Van Gölü'nün çekilmesiyle Urartu dönemine ait tapınma alanı ortaya çıktı (Evrensel)
Van'ın Erciş ilçesinde gölün çekilmesi sonucu Urartular dönemine ait açık hava tapınma alanında üç niş (duvar içindeki oyuk), kayaya oyulmuş iskele ve anakaya zeminine kazılmış mezarlar ortaya çıktı.
Küresel ısınmanın etkileri, buharlaşma ve yağışların azalması nedeniyle bazı bölgelerinde 2 kilometreye yakın çekilmenin yaşandığı Van Gölü'nde, yıllardır su altında kalan birçok yapı gün yüzüne çıkıyor. Erciş'in Çelebibağı Mahallesi Madavank mevkisinde Urartu dönemine ait yerleşim alanları, açık hava tapınma alanındaki ana kayada "T" şeklinde 3 niş, kayaya oyulmuş iskele ve anakaya zeminine kazılmış lahit şeklinde mezarlar tespit edildi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu ile Van Müzesi Müdürü Fatih Arap, suyun çekildiği bölgeye giderek ortaya çıkan yapıları inceledi. Çavuşoğlu, Van Gölü'ndeki çekilmeyle yıllardır su altında kalan bazı yapı kalıntılarının görülebildiğini, daha önce de kayaya oyulmuş 11 basamaklı Urartu limanının bulunduğunu söyledi. Göldeki çekilmeyle "T" şeklinde kutsal tapınma alanlarının ortaya çıktığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "T şeklindeki nişler, daha çok Van Kalesi'nden de bildiğimiz üzere yürüme seviyesinde bulunan, insanların rahat ulaşabileceği türden ana kayaya açılmış olan tapınma alanları. Buraların en büyük özelliği, insanların dini ritüellerini yapabilmesi için bu alanlara gelerek sıvı libasyonu veya tanrılarına adamış oldukları eşyaları bıraktıkları alanlar olması. Şu ana kadar ilk defa yan yana 3 nişin çıkması Urartu arkeolojisi açısından önem arz etmektedir. Van Gölü sularının son yıllarda çekilmesiyle Urartu dönemine ait yapıların, gölün kenarında inşa edilmiş kalelerin ve yerleşim birimlerinin birçok arkeolojik buluntusu ortaya çıkmaya başlamıştır." (AÇIK HAVA TAPINIM ALANI OLARAK KULLANILMIŞ) Bölgede ana kayaya açılmış mezarlıkların da gün yüzüne çıktığını anlatan Çavuşoğlu, "Ana kayaya lahit şeklinde açılmış küçük ve büyük yuvaların içine insanların gömüldüğünü görmüş olduk. Urartu dönemine ait ilk olarak karşımıza çıkan bir uygulama. Bu da bize bulunduğumuz alanın, kaya mezarları ve gömü şekilleriyle dini ritüellerin yapıldığı bir birim olduğunu, Urartular döneminde açık hava tapınım alanı olarak kullanıldığını gösteriyor." dedi. Fatih Arap ise daha önce birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen bölgeye ilişkin, "Burası bir tapınım alanı. Van Gölü sularının çekilmesiyle Urartu literatüründe bildiğimiz ve ilk defa ana zeminde kaya oyularak yapılan bir mezar yapısını burada görüyoruz." ifadesini kullandı.
"Türkiye'de çocuk olmak" raporu: Yoksulluk beşikte başlıyor (Evrensel)
Rapora göre, Türkiye’de 2 milyon 939 bin çocuk örgün eğitimin dışında, çocuk işçi sayısı 720 bin, 616 çocuk çalışırken hayatını kaybetti, 7 milyon 378 bin çocuk yoksulluk çekiyor.
