet okunan;
“Salak ile Avanak”ı mumla aradığımız;
“Salak ile Avanak”ın âkil kaldığı;
Bir yerdir “Survivor Galaksisi”...
Tayfun Atay / CUMHURİYET