20 Kasım 2022 Pazar

Gönül Beyhan: Zirveden kimsesizler mezarlığına - Mesut Kara / Evrensel

 


Son günlerinde engelli kızıyla birlikte yaşadığı dramı hep birlikte izledik sesini, yardım çığlığını duymadan. Kimsesizler mezarlığına gömülmesi de yaşayan Yeşilçam yıldızlarının, (Cüneyt Arkın Hariç) vicdanını harekete geçirmedi.

Erhan Tuncer’in “Üçüncü Adam web sayfasında yer alan Gönül Beyhan yazısında şu bilgiye ulaşırız; “Cüneyt Arkın geldi olay yerine. ‘Babacan’ adlı bir program yapıyordu o sıralar. Ekibi ile geldi ve kendisiyle röportaj yapıp, sözler verdi. Ve de sözlerini yerine getirip durumu belediyenin bakımevlerine intikal ettirip Gönül Beyhan’ı bulunduğu durumdan kurtardı.”

Gerçek adıyla Nadire Gönül Özkökleşen 1932 yılında İstanbul’da doğar. Çamlıca Kız Lisesinde okurken 1950’de yapılan bir güzellik yarışmasına katılır. Yarışmayı seyre gelenlerin içinde genç ve heyecanlı bir adam vardır. Adam sık, sık gözlüklerini siliyor ve sahneye sıralanan güzellerden soldan dördüncüsüne dikkatli dikkatli bakıyordur. O günlerin heyecanlı genci sonraki yılların önemli rejisörlerinden Atıf Yılmaz’dır. Heyecanı da ilk filmine başlamak üzere oluşundan ileri geliyordur. Yarışma biter bitmez hemen kulise koşar ve dikkatini çeken genç kızla konuşur. Bu konuşma sonunda Çamlıca Kız Lisesinden henüz ayrılmış olan 18 yaşındaki Gönül Nadire Özkökleşen Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı ilk filmi “Kanlı Feryat” filminde kendine teklif edilen rolü kabul edip oynayarak, sinemaya adım atar ve adını değiştirerek Gönül Beyhan olarak, sinemaseverlerin karşısına çıkar. İlk filminde rol arkadaşları Nurhan Nur, Tekin Akmansoy’dur.

“Kendisinin eski Üsküdarlı olduğunu söyleyen Gönül Beyhan, ortaokulu Fıstıkağacı’da, lise eğitimini Çamlıca Kız Lisesinde tamamlamış. 1950 senesinde 152 kişinin katıldığı bir müsabakaya girmesi ile inişli çıkışlı, kah şöhret ve tanınmışlık, kah da hüznün ve perişanlığın sebebi olduğu düşünülen bir hayata adım atmış. Saray Sinemasındaki yarışmaya katılan genç kızları Ferdi Tayfur sunmuş. Elemelerden sonra altıncı olmuş ve o yarışmadan sadece Gönül Beyhan sinemayı seçmiş.

Kısa zamanda bu isimle ün yapar, sinemaya girişinin üçüncü yılında vamp rollerinin en çok aranan ismi olur. Arka arkaya filmlerde oynayan güzel oyuncu seyircinin de beğenisini kazanır.

1964 yılında, Belgin Doruk, Göksel Arsoy ikilisiyle oynadığı “Evcilik Oyunu” filminden sonra sinemayı bırakıp tiyatroya geçer. 2 yıl Bakırköy Sanat Tiyatrosunda oynayan Gönül Beyhan üç yıl uzak kaldığı sinemaya Yavuz Figenli’nin yönettiği “Killing - Ölüler Konuşamaz” filmiyle dönüş yapar. “Sinema sevgisini ben sigara tiryakiliğine benzetiyorum, nasıl tiryakiler sigaradan vaz geçemiyorlarsa, sinema oyuncuları da imkanı yok kamerasız edemiyorlar. Dile kolay, tam 14 yıl kaldım sinemada. Sonra, ailevi sebepler yüzünden bıraktım, ama kulaklarım her an kameranın o kendine has tıkırtısını arıyordu. Nihayet daha fazla dayanamadım, koşup tekrar yuvama döndüm” der. (Ses Dergisi, 1967, sayı 46)

Sinemadan uzaklaştığında şöhretin zirvesindeyken aklından geçirmediği bir sona doğru da adım atıyordur. Çeşme akıyorken akanı tutmamıştır, elde avuçta yoktur. Dost, vefa dediğiniz de sadece bir yanılsamadır. Üstüne üstlük bir de zihinsel özürlü bir kızı vardır.

