24 Haziran baskın seçimleri münasebetiyle uygulanan karartma yüzünden Irak ve Suriye'de olup bitenler itina ile Türk kamuoyundan saklanıyor.
Önceki gün, Ankara'da güvenlik birimlerine oldukça önemli bir istihbarat raporu ulaştı. Buna geçmeden önce "bunlar da kim, ne?" diyebileceğiniz 2 hususa kısaca açıklık getirmek isterim;
1-Ahmet Carba: Suriye'de Sünni bir aşiretin önemli bir ismi. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) eski başkanlarından. Kirli sicili, PYD ve Suud yönetimine yakınlığı ile biliniyor.
2-Roj peşmergeleri: Suriye iç savaşının başladığı dönemde Suriye'nin kuzeyinde varlıklarını gösterdiler. IKBY Başkanı çapulcu başı Barzani'ye yakınlıkları ile tanınıyorlardı. Sözde Rojava'yı hâkimiyetine geçirmeden önce PYD ile zorlu bir çatışma içine girdiler. PYD güçleri, o dönem PKK'nın Türkiye'den giden savaşmayı bilen teröristlerinin de desteğiyle Cezire bölgesinden hepsini kovmayı başardı. Hatta bir süre de karşılıklı adam kaçırma olaylarına tanıklık edildi; sonunda hepsi ailelerini de alıp Irak'a doğru çekilirken, bu duruma öfkelenen Barzani de "Rojava" ile arasına derin hendekler kazdı. Barzani, bir gün ihtiyaç olacağının altını çizerek Suriye'den gelen bu güçleri yanına alıp eğitti ve bir askeri güç haline dönüştürdü. Adına da sözde Rojava'dan geldiklerini belirlemek için "Roj peşmergeleri" denildi.
Önceki gün Ankara'ya ulaşan kritik istihbarat raporunda şöyle deniyordu;
"Dün (Salı-aht-) Irak'ta kritik bir görüşme gerçekleşti. Suriye'de Deyrizor'un güneyinde Irak sınırında 55 kilometre alanı kontrol eden ve Ürdün'de eğitilen savaşçılardan 2 bin tanesi kontrolüne verilen Ahmet Carba adlı Arap Sünni lider, Kuzey Irak'ta Barzani ve Roj peşmergeleri komutanı Lokman ile görüştü."
Bu kritik bilginin ne manaya geldiğini sorduğum devlet içindeki analist kaynaklar, ABD'nin resmi olarak Irak ve Suriye'yi üçe bölme planının sahada daha da hız kazandığına işaret ederek şunları söyledi;
"ABD'nin itina ile eğittikleri Roj peşmergelerinin en elit kadroları Erbil'deler. Şimdi sahaya sürülüyorlar. YPG'yi Roj peşmergeleri ile karma yaparak evirecekler. Roj Peşmergeleri aynı zamanda Suriye Sünnistanı'nın kurulmasında etkili olacaklar. Irak'ın üçe ayrılması yakında çıkacak iç karışıklıktan sonra olacak. 24 Haziran'dan sonra TSK'ya Afrin'den çıkması için baskılar artacak. Buna karşılık Türkiye'ye İdlip'teki gözlem noktalarının bırakılması önerilecek."
Sakın ha!.. "Bana bundan sonra da ne olur" diye sormayın...
ABD/İsrail projesi olan Gazze'deki kanlı tezgaha odaklanırken -ki buna hiçbir itirazım yok- "Suriye ve Irak'ta neler oluyor" sorularını ısrarla gündemde tutmaya devam edeceğim. Üstelik, Rusya'nın da sessizliği ilginç değil mi?..
***
Geçtiğimiz hafta içinde Kandil'de terör örgütü PKK'nın sözde merkez yürütme konseyinin ABD'liler ile birlikte yaptığı toplantı ve ele alınan konulardan birinin de Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğuna ilişkin de oldukça ilginç (!) istihbarat raporları ulaşıyor Başkent Ankara'ya. Bu raporların HDP ve Selahattin Demirtaş ile yürütülen pazarlıklar başlığında çok enteresan değerlendirmeler bulunuyor. Ufak bir çıtlatma yapayım; AKP'li 3 ismin İngiltere'de terör örgütü PKK yanlısı olarak bilinen kısa adı DPI olan Democratik Progress İnstitute ile görüşmelerinin etkileri dikkatle takip ediliyor.
Diğer bir önemli noktada, Halkbank eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın New York'ta çıkan kararla cezasının kesinleşmesinden sonra Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yla Washington'da yapacağı görüşme. Dışişleri bakanlarının görüşmede Suriye ve Orta Doğu'daki gelişmeler, ikili ilişkiler, terör örgütü PKK ve FETÖ ile mücadele gibi konuları ele alması bekleniyor. Ancak bizim buralardaki diplomatik kanalların ve iktidar çevrelerinin hiç ağızlarına almadığı fakat ABD'den yansıyan bilgiler var; Seçimlere kısa bir süre kala Halkbank'a bir ceza gelip gelmeyeceği veya ne kadar gelebileceği. Halkbank'ın ABD Hazinesi ile bir süredir görüştüğünü ve henüz anlaşılamadığını ABD'li kaynaklar söylüyor.
24 Haziran'a giderken kapalı kapılar arkasında döndürülen tezgahlar, 2002 yılında başta BOP için yapılan organizasyonların güncellendiği izlenimini veriyor!..