Çocuk yoksulluğu, suça sürüklenen çocuklar, çocuk işçiliği ve cinsel istismara maruz kalan çocuklar başta olmak üzere çocuklara ilişkin verilerden yola çıkılarak “Türkiye’de çocuk olmak” adlı rapor yayınlandı. Avrupa Konseyi tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye, çocuk yoksulluğunda en yüksek oranına sahip üçüncü ülke. CHP Milletvekili Abdurrahman Tutdere tarafından çocuklara ilişkin veriler derlenerek sunulan “Türkiye’de Çocuk Olmak” adlı rapora göre, Türkiye’de 2 milyon 939 bin çocuk örgün eğitim sisteminin dışında, çocuk işçi sayısı 720 bin, 616 çocuk çalışırken hayatını kaybetti, 7 milyon 378 bin çocuk yoksulluk çekiyor.(YAKLAŞIK 3 MİLYON ÇOCUK ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINDA) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örgün eğitim istatistiklerine göre 1 milyon 738 bin öğrenci örgün eğitim sisteminin dışında. 5 yaş 219 bin, 6-9 yaş arasında 222 bin, 10-13 yaş arasında 236 bin ve 14-17 yaş arasında 524 bin olmak üzere 5-17 yaş okul çağı nüfusundan 1 milyon 201 bin çocuğun okulda hiç kaydı bulunmuyor. Bu sayıya açık öğretimdeki 1 milyon 738 bin öğrenci eklenince 2 milyon 939 bin çocuğun örgün eğitim sisteminin dışında kaldığı anlaşılıyor. Tabloyu değerlendiren Tutdere, “Yoksulluk içinde yetişen çocuklar eğitim haklarından mahrum kalıyorlar. Bu acı tablo ülkemizin çocuklarımıza sahip çıkılamadığını gözler önüne sermektedir” dedi. Yoksulluk yaşayan çocuklar arasında okul terk oranları çok daha yüksek. TÜİK verilerine göre bile 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısı 720 bin. Çocuk işçiliğine ilişkin çalışma yürüten uzmanlar ise gerçek sayının çok daha fazla olduğunu ifade ediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi raporlarına göre ise son on yılda 300’ü 15 yaşının altında olmak üzere en az 616 çocuk işçi çalışırken yaşamını kaybetti.(ÇOCUK YOKSULLUĞU HIZLA ARTIYOR) Çocuk yoksulluğunun çocukların sağlığını da ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çekilen raporda Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın yayımladığı Açlık Haritası verilerine de yer verildi. Buna göre Türkiye genelinde 14.8 milyon kişi yetersiz besleniyor. 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sı kronik yetersiz beslenme yaşıyor. Rapora göre yetersiz beslenmenin en fazla olduğu il Şırnak. Sağlık Bakanlığının ‘Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi’ kapsamında yapılan araştırma sonuçları da Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan çocukların kronik açlık nedeniyle gelişemediğini bodurluk yaşadığını gösteriyor.(ÜÇ ÇOCUKTAN BİRİ YOKSUL) Avrupa Konseyi Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi tarafından yayımlanan bir başka rapora göre ise Türkiye, çocuk yoksulluğu konusunda endişe veren dört ülkeden biri. Çocuk yoksulluğu açısından OECD’ye üye 41 ülke arasında yüzde 22,4 oranıyla en yüksek yoksulluk oranına sahip ikinci ülke konumunda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının raporuna göre ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç olan yani ekonomik nedenlerle ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 2002’de 12 bin 75 iken bu sayı Ağustos 2022 itibarıyla 146 bine yükseldi. TÜİK tarafından yayımlanan son verilere göre ise Türkiye’de 7 milyon 378 bin çocuk yoksulluk çekiyor. Yani Türkiye’deki her üç çocuktan birisi yoksul.(SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK SAYISI ARTTI) Rapora göre suça sürüklenen çocuk sayılarında da artış var. 2020’de 209 bin 689 olan suça sürüklenen çocuk sayısı 2021’de 228 bin 895’e yükseldi. 2014 yılından itibaren düşme eğilimi gösteren suça sürüklenen çocuk sayısı 2021 yılı itibarıyla yeniden yükselişe geçti. Ceza infaz kurumuna hükümlü statüsünde giriş kaydı olanlardan ceza infaz kurumuna girdiği andaki yaşa göre çocuk olanların sayısı ise bin 283. Suç işlediği andaki yaşı çocuk olanların sayısı ise 10 bin 234.
CHP’li Ahmet Kaya: 2017-2021 arası ÇAYKUR’daki zarar 2 milyar 611 milyon lira (Evrensel)
ÇAYKUR’un 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredildiği dönemden itibaren üst üste beşinci yılında da zarar ettiği denetim raporuna yansıdı.
Sayıştay’ın Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve birçok kurumla ilgili 2021 yılı denetim raporları yayımlandı. ÇAYKUR’un 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredildiği dönemden itibaren üst üste beşinci yılında da zarar ettiği denetim raporuna yansıdı. ÇAYKUR’daki zararı CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya değerlendirerek işletmenin banka borçları nedeniyle borç çevirme yükünün katlanarak arttığını söyledi. 2021 yılında ticari bankalardan kullanılan kredilerden dolayı tahakkuk eden faiz veya finansman gideri tutarı Sayıştay Raporu’na yansıdığı boyutuyla 588 Milyon lira olduğunu ifade eden Kaya, 24 Ekim 2019’da TBMM’ye vermiş olduğu Araştırma Önergesi ile ÇAYKUR’daki zararın boyutlarının araştırılmasını istemesine rağmen AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini belirtti. Kaya, “ÇAYKUR’un kredi, anapara ve faiz ödemesi için ne kadar borçlanma yapıldığını ifade eden borç çevirme oranı 2021 yılında yüzde 106 seviyesinde gerçekleşmiş. Başka bir ifadeyle ÇAYKUR 2021 yılında 100 birim anapara için 106 birim faiz borcu ödemek zorunda bırakılmış” dedi. 2017-2021 yılları arasında ÇAYKUR’un toplam 2 Milyar 611 milyon lira zarar ettiğini söyleyen Kaya, “Varlık Fonu’na devredilmeden önce faaliyet raporları ve bütçe verileri incelendiğinde, 2014 yılında ÇAYKUR’un 12,1 milyon Lira kar elde ettiği, 2015 yılında 22.7 milyon Lira kar ettiği, 2016 yılında 86 milyon Lira kar ettiği, Varlık Fonu’na devredildiği 2017 yılında 268 milyon zarar ettiği, 2018 yılında 657 milyon zarar ettiği, 2019 yılında 635 milyon lira zarar ettiği, 2020’de 547 milyon zarar ettiği, 2021 yılında 503 milyon 840 bin zarar ettiği görülüyor. Matematik yalan söylemez, rakamlar ortada” diye konuştu.
Türk-İş: Aralık ayında 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 26 bin 485 lira oldu (Evrensel)
Türk-İş, "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın aralık 2022 sonuçlarını açıkladı.
Türk-İş'in araştırmasında, aralıkta 4 kişilik ailenin açlık sınırı 8 bin 130 lira, yoksulluk sınırı 26 bin 485 lira olarak hesaplandı. Türk-İş'in, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın aralık 2022 sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, bu ay 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 8 bin 130 lira oldu. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 26 bin 485 lira olarak hesaplandı. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 10 bin 612 bin lira olarak belirlendi. Ankara'da yaşayan 4 kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 4,41 artarken, son 12 ay itibarıyla artış oranı yüzde 98,41 oldu. Ortalama bulgur fiyatı değişmezken un fiyatı geriledi.(“EN YÜKSEK AYLIK ARTIŞ YOĞURTTA GÖRÜLDÜ”) Araştırmaya göre, aralıkta süt, peynir ve yoğurt grubundaki tüm ürünlerin fiyatı arttı. Bu gruptaki en yüksek aylık artış yoğurtta görüldü. Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohum ürünlerinin bulunduğu grupta ortalama dana eti yüzde 20, kuzu fiyatı yüzde 10 arttı. Beyaz etlerden tavuk ve balıkta artış da yüzde 10 oldu. Bakliyatlardan kuru fasulyenin fiyatı yüzde 5 artış gösterirken kırmızı mercimeğin fiyatı yüzde 10 azaldı, yeşil mercimeğin fiyatı değişmedi. Aylık seviyede pirinç ve irmik fiyatı yüzde 5, makarna fiyatı ise yüzde 12 arttı. Ortalama bulgur fiyatı değişmezken un fiyatı geriledi. Ekmek fiyatı aynı kaldı. Semt pazarlarında yeşil soğan, kıvırcık gibi salata yeşilliklerinin ve pırasa, lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları arttı. Patates geçen aya göre aynı kaldı. Salatalık, domates, biber gibi örtü altı sebzelerin fiyatları artarken karalahana ve limon fiyatları geriledi. Kış meyvelerinden portakal ve mandalina fiyatları geriledi, greyfurtun fiyatı değişmezken yerli muzun fiyatı da düştü. Ortalama sebze kilogram fiyatı 16,24 lira, ortalama meyve kilogram fiyatı 13,14 lira oldu. Hesaplamada 24'i sebze ve 10'u meyve olmak üzere 34 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kilogram fiyatı bu ay 15,14 lira olarak tespit edildi. Aralık ayında zeytinyağı fiyatı yüzde 10, tereyağı yüzde 6 artarken ayçiçek yağı sabit kaldı, margarin fiyatları da geriledi.Yeşil zeytin, bal, pekmez, reçel, salça, tuz, çay ve ıhlamur fiyatlarında aylık temelde değişim gözlemlenmedi. Baharatlarda yüzde 4'lük, şekerde yüzde 6'lık fiyat düşüşü yaşandı.