Geçen zaman yoksulluğu, açlığı, parklarda yaşamayı getirir bir dönemin güzelliği dillere destan olan şöhretli Oyuncusu Gönül Beyhan’a.

Son yıllarında yapılan bir söyleşide şunları söyler: “Bakın, 37 yaşındaki özürlü kızımla birlikte 20 gündür gece gündüz burada sürünüyorum. Ama üç gün sonra havalar soğuyup da kış gelince ne yapacağız, diye kara kara düşünüyorum. Allah hiçbir kimseyi bizim durumumuza düşürmesin. Ben kimseden para pul istemiyorum, sadece başımı sokabileceğim küçücük de olsa bir ev istiyorum. Yazık günah değil mi? Ben kötü kadın değilim, sakın deli diye yazmayın olur mu? Başımıza bir şeyler gelecek diye çok korkuyorum vallahi.” Söyleşide bu sözlerin ardından şunlar yazılıdır: “Bu sözler 20 gündür gece gündüz Üsküdar’ın merkezinde bir parkta yatıp kalkan 1950’li yılların Sinema Yıldızı Gönül Bayhan’a ait. Bir zamanlar Türk sinemasının en beğenilen bir sanatçısı olmak, medyanın göz bebeği olmak, hayranlarının peşinden koşması, sayısız mektuplar... Ya sonrası, sefalet...”

Magazin medyası tüm acımasızlığıyla “Bir dönemin starı idi şimdi sefalet içinde” başlığıyla verir haberlerini. Döneminde çok güzel ve beğenilen bir yıldızdır ve çok geçmeden “Donanmanın en yakışıklı erkeği olan Tarzan Bahattin adındaki yakışıklı bir deniz subayı ile evlenir. Ardından ikinci evliliğini bir film artisti ile yapar. Gönül Beyhan genç ve dul olan bir kadının evlenmesi gerektiğini düşünerek üçüncü evliliğini yapar.”

Ancak üçüncü evliliğinde de arzu ettiği mutluluğu bulamaz, çünkü eşi alkol bağımlısıdır ve bugün 37 yaşında olan zihinsel engelli kızı dünyaya gelir.

Sözünü ettiğimiz o son söyleşisinde şu bilgileri okuruz: “Bu arada kızının yaşantısındaki perişanlığa dayanamayan babası fotoğraf, afiş, mektup ve kupürlerini sakladığı bir bavulunu, kızımı bunlar mahvetti diyerek, hepsini yırtıp atmış. Artık şöhretin zirvesindeki Gönül Beyhan’ın hayatında düşüş başlayacaktır. Aradığı mutluluğu evlilikte bulamayan, sanat dünyasından da uzaklaşan talihsiz sanatçı artık sokaklara düşecektir.”

Gönül Beyhan yaşadığı bu çöküşe, tüm olumsuzluklara karşın kızını bırakmaz, ayakta ve hayatta kalma mücadelesi verir. Bir süre kendisine yardımcı olan bir iş adamının kirasını ödediği bir evde ikamet eder. Fakat o iş adamı hakkında olumsuz birtakım söylentileri duyunca, ‘Kanunsuz ve karapara ile içiçe olduğu söylenen bir adamın evinde kalmam’ der ve tekrar sokaklara, parklara döner.

Son günlerini Elmadağ Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde geçirirken rahatsızlanır Gönül Beyhan, hastaneye kaldırılır. Sağlık görevlilerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamaz. 83 yaşında yaşamını yitiren Gönül Beyhan’ın cenazesi Sincan Çimşit’te bulunan Sincan Belediyesine ait ‘Kimsesizler Mezarlığı’’na defnedilir.  Yakınlarından, akrabalarından, sinemacılardan kimsenin katılmadığı cenazesinde naaşı mezarlık görevlileri ve bakımevi görevlileri tarafından defnedilir.

Mesut Kara / Evrensel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder