Bildiğimiz gerçekler..
Ama uluslararası veriler açıklanıp cinsiyet eşitliğinde daha da gerilediğimiz ortaya çıktığında yine de tokat yemiş gibi oluyoruz. Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl açıkladığı Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 144 ülke arasında bir sıra daha geriledik ve 131. olduk.
Yıllardır listenin son sıraları şaşmaz şekilde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindir. Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Etiyopya bizden daha iyi durumda olan ülkeler. Biz Pakistan, Yemen, Suriye, Çad, İran, Suudi Arabistan, Lübna, Fas ve Mısır’dan halliceyiz.
Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksi 4 alanda ölçümleniyor: Kadınların sağlık ve eğitime erişimleri, siyasete katılımları ve ekonomik yaşamda aldıkları rol. Türkiye’nin bu dört alandaki yeri ise sırasıyla sağlıkta 59’uncu, eğitimde 101’inci, siyasette 118’inci, ekonomide 128’inci. Bunların içerisindeki ayrıntılara girmeye gerek yok. 2017 raporunun önemli bir özelliği var. O da, 2006 yılından bugüne kadar yavaş da olsa kaydedilen kazanımların 2017 yılında durması hatta gerilemesi...
En başarılı 10 ülke sıralaması ise hayli ilginç. Birincilik 0.87 skorla İzlanda’nın. Norveç 0.83 ile ikinci, Finlandiye 0.823 ile üçüncü. Dördüncülük 0.822 ile bir Afrika ülkesinin, Ruanda’nın. Beşinci İsveç. İsveç’i 0.81 ile Nikaragua izliyor.
Yedinci sırada Slovenya, sekizinci İrlanda, 9. Yeni Zelanda ve 10. Filipinler. Rapor cinsiyet uçurumunun ülkelerin gelir seviyeleri ile doğrudan bağlantılı olmadığını ortaya koyuyor. Göreceli olarak çok daha yoksul olan Ruanda ve Nikaragua’nın kaynakları ve fırsatları kadın ve erkekler arasında eşit şekilde dağıttıklarını gösteriyor. Hatırlatalım, Ruanda dünyada en yüksek kadın milletvekili oranına sahip ülke. 1994’teki soykırımda 500 bine yakın kadının tecavüze uğradığı, 400 binden fazlasının da dul kaldığı ülkede, acılarını geride bırakarak önemli görevler yürütmeye karar veren kadınların, küllerinden doğduğunu söyleyebiliriz. Tabii kadınların siyaset dünyasında bulunmasının, ülkedeki kadın toplumuna farklı bir bakış açısı kazandırdığını da...
9 yıl üst üste birinciliği kaptırmayan İzlanda’nın başarısının arkasındaki sır ise yer darlığından bir sonraki yazının konusu.
Cinsiyet eşitsizliğinde uçurumun azaltılmasının ülkelere ekonomik getirileri de hayli çarpıcı. Rapora göre İngiltere’nin ekonomisine 250 milyar dolar, ABD ekonomisine 1.750 milyar dolar, Çin ekonomisine 2.5 milyar dolar ek katkı sağlıyor. Yine rapor bu aksak ilerleme hızı ile uçurumun azaltılması hedefine ulaşılmasının daha yüzlerce yıl alacağını söylüyor, “kendiliğinden olsun diye bırakılırsa asla ilerleme sağlanamayacağını” vurguluyor.
Türkiye bu vurguyu en haklı çıkaran ülkelerden biri. 2017 yılı, kadınlar açısından kazarımların gerilediği bir yıl oldu. Aylar boyu “Bu Yasalar Böyle Geçmez” kampanyasıyla kadın örgütlerinin karşı çıktığı Nüfus Hizmetlerinde Değişiklik Tasarısı, her zamanki gibi bir gece yarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kadına karşı şiddetin rakamları da gerilemedi.
2017’nin ilk dokuz ayında erkekler 211 kadın ve kız çocuğunu öldürdü, 64 kadına tecavüz etti, 190 kadını taciz etti, 258 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 306 kadına şiddet uyguladı.
İşin en çarpıcı olanı, şiddet uygulayan erkeklerin ileri sürdükleri ipe sapa gelmez gerekçelerin hâkimler tarafından kabulü, indirimler vs. almaları.
Bilmem başka söze gerek var mı?
Özlem Yüzak / CUMHURİYET
Ama uluslararası veriler açıklanıp cinsiyet eşitliğinde daha da gerilediğimiz ortaya çıktığında yine de tokat yemiş gibi oluyoruz. Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl açıkladığı Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 144 ülke arasında bir sıra daha geriledik ve 131. olduk.
Yıllardır listenin son sıraları şaşmaz şekilde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindir. Kuveyt, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Etiyopya bizden daha iyi durumda olan ülkeler. Biz Pakistan, Yemen, Suriye, Çad, İran, Suudi Arabistan, Lübna, Fas ve Mısır’dan halliceyiz.
Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksi 4 alanda ölçümleniyor: Kadınların sağlık ve eğitime erişimleri, siyasete katılımları ve ekonomik yaşamda aldıkları rol. Türkiye’nin bu dört alandaki yeri ise sırasıyla sağlıkta 59’uncu, eğitimde 101’inci, siyasette 118’inci, ekonomide 128’inci. Bunların içerisindeki ayrıntılara girmeye gerek yok. 2017 raporunun önemli bir özelliği var. O da, 2006 yılından bugüne kadar yavaş da olsa kaydedilen kazanımların 2017 yılında durması hatta gerilemesi...
En başarılı 10 ülke sıralaması ise hayli ilginç. Birincilik 0.87 skorla İzlanda’nın. Norveç 0.83 ile ikinci, Finlandiye 0.823 ile üçüncü. Dördüncülük 0.822 ile bir Afrika ülkesinin, Ruanda’nın. Beşinci İsveç. İsveç’i 0.81 ile Nikaragua izliyor.
Yedinci sırada Slovenya, sekizinci İrlanda, 9. Yeni Zelanda ve 10. Filipinler. Rapor cinsiyet uçurumunun ülkelerin gelir seviyeleri ile doğrudan bağlantılı olmadığını ortaya koyuyor. Göreceli olarak çok daha yoksul olan Ruanda ve Nikaragua’nın kaynakları ve fırsatları kadın ve erkekler arasında eşit şekilde dağıttıklarını gösteriyor. Hatırlatalım, Ruanda dünyada en yüksek kadın milletvekili oranına sahip ülke. 1994’teki soykırımda 500 bine yakın kadının tecavüze uğradığı, 400 binden fazlasının da dul kaldığı ülkede, acılarını geride bırakarak önemli görevler yürütmeye karar veren kadınların, küllerinden doğduğunu söyleyebiliriz. Tabii kadınların siyaset dünyasında bulunmasının, ülkedeki kadın toplumuna farklı bir bakış açısı kazandırdığını da...
9 yıl üst üste birinciliği kaptırmayan İzlanda’nın başarısının arkasındaki sır ise yer darlığından bir sonraki yazının konusu.
Cinsiyet eşitsizliğinde uçurumun azaltılmasının ülkelere ekonomik getirileri de hayli çarpıcı. Rapora göre İngiltere’nin ekonomisine 250 milyar dolar, ABD ekonomisine 1.750 milyar dolar, Çin ekonomisine 2.5 milyar dolar ek katkı sağlıyor. Yine rapor bu aksak ilerleme hızı ile uçurumun azaltılması hedefine ulaşılmasının daha yüzlerce yıl alacağını söylüyor, “kendiliğinden olsun diye bırakılırsa asla ilerleme sağlanamayacağını” vurguluyor.
Türkiye bu vurguyu en haklı çıkaran ülkelerden biri. 2017 yılı, kadınlar açısından kazarımların gerilediği bir yıl oldu. Aylar boyu “Bu Yasalar Böyle Geçmez” kampanyasıyla kadın örgütlerinin karşı çıktığı Nüfus Hizmetlerinde Değişiklik Tasarısı, her zamanki gibi bir gece yarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kadına karşı şiddetin rakamları da gerilemedi.
2017’nin ilk dokuz ayında erkekler 211 kadın ve kız çocuğunu öldürdü, 64 kadına tecavüz etti, 190 kadını taciz etti, 258 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 306 kadına şiddet uyguladı.
İşin en çarpıcı olanı, şiddet uygulayan erkeklerin ileri sürdükleri ipe sapa gelmez gerekçelerin hâkimler tarafından kabulü, indirimler vs. almaları.
Bilmem başka söze gerek var mı?
Özlem Yüzak / CUMHURİYET