CHP’li İlgezdi: TRT’ye sınavsız 4 bin personel alındı (Evrensel)
CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Sayıştay raporlarına göre 4 bine yakın personelin TRT’ye sınavsız alındığını belirterek; “Saray iktidarı bir kez daha ayrımcılığın kitabını yazmış oldu” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Sayıştay’ın raporlarına yansıyan TRT atamalarına dair açıklama yaptı. Sayıştay tarafından hazırlanan 2021 KİT raporlarına göre, 4 bine yakın yeni personelin TRT’ye sınavsız bir şekilde yerleştirildiğini, şehit yakını, gazi ve engelli alımının ise sadece 28 kişi ile sınırlı kaldığını belirten CHP’li İlgezdi, “Sanki binlerce gencimiz KPSS ile atama beklemiyormuş gibi 4 bine yakın personel sınavsız bir şekilde, TRT’nin yandaşlığına yandaşlık katmak adına göreve başlatıldı. Şehit ve gazi yakınlarını, engelli vatandaşlarımızı hiçe sayıp devletin televizyonuna yandaşlarını dolduran saray iktidarı bir kez daha ayrımcılığın kitabını yazmış oldu” dedi.(“BUNUN ADI KUL HAKKI DEĞİL DE NEDİR?”) Kamu yayıncısı TRT’nin 2020, 2021 ve 2022 yılında dışarıdan alım yöntemleri ile 3 bin 500 personel aldığını, "TRT Yetenek" ve "TRT Talent" sistem ile de 3 yılda 500’ün üzerinde personel istihdam ettiğini belirten CHP’li İlgezdi, “3 yıl içinde 4 bin yeni personel devletin resmi sınav sisteminin hiçbir aşamasından geçmeden TRT'ye yerleştirilmiştir. Bu usulsüz atamalar, iletişim fakültelerinden mezun olan, yıllarca KPSS'ye hazırlanıp kadro bekleyen on binlerce pırıl pırıl gencimize büyük bir haksızlık ve saygısızlıktır, kul hakkı yemektir” diye konuştu.(“KAMU YAYINCILIĞINA AYRILAN PARA DIŞ YAPIMLARA”) CHP’li Akkuş İlgezdi TRT’de 8 binin üzerinde personelin görev yaptığını vurgulayarak, “TRT'de yayınlanan her 10 programdan 8'i dış yapım olduğunu söyledi, “Bu yapımların büyük kısmı da aynı şirketlere yaptırılıyor. Bazıları ise iç yapım olarak başlamış sonra dış yapıma dönüştürülmüş. Bu bir hortumlama ve yandaş kayırma sistemi değil de nedir? Yüzlerce yeni personel alıp niye programları dışarı yaptırıyorsunuz? Deneyimli TRT personeline layık gördüğünüz tek görev kamu spotu hazırlamak mı?” ifadelerini kullandı.
Uzay çalışmaları önergesine yanıt gelen CHP'li Gürer: Ay’a gidiş bir başka bahara kaldı (Evrensel)
CHP'li Ömer Fethi Gürer’in önergesini yanıtlayan Bakan Mustafa Varank, Milli Uzay Programı Strateji Belgesinde, 2022-2030 yılları arasında Ay’a insanlı bir gidiş hedefinin bulunmadığını açıkladı.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde Milli Uzay Programı kapsamında yürütülen çalışmalar ve Ay’a insanlı gidişin hangi tarihte yapılacağının açıklanması istemiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yazılı soru önergesi verdi. Önergeyi yanıtlayan Bakan Mustafa Varank, Milli Uzay Programı Strateji Belgesinde, 2022-2030 yılları arasında Ay’a insanlı bir gidiş hedefinin bulunmadığını açıkladı. TÜBİTAK’ın bilim insanlarına yönelik destek programları çerçevesinde son 20 yılda uzay bilimleri alanında 169 kişiye 2022 sabit fiyatlarıyla 40,9 milyon TL destek sağlandığını belirten Bakan Varank, uzay çalışmaları alanındaki 31 projeye de 2022 sabit fiyatlarıyla 30,2 milyon TL düzeyinde destek verildiğini kaydetti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, uzay çalışmalarıyla ilgili olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına şu soruları yöneltti: * Uzay faaliyetleri Milli Uzay Programı doğrultusunda Türkiye Uzay Ajansı tarafından yürütülen çalışmalarda ekonomik krizin olumsuz etkisi yansımış mıdır?* Sektöre finansal kaynak sağlayıcı yeterli destek sağlanmış mıdır? *Girdi maliyetlerinde yurt dışı kaynaklı dalgalanmaların etkisi var mıdır? *Özel sektör bu çalışmalarda yeterince yer almakta mıdır? *Uzay ile ilgili bilimsel projeler yürüten bilim insanlarına finansal destek ve teşvik alt yapısı düzenlenmiş midir? * Kaç bilim insanı bu yönde teşvik edilmektedir? *Başarılı gençler uzay bilimleri alanıyla ilgili programlara yeterince teşvik edilmekte midir? *Uzay temalı üniversitelerin açılması yönünde çalışmalar var mıdır? *2023 yılında aya insanlı gidiş ile ilgili tarih belli midir?(31 UZAY PROJESİNE 30 MİLYON LİRA DESTEK) Varank, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından Milli Uzay Programı kapsamında geliştirilen projelere ilişkin proje fizibilite ve bütçelendirme faaliyetleri tamamlandığını, “Ay Araştırma Programı” ve “Türk Astronot ve Bilim Misyonu (TABM)” projelerine devam edildiğini açıkladı. Bakan Varank, TÜBİTAK TEYDEB Programları kapsamında, 2002 yılı ile 2022 yılı Ağustos ayı arasındaki dönemde sanayiye yönelik destek programları çerçevesinde, uzay çalışmaları alanındaki 31 projeye, 2022 sabit fiyatlarıyla 30,2 milyon TL düzeyinde destek sağlandığını açıkladı.(169 KİŞİYE 40 MİLYON LİRA) Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, TÜBİTAK’ın Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen bilim insanlarına yönelik destek programları çerçevesinde 2002 - 2022 Ağustos döneminde uzay bilimleri alanında 169 kişiye destek verildiğini de bildirdi.(BİLİM İNSANI DESTEK PROJELERİ) Varank, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen burs ve destek programları ve yarışmalar kapsamında başarılı gençlerin uzay bilimleri alanında teşvik edildiğini söyledi.(AY’A DEĞİL, UZAY İSTASYONUNA UZAY YOLCUSU GÖNDERİLECEK) 2022 tarihli Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde sunulan Milli Uzay Programı Strateji Belgesinde, 2022-2030 yılları arasında Ay’a insanlı erişim gibi bir hedef bulunmadığını açıklayan Bakan Varank, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bahse konu Strateji Belgesinden de görüleceği üzere, Türk Astronot ve Bilim Misyonu Programında bir Türk vatandaşının uluslararası işbirliği ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na (IS S) çıkarak uzaya erişimi ve uzayda gerçekleştirilecek bilimsel faaliyetlerde yer alması amaçlanmaktadır. Kısacası, seçilen Türk Uzay Yolcusunun gerekli eğitimlerini tamamladıktan sonra 2023 yılının ikinci yarısında bilimsel araştırma yapmak için Ay’a değil, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (IS S) gönderilmesi planlanmaktadır.”(CUMHURBAŞKANI 2021 YILINDA NE DEMİŞTİ?.) CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan AA tarafından duyurulan açıklamasına dikkat çekti. Gürer, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2021 yılında yaptığı açıklamada, ‘Milli Uzay Programı'ndaki birincil ve en önemli hedefimiz Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı ile bu hedefi iki aşamada tamamlamayı planlıyoruz’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuşmasını sürdürmüştü: "İlk aşamada, 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu görevi tamamladığımızda hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacağız hem de ikinci aşama Ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız. 2028'de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz. Böylece, medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay'a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı, fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlarımız için bir kaldıraç görevi görecektir"(İKTİDARIN SÖYLEMİ AY'A, VATANDAŞ YAYA) Bakan Varank'ın açıklaması ile Cumhurbaşkanı'nın bir yıl önceki açıklaması örtüşmediğine, "Ay’a gideceğiz" denilmesine rağmen ayrılan kaynaklarda bu bağlamda bir çalışma görülmediğne dikkat çeken Gürer, "Kamuoyunda bir algı yaratılıp arkası gelmiyor. Ay’a gidiş bir başka bahara kaldı. İktidar Ay’a gitmeyi anlattıysa da vatandaş yaya kaldı, gidecek hal kalmadı" dedi. İktidarın başarısızlıklarına sürekli bir kılıf aradığını ve gerçekleri saptırarak koltuklarını koruma uğraşı verdiklerini söyleyen Gürer, “Kamuoyunun ilgisini çekecek konular proje olarak sunulup gündeme taşınıyor. Ardından söz uçuyor, proje rafta kalıyor..2023 yılında aya sert iniş yapacağız açıklaması yapılıp aya gitmeyeceğimizin açıklaması dahi başlı başına dikkate değer bir durumdur” diye konuştu.
Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in iadesi onandı(BİRGÜN)
Nazilli'de restoranda patlama: 7 ölü, biri ağır 5 yaralı! (BİRGÜN)
Aydın'ın Nazilli ilçesindeki bir restoranda, tüp değişimi sırasında patlama yaşandığı bildirildi. İlk belirlemelere göre 7 kişi yaşamını yitirdi, biri ağır 5 kişi ise yaralandı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yaşamını yitirenlerin 3'ünün çocuk olduğunu belirtti.(https://www.birgun.net/haber/nazilli-de-restoranda-patlama-7-olu-biri-agir-5-yarali-415714)
Filmlere konu olacak vurgun: Özel şirketinden araç aldı kamu şirketini batırdı (Mustafa Bildircin-BİRGÜN)
Tosyalı’nın yine yüzü güldü(İsmail Arı-Birgün)
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Fuat Tosyalı’nın sahibi olduğu Tosyalı Holding’e bir kıyak daha sağlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kasım ayı Yatırım Teşvik Belgeleri listesinde Tosyalı Holding’e bağlı “Tosçelik Profil ve Saç Endüstrisi” A.Ş. de yer aldı. Şirketin Osmaniye’de yapacağı çimento, kireç ve alçı üretim tesisi için faiz desteği sağlanacak. Ayrıca gümrük vergisi muafiyeti, katma değer vergisi istisnası, sigorta primi desteği ve vergi indirimi gibi birçok destekten de yararlanacaklar.(PLANLAR DEĞİŞTİRİLDİ) Bu, Tosyalı Holding’e sağlanan ilk destek de değil. Daha önce Tosyalı Holding, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Hatay'ın İskenderun ilçesindeki 2’nci Organize Sanayi Bölgesi’nin imar planlarını değiştirmesiyle gündeme gelmişti. Bakanlığın yaptığı plan değişikliğiyle, söz konusu holdingin denizi doldurarak yaklaşık 80 bin metrekare büyüklüğünde liman inşa etmesinin önü açılmıştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tosyalı Holding’e Zonguldak Filyos Vadisi’nde 49 yıllığına arazi tahsis etmişti. Holdingin bu araziye milyarlarca liraya gübre üretim tesisi inşa edeceği açıklanmıştı.(İHALELERİ KİMSEYE BIRAKMADI) AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın denetleyemediği Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) yönetimine 2018’de Fuat Tosyalı’yı atadı. Ancak Tosyalı, Varlık Fonu’nda yönetici olmasına rağmen fona bağlı kamu şirketleriyle ticari ilişkiler kurdu, şirketlerden de milyonlarca liralık ihaleler aldı. Tosyalı, Varlık Fonu’na yönetim kurulu üyesi olduktan sonra fona bağlı BOTAŞ, Türkşeker ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) gibi kamu şirketlerinde 14 ayrı ihale aldı. Bu ihalelerin toplam bedeli ise yaklaşık 860 milyon TL.