Ayça’nın, havaların soğumasını güneşin kendilerini terk edişine
bağlayarak “dön çağrısı” yapmak için güneşe yazdığı mektuplara güneşten
iki yanıt gelir. Birincisinde “Allah’ın izniyle bütün dünyayı
ısıtıyorum”; ikincisinde “Allahı’mız, tabiatı yaratırken bazı kanunlar
koymuştur. Bu kanunlar bozulursa tabiatın dengesi bozulur” der güneş.
Ortalıkta dolaşan, bilimsellikten ve özellikle de “çocuk bilimi”nden uzak birçok masal kitabından biri. Ecehan Ergin Çetin tarafından yazılan, “Çocuk Gezgini, Hikayelerle Karakter Eğitimi” logolu bir yayıncının “neşeli masallar dizisi”den çıkan “Güneşten Gelen Mektup” adlı, resimli bir masal kitabı…
Arka kapaktaki nota göre, “Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 5. maddesinin değişik (g) bendi çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu olmayan kitaplardan. 2012 yılında yapılan değişikliğe göre “‘Parayla satılamaz’ ibaresi taşımak kaydıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından veya Merkezi Açıköğretim Sistemi kapsamında Anadolu Üniversitesi tarafından öğrencilere ücretsiz dağıtılan ders kitapları”nda bandrol kullanılması eser veya hak sahiplerinin isteğine bağlı. Buradan yazı konusu kitabın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan ders kitapları arasında olduğu anlaşılıyor.
Bilimselliği ve fizik yasalarını yok sayan, “evrim”i ve teorisini eğitim ve öğretimden dışarı atmaya kalkışan, dinsel spekülasyon ve referanslara sığınan AKP gericiliğinin yalnızca bir küçük örneği yukarıda anlattığımız. Böyle birçok masal, kitap dolaşıyor, okutuluyor, anlatılıyor derslerde ve ders dışında.
Sustukça palazlanan, tepki göstermedikçe dallanıp budaklanan, güler yüzlü resimlerin arkasına saklanıp yobazlaşan, çocukları da pis oyunlarına alet eden gericilik ordusu bireyin ve yaşamın tüm damarlarına sızıyor. Sızarken de hem maddenin evrimini, hem biyolojik evrimi hem de kültürel evrimi uzaklaştırmaya çalışıyor.
Aklı ve bilimi yalnızca kendilerinin sanan sömürücüler gericilerle ele ele vermiş herşeyi sahiplenmeye kalkarken, “düzen bozulmasın” diye susanlar insanlığa da ihanet ediyor Aydınlanma’ya da…
Oysa insan, “Aydınlanma mücadelesinin inatçı savaşçısı” Aziz Nesin’in dediği gibi, “yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumlu”.
Yaşamı boyunca gerici akıntıya karşı kürek çekmekten, meydan okumaktan hiç yılmıyor Aziz Nesin. Doğumunun 102. yılı olan 20 Aralık 2017’de O’na ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu anlıyor ve O’ndan güç almaya devam ediyoruz.
“Ben de Çocuktum” diyor Aziz Nesin Cumhuriyet öncesi, kurtuluş savaşı, Cumhuriyet ve sonrasına yayılan çocukluğunu yalın bir dille anlatırken ve bakın güneşten gelen mektuplardaki dinsel referansa nasıl yanıt veriyor kardeşinin ölüm gününde:
“Babam bigün eve elma getirmiş. Bana: Dön arkanı! dedi.
Yüzümü duvara çevirdim. Önüme bir elma düştü, bir daha…
Babam,
Bak… Bu elmaları sana Allah gönderdi, dua et! dedi.
Elma gönderen Allah, kardeşimi iyi etmedi, öldü kardeşim.”
Utanmayla ilgili söyledikleri ise sınıfsallık üzerine net bir ders:
“Çoğumuz kendi suçumuzmuş gibi yoksulluğumuzdan utanırız. Ben de yıllarca yoksulluk ayıbımdan utandım, taa yazar olana dek… Çoğunluğun yoksul olduğu ülkede, yoksulluğun değil, varlıklılığın daha utanılası olduğunu yazarlığa başlayınca anladım.”