Ahmet Takan / YENİÇAĞ
Önceki gün, Ankara'da güvenlik birimlerine oldukça önemli bir istihbarat raporu ulaştı. Buna geçmeden önce "bunlar da kim, ne?" diyebileceğiniz 2 hususa kısaca açıklık getirmek isterim;
1-Ahmet Carba: Suriye'de Sünni bir aşiretin önemli bir ismi. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) eski başkanlarından. Kirli sicili, PYD ve Suud yönetimine yakınlığı ile biliniyor.
2-Roj peşmergeleri: Suriye iç savaşının başladığı dönemde Suriye'nin kuzeyinde varlıklarını gösterdiler. IKBY Başkanı çapulcu başı Barzani'ye yakınlıkları ile tanınıyorlardı. Sözde Rojava'yı hâkimiyetine geçirmeden önce PYD ile zorlu bir çatışma içine girdiler. PYD güçleri, o dönem PKK'nın Türkiye'den giden savaşmayı bilen teröristlerinin de desteğiyle Cezire bölgesinden hepsini kovmayı başardı. Hatta bir süre de karşılıklı adam kaçırma olaylarına tanıklık edildi; sonunda hepsi ailelerini de alıp Irak'a doğru çekilirken, bu duruma öfkelenen Barzani de "Rojava" ile arasına derin hendekler kazdı. Barzani, bir gün ihtiyaç olacağının altını çizerek Suriye'den gelen bu güçleri yanına alıp eğitti ve bir askeri güç haline dönüştürdü. Adına da sözde Rojava'dan geldiklerini belirlemek için "Roj peşmergeleri" denildi.
Önceki gün Ankara'ya ulaşan kritik istihbarat raporunda şöyle deniyordu;
"Dün (Salı-aht-) Irak'ta kritik bir görüşme gerçekleşti. Suriye'de Deyrizor'un güneyinde Irak sınırında 55 kilometre alanı kontrol eden ve Ürdün'de eğitilen savaşçılardan 2 bin tanesi kontrolüne verilen Ahmet Carba adlı Arap Sünni lider, Kuzey Irak'ta Barzani ve Roj peşmergeleri komutanı Lokman ile görüştü."
Bu kritik bilginin ne manaya geldiğini sorduğum devlet içindeki analist kaynaklar, ABD'nin resmi olarak Irak ve Suriye'yi üçe bölme planının sahada daha da hız kazandığına işaret ederek şunları söyledi;
"ABD'nin itina ile eğittikleri Roj peşmergelerinin en elit kadroları Erbil'deler. Şimdi sahaya sürülüyorlar. YPG'yi Roj peşmergeleri ile karma yaparak evirecekler. Roj Peşmergeleri aynı zamanda Suriye Sünnistanı'nın kurulmasında etkili olacaklar. Irak'ın üçe ayrılması yakında çıkacak iç karışıklıktan sonra olacak. 24 Haziran'dan sonra TSK'ya Afrin'den çıkması için baskılar artacak. Buna karşılık Türkiye'ye İdlip'teki gözlem noktalarının bırakılması önerilecek."
Sakın ha!.. "Bana bundan sonra da ne olur" diye sormayın...
ABD/İsrail projesi olan Gazze'deki kanlı tezgaha odaklanırken -ki buna hiçbir itirazım yok- "Suriye ve Irak'ta neler oluyor" sorularını ısrarla gündemde tutmaya devam edeceğim. Üstelik, Rusya'nın da sessizliği ilginç değil mi?..
***
Geçtiğimiz hafta içinde Kandil'de terör örgütü PKK'nın sözde merkez yürütme konseyinin ABD'liler ile birlikte yaptığı toplantı ve ele alınan konulardan birinin de Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğuna ilişkin de oldukça ilginç (!) istihbarat raporları ulaşıyor Başkent Ankara'ya. Bu raporların HDP ve Selahattin Demirtaş ile yürütülen pazarlıklar başlığında çok enteresan değerlendirmeler bulunuyor. Ufak bir çıtlatma yapayım; AKP'li 3 ismin İngiltere'de terör örgütü PKK yanlısı olarak bilinen kısa adı DPI olan Democratik Progress İnstitute ile görüşmelerinin etkileri dikkatle takip ediliyor.
Diğer bir önemli noktada, Halkbank eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın New York'ta çıkan kararla cezasının kesinleşmesinden sonra Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yla Washington'da yapacağı görüşme. Dışişleri bakanlarının görüşmede Suriye ve Orta Doğu'daki gelişmeler, ikili ilişkiler, terör örgütü PKK ve FETÖ ile mücadele gibi konuları ele alması bekleniyor. Ancak bizim buralardaki diplomatik kanalların ve iktidar çevrelerinin hiç ağızlarına almadığı fakat ABD'den yansıyan bilgiler var; Seçimlere kısa bir süre kala Halkbank'a bir ceza gelip gelmeyeceği veya ne kadar gelebileceği. Halkbank'ın ABD Hazinesi ile bir süredir görüştüğünü ve henüz anlaşılamadığını ABD'li kaynaklar söylüyor.
24 Haziran'a giderken kapalı kapılar arkasında döndürülen tezgahlar, 2002 yılında başta BOP için yapılan organizasyonların güncellendiği izlenimini veriyor!..
Ahmet Takan / YENİÇAĞ