Aydınlanma Hareketi, bir yandan gericiliğe karşı mücadelesini somut eylemlerle sürdürürken, gerici müfredata, kitaplara, eğitime ve hukuka karşı davalar açarken diğer yandan da toplantı, sempozyum, gazete, broşür, kitap gibi araçlarla aydınlatıcı çalışmalarına devam ediyor. “Yeni Bir Aydınlanma İçin” adlı (Yazılama Yayınevi) kitap da “Aziz Nesin anısına” çıkarıldı.
Broşürlerden sonuncusu ise “KAYIP ÜNİTE: EVRİM” adını taşıyan 47 sayfalık bir çalışma…
Broşürün önsözünde de belirtildiği gibi:
“Her şey değişiyor. Ve bu değişim herkesi etkiliyor. Evrim Teorisi’ni ders kitaplarından çıkarıp, onun ‘henüz sadece bir teori olarak kabul edildiği, aslında bir safsata olduğu’ yalanını ortaya atanlar, evrim olgusuyla bağlantılı olarak yapılan bilimsel çalışmaların göz kamaştırıcı ürünlerinden yararlanmayı reddedemiyorlar. Her yıl yenilenen grip aşılarına iştahla yapışanların kapıdan kovdukları evrim kaba etlerinden giriyor vücutlarına.”
“Evrim Teorisi, ders kitaplarından çıkartılsa bile sadece ifade ettiği gerçeklikle değil, teknik ve pratik sonuçlarıyla her yerdedir.”
Gericilerin karanlığı ile hedef aldığı genç zihinleri, yobazların insafına terk etmemek görev ve sorumluluğu taşıyan herkes gericiliğe karşı Aydınlanma mücadelesi yapmak, “evrim”i kayıp ünite olmaktan kurtarmak zorunda…
Evrim yoksa bilim de yok!*
Aziz Nesin kısa ve öz anlatmış: “kendisini çatlatmadan toprağı çatlatamaz tohum”.
Ali Rıza Aydın / SOL
*VI. EVRİM BİLİM VE EĞİTİM SEMPOZYUMU’na herkesi bekliyoruz: 23-24 Aralık 2017, Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi…
Ortalıkta dolaşan, bilimsellikten ve özellikle de “çocuk bilimi”nden uzak birçok masal kitabından biri. Ecehan Ergin Çetin tarafından yazılan, “Çocuk Gezgini, Hikayelerle Karakter Eğitimi” logolu bir yayıncının “neşeli masallar dizisi”den çıkan “Güneşten Gelen Mektup” adlı, resimli bir masal kitabı…
Arka kapaktaki nota göre, “Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 5. maddesinin değişik (g) bendi çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu olmayan kitaplardan. 2012 yılında yapılan değişikliğe göre “‘Parayla satılamaz’ ibaresi taşımak kaydıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından veya Merkezi Açıköğretim Sistemi kapsamında Anadolu Üniversitesi tarafından öğrencilere ücretsiz dağıtılan ders kitapları”nda bandrol kullanılması eser veya hak sahiplerinin isteğine bağlı. Buradan yazı konusu kitabın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan ders kitapları arasında olduğu anlaşılıyor.
Bilimselliği ve fizik yasalarını yok sayan, “evrim”i ve teorisini eğitim ve öğretimden dışarı atmaya kalkışan, dinsel spekülasyon ve referanslara sığınan AKP gericiliğinin yalnızca bir küçük örneği yukarıda anlattığımız. Böyle birçok masal, kitap dolaşıyor, okutuluyor, anlatılıyor derslerde ve ders dışında.
Sustukça palazlanan, tepki göstermedikçe dallanıp budaklanan, güler yüzlü resimlerin arkasına saklanıp yobazlaşan, çocukları da pis oyunlarına alet eden gericilik ordusu bireyin ve yaşamın tüm damarlarına sızıyor. Sızarken de hem maddenin evrimini, hem biyolojik evrimi hem de kültürel evrimi uzaklaştırmaya çalışıyor.
Aklı ve bilimi yalnızca kendilerinin sanan sömürücüler gericilerle ele ele vermiş herşeyi sahiplenmeye kalkarken, “düzen bozulmasın” diye susanlar insanlığa da ihanet ediyor Aydınlanma’ya da…
Oysa insan, “Aydınlanma mücadelesinin inatçı savaşçısı” Aziz Nesin’in dediği gibi, “yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumlu”.
Yaşamı boyunca gerici akıntıya karşı kürek çekmekten, meydan okumaktan hiç yılmıyor Aziz Nesin. Doğumunun 102. yılı olan 20 Aralık 2017’de O’na ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu anlıyor ve O’ndan güç almaya devam ediyoruz.
“Ben de Çocuktum” diyor Aziz Nesin Cumhuriyet öncesi, kurtuluş savaşı, Cumhuriyet ve sonrasına yayılan çocukluğunu yalın bir dille anlatırken ve bakın güneşten gelen mektuplardaki dinsel referansa nasıl yanıt veriyor kardeşinin ölüm gününde:
“Babam bigün eve elma getirmiş. Bana: Dön arkanı! dedi.
Yüzümü duvara çevirdim. Önüme bir elma düştü, bir daha…
Babam,
Bak… Bu elmaları sana Allah gönderdi, dua et! dedi.
Elma gönderen Allah, kardeşimi iyi etmedi, öldü kardeşim.”
Utanmayla ilgili söyledikleri ise sınıfsallık üzerine net bir ders:
“Çoğumuz kendi suçumuzmuş gibi yoksulluğumuzdan utanırız. Ben de yıllarca yoksulluk ayıbımdan utandım, taa yazar olana dek… Çoğunluğun yoksul olduğu ülkede, yoksulluğun değil, varlıklılığın daha utanılası olduğunu yazarlığa başlayınca anladım.”
Aydınlanma Hareketi, bir yandan gericiliğe karşı mücadelesini somut eylemlerle sürdürürken, gerici müfredata, kitaplara, eğitime ve hukuka karşı davalar açarken diğer yandan da toplantı, sempozyum, gazete, broşür, kitap gibi araçlarla aydınlatıcı çalışmalarına devam ediyor. “Yeni Bir Aydınlanma İçin” adlı (Yazılama Yayınevi) kitap da “Aziz Nesin anısına” çıkarıldı.
Broşürlerden sonuncusu ise “KAYIP ÜNİTE: EVRİM” adını taşıyan 47 sayfalık bir çalışma…
Broşürün önsözünde de belirtildiği gibi:
“Her şey değişiyor. Ve bu değişim herkesi etkiliyor. Evrim Teorisi’ni ders kitaplarından çıkarıp, onun ‘henüz sadece bir teori olarak kabul edildiği, aslında bir safsata olduğu’ yalanını ortaya atanlar, evrim olgusuyla bağlantılı olarak yapılan bilimsel çalışmaların göz kamaştırıcı ürünlerinden yararlanmayı reddedemiyorlar. Her yıl yenilenen grip aşılarına iştahla yapışanların kapıdan kovdukları evrim kaba etlerinden giriyor vücutlarına.”
“Evrim Teorisi, ders kitaplarından çıkartılsa bile sadece ifade ettiği gerçeklikle değil, teknik ve pratik sonuçlarıyla her yerdedir.”
Gericilerin karanlığı ile hedef aldığı genç zihinleri, yobazların insafına terk etmemek görev ve sorumluluğu taşıyan herkes gericiliğe karşı Aydınlanma mücadelesi yapmak, “evrim”i kayıp ünite olmaktan kurtarmak zorunda…
Evrim yoksa bilim de yok!*
Aziz Nesin kısa ve öz anlatmış: “kendisini çatlatmadan toprağı çatlatamaz tohum”.
Ali Rıza Aydın / SOL
*VI. EVRİM BİLİM VE EĞİTİM SEMPOZYUMU’na herkesi bekliyoruz: 23-24 Aralık 2017, Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi…